18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 11 MART 2011 CUMA 6 HABERLER Türkiye’de 60 il ve ilçede dernekten ‘bağış’ alan isimlerin talimatla ifadesi alınacak Paylaşma HER şey o kadar açık ki; görmemek ve anlamamak için kör ya da bön olmak gerekir: Libya’nın yani Trablusgarp topraklarının, daha doğrusu, toprağın altındaki iyi kaliteli petrolün paylaşılmasına sıra gelmiştir. Belki, iç politikadaki kumpas hikâyelerinin rengi ya da saçmalığı zihninizi dağıttığı için, farkına varmamış olabilirsiniz: Libya’nın doğusuna yani Bingazi’den Mısır sınırına kadarki bölgeye egemen olan ayaklanma yönetimi Fransa’ca resmen tanındı. Oraların petrolüne Fransızlar göz koymuş demek ki. Anlaşılan öbür tarafı İngilizlerle Amerikalılar halledecek. Eğer Kaddafi yenilirse. unus’ta başlayarak Libya’yı atlayıp Mısır’a sıçrayan “demokrasi ve özgürlük” kasırgasının nasıl ve niçin koptuğunu merak edenler gerçeği sezmeye başlamış olmalıdırlar herhalde: Yıllardır sözü edilen Büyük ya da Yeni Ortadoğu haritası oluşmaya başlamıştır: Sınırlar değişmese de, toprakların üzerindeki egemenlik renkleri değişiyor. Son Osmanlı toprakları Bağdat ve Şam vilayetlerinden Irak ve Suriye devletleri nasıl doğduysa neredeyse harfi harfine ona benzer bir oluşumla karşı karşıyayız. Bilen bilir, Harbi Umumi denen Birinci Dünya Harbi’nin ortalarında, boğuşmanın sonucu biraz belirlenmeye başlar başlamaz o çağın Avrupalı iki büyük emperyalist devleti, İngiltere ile Fransa, Osmanlı topraklarının nasıl paylaşılacağını kararlaştrmak amacıyla masaya oturmuşlar ve pazarlıkçıların adlarıyla SykesPicot Paktı diye bilinen anlaşmayı imzalamışlardı. Yaklaşık bugünkü Hakkâri’nin güneydoğu köşesinden şimdiki Lübnan’ın güneyine çizilen bir çizginin doğusunda kalan topraklar İngiltere’nin olacaktı, batısındakiler de Fransa’nın. Ne var ki, donanmasındaki gemiler daha o zaman mazot yakmaya başlamış olan İngiltere, Irak’ın kuzeyindeki petrollü topraklara daha önce el koyduğu için Fransa’ya Suriye’nin çölümsü parçası kalmış ve bu yüzden iki müttefik arasına kara kedi girmişti. Paris yönetiminin Ankara’yla barış yapmasının nedenlerinden biri de budur. Öyle anlaşılıyor ki, Fransa bu sefer elini çabuk tutmuş ve paylaşımda petrolü daha bol olan Doğu Libya’nın resmi dostu oluvermiştir. içbir konu Batı emperyalizminin içyüzünü Kuzey Afrika’da olanlar ve bundan sonra olacaklar kadar açıkça göstermiş olamaz. Ama böyle bir dersi yeniden öğrenmek için şimdi Libya hengamesinin iki yanında binlerce zavallı insanın birbiriyle vuruşup can vermesi mi gerekirdi? 600 kişiye Fener sorgusu MAKBUZ Ç N NE DEM ŞLERD Almanya’da hapis cezası alan iki ismin polis ve savcılık sorgusundaki itirafları iddianameye şöyle yansımıştı: MEHMET TAŞKAN (Deniz Feneri e.V’nin son başkanı): “Parayı kendisi daha önce Firdevsi Ermiş’ten almış. Ermiş kendisine, parayı Zekeriya Karaman’a vermesini söylemiş. Ermiş kendisine, Taşkan’a, ayrıca üzerinde bu paranın Türkiye’de yardıma muhtaç kişilere dağıtılmak üzere olduğu ve Deniz Feneri’ne ait olduğu yazılı bir makbuz imzalatmış. Parayı keş Türkiye’ye götürüp teslim ettikten sonra, geri dönerken kendisine, İstanbul’daki Kanal 7 binasında, Almanya’ya götürmesi üzere, içinde ‘Alındı’ makbuzlarının bulunduğu bir bavul verilmiş.” F RDEVS ERM Ş (Euro 7 ve Deniz Feneri e.V’nin muhasebecisi): “Ermiş’in ifadelerinde, ‘Yardım Alındı’ makbuzlarının (belgeleri) Türkiye’de düzenlendiğini, kendisi bizzat, bir bavul dolusu ‘Alındı’ makbuzu getirdiğini, bunların hepsinde tarih ve meblağ yerlerinin boş bırakılmış halde olduklarını, bunları İstanbul’da Kanal 7’nin binasında, 3. katta Harun Kapıyoldaş adındaki şahıstan teslim aldığını açıklamıştır. Türkiye Deniz Feneri kimin yardıma muhtaç olduğunu veya olmadığını tespit ediyormuştu. Hakkında ayrıca soruşturma yapılan Kapıyoldaş, Türkiye Deniz Feneri’nin ve Kanal 7’nin mali müşaviri ve finans işlerinden sorumlu kişisi olarak, çeşitli yardım makbuzlarını ‘Alındı’ belgesi formunda, güya mahallinde yardıma muhtaç kişilerce ‘Alınmış’ olarak imzalamış. Taşkan, Gürhan ve İzzet Kurum’un da böylesi belgeleri Türkiye’den getirdiklerini, bu belgelerin Türkiye’de düzenlendikleri, imzalandıklarını ve bu şekilde Almanya’ya getirildiklerini, bu belgelerin üzerindeki meblağların daha sonra yazıldıklarını, bu belgelerden para yardımını kimin yaptığının görülmediği, ancak kendisinin, Ermiş’in, gayri resmi muhasebeden, makbuzların üzerindeki para meblağlarının, makbuzlarda adları geçenlere verilmediğini bildiğini, açıklamıştır.” AYKUT KÜÇÜKKAYA T İSTANBUL Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağını yürüten ve ocak ayında iki hafta süreyle Almanya’da incelemelerde bulunan Türk savcıların Türkiye’ye dönüşlerinin ardından ilk ciddi adımı attıkları ortaya çıktı. Ankara Basın Savcısı Nadi Türkaslan ve ekibi aralarında 17 ilin bulunduğu; ilçelerle birlikte 60’ı bulan cumhuriyet savcılıklarından, “Almanya’daki dernekten bağış yoluyla para yardımı aldığı belirtilen isimler ile bu bağışın alındığını onaylayan muhtarların” talimatla ifadesine başvurulmasını talep etti. Talimatla ifadesi alınması istenen isimlerin sayısı yaklaşık “600 kişiyi” buluyor. Bu kişilere, “Makbuzlardaki imza sizin mi? Makbuzlarda yazılı miktarı bağış Bağış yardımı yapıldığı bildirilen isimlerle; makbuzlarda onayları bulunan muhtarların ifadesinin alınması talep edilen 17 il şöyle: “ stanbul, Artvin, Bartın, Bayburt, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Rize, Samsun, Çanakkale, Bilecik, Kahramanmaraş, Manisa, Sakarya, Yozgat, Isparta, Burdur.” olarak aldınız mı? Aldıysanız makbuzda yazan rakamla, size bağış yapılan rakam aynı mı” soruları yöneltilecek. Almanya’daki yargılama sırasında Deniz Feneri e.V’nin bağış paraları Türkiye’de Kanal 7Deniz Feneri Yardımlaşma Derneği organizasyonu altında dağıtıldığı belirlenmişti. Alman yargısı kriminal incelemelerde çok sayıda bağış makbuzunun “sahte” olarak düzenlendiğini tespit etmiş, yargılama sonucunda hapis cezası alan Deniz Feneri e.V’nin son başkanı Mehmet Taşkan ile Deniz Feneri e.V ve Euro 7’nin muhasebecisi Firdevsi Ermiş; İstanbul’da Kanal 7’nin merkez binasının üçüncü katında bağış makbuzlarının doldurulduğuna ve yapılan bağış miktarlarının gerçeği yansıtmadığına yönelik önemli itiraflarda bulunmuştu. İki ay önce Almanya’da Deniz Feneri e.V davasıyla ilgili binlerce belgeyi inceleyen Ankara Basın Savcısı Türkaslan ile ekibinin Ankara’ya dönmelerinin ardından ŞTE O LLER soruşturma kapsamını genişlettiği belirlendi. Frankfurt’ta Deniz Feneri e.V davasının belgelerini inceleyen Türk savcılar binlerce yardım makbuzunu inceledi, birer örneklerini de Ankara’daki soruşturma dosyasına koydu. Cumhuriyet’in İstanbul’daki Sarıyer ve Tuzla cumhuriyet savcılıklarındaki kaynaklardan edindiği bilgiye göre Ankara’da Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmanın Türkiye ayağını yürüten savcılar, “Deniz Feneri e.V’nin Türkiye’ye gönderdiği bağış paralarının yardım amacıyla dağıtıp dağıtılmadığı, dağıtıldıysa yardım makbuzlarında gösterilen rakamla verilen rakamın aynı olup olmadığının” araştırılması için çok sayıda ismin ifadesine başvurulmasını istedi. Bu şekilde şu ana kadar 17’si il olmak üzere 60’a yakın savcılığa başvuru yapıldığı öğrenildi. ‘AP raporunu yazanlar dengesiz’ Başbakan Tayyip Erdoğan, Sırbistan Başbakanı Mirko Cvetkoviç ile düzenledikleri ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye hakkında hazırladığı rapora sert tepki gösteren Erdoğan, “Rapor, tamamen sipariş üzere hazırlanmış. Bir defa denge diye bir şey söz konusu değil. Kusura bakmasınlar, hazırlayanların da dengeli olduğuna inanmıyorum” diye konuştu. Erdoğan, rapor için bir adım atılmayacağını belirterek “Onlar rapor hazırlamakla görevli. Biz de bildiğimizi okumakla görevliyiz” dedi. Erdoğan, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazetecilerin cezaevinde bulunma sebeplerinin “terör örgütleri ile ilişkiler, hükümet yıkmaya yönelik attıkları adımlar” olduğunu savundu. (REUTERS) H ÖSYM Başkan adayları belirlendi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK, yürürlüğe 3 Mart 2011’de giren Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) ile ilgili yasa kapsamında, ÖSYM Başkanlığı için üç isim belirledi. ÖSYM Başkanlığı için halen başkanvekilliği görevini yürüten Prof. Dr. Ali Demir ile Sakarya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Arifoğlu ve Kırıkkale Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Acar’ın isimleri Milli Eğitim Bakanlığı’na önerildi. CHP’liler taciz iddialarıyla ilgili ‘Komplo kuruldu, kirli oyunlara gelmeyeceğiz’ dedi Kılıçdaroğlu: Dedikodu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM’deki makamında kurmaylarıyla yaklaşık bir saat süren bir görüşme yaptı. Kılıçdaroğlu, TBMM’den çıkarken basın mensuplarının, Odatv muhabiri İklim Bayraktar’ın iddialarını hatırlatması üzerine, “Dedikoduyla falan bu işler gitmez” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Odatv muhabiri Bayraktar’ın taciz ve Kılıçdaroğlu ile ilgili görüşme iddialarına ilişkin olarak “Ortada bir komplo, kirli bir tezgâh var. Gündemi başka konulara kaydırıp CHP’yi yıpratmaya çalışıyorlar. CHP projeleriyle gündemde olan bir partidir. Savcılar bu konuyu soruştursun” dedi. BAYRAKTAR’A TAZM NAT DAVASI klim Bayraktar Deniz Baykal yargıya taşıdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, kendisine yönelik “taciz” iddiasını ortaya atan İklim Bayraktar aleyhinde bugün 30 bin liralık tazminat davası açacağı öğrenildi. Baykal’ın önümüzdeki günlerde de ayrıca bir suç duyurusunda daha bulunacağı öğrenildi. Öte yandan bir televizyon kanalına konuşan Baykal da Bayraktar’la ilgili olarak, “Açıkça benimle beraber olmak istediğini söyledi. Komplo peşinde koştuğu açık” dedi. Baykal, şunları söyledi: “Televizyonda anlattıklarının gerçeklerle ilgisi yok. Birçok soru yanıtsız kaldı... Mesela beni evimden defalarca aradı mı aramadı mı? Evine davet etti mi? Meclis’teki ilk ve tek görüşme, özel kalem müdirem ve korumam üzerinden oldu, onlar şahit. Ve o görüşmede bana önce bazı gazetecilerle ilgili öyle şeyler anlattı ki, inanılır gibi değildi. Sonra da açıkça benimle beraber olmak istediğini söyledi. Diyor ki bana ‘Kafan iyi mi’ demiş... Böyle bir şey olabilir mi? Kıyameti kopartırım, kavga ederim, ne hakla böyle bir şey söyleyebilir? Ayrıca madem ben onu taciz etmişim, madem cazibesine kapılmışım, o zaman neden defalarca davetlerini reddettim? Gece gündüz defalarca arıyor. Hatta bir gece telefon açıp bana gel konuşalım dedi. Eşinin evde olmadığını söyleyerek evine çağırıyor. Telefonla aramasının sebebi ne? Kameraya kasete almak için çırpındı. Komplo peşinde koştuğu açık. Buna hiç tereddüdüm yok. Kemal Kılıçdaroğlu’na da bir komplo peşinde... Bunun arkasında kimler var bilmiyorum... Tabii bir de büyük balık meselesi ne, onun açıklığa kavuşması lazım...” MUHARREM NCE’DEN SUÇ DUYURUSU CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, kendisiyle ilgili “içip içip kapıma dayandı” iddiasında bulunan Bayraktar hakkında suç duyurusunda bulundu. Dava dilekçesinde Bayraktar’ın İnce’ye “siyasi bir komplo çerçevesinde iftiralarda” bulunduğu öne sürüldü. ‘Güneş balçıkla sıvanmaz’ CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil de gündemlerinin “kirli oyunlar” olmadığını ifade ederek “Bizim gündemimiz Türkiye gündemi. İşsizlik, yoksulluk, yargıdaki uygulamalar ve neticeleri var. Susturulmaya çalışılan basın, kırılmaya çalışılan kalemler, taslak halde bile olmayan suç unsuru olan kitaplar var. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz” diye konuştu. Tamaylıgil, “Bu olay partinize yönelik bir operasyon mu” sorusuna, “Böyle bir olay ortaya çıktıysa cevabımız çok net, bunları reddediyoruz. Böyle düşüncesi olanlar da başarıya ulaşamayacak. CHP doğruluğu ilkeleri ile güneş balçıkla sıvanmaz sözleri ile yürüyüşe devam edecek” dedi. ‘BAYRAKTAR B ZDE ÇALIŞMADI’ Büyükçekmece Belediyesi, Bayraktar’ın Eski Belediye Başkanı Ali Çebi döneminde, belediyenin basın danışmanlığı yaptığı yönündeki açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı belirtti. Açıklamada, Bayraktar’ın hiçbir dönem belediyede çalışmadığı kaydedildi. Gazeteye dava açacak Kılıçdaroğlu, Yeni Şafak gazetesinin dünkü manşetinde yer alan “İklim rica etti, Kemal Bey şak diye yaptı” haberi nedeniyle ceza ve tazminat davası açacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Yalan haber üretim merkezlerinde üretilen haberleri kullananlar, iyi niyetli tavrımdan, basın özgürlüğüne saygımdan dolayı, zorunlu olmadıkça yargıya başvurma hakkımı kullanmamamı bile anlayamadılar” dedi. ODATV: GAZETEC L K SINIRLARINI AŞMIŞ Odatv internet sitesi, açıklama yaparak Bayraktar’ın gazetecilik sınırlarını aştığını ifade etti. “Arkadaşımız fazlasıyla kendine büyük roller biçmiş ve uçmuş” denilen açıklamada, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile Deniz Baykal’dan özür dilendi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle