18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 KASIM 2011 CUMARTESİ 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sınav ve Sonuç YENİ anayasa diye Türkiye’yi ayağa kaldırmak isteyenler, acaba Meclis Başkanı’nın çağrı yazısındaki anlatıma sadık kalarak “1982 Anayasası’nın yasakçı ve vesayetçi zihniyetinden uzak, vatandaş odaklı, özgürlükçü ve demokratik temsil esasına dayanan bir anayasa” yapmayı mı amaçlıyorlar? İçtenliği sınayacak bir nokta bulmalı. Kuşku çok yaygın: Dün bu sütunda da vurgulandı; anayasa girişimine önayak olan iktidar, geniş katılım görüntüsüne büründürmek istediği sürecin kritik bir aşamasında kendi çoğunluğuna eklenecek birkaç oy karşılığında vereceği etnik haklarla yeterli sayıyı tamamlayıp istediği metni Meclis’ten ve halkoylamasından geçirebilir. “Demokrasi açısından itiraz edilecek ne var bunda” diyebilirdiniz belki, eğer aynı iktidarın şöyle bir önemli şaibesi olmasaydı: AKP, yeni anayasayla amaçladığını söylediği “özgürlükçü demokrasi” için şimdiki anayasayla yapabileceklerini bile yapmaktan kaçınmaktadır. Önemli ve kuşku verici bir kusur değil mi bu? öylesine ikircikli bir tutumun mihenk taşı sayılabilecek konu, yargısız ceza infazına dönüşen uzun süreli tutuklamalar konusudur. Bu alanda genellikle yapıldığı gibi savcıları ve yargıçları suçlamak eksik ve yanlış bir tutum sayılır; onlar yasaları uygulamaktalar. Kaldı ki, bir uygulama hatasından söz ediş, yargıya müdahaleyle suçlanabilir. Öyleyse, asıl sorulacak soru şudur: Yasaları kimler yapıyor? Parlamentodaki iktidar çoğunluğu değil mi? Üstelik, 2004 tarihli Ceza Muhakemesi Yasası ve ona ilişkin 2005 yılının uygulama yasası bu iktidar döneminde çıkarıldı. Yasa kuralları bazı yanlışlara yol açıyor ve özellikle evrensel ilkelere ters düşüyorsa, kurallar düzeltilemez mi? Örneğin, tutukluluğu hükümlülük öncesinde makul bir süreyle sınırlamak, başarılması çok zor bir yasal düzenleme mi? Daha doğrusu, bu kurallar 1982 Anayasası’ndan mı geliyor ve düzeltilmeleri için ille yeni bir anayasa yapılması mı gerekiyor? u sorulara doğru ve yeterli yanıt vermeden yeni anayasa fiyakası satmak, ya bir izan eksikliğidir ya da nereye varacağı belli olmayan sinsi çabaları örtmeye yönelik bir oyun. Başta ana muhalefet olmak üzere, bütün partilerle sivil toplum kuruluşları bu tuhaf oyuna gelmekten uzak durmalı ve yargısız infaza varan kurallar iyi niyet kanıtı olarak düzeltilmedikçe kervana girmeyeceklerini ilan etmelidirler. Etkili olacak olan, ancak böyle bir direniştir. İleri Demokrasi İçin Atılan Adım: ÖGK!.. Meşruiyeti için anarşiyi yok etme söylemini kullanan 12 Eylül yönetiminden sonra, şimdi de iktidarda kalmanın meşruiyeti için terörle etkin mücadele söylemi kullanılmaktadır. İktidar partisi dışındaki siyasi partilerin bu yasa tasarısının farkında olmaması ise ayrıca manidardır. Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU YargıSen Başkanı GM’lerin kuruluşuna ilişkin 12 keler arasında karşılıklı yardımlaşmanın Mart sonrasındaki anayasa de arttırılması, iç hukukta da etkili hukuksal, ğişikliği, 1975 yılında Anayasa idari ve cezai önlemlerin alınması, bu Mahkemesi’nce iptal edilmiştir. bağlamda malvarlıklarının dondurulması, Yapılarına askeri yargıç da eklenerek el konulması ve müsaderesine yönelik 1982 Anayasası’nda yer alan DGM’lerden, hükümler getirilmesi belirtilmektedir. AyİHAM kararı uyarınca yapılan düzenle rıca üye devletler için, BM Güvenlik melerle 1999 yılında askeri yargıç çıka Konseyi’nin 1267 sayılı kararıyla belirlerılmıştır. DGM’lerin dayanak anayasa nen, teröre finansal destek sağlayan kişi ve maddesi ve kuruluş yasası ise 2004 yılın örgütlerin malvarlıklarının dondurulması, da yürürlükten kaldırılmıştır. TBMM’nin yine 1373 sayılı kararında yer alan terörün buradaki iradesi, DGM’lerin anayasada yer finansmanının suç olarak düzenlenmesi koalmasına gerek olmadığı değil, özel mah nularında yükümlülükler öngörülmektedir. keme niteliğine bürünebilen, hukuk birliTasarıda, BM Sözleşmesi’ne yönelik ğini zedeleyen, hukuk devleti ilke ve ku hükümler yer almakta ise de kavramlar ve rallarıyla çatışan mahkemelerin, hukuk sis kurallar açıkça ortaya konulmadığı, birçok teminde yer alamayacağına yöneliktir. yönüyle sözleşmedeki amacı aşırı derece2004 yılında 5190 sayılı yasa ile, de aşan hükümlere de yer verildiği için, uyDGM’lerin görevli olduğu suçlara bakmak gulama BM’nin de değil, siyasi iktidarın üzere, yine ağır ceza mahkemesi düzeyinde bakışı ile biçimlenecektir. yeni mahkemeler kurulmuştur. DGM’lerktidara bağımlı bir yapı de görevli yargıç, savcı ve personel de bu Tasarı yasalaştığında, terör ve terörün fimahkemelerde görevlerini sürdürmüşlerdir. 2005 yılında Ceza Muhakemesi Ya nansmanı ile ilgili göreceği malvarlığı ve sası’nın (CMY) 250’nci maddesi ile Özel fonlara el koymakla görevli “MalvarlığıGörevli Mahkemeler (ÖGM) kurulmakla, nın Dondurulması Değerlendirilmesi 5190 sayılı yasa ile kurulan mahkemeler Komisyonu” adıyla bir idari komisyon kude kapatılmış, bu mahkemelerin görevle rulacaktır. Kurulacak komisyona, temel ri ÖGM’lere verilmiş, yargıç, savcı ve per hak ve özgürlükler kapsamındaki mülkisoneli de görevlerine ÖGM’lerde devam yet hakkını ve bu konudaki tasarruf yetkisini kısıtlama görevi yüklenmektedir. etmişlerdir. Bu resimde bile, DGM tabelalarının Adeta yargısal görev yüklenen, objektiflik yerini ÖGM tabelalarının aldığı görül ve tarafsızlıkla çalışmasını sağlayacak mektedir. AB mevzuatı ileri sürülerek ör kurallar da getirilmeyen bu komisyon, gütlü suçlarla hukuksal çerçevede etkin mü bütünüyle iktidara bağımlı bir yapıdadır. cadele için uzman mahkemeler söylemiy MASAK Başkanı’nın başkanlığındaki yele kurulan ÖGM’ler, yapılanma ve uygu di kişiden oluşan komisyonda, MİT ve Halamaları da gözetildiğinde kuruluş gerek zine Müsteşarlığı ile Başbakanlık, İçişleçesinin tam aksine, hukuk devletinin yar ri, Dışişleri ve Adalet bakanlıklarındaki üst gı eliyle ve yargı üzerinden ihlal edildiği düzey bürokratlar yer almaktadır. Soruşturma ve yargılama boyutuna ulaşorganlara dönüşmüştür. tığında ÖGM’lerin görev alanında kalan teGM’lerin soruşturma öncesi rörle ilgili konularda, soruşturma öncesi aşamadaki tabela adı: ÖGK! aşamada bu komisyon görev yapacaktır. ÖGM’ler konusunda AB mevzuatını Böyle olunca bu idari komisyon, yapısı, gödolanan siyasi irade, şimdi de BM mev revleri ve soruşturma öncesi aşamada da zuatını dolanarak, bir Özel Görevli Ko ÖGM’lerin misyonunu yüklenmesi nedeniyle sonuçta, bir Özel Görevli Komismisyon (ÖGK) kurmak istemektedir. 2002 yılında 4738 sayılı yasa ile onay yon’dur. Dondurulacak malvarlığının, telanması uygun bulunan BM Terorizmin Fi rörün finansmanında kullanılmış olması venansmanının Önlenmesi Hakkındaki Söz ya bu amaca özgülenmiş olması koşullaleşme’ye dayanılarak hazırlanan yasa ta rı da aranmamaktadır. Malvarlıkları donsarısı, 2011 Ocak ayında sunulduğu durulan gerçek ve tüzel kişiler, tüm hak ve TBMM’de, yasama dönemi sonuna kadar alacak ile borçlarını bu komisyona bildiyasalaşamadığı için, 21.10.2011 tarihinde receklerdir ki, bir mali vesayet hali de yaratılmaktadır. TBMM’ye yeniden sunulmuştur. İktidar gibi düşünmeyen veya biat etBM Sözleşmesi’nde, terorizmle mücadele için ulusalüstü ilkeler konularak ül meyenleri bile iktidarın terör kapsa D B İ mında nitelendirdiğini, yine bu gerekçe ile cezaevinde bulunan kişileri düşündüğümüzde, ÖGM’lere bile gerek kalmadan, artık doğrudan iktidara bağlı ÖGK yoluyla, iktidarın yanında yer almayan, biat etmeyen veya muhalefet eden gazeteler ve gazeteciler, medya ve mensupları, şirketler, dernekler, sendikalar, siyasi partiler, vakıflar, özel üniversiteler, işadamları, meslek örgütleri gibi tüm kişi ve kuruluşların malvarlıkları, haklarında hiçbir soruşturma olmadan dondurulabilecektir. ÖGK kararlarının, CMY uyarınca ancak yargıç tarafından verilen el koyma kararları çerçevesinde infaz edileceği de belirtilmiştir ki, komisyona adeta ceza yargıcı yetkisi de yüklenmektedir. Komisyon kararlarına karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmişse de idari nitelikteki bu komisyon kararlarına karşı başvurulacak yargı yoluna ve bu yolun da etkin işlemesine yönelik herhangi bir hüküm de getirilmemiştir. Ceza soruşturmasında yargıç, soruşturma açılmasını haklı gösteren nedenler yanında kuvvetli kuşku halinin de bulunması durumunda ancak el koyma kararı verebilirken ÖGK, yargıca tanınan yetkinin de ötesinde kuvvetli kuşku hali ve de soruşturma koşulları bile oluşmadan bu kararı verebilmektedir. Tasarıda, önlem kararı için süre öngörülmemiş, bir yıl için de ceza soruşturması açılmaz ise kararın kaldırılmayabileceği de ifade edilmiştir. Bir tarafta terör gerekçesi kullanılırken öte tarafta soruşturma koşulları oluşmadan bu yetki tanınmaktadır. Mevzuata göre böyle bir el koyma hali, “örgüte yardım ve yataklık” suçlaması için soruşturma açılmasını gerektirmektedir. Ancak böyle bir soruşturma açılması koşulları bile oluşmadan, bu yetkinin tanınması da ayrı bir iç çelişkidir. CHP Nereye?.. Hani biraz olsun başımızı vuracak bir taş bulsak... Ya da biraz olsun tutunacağımız bir dal olsa, dönüp bakmayız size... Ama yok... Bu demokrasi ise; çaresiz size muhtacız... ? Gazetelerde, televizyonlarda “Atatürk’e hakaret eden CHP milletvekili yüzünden partide tartışma başladı” haberleri var... “Atatürk’e hakaret” büyük proje çünkü... Tartıştığınıza göre... ? Bence size oy verenlere ve umut bağlayanlara hiç saygınız yok... Sabırla sizi bekleyen, size toz kondurmayan, umutlu ağzınıza bakan insanlara... Çocuğunun geleceğinden korkan bir anneye... Akşam umutla televizyonların haber saatlerini bekleyen babaya... O üniversiteli gence... Hiç saygınız yok... İmam “tükürdüklerini yalayacaklar” dedikten hemen sonra, yemin etmek için kuyruğa girdiğinizde kaç Cumhuriyet kadını hırsından ağladı?.. Haberiniz var mı?.. ? Diyelim ki haydi oldu da yemin ettiniz... Hapisteki milletvekillerinizin salınması için imzaladığınız o kâğıttan ne haber?.. Ki şimdi hangi sözlerine güvenerek, AKP ile yeni anayasayı yapmaya oturdunuz?.. ? İktidar, doğal olarak son anayasa değişikliğinde millete “evet” dedirttiği hükümleri yeni anayasada koruyacak... Peki... AKP ile yeni anayasayı yapmaya kalkan CHP, o zaman “hayır” dediği maddelere bu kez “evet” mi diyecek?.. Demeyecekse, yeni anayasa sanki ulusal uzlaşı ile yapılıyormuş gibi, o fotoğrafı tamamlamak mı düştü CHP’ye?.. ? Bir CHP milletvekilinin oy aldığı insanlardan utanmadan Atatürk’e saldırmasını “bireysel izan arızası” sayıp, buraya uzun uzun koymuyorum bile... Tüm bu olup bitenlere bakınca... Bu zulüm ve baskı iktidarının sürüp gitmesini sağlamak gibi bir misyonu mu var Atatürk’ün partisinin?.. ? Evet, biraz olsun tutunacağımız bir dal yakalasak... Biraz olsun, yüreğimize basacak bir taş bulsak... Biraz olsun, yaslanacağımız bir küçük dağımız olsa... Ne haliniz varsa görün... Ama yok... ÖGM’ler nezdindeki savcılar ÖGK kararına muhatap olanlar, etkili bir yargı yolu bile öngörülmediğinden, adeta tek seçenek olarak, açılacak soruşturmada kararın denetlenmesini istemek için, kendi kendilerini ihbar etmek durumunda kalacaklardır! İhbar edecekleri savcılıklar ise ÖGM’ler nezdindeki savcılıklardır!.. Meşruiyeti için anarşiyi yok etme söylemini kullanan 12 Eylül yönetiminden sonra, şimdi de iktidarda kalmanın meşruiyeti için terörle etkin mücadele söylemi kullanılmaktadır. İktidar partisi dışındaki siyasi partilerin bu yasa tasarısının farkında olmaması ise ayrıca manidardır. AB mevzuatı dolanılarak getirilen ÖGM’lerin, anayasa koyucunun iradesi de gözetilerek kaldırılmasını beklerken bu mahkemelerin yanına hatta önüne şimdi de BM mevzuatı dolanılarak ÖGK getirilmektedir. Amaç ileri demokrasiyi yaşatmak olunca!.. Ö B C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle