23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 16 KÜLTÜR CUMHURİYET 27 EKİM 2011 PERŞEMBE kultur@cumhuriyet.com.tr Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 50. yılında tren bir kez daha Sirkeci Garı’ndan yola çıktı Ve tren yeniden kalktı... AYŞEGÜL ÖZBEK Picasso gravürü çalındı “İstanbul’dan Münih’e gidecek olan Almanya treni 1. perondan hareket etmek üzeredir. Yolculara duyurulur...” Bu anons 50 yıl sonra dün tekrar aynı kulaklarda yankılandı Sirkeci Garı’nda. Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan işgücü değişim anlaşması kapsamında ilk kez 1961 yılında Sirkeci’den Münih’e kalkan tren dün yeniden yola çıktı. 41 yıldır Almanya’da yaşayan Hasibe Altın, eşi ve bebeğini bırakıp gitmişti 1970’te. “İki arkadaşımla birlikte ismimizi 1969’da yazdırdık, 1970’te kâğıdımız çıktı. Buradan trene bindik. Dil, iz bilmediğimiz bir yere gidiyorduk. Korkuyorduk tabii. Ama buradaki ekonomik şartlar zorladı. Dikiş fabrikasında çalıştım. İlk gittiğimde her makinenin başında denediler beni. Çok sonra kabul ettiler. Korktum geri gönderecekler diye. Onca yol gelmişim.” “1969’da buradan 1500 kişi bindik trene” diyen Dursun Selvi de tek başına gidenlerden. Almanya’da marangozluk yapan Selvi gitmek zorundaydı. “Çünkü iş yoktu Türkiye’de. Orada da başkasına çalıştım ama oranın imkânları daha iyiydi tabii. İki, üç yıl diye, hep geri döneceğiz diye gittik. Ama dönemedik. 77, 78 yıllarında Türkiye karışıktı. Çocukları da aldım. 90’larda buraya geldim tekrar. Ama hastaneleri, mahkeme salonlarını dolaştım ve gördüm ki Türkiye’de Kültür Servisi Kolombiya’daki Casa Museo Negret ve MIAMP Müzesi’nde yer alan, Picasso’ya ait 65 bin dolar (yaklaşık 114 bin TL) değerindeki gravürün çalındığı açıklandı. Müze müdürü Oscar Hernandez, şarap tanrısı Dionysus’u kollarında bir kadınla betimleyen gravürün, son kez iki yabancının müzeye girmesinden önce görüldüğünü belirtti. Popayan şehri yetkilileri, gravürün bulunmasıyla ilgili bilgi verecek kişilere 5 bin dolar vereceğini açıkladı. Gravür müzeye, 2004 yılında Kolombiyalı heykeltIraş Edgar Negret tarafından bağışlanmıştı. Kültür Servisi 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve oğlu, bilim insanı ve politikacı Erdal İnönü’nün yazışmalarından oluşan “Canım Erdal’ım, Sevgili Babacığım” kitabının tanıtım kokteyli 31 Ekim saat 18.00’de Ankara Pembe Köşk’teki anma töreninde yapılacak. Kitabı yayına hazırlayan Can Dündar, 31 Ekim 2007’de aramızdan ayrılan Erdal İnönü’nün anma töreninde kitap hakkındaki soruları yanıtlayacak. Törene 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de katılacak. Can Yayınları tarafından yayımlanan kitap, babaoğul İnönü’lerin 19471952 yılları arasındaki mektuplarından oluşuyor. İnönü’ler mektuplarla anılacak İbrahim Yorgun’un elindeki belgede 13. 09.1962 tarihi not düşülmüş. Almanya’daki fabrikada işe ilk başladığı gün. Bakır boru montajında çalıştığı ilk işi Hamburg’taydı. “Bütün hayatımız montajdaydı. Yerimiz, yurdumuz yoktu bizim. 2 ay bir yerde, 1 hafta başka yerde...” (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR) toğrafçılardan Mehmet Ünal da dün törende olanlar arasındaydı. 76’da Almanya’ya gidip 1977’de gurbetçileri evlerinde fotoğraflamaya başlıyor. “2009’a kadar çektiğim ev içi fotoğraflarla ilk çektiklerimi karşılaştırınca belli bir ayrım görüyorum. Eskiden evlerin du 41 yıldır Almanya’da şayan Hasibe Altın: ‘Dil, durum iyi değil. Has ya iz bilmediğimiz bir yere taneler hâlâ iç açıcı k değil. Televizyonda gidiyorduk. Korkuyordu konuşmak güzel de, tabii. Korktum geri işin aslı öyle değil.” ca gönderecekler diye. On Almanya’ya işçi göçüyol gelmişim...’ nü ilk görüntüleyen fo varlarında herkesin politik görüşünü temsil eden birtakım objeler asılıydı. Şimdi bu son dönem çektiğim fotoğraflarda evlerin duvarları bembeyaz. ” Dün Sirkeci Garı’ndaki törende birinci kuşak gurbetçilerin yanı sıra TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve Almanya’nın İstanbul Başkonsolosu Brita Wagener’in de bulunduğu isimler vardı. Bu ülkede kalkınma, refah, gelişme adına ne varsa bunların özünde gurbetçilerin alın teri ve göz nurunun olduğunu belirten Çiçek şöyle konuştu: “Bugün vatandaşlarımızın bulundukları ülkelerde oy kullanma hakkını veremeyişimiz ciddi bir eksikliktir ve bizim ayıbımızdır. Başta Almanya olmak üzere bu sorunu çözmemiz lazım. Yüksek Seçim Kurulu sorumluluğunu idrak etmeli. Yasada yetki ve imkân eksikliği varsa bu taleplerini iletsinler.” Törenin ardından AlmanTürkİtalyan hiphop grubu Microphone Mafia ve Türk rapçi Ayben de bir konser verdi. TRTTürk’ün organizasyonu, “Gidenlerin Öyküsü” etkinliği çerçevesinde Münih’e doğru hareket eden trende sanatçılar, aralarında Nazlı Eray’ın da bulunduğu edebiyatçılar, gazeteciler ve birinci kuşak gurbetçilerin dışında Çiçek de vardı. Yolcular 30 Ekim’de Münih’te törenle karşılanacak. Michael Jackson hâlâ kazanıyor Kültür Servisi Forbes dergisinin, ölümünden sonra bile kazanan ünlüler listesinin ilk sırasını bu yıl 170 milyon dolarlık gelirle (yaklaşım 301 milyon TL) pop yıldızı Michael Jackson aldı. 2009 yılında yaşamını yitiren Jackson, geçen yıl da listenin zirvesinde yer almıştı. Listenin ikinci sırasında 55 milyon dolarla (yaklaşık 98 milyon TL) Elvis Presley, üçüncü sırasında ise 27 milyon dolarla (yaklaşık 48 milyon TL) Marilyn Monroe var. İş Sanat sezonu BİFO ile açtı 5. Abu Dabi Film Festivali’nde Siyah İnci Ödülü Satrapi/Parannaud ikilisinin ‘Erikli Tavuk’unun oldu Arap sinemasına ‘bahar’ gelmedi MEHMET BASUTÇU Efe Baltacıgil çellosuyla büyüledi Kültür Servisi İş Sanat 20112012 sezonunu önceki akşam Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) konseriyle açtı. Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO’nun solisti dünya çapındaki çello sanatçımız Efe Baltacıgil’di. Sanatçı, Schumann’ın Çello Konçertosu’nun ardından seslendirdiği Dvorak’ın orkestra ve çello için bestelediği “Sessiz Orman” eserini, terör kurbanı şehitler anısına ve depremzedeler için çaldı. ABU DABİ Abu Dabi, kültürel düzeyde Hollywood ile Bollywood arasına sıkışmış bir yerleşme merkezi. Alabildiğine yapay ve dağınık, bir o kadar da varlıklı bir “serbest bölge”… ‘Zenginliğini’ her adımda gözünüze sokmak isteyen bu yeni kentte, 72 ülkeden gelen insanların oluşturduğu renkli kalabalık, soluğu gökdelenlerde ve devasa alışveriş merkezlerinde alıyor. Sinema bu ortamda anlamlı bir kaçış aracı; iyi filmler de, gerçek dünyadan kopmamanın en hoş yolu. Kısa ve belgesel çalışmaların çok renkliliği yanı sıra, sinema eğitimini Amerika’da yapan Abu Dabi’li genç yönetmen Nawaf ‘Arap Sineması Baharı’ndan söz eden aceleci yorumcular pek gerçekçi değillerdi. Birkaç belgeseli saymazsak, Arap ülkelerinde yaşananların gerçek izdüşümlerini görebilmek için birkaç yıl daha beklemek gerekecek. AlJahani’nin, “Yeni Ufuklar” bölümünde yarışan ilk kurmaca filmi “Dhil Al Bahr” (Sea Shadow) kapalı gişe gösteriliyordu. Film, geleneksel değerlerin gençlerin yaşam özgürlüğünü kısıtlamasını eleştiren içeriğiyle ilginçti; henüz kimliğini bulamamış sinema dili ile izlenebilir olmanın ötesine geçemese de, geleceğe dönük umut alevini besleyen bir çalışmaydı. Herkesin ‘Arap Baharı’ndan söz ettiği festivalde, Mısır, Tunus ve Fas sinemalarından gelen örnekler en çok beğenilenler arasındaydı. Ancak, ‘Arap Sineması Baharı’ndan söz eden kimi aceleci yorumcular, pek gerçekçi değillerdi. Sıcağı sıcağına kotarılmış birkaç belgesel dışında, birçok Arap ülkesinde yaşanan toplumsal ve siyasal olayların sinemadaki gerçek izdüşümlerini görebilmek için herhalde birkaç yıl daha beklemek gerekecek. 5. Abu Dabi Film Festivali’nin yarışmalı ana bölümünde, bazıları bu yıl Berlin, Cannes ve Venedik’te yarışmış olan 16 aday yer alıyordu. En önemli ödül “Siyah İnci” 100 bin dolarlık çekle birlikte, Marjane Satrapi / Vincent Parannaud ikilisinin “Persepolis” gibi animasyon değil de, klasik, kurmaca bir çalışma olan “Erikli Tavuk” (Poulet aux prunes) adlı filmine verildi. İranlı yönetmen Bahman Gobadi’nin başkanlığındaki “Yeni Ufuklar” bölümü jürisi, yine 100 bin dolarlık bir çek içeren En İyi Film Ödülü’nü, 12 aday arasından seçtiği Brezilyalı genç kadın yönetmen Julia Murat’nın ilk filmi “Öyküler Anımsandıkça Varolur”a verdi. Festivale ekonomi engeli Kültür Servisi Mardin Valiliği’nce, 1118 Kasım tarihlerinde düzenlenmesi planlanan 3. Uluslararası Mardin Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali ekonomik nedenlerden dolayı ertelendi. Konuyla ilgili olarak Mardin Valiliği’nin yaptığı açıklamada etkinliğin tarihinin henüz netleşmediği belirtildi. Festival, ilk iki yıl Mardin Valiliği tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, Devlet Tiyatroları’nın ve GAP İdaresi’nin katkılarıyla gerçekleştirilmişti. Kültür Servisi Piyanist, besteci Tuluyhan Uğurlu, 29 Ekim saat 16.00’da Tepe Nautilus’ta konser verecek. Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek olan konsere katılım ücretsiz. Uğurlu’dan Cumhuriyet konseri YIL 1999 ADAPAZARI DEPREMİ. YEKÜV “BEBEKLER AĞLAMASIN” Projesiyle GÖNÜLLÜLERİN ULAŞTIRDIĞI ÇOCUK BEZİ VE MAMALARLA Binlerce çocuğu ağlatmadı. BİZE ULAŞACAK ÇOCUK BEZİ VE MAMALARLA BU KEZ VAN’DAKİ “BEBEKLER AĞLAMASIN” diyor. Vakfımıza Bakanlar Kurulu kararıyla vergi muafiyeti tanınmıştır. Tel:0 212 274 15 02213 74 02 FAX:0 212 275 52 44 www.yekuv.org/” www.yekuv.org Email: yekuv@yekuv.org” yekuv@yekuv.org İBAN: TR 55 0001 5001 5800 7287 9864 76 YIL 2011 VAN DEPREMİ. YEKÜV C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle