29 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 KASIM 2011 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kılıçdaroğlu ve Demirtaş depremzedeleri ziyaret etti 5 Siyasilerden çıkarma ? Cumhurbaşkanı Gül, “Esas bugünlerde bayramlar daha anlamlıdır” dedi. YUSUF ZİYA CANSEVER CHP’li Gençler, ‘Büyükleri’nin Bayramını Kutladı! CHP Gençlik Kolları üyesi gençler, geçen hafta ilginç bir “eylem”e imza attılar. İsim isim kabine üyelerinin bayramını kutladılar, ancak “ironik” mesajlar ekleyerek. İşte CHP’li gençlerin, bakanlardan dilekleri: Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e: Kabiliyetinize uygun alternatif işe yönelmeniz ve yerinizi intihalsiz halefinize bırakmanız dileğiyle, bol atamalı bayramlar dileriz. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’a: Cumhuriyet’i “kadeh tokuşturmak”, kutlamanın da “eğlence olmadığını” anlayabilmeniz dileğiyle, önce Cumhuriyet Bayramı’nızı, ardından Kurban Bayramı’nızı kutlarız. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e: “Bir adet” İçişleri Bakanı olarak, depreme dayanıklı, saraya benzeyen evinizde size ve ailenize depremsiz bayramlar dileriz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’a: Türk siyasi literatürüne ilk kez sizinle giren “köstebek” kelimesinin son olmasını ve tüm gerçeklerin açığa çıkmasını diliyoruz. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na: Sıfırı sonsuzla çarptığınızda sonucun sıfır olmadığını öğrenmeniz dileğiyle... (L’Hopital Kuralı) Tarım Bakanı Mehdi Eker’e: Ülkemizin meralarında sarıkızı, karasığırı, zavotu tekrar görebileceğimiz ve başka ülkelerin angusu ile limuzinini rahat bırakacağınız günleri görmeniz dileğiyle... Enerji Bakanı Taner Yıldız’a: Nükleerin tüp patlamasıyla eş tutulmadığı, elektrik isteyene nükleer dayatılmadığı bir zihniyetin hâkim olduğu, “erken yat, erken kalk” dayatmasının yapılmadığı, temiz ve planlı enerjili günler dileriz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e: Kabinede çok yalnızsınız Sayın Bakan... Mücadelenizin, ısrarla 3 çocuk isteyip, şiddete ses çıkarmayanlar tarafından da sahiplenildiği nice bayramlar dileriz. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a: Son haftalardaki haletiruhiyenizin devamlı olması ve özlediğiniz tutuklu milletvekilleri ile TBMM çatısı altında kucaklaşacağınız nice bayramlar dileriz. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e: Adaletin insanları kurban etmediği bayramlar dileriz. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e: Maliye bilgilerinizi güncellemeniz ve vatandaşın deprem diye ödediği, sizin iletişim diye aldığınız ve duble yollara harcadığınız vergilerin gerçek yerini bulması dileğiyle. VAN Van’ı 7.2 ile vuran ve 604 kişinin yaşamını yitirdiği depremin ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bayramın ilk günü depremzeleri ziyaret etti. Gül’ü Van’a gelişinde Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Van Valisi Münir Karaloğlu, Belediye Başkanı BDP’li Bekir Kaya, Van Bölge Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Yıldırım Güvenç, AKP Van miletvekilleri Gülşen Orhan ve Mustafa Bilici karşıladı. Gül, bayram namazını Ulu Cami’de kıldı. Çıkışta açıklamalarda bulunan Gül, “Tabii ki bu bayrama biraz buruk girdik. İşte esas bugünlerde bayramlar daha anlamlıdır. Bugünlerde herkesin birbiriyle daha çok dayanışması, birbiriyle daha çok kardeş olduğunu hissetmesi, hepimizin büyük bir millet olduğumuzu, bu milletin parçaları ve fertleri olarak hepimizin birbirimizle çok kucaklaşmamız gerektiği, ihtiyacı olanlara hepimizin hep beraber koşmamız ve kucaklamamız gerektiği bir gündür” dedi. Gül, Eşi ve partisinden bir heyetle Erciş’e gelen Kılıçdaroğlu, çadır kentteki yurttaşları ziyaret etti. CHP liderine ilgi büyük oldu. (Fotoğraf: AA AHMET İZGİ) “Mevlana Evleri”ni gezerken yakından ilgilendiği çocuklarla hatıra fotoğrafı da çektirdi. ‘Benim çorabım yok’ Bu sırada bir kız çocuğunun çorabının olmadığını söylemesi duygulu anlar yaşanmasına neden oldu. Gül, çocuğa çorap verilmesini istedi. Gül, daha sonra çadırda depremzedelerle birlikte kahvaltı yaptı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçda roğlu da eşi Selvi Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ve Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil ile Erciş ilçesinde çadır kenti ziyaret etti. Buradaki bir çadıra konuk olan Kılıçdaroğlu, bu ziyaretinin ardından çadırkentte oluşturulan yemekhaneye geçti. Burada karşılaştığı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile bayramlaşan Kılıçdaroğlu, Ercişli depremzede İsmet Demir ile battaniye arasından çıkan 5 bin lirasını geri gönderdiği Cemil Metin ile ayak üstü bir süre sohbet etti. Kılıçdaroğlu, “Kızılay yetkilileriyle görüştüm. Kısa süre içinde kalıcı konut yapmak mümkün değil, ama konteynerlarla pek çok yurttaşı kalıcı yerlere yerleştirecekler. Buradan da yetkililere sesleniyoruz: Başlangıçta kaosun olmasını belki anlayışla karşılayabiliriz, ama aradan bu kadar süre geçtikten sonra artık kaosun olmaması lazım” dedi. Kılıçdaroğlu ve eşine özelilkle depremzede kadınlar ilgi göstererek sorunlarını aktardı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ESP Genel Başkanı Figen Yümsekdağ ve milletvekilleriyle birlikte Erciş’teki çadır kentleri ziyaret etti. Depremzede çocuklarla bayramlaşan, çadır kentte kalanlarla sohbet eden Demirtaş, “Bayramı buruk karşılıyoruz. Türk toplumu büyük bir dayanışma gösterdi. Bütün binalar yeniden yapılır, ama bir depremde travma yaşamış bir kentin yaralarını sarmanın tek yolu dayanışmadır. Halkın bu birliktelik duygusu kaybolmayacaktır. Kışın çok zor olacak yaşam koşulları... Elbirliğiyle, dayanışmayla bu zorlukları aşacağız” diye konuşu. Bayramın ilk gününde Van’da bulunan HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da depremde yaralanan ve Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören vatandaşları ziyaret ederek bayramlarını kutladı. Bir İnönü hikâyesi: Sigara içsinler ama dumansız! Erdal İnönü, geçen hafta ölümünün 4. yılında anıldı. “Resmi” etkinlikler dışında, İnönü ile birlikte çalışmış personeli ayrı bir yemekte bir araya geldi. Erdal İnönü’nün başbakanlık yardımcılığı döneminde özel kalem müdürlüğünü yapan Uğur Büke, başdanışmanı Güneş Gürseler, iç güvenlik danışmanları Halil Nimetoğlu ve Atıl Üzelgün, özel kalem büro şefi Faris Acar ile koruma müdürü Necati Bekar ve korumalarından Yılmaz Erdemir de yemeğe katılanlar arasındaydı. Erdal İnönü’nün eşi Sevinç İnönü, kardeşi Özden Toker ile CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da geceye katıldı. Ekranda Erdal İnönü’nün fotoğraflarını izlerken, samimi bir ortamda “Erdal İnönü’lü anılar” anlatıldı. Halil Nimetoğlu, ünlü “fıkra” gibi kedi öyküsünü anlattı: “Erdal Bey ile Sevinç Hanım Paris’te bir otel odasındadırlar. Sevinç Hanım, tuvalette fare görünce ‘Erdal’ diye bağırır. Erdal Bey de ‘Ben kedi miyim Sevinç’ karşılığını verir...” Sevinç İnönü, bunun üzerine hemen söze girip “düzeltme” yaptı: “O hikâyenin aslı şu: Biz Amerika’ya gitmiştik. Princeton Üniversitesi’ne. Güç bela bir ev bulduk. Feza Gürsey ailesiyle bizi ziyarete gelmişti. Oğulları Yusuf tuvalete gittiğinde ‘Fare var’ diye bağırdı. Ben de arkasından gittim, fareyi gördüm. İşte, orada ‘Erdal’ diye bağırdım, o da ‘Ben kedi miyim’ karşılığını verdi...” Sevinç İnönü, Amerika döneminden bir de “patlayan pilav” öyküsü anlattı: “Amerika’ya gittiğimizde hiç yemek yapmasını bilmiyorum. Giderken bana bir yemek kitabı armağan etmişlerdi. O zamanlar gösterişli ambalajlı ürünlere meraklıyım, bir yağ aldım, kutusunun üstünü de okumadım, meğer kızdırılmaması gerekiyormuş. Sonra kitabı açtım, iç pilav yapmaya başladım. Normal pilav yapmayı bilmiyorum ama zor yemekler yapmaya kalkışıyorum. Yağı iyice kızdırdım, pirinçleri koydum, bir süre sonra tencere patladı, pirinçler aspiratörün üstüne yapıştı...” Erdal İnönü’nün koruma müdürü Necati Bekar, “hem baba İsmet İnönü’nün hem de oğul İnönü’nün korumalığını yapmış” olduğunu vurguladı. Bekar, Erdal İnönü’yü “müstesna bir isim” olarak saygıyla anarken, korumalardan Yılmaz Erdemir de bir İnönü hikâyesi anlattı: “Özel uçakla bir seyahatten geliyoruz. Yemek yendi, gazeteciler kıvranıyor, sigara içmek için. Bana, ‘Erdal Bey’den izin alsana’ dediler, ‘siz söyleyin’ dedim, ‘yok sen söyle’ dediler. Ben de gittim, Erdal Bey’in kulağına eğilip söyledim. ‘İçsinler ama dumanını çıkarmasınlar’ dedi...” Azra bebeğin evinde hüzün SİVAS (Cumhuriyet) Van’ın Erciş ilçesinde 14 günlükken enkaz altından sağ çıkarılan Azra bebeğin ailesinin evinde, baba Sinan Karaduman’ın enkaz altında kalarak yaşamını yitirmesi nedeniyle hüzünlü bir Kurban Bayramı yaşanıyor. Aile, evlerine ziyarete gelen yakınlarıyla bayramlaşırken duygu dolu anlar yaşadı. Azra bebek ise beşiğinde uyudu. Eski Sivas Devlet Hastanesi başhekimi olan, çocuk hastalıkları uzmanı doktor dede Ahmet Karaduman, “Oğlum bize bir teselli bıraktı. Ben, eşim, eşi ve bir de özellikle bebeğini bıraktı” diye konuştu. Van’da buruk bayram meydana gelen ve 605 kişinin Van’da yaşamını yitirdiği depremin ardından bayram buruk kutlanıyor. Yağışlı havada hüzün ve gözyaşları arasında bayramı karşılayan depremzedeler kaybettikleri yakınlarının mezarlarına akın etti. Kuran okuyarak dua eden depremzedeler mezarlara çiçek bıraktı. Van şehir stadyumunda İran tarafından gönderilen çadırkentin neredeyse yarısından fazlasının kaldırıldığı, burada yaşayan depremzedeler tarafından evlerinin yakınlarına taşındığı belirtildi. Çadırkent adeta hayalet haline gelirken, çadırlarda yaşayan depremzedeler bayramdan adeta habersiz şekilde yaşam mücadelesi veriyor. YUSUF ZİYA CANSEVER) Baba oğul semaver kurbanı MERSİN (Cumhuriyet) Van’dan geldikleri Mersin’de kurbanlık satışı yapan baba ve oğul, araç içine koydukları semaverin kömüründen zehirlenmeleri sonucu hayatlarını kaybetti. Selim Ceyhan (53) ve oğlu Cihat Ceyhan (17), Van’dan kurbanlık satmak üzere Mersin’e gelerek hayvan pazarına yerleşti. Baba ve oğul önceki gece çay demlemek için yaktıkları semaveri kamyonet tipi aracın arkasına koydu. Sabah, baba ile oğlunun uyanmadığını gören çevredekiler, aracın kapısını açtıklarında her ikisini de baygın vaziyette buldu. Hastaneye kaldırılan baba oğul kurtarılamadı. Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül parlamentokulisi@gmail.com Çadır kentte duygulu buluşma VAN (Cumhuriyet) Van’daki depremin ardından gönderilen yardım kolisi içerisine yanlışlıkla konulan 5 bin TL’yi bulup iade ettikten sonra ortadan kaybolan, tavrıyla insanlık dersi veren İsmet Demir, İstanbul’da oturan paranın sahibi diş hekimi Cemil Metin’le Erciş’teki çadır kentte bir araya geldi. Metin, parayı iade eden Demir’e Tekirdağ’ın Malkara ilçesindeki 5 dönümlük tarlasını ve 2 katlı çiftlik evini tahsis ettiğini söyledi. Van’da yaşayan ve çiftçilik yaptığı öğrenilen Demir, kendisine gönderilen yardım kolisi içerisinde, nevresime sarılı 5 bin TL’yi bulup Kızılay görevlilerine teslim etmişti. LER YAŞADIKLARI TRAVMANIN ŞOKUNU ÜZERLERİNDEN ATAMAYAN ERCİŞLİ MİNİKLER BURUK... M İ N İZLE Çocuklar gülmeyi unutmuş NİLGÜN CERRAHOĞLU Şehit maaşını Van’a bağışladılar İSKENDERUN(AA) İskenderun’da yaşayan emekli Mediha Gül, eşi Abdulkerim ile Mardin’in Ömerli ilçesinde 14 yıl önce teröristlerin döşediği mayına basarak şehit olan oğlu Ali Gül’den hatıra kalan giysileri Van’daki depremzedelere gönderme kararı aldı. Gül, kendisine bağlanan 3 aylık 800 lira tutarındaki şehitlik maaşını da bağışlayacağını söyledi. Hastalıklar başlamış Erciş’in çocukları Hüseyin gibi hep buruk… Bayram günü çocukları neşelendirmek için çeşitli oyunlar düzenlenmiş, miniklerin yüz “Daha bu sabah” diyor depremzedeler; “namaz vakti 4.9 büyüklüğünde bir depremle sallandık. Sallantı çok uzun sürdü. Yerin altı sanki boştu!” Günde burada or Van değil Erciş depremi! Depremzedelerin bu iklim şartlarında C MY B C MY B ERCİŞ “Biz de okula gitmek istiyoruz” diyor küçük Hüseyin, “Biz de meslekli olmak istiyoruz. Büyük yerlerde olmak istiyoruz ama burada herkes okuldan geri kalıyor.” Erciş Yenişehir çadır kentte Samsung iletişim TIR’ında karşılaşıyorum Hüseyin’le. TIR’da bilgisayarlar, telefon, internet servisi var. Çocuklar bayram günü burada vakit geçirerek biraz oyalanıyor. Van Gölü’nün yanı başındaki çadır kente bayramın birinci günü Kılıçdaroğlu ile geldik. Göl, yamacında altın sarısına bürünmüş kavaklar, gri gökyüzü ile sonbaharın vahşi ihtişamını sergiliyor. CHP lideri, etrafında dertlerini anlatmak için yarış eden depremzedelerin kordonu altında, karşımızdaki 156 No’lu çadıra doğru yürüyor. Tam o sırada sicim gibi bir yağmur bastırıyor. Açıkta kalmamak için ben de Samsung TIR’ına sığınıyorum. Hüseyin yanıma geliyor... leri renkli kalemlerle boyanmış. Onları güldürmek için etrafta dolaşan palyaçolar bile var. Ama nafile! Travmanın şokunu üzerlerinden atamayan, rutubet altında üşüyen küçükleri güldürmeye bu “numaraların” hiçbiri yetmiyor. Kamp girişinde önce devasa kazanlarla karşılaşıyoruz. Depremzedelere kazanlardan bayram yemeği pilav, kurban kavurma, tahin helvasıdağıtılıyor. Ne var ki yemek tepsilerini dumanları tüten pilav ve bayram etiyle doldurabilmek için kuyrukta bekleşen çadır kent sakinleri yemeklerini alana kadar yağmur altında sırılsıklam oluyor. Çoğunda palto/pardösü/kaban/yağmurluk yok. Erkekler fazladan bir ceket, çoluk çocuk… kadınlar yün hırka, yelekle geziyor. Hijyen şartları ise berbat. Pek çok insan depremin yaşandığı 23 Ekim gününden bu yana hiç yıkanmamış. Civarda “Osmanlı hamamı” diye bir hamam varmış. Ama yer sürekli sallandığından kimse “hamama” girmiyor! a depremzede önemli diğer isyan konusu. Etrafımd Yardımların nereye gittiği sorusu yakınma; yargın yay En or. artıy ah işit!” şikâyetler esine ama halkası genişlerken “bir dokun bin etm etti rine. “Evet halk bize çok yardım o yargitti dımların dağılımı ve yönetimi üze eye Ner de? devlet yardımları nere abını nehes nun “Bu ar. yorl soru diye ” dımlar? üsteliyorlar. reden, kimden soracağız?” diye Sonra heror. kılıy bıra a olar dep la “Yardımlar evve r hakikaımla Yard r. kes kendi adamına dağıtıyo Van; yebir i yen e, gels e eler zed ten biz deprem r: “Sırf orla tırıy ni bir Erciş inşa edilirdi” diye bas i. 150 verd r dola on mily 50 ı Suudi Arabistan Kral Binlerce ı. and topl para e rind üze TL milyon en insanlar kamyon, TIR yardım taşıdı. Buna rağm da bizi zibura ın bak da anı aşk hurb ı. Bugün Cum soğukta bugün perişan ortada kald ” .. var. iyor, acil çözüme ihtiyacımız yarete geldi. Ama ziyaret etmek yetm Devletin yardımları nereye gitti? ‘Sanki yerin altı boş!’ talama böyle 4 deprem oluyormuş. Hastalıklar da artmış. Çocukların ağızlarında sürekli yaralar çıkmaktaymış. Şimdiden grip salgınları ve yüksek risk gruplarında zatürree vakaları başlamış. Sıskası çıkan orta yaşlı bir adam içi ilaç dolu bir naylon torba uzatıyor: “Bakın bu ilaçlar benim!” diyor; “Zatürree oldum. Doktordan geliyorum.” bugüne değin dayanması bile mucize aslında. Gazeteci olduğumu saptayan ve yanıma yaklaşan bir genç; “Öyle kötü durumdayız ki, ilk karda buradan herkes gidecek” diyor: “30 bin kişi Erciş’i terk etti. Ercişliler kendilerine ‘Vanlı’ değil, ‘Ercişli’ derdi.” Depremin medyada “Erciş depremi” değil de “Van depremi” olarak anılması da Ercişlileri kızdırıyor: “Deprem asıl bizi yıktı. Medya habire ‘Van’dan bahsediyor” diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle