Katalog

5 ARALIK 2011 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 15 Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2012’nin ‘Türkiye’de Çin Kültür Yılı’ olarak kutlanacağını açıkladı ‘İmparatorun Ordusu’ geliyor CEREN ÇIPLAK Yazarınız Büyükçekmece’de! Eskişehir Kurtuluş İlkokulu’nda okurken, geçmiş zaman olur ki hayali yeni zamanlara değer, görme engelliler müzik topluluğunun geleceği haberi beni hep sevindirirdi. Hem müzik dinleyeceğim için hem de o toplulukta yer alan Ziya Mısırlı’nın yeni bir şiir ya da öykü kitabını okuyacağım için. O da beni yanıltmaz, hemen her gelişlerinde yeni kitabını da getirmiş olurdu. 30 yıl sonra şair Ertan Mısırlı’yla karşılaşıp Ziya Mısırlı’nın oğlu olduğunu öğrenince çok sevinmiştim, sağ olsun Ziya Bey de yeni kitapları çıktıkça incelikli sözlerle yazıp gönderir hâlâ. Mısırlı benim ilk ve ortaöğrenim boyunca tanıdığım tek şair ve yazardır. Onun kitaplarının, okuduğum başka kitapların da etkisi ve itkisiyle ben de o yıllarda yazmaya başladım, sonra sürdürdüm. Şiir ve deneme kitaplarım yayımlandı, yayımlanıyor. Her çocuğun aksine ben edebiyat kitaplarındaki şair ve yazarları da hevesle okurdum. Bizde fazla ‘yenilikçi’ bir anlayış var, sürekli ortakokul, lise edebiyat kitaplarından şikâyet ederiz, sanki oradaki şair ve yazarlar eskimiş, gereksizmiş, divan edebiyatına yer vermek anlamsızmış gibi. Tuhaf tabii, halk edebiyatı da divan edebiyatı da bizim geleneğimizdir ve herhalde hepsinden de örneklerin yer alması gerekir. Bir de ‘hep ölmüş yazarların ürünleri yer alıyor kitaplarda’ diye hayli komik bir şikâyet vardı! Eh ne yapsınlar, şairler ve yazarlar genellikle erken ölüyorlar, öyleyse Cemal Süreya, Cahit Zarifoğlu, Edip Cansever, Turgut Uyar, Tarancı, Ziya Osman Saba genç öldüler diye okul kitaplarında yer almayacaklar mı? Neyse, son yıllarda artık yalnızca hayatta olmayan değil, henüz hayattaki yazarlara, şairlere de yer veriliyor edebiyat kitaplarında. Sözgelimi 12. sınıf edebiyat kitaplarında 1980 şiir kuşağını temsilen iki Eskişehirli, iki sosyolog olarak Hüseyin Atlansoy’la birlikte yer alıyoruz. İnsan Eskişehirli olmakla övünmesin de ne yapsın? Hayatta övündüğüm birkaç şeyden biridir Eskişehir ve Eskişehirli olmak. Ben de 3 yıl önce ilköğretim kurumlarından liselere, söyleşi ve etkinliklere gitmeye başladım. O zamanlar Bağcılar Atatürk İlköğretim Okulu’nda görevli olan öğretmen Yusuf Çopur’un daveti üzerine de “Okumayı Seviyorum” etkinliği için Bağcılar’a gittim. Ayşe Kulin, Ahmet Ümit, Selim İleri, Ali Çolak, Ömer Erdem, Cemil Kavukçu gibi başka yazar ve şairlerin de yer aldığı bu etkinlik iki yıl sürdü ve Bağcılar ilçesindeki binlerce çocuk, edebiyatçılarla tanıştı, onlarla söyleşti, sorular sordu, kitaplarını okuyup imzalattı. Benim de iki kez katıldığım bu etkinlikler gerçekten bir şölen havasında geçiyordu. En değerli eleştirmenlerim de o küçücük öğrenciler oldu. Öncülüğünü Yusuf Çopur öğretmenin yaptığı bu proje şimdi tüm İstanbul’a yayılıyor. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği, okumayı sevdirecek bu kampanyayla yazarlar okullara gidecek, fakat bu kez her ilçenin bir yazarı olacak. İstanbul’un en uzak ve en yeni ilçelerinden Arnavutköy’de yapılan törende, 39 yazar, şair ve çocuk edebiyatı yazarı 39 ilçeyi kura çekerek paylaştı. Her görüşten, her düşünceden, her anlayıştan edebiyatçıya yer verilen bu projede ilk kurayı Adnan Özer çekti, Beyoğlu çıktı. Aslı Tohumcu’ya çok sevdiği Kadıköy, Selim İleri’ye de yaşadığı yer, Şişli. Ömer Erdem’e Şile, Metin Celâl’e Sarıyer, Ayşe Sarısayın’a Esenyurt, Beşir Ayvazoğlu’na Maltepe, Baki Ayhan T’ye Ümraniye, Ali Ayçil’e Sancaktepe, İnci Aral’a Sultanbeyli, Behçet Çelik’e Çekmeköy, Ahmet Büke’ye Fatih... “Yazarlar Okullarda” projesinde her yazar yılda dört kez yazarı olduğu ilçedeki okullara gidecek, öğrencilerle tanışacak, söyleşiler yapacak, kitaplarını imzalayacak. Toplam 120 bin öğrenciyi kapsayan bu çalışmada her dönem yazarlar ve ilçeler değişecek. Ben de Büyükçekmece’yi çektim. Yani görev yerim Büyükçekmece bu dönem. Genç öğretmen arkadaşım Yusuf Çopur’un heyecanıyla İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün büyütüp yaygınlaştırdığı bu etkinliğin yepyeni şair ve yazar adlarıyla zenginleşmesini, gelişmesini diliyorum. ültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2012’nin “Türkiye’de Çin Kültür Yılı”, 2013’ün de “Çin’de Türkiye Kültür Yılı” olacağını açıkladı. Günay, önceki gün, Topkapı Sarayı Müzesi Mecidiye Köşkü’nde düzenlenen “2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı” basın toplantısında, Türkiye’de Çin Kültür Yılı’nın 12 Aralık’ta Ankara’da ? Bakan Günay, Cer Modern’de 2013’ün de ‘Çin’de açılacak bir resim sergisiyle başlayaTürkiye Kültür Yılı’ cağını bildirdi. olacağını açıkladı. ‘Çin Çin Kültür Yılı Kültür Yılı’nda, ilk olarak boyunca edebiyat, Çin imparatorunun sanat, kültür mirası, akrobasi, kukla mezarından çıkarılan sanatı gibi alanlarpişmiş topraktan savaşçı da İstanbul, İzmir, heykelleri Türkiye’ye Ankara, Bursa, Antalya, Mersin getirilecek. Topkapı ve Trabzon’un da Sarayı’ndaki zengin Çin aralarında bulunporselenleri de özel duğu pek çok şemekânlarda hirde birçok etkinlik, sergi ve göstesergilenecek. rinin izlenebileceğini belirten Günay, Çin’in dünyanın en eski uygarlıklarından biri olduğunu vurgulayarak şöyle dedi: “20. yüzyılın ikinci yarısı, dünyanın bütün dikkatinin Amerika’ya yoğunlaştığı bir dönem oldu. Galiba 21. yüzyılın ilk yarısı da dünyanın bütün dikkatinin Çin’e yoğulaştığı yeni bir döneme sayfa açıyor. Çin farklı bir ekonomi modeli üzerinden dünyayla yarışabilen yeni bir ekonomi yaratmakla özel bir örnek oluşturuyor.” Günay, Çin’den sonra dünyadaki en zengin Çin porseleni koleksiyonunun Topkapı Sarayı’nda bulunduğunu ve sarayın yeniden düzenlenecek özel mekânlarında bu koleksiyonu sergileyeceklerini söyledi. Koleksiyon 2013’te de Çin’de sergilenecek. Türkiye topraklarından Avrupa müzelerine gitmiş birçok eser bulunduğunu, bunların önemli bir kısmının yasadışı yollar ve yağma yoluyla götürüldüğünü belirten Günay, Çin’den Türkiye’ye gelen Çin eserlerininse tamamen ticari ilişkilerle ya da armağan olarak geldiğini de vurguladı. Günay, Çin Halk Cumhuriyeti’nde arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan ‘Terrakotta (pişmiş toprak) Savaşçılar’ın da Türkiye’ye getirilerek sergileneceğini açıkladı. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Gong Xiaosheng de, bu etkinliğin iki ülkenin kültürlerinin karşılıklı tanınması açısından çok önemli bir olay olduğunu belirterek “Tarihi İpek Yolu dostluk, iletişim ve kültürel işbirliği yoludur. Bu tarihi İpek Yolu’nu tekrar canlandıracağız” dedi. K “Terrakotta Ordu” ya da “Terrakotta Savaşçılar ve Atlar” diye bilinen binlerce heykel, ilk kez 1974’te Çin Halk Cumhuriyeti’nin Shaanxi eyaletinde ortaya çıkarıldı. 8 bin asker, 520 atlı 130 savaş arabası ve 150 süvari atından oluştuğu ileri sürülen ‘Terrakotta Ordu’, Çin’in ilk imparatoru Qin Shi Huang’ın ordularını temsil ediyor. MÖ 210209 yıllarında imparatorla birlikte gömülen heykeller ordusunun, 2000 yıllık savaşçı heykelleri imparatoru ölümden sonra koruyacağına inanılıyor. Bu görkemli arkeolojik kazının çalışmaları hâlâ sürüyor. İmparatorun mezarından elde edilen 120 obje ve 20 kadar pişmiş topraktan savaşçı heykeli Batı’da 20072008’de Londra’daki British Museum’da sergilendi ve çok büyük ilgi gördü. Heykeller ayrıca İspanya’nın Barselona ve Madrid kentlerinde, ABD, Kanada, Avustralya ve Şili gibi ülkelerde de sergilendi. ARP SANATÇISI İDİL VE PINAR SİVRİTEPE, FATMA CEREN NECİPOĞLU İÇİN KONSER VERDİ Yeşilçam’ın en sevdiği öykücü ‘Ustalara Saygı’da Osman Şahin’e saygı gecesi Kültür Servisi Faruk Şüyun öncülüğünde Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen “Ustalara Saygı” toplantıları Osman Şahin’le devam ediyor. Akatlar Kültür Merkezi Melih Cevdet Anday Sahnesi’nde bugün saat 20.00’de başlayacak etkinlikte, usta öykücünün edebiyat dünyasındaki emeği kadar, eğitimcilik hayatı ve sinemamıza olan katkılarına da odaklanılacak. Gecede Zeynep Özden Ayyıldız, Osman Şahin’in kaleminden çıkan ve onun öyküye bakışını özetleyen 2009 Dünya Öykü Günü Bildirisi’ni okuyacak. Adnan Özyalçıner, Ataol Behramoğlu, Atilla Dorsay, Buket Şahin, Cengiz Bektaş, Doğan Hızlan, Erdal Özyağcılar, İsa Çelik, Kadir İnanır, Kenan Işık, Özdemir İnce, Tarık Akan, Türkan Şoray ve Yusuf Ziya Bahadınlı’nın da konuşmacı olarak katılacağı gecede Osman Şahin’in öğrencisi Selahattin Alpay iki uzunhava yorumlayacak, mezzosoprano Serap Çiftçi de piyanist Nurser Ugan eşliğinde aryalar okuyacak. İlk kitabı “Kırmızı Yel”den bu yana sinemamızın en sevdiği yazarlardan biri olan Şahin’in eserlerinin kaynaklık ettiği filmler arasında “Kibar Feyzo”, “Fırat’ın Cinleri”, “Züğürt Ağa”, “Adak”, “Derman”, “Kurbağalar”, “Avcı” ve “İpekçe” bulunuyor. Ceren Hoca’nın anısına... CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası, ikiz arp sanatçıları İdil ve Pınar Sivritepe ile konser verdi. Sanatçılar konseri, 2.5 yıl sonra okyanustan cenazesi çıkarılarak İstanbul’da toprağa verilen dünyaca ünlü arp sanatçısı Fatma Ceren Necipoğlu’nun anısına verdiklerini söylediler. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası’nın eşlik ettiği konserde, Haendel’in “Arp Konçertosu” ile Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Berkant Gençkal’ın bestelediği “İki Arp ve Orkestra İçin Uyarlaması”nı seslendirdiler. İkinci bölümde ise ünlü Rus besteci D. Şostakoviç’in 5 numaralı senfonisi orkestra tarafından seslendirildikten sonra konser sona erdi. Geçen yıl Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Arp Bölümü’nü bitiren İdil ve Pınar Sivritepe, halen İzmir Devlet Opera ve Balesi’nde sözleşmeli sanatçı olarak çalışmalarına devam ediyor. Amerika’da Üniversity Of Cinocinnati’den eğitimlerine devam etmek için davet alan sanatçılar “Ancak, yüksek lisans yapabilmemiz için yüzde yüz burs bulmamız gerekiyor” dediler. ACI KAYBIMIZ Bütün yaşamını çağdaş bir Türkiye ve insanlık için adayan, son nefesine kadar bu uğurda savaşan Server Tanilli’yi kaybettik. Kendisinden çok şey öğrendiğimiz büyük bilge ve uygarlık savaşçısı dostumuz değerli insan Tanilli’nin kaybı nedeniyle acımız sonsuzdur. Tanilli’yi İlhan Abi ve diğer dostların yanına uğurlarken, ışığı ve aydınlığı hep bizlerle olacak. Dr.Azmi Kerman ADD Eskişehir Şube Başkanı C MY B C MY B