27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Tatil Şart Belki de artık bende bir anormallik olduğunu kabullenmeliyim. İnsanların tatille ilgili muazzam bilgisi ve hevesi karşısında şaşkın durumdayım. Kendimi bildim bileli seyahatten hoşlanmam. Büyük olasılıkla bunda babamın küçükken bizi görgümüz, bilgimiz, kültürümüz artsın diye kırk derece sıcakta Bergama, Aspendos, Side’yi gezdirmesinin rolü vardır. Birisi bana tatile nereye gidiyorsun dedi mi içime bir sıkıntı gelir. Hele o tatil köyleri bana gerçekten de fenalık veriyor. Sanki herkesin sürekli eğlenmesi gerekiyormuş gibi bir hava, ortalıkta sürekli bağırarak hatta bağırmak da denemez buna boğazlanıyormuş gibi çığlıklar atarak koşturan çocuklar, hayattan bezmiş görünen şortlu ve terlikli bir ahali, sürekli yemek yemek hayatın asıl amacıymış gibi günün çeşitli saatlerine yayılmış bir şölen havası ve tabii ki inanılmaz sıcak... Bunları söyleyince herkes bana garip garip bakıyor. Artık bu konuda arkadaşlarım benimle tartışma gereği bile duymuyor. Son olarak belli uçuşlara çocuk alınmaması gerektiğini söylediğimden beri en yakın arkadaşlarım bile tatil konusunu benim yanımda açmıyor. Fakat insan sonunda teslim oluyor. Normal olan budur deyip kendi düşüncelerini bir yana bırakıyor, en azından bir deneme yapmaya mecbur kalıyor. Bir keresinde böyle beni tatil köyüne götürmüşlerdi. Sıcak öyle bir boyutta ki klimalı odadan dışarı çıkmak için insanın köle olarak çalıştırılıyor olması lazım. Ama herkes ille denize girmek istiyor. Yüzmeyi pek bilmeyen ve sevmeyen bir millet olarak niye ille böyle bir saplantımız var onu da anlamıyorum. Özellikle kadınlar bütün doktorların tepinmesine karşın güneşin altında yatmaya hevesli. İşin komik yanı da şu, hem güneşin altında saatlerce yatıyorlar hem de çantalarında bulunan çeşitli derecelerde kremler sürerek yanmayı denetlemeye çalışıyorlar. Neyse tatil köyüne girdik. Nüfusun büyük bölümü çocuklardan oluşuyor. Havuzda, plajda, salonlarda, yollarda sürekli koşturuyorlar. Onların peşinde de anneleri tabii. Çocuklar için bunun bir eğlence olduğunu anlayabiliyorum. Ama ben niye orada olduğumu çıkartamıyorum. Çünkü öyle bir kalabalık var ki, plajda bir şezlonga üç kişi düşüyor. Yanlışlıkla yattığınız yerden kalkıp denize giderseniz geldiğinizde sizin şezlongun beş kişilik bir aile tarafından sezonluk tutulduğunu görüyorsunuz. Bir de havalı havuz yapmışlar, içinde bar var. O sıcakta havuza girmekle kalmayıp bir de şemsiyeli kokteyl içeceksiniz. Öyle bir Roma devri şatafatı yani. Fakat havuza girdiğinizde belediye otobüsüne binmiş gibi yanınızdakilerle kucak kucağasınız. Sanki sıkışık bir kokteyl veriliyor ama nedense çıplak ve havuzda.... Kahvaltıya erkenden yetişemezseniz, ki yetişemiyorsunuz çünkü ne olursa olsun çocuklar ve turistler sizden önce geliyor, peynir kuyruğunda epey bir zaman geçiriyorsunuz. Akşam yemeği daha beter, elde tabak birkaç saatinizi orada geçirmeniz gerekiyor. Tabii yemek almayı başardıktan sonra oturacak masa bulabilirseniz. Bir de tabii akşam saatlerinde “beach parti” olayı var ki katılmamak imkânsız. Ben de dahil herkes muazzam dans figürleri bildiğimiz için ille akşam saatlerinde deli gibi yüksek sesle çalınan müzik eşliğinde garip hareketler yaparak eğlenmek zorundayız. Belli saatlerde biraz kitap okurum ya da uyurum derken banka soyguncularına ültimatom veren polis müdürü havasında biri megafondan bağırmaya başlıyor. Bu da, o sıcakta deli gibi eğlenmeniz için düzenlenen yarışmalar ve animasyonları bildiriyor size. Daha fazla uzatırsam tatile gideceklerin morali bozulacak. En iyisi ben kendi anormalliğimi kabulleneyim de gezip eğlenenleri rahat bırakayım. [email protected] ÖZLEM GÜVEMLİ T ürkiye’de küresel iklim deği- şikliğinin işaretleri, “aşırı sı- cak, nem, ani yağışlar, karlı gün sayısında düşüş” olarak kendini iyiden iyiye göstermeye başladõ. Uz- manlar bu ekstrem hava olaylarõnõn ya- şandõğõ gün sayõsõnõn önümüzdeki yõl- larda artacağõna, karlõ gün sayõsõnõn dü- şeceğine dikkat çekerek yurttaşlarõ de- ğişen hava koşullarõna uyum sağlamasõ konusunda uyardõlar. İTÜ Afet Yönetim Araştõrma ve Uygu- lama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İstanbul’da dün sõcaklõğõn 53 derece hissedildiğini ilişkin bilgilerin doğru olmadõğõnõ söyledi. Bu tür sõcak havalarõn ileriki yõllarda daha da artaca- ğõna işaret eden Kadõoğlu, “İklim deği- şikliğinin iki karakteristik özelliği var- dır. Birisi kısa süreli yağışlardır. İkin- cisi de sıcak ve kurak günler. Bunları sık sık yaşıyoruz. Bu tür hava şartları ileriki yıllarda daha sık ve daha şid- detli olacak” dedi. Kadõoğlu, 2030 yõlõna doğru kõş sõcak- lõklarõnda artõş beklendiğini dile getirerek karlõ gün sayõsõnõn da hem şehirleşme hem küresel iklim değişikliği nedeniyle azalma eğiliminde olduğunu belirtti. Ya- zõn yağan yağmur da dahil bütün yağõşla- rõn aslõnda kar şeklinde başladõğõnõ belir- ten Kadõoğlu şu bilgileri verdi: “Bütün yağışlar yere kar olarak düşmeyebiliyor ve bütün sorun da bu- rada. Beton, asfalt, köprü, yol, bina... Bunların hepsi güneşin enerjisini yu- tuyor. Şehirler kırsal alanlara göre 3-4 derece daha sıcak. Şehirlere bu yüz- den daha az kar yağıyor. Buna küresel ısınma da eklenince kar yağışlarında azalma var dünyanın her tarafında. Bizim için asıl sorun kar yağışının azalması. Yıllık yağış toplamından da- ha önemli. Yeraltı su kaynaklarını karlar besliyor.” Meteoroloji atlet gibidir... Rusya’da yaşanan aşõrõ sõcaklara da de- ğinen Prof. Kadõoğlu, “Meteoroloji atlet gibidir. İki yönde rekor kırar bazen en düşük bazen en yüksek olur. 70 yaşın- da bir insan ömrü boyunca 5 kez ‘bu kadar sõcak/soğuk görmedim’ der. Re- kor kırma meteorolojinin karakteri- dir. Dünyanın her tarafında her gün farklı bir hava olayı meydana gelebi- lir. Önemli olan bizim nasıl yaşadığı- mız. ‘Gölgede ve beyaz kalõn, hafif, ya- vaş ve sulu bir yaşam sürün’ benim bu- günlerdeki sloganım bu” diye konuştu. 7 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 A şırı sıcak hava, bu yaz karlı ve so- ğuk görüntülerle akıllara gelen Rusya’yı da vurdu. Rusya’da 38 de- receye çıkan sıcaklıklar ile 130 yılın en sı- cak temmuz ayını yaşandı. Moskova’da mevsim normallerinin 10 derece üstüne çı- kan sıcaklar nedeniyle asfaltlar eridi, in- sanlar yollarda güneşten korunmak için şemsiyelerle dolaşmaya başladılar. Süs ha- vuzlarının bile yüzme havuzlarına dönüş- tüğü başkentte, 500’e yakın kişi boğularak yaşamını yitirdi. Bir haftadır süren Moskova yakınlarındaki orman yangınlarında ise 52 kişi öldü. Yangınların neden olduğu hava kirliliği ise Kızıl Meydan’ın sisle kaplan- masına yol açtı. Olağanüstü hal ilan edildi Sıcak havanın Rus tarımını da olumsuz yönde etkileyeceği tahmin ediliyor. Tarım rekoltesinin yüzde 20-25 civarında düş- mesi beklenirken 17 bölgede olağanüstü hal ilan edildi. Bunun fiyatlara yüzde 20 ci- varında yansıyacağı öngörülüyor. Rus- ya’nın tahıl ihracatı da 20 milyon tondan 15 milyon tona gerileyecek. Moskova sisler altında Uzmanlaruyarıyor: Türkiye’deilerikiyõllardasõcakvekurakgünlerdahadaartacak Gölgede ve beyaz kalın İstanbul Haber Servi- si - Havuzcu- lar Derneği Başkanõ Meh- met Bilen, son zamanlar- da havuzlarda meydana ge- len ölümlerle ilgili “Havuz, bakım ve onarım çalış- ması yapan- ların Milli Eğitim Ba- kanlığı onay- lı ‘havuz ope- ratörü’ belge- sine sahip ol- ması gere- kir” dedi. Bilen, havuzlarõn bakõm ve onarõ- mõnõn mahalle elektrik tesisatçõlarõna bõrakõl- mamasõ gerektiğini , havuz işletmecilerinin daha profesyonel bir hizmet vermesi gerekti- ğini söyledi. Bilen, yüzme havuzlarõ işletme- cilerinin tesisleriyle ilgili hukuki sorumluluk taşõdõklarõnõ vurgulayarak, çoğu işletmecilerin nasõl bir yasal sorumluluk altõnda bulunduğu- nun farkõnda olmadõğõnõ vurguladõ. İstanbul Haber Ser- visi - TMMOB Makina Mühendisleri Odasõ (MMO) İstanbul Şubesi Başkanõ İlter Çelik, top- lumun büyük bir kesimi- nin klima kullanõmõyla ilgili yeterli bilgi sahibi olmadõğõnõ belirterek “Klima doğru kullanıl- dığında sağlıklı yaşam ortamı oluşturur, yan- lış kullanıldığında has- talıklara yol açar. Kli- manın sıcaklık ayarı 23 derecenin altına getiril- memeli. Hastalar ‘taze hava girişi’ sağlamayan klimaların kullanıldığı ortamlarda uzun süre kalmamalı” dedi. Klima kullanõmõnda dikkat edilmesi gereken noktalar özetle şöyle:  Ortamõn tozluluk derecesine göre filtre te- mizlik işareti yandõğõnda duvar tipi ve multi sis- tem klima cihazlarõnõn filtreleri 15 günde bir, tavan tipi klima cihazla- rõnõn filtreleri ise yõlda bir kez temizlenmeli.  Split ve multi tip klima cihazlarõnõn ön ta- rafõnda yer alan ve hava- yõ temizleyen elektrosta- tik filtre her 3 ayda bir değiştirilmeli. 53 derece değildi İstanbul’da dün sõcaklõğõn 53 derece hissedildiği bilgisinin yan- lõş olduğunu söyleyen Kadõoğlu, hissedilen sõcaklõğõn hesaplanõrken en yüksek sõcaklõk ile en yüksek nem oranõnõn karşõlaştõrõldõğõnõ anlattõ. Kadõoğlu “Bu iki değer ay- nõ anda oluşmaz. Günün en yük- sek sõcaklõğõ 14.00-15.00 arasõnda olur. En yüksek bağõl nem ise sa- bah güneş doğarken oluşur. Günün en yüksek sõcaklõğõnõn oluştuğu sa- atte nem oranõ en düşük oluyor. Tabloya yanlõş bakmõşlar” dedi. İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü öğ- retim üyesi Prof. Dr. Nüzhet Dalfez de İstanbul’da yaşanan sõcaklõğõ “ekstrem bir ha- va olayı” olarak niteledi. Dalfez, önümüzde- ki yõllarda sadece ortalama değerlerde değil ekstrem hava olaylarõnda da artõşlar yaşa- nacağõnõ vurguladõ. Günde 10-20 kg yağõşõn düştüğü gün sa- yõsõnda da artõş olacağõnõ dile getiren Dal- fez, özellikle yüksek yerlerde yağõşlarõn ar- tõk kardan çok yağmur şeklinde görüleceğini ifade etti. Bu durumun 20-30 yõl sonra da- ha belirgin hale geleceğini belirten Dalfez, şöyle devam etti: “Bu, su yönetimi ve tarım polikitasını da etkileyecek. Türkiye’nin ciddi olarak tarım politikasında ne yapacağını düşünmesi ge- rek. Küresel iklim değişikliğini bir yandan ön- lemeye çalışmak gerek ama diğer yandan da uyum sağlamak şart. Küresel ölçekte sera gazlarını azaltmaya yönelik çalışmalar yap- sak bile bu çalışmaların sonuç vermesi za- man alacak. Bu süre boyunca iklim değiş- meye devam edecek. İklim değişikliği yavaş yavaş karşımıza çıkacak. 20-30 yıl sonra ba- zı şeylerin tarımını yapamaz hale geleceğiz ama belki de daha önce üretmediğimiz bazı şeylerin tarımını yapmaya başlayacağız.” Nostaljik ürünler SİBEL BAHÇETEPE S õcaklarõn 40 dere- ce ve üzerine çõk- masõ ile birlikte vücuttaki savunma meka- nizmasõnõn işlevini yitir- diği belirtiliyor. Acõbadem Kadõköy Has- tanesi’nden Kardiyoloji Uzmanõ Prof. Dr. Sinan Dağdelen insan vücudu- nun yalnõzca 1.5 derecelik õsõ artõşõna dayanabileceği- ni belirterek “Özellikle klimalı ortamlardan çı- kıp aniden aşırı sıcakla karşılaşanların yanı sıra, sıcak ve aşırı nemli or- tamlarda bulunmak zo- runda kalanlarda tehlike daha fazla. Çünkü vücu- dun ısı ayarı bozuluyor” diye konuştu. Dr. Şirin Parkan da, “Sıvı kaybı, şeker koma- sı, ishal, aşırı kusma ve kan kaybına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Sıvı kay- bının zamanında gideri- lememesi durumunda böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyerek yet- mezlik oluşmasına yol açabilir” dedi. Memorial Şişli Hastane- si İç Hastalõklarõ Bölü- mü’nden Uz. Dr. Gürkan Yurteri ise tarõm, inşaat, yol işçileri gibi direkt gü- neş altõnda çalõşan insanlar daha fazla õsõya maruz kal- dõklarõndan õsõnõn etkileri- nin bu şartlarda çalõşan in- sanlarda çok daha fazla görülebileceğini kaydetti. Vücudun ısı ayarı bozuldu ? Geniş şapkalar, güneş gözlükleri, hatta şemsiyeler, 40- 50 faktörlü koruyucu kremler kullanılmalı. ? Bol sıvı tüketil- melidir. Tansiyonu olmayan kişiler için tuzlu ayran iyi bir seçim. ? Sıcak havalarda alkol, kahve ve çay tüketimini de azalt- mak vücudun sıvı kaybını önleyecektir. ? Tahıllı, sebzeli, zeytinyağı ağırlıklı bir beslenme şekli tercih edilmeli. ? Ağır egzersizler- den uzak durulmalı. ?Terlemeyi önle- meyen hafif ve pa- muklu giysiler ter- cih edilmeli. ? Sık sık duş alın- malı. PAMUKLU GİYSİLERİ SEÇİN Klimalar kâbus olmasın Adalar ‘da deniz yasağı İstanbul Haber Servisi - İstanbul İl Sağlõk Mü- dürlüğü’nün Pendik Halk Sağlõğõ laboratuvarõnda yaptõğõ mikrobiyoloji ana- liz sonuçlarõna göre, Bü- yükada, Heybeliada, Bur- gazada ve Kõnalõada’da 11 ayrõ plaj ve Su Sporlarõ Kulüpler’inde yüksek oranda kolibasili çõkmasõ nedeniyle denize girilme- sini yasakladõ. Büyüka- da’da Nakibey Plajõ, Sefe- roğlu Tesisleri, Yörükali plajlarõ, Heybeliada’da Sadõkbey Plajõ, Kõnalõa- da’da Vapur İskelesi’nin sağ tarafõ ve Ülker Resto- ran önündeki alanlardan denize girilmesinin tehli- keli olduğu belirtildi. Havuz keyfi öldürmesin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle