25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y B B Y 13 10 12 12 17 17 21 14 13 16 19 20 14 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B B B PB B PB PB PB Y Y Y Y 12 20 19 23 28 19 26 27 23 26 19 17 13 Oslo B B Helsinki Stockholm B Londra PB AmsterdamB Brüksel B Paris B Bonn B Münih B Berlin B Budapeşte B Madrid B Viyana B 11 11 12 17 14 15 19 18 14 14 12 27 10 Belgrad PB 11 Y 7 Sofya Roma B 20 Atina Y 17 Zürih B 17 Moskova PB 6 Aşkabat B 28 Taşkent Y 32 Baku PB 23 Bişkek Y 27 Tiflis Y 19 Kahire A 29 Şam B 27 Ülkemiz genelinin parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Karadeniz, Göller Yöresi, İç Anadolu’nun kuzey batısı, Orta Karadeniz’in iç kesimleri, Doğu Anadolunu’nun doğusu ile Samsun, Rize, Artvin, Osmaniye ve Hatay çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışlar genellikle yağmur ve sağanak, gece Kırklareli çevrelerinin yükseklerinde karla karışık yağmur şeklinde olacak. CUMHURİYET 16 EKİM 2011 PAZAR TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Ekim GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada anayasayı hazırlayacak komisyonun kurulması ve çalışmalarına önkoşulsuz başlamasında mutabık kaldı... AKP iktidar olalı beri, dokuz yıldır görülmeyen, bir ilk olduğu için tarihsel değer kazanan ikinci bir olay daha yaşandı... RTE, anayasa hazırlık komisyonuna önkoşulsuz üye veren muhalefet partilerine teşekkür etti! Partileri komisyonda temsil edecek üyeler belli oldu. Komisyon ilk toplantısını yapmadan, yeni anayasanın içeriğiyle ilgili, bağlayıcı açıklamalar başladı. Açıklamaların dikkat çekici bir yanı var. İktidar partisinin ne komisyon üyeleri ne parti genel merkezi yetkilileri ne de hükümet üyeleri, yeni anayasanın içeriği, kimi maddeleri üzerinde tek sözcük, tek cümle söylüyor. …ana muhalefet partisi CHP’nin komisyon üyeleri, genel başkan yardımcıları hemen her gün, üstelik duyarlı kimi maddeler üzerinde partiyi bağlayıcı açıklamalar yapıyorlar. Örneğin Süheyl Batum, partisinin önkoşulsuz katılmayı kabul ettiği komisyon daha ilk toplantısını yapmadan CHP’nin önkoşullarını sıralıyor. Batum da BD (Kürt) Partisi kadar Türk sözcüğünden rahatsız. 82 Anayasası’nın “Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” diyen 66. maddesindeki “Türk” sözcüğünün yeni anayasada yer almamasını, yerine “yurttaşlık” sözcüğünün konulmasını öneriyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Batum’un 12 Haziran seçimlerinden önce, kampanya sırasında da açıkladığı bu görüşü ne o günlerde ne de bugün yalanlayan bir açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu’nun Batum’u yeni anayasa hazırlık komisyonunda parti temsilcisi ataması, aynı görüşü paylaştığını, hatta partisel bir görüş olarak savunacağı olasılığını güçlendiriyor. CHP Genel Başkanı’nın 82 Anayasası’nın ilk üç maddesinin yeni anayasada da aynen muhafaza edilmesini önkoşul olarak açıklaması; Batum’un 66. maddeyle ilgili açıklamalarına ters düşmüyor. Zira ilk üç maddede Türk sözcüğü yok. Üç maddede, “Türkiye Devleti” sözcükleri yer alıyor... CHP Genel Başkanı’nın ilk üç maddeyle ilgili söylemi; Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi’nin, yeni anayasada Türk devleti yerine, Türkiye Devleti ifadesinin yer almasını sürekli dayatan araştırmalarına koşut! BDP’nin ünlü Kürt milliyetçisi Leyla Zana, TBMM’de Türk milleti yerine Türkiye milleti diyerek ant içmedi mi? Türk sözcüğü bu kerteye geldiğine göre Batum’a ve onun gibi düşünüp destekleyenlere bir görev daha düşüyor: Cumhuriyet’e yeni bir ad bulmak! Örneğin “Yurttaşlar Cumhuriyeti” adını münasip bulurlar mı acaba? Tabii bu gelişmeler CHP’nin “Cumhuriyet’i koruyacağız” sözünü tartışmaya açıyor. CHP genel merkezi ya da genel başkan; anayasadaki temel söylem ve kurallarda bu denli önemli değişiklikleri acaba toplayacağı bir kurultayda tartışabilecek mi? AKP’nin millet oylarıyla tam yetki aldığı, ülkeyi dilediğim gibi yönetirim dediği gibi; CHP de benzeri bir gerekçeyle ülkenin geleceğini saptayacak yeni anayasa konusunda bugün genel merkezin aklının ucundan bile geçirmediği bir olguyu gerçekleştirebilecek mi? Tüzük Kurultayı’nda, yeni anayasa üzerinde tabanın görüşünü almayı gerekli görecek mi? Yoksa, fuzuli zaman kaybı diye mi niteleyecek? Artık kime sorsan ya Kürt, ya Çerkez, Laz! Bu nedenle, “ne mutlu Türk’üm” söylemi, modası geçmiş bir temel slogan... Başlıca siyasetçilerimiz, ne Kürt ne de Türk olduğunu söyleyemeyen kimi liderlerimiz; artık “ne mutlu Kürt’üm” veya “ne mutlu Laz’ım, Çerkez’im, Çeçen’im, Arap’ım” diyebilecekler! Okullarda çocuklar artık “Türk’üm çalışkanım…” diye başlamayacaklar derslere. Nüfusun yüzde 90’ı, 75 milyonun 65 milyonu; “ayıptır söylemesi, ne mutlu Türk’üm” diye söze başlamaya zorlanan ülkemizde… soyadları da değişmeli elbet. Örneğin Tanrınınkulu bir soyadı ise neden Kürdünkulu diye değişmesin? Laiklik konusunda geçmişteki konuşmaları ve hakkındaki Danıştay tarafından da onaylanan intihal (bilimsel aşırma) kararları nedeniyle, Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilen Ömer Dinçer daha ilk günden kabinenin en tartışmalı ismi olmaya adaydı. Bu tespit, kanun hükmünde kararname ile düzenlenen Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat Yasası’nda yapılan değişiklik sırasında bakanlığın görevleri arasında sayılan ‘Atatürk ilke ve inkılaplarıyla Atatürk millliyetçiliğine bağlı vatandaş yetiştirme’ ifadesi kaldırılınca daha da güçlendi. Muhabirlerimiz Fırat Kozok ve Mahmut Lıcalı ile birlikte görüştüğümüz Dinçer, eleştirilere karşı ‘aynı noktada’ durduğunu gösterir yanıtlar verdi. Atatürkçülüğe tırpan için ‘Fayol’ gerekçesi ‘Her Şeyin Yeri ve Zamanı Var’ düşüncesini taşıyorum” ifadeleri, o günden bu yana, kendisiyle ilgili her kritik gelişmede hemen akla gelir. Bu sözler nedeniyle eleştirenlerin kendisine ‘haksızlık’ ettiğini düşünen Dinçer, o konuşmasını ise bugün “Yegâne önerim ‘daha katılımcı’ ve ‘Müslümanlarla barışık’ bir Türkiye Cumhuriyeti isteğiydi” diyerek savunuyor. hakkında halk sağlığı profesörü, biyoteknik profesörü intihal iddiasında bulunabilir mi? Bulundular ve bununla ceza verildi.” YÖK Yüksek Disiplin Kurulu kararları kesinlik taşır. Ancak Dinçer’in ‘o dönem verdiğini’ belirttiği itiraz dilekçesi 5 yıl aradan sonra şimdiki YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan tarafından değerlendirmeye alındı. Kurulan yeni inceleme heyeti Dinçer’i intihal suçlamasından sessiz sedasız ‘akladı’. Dinçer, 5 yıl sonra işleme konan dilekçesi için “Karşımdaki bir projenin parçası haline gelmiş bir adamsa, dilekçe versem de koymazdı zaten işleme” diyor bugün. Bu sözlere rağmen, YÖK’ün aynı konuda beş yıl arayla aldığı iki farklı kararın raporlarını bizle paylaşması talebimizi reddettiğini de burada vurgulamakta yarar var. Müslümanlarla barışık Cumhuriyet Dinçer’in isminin kamuoyunda tartışılmasına neden olan ilk olay, 1995 yılında bilimsel bir toplantıda kullandığı şu sözlerdi: “Türkiye’de Cumhuriyet ilkesinin yerini katılımcı bir yönetime devretmesi gerektiği ve nihayet laiklik ilkesinin yerinin İslamla bütünleşmesinin gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet, milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha ademi merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu ve artık bunun zamanının geldiği Profesörler aynen mühürlemiş YÖK Disiplin Kurulu 2005’te Dinçer’in intihal yaptığı gerekçesiyle öğretim üyeliğinden çıkarılmasını hükme bağladı. Bu kararı Danıştay da onayladı. Dinçer’e göre, YÖK’ün 2005’te verdiği ilk ‘intihal’ kararı, kendisiyle ilgili ‘bir proje’nin ürünü: “Başbakanlık Müsteşarı olunca hakkımdaki ‘proje’nin uygulanması için ‘bir kurmayın’ yazdığı ihbar mektubunun altına, Cumhuriyet Üniversitesi’nde bir halk sağlığı, bir genel cerrah ve bir de biyoteknik profesörü aynen mühür koyup gönderdiler. İşletme profesörünün kitabı ‘Anayasada var’ savunması Dinçer’le yenilenen teşkilat yasasından, “Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Atatürk milliyetçiliğine bağlı vatandaş yetiştirme” ifadesinin kaldırılmasının gerekçesini de konuştuk. Bu konuda ilk kez konuşan Dinçer, kamuoyunda yoğun eleştiri toplayan bu değişikliğin gerekçesini 1900’lerin başında yaşayan Fransız bir bilim adamının ortaya koyduğu teoriyle savunuyor: “Bizim gerekçemiz belli. Sade ve her şey yerli yerinde olsun diye yaptık. Fransız bilim adamı Henry Fayol 1911 yılında iyi bir yönetim ve iyi bir örgütlenme için 14 ilke belirlemiştir. Bunlar arasında ‘düzen’ ilkesi en önemlisidir. Orada şunu söyler: ‘Her şeyin bir yeri vardır ve her şey yerinde olmalıdır. Her şeyin bir zamanı vardır ve zamanında olmalıdır.’ Biz de teşkilat kanununumuzda, bir teşkilat kanununda olması gerekenlere yer verdik.” Yeni teşkilat yasasına milli eğitimin temel felsefesini belirleyen yasaların ‘dayanak’ yapıldığını anımsatan Dinçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Anayasamız, Milli Eğitim temel kanunumuz var. Tevhidi Tedrisat Kanunu var. Onlarda o kadar çok bahsediliyor bu tip şeylerden. Teşkilat kanunu birçok ülkede kanun bile değildir. Biz, bazı şeylere gereğinden fazla önem veriyoruz...” Bakan Dinçer ‘Anayasada zaten var’ diyor ama... ‘ideolojisiz anayasa’ diye yola çıkılan yeni anayasada Atatürk ilkelerinin korunacağının garantisi ne? GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY başlığı koydu: “Liberal Ekonominin Çöküşü.” Kitabın alt başlıkları da bu saptamayı açıyordu: “Küresel KrizUlusalcı Ekonominin Yükselişi” Kapitalizmin tarihsel gelişimini ana hatlarıyla irdeleyen Alev Coşkun, ABD’de 2007’de uç veren, 2008’de patlayan ekonomik krizin liberal ekonomi için “milat” olduğunu vurguluyor, kaynaklara ve verilere de dayanarak “Kapitalizme olan inanç artık yıkılmıştır, serbest piyasa düşü ölmüştür” diyor. Zaman içinde dünya ekonomisi girdiği krizden çıkabilir, piyasanın o “görünmez eli” her şeyi rayına sokabilirdi. Öyle olmadı; Alev Coşkun’un da vurguladığı gibi kriz daha da derinleşti. Arayışlar krizi aşmaktan çok, “başka bir yol var mı” sorusunu yanıtlamaya yönelik. Başta ABD olmak üzere dünya basınında da küreselleşmeyi kayıtsız şartsız destekleyip gelinen noktayı eleştiren yazılar dikkati çekiyor. Bu yazılardan altı çizilebilecek satırlardan bazılarını paylaşalım: Soğuk savaşın bitiminden sonra Batı bloku zafer sarhoşluğu içine girdi. Yeni duruma göre düzenlemeler yapamadı, kurumlar üretemedi. Küresel ekonominin girdiği bunalımdan çıkması için küresel düşünen lider ya da liderler yok. Bunalım lidersiz aşılmaya çalışılıyor; bu da çok zor. Avrupa Birliği genişlemeyi iyi yürütemedi. Şimdi de başta Yunanistan sorunu olmak üzere ekonomik krizi yönetemiyor. Almanya, “Kriz benimle aşılacaksa, AB içinde daha fazla söz sahibi olmalıyım” diyor. Bu bakış, AB’yi parçalı hale getirecek. Bu cümleler, 1990’lı yılların başında çizilen pembe küreselleşme tablolarına hiç benzemiyor! Gelinen noktanın sürdürülemezliğini ortaya koyan unsurlardan biri New York’taki “Wall Street’i işgal” hareketi. Göstericiler ABD’deki eşitsizliğe dikkat çekiyor, şöyle diyordu: “En üstteki yüzde 1, alttaki yüzde 90’dan daha çok kazanıyor. Bu haksızlık değil mi?” Göstericiler bir de güzel kelime oyunu yapmışlar; “bank” ile “gansters” sözcüğünü birleştirmişler, “banksters” sözcüğü üretmişler. Artık gelişmiş ülkelerle fakir ülkeler arasındaki eşitsizlik bir yana, gelişmiş ülkelerin kendi içindeki uçurum da öne çıkmaya başladı. Ne var ki bankalar insanlardan daha aç. Önce onları doyurmak, kalırsa insanlara da uzanmak gerekiyor! Bu küresel gidişte Türkiye ekonomisinin durumu ne? Ekonomimiz 1924’ten bu yana dalgalanmalarla büyüyor. Son dönemdeki büyümenin de herhangi bir mucize yanı yok, önceki rakamların ortalamasından biraz daha düşük, o kadar. Korkut Boratav’ın “Bir Krizin Kısa Hikâyesi” başlıklı kitabında dönemlere göre büyüme rakamları şöyle: 19241948 arası yüzde 3.8, 19491961 15.9, 19621979 6.5, 19801989 4.8, 19901997 4.4, 19982008 3.8. 19242008 arası 85 yılın ortalaması 4.9. Sadece AKP dönemi baz alındığında 20022009 ortalaması 4.0 AKP medyasının allayıp pulladığı tablonun özeti bu. Elbette krize giren ülkelerden, örneğin komşumuz Yunanistan’dan daha iyiyiz. Aynı gemide yaşıyoruz; aklı başında hiç kimse ülkenin krize girmesini istemez. Ancak her şeyi mükemmel göstermek de her şey bir yana ekonomimizin yararına değil. Hiç unutmam... 2001 krizinden birkaç ay önce dönemin Dünya Bankası başkanı ekonomimiz için şu demeci vermişti: “Muhteşemsiniz!” İskenderun’daki saldırıda yaşamını yitiren güvenlik görevlisi toprağa verildi Şehit polise veda SERMET ÇUHADAR KAHRAMANMARAŞ İskenderun’da polis merkezine teröristlerce düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Kadir Alcıoğlu, Kahramanmaraş Kılılı beldesinde düzenlenen törenle uğurlandı. Cenazeye Vali Şükrü Kocatepe, 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa İlhan, şehidin yakınları ile çok sayıda kişi katıldı. Şehidinin eşi Fatma Alcıoğlu, tabuta sarılarak, “Kadirim bizi bırakıp nasıl gidiyorsun” diye ağıt yaktı. “Üşüyorum” diyen 6 yaşındaki şehit oğlu Ali Alcıoğlu’nun ellerini tutan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı İlhan, şehit çocuğuyla sohbet etti. Şehit polis, meslektaşları tarafından omuzlarda taşındıktan sonra Kılılı Belde Mezarlığı’nda toprağa verildi. Öte yandan saldırıda yaralanan polis memurları Ali Zey Van’da 1 polis ölü bulundu YUSUF ZİYA CANSEVER Şehidin cenazesi meslektaşları tarafından omuzlarda taşındı. Çukurca’da devriye görevi yaparken teröristler tarafından araziye döşenen mayına basarak şehit olan Diyarbakırlı er Mehmet Tangören’in evine ateş düştü. Şehidin cenazesinin bugün Diyarbakır’da toprağa verilecek. Şehidin sosyal paylaşım sitesi Facebook’a yazdığı mesajlar ise Hakkâri şehidi uğurlanıyor tin ile Hasan Yılmaz ve sivil memur Halil Kara’nın durumlarının iyi olduğu bildirildi. bölgenin zorluğunu gözler önüne serdi. Şehit er yazdığı bir mesajda, “Burası silahların konuştuğu, kurtların bile yuva yapmaya korktuğu yer” ifadelerini kullandı. Tangören’in daha önce bir yakınının şehit olması nedeniyle köydeki evlere Türk bayrağı astırdığı öğrenildi. Kameraya konuşan Tangören’in, “Şehitlerimiz için astık. Cumhuriyet için astık. Bu köyde Cumhuriyet olduğu için astık” dediği belirlendi. VAN Van’ın Gevaş ilçesi yakınlarında bir polis memuru karayolu kenarında başından tek kurşunla vurularak öldürülmüş halde bulundu. Önceki gün karayolu kenarında bir ceset gören yurttaşlar, durumu jandarmaya bildirdi. İnceleme sonucu cesedin, Van Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şubesi’nde görevli 26 yaşındaki Erhan Arslan olduğu belirlendi. Cumhuriyet savcısı yaptığı incelemede; polisin, tabancayla kafasından tek kurşunla vurulduğunu tespit etti. Öte yandan 10 Eylül’de Van’ın Çatak ilçesinde düğünden dönerken kimliği belirsiz kişilerce kaçırılan Çatak İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Nadir Özgen’den ise o tarihten bu yana haber alınamadı. PKK yöneticisi öldürüldü Nedim Şener: Haberlerim delil oldu İstanbul Haber Servisi Ergenekon kapsamında açılan “Odatv” davasında tutuklu gazeteci Nedim Şener, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektupta “Gazetecilik adına ne yaparsanız polisin gözünde ‘terör faaliyeti’ olarak değerlendirilmekten kurtulamazsınız. ‘Onlar gazetecilikten değil terör faaliyetinden illegal faaliyetten tutuklular’ diyenler utansın” dedi. Şener, Odatv iddianamesindeki suçlamalara verdiği yanıtlarını, meslektaşlarına yeni gönderdiği mektupta dile getirdi. Şener, “Yıllar önce yazdığım ve halen internetten ulaşılabilen haber metinlerinin, hakkında Ergenekon soruşturması yapılan birisinin bilgisayarında bulunmasının hakkımda delil olarak kullanılabileceği aklıma gelmedi” ifadelerini kullandı. ‘Muhbirlik’ maddesi iptal İşlenmiş ya da işlenmekte olan bir suçu yetkililere bildirmeyenler hakkında cezai yaptırımlar içeren düzenleme, Anayasa Mahkemesi’nce anayasaya aykırı bulunarak oybirliği ile iptal edildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi, Başbakanlık Teftiş Kurulu’na işçi sendikaları üzerinde inceleme, araştırma, soruşturma ve teftiş yapmak ve yaptırmak yetkisi veren yasa hükmünü anayasaya aykırı buldu. Mahkeme “işlenmiş veya işlenmekte olan suçu yetkililere bildirmeyenler hakkında hapis cezasını öngören” TCY’nin 278. maddesinin oybirliğiyle iptal etti. Genç, Asliye Ceza Mahkemesi , küçük kardeşlerine cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla kardeş sanıklar hakkında açılan kamu davasında, sanıklarla birlikte mağdur çocuğun annesi hakkında suçu bildirmeme iddiasıyla dava açıldığını belirterek annenin üzerine atılı TCK’nin “suçu bildirmeme” başlıklı 278. maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptali ve yürürlüğünün durdurması istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme başvuru gerekçesinde, anayasanın 38/5. maddesinde “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yol Yüksek Mahkeme ‘TCY’nin ‘suçu bildirmeme’ hükmü anayasaya aykırı’ dedi DİYARBAKIR /HAKKÂRİ (Cumhuriyet) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kato Dağı’nda gerçekleştirdiği ve Şehit Jandarma Binbaşı Yavuz Başayar’ın adının verildiği operasyonda terör örgütü PKK’nin üst düzey yöneticilerinden “Baz Morden” kod adlı Emrah Bayer’ın öldürüldüğü belirtildi. KCK üyesi de olduğu kaydedilen Bayer’in, bir dönem PKK’nin gençlik yapılanması sorumlusu olduğu ifade edildi. Aynı operasyonda öldürülen PKK’li Rabia Kaya’nın cenazesi ise Hakkâri’ye getirildi. da delil göstermeye zorlanamaz” hükmünün yer aldığı anımsatıldı. Başvuruyu esastan görüşen Anayasa Mahkemesi, TCY’nin 278. maddesini anayasaya aykırı bularak, oybirliğiyle iptaline karar verdi. Anayasa Mahkemesi, Başbakanlık Teftiş Kurulu’na işçi sendikaları üzerinde inceleme, araştırma, soruşturma ve teftiş yapmak ve yaptırmak yetkisi veren yasa hükmünü de anayasaya aykırı bularak iptal etti. Teftiş yapılamayacak DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Kumrular Sokak’ta terör örgütü PKK’nin kent eylemlerini yapan kanadı TAK tarafından gerçekleştirilen ve 5 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıyla ilgili Diyarbakır’da düzenlenen ikinci bir operasyonla 1 kişi daha gözaltına alındı. Diyarbakır daha önce de 6 kişi gözaltına alınmış ve Ankara’ya gönderilmişti. Kumrular’da gözaltı sayısı 7 oldu ANKARA (AA) Sayısal Loto çekilişinde kazanan numaralar “01, 18, 23, 25, 30 ve 42” olarak belirlenirken, 6 bilen 1 kişi, 2 milyon 934 bin 167 lira kazandı. Çekilişte 5 bilenler 2 bin 173 lira 35 kuruş, 4 bilenler 29 lira 50 kuruş ve 3 bilenler ise 4 lira 40 kuruş ikramiye alacak. C MY B C MY B 1 kişiye 2.9 milyon lira
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle