25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 9 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ 6 HABERLER Başarõlarõnõn sõrrõnõ ‘Ar-Ge ve insana yatõrõm’ olarak açõklayan Bilim İlaç Genel Müdürü Erhan Baş: ÖZLEM YÜZAK Bilim İlaç Türkiye’nin yüz- de yüz yerli sermayeli en bü- yük ilaç firmalarõndan biri. Aslõnda yabancõ payõnõn gi- derek arttõğõ Türk ilaç sektö- ründe en büyük 3. şirket. Her yõl hõzla büyüdüğü gibi, 42 ülkeye yaptõğõ ihracatla, son derece modern ve uluslararasõ onaylõ iki dev fabrikasõ ile ve net bütçesinin yaklaşõk yüzde 5’ini Ar-Ge yatõrõmlarõna ayõrmasõ ile dikkat çekiyor. Bunda da 1990 yõlõnda ürün müdürü olarak göreve başla- yan ve 10 yõldan beri de şir- ketin genel müdürlüğünü üst- lenen Dr. Erhan Baş’õn bü- yük payõ olduğunu vurgula- mamõz gerekir. Bilim İlaç’õn başarõ öykü- süne geçmeden önce Türki- ye’deki ilaç sektörünün geli- şimini kõsaca özetlemekte ya- rar var. Günümüzde ilaç sektörün- deki büyüme, gelişmiş ülke- lerden gelişmekte olan ülke- lere doğru kayõyor. Bu an- lamda Türkiye ilaç sektörü, dünya genelinden daha hõzlõ büyüyor. IMS’in 2008 verile- rine göre, Türkiye ciro bazõn- da dünyanõn 11, Avrupa’nõn ise 6. büyük ilaç pazarõ. 2009 sonu itibarõyla 14.8 milyar TL’lik ciroya ulaştõ. Türkiye’de 42 üretim tesisi bulunuyor. Üretim tesislerinin 14’ü ya- bancõ sermayeli, 28’i yerli sermayeli… Türk ilaç sektöründeki 300 firmanõn 90’õ yabancõ, 210’u yerli ilaç firmasõ… İlk 10’da sadece iki yerli ilaç şirketi bulunu- yor. Biri Bilim İlaç. Ancak Türkiye’de ilaç pazarõnõn yüzde 52.3’ünü ithal, yüzde 47.7’sini ise yerli ilaçlar oluşturuyor. Söz konusu rakamlarõn içindeki eşdeğer ilaç oranõ ise 2009 yõlõ itibarõyla kutuda yüzde 51.4, TL’de ise yüzde 35.3. Dünyaya göre hızlı büyüyor - Sektörde 20 yılı, genel müdürlükte de 10 yılı aşkın bir deneyim sahibisiniz. Türk ilaç sanayisinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye ilaç sektörü, dünya genelinden daha hõzlõ büyüyor. Pharmemerging/ge- lişmekte olan ilaç pazarlarõ diye baktõğõ- mõzda da Brezilya, Çin, Hindistan, Endo- nezya, Meksika ve Rusya’nõn yanõ sõra Türkiye’nin de bu ülkeler arasõnda yer al- dõğõnõ görüyoruz. Dünya ilaç sektörü 2007’den bu yana yõllõk yüzde 10 büyü- yerek 820 milyar dolara ulaşõrken Türki- ye ilaç sektörü aynõ dönemde yüzde 30’a yakõn büyüme gösterdi. - Sizce bu neden kaynaklanıyor? 2 önemli nokta var. Biri Türk ilaç sana- yisinin geçmişinin hayli eski olmasõ. Oturmuş bir sektör ve özellikle son yõllar- da rekabetin de etkisiyle kendisini hayli geliştirdi. Bir de coğrafi konumu ve Av- rupa pazarõna yakõnlõğõ. Bugün birçok ya- bancõ firma üretimlerini Türkiye’de ger- çekleştiriyor. - Sektörün sağladığı istihdam ne ka- dar? İlaç sektörü yaklaşõk 25 bin kişiyi istih- dam ediyor. - Bilim İlaç’ta kaç kişi çalışıyor? 1760 kişiyiz ama 110 kişilik yeni bir ekip daha geliyor. 2 bine yaklaştõ anlaya- cağõnõz çalõşan sayõmõz. - Geçen yıl Gebze’deki fabrikayı da- vetiniz üzere ziyaret ettiğimde hayli et- kilendiğimi söylemeliyim. Hem akıllı ve çevreci bir bina olması hem de labora- tuvarlar ve yürütülen Ar-Ge çalışmala- rınız gurur vericiydi. Üretim ve Ar-Ge çalışmalarınızdan biraz bahseder misi- niz? Bilim Gebze 51 bin 500 metrekare ka- palõ alana sahip, 120 milyon Avro’ya mal olan bir tesis. Yõlda 250 milyon kutu üre- tim kapasitesi ile Türk ilaç sektörünün yüzde 17’sini üretecek güce sahip. Avru- pa’nõn da en büyük tesisleri arasõnda. Amerika FDA standartlarõna göre dizayn ve inşa edildi. Burada penisilin hariç di- ğer bütün jenerik ve super jenerik ürünle- rimiz yapõlõyor. 11 tane TÜBİTAK destekli projemiz var. Avrupa’daki bir fõrmaya 4 ruhsat ça- lõşmasõ yaptõk. 6 tane patent aldõk. Yine 2 ilacõmõz Avrupa’da ruhsat aldõ. Yaklasõk 42 ülkeye ihracat yapõyoruz. Kan ürünü pazarı - Çerkezköy’deki fabrikada ne üreti- liyor? Çerkezköy’deki penisilin üreten spesi- fik bir fabrika. O da Almanya onaylõ. - Yeni alanlara girmeyi düşünüyor musunuz? Kan ürün pazarõna girmeyi düşünüyo- ruz. Farklõ pazarlara da yöneliyoruz. Ör- neğin diyabet ve solunuma girdik... Yüz- de yüz yerli olan tek firmayõz. 2010 yõlõ sonu itibarõyla ihracat rakamõmõzõn 30 milyon dolara ulaşacağõnõ tahmin ediyo- ruz. 2014 yõlõ sonuna kadar en fazla ihra- cat yapan yerli ilaç üreticisi olmayõ he- defliyoruz. Biz Ar-Ge ve insan kaynağõ- mõza odaklandõk. Onlarõn bizi başarõya götüren iki ana faktör olduğuna inanõyo- ruz. - Ar-Ge’ye ayırdığınız pay nedir? Net satõşlarõn yüzde 5’i civarõnda bir pay ayõrõyoruz, ama bunun dõşõnda 15 milyon Avro’luk bir yatõrõm ile açtõk Ar- Ge’yi. Her yõl da 4-5 milyon dolarlõk ya- tõrõm yapõyoruz, yeni cihazlar alõyoruz. Ar-Ge’nin başõna Hintli bir uzmanõ getir- dik. - Türkiye’de ilaç sektöründe 300 fir- ma faaliyet gösteriyor. Ve satılan ithal ilaçların payı giderek artıyor. Bu konu sizin için sıkıntı yaratmıyor mu? Evet. İthal ürünlerin payõ yüzde 35’ler- den yüzde 51’lere çõktõ. Ancak Sağlõk Ba- kanlõğõ yeni bir uygulamaya başladõ; ithal ürünlerin izin vermeden önce CMP dedi- ğimiz bir onay istiyor. - Nasıl bir onay bu? Oradaki üretim tesisini grup onayladõk- tan sonra ithalat izni verebilirim diyor. O uygulama Çin ve Hindistan’dan gelen ilaçlarõn sayõsõnõ hayli azalttõ. Ancak bu kez de Japon firmalarõ ilaç getirmeye başladõ. Japonya dünyanõn ikinci büyük pazarõ- dõr ve genelde kendi içlerinde kalõrlar, ama onlar da artõk dünyaya açõlmaya baş- ladõ. - Yani başka bir tehdit ortaya çıkma- ya başladı… Yok, öyle bakmamak lazõm. Türkiye yükselen ve gelişen bir pazar. Örneğin bi- zim Bilim İlaç olarak Avrupa stratejimi- zin özünde, gidip kendi ürünlerimizi sat- manõn dõşõnda diğer firmalar için de üre- tim yapma planõmõz var. Zaten bu yüzden uluslararasõ onaya sahip bir tesis kurduk. Pazar ve enflasyon - Türkiye’de gelişmiş bir ilaç sanayisi olmasına karşın hem sağlık sistemi kö- tü hem de bilinçsiz bir ilaç kullanımı var. Sizce bu konuda neler yapılmalı? Biliyorsunuz kendi harcamalarõnõ den- gelemek için devlet ilaç fiyatlarõnõ yüzde 11 düşürdü ve bir bütçeleme yaptõ. ‘14.5 milyar lira ayırıyorum, bunu geçemezsin’ diyor. Bundan sonraki yõllar ise enflasyon oranõnda bu rakamõ arttõra- cağõnõ söylüyor. Pazarõ enflasyon oranõn- da arttõracak yani. Ama bir yandan da ya- şam uzuyor ve kullanõm artõyor… - Sorun nasıl çözülür peki? Koruyucu hekimliği geliştirmek lazõm. Kimi zaman hastalõğõ baştan önlemek mümkün. Aile hekimliği uygulamasõnõn da bilinç- siz ilaç kullanõmõnõ azaltacağõnõ düşünü- yorum. Artõk bütün ülkeler ilaç harcamalarõnõ azaltmaya çalõşõyor. Eşdeğer ilaçlar önem kazanõyor. - Bir yandan Kalite Ödülü, bir yandan sayısı giderek artan sosyal sorumluluk projeleriniz… Öncelikleriniz arasında üretim dışındaki faaliyetlerin sıklığı da göze çarpıyor… Evet, çünkü öncelikle insana odaklõyõz. Yaşlõ nüfusun ve Alzheimer hastalõğõnõn artmasõ bizi bir çağrõ merkezi kurmaya yöneltti. 2 yõl önce açtõk. Bu psikolog telefonda merkezi arayan hasta yakõnlarõna yardõmcõ oluyor, nasõl davranmalarõ gerektiği konusunda onlarõ yönlendiriyor. Şimdi ikinci bir aşama var; burada da bir hemşire ile sistemimize devam etmek istiyoruz. - Büyük bir talep oluyor mu? Tabii oluyor; şu anda 650 hasta var kayõtlõ. Herhangi bir ücret ödemiyorlar. - Başka ne tür projeleriniz var? Şizofrenlere yönelik çalõşmalarõmõzõ 2 yõldan beri sürdürüyoruz. Hem danõşmanlõk hizmeti veriloruz hem de her yõl bir öykü yarõşmasõ düzenliyoruz. Dereceye girenlerin öykülerini kitaplaştõrõyoruz. Çünkü biliyorsunuz bu şizofren hastalar sosyal hayatla, ancak böyle kültürel projelerle birleşiyorlar. Ayrõca Türk ilaç sektöründe ‘karbon ayak izini hesaplayan’ ve Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni ilk imzalayan şirket de yine Bilim İlaç. 1960 İstanbul doğumlu olan Erhan Baş, 1983 yõlõnda İstanbul Üniversitesi Tõp Fakültesi’nden mezun oldu. Bir süre doktor olarak çalõştõktan sonra biyomedikal mühendisliği alanõnda yüksek lisans yaptõ. Ürün müdürü olarak başladõğõ Bilim İlaç’ta 19 yõldan beri çalõşõyor. 10 yõldan beri de şirketin genel müdürü. En büyük hobisi spor yapmak. Beşiktaş Basketbol A Takõmõ’nda profesyonel olarak 78-84 yõllarõ arasõnda basketbol oynayan Baş’õn bir oğlu var. Yabancõ payõnõn giderek arttõğõ Türk ilaç sektöründe en büyük 3. şirket Bilim İlaç. Her yõl hõzla büyüdüğü gibi 42 ülkeye yaptõğõ ihracatla, son derece modern ve uluslararasõ onaylõ iki dev fabrikasõ ve net bütçesinin yaklaşõk yüzde 5’ini Ar-Ge yatõrõmlarõna ayõrmasõyla dikkat çekiyor. PORTRE ALZHEIMER ÇAĞRI MERKEZİMİZE BÜYÜK TALEP VAR - İlaç takip sisteminin yalnız Türkiye’de başladığını söylüyorsunuz? Neden? Sağlõk Bakanlõğõ’nõn bir projesi bu. Hem dünya ilaç sektörüne öncülük yapmak hem de kontrol altõna almak amacõyla böyle bir şey yaptõ. Örnek olarak sunmaya çalõşõyor Sağlõk Bakanlõğõ Avrupa’ya ve herkes merakla izliyor nasõl işleyecek diye. Bir pilot çalõşma yapõlõyor, çok zorluklar var, ama adõm adõm aşõlõyor. Sistem iki bölümden oluşuyor. Biz daha birinci bölümü bitiriyoruz. Bütün üretim makinelerimize karekod okuyucular yerleştirdik. Bu hayli zaman aldõ ve üretim hõzõmõzõ yavaşlattõ. Şu anda sistem ilaç firmalarõ ve eczaneler arasõnda işliyor. Biz depoya satõyoruz, depo okutmadan eczaneye satõyor. Eczacõ alõrken okutuyor. Ama hangi depodan aldõğõnõ göremiyorsunuz, fakat hangi firmadan olduğunu görebiliyorsunuz. Yõl sonunda ikinci aşama devreye girecek ve ilaç depolarõ da karekod sistemine geçecekler - O ne zaman başlayacak? Yõlbaşõnda başlayacak diye bekleniyor, ama 6 ay daha gecikebilir. Depolarõn işi daha zor gibi gözüküyor, çünkü bir depo tüm çalõtõğõ eczaneler için ayrõ ayrõ barkod okutacak. 1 milyar kutuluk bir ilacõ tek tek okutacaksõn, kolay değil. Onun için o geçiş süresi biraz daha uzayabilir. Ama kaçak ya da sahte ilacõ önlemesi açõsõndan son derece önemli. Küreselrekabetteiddialõyõz KAREKOD SİSTEMİ OLUMLU İlaç takip sisteminin sahte ve kaçak ilaçlarõ önleyeceğine inanõyorum. Dünyada ilk kez Türkiye’de uygulanan bir sistem. Bu yüzden ilk aşamalarõ herkes açõsõndan hayli sancõlõ oldu. Öncelikle insana odaklõyõz. Yaşlõ nüfusun ve Alzheimer hastalõğõnõn artmasõ bizi bir çağrõ merkezi kurmaya yöneltti. ‘‘‘ HÜKÜMETTE YAYLA ÇATLAĞI HES’ler turizme ‘pes’ dedirtti ÖMER ŞAN / AHMET ŞEFİK RİZE / TRABZON - Çevre ve Orman Bakan- lõğõ ve Ulaştõrma Bakanlõğõ bünyesinde “Doğu Karadeniz Yaylalarını Birleştirecek Yol Pro- jesi” hazõrlama çalõşmasõna tepki gösteren çevre- cilere Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay destek verdi. Mevcut yollarõn altyapõsõnõn güç- lendirilmesi gerektiğini savunan Günay, bölgede irili ufaklõ yüzlerce hidroelektrik santralõ yapõl- masõnõ da eleştirdi. Günay, “Bu şekilde burada turizm yapamayız” dedi. Rize’nin İkizdere ilçesinde Doğu Karadeniz Turizm Master Planõ’nõn ele alõndõğõ toplantõya katõlan projenin sahibi Devlet Bakanõ Faruk Özak, “Yaylaların birleştirilmesi projesi, Do- ğu Karadeniz’de hizmet sektörünün önünü açacaktır. Yolların birleştirilmesi ile turistler bir yaylayı günübirlik gezmek yerine yöredeki bütün yaylaları gezme, konaklama fırsatı bu- labilecekler” dedi. Bayõndõrlõk ve İskân Bakanõ Mustafa Demir de projenin bölgenin her alanõnda iyileştirmeyi kapsadõğõnõ söyledi. Başbakan Yardõmcõsõ Haya- ti Yazıcı da “Bu proje bölgenin kalkınması ba- na göre tek alternatif. Bu proje bölgenin işsiz- lik sorununa cevap verecek ve sergilenecek maliyetler dolayısıyla Hazine’ye kaynak akta- racak” diye konuştu. Maliye Bakanõ Mehmet Şimşek de projeye sa- dece ulaştõrma altyapõsõ olarak bakõlmamasõ ge- rektiğini ifade ederek “Bölgemizi Ortadoğu’ya pazarlayacaksak o bölgenin dillerinin öğretil- mesi lazım. Üniversitelerimizde pek çok ge- reksiz departman var. Onları kapatıp yerine ihtiyaca göre yeni bölümler açılabilir” dedi. Kültür ve Turizm Bakanõ Ertuğrul Günay ise projeyi eleştirerek şunlarõ söyledi: “Var olanı iyileştirmeye çalışalım. Standart- larını yükseltelim. Ama bu yıl yaptığımız yol gelecek yıl yeniden yapılma ihtiyacında da ol- masın. Güzergâhı genişletmeyelim ama altya- pısını sağlam yapalım. Bu yıl yaptığımız yol 5- 10 yıl hizmet edebilsin. Ama yeşilin ortasın- dan bir kara çizgiyi, uçaktan, helikopterden görülecek şekilde bir hattı, bir kara çizgiyi çizmeyelim. Mümkün olduğu kadar ağaç kes- meden, yeni bir güzergâhı delip parçalama- dan yapmaya çalışalım.. Mümkün olduğu ka- dar yol yapımından kaçınalım.” Günay, hidroelektrik santrallarla ilgili olarak da “Her yerden birkaç megawatlık enerji elde edeceğiz diye her dereyi deleceksek, her dağı parçalayacaksak, her ağacı keseceksek o za- man biz burada turizm yapamayız” dedi. Türk, DTK başkanı seçildi DİYARBAKIR (AA) - Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK), önceki gün başlayan ge- nel kurul toplantõsõ, BDP İl Binasõ’nda dün sona erdi. Toplantõda DTK Başkanlõğõ’na DTP’nin eski Genel Başkanõ Ahmet Türk se- çildi. Toplantõnõn sonuç bildirgesini okuyan Türk, kongrenin 800 delegenin katõlõmõyla gerçekleştiğini, 2 gün boyunca yürütülen tüm tartõşmalarõn mevcut siyasi atmosferi nasõl de- ğiştirilebileceği, ortak bir geleceğin nasõl sağ- lanabileceği üzerinde şekillendiğini söyledi. TBMM heyeti Golan Tepeleri’nde ŞAM (AA) - TBMM Dõşişleri Komisyonu Başkanõ Murat Mercan, milletvekilleri Şaban Dişli, Abdullah Çalõşkan, Fevzi Şanverdi ve Abdulrezzak Ertan’õn yer aldõğõ heyetle birlik- te, bir kõsmõ İsrail işgali altõnda olan Golan Te- peleri’nin, Suriye tarafõnda kalan kõsmõnda in- celemelerde bulundu. Mercan, “İsrail, bir an önce bugün izlediği siyasetten vazgeçmeli. Uzun dönemde bölgede kalõcõ olmak istiyorsa, barõşçõl bir yolla sorunlarõ çözmeli” dedi. He- yet, “0” noktasõ olarak tabir edilen, İsrail tara- fõnõn görülebildiği bölgede zeytin ağacõ dikti. Gazeteci Kongaz uğurlandı İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) üyesi, sürekli basõn kartõ sa- hibi gazeteci Sobutay Kongaz dün son yolcu- luğuna uğurlandõ. TGC’den yapõlan açõklama- ya göre, Kongaz önceki gün İstanbul’da haya- tõnõ kaybetti. Gazeteci Kongaz için dün Mer- kezefendi Camisi’nde cenaze töreni düzenlen- di. Törene, ailesi, çok sayõda gazeteci ve se- venleri katõldõ. Kongaz’õn cenazesi, öğle na- mazõnõn ardõndan kõlõnan cenaze namazõndan sonra Merkezefendi Mezarlõğõ’nda defnedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle