Katalog

16 KASIM 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Ağabeyin çığlığı Güldünya gibi töre kurşunlarıyla öldürüldüğü ileri sürülen Taş’ın ağabeyi, daha önce iki aile arasında barış sağlanması için dilekçe verdiklerini söyledi İstanbul Haber Servisi Kardeşleri tarafından 2004 yılında evlilik dışı bir çocuk dünyaya getirdiği gerekçesiyle öldürülen Güldünya Tören’in çocuğunun babası olduğu öne sürülen ve Sultanbeyli’de önceki gün silahla vurularak öldürülen Servet Taş, İstanbul’da toprağa verildi. Taş’ın ağabeyi Maşallah Taş, kardeşinin ölümünden önce yetkili makamlara barış sağlanması için yardım dilekçesi verdiklerini söyledi. Dilekçede, “Her iki tarafın da korucu olması büyük risk taşımaktadır. Olayın daha da büyümemesi için barış desteği yardımınızı rica ediyoruz” denmişti. Servet Taş için Ümraniye Kocatepe Camisi’nde öğle vakti cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine, Taş’ın aile yakınlarının yanı sıra yurttaşlar da katıldı. Taş’ın cenazesi, kılınan cenaze namazının ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Taş’ın ağabeyi Maşallah Taş cenaze sonrası yaptığı açıklamada, işlenen bu cinayetin çözülmesini istediğini ifade ederek “Azmettirenler ve suçlular bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmeli. Onlar hâlâ dışarıda ise bu iş çözülmez. Yargılanmalarını ve cezalarını çekmelerini istiyorum. Biz 24 kardeşiz. Ben hangi birini engelleyebilirim ki” dedi. 893 Türk kobay öldü Dış Haberler Servisi Batılı dev ilaç şirketlerinin aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok ülkede insanları kobay olarak kullandıkları ve binlerce insanın bu deneylerde yaşamlarını yitirdikleri iddialarına bir yenisi daha eklendi. İngiliz Independent gazetesinin haberine göre, son 3 yıl içerisinde Batılı ilaç şirketlerinin yaptıkları deneylerde 893 Türk yaşamını yitirdi. Kurbanların sayısı Güney Kore’de 2861, Brezilya’da 2521, Çin’de ise 2520 kişi olarak veriliyor. Batılı şirketlerin kendi ülkelerindeki denetimler nedeniyle deneylerini ve insanlar üzerindeki klinik testlerini yasaların nispeten daha gevşek olduğu az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere kaydırdıklarına dikkat çekildi. Türkiye klinik deneylerin en fazla yapıldığı 6’ncı ülke olarak gözükürken Batılı ilaç şirketlerinin insanları kobay olarak kullandığı ülkeler arasında ABD, Kanada ve Avrupa ülkeleri yer almıyor. Gazete, sadece Hindistan’da bir yıl içinde gerçekleşen 1600 klinik deneyde 150 bin kişinin para karşılığı ya da tedavi umuduyla kobay olmayı kabul ettiğini yazdı. Habere göre, yasaların gevşek olduğu Hindistan’da aralarında AstraZeneca, Pfizer, Merck’in de yer aldığı dev Batılı ilaç şirketlerinin kullandığı kobaylar arasında okul çağındaki genç kızlar da bulunuyordu ve 13 yaşındaki Sarita adlı bir genç kız, ailesinin bilgisi dışında kobay olarak kullanılırken akciğerlerinin iflas etmesi sonucu öldü. Orhan Veli Parkı yenileniyor ? İstanbul Haber Servisi Beykoz Belediyesi, Türk edebiyatının büyük şairlerinden Orhan Veli’nin ölümünün 61. yıldönümü kapsamında Kavacık’taki 20 dönüm alan üzerindeki parkı yeniden düzenliyor. 1914’te Beykoz Yalıköy’de doğan Orhan Veli 60 yıl önce 14 Kasım’da aramızdan ayrılmıştı. Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, Kavacık’ta bulunan parkın yenilenerek ünlü şairin doğum tarihi olan nisan ayına yetiştirilmesini hedeflediklerini söyledi. Yine kadın cinayeti Öğrenci ve işsizlerin, Ege Üniversitesi’nin ilaç araştırma deneylerinde kullanıldığı ileri sürüldü Katliam gibi kaza: 7 ölü Afyonkarahisar’da 4 aracın karıştığı trafik kazasında 7 kişi öldü, 28 kişi yaralandı. Afyonkarahisar Konya karayolunun 13. kilometresinde meydana gelen kazada sürücüleri tespit edilemeyen 27 TC 682 plakalı otobüs ile 06 VTV 42 plakalı minibüs çarpıştı. Bu araçlara 03 Y 8805 plakalı Çobanlar ilçe belediyesine ait yolcu otobüsü ile 03 ET 778 plakalı kamyon da çarptı. Kazada Baki Yılmaz (45), Mişa Aybakır (22), Adem Aslantaş (33), Cumali Güç (28), Yılmaz Adıgüzel (58), Özkan Metdar (28) ve İbrahim Aydın (21) hayatını kaybetti. Çok sayıda ambulansın olay yerine sevk edildiği kazada sivil savunma ekipleri minibüs içinde sıkışan yolcuları güçlükle çıkardı. Kazada yaralanan 28 kişi çevre hastanelerde tedavi altına alındı. Yaşamlarıyla kumar oynuyorlar ? Kobaylığa “gönüllü” olan öğrenciler, “Daha önce kobaylık yapan arkadaşlarımızın 600 lirayı geçen paralar aldıklarını duyduk. İlk olarak antibiyotik ilacı denendi. Sonrasında ‘masraf’ adı altında kobaylık ücretini veriyorlar. Geçen yıl 150 liradan başlayan ücretler oluyordu. Tabii ilaca göre bu ücretler daha da artıyor ve yüksek fiyatlara çıkıyor” dediler. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer ise, yasal altyapı da hazırlanarak Türkiye’nin ilaç tröstlerinin çok rahat hareket ettiği bir ülke haline getirildiğini vurguladı. HAKAN DİRİK ? KAHRAMANMARAŞ (Cumhuriyet) Sümbüllü Mahallesi’nde 2 kızı ile birlikte yaşayan Kifayet Alan’ın (40) evine gelen dayısının oğlu Ş.Ö. (34), Alan’ı 6 yerinden bıçakladıktan sonra kaçtı. Komşularının ihbarı üzerine olay yerine gelen sağlık ekiplerinin müdahalesine karşın Alan kurtarılamadı. Ş.Ö’nün 130 promil alkollü olduğu belirlendi. Küçükken halasının kızı Alan’ın yanında kalan Ş.Ö’nün verdiği ilk ifadede, namusu için olayı gerçekleştirdiği söylediği öğrenildi. İZMİR Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda yapılan değişiklikler, Türkiye’yi ilaç şirketlerinin “kobay ülkesine” dönüştürüyor. Ege Üniversitesi İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi’nde (ARGEFAR) öğrenci ve işsizlerin maddi gelir karşılığı ilaç araştırmalarında kullanıldığı iddia edildi. Ege Üniversitesi öğrencileri A.D. ile G.T, temel gereksinimlerini karşılayabilmek için daha önce bu işi yapan arkadaşlarının önerisiyle ARGEFAR’da deneylere katıldıklarını söyledi. Adlarının açıklanmasını istemeyen başka öğrenciler de üniversitedeki yoksul kişiler arasında kobaylığın sektör haline dönüştüğünü vurguladı. ARGEFAR Müdürü Doç. Dr. Ercüment Karasulu ise gönüllülere yüksek meblağlar ödenmediğini kaydetti. Karasulu, kurumda yapılan araştırmaların “piyasada satışa sunulmuş” ilaçlar olduğunu savundu. ADANA Söz yine sahte şeyhin mağdurlarında Çıktı, yine taciz etti SAVAŞ KÜRKLÜ ADANA Çocukları taciz etmekten 8 ayrı suç kaydı bulunan geçen temmuz ayında cezaevinden çıkan M.Y. (26), yargılandığı bir mahkemede pedofili hastası olduğunu ve tedavi görmek istediğini söyledi. Mahkeme heyeti de cezasının ardından M.Y’nin Adana Ekrem Tok Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde psikolojik tedavi görmesini kararlaştırdı. Tedavi sürerken merkez Seyhan ilçesine bağlı Tellidere Mahallesi’nde yolda gördüğü T.R.E’ye (6), “Bana babaannenin evini gösterir misin” diye soran M.Y, küçük çocuğu inşaat halindeki bir apartmana götürerek taciz etti. Küçük çocuk annesine durumu anlatınca aile polise başvurdu. Suçlamaları kabul eden M.Y. adliyeye sevk edildi. Korktuğu için birlikte olmuş LEVENT GENCELLİ BURSA Kendisini şeyh olarak tanıttığı kişilere cinsel saldırıda bulunduğu belirtilen Uğur K’nin yargılanmasına devam edildi. Müritler, sahte şeyhin tehditle kendilerini cinsel ilişkiye zorladığını belirtirken İnegöl Barışlı Camisi imamı davaya müdahil olmak istedi. Mahkeme heyeti talebini kabul etmedi. Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına, “Nitelikli cinsel saldırı, tarikat kurmak ve baş mevkiinde olmak, çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları depolamak” suçlarından hakkında dava açılan sanık Uğur K. (47) ve avukatı ile mağdur ve müştekiler katıldı. Duruşmada söz verilen sanık Uğur K, polisin yaptığı aramada bulunan cinsel içerikli CD’lerin kesinlikle kendisine ait olmadığını ileri sürdü. Mahkeme heyeti, bu duruşmada, daha önce ifade vermeyen 4 mağduru dinledi. Sanığın büyü ve sihir yaparak ailelerin arasını bozduğunu söyleyen E.K, “Sanık büyü ve sihir yaparak benim de ailemle aramı bozmuştur. Kendisi maddi ve nefsi isteklerini karşılamıştır” dedi. Kadın mağdurlardan G.G. de dergâha nişanlısı vasıtasıyla gittiğini belirterek “6 ay kadar devam ettikten sonra şeyh benimle cinsel ilişkiye girmek istedi. Yapmazsam, nişanlımla aramı bozacağını ve evlenemeyeceğimi söyledi. Ben de korktum ve dediklerini yaptım” diye konuştu. C MY B C MY B