Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR YET 19 ŞUBAT 2011 CUMARTES 6 HABERLER Tutuklanan gazetecilerin avukatları Odatv bilgisayarlarına virüslü epostayla belge bırakıldığını söyledi ‘Bilgisayara delil yüklendi’ ‘Son 20 yılın en olumsuz tablosu’ İstanbul Haber Servisi Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’ndan yapılan yazılı açıklamada, Odatv internet sitesi imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve sitenin yöneticileri Barış Terkoğlu ile Barış Pehlivan’ın tutuklama kararı protesto edilerek “Bu üç gazetecinin tutuklanmasıyla birlikte Türkiye’de tutuklu gazeteci ve yazarların sayısı 50’ye ulaştı” denildi. Açıklamada bu tablonun son 20 yılın en olumsuz tablosu olduğu vurgulandı. İstanbul Haber Servisi Odatv’nin sahibi gazeteci Soner Yalçın, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ve Haber Müdürü Barış Terkoğlu önceki gece saat 03.20’de nöbetçi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gazetecilerin, “Ergenekon örgütü üyesi oldukları”, “devletin güvenliğine ilişkin belgeleri ele geçirdikleri”, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettikleri” ileri sürülüyor. Barış Terkoğlu’nun avukatı Hüseyin Ersöz, “Tutuklamalar, bugün Türkiye’de görsel ve yazılı basının aynı tehditle, aynı baskıyla karşı karşıya olduğunun bir göstergesidir” dedi. Soner Yalçın’ın avukatı Feza Yalçın, “Soner Yalçın, ifade verirken 4 saat boyunca Odatv bilgisayarları uzman bir bilgisayarcıya taratıldı. Bu belgenin suçlama yaratmak amacıyla bilgisayara gönderildiğini” kaydetti. Üç gün gözaltında tutulan ve Savcı Zekeriya Öz’e yaklaşık 4 saat ifade veren Yalçın’a CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve gazetecilerle yaptığı telefon görüşmeleri soruldu. Soner Yalçın, Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu tutuklandı. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kötülük Kötülük insan yaşamının ayrılmaz bir parçası. İnsan dışındaki doğada kötülük var mı? Hayvan dünyasında? Hayvan kötülük olsun diye kötülük yapar mı? Sanmıyorum. Hayvanın yaptığında bize kötü görünen, onun yaşama ve korunma içgüdüsüyle ilgili olandır. Ya insan dünyası? Burada iş değişiyor... Kötülük görece bir kavram mı, yoksa herkesin, ya da çok büyük çoğunluğun kötü olarak gördüğü şey midir? Hiç kuşkusuz ikincisi. Bütün insanlıkça kötü (kötülük) sayılan kavramları (olguları, davranış biçimlerini, kişilik özelliklerini) aklımıza geldiğince sıralamaya çalışalım: Yalan, riya, fesat, şantaj, tehdit, iftira, ikiyüzlülük, bencillik, onursuzluk, acımasızlık, sinsilik, muhbirlik, hilekârlık, çıkarcılık, korkaklık, kıskançlık, gözü doymazlık, kalleşlik, utanmazlık, ihanet ve küçüklü büyüklü daha bin bir kötülük, alçaklık, karakter bozukluğu… Benim aklıma ilk elde gelenler bunlar. Yasaların suç olarak tanımladığı adli suçlar, cürümler bir başka konu... Fakat onların kaynağını, ham maddesini de kötülükler, kötü kişisel özellikler oluşturuyor... Kötülüğe, kötü kişiliğe ilişkin olarak başkaca neler söylenebilir? Kötü kişi akıllı olabilir mi? Kötülük ve zekâ bir arada bulunabilir mi? Kötü kişi aynı zamanda bilgi sahibi olabilir mi? Bu sorulara verilebilecek yanıtların genellikle olumlu olacağını tahmin edebiliyorsam da, ben öyle düşünmüyorum... Akıl, bilgi ve zekâ; sevgiyle, dürüstlükle, ahlaki değerlerle, adalet duygusuyla yoğrulmamışsa, eksik ve özürlüdür, yozlaşmaya açıktır… Erdemden yoksun akıl, eninde sonunda hem kendisiyle, hem dış gerçeklikle çelişkiye düşecektir. Etik değerlerden yoksun zekâ, kurnazlık olmaktan öteye geçemez. Bilgi kısırlaşır. Çünkü onların gelişmesini, ürün vermesini sağlayacak olan ortam sevgidir. Özveri, dürüstlük, cesaret gibi erdemlerdir. Adalet duygusudur… Yaşamın, varoluşun, insan olmanın temel koşuludur bunlar. İnsanlaşma tarihi, sadece kavimler, uluslar, sınıflar arasındaki savaşımların tarihi değil, iyilik ve kötülük arasındaki savaşın da tarihidir... Kötüye, kötülüğe karşı nasıl savaşım verilmeli? Hele günümüzde yaşanmakta olduğu gibi, çevremiz yalanla, tehditle, şantajla, iftirayla, kalleşlikle, ihanetle, utanmazlıkla, onursuzlukla ve bu türden bin bir alçaklıkla kuşatılmışsa... Dahası, TV ekranları, gazete manşetleri, gözlerinizin içine baka baka günün yirmi dört saatinde bu pislikleri sizin ve bütün bir toplumun üzerine boca ediyorlarsa, ne yapmalısınız, ne yapmalıyız?.. Öncelikle, kötüye ve kötülüğe karşı, onun panzehiri olan sevgiyi, özveriyi, dürüstlüğü, paylaşım ve adalet duygusunu ve hepsinden önce de cesareti, düşüncelerimiz, davranışlarımız ve eylemlerimizle temsil etmeyi sürdürmekten asla vazgeçmemek… Çünkü kötülük ürkütücü ve sindiricidir… Yanı sıra, umudumuzu ve iyimserliğimizi asla yitirmemek... Çünkü sadece tek bir kişinin ya da tek bir ulusun değil bütün insanlığın geleceğini, kötülük değil iyilik oluşturacak ve güvence altına alacaktır… Ve kötülüğe karşı iyiliği örgütlemek... Çünkü eninde sonunda, kötülüğün bütünüyle olamasa bile büyük ölçüde kökünü kazıyacak olan, iyiliğin (sevginin, umudun, cesaretin, adalet duygusunun) örgütlü, bilinçli, kararlı, dönüştürücü gücüdür... ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Soner Yalçın Savcı Öz’e yaklaşık 4 saat ifade verdi. ‘Başbakanın mantığı ters’ İstanbul Haber Servisi TKP yaptığı açıklamada “Yaygın kanaatin 3 gazetecinin hükümetin hukuksuzluklarını teşhir eden yayınları nedeniyle susturulmak için hapse atıldıkları şeklinde olduğu” denildi. TKP, “Mehmet Metiner’e suikast planı vardı, ona niye tepki göstermiyorsunuz” değerlendirmesi yapan Başbakan Erdoğan için “Muhalif gazetecilerin polis ve mahkeme zoruyla susturulmalarına gösterilen tepkiler büyümektedir. Başbakanın bu tepkilere verdiği yanıt ise akıllara zarar niteliktedir. ‘Bir yanlışa tepki göstermiyorsan, başkasına da tepki göstermeyeceksin!’ Bu mantık terstir” ifadesi kullanıldı. Odatv bilgisayarında “! Lost&Found” klasörün 28 Eylül 2010’da saat 11:54’te aynı anda yaratılıp silindiği belirtildi. dı. Bu belgenin suçlama yaratmak amacıyla bilgisayara gönderildiği diğer 10 adet dokümanın da ders notu ya da dizi senaryosu olduğu ispatlandı. Koşarak bu durumu hâkim ve savcıya sunduk. Mahkemede ise Ulusal Medya 2010 ve diğer belgeler sorulmadı. Daha önce gösterilmeyen 2 klasör soruldu.” Odatv bilgisayarının sabit diskinde “! Lost&Found” adlı silinmiş gizli bir klasör bulunduğunu belirten Yalçın, bu klasörün, 28 Eylül 2010’da saat: 11.54’te yaratıldığını ve aynı anda silindiğine dikkat çekti. Yaratılmanın ve silmenin aynı anda olması nedeniyle bilgisayar kullanıcısının müdahale etme gibi bir şansının olmadığını belirten Yalçın, “Bu klasör ve dosyanın yaratılma işlemi ancak trojan vasıtasıyla makineye izinsiz girişi usuluyle mümkündür. Makinenin kablosuz ağ bağlantısı üzerinden internete devamlı bağlı olması nedeniyle, bu belge ve dokümanın kim tarafından yüklendiğini tespit etmek mümkün değildir” dedi. Avukat Ersöz, Odatv yöneticilerinin basın özgürlüğü ayaklar altına alınarak tutuklandıklarını ifade etti. Yalçın’ın gözaltında, “AKP seçim startını benimle başlattı” dediğine dikkat çeken Ersöz, Başbakan’ın Odatv’yle ilgili açıklamalarının bu tespiti doğruladığını kaydetti. Ersöz, Odatv’de yayımlanan bütün haberlerin, emniyet tarafından çıktılarının alındığına dikkat çekti. Gazetecilerin haberlerle ilgili telefon görüşmelerinin 2009’dan bu yana kayıt altına alındığını ifade ederek, devam etti: “Müvekkillerimize haberlerden, haber kaynaklarından başka hiçbir soru yöneltilmemiştir.” diamızı kanıtlayan belge sunduk. Tutuklama kararı veren üye hâkim bu konulardan pek fazla anlamadığını söyledi ve sunmak istediğimiz belgeleri kabul etmek istemedi” diye konuştu. Yalçın’a CHP lideri Kılıçdaroğlu ile Halk TV’nin yönetimine geçmesi konusunda yaptığı telefon görüşmelerinin sorulduğunu ifade eden Ersöz, “Milliyet, Hürriyet, Akşam gibi büyük gazetelerdeki meslektaşlarınızla yapılmış olan telefon görüşmeleri de müvekkillerimize soruldu” dedi. Virüsle gelen belgelerde de bazı gazetecilerin isimlerinin geçtiğini, gündemle, Mısır olayları ile igili kitap yazma bilgilerinin yer aldığını dile getirerek, “Bazı meslektaşlarınızın Gülen cemaati ile ilgili yaptığı haberler ve kitaplar bu dijital dokümanların bazılarını oluşturuyor” diye konuştu. Ersöz, dijital dokümanların bazılarında ise yeni medya kuruluşlarının kurulması ve mevcut medyanın da gündem yaratacak haberler yapması gerektiği değerlendirmelerinin olduğunu kaydetti. Bilgisayara yükleme yapıldı Avukatı Yalçın, “Soner Yalçın’a Halk TV için kimlerle görüştüğü, neden görüştüğü, Yalçın Küçük ile görüşüp görüşmediği, Oray Eğin, Hakan Aygün ile neden görüştüğü, Odatv’deki haberleri neden yaptığı, Cem TV’ye neden Murat Ongun’un alınmasını önerdiği soruldu. Soner de Yalçın Küçük ile son 4 yılda 2 kez yüz yüze görüştüğünü, Sevil Yurdakul ile Erhan Göksel’in cenazesinde ve son bir buçuk yılda 1 ya da 2 kez telefonla aradığında görüştüğünü söyledi” dedi. Terkoğlu ve Pehlivan’a 20 sayfalık Ulusal Medya 2010’a adlı dokümanın sorulduğuna dikkat çeken avukat Yalçın, şöyle konuştu: “Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, 2010 yılı eylülde oluşturulmuş bu dokümanı daha önce hiç görmediklerini söyledi. Soner Yalçın, ifade verirken 4 saat boyunca Odatv bilgisayarları uzman bir bilgisayarcıya taratıl ‘Anlamam’ dedi tutukladı Odatv’deki bir bilgisayara, eylül ayında gönderilen bir spam epostası ile birtakım dosyaların bırakıldığını belirten Ersöz, “Kötü niyetli kişilerce gönderilen bu spam epostasını, Odatv’nin teknik sorumluları ortaya çıkardı. Bu spam epostası Odatv bilgisayarında bir saniye bile kalmadan, içindeki dosyaları bırakmış, imha edilmiş. Mahkemeye id Gönül’den yalanlama ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, genel merkeze gelişinde gazetecilerin soruları üzerine bakanlığının sadece darbe emrini verenlerin yargılanmasına yönelik bir düzenleme için çalışma yaptığı iddialarıyla ilgili olarak, “Böyle bir teklifimiz yok” dedi. Adalet Bakanlığı da konuyla ilgili yaptığı açıklamada, bu yönde girişimlerinin bulunmadığını bildirdi. Orgeneral Koşaner ve Oramiral Yiğit, cezaevinde Balyoz davası sanıklarıyla görüştü Komutanlardan Hasdal’a ziyaret BARKIN ŞIK Kılıç için ‘reddi hâkim’ isteği ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay ve Danıştay’da daire ve üye sayısını arttıran yasanın iptali için şekil ve esas yönünden iki ayrı iptal davası açmaya hazırlanan CHP, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç için de “reddi hâkim” talebinde bulunacak. CHP’li İsa Gök, “yargıyı yeniden yapılandıran yasa konusunda hükümet ile aynı yaklaşımı sergileyerek Danıştay ve Yargıtay’a savaş açan, tarafsızlığını yitiren Kılıç’ın bu davadan çekilmesi gerektiğini” söyledi. Komutan eşleri Beşiktaş adliyesi önünde tutuklamaları protesto etmişti. ‘Eşlerimizin sesi olacağız’ ‘Vardiya Bizde’ platformu oluşturan Balyoz davasında tutuklanan komutanların eşleri herkesi bugünkü Anıtkabir ziyaretine davet etti HÜLYA KESKİN ‘Hakikatleri Araştırma Komisyonu’ önerisi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP, ilk olarak Abdullah Öcalan’ın gündeme getirdiği Meclis’te “Hakikatleri Araştırma Komisyonu” kurulması için yasa önerisi verdi. Ayla Akat Ata ve Bengi Yıldız’ın imzasıyla verilen yasa önerisinde, 19802011 yılları arasında yaşanan “insan hakları ihlallerinin bütün boyutlarının araştırılarak aydınlatılması” istendi. Balyoz davası kapsamında tutuklanan eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan’ın eşi Nilgün Doğan, “Eşlerimiz delilleri karartıyor diye değil, delilleri aydınlatıyorlar diye tutuklandılar. O yüzden tepkiliyiz” dedi. Vardiya Bizde platformu üyesi Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı Tümamiral Cem Gürdeniz’in eşi Rengin Gürdeniz, “Eşim tutuklanırken yanında avukatı bile yoktu. Böyle bir hukuksuzluk olamaz” ifadelerini kullandı. Balyoz davası kapsamında tutuklanan 163 askerin eşleri, “Vardiya Bizde” adlı bir platform oluşturdu. Tutuklu eşlerinin seslerini bu platform ile duyurmayı amaçlayan kadınlar, bugün Anıtkabir’i ziyaret edecek. Ankara’ya gidecek subay eşleri arasında bulunan Nilgün Doğan, “Davalar başladığından bu yana sadece iddianame okundu. Avukatlarımız taleplerini belirtti, bunları reddettiler. Avukatlarımız tehdit edildi. Eşlerimiz savunmaları alınmadan tutuklandılar. Çok komik gerekçelerle tutuklamalar yapıldı. Yeni delillerin olduğunu söylüyorlar. Sahte uydurma, düzmece verilerle oluşturulmuş 11 numaralı CD var. 9 çuval belgeden bahsediyorlar. Bu çuvallarda da tamamen eski piller, eski dergiler var. Ortada hiçbir yeni delil yok. Delillerin hepsi adli makamlarda mevcut” dedi. ‘Vardiyayı biz devraldık’ Tümamiral Deniz Kutluk’un eşi İrem Kutluk da tutuklamaların “son derece yersiz ve hukuksuz” olduğunu vurgulayarak, “Kaçma ihtimali olduğu için tutuklama kararı verildiğini söylediler. Bizim eşlerimiz görevleri gereği yurtdışına sürekli çıkan insanlar. Kaçma niyetleri olsa Türkiye’ye gelmezlerdi. Suçlu insanlar kaçar bizim eşlerimiz suçlu değil. Eşlerimiz halka açık bir davada yargılanıyorlar. Kamuoyunda sürekli hukuk reformu var diyorlar. Halkımız artık bunun gerçek olmadığını görsün. Biz özellikle kadınlardan destek bekliyoruz. Eşlerimiz tutuklandı şimdi vardiyayı biz devraldık. Onların se sinini duyuracağız” dedi. Tümamiral Gürdeniz’in eşi Rengin Gürdeniz ise tutuklamaları beklemediklerini anlatarak, “Şok olduk. Eşim daha önce de tutuklandı ve 37 gün cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra tekrar işinin başına geldi. Yurtdışında birçok toplantıya katıldı. Kaçmak istese kaçardı. Delillerin karartılma ihtimali de yok. Dijital veriler zaten ellerinde. Hangi deliller yok edilecek? Tutuklama nedenlerinin ikisi de çürük nedenler ve inanılacak gibi değil” ifadelerini kullandı. Rengin Gürdeniz, Anıtkabir ziyaretiyle, isteklerini Ata’nın huzurunda dile getireceklerini ve yürüyüş düzenleyeceklerini belirterek, duyarlı yurttaşlardan destek Nilgün Doğan beklediklerini söyledi. ANKARA Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner beraberinde Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu ile birlikte Hasdal Askeri Cezaevi’nde kalan Balyoz davası sanıklarını ziyaret etti. Koşaner, Yiğit ve Kıvrıkoğlu’nun Hasdal Kışlası’na helikopterle geldikleri öğrenildi. Daha sonra makam araçları ile cezaevine geçen komutanlar, burada Balyoz sanıklarını ziyaret etti. Komutanlar kışlada 3.5 saat kaldı. Hasdal kışlasında çok sayıda muvazzaf subay ile general bulunuyor. Kışladaki tutuklu generaller şöyle: “Harp Akademileri Komutan Yardımcısı Korgeneral Yurdaer Olcan, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu, MEBS Başkanı Koramiral Kadir Sağdıç, Korgeneral Nejat Bek, Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan, Tümgeneral Abdullah Dalay, Tümgeneral Gürbüz Kaya, Tümgeneral Hasan Fehmi Canan, Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, Tümgeneral Ahmet Yavuz, Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Bekir Memiş, Tümgeneral İhsan Balabanlı, Tümamiral Ramazan Cem Gürdeniz, Tümamiral Ali Semih Çetin, Tuğgeneral Nurettin Işık, Tuğgeneral Kasım Erdem, Tuğgeneral Gökhan Gökay, Tuğgeneral Bulut Ömer Mimiroğlu, Tuğgeneral Ali Aydın, Tuğgeneral Mehmet Fatih Ilgar, Tuğamiral Levent Görgeç, Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu.” Önceki Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da Eylül 2008 tarihinde, Silivri Cezaevi’nde yatan Ergenekon sanıkları eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener Eruygur ile 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hurşit Tolon’a, Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi’yi ziyarete göndermişti. ALBAY DURSUN ÇİÇEK Balyoz’dan da tutuklandı İstanbul Haber Servisi İrticayla Mücadele Eylem Planı davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek, Balyoz davası kapsamında da tutuklandı. Çiçek’in avukatları tutuklama kararına itiraz etti. Mahkemenin tutuklanmasında karar verdiği 163 askerden, GATA’da tedavi gören emekli Orgeneral Ergin Saygun ve yurtdışında görevde olan 5 muvazzaf asker henüz teslim olmadı. Hasdal Cezaevi’nden getirilen Çiçek, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıktı. Başka bir iftira nedeniyle 10 aydır tutuklu olduğunu belirten Çiçek, “Bu sefer de hiçbir bilgimin olmadığı, katılmadığım 1. Ordu’daki bir çalışmadan dolayı 2 sayfalık bir isim listesi hazırladığım iddiaları nedeniyle tutuklanıyorum” dedi. “Akdeniz Bölgesi Muzahir Subay ve Astsubay Listesi” belgesini mahkemeye sunan Çiçek, söz konusu listeyi hazırlayanlarınbaşka biri olduğunu ve hakklarında suç duyurusunda bulunduğunu ifade etti. Çiçek avukatı aracılığıyla basın mensuplarına gönderdiği, “Masum bir insanın isyanıdır” başlıklı notta ise, “Yeni bir iftira ile ikinci kez hukuk cinayeti işleniyor” dedi. C MY B C MY B