19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 EK M 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Hisarcıklıoğlu: En zengin İslam ülkesi ile en fakir İslam ülkesi arasında tam 220 kat gelir farkı var Uçurum insafı zorluyor Azgelişmiş 48 ülkeden 21’inin slam ülkesi olduğunu hatırlatan Hisarcıklıoğlu, iş dünyası olarak bu durumdan rahatsız olduklarını belirterek, gelir adaletinin mutlaka sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. Ekonomi Servisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, en zengin İslam ülkesi ile en fakir İslam ülkesi arasında, tam 220 kat gelir farkı bulunduğunu belirterek “Biz iş dünyası olarak, bu tablodan son derece rahatsızız. Bu tablonun hesabını, ilahi hesabın görüleceği öbür dünyada hiçbirimiz veremeyiz” dedi. Hisarcıklıoğlu, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 27. Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ticaret hacminin 1990’da 3 trilyon dolar iken, Neden? Öfke, acı, isyan, barış içinde çözüm üretme arayışlarında çaresizlik duygularının bileşkesinde, dün en çok sorulan, yanıtı aranan soru “Neden?”di. Her birini dinlerken çok akılcı, olabilir duygusu veren uzman, otorite görüşlerini dinledikçe, olasılıklar sonsuzluk boyutunda çoğalınca gerçek yanıtlara ulaşmak ne kadar zorlaşıyorsa, sonsuz yanıtlı olasılık, oyun, senaryo olduğu, olabileceği gerçeği de daha bir çıplak ortaya çıkıyor... Kimi hafife alınamayacak maddi gerçekler, sürüklenişlerin altını çizmekle yetinme noktasındayız... Olayların çapı, en az 600700 militanın görev aldığı bir saldırı boyutunu, koşullarını ortaya koyduğuna göre, Irak’ta kendisi için üs, yerleşim alanı olarak Kuzey Irak’ı seçmiş ABD’nin habersiz, sorumsuz olduğunu söylemeye olanak yok. Kuzey Irak yönetimi, merkez Irak yönetimi açısından da aynı sorumluluklar geçerli. Ağırlıklı Dışişleri Bakanı, Başbakanımızın süreç içindeki bilgilendirme içerikli açıklamalarına bakılırsa, PKK terörü ile mücadele yolunda her üç merkezle sürdürülen ilişkilerden olumlu sonuçlar alınmıştı. Nitekim yakın günlerde her üç tarafın yetkili siyasileri de aynı türden olumlu açıklamalarla, PKK terörüne karşı mücadelede Türkiye’nin yanında, yardıma hazır olduklarını ilan edip durmuşlardı. Otorite görüşler bu çizgiden yürürlerken olayın boyutlarının kaçınılmaz olarak Türkiye’yi Kuzey Irak’a girmeye zorladığı olasılığı üzerinde kuvvetle duruyorlar. Basit bir operasyondan öte, sürekli güvenlik önlemine yönelik Kuzey Irak’a Türkiye’nin yerleşmesi, ABD’nin ağırlıklı askeri güçlerinin Irak’tan çekilmesi sonrası Irak içinde çıkabilecek iç savaşlarda Türkiye’ye tampon, Kuzey Irak’ı koruma görevinin bir zorunluluk olarak dayatılması bir olgu olarak karşımıza çıkabilir mi? Daha yeni Türkiye’ye gelen merkez Irak ve Kuzey Irak yöneticilerinin açıklamalarını anımsarsak, Türkiye ile yapılmış çok sağlam görüşmeler, anlaşmaların içerikleri neler olabilir? Öncelik Türkiye’nin mi, Kuzey Irak’ın sınır güvenliği mi? Bizim “Tabii ki Türkiye’nin” yanıtını vermemizin çok fazla anlamı yok. ABD, merkez Irak yönetimi, Kuzey Irak yönetimlerinin gerçek yanıtlarını bilmiyoruz... Başbakan Erdoğan, sorumlu bakanlar, hükümet sözcüleri “kör terör” dedikleri olayın boyutları karşısında, çok haklı görünen tek ses, irade birliği çağrısı yapıyorlar. Kürtlerin ağırlıkta olduğu komşu ülkelerin toprakları üzerinde görülmeyen, bir tek Türkiye’ye yönelik kör terör gerçeği karşısında, terörün şiddetle gücünü koyabileceği bir uzlaşma arayışı içinde olduğu tezlerini de fazlası ile çürütüyor. İktidar yandaşı sözcülerin sık sık altını çizdikleri üzere, ülkemiz vatandaşları Kürtlerin şiddet, terörle ipotek altına alındığı çok farklı hedefleri olabilecek, taşeron kimliği ağır basan bir kör terör, şiddet ile karşı karşıya kaldığımız gerçeği, olasılığı kuvvetleniyor. Tamam da bu olasılığa kapı açmada Erdoğan iktidarlarının yürüttükleri politikaların payı yok mu? Hani Kürt açılımı, sınır kapısı giriş tarihi ile kör terör eyleminin çakışmasının dün sık sık altı çizildi ya... Tek ses, irade birliği aramadan, Meclis’e bile bilgi verme, görüş alma zahmetine katlanmadan, başı kıçı, içeriği belli olmayan Kürt açılımını uygulamaya sokan bu iktidar değil miydi? Yandaş uzmanlar bile gerek baştan sona kural dışı, sınır kapısı girişi ile başlatılan, içi doldurulmayan, somut sonuçları olmayan Kürt açılım projesinin ortada kalmasının kör terörü besleyen temel öfke kaynaklarından birini oluşturduğunu söylüyorlar. Dahası seçim dönemi ateşkesi uğruna örgütle yapılmış bal gibi de derin devlet değil, iktidar adına yapılmış anlaşmaların ortada kalmış içeriklerinin çok daha büyük tahrik unsuru olduğu tartışılmaz bir gerçek. Barış umutlarının çok fazla yüklendiği anayasa değişikliği mucizesi (!) medyatik şişirilirken, milletvekili seçilmişlerin Meclis’e gelemedikleri, cezaevlerinde kaldıkları bir sürecin yarattığı umutsuzluk, çok daha önemlisi barışçı çözüm sloganları arasında gerilimi, çatışmaları tırmandıran özel yargı eliyle toptancı suçlamalar, yargısız infaz içerikli operasyonlar, TSK kadroları ile sivil Kürt örgütlenmelerine birlikte, hukukun toptancı, suçsuzu daha çok cezalandıran, insan haklarına aykırı içerikte işletilmesine ele geçirilmiş yargı eliyle izin verilmesi... kör terörü beslemiyor mu? Bu kör terör eylemi üzerine bile hükümetin Meclis’te bilgi verilirken izlediği üsluba ne demeli? Yıllardır iktidarda, her şeyden sorumlu değillermiş gibi, kendileri dışında birlik içinde olunulması gereken tüm tarafları dışlayan, suçlayan üslup ne olacak? Ortadoğu’da emperyal çıkarlar adına eşbaşkanlık rolüne çıkacak, ‘Arap Baharı’ yaşayan ülkeleri dışardan dizayn etmede doğrudan rol alacaksınız. Irklar, mezhepler üzerinden kirli çıkar, iktidar paylaşımı savaşlarının bataklığına, kör kaosuna sürükleneceksiniz. Aynı silahlarla sizi vurmada boş mu duracaklar? Kadınların önündeki engelleri kaldırmalıyız 53 ülkeden 24 bakanın katıldığı ve açılışını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaptığı ve Kuranıkerim’in okunmasıyla başlayan 27. SEDAK’a kadın katılımcıların ilgisi dikkat çekti. “Özgürlükler olmadan, risk üstlenecek, geleceğe yatırım yapacak teşebbüs ruhu ve müteşebbis bulamayız. Girişimci orta sınıfı oluşturamayız. Gelişmenin de zenginleşmenin de ülkenin birlik ve bütünlüğünün de çimentosu girişimci orta sınıftır” diyen Hisarcıklıoğlu, genel anlamda girişimciliğin, özellikle de kadın girişimciliğin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğnin altını çizdi. Hisarcıklıoğlu, 57 slam şbirliği Teşkilatı üyesi ülkenin dünya üretimi içindeki payının, Almanya’dan da Japonya’dan da daha düşük olduğunu da sözlerine ekledi. 2010’da 16 trilyon dolara yükseldiğini, 1971’de dünya genelinde azgelişmiş ülke sayısı 21 iken, genel anlamdaki zenginleşmeye rağmen, 2011 yılı itibarıya 48 ülkeye çıktığını ve en azgelişmiş ülkelerin sayısının, azalmadığı gibi arttığını, zenginin daha zengin, fakirin de daha fakir olduğunu dile getirdi. Benzer eğilimin İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler için de geçerli olduğunu ifade eden Rifat Hisarcıklıoğlu, “Öncelikle, 48 ülkenin maalesef 21’i, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesidir. Zengin ve fakir İslam ülkeleri arasındaki gelişmişlik farkı adeta bir uçurum halindedir. Biz iş dünyası olarak, bu tablodan son derece rahatsızız. Bu tablonun hesabını, ilahi hesabın görüleceği öbür dünyada hiçbirimiz veremeyiz” diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, dünya ekonomisinin 2008’de başlayan kriz sonrası yeniden şekillendiğini belirterek “Bu yeni yapılanmayı da artık ıskalama lüksümüz yoktur” dedi. Hisarcıklıoğlu, zenginliğin kaynağının ticaret, girişimcilik ve imalat olduğunu söyledi. Willams: Bağımsız üye adil temsilin garantisi Turkcell YKB Williams, SPK’nin bağımsız üyelikle ilgili tebliğinin Türkiye açısından olduğu kadar, Turkcell özelinde de son derece önemsediğini dile getirdi. Ekonomi Servisi Turkcell Yönetim Kurulu Başkanı Colin J. Williams, SPK’nin yeni tarihli Kurumsal Yönetim İlkeleri Tebliği’nin, Turkcell’in tüm hissedarlarının haklarını koruyan, şirketin uzun vadeli stratejik hedeflerini, yatırımlarını ve uluslararası projelerini destekleyen, Turkcell’i “Türkiye’nin uluslararası oyuncusu” olarak gören ve yatırım sürekliliğini kesintiye uğratmayacak bir yönetim anlayışı sağlayacağına inandığını açıkladı. ARTV N’DE 100 K Ş YE Ş Diyarbakır ve Erzurum Çağrı Merkezleri ile Doğu’ya ilk teknoloji yatırımını yaWilliams, yaptığı yazılı açıklamada, pan Turkcell Global bağımsız yönetim kurulu üyesinin varBilgi, Artvin’de bir lığının Turkcell örneğinde çok başarılı çağrı merkezi açtı. 100 sonuçların elde edilmesine yol açtığını kişi kapasiteli merkez, dile getiren Williams, “Tebliğ, kural Halkbank operasyonlaolarak bağımsız yönetim kurulu rını yürütecek. Turkcell üyelerinin varlığını ve çalışmalarıGlobal Bilgi, bu pronı daha net kurumsal esaslara bağjeyle ilk kez banka sektöründe hizmet lamaktadır. Bu haliyle de, bağımsız verecek. Yaş ortalaüyelerin ağırlıklarının arttığı denmasının 25 olduğu geli bir yönetişim modeli öngören tebçağrı merkezinliğin, Turkcell’in tüm hissedarlarının de, çalışanların haklarını koruyan, şirketin uzun vadeli yüzde 77’si stratejik hedeflerini, yatırımlarını ve uluskadın. lararası projelerini destekleyen bir anlayış sağ Hakam Kanafani Türk Telekom’da çalışan sayısı 1500 kişi arttı rosu yüzde 12 artarak 8.9 milyar lira olarak gerçekleşti.” Türk Telekom Grubu Üst Yöneticisi Hakam Kanafani, grup cirosunun yıldan yıla 13 kat artarak bu yılın 3. çeyreğinde 3.1 milyar liraya yükseldiğini hatırlattı. Kanafani, mobil iştiraklerinden Avea’nın kayda değer operasyonel performans gösterdiğini ve güçlü rekabete rağmen üçüncü çeyrekte 816 milyon TL gelir ile kendi çeyrek geliri rekorunu kırdığını belirtti. layacağına inanıyorum.” dedi. TC BAŞBAKANLIK TOPLU KONUT DARES BAŞKANLIĞI TOK Ekonomi Servisi Türk Telekom Grubu, yatırımı yüzde 80 arttırdı, 9 ayda 1.5 milyar lira yatırım yaptı. İletişim ve yakınsama teknolojileri Grubu Türk Telekom, 9 aylık mali sonuçlarını açıkladı. Açıklamada şöyle denildi: “2011 yılının ilk 9 ayında konsolide yatırım miktarı yüzde 80 artarak 1.5 milyar liraya ulaştı. Yapılan yatırımlar ile birlikte Türk Telekom Grubu çalışan sayısı 9 ayda yaklaşık 1500 kişilik artışla 35 bin 614 oldu. 9 aylık konsolide ci K RA ÖDEMEK YER NE, KEND EV N Z N TAKS TLER N ÖDEY N! BURSA GÜRSU’DA 96 ADET KONUT SATIŞA SUNULUYOR En Düşük Konut Fiyatı 74.896,TL. En Yüksek Konut Fiyatı 93.969,TL. %10, %15, %25 peşinat ve 96, 108, 120 ay vade 468.10, TL. 878.65, TL. arası aylık taksitlerle Başvuru bedeli 2.000,TL’dir. 02/11/2011 09/12/2011 tarihleri arasında T. Halk Bankası A.Ş. Şubelerine başvuru yapmanız yeterlidir. Detaylı Bilgi için : www.toki.gov.tr’yi ziyaret edebilirsiniz. rtibat Telefonu: 0 (312) 565 20 65 Not: Proje, konut büyüklükleri ve mahal listelerinde bir çelişki olduğu takdirde, uygulama projesi ve sözleşmedeki bilgiler esastır. (Basın: 64768) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle