28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ARALIK 2011 PAZAR CUMHURİYET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 13 Türkiye’de rejimin otoriterleşmesinin kaygı verici olduğunu söyleyen eski ABD Elçisi Abramowitz: ‘ABD ile ilişkiler iyi değil’ ? ABD’nin çeşitli konularda Türkiye ile “ihtilaflı” olmasına rağmen bölgedeki çıkarları açısından bunları “şimdilik” bir kenara bıraktığını ileri süren ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, Türkiye’nin Batı karşıtlığının da ABD tarafından endişe konusu olduğunu kaydetti. MUSTAFA K. ERDEMOL NAUCODIE: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ BİZİM İÇİN ÖNEMLİDİR Söz konusu toplantının katılımcılarından biri olan AB Türkiye Delegasyonu’ndan François Naucodie, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada Türkiye’nin AB’ye bakışı konusundaki görüşünü açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın AB’ye girme konusunda istekli olup olmadığı sorusuna “Bizi Erdoğan’ın kişisel yaklaşımlarından çok, hükümetin aldığı kararlar ilgilendirir. Tersini söylemek subjektif bir yorum olur” ramowitz, “ABD, Türkiye’ye ilişkin endişelerini, bölgedeki çıkarları açısından şimdilik bir kenara bıraktı” iddiasında bulundu. İki ülke arasında iyi giden “tek şey”in ErdoğanObama ilişkisi olduğunu kaydeden Abramodedi. “Bu konuda hükümetin attığı adımları biliyoruz” diyen Naucodie, Türkiye’deki tutuklu gazetecilere ilişkin olarak da “Bu AB İlerleme Raporu’nda yer almış bir konudur. AB Parlamentosu Başkanı da bunu gündeme getirdi. Bu konu AB içinde elbette konuşuluyor. Birtakım adımların atılması gerektiği açık. Basın özgürlüğü konusu bizim için çok çok önemli” dedi. witz’e göre, Türkiye’de rejimin otoriterleşmesi de ABD için ciddi bir endişe kaynağı. Morton Abramowitz, Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nce düzenlenen “Türkiye’nin Dış Politikasını Çöz ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, gerçekleştirdiği üç günAbramowitz lük Türkiye ziyareti sırasında Türk Amerikan ilişkilerine övgüler yağdırırken, ülkesinin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, ilişkilerin sanıldığı kadar yolunda gitmediğini ileri sürdü. Türkiye’nin Arap dünyasıyla ilişkilerinin, ABD’nin Türkiye’ye bakışında değişikliğe yol açtığını ifade eden Ab mek” konulu konferansta yaptığı konuşmada, ABD ile Türkiye arasındaki ihtilaflı çok sayıda konu olduğunu vurgulayarak, bunların arasında “Kıbrıs, enerji ve özellikle Ortadoğu’da Türkiye’nin konumu”nun önde geldiğini belirtti. ABD Türkiye ilişkilerinin sanıldığı gibi iyi olmadığının, Türkiye’nin Ermenistan sınırını açmamasının da sorunlardan biri olduğunun altını çizen eski büyükelçi, tüm bunlara rağmen ABD’nin Türkiye’yi “önemli bir aktör” olarak değerlendirdiğine de dikkat çekti. Türkiye’nin Batı karşıtlığının, ülkede gazetecilerin uzun süreli tutukluluklarının ve telefon dinlemelerinin de endişe konusunu olduğunu ifade eden Abramowitz, ABD Başkanı Barack Obama’nın ABD’de Türkiye’ye olan kızgınlığı azaltmaya çalıştığını kaydetti. Ortadoğu’daki gelişmelerin Kürt meselesini nasıl etkileyeceğinin de belli olmadığını vurgulayan eski büyükelçi, Türkiye’de hükümetin Kürt meselesindeki “olumsuz” tutumunun da ABD’de rahatsızlık yarattığını ileri sürdü. Tahran’ın ‘Küçük Şeytan’ Krizi (2) Tahran’da olanları anlamak için “İran İslam Cumhuriyeti’nin” önce bir “takıyye cumhuriyeti” olduğunu anlamak lazım. “İran İslam Cumhuriyeti’ni” gördüğünüz her yerde bunu, “İran takıyye cumhuriyeti”, hatta “İran Büyük takıyye cumhuriyeti” olarak okuyacaksınız… İran siyasi eliti içindeki tüm büyük liderler ahvale göre bir uçtan bir uca; en ufak tereddüt göstermeden savrulabiliyorlar çünkü. Dünün güvercini, bugünün şahini olurken; şahin güvercin oluyor. İlke, fikir, düşünce sistemleri, dünya görüşü/duruşları ile temelde hiç ilgisi olmayan bu tavır/pozisyon değişikliklerini kimileri “kuzu görünümünde kurt” teşbihiyle anlatıyor. İran’ın “kuzu görünümü altındaki son kurdu”, Ahmedinejad. 2009’daki hileli seçimler ardından yollara dökülen reform yanlısı kitleleri şiddet yöntemleriyle bastıran ve “isyancılara” gözdağı vermek amacıyla azılı diktatörlüklerde görülen toplu yargılamalar için kullanılan “özel yetkili mahkemeleri” devreye sokan rejimin “şahin” lideri; birdenbire “güvercin” kesildi. İran’ın “İslam öncesi” tarihinden bahsetmeye; kadınlara tolerans göstermeye, mollaların yetkilerini kısmaktan dem vurmaya, İran’ı uluslararası ilişkilerindeki yalnızlığından çıkarmaktan söz etmeye başladı… Ahmedinejad’ın umulmadık “güvercinleşmesinde” rol oynayan nedenler, gelin görün ki İran Devlet Başkanı’nın düşünce yapısındaki değişiklikler değil… Ahmedinejad’ı sürpriz biçimde “reformcu çizgiye” iten dinamik, rejimin tepesindeki bir numaralı Ayetullah, dini lider Hamaney ile olan kavgası. “Yeşil İsyan” gölgesindeki sıcak 2009 yazında oysa; bu iki isim, can ciğer kuzu sarması birbirlerine koltuk değneği olmuşlardı. Ahmedinejad; Hamaney için “öz babamdan farksız” ifadeleri kullanıyor; Hamaney olaylı cumhurbaşkanlığı yarışının “reformcu rakipleri” Musavi ile Kerrubi’ye karşı “şahin kanattaki” Ahmedinejad’ı tutuyordu. AhmedinejadHamaney’in bu demir ittifakı sayesinde, Musavi ile Kerrubi halen ev hapsinde. “Yeşil İsyan”ın öteki liderleri de ya “Yandım Allah!” yurtdışına kaçtı ya da ezildiler. Bu büyük gözaltının sonuca erdirilmesinden sonra, rejimin bu en üst kademe iki lideri, ne var ki kanlı bıçaklı oldular. Siyasi platformda “rakipsiz” kaldığını düşünen Ahmedinejad; “dini lider Hamaney”in gücünü de iğdiş edebileceğini düşünmeye başladı. Ahmedinejad İran’ın molla cenahından gelmeyen ilk cumhurbaşkanıydı çünkü... Devrim Muhafızları’ndan sivrilerek önce Tahran Belediye Başkanı olan ve ardından Cumhurbaşlanlığı’na oturan Ahmedinejad’ın, Besiçlerle Devrim Muhafızları arasında çok güçlü olduğunu düşündüğü bir tabanı vardı. İran Devlet Başkanı şimdi işte Hamaney’i; bu “askeri” iktidar temelini arkasına alarak, saf dışı etmenin yollarını arıyordu. Ahmedinejad’ın bu cüretkâr hamlesine; Hamaney de yanına Meclis Başkanı Ali Larijani ile parlamentoyu alan bir cepheyle karşılık verdi. Rejimin tepesinde patlak veren bu mücadelede kapışma, Ahmedinejad’ın siyasi çevresindeki en yakınlarının hapsi boylaması ve “Ahmedinejad’ın bizzat görevden alınacağı” yolundaki söylentilere dek tırmandı. Devlet başkanının sonra görev süresinin bitimine dek koltuğunda kalacağı anlaşılsa da “son sözü söyleyen dini lider”; “Cumhurbaşkanlığı makamının yok edilmesinden yana olduğunu” açıkladı. İran, Hamaney’e göre bundan böyle “parlamenter sisteme” geçmeliydi. Böylece 2013 “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde”, 2009 isyanının bir ek provasının sergilenmesinin önü alınacak; Ahmedinejad ve şürekâsından kurtulunacaktı. Ahmedinejad da bu satranca karşı “reformcu ayaklara yatarak”, uluslararası sistemde skor toplamaya bakıyor, prestijini parlatarak 2012 Mart’ındaki parlamento seçimleri için güç toplamayı hedefliyordu. Ahmedinajad’ın bu bağlamdaki son hamlesi kapalı kapılar ardında Batılı güçlerle “nükleer program” üzerinde pazarlığa girmekti. BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve Almanya olarak belirlenen “P5+1” grubuyla Ahmedinejad arasındaki görüşmelerin tam bu zemin çalışmaları yapılırken; Batı ile ilişkileri yeniden buzul çağına indiren Tahran’daki son İngiltere sefareti baskını yaşandı. Şimdi bu baskının Besiç milisleri marifetiyle! bizzat Hamaney tarafından yönlendirildiği söyleniyor. İran Devlet Başkanı’nın, “Batı’yla ilişkileri yumuşatma planı” böylece elinde patlamış oluyor. İran, uluslararası planda giderek daha büyük yalnızlığa itilirken; rejimi besleyen “sertleşme atmosferi” de tekrardan tesis ediliyor, Ahmedinejad’ın iktidar tabanı olarak bellediği “Besiç güçlerinin” dini liderin etki alanından çıkmayacağı kanıtlanıyor! Hamaney sadece Batı’ya bir defa daha rest çekmekle kalmıyor; Ahmedinejad’ı da iyiden iyiye “topal ördeğe” dönüştürüyor. Bir taşla ne çok kuş birden değil mi? BAĞIMSIZ GÖZLEMCİYE ENGEL Rusya sandık başında DENİZ BERKTAY ‘Şu kahrolası masaya otur’ ABD Savunma Bakanı Panetta, İsrail’in bölgede giderek izole hale geldiğine dikkat çekerken bir an önce Filistinlilerle barış görüşmelerine başlamasını istedi. Dış Haberler Servisi ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, İsrail’in Filistinlilerle müzakere masasına dönmesi çağrısı yaparak Türkiye, Mısır ve Ürdün’le ilişkilerini onarması gerektiği mesajı verdi. Panetta önceki gün Washington’da düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nün düzenlediği toplantıda katıldığı panelde, Ortadoğu barışına ilişkin olarak İsrail’e hitaben “Şu kahrolası masaya otur” ifadesini kullandı. Son dönemde İsrail’e yönelik bölgedeki geleneksel güvenlik ortaklarından izolasyonun büyüdüğünü söyleyen Panetta, İsrail’in, güvenlik için sadece orduya bel bağlamaması gerektiği mesajını verdi. Panetta, panel moderatörünün, “İsrail’in barış için ne gibi adımlar atması gerektiği” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: “Sadece şu kahrolası masaya otursun. Şu anki sorunumuz, onları (İsrail liderlerini), en azından aralarındaki farklılıkları tartışmaya başlamaları için şu lanet olası masaya oturtamıyor olmamız.” ABD’nin, İsrail’in güvenliğini koruma, İran’ın nükleer silah edinmesini engelleme yönündeki bağlılığını da yineleyen Panetta, “İsrail’in de kendisi ve ABD’nin güvenlik hedefleri için bölgesel destek inşa etme yolunda sorumluluğu var” dedi. Bu ay içinde Ankara’yı ziyaret edeceği mesajı veren Panetta, Türkiyeİsrail ilişkilerinin düzelmesi için tarafları çaba göstermeye çağırdı. İttifaktan düşmanlığa giden yol KİEV Rusya bugün parlamentonun alt kanadı Duma’nın milletvekillerini seçmek için sandık başına gidiyor. İktidardaki Birleşik Rusya Partisi’nin seçimlerde yine birinci parti olarak parlamentodaki sandalyelerin çoğunluğuna sahip olacağı, fakat bir miktar oy kaybına uğrayabileceği değerlendirmesinde bulunuluyor. Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, seçimlerden önce yaptığı televizyon konuşmasında, halkı “krizleri aşmada tecrübe sahibi olmuş kişilere oy vermeye” davet ederek, dolaylı yoldan, Putin’in Birleşik Rusya Partisi’ne oy verme çağrısında bulundu. Rusya Başbakanı Vladimir Putin, ekim ayında partisinin genel kurulunda, parlamento seçimlerini kazanmaları halinde kendisinin önümüzdeki mart ayındaki devlet başkanlığı seçimlerinde aday olacağını ve devlet başkanlığı seçimlerini de kazanması halinde, başbakanlığa, şimdiki Devlet Başkanı Medvedev’i atayacağını söylemişti. Putin ile Medvedev arasında görev değişiminin yapılacağının açıklanması, bazı uzmanlara göre ülke yönetiminin halkın katılımı olmadan yürütüldüğü şeklindeki kanaatlerin güçlenmesine neden oldu. Bu nedenle, seçmenin bir bölümünün ülke siyasetine tepki olarak oy kullanmamayı tercih edebileceği değerlendirmesi yapılıyor. Öte yandan, Rusya’daki seçmen haklarını savunma kuruluşu “Golos”un müdürü Liliya Şibanova, Moskova’da havaalanında gözaltına alındı. Bilgisayarına el konan bağımsız gözlemci Şibanova, daha sonra serbest bırakıldı. ‘AFGANİSTAN’DAN ÇIKIN’ Almanya’nın Bonn kentinde yarın düzenlenecek Uluslararası Afganistan Konferansı, yüzlerce savaş karşıtınca protesto edildi. Eylemciler Almanya’nın da aralarında olduğu yabancı güçlerin Afganistan’dan çekilmesi çağrısı yaptı. Konferansa Pakistan’ın, topraklarına yönelik ABD ve NATO saldırılarını protesto için katılmayacağı bildirildi. Bu arada Afganistan’ı son dönemde vuran kuraklık nedeniyle ülkede 2.6 milyon insanın açlığın pençesinde olduğu uyarısı yapıldı. Yetkililer kıtlık nedeniyle binlerce çocuğun yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kaldığını belirtti. (AFP) İran’a karşı ABD yönetiminin askeri güç seçeneğini dışlamadığını hatırlatan Panetta, ancak bu ülkeye yaptırımlar ile diplomatik baskıların sonuç vermekte olduğunu ifade etti. Panetta, bu ülkeye olası bir operasyonun zaten kırılgan haldeki Avrupa ekonomilerine zarar verebilme, İranlıları misillemeye itme gibi istenmeyen sonuçlar yaratabileceği uyarısı yaptı. Ayrıca olası bir askeri operasyonun İran’ın yeraltında olduğu savunulan nükleer tesislerine yeterli zarar veremeyebileceğini ifade etti. İran uyarısı ARAP BİRLİĞİ’NDEN SURİYE YÖNETİMİNE SON ÇAĞRI Haber Merkezi Arap Birliği, Şam yönetimine ülkedeki şiddeti sona erdirmesi için bugüne kadar süre verdi. Arap Birliği dışişleri bakanları, Katar’ın başkenti Doha’da bir araya geldi. Açıklamayı yapan Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Hamid, Suriye’ye tanıdıkları sabrın sonuna geldiklerini belirtti. Bakanlar, yeni yaptırım kararı alırken, karara göre, Esad yönetiminde yer alan 19 yetkilinin yurtdışındaki hesapları donduruldu. Bu isimlere Arap Birliği ülkelerine seyahat yasağı da getirildi. Arap Birliği dışişleri bakanları Suriye’ye yapılan uçuşların yarı yarıya azaltılmasını da kararlaştırdı. Hem Ahmedinejad hem Batı’ya rest! GEBZE 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA NO: 2009/5624 esas Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adeti, önemli özellikleri : TAPU KAYDI: Gayrimenkul Kocaeli ili Gebze ilçesi Hacı Halil mahallesi 1 pafta 204 ada 220.00 m2 miktarlı (20) parselde bulunan 2. Kat 4/110 arsa paylı 17 nolu büronun tamamı borçluya aittir HALİ HAZIR DURUMU EVSAFI: Taşınmaz şehir merkezinde H. Halil Mah. Atatürk Caddesi’nde dış kapı numarası 13 işhanında 2. Normal katta Atatürk Caddesi’ne bakan 17 kapı nolu işyeri. Bina betonarme bodrum kat zemin kat 3 Normal kattan ibarettir. İşyerinin bulunduğu katın tamamı Yıldızlar Sürücü Kursu olarak kullanılmaktadır. Alimuyum doğrama zemin lamine kaplı Amerikan panel kapısı bazlı plastik badanalı bu işyerinin net inşaat alanı 28.50 m2’dir Binanın inşaatında kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi yapısal özellik Olarak 3 sınıf B grubu yapıdır Taşınmaz resmi kurum ve bankalara çok yakın konumda ticaretin yoğun olduğu bir bölgededir serbest piyasada alım satım değeri ise piyasada emsalleri dikkate alınarak 130.000.00 TL (YÜZOTUZ BİN TL) değer takdir edilmiştir.İMAR DURUMU: 1/1000 ölçekli Çoban Mustafapaşa Camii çevresi koruma amaçlı (M) ticaret alanın da kaldığı kütle nizamı 4. Kat H12.50 metredir TAŞINMAZ DEĞERİ: 130.000.00 (yüzotuzbin TL.)Satış şartları:1 Satış 17. 01. 2012 SALI günü saat 10.00 dan 10.10’a kadar da; GEBZE ADLİYESİ 7. KAT 2. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KORİDORU’NDA açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 27.01.2012 CUMA günü aynı yer de aynı saat de ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (**) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır.5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir.6 Satışı iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2009/5624. sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları, tebligat yapılamayan ilgililere gazete ilanının tebliğ yerine kaim olduğu ilan olunur. (2004 S. K. m. 126)(**) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * Bu örnek Bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmektedir. (Basın: 74699) ‘Saldırının hedefi El Maliki’ydi’ ? Dış Haberler Servisi Irak’ın başkenti Bağdat’ta geçen pazartesi günü Yeşil Bölge’de düzenlenen saldırının hedefinin Irak Başbakanı Nuri el Maliki olduğu bildirildi. Bağdat operasyonlar komutanlığı sözcüsü, meclis yakınlarındaki patlamaya bomba yüklü bir aracın yol açtığını, elde ettikleri bilgilerin, hedefin El Maliki olduğunu gösterdiğini kaydetti. Sözcü, aracın, giriş izni olan bir konvoyla birlikte Yeşil Bölge’ye girdiğini, saldırıyla ilgili iki grubu gözaltına aldıklarını belirtti. Patlamada, bir kişi ölmüş, 2 kişi yaralanmıştı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle