28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 KASIM 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Örneğin 2010 12 Eylül referandumunu kazanan AKP iktidarının Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda yaptığı düzenlemelerden sonra, kadınların kuruldaki oranı yüzde otuzlardan yüzde üçlere düşüyor! ??? Aynı söylem ve eylem çelişkisine, basınla ilgili cezalar konusunda Orhan Erinç perşembe günkü yazısında değiniyordu: “…5187 sayılı Basın Yasası 9 Haziran 2004 günü kabul edildi. Yasa sadece gazete, dergi ve ajansların nasıl yayımlanacağını belirlemiyor, basın yoluyla işlenen kimi suçları da tanımlayarak cezalandırma kurallarını belirliyordu… Kural olarak para cezası öngörülmüş, para cezalarının, ödenmemesi durumunda bile hapis cezasına çevrilemeyeceği ilkesi de yasaya eklenmişti. 5237 sayılı Türk Ceza Yasası ise 26 Eylül 2004 günü kabul edildi. Bu yasayı kabul eden Adalet Komisyonu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu da aynı milletvekillerinden oluşuyordu. Basın Yasası’ndaki yukarıda andığım suç tanımları Türk Ceza Yasası’nda da yer aldı ve karşılığında da sunturlu hapis cezaları öngörüldü. Aradan geçen üç ayda hukukumuz, ‘Hapiste gazeteci olmayacak’ iddialarını da çürüten bir geriye gidişe sahne olmuştu…” Erinç bu çarpıcı örnekten sonra “Devlet sırrı yasası” ile getirilen garipliklere değiniyor ve bir de gazetecilerin “kamu görevlisi statüsünde yargılandıklarında” bütün cezaların yüzde elli oranında arttırılacağına dikkat çekiyor! ??? “Türbana özgürlük” söylemi ile kadınları kapatmak… “Hapiste gazeteci olmayacak” söylemi ile hapisteki gazeteciler sayısında Çin’i bile geçip dünya birincisi olmak: İnsan bunları görünce AKP’nin “İleri Demokrasi” söyleminin ne ifade ettiğini daha iyi anlıyor! Cem Garipoğlu’na 24 yıl, annesi ve amcasına 3’er yıl hapis cezası verildi Yargı da affetmedi Pina’da ‘alicengiz’ oyunu Dolgu üzerine inşaat başladı NURPERİ DEĞİRMENCİ BODRUM Güvercinlik’teki Pina Yarımadası’nda 2008’de denize kaçak dolgusunu yasallaştıramayan MNG, 85 dönümlük arazinin hisselerini başka bir şirkete devretti. Şimdi kıyıda bir otel inşaatı yükseliyor. Bölgede, koruma altında olan Halep çamlarından oluşan ormanlık alanda 2007 yılında farklı noktalardan çıkan esrarengiz yangında 240 hektarlık alan kül olmuştu. Yangından bir yıl sonra Turizm Teşvik Kanunu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tahsis edilen 110 dönümlük arazinin 80 dönümü üzerine MNG Holding beş yıldızlı otel projesini yaşama geçirmek istemişti. İzinsiz ve kaçak olarak denize dolgu yapması nedeniyle tepki çekmiş ve ÇED alamamıştı. 10 dönüme yakın dolgu yapan firmaya para cezası kesilmiş, dolgunun kaldırılması istenmişti. Ancak bu 3 yıllık süreçte hiçbir şey yapılmadı. MNG’nin hisselerini satın alan Ankara merkezli firma ise bir ay önce inşaata başladı ve 5 yıldızlı oteli 2012 yazına yetiştirmeye çalışıyor. ? Kamuoyunun merakla beklediği Karabulut cinayeti davası sonuçlandı. Medyanın gündemde tuttuğu cinayetin ardından yakalanan sanığa yasal sınırlar içerisindeki en ağır ceza verildi. HÜLYA KESKİN ‘Çatapat’a ikinci kurban SELAHATTİN GÖKATALAY AKP’nin Söylem ve Eylem Çelişkisi: Kadın Hakları ve Basın Özgürlüğü TÜYAP’ın İstanbul Kitap Fuarı bu yıl da sadece bir kitap fuarı değil, bir kültür festivali olarak devam ediyor… Fuar kapanmadan, yarın öğleyin yine kitaplarımı imzalayacağım… Geçen pazar günü de hem kitaplarımı imzalamış hem de Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin düzenlediği bir panele katılmıştım. Dernek başkanı Nazan Moroğlu’nun yönettiği panelde Mevhibe ve İsmet İnönü’nün torunu, Özden İnönüToker ve Metin Toker’in kızı CHP milletvekili Gülsün TokerBilgehan’la birlikte konuştuk. Nazan Moroğlu, “Bunları Biliyor musunuz” başlığı altında çok çarpıcı bilgiler ve sayılar verdi: Türkiye’de kadının hali, hem aile içinde hem de aile dışında içler acısı… Kapanmaya zorlandığı evdeki ve toplumdaki konumuyla, çalışma hayatındaki sorunlarıyla, resmi makamlardan gördüğü muamelelerle, tam bir “ikinci sınıf vatandaşlık kapanına” hapsedilmiş! Gülsün TokerBilgehan da çok ilginç bir konuşma yaptı… Türkiye’deki kadının hukuksal durumunu anlattı ve son derece çarpıcı bir sonuca vardı: Anayasa ve yasalar çerçevesinde Türkiye’de kadın hakları hiç de kötü durumda değil… Ama sevgili Gülsün’ün sözleriyle, “Her hukuksal iyileştirmeden sonra, adeta bunun bir sonucu gibi, uygulamalarda geri gidiş yaşanıyor!” Özetle Türkiye’de kadın haklarındaki gelişmeler kâğıt üzerinde kalıyor ve uygulamada bu haklar geri gidiyor! Münevver Karabulut’un öldürülmesine ilişkin davada mahkeme sanık Cem Garipoğlu’na “çocuğa karşı tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek” suçundan 24 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, Cem Garipoğlu’nun amcası Hayyam Garipoğlu ile Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt’u, “suçluyu kayırmak”, anne Tülay Makbule Garipoğlu’nu da “suç delillerini gizlemek ve yok etmek” suçlarından 3’er yıl hapis cezasına çarptırdı. Baba Nida Garipoğlu ise beraat etti. Duruşmada son sözü sorulan Cem Garipoğlu, “Çok üzgünüm, çok pişmanım. Cezam ne ise razıyım. Münevver’den, ailesinden ve kendi ailemden özür diliyorum” dedi. Nida Garipoğlu son söz olarak, “Oğlum, affedilemez korkunç bir cinayet işlemiştir. Karabulut ailesi ne derse haklıdır. Benim tek suçum oğlumu saklamak oldu” dedi. Cem Garipoğlu, Ceza İnfaz Ka nunu gereği söz konusu cezanın üçte ikisini yani 16 yılı cezaevinde geçirecek. Tutuklu kaldığı süre de cezadan düştüğünde 13 yıl 9 ay daha cezaevinde kalacak. En ağır çeza verildi Karabulut ailesinin avukatı Rezzan Epözdemir, “Verilen karar müvekkillerimin acısını bir nebze olsun hafifletmiştir. Hukuk sistemimizde verilecek en ağır ceza verildi. Baba Garipoğlu haricinde verilen cezalar acımızı hafifletti. Teknik anlamda 21 yıl 9 ay, şartlı salıvermeden faydalanırsa 13 yıl 9 ay sonra tahliye olabilecek” dedi. Anne Nagehan Karabulut ise “Dava sonuçlandı ama benim kızım geri gelmeyecek” diye konuştu. “İşte adalet” diyen baba Karabulut da “Türk halkına teşekkür ederim. Bu süreci takip edip bu seviyeye getirdiniz. Ama kızımız geri gelmeyecek” dedi. MALATYA Aydın’ın Germencik ilçesinde Kurban Bayramı’nın çatapat yediği için yaşamını yitiren Narin Ertaş’ın (4) ardından çatapattan zehirlenerek tedavi altına alınan 5.5 yaşındaki Muhammet Furkan Bülbül de yaşamını yitirdi. Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi’nde tedavi altına alınan Bülbül’e karaciğer yetmezliği teşhisi konulmuş, acil nakil listesine alınmıştı. Önceki akşam saatlerinde durumu kötüleşen Furkan Bülbül, acil karaciğer dokusu nakli için ameliyata alındı. Nakilden sabah saatlerinde çıkan Bülbül kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Küçük çocuğun ailesi acı haberle yıkıldı. Türkiye çocuk gelin cehennemi ? USAK raporuna göre Türkiye, erken evliliklerde Gürcistan’dan sonra ikinci sırada yer aldı. Ülkemizde 18 yaş altı evlilik yapan kadınların oranı yüzde 31.7 olarak kaydedildi. Türkiye’de 18 yaşın altında evliliklerin yaklaşık yarısının okuryazar olmayan, yüzde 31.7’sinin ise okuryazar olan ama hiç okula gitmeyen çocuklar tarafından yapıldığı belirtildi. ANKARA (AA) Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) tarafından hazırlanan rapora göre çocuk yaştaki evliliklerde Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, Gürcistan’dan sonra ikinci sırada yer aldı. Raporda dünyada çocuk gelinlere en yüksek oranda rastlanan ülkeler sıralamasında, ilk sıraları BatıDoğuOrta Afrika ülkeleri ile Güney Asya ülkeleri alıyor. USAK’ın hazırladığı “Evlilik mi? Evcilik mi? Erken ve Zorla Evlilikler: Çocuk Gelinler” raporu basın toplantısıyla açıklandı. USAK’tan araştırmacı Elvan Aydemir tarafından hazırlanan ve açıklanan rapor, Türkiye ve dünya verilerinin yanı sıra uzman görüş ve mülakatlarla da desteklendi. Raporda, “Kesin rakamlara ulaşmak mümkün olmasa da gelişmekte olan ülkelerde her yıl 1012 milyon kız çocuğunun erken yaşta evlendirildiği, Türkiye özelinde ise her üç kadından birinin çocuk evliliği yaptığı” aktarıldı. Raporda, şu değerlendirmeler yer aldı: Türkiye’nin de içinde bulunduğu Avrupa ülkeleri olarak değerlendirilen ülkeler arasında yüzde 17’lik oranla en yüksek erken evlilik Gürcistan’da görülürken, ikinci sırada yüzde 14 oranıyla Türkiye, yüzde 10 oranıyla Ukrayna geliyor. Kadın cinayetleri KKTC’ye taşındı ? LEFKOŞA (AA) KKTC’de Girne’ye bağlı Karaağaç köyünde 49 yaşındaki A.U, eski eşi Sibel Dedecan’ı (40) önce silahla yaraladı, ardından dipçikle başını ezerek öldürdü. A.U, karakola giderek teslim oldu. Biri askerde, diğeri lisede okuyan 2 çocuğu bulunan çift, yaklaşık 4 ay önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmış ancak Kurban Bayramı’nda barışmıştı. Müzik öğretmenine keserli saldırı ? ESKİŞEHİR Mihalıççık’ta bir öğretmenin öğrencisi tarafından pompalı tüfekle vurulmasının ardından, Eskişehir’in Odunpazarı ilçesindeki Melahat Ünügür İlköğretim Okulu’nda müzik öğretmeni Sevil Birgit, müzik grubundan çıkardığı 7. sınıf öğrencisi Yağmur T’nin ağabeyi Alperen T’nin keserli saldırısına uğradı. Öğretmen olaydan yara almadan kurtulurken saldırgan tutuksuz yargılanmak üzere kefaletle serbest bırakıldı. Yanlış kişiyi vurdu ? SİVAS (Cumhuriyet) Sivas’ta 5 gün önce 19 yaşındaki kızı K.K. evden kaçıp geri dönen Ahmet K. kızının birlikte kaldığından şüphelendiği Özcan Gülaçtı’yı (39) tabanca ile vurarak öldürdü. K.K. ise ifadesinde Gülaçtı ile kaçmadığını söyledi. Zerrin Özer korkuttu ? BODRUM (AA) Sanatçı Zerrin Özer, Muğla’nın Bodrum ilçesinde yüksek tansiyon şikâyetiyle hastaneye kaldırıldı. Bodrum Devlet Hastanesi’nde önceki gün tedavi altına alınan sanatçıyı, Kaymakam Mehmet Gödekmerdan ziyaret ederek bilgi aldı. Özer’in sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle