27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2011 CUMA 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Mümtaz’er Türköne’nin Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na atanmasına sert tepki gösterdi: Tepkide Ölçü Çözümde Siyaset Fransa millet meclisinin “Ermeni soykırımının inkârını suç sayan” öneriyi kabul etmesi üzerine kamuoyunda ve siyaset çevrelerindeki kimi tepkilerin yadırgatıcı ve Türkiye’nin çıkarları açısından sakıncalı olduğunu belirtmek gerek. Tabii ki, devletler arası ilişkilerde mütekabiliyet, yani karşılıklılık ilkesi esastır. Ama verilen tepkilerin ölçülü olması gerekir. Ölçüsüz tepki, tepkisizlikten beterdir. Siyasette tepki, akıldan kaynaklanır, duygusal tepkilerin anlamı olmadığı gibi, zararı, yararından fazladır. Ne yazık ki, Türkiye’nin tavrı da çoğu zaman bu olmakta; komik, aynı zamanda da utanç verici sonuçlar doğurmaktadır. Nitekim, Fransa’nın Ermeni asıllı politikacılarından Patrick Devedjian (Deveciyan) rahatlıkla şunları söyleyebilmiştir: Türklerin tepkilerinden çekinmeyin; gürültü çıkarırlar, arkasını getiremezler. Bu açıklamaya yol açan gözlem doğru mudur yanlış mı, iyice bir düşünelim ve bu saptamadan dolayı kime kızacağımıza ondan sonra karar verelim. ??? Ermeni soykırımı iddialarının gündeme gelmesi, otuz yıldan önceye dayanıyor. ASALA cinayetlerini de kapsayan bu süre zarfında, hep reaksiyon göstermekle yetinen Türkiye, 1915 olayları konusunda bir devlet politikası oluşturup, onu yeterli inandırıcı delillerle, belgelerle desteklemek yolunu tutamadı. Reaktif tavırlardan proaktif politikalara geçilmemesi yüzünden uğranılan zarar da büyük oldu ve birçok platformda soykırım iddiaları kabul gördü. Türkiye’nin soykırım yaptığını iddia edenlerin hedefi, 1915’in yüzüncü yıldönümü. O zamana kadar, daha üç yıl var. Eğer bu süreyi de sadece tepkiyle geçiştirmekle yetinirsek, 2015’te bugünkünden de daha geride bir noktada olacağız. Şu anda kamuoyunda konuşulan tepkilerin bir kısmı uygulanabilir değil, bir bölümünün uygulanması halinde, Türkiye’nin uğrayacağı zarar, Fransa’nın uğrayacağı kayıplardan da büyük olacak, bir başka bölüm ise ırkçı ve utanç verici. Diplomatlık (özellikle Washington büyükelçisi olduğu dönemde) aktif politikacılık yılları sırasında, Ermeni soykırımı iddiaları ve 1915 olayları konusunda etkili çalışmalar yapmış bulunan emekli büyükelçi ve bundan önceki iki dönemde de CHP İstanbul Milletvekili olan Şükrü Elekdağ’ın ise Fransa’ya karşı uygulanabilecek, özgün bir politika önerisi var. ??? Sayın Elekdağ’ın daha önce de dile getirdiği ve son olayların ışığında bir kez daha güncelleşen önerisini kısaca özetlemek isterim. Türkiye’nin iddianın taraflarından olan Ermenistan üzerinde yumuşak gücünü kullanarak etkili olması gerektiğini de söyleyen (o noktaya ileriki yazılardan birinde dokunacağım) Sayın Elekdağ, 1948 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen Birleşmiş Milletler Soykırımı Önleme ve Cezalandırma Sözleşmesi’ne göre, soykırım suçun tanımlandığını, suçun sabit görülebilmesi için, kanıtlanması gereken maddi ve manevi unsurların belirlendiğini, soykırımın olup olmadığına karar verebilecek olan merciin Uluslararası Adalet Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı olduğunu belirtmektedir. Sayın Elekdağ’ın önerisi şudur: Türkiye Uluslararası Adalet Divanı’na iki hususun aydınlatılması için başvurmalı. Bunlardan birincisi Fransız parlamentosunun 1915 olaylarının soykırım olduğuna karar verme yetkisine sahip olup olmadığını sormaktır. Mahkemeden karara bağlanması istenecek ikinci husus da 1915 olaylarının, BM 1948 Sözleşmesi hükümleri ve “Kanunsuz suç olmaz” ilkesi gereği soykırım olarak kabul edilebilip edilemeyeceğidir. Fransız parlamentosunun son kararı ve 2001’de kabul ettiği yasalar karşısında yapılması gerekenin bunlar olduğunu söyleyen Elekdağ’ın önerisinin uzman hukukçular ve diplomatlardan oluşturulacak bir heyete inceletip gereğinin yapılmasında yarar var. Yandaşlık atamaları ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na yaptığı atamaları “yandaşlık atamaları” diye nitelendirirken Atatürkçülüğü “cehaleti, kifayetsizliği, ilme ve fikre uzaklığı bağnazlığı gizlemek için icat edilmiş maske” olarak gören Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’ye “Ya sözlerinin arkasında dur ya da o görevden ayrıl” diye seslendi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, dün Parti Meclisi (PM) toplantısının başında yaptığı konuşmada güncel gelişmeleri değerlendirdi. Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri özetle şöyle: İnsanda biraz ahlak olur: Cumhurbaşkanı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’na ? Mümtaz’er Türköne’nin Atatürkçülük hakkında yazdığı yazılara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, ‘’Eğer bu sözlerinin arkasındaysan sen oradan istifa etmek durumundasın. İstifa etmiyorsan kusura bakma seni adam yerine koymazlar” diye konuştu. bazı atamalar yaptı. Atatürk’e karşı önyargının en belirgin olarak ortaya çıktığı dönem 12 Eylül dönemi. O dönemde Cumhuriyet’in başyazarı bir yazı yazmıştı. “Siz böyle Atatürk’ü yorumluyorsanız ben Atatürkçü değilim” diye. O yazısı dolayısıyla da sansür yemişti. O dönemde Atatürk’ten adeta intikam alır duygusuyla kinle hareket edilerek vasiyeti çiğnendi. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu kapatıldı, resmi devlet dairesi haline dönüştürüldü. Dün oraya atamalar yapıldı. 12 Eylül ürünü olan bir partinin, o partiye yandaşlık yapanların atamalarıdır bunlar. Ataması yapılan kişilerden biri yazdığı bir yazıda, “Atatürkçülüğün bir tür cehaleti, kifayetsizliği, ilme ve fikre uzaklığı bağnazlığı gizlemek için icat edilmiş bir maske olduğunu, uzun yıllar boyu tecrübe ederek öğrendim” diyor. Ve şimdi bu kişi Atatürk’ün ismi olan bir kuruma yönetim kurulu üyesi olarak atanıyor. İnsanda biraz vicdan olur, ahlak olur, insanda biraz tarihe saygı olur. İnsanda biraz Mustafa Kemal’e saygı olur. Şimdi ben merak ediyorum bu kişi orada nasıl görev yapacak? Eğer bu sözlerinin arkasındaysan sen oradan istifa etmek durumundasın. İstifa et miyorsan kusura bakma seni adam yerine koymazlar. Ya sözlerinin arkasında dur ya da o görevden ayrıl. Savaş arayışı: Bir hükümet düşünün “nasıl savaşa girebilirim” onun arayışı içinde. Hangi amaçla giriyorsunuz siz? AKP hükümetiyle beraber dış politikadaki tutarlık bitmiştir. Ülkelerin içişlerine doğrudan müdahale ediyoruz biz. Parti içi demokrasi: Bize zaman zaman “şu AKP’ye bakın hiç kimse konuşmuyor orada. Siz niye konuşuyorsunuz” diyorlar. Bunu söyleyenlerin demokrasi ve özgürlüklerden nasibi olmayan kişiler olduğunu söylemek isterim. CHP’de insanlar düşüncelerini özgürce dile getirirler ama bir parti disiplini içerisinde. O nedenle bizim AKP’den farkımız vardır. GERGİN TOPLANTI PM’den tüzük kongresi önerisine ret TÜREY KÖSE ADD’DEN TÜRKÖNE TEPKİSİ: Bu atamalarla Atatürk kıyımı yapılır MAHMUT LICALI ANKARA Atatürkçülüğü “cehaleti gizlemek için icat edilen bir maske” olarak tanımlayan Zaman gazetesi yazarı Mümtazer Türköne’nin Atatürk, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu üyesi olarak atanması tepki çekti. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan, kuruma Türköne ve İskender Pala gibi isimlerin atanmasının çok normal olduğunu belirterek “Yeni anayasa tartışmaları da bu kapsamda değerlendirilmeli Atatürkçülüğü anayasadan da silmek istiyorlar. Şaşırmamak lazım diyorum, ama Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği bakımından çok vahim. Buna bütün siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek tepki göstermesi gerekir” diye konuştu. Atatürkçü düşüncenin Cumhuriyetin temel felsefesi olduğunu vurgulayan Çölaşan, kurumun son değişiklikle arşiv niteliği taşıyan bir yapıya büründüğünü kaydetti. Yapılan son atamalarla kurumda Atatürk’le ilgili yapılacak her türlü faaliyetin içinin boşaltılacağına dikkat çeken Çölaşan, Atatürk karşıtlığıyla tanınan Türköne ve AKP’ye yakınlığıyla tanınan kişilerin kuruma atanmasının ardından kuruma bağlı olarak çalışan diğer kurumların da etkileneceğine işaret etti. Çölaşan, “Bu kişiler kurumun başına geldikten sonra Atatürk kıyımı yapılır” dedi. ‘CHP partiler nezdinde girişimde’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçmiş olsun dileklerini sunmak üzere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı AKP Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Yarım saat süren görüşmede, Fransa Ulusal Meclisi’nde kabul edilen “soykırım tasarısı” gündeme geldi. Kılıçdaroğlu, bu konuda her türlü yardıma hazır olduklarını dile getirdi. Başbakan’ın, CHP’nin Fransa’daki sol partilerle iyi ilişkileri olduğunu ve bu partiler nezdinde girişimlerde bulunabileceğini söylemesi üzerine CHP lideri, bu konuda zaten mevcut girişimlerinin bulunduğunu, bunu daha da sıklaştıracaklarını belirtti. Meclis’ten kıyak emeklilik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İlaçta katılım payını yeniden düzenleyen yasaya ek katılım payı getiren yasadan vekillere “yılbaşı piyangosu” çıktı. TBMM Genel Kurulu’nda, milletvekillerinin emekliliklerini düzenleyen önerge, bütün grupların desteği ile kabul edildi. Anayasa Mahkemesi’nin bir süre iptal ettiği yasa uyarınca milletvekilleri, daha önce bağlı oldukları kurumdan (SSKBağkur gibi) emekli olurken yeni düzenleme ile emekli sandığına bağlandı. Tasarının Genel Kurul görüşmelerinde son dakikada Meclis’te bulunan 4 parti grubunun da mutabakatıyla, emekli vekil, başbakan, bakan maaşını arttıran bir düzenleme yapıldı. Düzenlemeyle, emeklilik aylıklarının TÜFE’ye endekslenmesinden vazgeçildi. Buna göre, emekli aylığı cumhurbaşkanına ödenen aylık ödeneğin yüzde 40’ı esas alınarak cumhurbaşkanına bağlanacak yaşlılık aylığının yüzde 42’si oranında olacak. Böylece 2012 yılında emekli olan bir vekil yaklaşık 5 bin 600 lira aylık alabilecek. En az 2 yıl süreyle vekillik veya bakanlık görevinde bulunmuş olanlar, yaş ve gün koşullarını sağlamaları kaydıyla; emekliliğe hak kazanabilecek. ANKARA CHP Parti Meclisi (PM) toplantısında muhaliflerin tüzük değişikliği için kongre toplanmasına ilişkin önerisi 18 “kabul” oyuna karşılık 53 oyla reddedildi, dört üye de boş oy kullandı. Tüzük kurultayının toplanmasına ilişkin 15 imzalı önerge tartışılırken PM üyelerinden Doğa Çiğdemoğlu imzasını geri çekti. Bazı PM üyelerinin önergenin düştüğü, oylanamayacağı yönündeki ifadelerine yönelik CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer eksikse tamamlarız. Ben önergenin oylanmasını istiyorum. Hem de gizli oylanmasını istiyorum” dedi. Görüşmeler sırasında PM üyelerinden Yaşar Ağyüz’ün “Dün demokrasiyi hatırlamayanlar şimdi demokratik tüzük istiyor. Samimi değiller” dediği öğrenildi. Eski Genel Başkan Deniz Baykal’a yakınlığı bilinen Antalya Milletvekili Osman Kaptan da, “Benim 15 kişi arasında ismim yok ama istiyorum. Tüzük konusunda söz verdiniz. Dersim konusunda samimiyetsizlikle suçladınız bizleri. Sorosçuları, TESEV’cileri, CHP’li olmayanları alıp milletvekili yapanlar mı samimi” deyince birçok PM üyesi ayağa kalkıp tepki gösterdi. Kaptan, “Ben burada kendimi CHP’nin PM’sinde zannediyordum, halbuki Kılıçdaroğlu’nun muhafız alayındaymışım. Sayın genel başkanım ya genel başkanlık yapın ya da Dersim kitabı yazın” diye konuşmasını sürdürdü. Kaptan, “Türkiye’nin en demokratik insanısınız ama ne de, sadece dinlemede. Uygulamada böyle değil” derken Kılıçdaroğlu da “Dinlemede de, uygulamada da demokratım. Ama burada yapılan bazı konuşmalar AKP medyasına malzeme için yapılan konuşmalardır, samimi değildir” karşılığını verdi. Gerginliğin tırmanmasıyla Kaptan toplantıyı terk etti. Mersin Milletvekili İsa Gök, toplantıdan ayrılırken, “Görülen o ki bundan sonra PM kaynaklı veya genel merkez kaynaklı CHP’de demokratik bir tüzük hamlesi, herhangi bir işlem vuku bulmayacak. Bu durumda artık yetki tümüyle örgütümüze geçmiştir. Demokratik tüzük konusunda ne yapılması isteniyorsa olağanüstü kurultay dahil bu konuda artık yetki PM’den çıkmış doğrudan delegasyonumuza geçmiştir” açıklamasını yaptı. Kılıçdaroğlu ise tüzük kurultayıyla ilgili olarak, “Kimse kurultay olmayacak demiyor. Gerekirse seçimli kurultayla beraber de olur ama oldubittiye getirilmesi yanlış” dedi. PM toplantısında ayrıca delege seçimlerinde tabanı genişleten yönetmelik değişikliği kabul edildi. ‘Hassasiyetiniz öldürüyor’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, dün yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bütçe konuşmasındaki sözlerini eleştirdi. Arınç’ın “Yalnız şunu bilin; terörist mi, masum vatandaş mı olduğunu tespit edemediğimiz hiç kimseye silah doğrultulmuyor. Çok hassas davranıyoruz. Önce ‘teslim ol’ deniliyor, karşılık veriliyor, gene sabrediliyor ama sonunda bir sonuç ortaya çıkıyor” sözlerini anımsatan Tanrıkulu, “Evet, bir sonuç ortaya çıkıyor ama bu sonuç Arınç’ın dediği gibi değil. 2011 yılında yargısız infaz, dur ihtarı, rasgele ateş açma sonucunda 19 kişi öldürüldü. Arınç hassas davrandıklarını söyledikçe masum insanlar öldürülüyor.” ‘Erişilebilir Tuzla’ için ilk adım ? Haber Merkezi Okullarda, sağlık kuruluşları ile kamu kurum ve kuruluşlarında engellilere yönelik fiziksel altyapı düzenlemeyi hedefleyen “Erişilebilir Tuzla” projesinin tanıtımı, Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi”nde önceki gün yapıldı. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteklediği, Tuzla Kaymakamlığı, Tuzla Belediyesi ve İSÖM işbirliği ile yürütülen ve 18 ay sürecek projenin bütçesi 1 milyon 228 bin 920 lira olacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle