25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 EK M 2011 CUMARTES 4 HABERLER Türkiye’de yerden yere vurduğu CHP liderini Esad’a demokrasiye geçişin mimarı olarak tanıtmış Teğet mi Geçer? Deler mi Geçer? Ekonomiden anlamam diyenlere saygım büyüktür. Kendimi de onlardan biri olarak kabul ederim. Olayları basite indirgeyerek, can alıcı noktaların altını çizerek, anlatıp yorumlayan birkaç ekonomi yazarı var. Onları okurum, yazdıklarını doğru anlayabilmek için zaman zaman birden çok kez okurum. Bana çok yararları olmuştur. Ekonomi yorumu dünyasının yıldızlarından çok korkar, çekinirim. Çünkü onlar engin bilgileriyle, kaçınılmazların neden olmayacağını, gerekçelerini sıralayarak açıklarlar. Bir tür, “bilimsel!” “bişşiyy olmaz abi”cilerdirler kendileri. Ama işin garibi “olmaz” dedikleri genelde olur. Geçen krizlerden birinde, durumun yetkin ve engin analizini yapmaya hazırlanan bir uzmanın konuşmasını dinlemeye hazırlanan eşim merakla sormuştu: Bakalım ne diyecek? Dayanamadım, Olmaz dediği geçen krizden önce ne söylediyse yine onları yineleyecek merak etme, deyiverdim. Kapımızı çalacağı uzun süredir belli olan bu ekonomik krizden önce de, bizde kimileri güvence üzerine güvence veriyorlardı: Teğet geçecek, durumumuz çok iyi, merak etmeyin! Oysa ben çok merak ediyordum, hâlâ da çok merak etmekteyim. 1999 krizinden sonra alınan tedbirlerle yapısı düzeltilmiş bankacılığımızın durumuna karşın, ürettiğinden çok üreyen, üretmediği halde tüketen, tüketimle büyüdüğünü sanan toplumumuzun ekonomik durumunun neden iyi olduğunu, neden “büyük” olduğumuzu ‘bilimsel!’ olarak rakamları ve kanıtlarıyla anlatan birçok çokbilmişlere karşın hâlâ anlayabilmiş değilim, tıpkı enflasyon oranlarıyla ilgili rakamları bir türlü anlayamadığım gibi... Ne zaman enflasyon oranları açıklansa, aklım duruyor, bir türlü anlayamıyorum, enflasyon mesela yüzde 5 artarken, benim tüketimimi kısmama rağmen, giderlerimin neden yüzde 15 20 civarında arttığını... “Bişşiiy olmaz abi”cilerin seslerinin bir ölçüde kısıldığı son günlerde herkes telaş içinde krizin nerelere kadar varacağını düşünüyor tırnaklarını kemirerek. Yine eski teraneler ısıtılıp konuluyor önümüze: Ekonomimiz güçlü. Bankacılık sistemimiz 1999 krizinde alınan önlemlerle kırılganlığını aştı. Teğet geçer, korkmayın! Merkez Bankası’nın döviz rezervi bol, MB alım yapar, doları belirli yerde durdurur. Ekonomi iyiye gidiyor. Büyüyoruz, baksana ihracat 100 milyar dolara ulaştı. Bütün bunları anlamakta güçlük çektiğim için, kendimi misli olmayan kalkınma hamlesine bir türlü inanmayan bir münkir olarak görüyor, utanıp sıkılıyorum. Allahtan ki güvendiğim, yazdığının arkasında duran, özlemleriyle gözlemlerini karıştırmayan, üstelik de benim gibi sıradan adama seslenen, iddiasız ekonomi yazarlarını okuyorum da, şaşkınlığım ve utancım azalıyor. Onlar, MB’nin rezervlerinin de bu gidişe dayanamayacağını, doların denetim altında tutulamayacağını söylüyorlar. İnsanların çoğunun ekonomik gelişmeleri “sen söyledin de ondan oldu!” zihniyetiyle irdelediği bir diyarda yine de ihtiyatı elden bırakmıyorlar, ama dikkatle okursanız teğet geçmeyeceğini söylüyor, hatta “delip geçeceğini” ima ediyorlar. Bana da öyle geliyor. 100 milyar dolar ihracat ve 180 milyar dolar ithalat üretmediğini tüketmekten başka ne anlam taşıyor ki? Ürettiğinden çok üreyen toplumda, geçmiş enflasyonların nedeni de, gelecekte üreteceğini bugünden tüketmek inadından kaynaklanmıyor muydu? Cari açıkla geçinen bir ülkede, nasıl olacak da kriz teğet geçecek? Yoksa birileri ekonomide, üretmeden tüketmeyi sağlayacak “Con Ahmet’in devri daim motoru”nu buldu da haberimiz mi yok? AKP’nin örneği İnönü UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve CHP heyetiyle Şam’da yaptığı görüşmelerin ilginç ayrıntıları ortaya çıkmaya devam ediyor. Davutoğlu’nun Esad ile 6.5 saatlik görüşmesinde, demokrasiye geçiş konusunda İsmet İnönü liderliğindeki CHP’yi örnek almalarını tavsiye ettiği, bu diyaloğu da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na aktardığı öğrenildi. Davutoğlu’ndan sonra Suriye’yi ziyaret eden CHP heyetinin ise Esad’a demokratikleşme ve laikliğin korunmasını da içeren altı mesaj ilettiği bildirildi. Esad’ın CHP’lilere aktardığı ve Cumhuriyet tarafından yayımlanan AKP hükümetinin Suriye politikalarına ilişkin mesajları Dışişleri Bakanlığı’nda “Türkiye ve dünya kamuoyunu etkileyerek vakit kazanma taktiği” olarak değerlendiriliyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu’na yakın üst düzey bir yetkili, Esad tarafından dile getirilen “muhalefetin elinde Türk silahı var” iddiasını kesin dille yalanlarken Suriye liderinin aşağıda “tırnak” içindeki diğer iddialarına şu yanıtları verdi: ‘Ben değil Erdoğan değişti’: 2006’dan Suriye lideri Esad’ın CHP heyetiyle yaptığı görüşmede verdiği mesajların zaman kazanma amaçlı olduğunu savunan bir Dışişleri yetkilisi, Davutoğlu’nun Esad ile görüşmesinde ülkenin demokrasiye geçiş konusunda smet nönü’yü örnek alması gerektiğini tavsiye ettiğini belirtti. Esad’a, smet nönü liderliğinde çok partili demokrasiye geçişi örnek gösteren AKP hükümeti, 12 Eylül 2010 referandumu ve 12 Haziran seçim kampanyaları sırasında rakibi CHP’ye karşı, nönü dönemini siyasi malzeme olarak kullanmakta tereddüt etmemişti. bu yana resmi ya da gizli her seviyede yapılan görüşmede reformları yapması mesajını verdik. Teknik heyetler gönderip reformları anlattık. Hep erteledi ve sözünde durmadı. ‘ABD’nin sözcüsü gibi hareket ediyorlar’: 2006 yılında tüm dünya Suriye izole edilsin derken o dönem hem Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer hem de hükümet Esad’ın yanında olduk. ‘Ankara bize zaman tanımıyor’: Babasının yerine geçeli kaç yıl oldu? Ayrıca tarihin akışı çok hızlı. Halklar değişim istiyor. Esad CHP’ye verdiği mesajlarla Türkiye’de kamuoyu oluşturma ihtiyacı içinde. Ama onun askerlerinin müdahale ettiği zavallı insanların görüntüleri dururken kimse ona inanmaz. Aynı yetkili, Davutoğlu’nun hafta içinde CHP lideri Kılıçdaroğlu ile buluşmasında, “Suriye liderine demokrasiye geçiş konusunda Türkiye’yi tek partili siyasi hayatan çok partili demokrasiye geçiren CHP’yi örnek alması” tavsiyesinde bulunduğunu da aktardığını ifade etti. Esad’a, İsmet İnönü liderliğinde çok partili demokrasiye geçişi örnek gösteren AKP hükümeti, 12 Eylül 2010 referandumu ve 12 Haziran seçim kampanyaları sırasında rakibi CHP’ye karşı, İnönü dönemini siyasi malzeme olarak kullanmakta tereddüt etmemişti. Esad ile görüşen CHP heyetinde yer alan Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu da izlenimlerini Cumhuriyet’e şöyle aktardı: CHP’nin altı mesajı: Suriye’de yaşanan kanlı olaylardan CHP de rahatsızdır. Zaten bu yüzden o ziyareti yaptık. Sorunun çatışmasız çözümü için Esad’a CHP ve Türk kamuoyunun al tı alandaki beklentilerini net ifadelerle ilettik. Suriye halkının Batılı değerler ve insan haklarıyla buluşturulmasını, demokratik reformların hayata geçirilmesini ve tüm kesimlerin yönetime katılımının sağlanmasını istedik. Bunun yanı sıra Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yana olduğumuzu, Suriye’de laik ve demokratik bir yönetimin işbaşında olması ve Suriye’ye her türlü dış müdahaleye karşı olduğumuzu da ilettik. Samimi bulduk: Esad’ı demokratikleşme ve Türkiye ile dostluğu sürdürme isteğinde samimi ve ciddi bulduk. Bu konuda Türkiye’nin kendisine daha fazla yardım etmesi gerekir. Gerçekten de Esad’ın birkaç ay içinde tüm değişikliği yapamayacağını görüyoruz. Tüm valilerini değiştirmiş. Bu önemli bir adım aslında. Bunlar Türkiye’de tam bilinmiyor. Laiklik oturmuş: Biz de orada bir mezhep çatışması yaşandığı kanaatinde değiliz. AleviSünni ayrılığının halk nezdinde temeli yok. Laiklik oturmuş. Görüştüğümüz valilerin ve diğer yöneticilerin birçoğu sanıldığı gibi Alevi değil Sünniydi. Konuştuğumuz Sünni halk kesimi bir şikâyette bulunmadı. Üç gün geçirdiğimiz Suriye’de gece yarısına kadar hayat normal devam ediyor. Çatışma izleri var. CHP’DEN SORU ÖNERGES : AHMET DAVUTOĞLU: Kaçakçılığa neden göz yumuluyor? MEHMET AL SOLAK Suriye karışırsa tedbir alırız ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye’nin bir iç kargaşaya girmesi Türkiye’ye de bir risk oluşturduğunda tedbir alınacağını söyledi. Bakan Davutoğlu’nun sözlerinin bazı haber sitelerinde “Suriye ile savaşa girileceği” yönünde yorumlanması üzerine Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan’ın böyle bir ifadesinin olmadığı bildirildi. Davutoğlu, 32. Gün programında Mehmet Ali Birand’ın sorularını yanıtladı. Birand’ın “Suriye ile savaşa mı gidiyoruz” sorusuna “Biz Suriye halkına yönelik baskıların artık kabul edilemez aşamaya geldiğini düşünüyoruz” dedi. Davutoğlu, “Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalesi söz konusu olamaz, olsa olsa kendi topraklarına bir göç olursa önlem alır diyebilir miyiz” şeklindeki soru üzerine, “Bu sizin çıkarımlarınız. Ben şunu söylüyorum; Suriye’deki her iç gerilim Türkiye’yi, Irak’ı, Lübnan’ı, İsrailFilistin’i, Ürdün’ü etkiler. Bütün bölgeyi etkiler. Bu anlamda bölgede şu anda Suriye’den daha önemli ülke yok, aynı anda birçok krize müdahil durumda. Dolayısıyla Suriye’nin bir iç kargaşaya girmesi Türkiye’ye de bir risk oluşturduğunda tabii ki tedbir alınır” diye konuştu. Davutoğlu’nun sözlerinin bazı internet sitelerinde “Suriye ile savaşa girilebileceği” yönünde yorumlanması üzerine Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Sayın Bakan’ın ne anılan programda ne de başka bir vesile ile Suriye ile savaşa gireceğimize ilişkin bir ifadesi olmuştur; sadece Türkiye’nin güvenliği için gerekli her türlü tedbirin alınacağı ifade edilmiştir” denildi. ANTAKYA CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, TürkiyeSuriye arasındaki tampon bölgede akaryakıt ve silah kaçakçılığı iddialarını Meclis gündemine taşıdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından yanıtlanması istemiyle bir soru önergesi veren Ediboğlu, “Suriye’deki olaylarda rejim muhaliflerinde yakalandığı iddia edilen Türk malı silahların bu yolla gönderildiği söylemleri gerçek midir?” dedi. Hatay’daki Cilvegözü sınır kapısındaki akaryakıt kaçakçılığı manzarasının ibret verici olduğunu belirten Ediboğlu, “Mart 2011’den önce kaçak mazot ile öncelikli mücadele edilen Cilvegözü sınır kapısında fazla mazot getiren araçların yakıt depoları yerlere boşaltılırken, bugün mazot kaçakçılığı herkesin gözü önünde, alenen yapılmaktadır. Ara bölge denilen alanda tarihin en büyük mazot kaçakçılığı, ildeki tüm devlet yetkililerinin bilgisi dahilinde ve gözleri önünde yapılmaya devam ederken neden müdahale edilmemektedir?” dedi. Ediboğlu, silah kaçaklığı ve Suriye’deki muahaliflere silah gönderildiği iddialarını da Meclis gündemine taşıdı. Ediboğlu, Erdoğan’a şu soruları yöneltti: “Mazot almaya giden şoförler ile bölgede yaşayan insanlar ve orada çalışan görevlilerin dillendirdiği, Suriye ile gerginliğin başlaması ile birlikte mazot kaçakçılığı yapılan bölgede yoğun bir şekilde başlayan silah kaçakçılığını kamufle etme adına kaçak mazot girişine göz yumulduğudur. Bu iddialar doğru mudur? Suriye’deki olaylarda rejim muhaliflerinde yakalandığı iddia edilen Türk malı silahların bu yolla gönderildiği söylemleri gerçek midir?”0 ‘Huzur ve barış istiyoruz’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Eylül’de patlama meydana gelen Kumrular Sokak esnafını ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, “Ortak bir talepleri var, ‘terör bitsin’ diyorlar. CHP olarak biz terörün sonlanması için gelecek bütün önerilere koşulsuz destek vereceğiz” dedi. Türkiye’nin terörden çok çektiğini belirten CHP lideri, huzur ve barış istediklerini anlattı. (Fotoğraf:AA ERCİN TOP) CHP lideri, yeni dönem vekilleriyle Abant’ta buluştu ‘ lk 3 madde ön şart’ TÜREY KÖSE ABANT CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “demokrasinin güçlenmesi açısından anayasa dışında da seçim barajının, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gibi yapılması gereken pek çok değişiklik olduğunu” vurgularken, bunları “ön şart” olarak ortaya koymadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu “İlk 3 madde ön şart” derken, “Vatandaşlık tanımı da ön şartlarınız arasında mı” sorusuna “Biz, anayasanın ilk üç maddesini ön şart olarak koyduk” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, dün yeni dönem milletvekilleriyle Abant kam pında buluştu. Eski CHP genel başkanı, Antalya Milletvekili Deniz Baykal kampa katılmadı. Abant kampından beklentilerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “Parlamentonun bu süreçte çalışma usulü, yöntemi, bizim stratejimiz neler olacak, bunlar üzerinde duracağız. Anayasa değişikliğiyle ilgili de milletvekillerinin görüşünü alacağız. Bizim ilkelerimiz, hedeflerimiz, çalışma yöntemlerimiz neler olacak, olmalıdır, bunları tartışacağız” dedi. Kılıçdaroğlu, anayasa ile eşzamanlı olarak yüzde 10 barajının kaldırılması, Siyasi Partiler Yasası’nın değiştirilmesi, tutuklu vekil sorununun aşılması, özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gibi çalışmaların yürütülmesini istediklerini söyledi. CHP lideri “Bunların anayasa değişikliğiyle eşzamanlı ele alınıp bazıları parlamentoda kabul edilirken anayasa değişiklikleri bittikten sonra onlar da parlamentonun gündemine gelebilirler diye bir düşüncemiz var” diye konuştu. ‘Kurultay ertelenebilir’ Öte yandan Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayına ilişkin “Ekim’in 3. haftasında PM’yi toplayacağız. Tüzük ve olağan kurultay tarihini, erteleme önerilerini değerlendireceğiz. 45 aylık bir erteleme olabilir” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle