23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 OCAK 2011 ÇARŞAMBA KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA [email protected] 15 Münir Özkul taburcu oldu Kültür Servisi Oyuncu Münir Özkul bir süredir tedavi gördüğü Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden dün taburcu oldu. Solunum yetmezliği şikâyetiyle hastaneye kaldırılan 86 yaşındaki ünlü sanatçı, bir süre solunum cihazına bağlı olarak yoğun bakım servisinde tutulmuştu. Özkul’un sağlık durumuyla ilgili bilgi veren doktoru Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Selvi, “Münir Bey, hızla iyileşme dönemine girdi. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra bir süre daha kontrol altında tuttuk. Yaklaşık 20 günü aşan bir tedavinin ardından iyileştiğini söyleyebiliriz. Sürekli gözetimimiz altında olacak” dedi. Türk Beşleri’nin üyelerinden Ahmed Adnan Saygun’u yirmi yıl önce yitirmiştik Çağdaş müzikte dönüm noktası Adnan Saygun, Çağdaş Türk Müziği’nin önemli bir dönüm noktasıdır. Özellikle son yıllarda yabancı kayıt şirketlerinin Saygun’un yapıtlarını piyasaya sürmeleri dikkat çekicidir. yaşta babasını yitirince öğretmen olan anne ve teyzelerinin özenli eğitimi altında yetiştirilmiş ve dönemin en ünlü öğretmenleriyle çalışmıştır. Saygun ise İzmir’de bir matematik öğretmeninin oğludur. Tek hocası İttihat ve Terakki Okulu’ndaki İsmail Zühtü Bey olmuş, 13 yaşında Rosati’den, 15 yaşında Macar Tevfik Bey’den piyano dersleri almış. 1928’de Milli Eğitim Bakanlığı sınavını kazanıp Paris’e gidene dek kendi kendini yetiştirmiştir. Saygun, 1928’de Paris’e gittiğinde, 20. yüzyılın müziği de bu kentte yeni kimliğine kavuşmaktadır. Ve elindeki tek bestesi “1. Senfoni”dir. O zamana kadar tek yakın olduğu besteci Schubert’in etkisinde, klasik kalıplar içinde bir çalışmadır. Paris yıllarında “Op. 1 Divertimento” (1930) ve “Orkestra için Üç Yazı” (1933) adlı yapıtları besteleyecektir. Schola Cantorum’daki öğrencilik yıllarında okulun kurucusu Vincent d’Indy’nin (18511931) son öğrencilerinden birisi olacaktır. Vincent d’Indy zamanın onca yeniliğine karşı durabilen bir bestecidir. Dolayısıyla Saygun da Paris’in yenilikçi ortamında gençlik yıllarını geçirmesine karşın yaşamı boyunca geleneksele bağlı kalışını Fransa’daki hocası d’Indy’ye borçludur. Yurda döndükten sonra 1932’den başlayarak korolu yapıtlar ortaya çıkartır. “Piyano arih boyunca popüler müzikle klasik müzik yan yana yaşamış, biri sabun köpüğü gibi yok olmuş, diğeri özelliğini her çağda korumuştur. Günümüzde popüler kültür kahramanı olmak bir marifet gibi görünse de müzik dünyası örneğindeki gibi tarihin sayfaları arasında sabun köpüğü gibi uçup gidecektir. J. S. Bach, Beethoven, Mozart, Itri, Dede Efendi, Âşık Veysel, Rey, Erkin, Alnar, Saygun ve Akses birer klasiktir. Öte yanda günümüzün popüler kahramanları arasında yalnız müzikçiler değil, popüler televizyoncular, popüler tarihçiler, popüler coğrafyacılar da vardır. Onlar da yarın sabun köpüğü olmaya mahkumdur. Tarihe mal olmuş kişileri karalamakla kendilerini önemsetmeye çalışmaları boşunadır; yarın klasiklerin adı tarihin sayfalarında yer alacak, onlarınki ise unutulacaktır. Yarın, yani 6 Ocak, Ahmed Adnan Saygun’un (19071991) 20. ölüm yıldönümü. Saygun, Çağdaş Türk Müziği’nin önemli bir dönüm noktasıdır. Türk Beşleri’nin diğer üyeleri müziğe hazır bir ortamın çocuklarıyken Saygun’un kendi kendini yetiştirme çabaları ders alınacak ölçüdedir. Cemal Reşit, küçücük yaşında müziğe başlatılmış son derece özenle yetiştirilmiştir. Hasan Ferid Alnar küçük yaşta geleneksel Türk müziğinin egemen olduğu bir ortamda kanun çalarak yetiştirilmiştir. Ulvi Cemal Erkin müziğe meraklı bir ailede seçkin hocalarla müziğe başlamıştır. Necil Kazım Akses, küçük ‘Bedri Rahmi ve Öğrencileri’ Kültür Servisi Ürün Sanat Galerisi, “Bedri Rahmi ve Öğrencileri” başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Bugün saat 16.00 20.00 saatleri arasında açılışı yapılacak olan sergi, 5 Şubat’a kadar gezilebilir. Sergi kapsamında Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun yanı sıra Mehmet Pesen, Aslı Titiz, Birsen Selahi, Gül Derman, Gülseren Südor, Hale Sontaş, İbrahim Örs, Teoman Südor, Tülin Demiray, Türkan Sılay Rador, Yusuf Kâtiboğlu, Züleyha Akbaş’ın bulunduğu sanatçıların yapıtları sergilenecek. (0216) 3631280 T Anne Francis yaşamını yitirdi NEW YORK (AA) “Yasak Gezegen” (Forbidden Planet) adlı ünlü bilimkurgu filminin kadın yıldızı Anne Francis, 80 yaşında hayatını kaybetti. Francis’in kızı Jane Uemura, Los Angeles Times gazetesine yaptığı açıklamada, annesinin önceki gün Kaliforniya eyaletinin Santa Barbara kentindeki bir huzurevinde hayata gözlerini yumduğunu söyledi. Uemura, 2007 yılında akciğer kanseri teşhisi konan annesinin pankreas kanserinden öldüğünü ifade etti. New York doğumlu Anne Francis, 1956 yılında rol aldığı “Yasak Gezegen” ile tanınmıştı. Daha sonra onlarca film ve televizyon dizisinde oynayan Francis, 1960’ların ortalarında bir özel kadın dedektifi canlandırdığı “Honey West” dizisiyle Altın Küre (Golden Globe) ödülünü kazanmıştı. İçin Beş Parça” ve “Birinci Kuvartet”i dışında, 1934’teki “Özsoy” operasına kadar hep insan sesini içeren yapıtlarına rastlarız. İnsan sesi bir yerde Verdi operalarındaki korolar gibi halkın sesini, dolayısıyla Saygun gibi Atatürk’e ve Cumhuriyete inanan bir aydının İstiklal Savaşı’nın gücünü dile getirmesidir. Olgunluk döneminde yazacağı “Atatürk’e ve Anadolu’ya Destan” adlı sahne kantatı bu duyuşların doruğu olacaktır. Bartok’un Macar ruhunu yansıtmasına koşut olarak Saygun da kendi ulusal içerikli yapıtlarında Türk ruhunu yansıtmayı ilke edinmiştir. Onun bestelerinde aksak ritimler ve pentatonik diziler, Türk müziğinin özgün yapı taşları olarak belirir. “Aksak Tartılar Üzerine On Etüd” (1964) ve “Aksak Tartılar Üzerine On İki Prelüd” (1967) piyano dağarcığı için yazılmış en değerli çağdaş yapıtlar arasında yer almıştır. Pek çok yapıtında Batıformuyla İslam kültüründeki içeriği doğallıkla birleştirebilmiştir. Batı’dan aldığı dinsel “oratoryo” formuna, İslam ilahilerinin gizemini yerleştirerek oluşturduğu yüce yapıtı “Yunus Emre Oratoryosu”, onun DoğuBatı bireşimine en güzel örnektir. “İnsan Üzerine Deyişler” başlıklı liedlerinde gerçeği arayan insanın çilesi konu alınmıştır. Gizemsellik çalgısal yapıtlarında da kendini gösterir: “1.Yaylı Çalgılar Dörtlüsü”ndeki Mevlevi ilahisinde, “İkinci Piyano Konçertosu”nda ve “Viyolonsel Konçertosu”nda olduğu gibi. “Kuvartetler”i en yenilikçi öğeleri içeren yapıtlarıdır. Piyanoyu bazen izlenimci renklerle donatmış, bazen de 20. yüzyılın gereği vurmalı saz gibi kullanmıştır. Bartok, Stravinsky ya da Şostakoviç’te görülen özelliklerdir bunlar. Özellikle son yıllarda yabancı kayıt şirketlerinin Saygun’un yapıtlarını piyasaya sürmeleri dikkat çekicidir. Bilkent’teki müze kütüphanesinde Saygun’a ait felsefe, etnomüzikoloji, etnoloji, antropoloji, tarih, sosyoloji, masallar, töreler üstüne kitaplarla çeşitli ülkelerin kültürel özelliklerine ait yayınlar var. Besteci opus sayısı 75’e varan yapıtlarını böylesi zenginliklerle beslemiş, eğitim kurumları bir yana kendini donatabilmiştir. [email protected] Cirque du Soleil’den 6 ek gösteri Kültür Servisi Dünyaca ünlü uluslararası topluluk Cirque du Soleil, en köklü gösterilerinden biri olan “Saltimbanco” ile 19 Şubat 4 Mart tarihlerinde Türkiye’ye yapacağı ziyarete, 6 ek gösteri daha ekledi. Topluluğun, “Saltimbanco” adlı gösterisinin beklenenin üzerinde ilgiyle karşılanması üzerine hafta içi akşamları gerçekleşecek 6 ek gösterinin biletleri, yarından itibaren Biletix üzerinden satışa çıkıyor. Abdi İpekçi Arena’da gerçekleşecek Cirque du Soleil “Saltimbanco” gösterisi, yediden yetmişe unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Ferzan Özpetek’in yeni filmi: ‘Sonra Ağlayacağım’ Kültür Servisi Ferzan Özpetek, yeni filmi “Sonra Ağlayacağım”ın çekimlerine eylülekim aylarında başlayacak. Çekimleri ağırlıklı olarak İstanbul ve Mardin’de yapılacak bu filmle Özpetek, 11 yıl sonra Türkiye’de kamera arkasına geçmiş olacak. Filmde, filmin yapım aşamasında da katkıda bulunan Cem Yılmaz’ın yanı sıra başka meşhur oyuncuların da rol alacağını ancak şu an isimlerini açıklamayacağını belirten Özpetek, “Kadroda epey bir oyuncu var. Bu kadar fazla kişilik koymak tehlikeli ama benim hoşuma gidiyor” diyor. C MY B C MY B Kültür Servisi Ayvalık Be farklı bir yazın türüne ve lediyesi’nin desteğiyle iki yılda bir rilen “Behzat Ay Yazın Ödülü”, bu yıl “şiir” dalına ayrıldı. Se çici Peker, Yusuf Çotuksöke kurulun Eray Canberk, Hüseyin oluştuğu ödüle başvuru n, Öner Yağcı ve Elgiz Pamir’den lar şubatta sona eriyor. Sonuçların 15 Nisan’da duyurulacağı Mayıs’ta plaket ve 1000 ödül, yazarın doğum günü olan 2 TL Kültür Merkezi’nde düzen eşliğinde Ayvalık’ta İsmet İnönü sunulacak. Yarışmaya ka lenecek bir törenle kazanan şaire tıla 31 Aralık 2010 arasında cak adayların, ilk baskısı 1 Ocak– almamış altı (6) adet kit yayımlanmış ve daha önce ödül abını başvuru dilekçesi ve özgeçmiş eşliğinde Ayvalık Beled iyesi, Sahilboyu Sokak. No:1 Fevzi Paşa Vehbi Bey Mah. Ayvalık/ Balıkesir adres ine ulaştırmalılar. (www.be hzatay.com) ‘Behzat Ay Yazın Ödülü ’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle