27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 İstanbul B Edirne S Kocaeli S Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon B Giresun PB Ankara B 10 7 11 10 13 11 13 9 10 10 10 12 6 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B S B B B B B B B B PB S S 5 5 3 17 14 14 11 12 9 8 6 4 0 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 3 Belgrad PB 6 Helsinki B 4 Sofya B 10 Stockholm B 5 Roma B 14 Londra B 11 Atina B 13 AmsterdamB 9 Zürih PB 7 Brüksel Y 6 Moskova K 0 Paris Y 7 Aşkabat Y 10 Bonn PB 6 Taşkent B 7 Münih PB 5 Baku PB 10 Berlin B 9 Bişkek K 5 Budapeşte B 5 Tiflis B 7 Madrid B 12 Kahire B 19 Viyana B 7 Şam A 14 Ülke genelinde yağış bekleniyor. Kuzeydoğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, diğer yerlerin az bulutlu ve açık geçmesi bekleniyor. Ülkenin iç ve doğu kesimleri ile Trakya’da gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı ile birlikte yer yer sis görüleceği tahmin ediliyor. 28 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Aralık GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Kişisel haklarıma saldırıldı gerekçesiyle Başbakanımızın açtığı tazminat davalarını da eklerseniz bu sayıya, usta matematikçiler bile işin içinden çıkamaz! İktidarımızın vicdanı da gönlü de rahat! Durmadan yeni adliye sarayları ve tutukevleri… …Tutukevlerinin hemen yanı başına, büyük mü büyük, şöyle bin, iki bin kişilik; her biri trajikomik sahnelerin izlendiği adeta birer tiyatro (duruşma) salonu inşa ediyor! Benzetmede hata yok! Örnek; Odatv davasının son duruşması. Hâkim karşısına çıkan “terörist” gazetecilerin sorgulamadaki yanıtları; ülkemizde dava adı altında, iktidarın yazıp sahneye koyduğu eserlerin tiyatroya dönüştüğünü kanıtlıyor. Nasıl mı? Bakınız Odatv davasının birinci perdesine. Yazın, düşünce alanında kitaplarıyla, siyasal yaşamı irdeleyen makaleleriyle ünlü Prof. Yalçın Küçük; mesleğini soran Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci’yi “Dava mankeniyim” diye yanıtlıyor. İçeride yaşam olanakları kısıtlı Yalçın Küçük’e, hâkim; “Size ulaşacağımız telefon numaranız var mı” diye soruyor. (Gülüşmeler.) Ardından ünlü gazeteciler sahne alıyor: Ahmet Şık, evli, bir erkek çocuk sahibi olduğunu söyleyince hâkim; “Allah bağışlasın” diyor. Terörist gazeteci teröristçe bir yanıt veriyor: “O da büyüyünce eşkıya olacak!” (Gülüşmeler.) Soner Yalçın’la mahkeme başkanı arasındaki bir teröristgazetecinin aylık geliriyle ilgili pazarlık, birinci perdenin son sahnesi... Terörist yazar: “Ayda 313 arası.” Hâkim: “10 bin mi yazalım?” Terörist yazar: “Kayseri usulü olsun. 5’te anlaşalım!” (Gülüşmeler.) Gülüyoruz ağlanacak halimize! ??? Davalar tiyatrosunun ikinci sahnesi: İçerideki gazeteci sayısı 54’ten birden 99’a çıkıyor. İçdış basın, siyasetçi, hukuk adamları; özgür demokratik bir ülkede bu kadar sayıda gazeteci tutukevlerinde olamaz… uzun tutukluluk cezaya dönüştü… …tutuklu gazetecilerin sayısında Çin’i bile aştık, diye bas bas bağırıyor. Sahnede rol alan başlıca aktörler; kimi Başbakan’a yardımcı, kimi adalete hizmet eder görünen bakan. Gazetecilerin içeride olması, uzun tutukluluk süresinin cezaya dönüşmesi bizi de üzüyor, çoook üzüyor ama… süreyi indirsek her dalda suçlu, eşkıya, ırz düşmanları, teröristler de dışarı çıkacak… diye bir gerekçe uydurup sözde üzüntülerinin üstüne şal örtüyorlar. İktidara bakılırsa Türk medyasını teröristler sarmış. Gazetecilerde bir korku: “İktidara göre acaba ben de teröristgazeteci miyim?” Kaygı, korku haklı. Sorumlu bakan dün bir kez daha açıkladı: İçerideki 99’un ancak 8’i gazeteci! ??? Sahnenin bir başka köşesinde bir buçuk metre boyunda dar hücrede milletvekili seçilmiş gazeteci Mustafa Balbay… Bir başka hücrede siyaset yapmaktan, iktidara ve başındaki kişiye muhalefet etmekten başka suçu olmayan Tuncay Özkan... diğer gazeteciler… Başka hücrelerde İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek ve gazeteci arkadaşları... daha niceleri… …içeride suçlarının ne olduğunu veya kanıtlanmasını Godot’yu bekler gibi, bekliyorlar! ??? Çankaya’daki AKP’li bir ödül töreninde “Fikir adamlarının, aydınların kılavuzluğuna daima ihtiyaç vardır” diye nutuk çekerken… …ülkenin sağdan sola; gelecekleri kuşkulu aydınları tutukevlerinde çürüyor. Yukarıdaki sağ kafalar; daha önce bağımsızlık, özgürlük diye yola çıkanları, yoksulluğa, yolsuzluğa, toplumda derin yaralar açan gelir dengesizliğiyle savaşanları... bu düzen değişmeli diyenleri komünist, komünist diye suçluyorlardı; moda değişti. Şimdi yukarıdaki sağ kafalar; değişmeyen bu gerçekleri yineleyenleri terörist, terörist diye içeri tıkıyorlar. Hamam aynı hamam. Tellaklar değişti! İzmir’de CHP’li anakent ve ilçe belediyelerine yönelik artarak sürmekte olan operasyonların ardında, 12 Haziran seçimlerinde İzmir’den milletvekili seçilen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın 2014 yılında AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan adaylığının yattığı ileri sürülüyor. Sadece CHP’ye yakın çevrelerde değil, AKP içinde de yoğun biçimde gündeme getirilen bir senaryo bu. Konuşulan senaryonun iki tarafı dün Ulaştırma Bakanlığı’nda sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi. Ev sahibi Ulaştırma Bakanı Yıldırım’dı. Konuğu da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu. sorunlarının aşılmasında da elimden geleni yapıyorum.” OKTAY’IN ‘ŞÜPHELİ’ ÖLÜMÜ ocaoğlu: Yıldırım farklı adam Yıldırım’ın çizdiği “işbirliği” tablosunu görüşmelerinin ardından Başkan Kocaoğlu da bize teyit etti. “Sayın Bakan farklı bir adam. İzmir’den vekil olmadan önce de böyleydi. Yedi buçuk sene önce ilk kez AliağaMenderes projesinde tanıştık. O günden bu yana birbirimize yardımcı oluruz. Bugün de İzmir’in ihtiyacı olan projeleri hayata geçirmek için bir araya geldik. Tramvay, Konak Tüneli, İzban’daki aksaklıklar, hızlı tren meselelerini konuştuk.” Başkent bürokrasisinde karşılaştıkları engelleri aşmada Binali Yıldırım’ın hükümet içindeki ağırlığından yararlandıklarını belirten Kocaoğlu, Karşıyaka’nın “stadyum” meselesini Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın yanı sıra Yıldırım ile paylaştığını aktardı. Kulislerde konuşulan 2014 senaryolarını ona aktardığımızda o da Yıldırım’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağına inanmadığını kesin bir dille ifade etti: “Bunun olabilirliği yok ama bizim İzmirliler yakıştırıyor işte!” K Başkentteki YıldırımKocaoğlu Buluşması demişti. Biz de kendisine, İzmir’den milletvekili adayı gösterildiği günden bu yana konuşulmakta olan “İzmir senaryosunu” sorduk. Yanıtı çok net oldu: “Kesinlikle böyle bir şey yok. Ne böyle bir niyetimiz var ne de planımız. Kendi bakanlığımızla ilgili işimiz başımızdan aşkın. İşimizi en iyi şekilde yapmamız lazım.” Seçimlerden bu yana neredeyse her hafta sonu İzmir’de olduğunu anımsattığımızda ise bunu milletvekilliği ve bakanlığına bağlayarak kafasındaki projeleri sıraladı: “İlk etapta yapılacak temel projeler şunlar: İstanbulİzmir otoyolu, Ankaraİzmir yüksek hızlı tren projesi ihaleye çıkıyor. İçeride İzmir’in merkez trafiğini rahatlatacak Konak Tüneli yapımına başladık. Kuzey Ege Limanı’na başladık. Bir de Adnan Menderes Havaalanı’nın kapasitesini 20 milyon yolcuya çıkaracak ikinci terminal ihalesine başladık.” İzmir’de CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu ile ilişkisini sorduğumuzda oldukça olumlu konuştu: “Hizmet başka, siyaset başka. Siyaset seçimde kaldı. Şimdi hizmet için çalışıyoruz. Az sonra da zaten Aziz Bey (Kocaoğlu) ile buluşup projeleri konuşacağız. Bakanlığım süresince ilişkimiz hep iyi oldu. Aramızda hiçbir sorun yok. Ulaştırma Bakanlığı’nın projeleri için o altyapı desteği verir. Onun projeleri için de biz. Şimdi İzmir milletvekili olduğum için diğer bakanlıklarla ilgili ‘Dosya faili meçhullerle birleştirilsin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay’ın ölümüyle ilgili şüpheler ortadan kalkmadı. Soruşturmada yol alınmamasına tepki gösteren Oktay ailesi, intihar olduğu savunulan şüpheli ölümün, özel yetkili Ankara Başsavcılığı’nın yürüttüğü faili meçhul cinayetler soruşturmasıyla birleştirilmesi için dilekçe verdi. Behçet Oktay, 25 Şubat 2009 günü saat 01.30 sularında Dikmen’de kendisine ait araçta Smith Wesson marka tabancayla intihar ettiği öne sürülmüştü. Oktay’ın ailesi ise olayın intihar değil, cinayet olduğunu belirterek Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz etmişti. Mahkemenin takipsizlik kararını bozmasının ardından Ankara Başsavcılığı tekrar soruşturma başlatmıştı. Soruşturmada şu ana kadar herhangi bir somut gelişme olmadı. Ancak eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ın “Behçet Oktay eceliyle ölmedi, birileri onu infaz etti” demesi aileyi harekete geçirdi. Oktay’ın kardeşi Şule Oktay, Çarkın’ın açıklamaları doğrultusunda soruşturmanın faili meçhul cinayetler soruşturmasıyla birleştirilmesi için dilekçe verdi. Avukat Şenol Özel’in verdiği dilekçede, 5 Eylül tarihinde savcılığa, olayın cinayet olduğuna dair güçlü deliller sunulduğu anımsatıldı. Dilekçede, şu ana kadar talep edilen delillerin toplanması ve olayın aydınlatılmasına yönelik işlem yapılıp yapılmadığı konusunda ve soruşturmanın geldiği aşama hakkında bilgilendirme yapılmadığı belirtildi. ıldırım: İzmir’e başkanlık niyetim yok Bu görüşmeden hemen önce Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız ile birlikte Yıldırım’ın makamındaydık. Bizden önce Habertürk Televizyonu Ankara Temsilcisi Alican Türkoğlu’nun programında olası hükümet senaryolarında isminin başbakan adayı olarak geçmesi konusunda, “Benim dışımda olan ve arzu etmediğim bir şey. Bu işlerle kafamızı karıştırmamızın âlemi yok. İşimize bakmamız lazım” Y ‘Karanlığı Çarkın aydınlatabilir’ CHP’li Hüseyin Aygün, Çarkın’la görüşmesinin ayrıntılarını anlattı ? CHP Milletvekili Hüseyin Aygün, Çarkın’ın itiraflarının 90’lı yılların sis perdesinin ortadan kaldırılması için bir fırsat olduğunu söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın’ı Sincan Cezaevi’nde ziyaret eden TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Çarkın’ın 1990’lı yılların karanlıklarının aydınlatılması için bir fırsat olduğunu söyledi. Çarkın, Aygün’e işkence sonucu öldürülen Ayhan Efeoğlu’nun ölümüne tanık olan ismin o dönemde Gayrettepe Siyasi Şube’de görev yaptığını aktardı. Aygün, Çarkın ile önceki gün yaptığı görüşmeye ilişkin TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Aygün, Çarkın’ın, öldürdüğü ve gözaltında kaybettikleri ile yakınlarının, 19 yıldır rüyalarına girdiğini, öldürdüklerinin rüyalarına girmesiyle Çarkın’ın kendisiyle hesaplaşmaya başladığını söylediğini anlattı. Aygün, Çarkın’ın en itirafları çok Cumartesi Anneleri’ni rüyasında L Ben katilim. gördüğünü ifade etti. Çarkın’ın, İnsanların öldürür“Bazı özel harekât mensuplarıken çıkardıkları sesler nın canavarlaştığını, sevgiliaklımdan çıkmıyor. lerini öldürdüğünü” anlattığını L Cumartesi Anneleri’ni belirten Aygün, cinayetlerden rüyamda görüyorum. L Şubenin bize verdiği pa birinin de Kırıkkale’den Ankara’ya getirilen Metin Vuketten Efeoğlu çıktı. L Öldürdüğüm insan sayı ral’ın öldürülmesi olduğunu sı 1520 arasındadır. söylediğini kaydetti. AyL Emniyet Özel Harekat gün, çarkın’ın “Benim vicŞube Müdürlüğü’nde her danım Mehmet Ağar gibi kes bu infazları biliyordu. rahat değil” dediğini. “YeL Bu yapılanma bugün şil”in yaşadığını ve devletin de devam ediyor. Sadekorumasında olduğunu tahce infaz yapmıyorlar. min ettiğini kaydettiğini beL Bizim grup bir canalirtti. Aygün, Çarkın’ın anlatıvardı. Sevgilisini öldürenler oldu. mına göre, 20 yıldır kayıp olan, L İbrahim Şahin polis katili olarak lanse edilen bizim için bir Hüsamettin Yaman ve Soner idoldü. Gül’ün, Çarkın ve ekibi tarafından soğukkanlılıkla öldürüldüğünü belirtti. Aygün, Çarkın’ın, 1520 kişiyi öldürmüş olabileceğini, buzdağının yalnızca küçük bir kısmını gösterdiğini ifade etti. Aygün, Çarkın’ın, Maltepe’de TİKKO üyesi olduğu iddia edilen silahsız 3 genci öldürdüklerini anlattığını, “Öldürüldükten sonra odalarına girdim, çayları henüz sıcaktı. Bu olaya da çok üzüldüm, rüyalarıma girdi” dediğini anlattı. Ayhan Efeoğlu’nun, siyasi şubede işkence sonucu öldürüldüğünü, cenazesinin bavul içinde kendilerine teslim edildiğini söylediğini belirtti. Aygün, “Muş’ta 8 kişinin öldürülmesinden bahsetti. Kendisinin katılmadığını söylüyor ancak çok ayrıntılı anlattı” görüşünü dile getirdi. Aygün, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Alt Komisyonu’nun, Çarkın’la görüşmesini istedi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ ‘Ayhan Çarkın dinlensin’ Dilekçede, Oktay’ın kimliği değerlendirildiğinde, olayın tam olarak aydınlatılması için özel ve tam yetkili soruşturma usul hükümlerinin uygulanması gerektiği kaydedilerek, “Bu sebeple, faili meçhul olayları araştırmakla görevlendirilen özel yetkili cumhuriyet savcısının yürütmüş bulunduğu soruşturma dosyasıyla bu soruşturma dosyasının birleştirilmesini talep etmekteyiz. Bu arada da özel beyanda bulunarak Behçet Oktay’ın öldürüldüğünü ifade eden Ayhan Çarkın isimli şahsın tanık sıfatıyla dinlenmesini talep etmekteyiz” denildi. Ailenin 5 Eylül’de savcılığa verdiği dilekçede ise Oktay’ın olay yeri incelemesi yapılırken çekilen bir kasette “Silah sesi duydun tamam mı?” denildiği belirtiliyordu. Yine aynı kasetin bir bölümünde “Doku parçasını sol tarafa mı koydunuz” ifadesinin yer aldığı aktarılan dilekçede, “Şüpheli bir durum arz eden bu görüntüler delil karartması olarak görülmelidir. Çünkü o dokunun oraya polis tarafından konulduğu intibaını vermektedir” denilmişti. ESKİ BAŞBAKAN MESUT YILMAZ: Garnizon Atatürk için koştu Atatürk’ün ulusal kurtuluş mücadelesini başlatmak amacıyla Ankara’ya gelişinin 92. yılı kutlamaları kapsamında Garnizon Koşusu gerçekleştirildi. Koşu, Kara Harp Okulu, Jandarma Astsubay Meslek Yüksek Okulu ve Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nın katılımıyla gerçekleştirildi. Yıllardır gerçekleşen koşunun güzergâhı geçen yıl valiliğin sınırlamalarıyla değiştirilmişti. Yasaklar kapsamında geleneksel Seymen Alayı Yürüyüşü de son iki yıldır yapılamıyor. Valilik, Seymen Alayı Yürüyüşü’nün “Trafiği engellememe” gerekçesiyle iptal edildiğini açıklamıştı. Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Terzi, “Yarış, Atatürk’ün Ankara’yı ilk gördüğü yer olan Dikmen Keklikpınarı’ndan başlaması nedeniyle de büyük anlam taşıyordu” diye konuştu. Mesele Türkiye’nin ormanlarıydı İstanbul Haber Servisi Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, bazı gazetelerde yayımlanan “devlet sırrı, örtülü ödenek, Susurluk raporu ve orman yangınlarına ilişkin” sözlerinin yanlış anlaşıldığını savundu. Yılmaz’ın sözlerine ilişkin olarak Dora Bakoyanni’nin başkanı olduğu DYSİM’den yapılan açıklamada “Çiller hükümeti döneminde Doğu Ege’deki Yunan adalarının yakılması için özel ödenek ayrıldığını ortaya koyarak, Türkiye’nin yaptıklarını ürpertici bir biçimde ifşa etmektedir” denildi. Yunan makamlarının tepkisi üzerine dün yazılı açıklama yapan Yılmaz, “Olay Yunanistan’daki değil Türkiye’deki orman yangınlarıyla ilgilidir” ifadelerini kullandı. Yılmaz, “Gazetedeki haber tamamen yanlış anlamadan kaynaklanıyor. Türkiye’de 1990’lı yıllarda meydana gelen büyük çapta ve yaygın orman yangınlarının Yunan gizli teşkilatıyla ilişkili olduğuna ilişkin bazı bilgiler, değerlendirmeler vardı. Mesele sansasyon merakına kurban edilmiş gibi” dedi. Öte yandan, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Yılmaz’ın, sözleriyle ilgili olarak Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği nezdinde girişimde bulundu. Bakanlık açıklamasında, Yunanistan’ın Ankara Büyükelçisi’nin de konuyla ilgili olarak bilgilendirilme isteğinde bulunduğu kaydedildi. Ölümünün 75. yılı Mehmet Akif Ersoy anıldı İstanbul Haber Servisi İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy, ölümünün 75. yıldönümünde Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında düzenlenen törenle anıldı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen törende konuşan İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, Mehmet Akif Ersoy’un, kişiliği ve örnek davranışları ile Türk toplumuna önderlik yapan şahsiyetlerden biri olduğunu söyledi. Ersoy için, Priştine’deki Yunus Emre Türk Kültür Merkezi’nde de “Ata Yurdunda Mehmet Akif” konulu anma paneli düzenlendi. Panelde konuşmasını Türkçe yapan Arnavut Prof. Dr. Abdullah Hamiti, Akif’in her şeyden önce büyük bir hümanist olduğunu söyledi. Prof. Dr. İrfan Morina ise Akif’in dizelerinden örnekler vererek Kosova’ya olan sevgi ve bağlılığını dile getirdi. Cumhuriyet’te yeni yıl eğlencesi Cumhuriyet çalışanları yılbaşını dün gazetenin Şişli’deki merkez binasında kutladı. Cumhuriyet’in yazar, yönetici ve eski çalışanlarının da katıldığı yılbaşı gecesinde, Türk halk müziği sanatçısı, besteci, tiyatrocu, sinema oyuncusu Sadık Gürbüz, Pir Sultan ve Ege türküleri söyledi. Geç saatlere kadar devam eden kutlamada, çalışanlar ve yazarlar dünden bugüne Cumhuriyet’in coşkulu yılbaşı kutlamalarını ve yitirdiğimiz usta meslektaşlarımızı anımsayarak hüzünle sevincin iç içe geçtiği bir gece yaşadı. (VEDAT ARIK) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle