23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y Edirne B Kocaeli Y Çanakkale B İzmir B Manisa B Denizli B Zonguldak Y Sinop Y Samsun Y Trabzon Y Giresun Y Ankara PB 16 15 15 15 19 18 16 12 12 11 13 13 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB B B B B B B B Y Y Y 12 17 9 25 26 24 20 25 19 19 10 9 9 Oslo Y Helsinki B Stockholm B Y Londra AmsterdamY Brüksel Y Paris B Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte B Madrid Y Viyana Y 6 6 10 15 13 12 14 14 12 14 17 19 14 Belgrad B 17 Sofya PB 15 Roma Y 21 B 20 Atina Zürih Y 13 Moskova Y 7 Aşkabat Y 17 Taşkent B 21 Baku Y 11 Bişkek B 21 B 12 Tiflis Kahire PB 26 Şam B 25 Marmara’nın doğusu, Batı ve Orta Karadeniz kıyıları, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Kırklareli, Tokat ve Sivas çevreleri yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu’nun kuzeydoğusunun yükseklerinde gece karla karışık yağmur ve kar yağışlı, diğer yerler parçalı ve az bulutlu geçecek. CUMHURİYET 27 EKİM 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 27 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada hükümet adına Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay açıklama yapıyor. “Köylere kadar gidildiğini ve her türlü önlemin alındığını” söylüyor. Üzerinden 48 saat geçmeden hükümet açıklamasının beş paralık değeri olmadığını köylünün, kentlinin ekranlara yansıyan sözleriyle kanıtlanıyor... Öngörüden yoksun hükümet sayesinde, başta Kızılay, yerel yönetimler, devlet kurumları o denli mükemmel organize olmuşlarsa, geceyi çoluk çocuk, genç yaşlı açıkta geçiren insanlar neden çadır getiren kamyonlara saldırıyor? Ya da neden düzensiz dağıtım nedeniyle çadırları kapışıyorlar? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar özdeyişi gerçekleşiyor. “Mükemmel organizasyon”, mükemmel kargaşaya dönüşüyor. Hükümet yalancı konuma düşüyor. Başbakan Yardımcısı Atalay, Millet Meclisi’nde çadır sıkıntısı başlayacağını hesap edemediklerini itiraf etmek zorunda kalıyor. Bu itirafı kimileri, gerçekleri söyleyen erdemli bir hükümetin davranışı diye yorumluyor. Oysa, öngörüden yoksun, çadır sayısını bile saptamaktan aciz bir hükümet var karşımızda. Çadır bunalımı kaynağını Meclis’te bakın nasıl açıklıyor Beşir Atalay: Yıkılmayan konutlara yeni bir deprem korkusuyla giremeyenler, gereksindikleri ne varsa evlerinden alıp yakınında yaşamayı yeğleyenler çadır bunalımı yaratmışmış! Hükümet, Van depremindeki başarısız çabalarıyla sınıfta kaldı. Çağrısız, ilansız Van’a yardım seferberliği ilan eden halkımız; insanlar arasında ayırım gözetmeyen karakteriyle ulusal yüceliğini, soysuzlaşan ayırımcı davranışlara asla prim vermeyeceğini bir kez daha kanıtladı. Deprem felaketi siyasal bir boyuta dönüşmedi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ekranlarda dokuz yıldır ilk defamuhalefetin Van depremi nedeniyle “takdir edilecek” davranış sergilediğini söylediğine göre, partiler deprem felaketine siyasal boyut kazandırmadı, demektir. Halkımızın gerçekleştirdiği yardım seferberliğini muhalefetin yadsıması zaten beklenemezdi. Ne var ki muhalefetin, depremde bir kez daha yüzünü gösteren, inşaatta deniz kumu kullanmaktan tutun da yerel yönetimlerin denetimsizliğine, hatta kat sınırlaması olan bir yörede fazla kat ruhsatı verenleri, AKP’nin milletvekili yaptığına değin eleştirilerden sakınmadığını da söylemek gerek. Bu hükümet ne Deprem Vergisi ile topladığı katrilyonların amacı dışında nerelere harcandığının hesabını vermeye yanaşıyor ne de onca yönetmeliğe, yasaya karşın konut yapımında ve konutlarda zorunlu denetim görevini yerine getiriyor. Kimileri suçu kendinde arayacağına sorumluluğu halka yükleyen açıklamalar yapmayı yeğliyor. Son taze örnek: İstanbul Anakent Belediye Başkanı Kadir Topbaş, halkı da sorumluluğa ortak ediyor. “Ev yenileme projelerinden sonuç alamamıyoruz. Vatandaş tamahkâr. Hep ‘nasıl daha fazla alırım’ diye düşünüyor” diyor. (Akşam). Oysa hükümetin de yerel yönetimlerin de çare üretemediklerini kavramaları; alınması gereken önlemleri yasayla, yönetmeliklerle “tamahkâr vatandaşı” uygulamaya zorlaması gerekmez mi? Laf üreteceğine, çözüm üretmek hükümet etmenin baş koşulu değil mi? fayın üzerinde Afet evleri Topbaş: Risk altındayız İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, deprem konusunda yaptıkları ev yenileme projelerinden sonuç alamadıklarını söyleyerek “Kimse gücenmesin ama kral çıplak. Yeni bir şehir kurmak zorundayız” dedi. Topbaş binaların 1998 yılından öncekilerinin tartışılması gerektiğini belirtti. Kadir Topbaş, Akşam gazetesine yaptığı açıklamada, deprem konusunda yapılan çalışmaların yeterli olmadığını ifade etti. Vatandaşların binalarını güçlendirmesi gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti: “İstanbullu ne kadar hazırsa biz de o kadar hazırız. Belediye olarak vatandaşın bireysel yapısına kaynak verme imkânımız yok. Kredi de açamazsınız. Deprem riski olan bir şehirdeyiz. Ciddi bir risk taşıdığımızın da farkındayız. Bu takdiri ilahi de değil. Tedbirini alacaksın. Hiçbir şey yapmadan bekle; bu yanlış. (...) Kral çıplak kardeşim. Kimse kusura bakmasın. Yeni bir şehir kurmak gerekiyor. Binaları yenileyerek, sokakları genişletilerek, otoparklar yapılarak doğru yapılar yapmak zorundayız. Ciddi risk altındayız.” VAN (Cumhuriyet) Van’daki 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından Erciş ilçesine bağlı Çelebibağ beldesinde derin yarıklar oluştu. 13 yıl önce yapılan afet evlerinin de fay hattı üzerine kurulduğu ortaya çıktı. İki kilometrelik alan boyunca devam eden fay hattı, geçtiği arazi ve yolları ikiye böldü. Van Gölü’nün sularının yükselmesi nedeniyle Kasımbağı köyünden Çelebibağ köyüne taşınmak zorunda kalan köylüler, bu kez de deprem felaketi yaşadı. Fay hattı, Erciş ilçesine bağlı Çelebibağ beldesinden de geçti. Beldede 13 yıl önce yapılan afet evlerinin fay hattı üzerine kurulduğu belirtildi. Fay hattı, beldedeki evlerin tam ortasından geçti. Köylülerden biri, “Evleri sahiplerinden aldık. Biz gelir gelmez yıkıldı. Evler fay hattı üzerine kurulmuş. İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?” diye konuştu. Evlerin önünde oluşan çukurların derinliği yarım metreyi buldu. Köylüler, derin yarıkları oyun alanı haline getiren çocukları için endişelendiklerini belirtti. TTB deprem bölgesinde su ve hijyen sorunlarının yaşandığını belirtti ‘Enfeksiyon riski var’ MUSTAFA ÇAKIR Valilikten şebeke suyu uyarısı VAN (Cumhuriyet) Van’da depremin ardından şehir içme suyundan özellikle çocukların ishale yakalanmaya başlaması üzerine Van Valiliği halktan şebeke içme suyunu kullanmamaları çağrısı yaptı. Sağlık Müdürlüğü yetkilileri de depremden sonra şebeke suyunu kullananlarda ishal vakaları görüldüğünü, sorunun tespit edilerek çözülebilmesi için musluk sularının kullanılmaması gerektiğini söyledi. Ancak kent merkezi ve ilçede yardım dağıtımında yaşanan aksaklıklar nedeniyle yurttaşlar temiz su bulmakta sıkıntı çekiyor. Ayrıca çadır ve battaniye sıkıntısı nedeniyle çocuklarda soğuk algınlığı ve grip salgını başladığı da belirtildi. Kentte ilaç sıkıntısı yaşanması salgının yayılması riskini de beraberinde getirdi. (Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE) ANKARA Erciş’te bulunan sağlık meslek örgütleri temsilcileri, bölgedeki sağlık çalışanlarının da depremin travmatik etkisine maruz kaldıklarına dikkat çekerek geçici süre ile dinlenmeye alınmalarını, ailelerinin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının giderilmesini istedi. Sağlık kurumlarında su sorunu bulunduğuna, tuvaletlerin kullanılamayacak hale geldiğine dikkat çeken meslek örgütleri, enfeksiyon uyarısı yaptı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) heyeti ikinci değerlendirme raporunu hazırladı. Raporda Erciş’e ilişkin şu değerlendirmelere yer verildi: Hastanelerdeki durum: İlçede 1 devlet hastanesi, 1 Toplum Sağlığı Merkezi (TSM) ve 13 adet Aile Sağlığı Merkezi (ASM) bulunuyor. Bunlardan sadece TSM binasında sağlık hizmeti veriliyor. Bir adet “sahra hastanesi” var. Ortam gergin: Sağlık çalışanlarının barınma beslenme, dinlenme, uzun süreli çalışma, malzeme eksikliği, bazı dallarda iş yükünün yoğunluğu vb. sorunları vardır. Sağlık hizmetlerinin koordinasyonuna ilişkin sorunlar çalışma ortamında gerginliğe yol açmaktadır. Tuvaletler pis: Sağlık hizmeti verilen kurumlarda su sorunu vardır. Buralarda hizmetin verildiği birimlerde personelin ve vatandaşın kullandığı mekânlarda susuzluk nedeniyle ciddi bir enfeksiyon riski bulunmaktadır. Tuvaletler kullanılamayacak duruma gelmiştir. Öneriler: Bölgede yerleşik olarak görev yapan sağlık çalışanlarının geçici süre ile dinlenmeye alınması, ailelerinin barınma ve beslenme ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. Sağlık hizmetlerinde büyük gerginlik yarattığı gözlemlenen koordinasyon bozukluğuna yönelik çözümler üretilmelidir. Sağlık kurumlarının su ve hijyen sorunları acilen çözülmelidir. Kadınlar ve gebeler için uygun muayene ve doğum birimleri faaliyete geçirilmelidir. Savcılık ‘sınırlı’ soruşturma başlattı. Bu kez sonu daha önceki davalar gibi olmasın Artık hesap sorulsun DAVALAR DA GÖÇER 17 Ağustos 1999’daki Marmara depreminin ardından çöken binalarda oluşan “ölüm ve yaralanmalara sebebiyet verme” suçlamasıyla müteahhitler başta olmak üzere sorumlular hakkında yaklaşık 2 bin 100 dava açıldı. Bu davalardan 1800’ü af nedeniyle cezasız kaldı. Geriye kalan 300 davanın yaklaşık 110’una ceza verildi ancak bu cezaların büyük kısmı ertelendi. Makina Mühendisleri Odası’nın hazırladığı raporda, zamanaşımı nedeniyle cezasız kalan şu örneklere yer verildi: Yalova Ceylankent Sitesi: 98 kişi öldü, 2 sanığa verilen hapis cezaları ertelendi. Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi. Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, 5 sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi. Sakarya: 695 davadan sadece 5 kişiye ceza çıktı, diğer davalar zamanaşımına uğradı. Kocaeli: 600 dava açıldı, 12 kişi 10’ar ay hapis cezası aldı. 6’sının cezası infaz edildi, 6’sı için süre istendi. Yalova: 173 dava açıldı, hemen hemen tamamı sonuçlandı. Ceza aldığı bilinen tek isim olan Veli Göçer 18 yıl 9 ay hapse mahkum edildi. Göçer kısa bir süre önce tahliye oldu. Düzce: Yaklaşık 220 dava açıldı. Yargılamalar sonucu hiç kimse cezaevine girmedi. İLHAN TAŞCI Yaraları sarmak için ortak kampanya Haber Merkezi Van’da geçtiğimiz pazar günü meydana gelen 7.2 şiddetindeki depremin ardından, depremin yaralarını sarmak için Türkiye genelinde yayın yapan 19 televizyon kanalı ve radyo istasyonu, ortak canlı yayın yaparak bağış topladı. Aralarında Kanal D, ATV, CNN TÜRK, Star TV, Fox, NTV, Kanaltürk, Beyaz TV, AHaber, Kanal 24, Habertürk, Kanal 58, Fenerbahçe TV, Bea TV, Powerturk TV kanallarının aralarında olduğu 19 TV kanalı, “Van İçin Tek Yürek” programıyla, dün akşam 22.30’dan itibaren canlı olarak ekrana geldi. Tiyatro, sinema ve şov dünyasının ünlü yüzlerinin telefon başında bağışları aldığı gecede, yurttaşlar ve iş dünyası, yaptıkları bağışlarla geceye destek verdi. Program, ayrıca CNN TÜRK Radyo, Radyo D ve Radyo Moda’da da ortak olarak verildi.Toplanan bağışların Başbakanlık’ın açtığı “Van Depremi İnsani Yardım” hesaplarına bağışlanacağı bildirildi. Fotoğraf: AAZAFER SEL 1 Haziran 2005’te yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Yasası’nda deprem suçlarında hem ceza hem de zamanaşımı süreleri arttırıldı. Yeni TCK’ye göre taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olanlara 5 yıl yerine 215 yıl arası ceza verilmesi öngörüldü. “Bilinçli taksir” olarak nitelendirilen ve kişinin yaptığının sonuçlarını öngördüğü durumda ceza yarı oranında arttırılabilecek. Dolayısıyla “malzemeden çalan, uygun olmayan malzeme kullananlar” hakkında 22.5 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Zamanaşımı süresi ise 15 yıl olarak belirlendi. Ceza arttırıldı ANKARA Van Cumhuriyet Başsavcılığı, yıkılan, yaralanma ve ölümlerin meydana geldiği binaların projelendirilmesinden yapımına kadar uzanan süreçte sorumluluğu bulunan müteahhit ve belediye görevlilerini kapsayan soruşturma için düğmeye bastı. Soruşturma, yalnızca cesetlerin otopsi işlemleriyle sınırlı tutuldu. Enkazlardan da numune alınmadı. Bu durum ilerleyen aşamada, “asıl faillere” ulaşılmasında sıkıntı yaratacak. Çünkü sorumluların belirlenmesinde numuneler etkili oluyor. Örneğin yıkılan bir apartmanda yaşamını yitirenlerin ölüm nedeni, sorumluların alacağı cezayı arttırabileceği gibi, “kurtulmalarına” da neden olabilecek. Eğer uygunsuz malzeme nedeniyle ya da denetçinin denetim görevini gereği gibi yapmadığı saptanırsa 15 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Ancak ölümün “kalp krizi ya da balkondan atlamaya bağlı ölüm” nedenlerden kaynaklandığı biçiminde raporlar düzenlenirse sorumlular ceza almaktan kurtulabilecek. Marmara depreminin ardından açılan binlerce davada en önemli sorun, “delil” niteliği taşıyan enkaz numunelerinin alınmamış olmasıydı. Alınacak numuneler, asıl sorumluya ulaşılmasında belirleyici olan önemli bir faktör olarak öne çıkmıştı. Çünkü alınan numuneden hareketle, inşaatta kullanılan kum, demir gibi malzemenin niteliğinden, projeye uygunluğuna kadar, konunun çok yönlü incelenmesi mümkün olabiliyor. Ancak şu ana kadar yürütülen soruşturma kapsamında Van merkezi başta olmak üzere deprem bölgesinde yer alan enkazlardan numune alınmadı. Makina Mühendisleri Odası Marmara depremine ilişkin düzenlediği raporda da bu konuya işaret edilerek “...Birçok bina için dava açılamamıştır. Bunun en önemli nedeni, birçok yerde enkazın yeterli inceleme olanağı vermeyecek biçimde ortadan kaldırılmasıdır” değerlendirmesine yer verilmişti. Anlı’ya protesto ve suç duyurusu İSTANBUL/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta örgütlenen bir grup, televizyon programcısı Müge Anlı’yı, ATV binası önünde alkışlarla protesto etti. Grup daha sonra Anlı hakkında, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Balmumcu’daki ATV binası önünde bir araya gelen grup, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganı attı. Sanatçı Pınar Sağ’ın da destek verdiği eylemde, yoldan geçen yurttaşlara siyah kurdele dağıtıldı. Diyarbakır Barosu da Van depremi sonrası “Herkes haddini bilecek. Yeri geldiği zaman taş atacaksın, kuş gibi avlayacaksın sonra yardım isteyeceksin. O polisler senin hemen yardımına koştu. O taş atanların eli kırılsın” diyen Anlı hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Anlı da dünkü programında hedef gösterildiğini sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti. ‘Bahçeli’nin açıklaması yeterli ve değerli’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği (GABB) ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Van ve Erciş’e gönderilen yardımlar için düzenlediği basın toplantısında, televizyon yayınlarındaki ırkçı söylemlere ilişkin olarak “Bu tür polemiklere girmek istemiyorum. Sadece Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ve Diyarbakır halkının bir evladı olarak Sayın Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklamayı yeterli ve değerli buluyorum” dedi. Baydemir, “Çaresizliğin ne demek olduğunu bir kez daha Erciş’te yaşadım. Bu itibarla galiba bir kez daha başta mesul olanlar olmak üzere hepimiz enkaz altında kaldık” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle