27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER İnternet Andıcı davasında emekli Tuğamiral Alaettin Sevim’in çapraz sorgusu yapıldı ‘Yayın, Andıç’tan önceydi’ HATİCE TUNCER İnternet Andıcı davasında savunmasını yapan eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, Andıç ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın taslaklarını hazırladığı suçlamalarını reddetti. Suçlama konusu internet sitelerinin yayınlarının, hazırladığı iddia edilen belgelerden yıllarca önce başladığını ifade etti. Mahkemeye Genelkurmay Askeri Savcılığı’ndan gönderilen yazıda, İnternet Andıcı’na ilişkin bir soruşturma açılmadığı belirtildi. Genelkurmay’da andıç ve eylem planları ile ilgili ihbarda bulunan şahıslarla ilgili soruşturma açılmadığı kaydedildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesindeki küçük salonda görülen davanın 48. duruşması yapıldı. Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, dava konusu “İnternet Andıcı”nda paraf ya da imzasının olmadığını söyledi. Hakkında, Gölcük’te 6 Aralık 2010 tarihinde bulunan “Proje” adlı dijital belgenin İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın taslak metni olduğu ve ? Sevim, “Proje” belgesinin son kaydetme tarihinin 21 Mart olduğuna dikkat çekerek andıcın ilk hazırlanma tarihinin 12 Şubat ve son kayıt tarihinin Nisan 2009 olduğunu belirtti. Sevim, “Bu durumda İnternet Andıcı Proje isimli belgenin son kaydetme tarihinden önce yazılmaya başlanmış demektir” dedi. Dursun Çiçek tarafından plan haline getirildiği, bu planda yer alan bazı konuların internet siteleri ile hayata geçirildiğine ilişkin suçlamalar bulunduğuna dikkat çeken Sevim, “Bu dijital belgeler ile ilişkili olduğum iddiasını tamamen reddediyorum. Ben Albay Dursun Çiçek’i bir subay olarak bilirim. Ancak kendisi ile herhangi bir ailevi ve sosyal ilişkim olmadığı gibi hiçbir zaman emir komuta bağlantımız da olmadı. Ortak bir çalışma grubu içinde de hiç bulunmadık” dedi. Sevim, internet sitelerinin yayınlarının, Proje ve Andıç’ın ilk hazırlanma tarihlerinden senelerce önce başladığının altını çizerek şöyle devam etti: “İddianamede sözde tarafımdan hazırlanan Proje isimli digital belge ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve İnternet Andıcı’nın hazırlanmasında yönlendirici olduğum iddia edilmektedir. Bu durumda özellikle İnternet Andıcı’nın altında parafı bulunan Orgeneral, korgeneral, koramiral ve tümgeneraller ile İrtica ile Mücadele Eylem Planı ile ilişkilendirilen ve aralarında orgeneral rütbesindeki komutanların da bulunduğu birçok benden üst rütbeli subayı ve hatta Genelkurmay Başkanlarını bile yönlendirmiş oluyorum ki, bu Türk Silahlı Kuvvetleri’nde asla mümkün olabilecek bir husus değildir.” “Proje” adlı belgenin sahte olduğunu savunan Sevim, “İrtica İle Mücadele Eylem Planı”nın İnternet Andıcı’nın dayandığı iddia edilen “Proje” belgesinin son kaydetme tarihinin 21 Mart 2009 olduğuna dikkat çekti. Andıç’ın ilk hazırlanma tarihinin 12 Şubat 2009 ve son kayıt tarihinin Nisan 2009 olduğunu belirten Sevim, “Bu durumda İnternet Andıcı Proje isimli belgenin son kaydetme tarihinden önce yazılmaya başlanmış demektir. Bu çelişki belgenin sonradan hazırlanarak kurgunun içine sıkıştırılmaya çalışıldığı yorumumuzu kuvvetlendiren bir tespittir” dedi. “Kitleşim” adlı belgenin ilk yazılım tarihinin 8 Nisan 2003, son kaydetme tarihinin ise 4 Mayıs 2008 olduğunun altını çizen Sevim, “Ben Ağustos 2002Ağustos 2005 tarihleri arasında yurtdışında ataşe olarak görevliydim ve bu tarihler arasında hiç Türkiye’ye girmedim. Bu nedenle belgenin hazırlayıcısı olmam mümkün değildir” dedi. Sevim, karargâh ve amiralliğe, eski Deniz Kuvvetleri Komutanları emekli Oramiraller Yener Karahanoğlu ve Metin Ataç tarafından atandığını belirterek “Gerekirse bu iki komutanımıza sorabilirsiniz” dedi. Başkan Hasan Hüseyin Özese, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010 tarihinde bulunan belgelere ilişkin Genelkurmay İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’e soru yöneltti. Pekin “Bana böyle bir şey gelseydi soruşturma açtırırdık. Belgeler çıkmadan evvel bu konu ile ilgili bir yazışma olmadı” diye konuştu. Bazı avukatların “Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yapılan soruşturma aşamasında Genelkurmay Başkanlığı’nca işletilen internet siteleri ile ilgili bilgisayarların imajlarının alındığı”na ilişkin beyanları üzerine mahkemenin Genelkurmay’a yazdığı yazıya yanıt geldi. Gönderilen yazıda “Askeri Savcılığımızca, Genelkurmay Başkanlığı’nca işletilen internet siteleriyle ilgili olarak herhangi bir soruşturma yapılmamıştır. Dolayısıyla böyle bir soruşturma kapsamında bilgisayarların imajlarının alınması söz konusu değildir” denildi. Genelkurmay’dan mahkemeye gönderilen bir başka yazıda, İnternet Andıcı ve İrtica ile Mücadele Eylem Planı’na ilişkin ihbarları yapan ve “subay olduğunu iddia eden” şahıslarla ilgili Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı’nca yapılan herhangi bir soruşturma bulunmadığı kaydedildi. Tarihin Rakkası Türkiye’de demokratikleşme sorunları tartışılırken kafa karışıklığı yaratan en önemli etken herhalde kendilerini solda sayanların ya da düpedüz liberalizmin en “yenisine” kapılanların gerici, muhafazakâr çevrelere verdikleri destek oldu. Soldaki ciddi eleştirmenlerin önemli bir bölümünün, zamanlarını bu kerameti kendilerinden menkul liberal arkadaşları eleştirmeye ayırmış olmalarına okuyucu hak verecektir. Peki, “Sol” ya da “demokrat” bir kılık altında sisteme hizmet sunan liberal kalem erbabı bu kadar ilgiyi hak ediyor mu? İlgiyi hak eden onlar değil, kurulu ve her gün yeniden kurulan düzene verdikleri, düzen sahiplerinin ihtiyatlı bir kuşkuyla alkışladıkları, doğal olarak da ödüllendirdikleri destektir. ??? Bu arkadaşların temel misyonu, yeryüzünden solun tasfiye edildiğine, artık böyle bir “tehlikenin” bulunmadığına düzenin sahiplerini ve entelektüel çevreleri ikna etmekti. Oldukça uzun sayılabilecek bir dönem için başarılı olduklarını kabul etmeliyiz. Ama son zamanlarda yazdıklarına, gittikçe artan huzursuzluklarına bakarsanız, hem Türkiye’de, hem dünyada başarılarının sonu gelmiş gibi görünüyor. Bu gerçek yalnızca onların telaşından anlaşılmıyor, gelişen nesnel süreçler de bu gelişmeyi doğruluyor. ??? Değerli Korkut Boratav hocamızın da dediği gibi “sarkacın sola doğru salınma zamanı gelmiştir”. (Sol, 25.12.2011) Bu süreci kavrayabilmek için kavramlar dünyasındaki büyük meydan muharebesini geçici bir süre için “yeni liberallerin” kazandığını, emperyalizm kavramını içi boş “küreselleşme” ile değiştirmeyi başardıklarını kabul etmek gerekir. Bu kavramın pek çok mütemmim cüzü de aynı zaman diliminde piyasaya sürülmüş ve tüm dünyada entelektüel âlemi, o âlemin iyi niyetlileri dahil, sarmıştır. Ama nihayet düşünen insanların kavramların somut karşılıklarını ya da somuttaki yansımalarını görmelerinin, anlamalarının da önüne sonsuza kadar geçilemez ki. Geçilemiyor zaten. ??? Acımasız finans dünyasının yaklaşık 40 yılı bulan egemenliği krizlerle sarsılırken kaçınılmaz bir hesaplaşma da yeni liberallerle sol arasında başlamış bulunuyor. Sol, yenilgi yıllarının tozunu silkelemeye başlamıştır. Üstündeki ölü toprağını atıyor. Bunun bir nedeni emperyalistlerin kendi metropolleri dahil, dünyanın çeştli ülkelerinde denetlemekte zorlandıkları ayaklanmaların krizle at başı gitmesi, kitlelerin hırçınlaşan eleştirilerini serbest piyasa adı verilen düzene yöneltmeleridir. Pek çok ülkeyi saran huzursuzluklar, sokaklar, meydanlar, yalnızca o ülkelerdeki diktatörleri değil, bir bütün olarak süregiden düzenleri, sistemi sarsıyor. ??? Eski zamanlarda bu türden huzursuzluklar ortaya çıktığında sosyalist dünyanın kışkırtmalarından söz edilirdi. Şimdi böyle bir “bahane” ve demagoji yolu yoktur. Peki emperyalistler oyunu yitirdiler mi? Kuşkusuz ve şimdilik hayır. Ama bir yalanın, o yalan dünyasını ayakta tutan sahte kavramların sonu geliyor. Korkut Boratav hocanın dediği gibi, “insafsızca sağa savrulan tarihin rakkası zirveye ulaşmıştır ve ’sola salınma zamanı’ gelmiştir”. Genelkurmay’dan yanıt KAYSERİ BELEDİYESİ 17 YIL HAPSİ İSTENİYOR Erikel’e 2.5 yıl hapis RECEP KAPUCU Seyfi Oktay’a Ergenekon iddianamesi İstanbul Haber Servisi İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından Ergenekon soruşturması kapsamında eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında hazırlanan iddianame, özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Şüphelilerin17 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. 251 sayfadan oluşan iddianamede Oktay’ın adı ilk sırada yer alıyor. Ayrıca avukatlar Tülay Bekar, Ali Hamdi Emre, Mehmet Cengiz ve Kudbettin Kaya, emekli Albay Canfer Balçık, Türkiye Atletizm Federasyonu Asbaşkanı Hüseyin Yıldırım ile Sefa Altıoğlu, Nihan Atasagun, Ali Haberal ve Bülent Haberal şüpheli olarak bulunuyor. İddianamede, Oktay, Bekar, Emre, Cengiz, Kaya, Balçık ve Yıldırım, “İddia olunan Ergenekon terör örgütüne üye olmak”la suçlanıyor. KAYSERİ AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve Genel Sekreter Mustafa Yalçın’ın Ali Hamurcu’ya verildiği iddia edilen 10 milyon TL’lik senedin tahsili aşamasında kendilerine tehdit ve şantaj yapıldığı iddiasıyla 2. Ergenekon davası sanıklarından avukat Yusuf Erikel aleyhine açtıkları davada Erikel, tehdit ve şantaj suçundan 2 yıl 6 ay hapis ve 62 bin 500 lira para cezasına çarptırdı. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın karar duruşmasında Erikel’in ağabeyi ve aynı zamanda avukatı olan Yakup Erikel ile davacı Özhaseki ve Yalçın’ın avukatı Mehmet Savruk hazır bulundu. Mahkemenin taraflara son sözlerini sorması üzerine avukat Yakup Erikel, davalının ileri sürdüğü delilleri değerlendirebilmek için süre istedi. Bunun üzerine kısa bir değerlendirmede bulunan mahkeme heyeti davacının ileri sürdüğü delillerin tebliğ edildiğini ve bu nedenle tekrar süre verilmesine gerek olmadığını açıkladı. Bunun üzerine avukat Yakup Erikel, delil ve bilgilerin yeterince dikkate alınmadığını gerekçe göstererek davadan çekildiğini açıkladı. Erikel, cüppesini çıkararak duruşma salonunu terk etti. Mahkeme, avukat Yusuf Erikel’i önce 2 yıl 6 ay hapis cezası ve 62 bin 500 lira adli para cezasına çarptırdı. Daha sonra mahkeme heyeti, Erikel’in iyi hali dikkate alarak hapis cezası 2 yıl 1 aya indirdi. Yakup Erikel kararı temyiz edeceklerini söyledi. İHD’den cezaevine yeni yıl kartı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu üyeleri, hapishanelerde bulunan hasta tutuklu ve hükümlü gazetecilere, öğrencilere, insan hakları savunucularına yeni yıl kartı gönderdi. Galatasaray Meydanı’nda dün öğlen saatlerinde bir araya gelen insan hakları savunucuları “Gökyüzündeki yıldızlar hücrelerinizde özgürlük türküleri söylesin” yazılı bir pankart açtı. Grup adına açıklama yapan İHD İstanbul Şube Başkanı Abdülbaki Boğa, cezaevlerinde yaşanan yoğunluğa ve tecrite dikkat çekti. Açıklamanın ardından, “Gökyüzündeki yıldızların hücrenize özgürlük türküleri söylemesi dileğiyle; hapishanesiz bir dünya özlemiyle, yeni yılınızı kutluyoruz” yazılı kartlar Galatasaray Postanesi’nden cezaevinde bulunan 170 kadar tutuklu ve hükümlüye gönderildi. (Fotoğraf: SEVDİYE ERGÜRBÜZ) Odatv davasının 3. oturumunda Ahmet Şık ile Yalçın Küçük arasında tartışma yaşandı Duruşma günü gerginliği ? Bir sanık avukatı, çarşamba günü de duruşma yapılmasını isteyince Küçük, “Biz çarşamba duruşma yapılmasını istemiyoruz” diye konuştu. Ahmet Şık da Küçük’e “Kendi adına konuş“ diyerek tepki gösterdi. HİLAL KÖSE Veysel yaşama tutunamadı ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bingöl’de, 29 Ekim’de, “canlı bomba”nın üzerine atlayarak büyük bir faciaya engel olan ancak yaşamını yitiren Hatice Belgin’in yaralanan çocuklarından Veysel, Ankara’da tedavi gördüğü hastanede öldü. Bingöl kent merkezindeki saldırıda 3 kişi hayatını kaybetmiş, 21 kişi de yaralanmıştı. Patlamada hayatını kaybeden 4 çocuk annesi Hatice Belgin’in çocuklarından 16 yaşındaki Veysel, 14 yaşındaki Ceylan ve 11 yaşındaki Hazal yaralanmıştı. CHP’li Erbatur’a hapis talebi ? ANKARA (AA) Eski CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur hakkında, 2007’de Çukurova Üniversitesi öğretim görevlilerine gönderdiği bir elektronik postada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle dava açıldı. Savcı Halis Özmen’in hazırladığı iddianamede, Erbatur’un 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. ÜÇÜNCÜ BALYOZ DAVASI İddianame okunuyor İstanbul Haber Servisi İstanbul 1. Ordu’da Balyoz Harekât Planı yapıldığına ilişkin Gölcük Donanma Komutanlığı’nda bulunan belgelere dayanılarak açılan 3. Balyoz Harekât Planı davasının 2. duruşması dün yapıldı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki büyük salonda görülen 64’ü tutuklu 143 sanıklı davada iddianamenin okunmasına devam edildi. Duruşmaya Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, Koramiral Deniz Cora, korgeneraller Korcan Pulatsü, Ziya Güler ve Rıdvan Ulugüler’in de aralarında bulunduğu 59 tutuklu sanık ve 59 tutuksuz sanık katıldı. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, çarşamba günü duruşma yapıl Tartışma çıktı C MY B C MY B Gazetecilerin tutuklu yargılandığı Odatv davasının 3. oturumunda 134 sayfalık iddianamenin okunması tamamlandı. Mahkeme başkanının çarşamba günleri duruşma yapılmayacağını söylemesi üzerine tutuklu gazeteci Ahmet Şık ile Yalçın Küçük arasında tartışma yaşandı. Şık, yargılamanın hızlandırılmasını, çarşambaları da duruşma yapılmasını istedi. Çağlayan’daki Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dünkü oturumuna gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Soner Yalçın, Odatv Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ile birlikte 12 tutuklu sanık katıldı. Tutuksuz sanık İklim Ayfer Kaleli’nin de hazır bulunduğu duruşma, tutuklu sanıkların Silivri’den geç gelmesi nedeniyle 10.55’te başladı. Salona girerken izleyicilere el sallayan sanıkların, yakınlarıyla el sıkışmaları ise engellendi. Erdoğan’a açılan 3 davaya ret Odatv davasının önceki günkü duruşması sırasında Çağlayan adliyesi önünde toplanan bir grup gazeteci, sivil toplum kuruluşu üyesi ve yurttaş sanıkların bırakılmasını istemişti. (Fotoğraf: AA) mayacağını belirterek “Bir aksilik çıkmazsa perşembe ve cuma günleri devam edeceğiz” dedi. Bir sanık avukatı, çarşamba günü de duruşma yapılmasını isteyince, Yalçın Küçük, “Biz çarşamba günü duruşma yapılmasını istemiyoruz” diye konuştu. Ahmet Şık da Küçük’e “‘Kendi adına konuş. ‘Biz’ deme ‘ben’ de” diye tepki gösterdi. Küçük, sinirlenerek Şık’ın üzerine yürümek isteyince, araya jandarma görevlileri girdi. Küçük’ün “İstediğim gibi konuşurum, karışamazsın, sınırı aşma” demesi üzerine Şık’ın “Biz sınırı aşmayız, terbiyesiz” karşılığını ver di. Küçük de, “Terbiyesiz sensin. Otur yerine” diye konuştu. Mahkeme Başkanı’nın uyarısı üzerine söz alan Şık, yargılamanın hızlandırılmasını, çarşamba günü de duruşmaların yapılmasını talep etti. Yalçın Küçük ise “biz” sözünün Türk ve Osmanlıca dil kurallarına göre kibarlık maksadıyla kullandığını belirterek, “Biz demek tevazu göstermektir. Ben duruşmanın çarşamba günü yapılmasını istemiyorum” dedi. Tutuklu sanık Avcı da iddianamenin hızlı okunmasını istedi. Mahkeme Başkanı Ekinci, “Çarşamba günü ara veriyoruz ancak yatmıyoruz. Bu mahkemeye malumunuz yeni atandım. 2 ayda 80 dava açılmış, sadece bu dava görülmüyor. Bizim de amacımız hızlı yargılamanın yapılmasıdır. Bundan hiç şüpheniz olmasın” dedi. İddianame okunurken cezaevinde kalp krizi geçirerek ölen sanık Kaşif Kozinoğlu’yla ilgili bölüme sıra gelince mahkeme başkanı, “Kozinoğlu’nun bölümünü okumayalım. Zaman kazanalım” dedi. Davaya 29 Aralık Perşembe günü devam edilecek. Duruşmayı, CHP milletvekilleri Mahmut Tanal, İlhan Cihaner ve Ayşe Eser Danişoğlu da izledi. ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, genel seçimler öncesindeki bazı miting konuşmalarında “CHP’nin tüzelkişiliğine hakaret ettiği” iddiasıyla açılan 3 ayrı tazminat davasının reddine karar verildi. Erdoğan’ın, 2 Haziran Isparta, 7 Mayıs Düzce, 8 Mayıs Kilis ve 12 Mayıs Yalova’da düzenlenen mitinglerde yaptığı konuşmalarla 22 Mayıs’ta Kocaeli mitinginde yaptığı konuşmayla ilgili davalar açılmıştı. Doğalgaz faciasında bilirkişi raporu ? ANKARA (AA) Çankaya Birlik Mahallesi’nde 7 üniversite öğrencisinin öldüğü doğalgaz faciasıyla ilgili, eski EGO Genel Müdürü İhsan Fincan ve eski BAŞKENTGAZ Genel Müdürü Veysel Karani Demir’in de aralarında bulunduğu 13 sanık hakkında açılan davada, yeni bilirkişi raporunu hazırlayan heyet, kombi tesisatını yapan firma, bakım yapan teknik servis yetkilileri ve müteahhittin olayda kusurlu olduğu yönünde görüş bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle