25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 6 HABERLER CUMHURİYET 28 EKİM 2011 CUMA Uykusundan bağırarak uyanıyor Onunla sürekli konuşun VAN (Cumhuriyet) Seba Kaya, deprem olduğu sırada 2 çocuğuyla birlikte Erciş’teki TOKİ evlerindeydi. Kaya, deprem sırasında 2 çocuğunu da alarak evden çıkmış. Depremde evleri fazla zarar görmese de eve girmekten korkan aile çadırda yaşıyor. Özellikle küçük oğlu Muhammet’in depremden çok korktuğunu ve etkilendiğini, uykusundan hep bağırarak uyandığını anlatan anne Kaya “Yarın Muhammet’in 4. yaş günü. Daha önceki yıllarda Muhammet’e pasta yapardık. Ama yarın ne olacak bilemiyorum” dedi. Erciş İlçe Stadı’ndaki çadırda kalan minik Muhammet, doğum gününde ne istersin sorusuna, “Çikolata ve meyve suyu istiyorum” yanıtını verdi. FİGEN ATALAY Depremin yarattığı dram ve sarsıntılardan en çok çocuklar etkileniyor. Depremi yeniden yaşamaktan büyük kaygı duyan çocuklar, bazı davranış bozuklukları gösterebiliyor. Bunlar, korkma, çok kolay ve sık sinirlenme, devamlı ağlama, saldırganlık gösterme, dikkatini yoğunlaştıramama, içe kapanma, okulda ve evde daha önce hiç yapmadığı şeyleri yapmaya başlama olarak sıralanıyor. Eğitim Sen eski Başkanı, eğitimci Alaattin Dinçer, depremin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için yapılması gerekenleri anlattı. Yaşanan sarsıntıların çocuklar üzerinde bıraktığı etkilerin silinmesinin uzun zaman aldığına dikkat çeken Dinçer, şu önerilerde bulundu: “Yaşanan etkileri azaltmaya yönelik belli bir plan çerçevesinde psikolojik ve rehberliğe dayalı eğitim programları düzenlemek gerekir. Bu programları uygulayacak uzmanlar ile öğretmenler Van dışından görevlendirilmeli, yapılacak bütün çalışmalar bakanlığın koordinasyonunda yürütülmelidir. Deprem gibi önemli bir doğa olayı ile başa çıkmanın yetişkinler ve çocuklar için zor olduğu bir gerçektir. İnsanlarımız yeni ve bilinmedik zorlukların üstesinden gelmek durumuyla karşı karşıya kalmışlardır. Özellikle çocuklarımız böyle bir doğa olayının ardından olayın yeniden yaşanacağından endişe duymaktadırlar. Okul çağındaki çocuklar olan biteni anlamada, ergenlik çağındaki çocuklar ise yaşadıkları bazı korkuları ifade etmekte zorluk çekerler. Yaşanan olumsuzlukları giderebilmek için olaylar hakkında onları bilgilendirmek, onlara destek olunmalıdır. Bu bağlamda destek tedavi ve telafi edici eğitim programları/ projeleri gerçekleştirilmelidir. Bazı öğrenciler açısından bu yılın kayıp bir yıl olmaması için önlemler alınmalıdır.’’ Devlet Geç Kalınca... Yıkıntılar... Dozerler... Beton yığınları... Soğuktan üşümüş, saatlerdir bekleyen kadınlar, erkekler... Kimi anne, kimi baba... Bir umut ışığı arıyorlar yağmurlu bir günün ilk saatlerinde... Van’da ve Erciş’te ısı eksi bir derece... Haberleri izliyorum TV’de... Yıkıntıların arasında dimdik ayakta duran yapılar da var 67 katlı... Tam onlara bakarken Marmara depremini, Lice’yi, Varto’yu, Bingöl’ü, Erzincan’ı, Gediz’i anımsıyorum... Sapasağlam yıkılmayan kerpiç evleri... Van ve Erciş depreminde AKP hükümeti, deyim yerindeyse tam anlamıyla çuvalladı. Başbakan Erdoğan da yaptığı açıklamada bu savı doğruladı: “İlk 24 saatte başarısız olduk...” O sırada bir başka kanala geçmiş, 1998 yılında yapılan Gedikbulak’taki ilköğretim okulunun enkazını görmüştüm... Dün yazdım... 1998 yılında yapılan ve bugün yıkılan okulla 1952 yılında yapılan “taş mektep”in yan yana fotoğrafı vardı gazetelerde... 1998’de yapılan çökerken 1952’de yapılan tek katlı okulun sadece duvarları çatlamıştı... Her depremde kamu binaları yıkılıyor... Neden, niçin?.. Yanıtı basit: “Müteahhitler demirden, çimentodan çalıyor...” Hiçbir depremden ders çıkaramıyorduk. Marmara depremini çoktan unutmuştuk. Ha, unutmadan ekleyeyim: “Deprem fonunda toplanan milyarlar neredeydi?” Maliye Bakanı Mehmet Şimşek açıkladı: “Biz deprem vergilerini sağlık harcamalarında, duble yolların yapımında, eğitimde kullandık.” Halk deprem vergisi ödüyor cep telefonlarından, hükümet bu milyarlarla başka alanlarda harcama yapıyor. Olacak iş mi bu? Büyük ve güçlü ülkeydik... Erciş’te o çok katlı yapılara izin veren, deprem yönetmeliğini uygulamayanlardan hesap sorulacak mı? Son depremde de 60’ı aşkın öğretmenimiz öldü, 40’ı kayıp... Ağlayan anneler, babalar, kardeşler... Ağlayan tüm Türkiye.... İçi yanan, kavrulan bizler... Sen, ben yok!.. İnsan olmak var!.. Bilgi verin, destek olun... Depremden en çok çocuklar etkileniyor. Fotoğraf: AA AHMET İZGİ Çadır bulan yurttaşlar bile ‘Deprem bizi öldürmedi ama soğuk öldürecek’ diyor Hava ayaz mı ayaz la devam eden yağmur, dün sabah saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Tipi şeklinde yağan kar kısa zamanda Van’ı beyazlattı. Meteoroloji yetkilileri, kentte üç gün kar yağışı beklendiğini belirtti. Kar yağışı çadır ve battaniye sıkıntısı yaşayan depremzedelerin durumunu daha da zorlaştırdı. Yetkililer, depremde enkaz altında bulunanların hava sıcaklığının azalmasıyla dirençlerinin daha da düşebileceğini belirtti. Çalışmalarını aralıksız sürdüren arama kurtarma ekipleri ise çalışmaları hızlandırdı. YUSUF ZİYA CANSEVER Çünkü yaşadığımız bir insanlık dramı... Yazımı bu kez bir deprem bölgesinden, Karaburun’dan yazıyorum... Karaburun’u tepeden gören Saip köyündeki kahvedeyiz. Eski CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir ve İzmir Temsilcimiz Serdar Kızık’la birlikte... Karaburun’da 1949’da 7 büyüklüğünde deprem oldu. 800 ev hasar gördü, 1 kişi öldü. O tarihte Karaburun’da yapılar tek katlıydı ve geleneksel “taş kilit” denilen yöntemle yapılmıştı. Bugün ise Karaburun’da birkaç otel dışında tüm yapılara, en fazla iki buçuk kat izin veriliyor. Erdal Karademir, harita yüksek mühendisi.... Karademir, “Türkiye deprem coğrafyasında yaşadığını unutuyor” deyip ekledi: “Ülkemizin deprem kuşağında olduğunu herkes biliyor. Ancak gerekenler olmuyor. 1999 depreminin öğrettiklerini ve bundan çıkarılacak ödevleri yapmadılar. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin yüksek riskli bölgelerinde dayanıksız binalar gözden geçirilip yıkılacaktı. Yapılmadı. Bu tespitler ışığında binalar yenilenecekti, yapılmadı. Yeni yapılar depreme dayanıklı olacaktı, olmadı. Deprem için toplanan paralar başka alanlara harcandı. Böylece insanlar ölüme terk edildi. İktidar, Ulusal Deprem Konseyi’ni 2003’te kapattı, bunun hesabı da sorulmadı.” Güneşli bir Karaburun sabahında poyraz, insanı üşütüyor... Saip köyünde sohbet ediyoruz köylülerle... İki kişi yan tarafta “hırsızlığı” konuşuyor, küfürle karışık... Hayli öfkeli yaşlı adam şöyle diyor: “Yahu 2 kilo armut çalan iki yıl hapis cezası alıyor; TEDAŞ tellerini çalan 3 ay sonra tahliye ediliyor. Bu ne biçim adalet?” Ya Van’da, Erciş’te dökme çimentoyla 7 katlı konut yapan müteahhitler? Ya onların çaldıkları, öldürdükleri insanlar? Van Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatmış... Mış! Mış! Mış!.. Yemek yok, ısıtıcı yok, soran yok... Üç gün kar Van’da aralıklar Hüsrevpaşa İlköğretim Okulu bahçesine kurulan çadır kentte de manzara aynı. Elektrik, su, tuvalet ve banyo gibi ihtiyaçların karşılanamadığı çadır kentte yurttaşlar yemek dağıtımının yeteri kadar yapılamadığını belirtti. Depremzedeler, “Deprem bizi öldürmedi ama soğuklar bizi öldürecek” diye dert yanıyor. Soğukta 3 çocuğuyla battaniyeye sarılarak ısınmaya çalışan Hazal Kara, “Çadırımızı ısıtacak bir şey yok. Soğuktan öleceğiz. İki gündür buradayız bize gıda yardımı da yapılmadı. Kendim için değil çocuklarım için endişe ediyorum” dedi. Enkaz başında umut tükenmedi Van’ı 7.2 ile vuran depremin ardından kentte yaralar henüz sarılamazken yurttaşlar üzerlerindeki şoku henüz atlatamadı. Enkazların başında yakınlarından gelecek iyi bir haber bekleyenler en çok devletin ilgisizliğinden şikâyetçi. Maraş Caddesi üzerinde bulunan ve yaklaşık 16 kişiye mezar olan 7 katlı Sefa Apartmanı’nın yanındaki bir apartmanda oturan Hanife Çemen, enkazın başından bir an olsun ayrılmıyor. Olayın şokunu halen üzerinden atamayan Çemen, “Komşularımdan, dostlarımdan gelecek iyi bir haberi bekliyorum” dedi. Aynı sokakta yıkılan evinden eşi Nurcan Esmer yaralı olarak çıkarılan öğretmen Mehmet Sıdık Esmer, “Ben dışarıdaydım. Enkazın altından eşimin bağrışını duyuyordum. Yaklaşık 45 dakikalık çabadan sonra kurtardık. Şu an hastanede yatıyor. Hiçbir yetkiliye ulaşamıyorum. Ne yardım alabildik ne de hasar tespite geldiler” dedi. Merkeze bağlı Alaköy’de oturan Mahmut Taşdemir’in eşi Songül de enkaz altından çıkarıldı. Taşdemir, “Damdaki çanak anten eşimin başını yığılan taşlardan korumuş. Güçlüklerle çıkardık. Bizi kimse aramadı, yardımımıza gelmedi. Sahipsiz kaldık. Onca yardım gönderiliyor, hani nerede?” dedi. Yüksekova 5.4’le sallandı HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Van’da 500’den fazla kişinin ölümüne neden olan büyük depremin şoku atlatılmadan, bölge bu kez merkez üssü Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dilekli köyü olan Richter ölçeğine göre 5.4 büyüklüğündeki depremle sallandı. Dün saat 11.04’te meydana gelen depremin merkez üssü Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dilekli köyü. Deprem yerin 18.3 kilometre derinliğinde meydana geldi. Can kaybının yaşanmadığı deprem nedeniyle Hakkâri’de eğitime bir gün ara verildi. VAN Van’ı 7.2 ile vuran depremin ardından yardımlarda koordinasyon sağlanamazken Et Balık Kurumu Bahçesi, havaalanı girişi ve şehir stadyumunda yurttaşlar zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Elektrik, su, tuvalet ve banyo gibi ihtiyaçların karşılanmadığı çadır kentlerde, insanlar tamamen kaderlerine terk edilmiş durumda. Çadırlardaki yurttaşlara yeteri kadar battaniye ve soba dağıtılamadı. Isınma problemi yaşadıklarını anlatan depremzedeler çocukların ve yaşlıların hasta olduğunu, kar yağışının başlamasının kendilerini daha da endişelendirdiğini belirtti. Çadırlara yerleşen yurttaşların bir bölümü hasarlı da olsa evlerine geri döndü. Çadırlarda kalan depremzedeler ise temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadıklarını belirtti. 4 kişilik çadırlarda en az 10’un üzerinde kişinin kaldığını aktaran depremzedeler, “1015 kişi bir çadırda kalıyor. Birbirimize sokularak ısınıyoruz. Yemekler kısıtlı ve doğru dürüst dağıtılmıyor. Kendimiz birçok şeyi evlerimizden getirerek yaşamımızı sürdürüyoruz. Yetkililer bir geçmiş olsun demediler” dedi. Kırık ayakla üç kişiyi kurtardı Serhat Mahallesi Hacıbekir Caddesi’nde yıkılan 4 katlı bir binada enkaz altında kalanların yardımına koşan 22 yaşındaki Ferhat Kara, kurtarma çalışmaları sırasında ayağı kırılmasına karşın çalışmaya devam ederek 3 kişiyi sağ kurtardı. Depremden sonra annesi ve 3 kardeşini güvenli bir noktaya yerleştiren Kara, Hacıbekir Caddesi’nde yıkılan 4 katlı bir binadan gelen yardım çığlıklarını duydu. Ferhat, “İnsanların ‘kurtarın bizi’ feryadı içimi yaktı. Askerlerle enkaza girdik. İlk olarak hafif yaralı bir nineyi kurtardık. Mutfak kısmında 2 kadını dolapların altında bulduk. Artçı depremde parçalanmış kolon ayağıma düştü. Ayağım 4 yerinden kırılmış” dedi. Jeneratörle nefes Depremde ağır hasar gören evinden komşularının yardımıyla çıkarılan 41 yaşındaki yatağa bağımlı hasta Cumhur Kırca, Türk Kızılayı çadırında cihaza bağlı olarak hayata tutunmaya çalışıyor. Oğlunu hayatta tutan cihazın elektriğini jeneratör desteğiyle sağlayan baba Cahit Kırca ve anne Perihan Kırca, Sağlık Bakanlığı’ndan yardım bekliyor. Konferansın konusu Azra bebek Depremin sembolü olan Azra bebeğin hayata tutunma hikâyesi Paris’te devam eden UNESCO genel konferansına da konu oldu. UNESCO Genel Direktörü İrina Bokova konferansta yaptığı konuşmayı Azra bebeği anarak açtı. Bokov “Bu bebek sayesinde daha önce ismini duymadığımız Erciş’le empati içine girdik. Hepimiz insanlık toplumunun üyeleri olarak birbirimize tekrar bağlandık” dedi. 9 yakınını kaybetti ama... Erciş’te 9 yakınını kaybeden ve verilen idari izni reddeden Sağlık Bakanlığı’na bağlı İl Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri (UMKE) birim sorumlusu Ayşegül Savcı, yaşadığı acılara rağmen 5 gündür arama ve kurtarma çalışmalarına destek veriyor. UMKE’de 7 yıldır görev yapan Savcı, “Ailemin yanında yas tutmak yerine elimden geldiğince insan hayatı kurtarmak için çalışmak istedim ve bu nedenle de izni reddettim. Sonuna kadar da çalışacağım” dedi. Öte yandan arama kurtarma çalışmalarına katılan yetkililer, depremin olduğu pazardan bu yana enkazlardan 186 kişiyi sağ çıkardıklarını belirtti. 186 kişi kurtarıldı 100 saat Erciş’te Zeylan Caddesi’ndeki Aydın Apartmanı’nda çalışmalara ağırlık veren Azerbaycan’dan gelen ekipler yaklaşık 100 saat sonra 18 yaşındaki İmdat Padak’ı enkazdan sağ çıkarmayı başardı. Bilincinin açık olduğu gözlenen Padak, ambulans helikopterle Van’a gönderildi. Padak’ın, Kızılö sonra yaşam... ren köyünden dershaneye gelen ve üniversite sınavına hazırlanan bir öğrenci olduğu ve cep telefonuyla yardım istemeye uğraştığı öğrenildi. Ekipler dün, 91 saat sonra enkaz altından 19 yaşındaki Muhammet’i de sağ çıkardı. Erciş’te 5 katlı binanın enkazından çıkarılan genç tedavi altına alındı. Bakanlıktan yalanlama İngilizce öğretmeni Gözde Bahar depremden 66 saat sonra enkazdan çıkarıldığında herkesi sevince boğmuştu. Gözde öğretmen, doktorların tüm çabalarına rağmen kurtarılamadı. 5 yıl beklemişti Almanca öğretmeni 28 yaşındaki Aylin Bozkurt’ta depremde hayatını kaybeden öğretmenlerimizdendi. 5 yıl bekledikten sonra bu yıl atanan Bozkurt dün Antalya’da toprağa verildi. Cenazesinde, evlere temizliğe giderek 3 kızını da okutan anne Arife Göğüş perişan haldeydi. Yaşamını yitiren öğretmenlerin sayısı 63’e yükselirken ÇYDD bursuyla okuyup hayatını öğrencilerine adayan Sabit Saraç’tan mutlu haber geldi. Google’nın “Kişi Bulucu” sayfasında, Saraç’ın hayatta olduğuna ilişkin bilgi yer aldı. Saraç’tan iyi haber Sevinç yarım kaldı Deprem sırasında tutuklu ve hükümlülerin isyan çıkardığı M Tipi Cezaevi’nde bazı kadın hükümlü ve tutuklulara erkek hükümlü ve tutukluların taciz ve tecavüzde bulunduğu iddiaları, Adalet Bakanlığı’nca yalanlandı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle