25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 10 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir B B Manisa Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 26 15 15 15 20 20 19 12 12 13 15 13 17 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B B B B B Y K Y 12 17 9 25 26 20 21 19 20 20 10 6 6 Oslo Y Helsinki B Stockholm B Londra Y AmsterdamY Brüksel Y Paris B Bonn Y Y Münih Berlin Y Budapeşte B Madrid Y Viyana Y 6 6 10 15 13 12 14 14 12 14 17 19 14 Belgrad B 17 Sofya PB 15 Roma Y 21 Atina B 20 Zürih Y 13 Moskova Y 7 Aşkabat Y 17 Taşkent B 21 Y 11 Baku Bişkek B 21 Tiflis B 12 Kahire PB 26 Şam B 25 Ülkemizin kuzey ve doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Kırklareli, Tokat ve Sivas çevreleri yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunun yükseklerinde gece karla karışık yağmur ve kar yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. Rüzgâr, Marmara ve Kuzey Ege’de kuzey ve kuzeydoğu yönlerden yer yer kuvvetli olarak esecek. CUMHURİYET 28 EKİM 2011 CUMA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 28 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada RTE’yi istifaya davet etmesi siyaset gündeminin öncelikli maddesi. 327 milletvekilli AKP grubu, 135 milletvekilli ana muhalefetin gönlü hoş olsun diye Başbakan’ı istifaya zorladı. RTE de çaresiz koltuğu bıraktı diyelim. Ne olacağına bakalım. Kuşkusuz, Kılıçdaroğlu genel başkan olarak atacağı adımları daha önceden hesaplıyor. Pek çok zikzaklı davranışlar sergilemekle ünlendi ama herhalde muhalefet olsun da nasıl olursa olsun diye önünü arkasını düşünmeden adım atacak değil ya. “Demokratik teamülleri” bilerek RTE’yi istifaya çağırırken sonrasını da düşünmüş, hükümetin nasıl kurulacağını da hesaplamış olmalı. Oysa olacağı şu: Çankaya’daki AKP’li, istifa eden AKP Genel Başkanı RTE’ye yine hükümeti kurma görevi verecek! Ne hamam ne de tellaklar değişecek! Çoğunluğun demokrasinin kimi temel kurallarını görmezden gelmesi, bize özgü alaturka demokrasinin gereği! Parlamentoda çoğunluğu olan bir partinin başbakanı, toplumsal, ekonomik, siyasal yanılgıya düştü mü istifa ediyor demokratik ülkelerde. Bizde bir değil, belki yüze yakın olayda, dokuz yıldır pek çok alanda toplumsal tepki alan bir Başbakan var; istifayı düşünmek bir yana, tepkilerden Başbakanlık koltuğuna daha sıkı sarılması gerektiği sonucu çıkarıyor. Örneğin RTE, Van depreminde 24 saatte başarısız olduğunu açıklıyor. Sonuç almaz ama hiç değilse bugün kamuoyunun vicdanını seslendirecek bir çıkış yapacak; hah, işte şimdi yeri de zamanı da geldi. Kılıçdaroğlu, başarısızlığını itiraf eden Başbakan’ı istifaya çağıracak derken… …RTE’nin “Artık şehirlerde kaçak bina ve gecekonduları kimseye sormadan, bedeli ne olursa olsun biz yıkacağız” diyen açıklaması haberlerde tavan yapıyor. Başarısızlığın itirafı siyasal, kişisel bir erdemmiş gibi sindiriliyor. Canım efendim, şimdi batıdan doğuya ülke, Kürt milliyetçilerini hüsrana uğratan KürtTürk ayrımını reddeden toplumsal birliğe beraberliğe kilitlenmişken, demokratik ahlak gereğidir diye demokratik kimi kuralları, koşulları gündeme taşımaya ne gerek var! Üstelik demokrasi adabına aykırı davranışlar, yalnız başarısız bir Başbakan’ı istifaya çağırmakla sınırlı da değil. Bakın neden: Yeni anayasayı hazırlamakla görevli uzlaşma komisyonunda iki muhalefet partisi, kimi konuların, örneğin tutuklu milletvekilleri sorununu çözümleyecek yasal değişikliklerin ele alınmasını öneriyor. Öneri komisyonda reddedildiği sırada, savunma gayretiyle Deniz Feneri sanıklarının üç ayda tahliyelerini örnek gösteren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; “diğer mahkemelerdeki hâkimlerin (tutuklu milletvekillerinin) tahliyelerine karar vereceklerine, vermeleri gerektiğine kalben inandığını” söylüyor. AKP’nin siyaset anlayışını, siyasal ahlakını sergileyen bu tablo; karakolda doğru söyler, mahkemede şaşar deyişine benziyor. Hükümet sözcüsü Arınç, doğruyu söylüyor… …Komisyondaki AKP’liler doğrudan şaşıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinin ardından ana muhalefet partisi CHP, depremden zarar gören Van ve Erciş’te her gün en az bir milletvekili bulundurma kararı aldı. Önceki gün yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ile milletvekilleri Melda Onur ve Haluk Eyidoğan’dan oluşan heyet Van’daydı. Bugün de Umut Oran. CHP’den bir heyet Kurban Bayramı’nı da Van’da depremzedelerin yanında geçirecek. CHP’den İmar Değişikliklerine Sıkı Takip çekindi? Gül tepkiden mi sokabildik’ ‘Çadırları gizli Günaydın ile Van dönüşünde yaptığımız görüşmede deprem bölgesine ilişkin tespitlerini şöyle sıraladı: “Deprem bölgesinde çok ciddi çadır sıkıntısı var. Bu da bir ‘yağmalama’ sektörü yaratmış durumda. Gelen çadırlar bir çete tarafından yağmalanıp kara borsada tanesi 100 liraya vatandaşlara satılıyor. Yağmalama tehlikesine karşı, CHP’li belediyelerin yardımlarını taşıyan 30 TIR’ı ancak gece karanlığında Van ve Erciş’e sokabildik. Onda da üniversitenin bahçesine soktuk, oradan küçük kamyonetlerle ihtiyacı olanlara dağıttık. Hükümetin hiçbir kurumu Van’ın BDP’li belediye başkanı ile temas kurmuyor. Bu yapılan, o şehrine halkına saygısızlıktır. (Bu tespiti Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’den de dinledim.) Van halkı, ‘marjinal’ seviyede kalmış bile olsa bölgeye yönelik ‘ayrımcı’ söylemlere son derece kırılmış.” Günaydın izlenimlerini aktarırken, “Bölge halkı Cumhurbaşkanı’na da tepkili. Umarız yarınki ziyaretinde bir tatsızlık yaşanmaz” sözleri dikkatimizi çekti. Günaydın, Cumhurbaşkanı Gül’ün, Çukurca saldırısı sonrasında PKK’liler için kullandığı “İntikamı misliyle alınacak” sözlerinin bölgede çok tepki topladığı algısıyla dönmüş Ankara’ya. Bu diyaloğun üzerinden birkaç saat geçmeden Cumhurbaşkanı Gül, bugün bölgeye yapmayı planladığı ziyareti erteledi. Çankaya Köşkü ertelemeyi, “arama kurtarma çalışmalarının olumsuz etkilenmemesi” gerekçesine dayandırdığından, Günaydın’ın gözlemlediği o havanın kararda ne ölçüde etkili olduğunu kestirmek güç. CHP teşkilatına ‘deprem’ genelgesi CHP’nin toplam 535 il, ilçe ve belde belediyesi var. Ayrıca CHP’nin tüm teşkilatları hangi partiden olursa olsun bulundukları yerdeki belediyelerin faaliyetlerini yakından incelemek ve usulsüz buldukları işlemleri yargıya taşımakla görevli. Partinin yerel yönetimlerden sorumlu en üst yetkilisi konumundaki Günaydın, VanErciş depremi sonrasında hem CHP’li belediyelere hem de partinin il ve ilçe teşkilatlarına bu konuya en yüksek titizliği göstermeleri yönünde bir genelge gönderecek. Belediyelerden mevzuatın titiz uygulanması istenirken teşkilattan da “Belediyelerdeki imarla ilgili tüm kararlarının vatandaşların can ve mal güvenliğini temel öncelik sayarak sıkı biçimde denetlenmesi” belirtilecek. CHP ayrıca, yerel yönetimler kanununda ‘imar rantının vergilenmesi’ ve ‘müteahhitlerle, yapı denetim firmaları arasındaki ilişkinin koparılmasını’ sağlayacak değişiklikler de önerecek. ANDIÇISLAK İMZA DAVASI ‘Ergenekon yüzyılın muhalif avı’ HATİCE TUNCER CELAL BAYAR’IN KIZINDAN ÖMER DİNÇERE YANIT Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, teşkilat yasası değiştirilirken ‘Atatürk ilke ve inkılapları’ ifadesinin çıkarılmasını, bu ilkelerin zaten anayasa ve diğer mevzuatta bulunmasına bağlamıştı. Dinçer bu tavrını da Fransız yönetim bilimci Henri Fayol’un “Her şeyin bir yeri ve zamanı vardır” şeklindeki düzen ilkesiyle açıklamıştı. Dinçer’in yaklaşımına, üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Bayar Gürsoy’dan eleştirel bir yorum geldi: “Fayol bu deyimleri kullanmış olsa da kendi buluşu değil. Bunlar Fransız atasözleri. Eşya ve düzenlemeyi, zaman ve zamanlamayı kavramaları için okul çağına ermekte olan çocuklara ilk öğretilen deyimlerdir. Bu basit sözlere derin manalar yükleyerek Atatürk ilkelerinin zaman aşımına uğradığı hükmüne varmak akıl almaz bir mantıksızlıktır. Art niyetin ötesinde Atatürk aydınlanmasından bihaber olmaktır. Sarf ettikleri ‘Biz bazı şeylere gereğinden fazla önem veriyoruz’ sözleri de bunun göstergesidir. Ne acıdır ki böylesine bir düşünce yapısında olan bir kişiye Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim bakanlığı emanet edilmektedir. Eğitimimizin temel kuralı olan Atatürk ilkelerine bağlı vatandaş yetiştirmeyi kaldırıp acaba hangi sistemi veya kuralsızlığı getirmek niyetindedirler? Atatürk aydınlanmasını özümsememiş olanların özellikle eğitimin başında bulunması Türkiye’nin geleceği için kaygı vericidir.” Mücadeleye devam Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığında 4 saatlik MGK’de iç ve dış konular ele alındı. MGK’nin ana gündemi ise terör ve deprem oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Güvenlik Kurulu (MGK) sonunda açıklanan bildiride “Terör örgütüne destek veren lojistik imkân sağlayan, teşvik eden, faaliyet alanı açan çevreler veya ülkelerin, bir insanlık suçu olan, hiçbir haklı ve meşru gerekçeye dayandırılamayacak ve hiçbir şekilde kabul edilebilir bir hak arayışı olarak görülemeyecek terörün doğurduğu olumsuz sonuçlara ortak olacaklarına işaret edilmiştir” ifadelerine yer verildi. Toplantıya ilişkin yapılan açıklamada, Van’da yaşanan deprem felaketi ve yardım faaliyetlerinin toplantının öncelikli gündem maddesi olarak değerlendirildiği belirtilerek, “Tedbirlerin fedakârlıktan kaçınılmaksızın alınmaya devam edileceği teyit edilmiştir” denildi. Terör örgütünün son dönemdeki saldırılarıyla vahşi ve acımasız yüzünü bir kez daha tüm dünyaya gösterdiğine işaret edilen bildiride, “... Terörist faaliyetlerin önlenmesi amacıyla yurtiçinde ve sınır ötesinde güvenlik güçlerimizce, cesur, kararlı ve fedakârane şekilde ve başarıyla gerçekleştirilen son dönemlerin en büyük kara ve hava operasyonları sağlamındaki gelişmeler değerlendirilmiştir. Terör örgütünün istismar kaynaklarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen kapsamlı çabaların devletimizin tüm imkân ve kabiliyetleri kullanılarak ve demokrasiden, hukuk devleti anlayışından ve evrensel değerlerden taviz verilmeksizin devam ettirileceği kaydedilmiştir.” Bildiride “Irak ile terörle mücadele alanında somut işbirliği tesisi gereği üzerinde durulmuş, terör örgütünün Irak’ın kuzeyindeki mevcudiyetinin sona erdirilmesi yönündeki kati ve ertelenemez beklentimiz vurgulanmıştır” ifadelerine yer verildi. “İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve İnternet Andıcı” davasında eski Aydınlık Dergisi Genel Yayın Müdürü Deniz Yıldırım, Deniz Feneri ile Ergenekon soruşturmaları arasında bulduğunu söylediği 7 farkı sıraladı. Davanın 42. oturumunu açan Başkan Hasan Hüseyin Özese, “Sanık ve avukat sayısını dikkate alarak konuşma süresi 15 dakikadır” şeklinde uyarı yaptı. Ergenekon davalarıyla Deniz Feneri soruşturması arasındaki 7 farkı sıralayan Yıldırım, “Deniz Feneri ‘yüzyılın soygunu’ davasıdır. Ergenekon ‘yüzyılın muhalif avı’ davasıdır” dedi. Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, kendisinin “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”nın taslağı olduğu iddia edilen ve Gölcük’te bulunan “Proje” belgesini hazırladığının öne sürüldüğüne dikkat çekti. Proje belgesinin 2 Mart 2008’de oluşturduğunun ve 21 Mart 2009’da son kez kaydettiğinin iddia edildiğini anlatan Sevim, “Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ’un tanık olarak dinlenmelerini talep ediyorum” diye konuştu. Emekli Albay Dursun Çiçek ise Deniz Feneri davasında şüphelilerin tahliye edildiklerine dikkat çekerek “Umarım Deniz Feneri soruşturmasında gerçekleşen tahliyeler bu dava içinde emsal olur” diye konuştu. 18 aydır tutuklu bulunduğunu belirten Çiçek şöyle konuştu: “Silivri’de benim ve ailemin acı çekmesine neden olanların da yaşadığımız acının on katını çekmesini Yüce Allah’tan dilerim.” Çiçek’in avukatı ve kızı İrem Çiçek, avukatlara tanınan 15 dakikalık süreyi aştığı gerekçesiyle uyarılınca, “3 sayfam kaldı. Engizisyon mahkemesine çevirdiniz” diye konuştu. CHP’Lİ ALİ İHSAN KÖKTÜRK: Devlet eliyle suçlu yaratmak kime hizmet eder? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, gazeteci Müyesser Yıldız’ın evindeki bilgisayara bilgisi dışında dosya yüklendiği iddiasını Meclis gündemine taşıdı. Köktür, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde, benzer olayın Ergenekon davasında Teğmen Mehmet Ali Çelebi’nin başına geldiğini ifade etti. Köktürk, Şahin’e şu soruları yöneltti: “Eğer iddialar doğruysa sanığın, sözde terör örgütüyle ilişkilendirilmesine neden olan bu işlemi yapan görevlileri saptamayı, idari ve adli işlem başlatmayı düşünüyor musunuz? Üniversitelerin verdiği rapor doğruysa; devlet eliyle suç ve suçlu yaratmak neye ve kime hizmet etmektir? Bu olay Emniyet içindeki bazı kişilerin yasal görev tanımlarının dışına çıkarak, suç ve suçlu üretmek için özel bir gayret içinde olduklarının ortaya çıkması anlamına mı gelmektedir?” Öte yandan CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan da Odatv davası iddianamesini hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız hakkında HSYK’ye suç duyurusunda bulundu. ‘Irak ile iş birliği’ SAVUNMA BAKANI YILMAZ: Kazan Vadisi’nde operasyonlar bitti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Kosova Güvenlik Güçleri Bakanı Agim Çeku’yu kabulünün ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Terörle mücadele kapsamında yürütülen operasyona ilişkin soru üzerine Yılmaz, “Normal, rutin terörle mücadelenin dışında Çukurca saldırısının üzerine Kazan Vadisi’nde yapılmış olan operasyon sona ermiştir” dedi. Yılmaz, Depremin ardından bölgede TSK’nin yürüttüğü çalışmalara ilişkin soruya “Yaklaşık 2 bin 500 personel, 10’un üzerinde uçak, yaklaşık 15’e yakın helikopterle durmadan milletinin ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yine milletinin hizmetinde” yanıtını verdi. Bölgede çadır hariç hiçbir konuda ihtiyaç belirtilmediğini söyleyen Yılmaz, “Çadır ihtiyacı da psikolojik bir kaygıdan. Van’da yıkılan bina sayısı 5, talep edilen çadır sayısını siz düşünün artık, 5 bin, 10 bin, 15 bin, 20 bin... Dolayısıyla da insanların psikolojik algısını yönetebilmek lazım” diye konuştu. ‘En büyük operasyon’ ‘ÇOK ÜZGÜN VE DE KIRGINIM’ DIŞİŞLERİ’NDEN HEYET AÇIKLAMASI Şef Gökmen CSO’dan alındı SELDA GÜNEYSU ‘Teröre karşı ABD işbirliği konuşuluyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ile görüşmesinin ardından gündeme getirdiği ABD’den üst düzey istihbarat heyetinin Türkiye’ye ziyaretinde iki ülke arasındaki işbirliğinin nasıl geliştirileceğinin ele alındığını duyurdu. ABD Savunma Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Büyükelçi Alexander Vershbow başkanlığındaki bir heyetin Ankara’da temaslarda bulunmakta olduğunu, Dışişleri Bakanlığı’nda görüşmeler yaptıklarını aktaran Ünal, son terör saldırısının ardından ABD ile yapılan görüşmelerde bu tür bir ikili ziyaret yapılmasının kararlaştırıldığını, bu heyette diğer kurumlardan da katılımcı bulunduğunu kaydetti. Ünal, bir başka soru üzerine Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin başkanı Mesud Barzani‘nin Türkiye ziyaretinin tarihinin henüz kesinleşmediğini ama en kısa sürede gelmesinin planlandığını bildirdi. İncirlik üssü ile ilgili sorulara ise Ünal, heyetin gündeminde bu konunun yer almadığını bildirdi. TUTUKLU GAZETECİ ÖZKAN ANKARA Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) Müzik Direktörü Rengim Gökmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca CSO’daki görevinden alındı. Gökmen, görevden alınmasıyla ilgili “Çalışmalarımın farklı değerlendirilmesini istiyordum. Çok üzgün ve kırgınım” dedi. Gökmen, CSO’nun müzik direktörlüğü görevini yürütüyordu. Gökmen’in CSO’nun direktörlüğü döneminde CSO’da önemli başarılara imza atıldı. Edinilen bilgiye göre Gökmen, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndaki “baskılar” nedeniyle görevi bırakmak zorunda kaldı. Gökmen’in yerine ise CSO’ya, geçen günlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’ne atanan şef Erol Erdinç’in geçeceği belirtiliyor. ‘Olağanüstü olan 3 yıllık tutukluluk’ İstanbul Haber Servisi 2. Ergenekon davasından tutuklu gazeteci Tuncay Özkan, Deniz Feneri soruşturmasında şüphelilerin serbest bırakılmasına ilişkin “Zahid Akman’ın tahliye edilmesi olağandır. Olağanüstü olan üç yılı aşkın süredir tutuklu olmamızdır” dedi. Özkan’ın avukatı Gizem Öcalan Silivri Cezaevi’nde dün Özkan ile yaptığı görüşmenin ardından Özkan’ın mesajını iletti. Öcalan, “Müvekkilim, Deniz Feneri davası tahliyelerini yerinde bulup, o davada doğru uygulanan hukukun Ergenekon davasında da uygulanması gerektiğini ifade etmektedir” dedi. ANKARA (AA) Süper Loto’da kazanan numaralar “19, 21, 24, 25, 29 ve 51” olarak belirlenirken 6 bilen 1 kişi 9 milyon 39 bin 250 lira 95 kuruş ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bilenler 7 bin 282 lira 60’ar kuruş, 4 bilenler 108 lira 15’er kuruş, 3 bilenler 8 lira 10’ar kuruş ikramiye kazandı. 1 kişiye 9 milyon 39 bin TL Yeni şef Erdinç C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle