23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS 2010 CUMA 6 HABERLER TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com 15 Ağustos 1984’te Şemdinli ve Eruh baskınlarıyla terör eylemlerine başlayan PKK, 26 yıl sonra şaşırtıcı ve tartışmalı bir dönemece geldi!.. Örgütün Kandil Dağı’ndaki bir numaralı ismi Murat Karayılan, devletin Abdullah Öcalan’la anlaştığını açıkladı!.. O halde AKP Öcalan’la İmralı Adası’nda masaya mı oturdu?.. Bu anlaşmanın boyutları nelerdir?.. Gelin, sözde ateşkesten gizemli “diyalog”a kadar son haftanın tartışmalı sürecini masaya yatıralım! PKK, hem “demokratik özerklik” adını verdiği planın kamuoyunda tartışılmasına olanak vermek hem de ramazan ayında bölgedeki muhafazakâr çevrelerin sempatisini çekme uğruna yedinci kez “ateşkes” ilan ettiğini açıkladı. Aslında bu karar tamamen bir ateşkesi kapsamıyor. Çünkü örgüt aslında hiçbir zaman tam bir ateşkes de ilan etmedi! PKK, güvenlik güçlerinin yapacağı ilk operasyonla birlikte çatışma sürecine yeniden dönecektir!.. Murat Karayılan’ın şu sözleri de zaten bunu kanıtlıyor: “İlan edilen bir ateşkes değil, ateşkesi hedefleyen pasif savunma pozisyonuna geçmedir. Eylemsizlik olarak tanımlanabilir. Güçlerimiz belirtilen sürede herhangi bir eylem içinde olmayacaklardır. Ama kendilerine karşı saldırı olduğu vakit de, savunma haklarını kullanacaklardır.” Peki, PKK “demokratik özerlik” ilan etmeye hazırlanırken aniden eylemsizlik sürecine niçin girmişti?.. Dahası PKK’nin bu yedinci eylemsizlik kararının daha önceki altı karardan farkı neydi? Murat Karayılan örgütün yayın organı ANF’nin bu konudaki sorusunu şöyle yanıtlamıştı: “Bu eylemsizlik kararının ayırt edici özelliği daha yoğun bir istemin ardından gerçekleşmiş olmasıdır. Yani hem devletten yana, hem kamuoyunu önemli oranda temsil eden güçlerden yana bir istemin gündemleştirilmiş olmasıdır.” Görüldüğü gibi Karayılan son eylemsizlik kararında “devletten gelen istemler”in etkili olduğunu öne sürüyor! AKP, PKK ile anlaştı mı?.. Yani PKK’ye göre devlet silahların susmasını istemişti!.. Daha doğrusu bu konudaki talep Öcalan üzerinden örgüte iletilmişti!.. Karayılan bu konuyu da şöyle açıklamıştı: “Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin önderliğimizle (Öcalan) geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti ancak talep üzerine yeniden devreye girerek hem yapılan çağrıları ve hem devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak bir kez daha çözüme şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.” Peki, PKK demokratik özerkliği ilan etmeye hazırlanırken niçin “ateşkes” sürecine geldi?.. Bunun birkaç nedeni var... Örneğin 12 Eylül’deki referandumu boykot etmeye hazırlanan Kürt siyasetinin baskısı AKP’yi köşeye sıkıştırdı. İktidar partisi boykot kararının yaygınlaşmasıyla birlikte 12 Eylül’den zaferle çıkamayacağını anladı. Yani AKP Kürt oylarının sandığa yansımamasını bir tehlike olarak gördü. Karayılan’ın Öcalan’la diyalog kuranları “devlet” diye açıklaması da hiç önemli değil. Belli ki diyalog AKP üzerinden yürütülüyor!.. Ve yine belli ki uzun süredir Kuzey Irak’taki peşmerge liderleri üzerinden yürütülen girişimler İmralı’ya kadar uzanıyor! Kimi kaynaklar, iktidar partisinin bölgede eridiğini gören Barzani yanlısı AKP milletvekillerinin devreye girdiğini söylüyor! Örneğin Murat Karayılan’ın daha düne kadar “hain” ilan ettikleri Barzani’lere zeytin dalı uzatması da bu girişimleri kanıtlıyor! Bakın Karayılan ne diyor: “Çözüm için herkesin yapabileceği şeyler vardır. Özellikle Kürdistan Federal Bölge Yönetimi Başkanı Sayın Mesut Barzani daha aktif bir rol oynayabilir. Bu konuda olumlu ve destekleyici açıklamaları sevindiricidir ve kendilerine teşekkür ediyorum. Uluslararası düzeyde ilişkileri vardır, yine Türkiye ile bilinen ilişkileri vardır.” Yanıt bekleyen sorular!.. Tüm bunlar çok önemli bir soruyu öne çıkarıyor; AKP Öcalan’la diyalog kurdu mu?.. Sorunun yanıtı “Evet” ise önümüzdeki günler çok hareketli geçecek... Örneğin referandum mitinglerinde CHP, MHP ve PKK’yi “Hayır” cephesi olarak niteleyen Tayyip Erdoğan çok tehlikeli sorularla karşı karşıya olacak! PKK’nin boykot kararını “Evet” şeklinde değiştirmesi ise AKP ile PKK’yi aynı cephede buluşturacak!.. Peki, CHP ile MHP’yi referandumda PKK ile aynı safta bulunmakla suçlayan Erdoğan bu cephe yoldaşlığını kamuoyuna nasıl açıklayacak?.. Dahası şu sorulara kim yanıt verecek?.. Devlet mi yoksa devleti yöneten AKP mi?.. Gelin herkesin kafasını kurcalayan soruları sıralayalım: - Öcalan’la kim ne zamandır görüşüyor?.. Devrede olan MİT mi, hükümetin yeni oluşturduğu Kamu Güvenliği Teşkilatı mı yoksa AKP’nin milletvekilleri ile bürokratları mı?.. - Üç yıldır özgürlüğüne kavuşmak için PKK’yi intifada eylemlerine sürükleyen Öcalan’a, tam da referanduma boykot çağrısı yükselirken nasıl bir söz verildi?.. - Örneğin Karayılan’ın sözünü ettiği anlaşma Öcalan’ın yarı açık cezaevi ya da ev hapsi talebini de kapsıyor mu?.. - Hükümet, KCK operasyonlarında tutuklanan 1600’den fazla BDP yanlısını serbest bırakma sözü mü verdi?.. - AKP, İnegöl ve Dörtyol’daki olayların demokratik özerlik çağrılarıyla birlikte yükseleceğinden mi endişe duydu? İktidar bir iç çatışma kaygısıyla Öcalan’dan yardım mı istedi?.. - Hükümet referandum tehlikesini aşmak için Kürt siyasetini oyalama taktiği mi uyguluyor?.. - Ortada bir anlaşma yapıldıysa TSK bunun neresinde?.. Örneğin bu anlaşma operasyonların durdurulmasını da kapsıyor mu?.. Evet, Murat Karayılan’ın “devlet önderliğimizle diyalog geliştirdi” şeklindeki açıklaması önümüzdeki süreçte çok ama çok tartışacak. Ordunun Güneydoğu’da kaçınılmaz olan operasyonel hareketleri, BDP’lilerin “boykot” kararında yapacağı değişiklikler, PKK içindeki kontrolsüz grupların gerçekleştirebileceği eylemler ve Öcalan’ın “özgürlük”le ilgili beklentileri bir açmaz olarak ortada dururken Kürt sorununda kısa sürede çözüm bekleyenler hayal kırıklığına uğrayacak!.. Devlet, Yani AKP, Öcalan’la Nasıl Bir Diyalog Geliştirdi?.. HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’ten Adalet Bakanõ Sadullah Ergin’e sert yanõt: Gol atamayan çocuk gibi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HSYK ile hükümet arasõnda atamalar konusunda yaşanan kriz giderek derinle- şiyor. Adalet Bakanõ Sadul- lah Ergin ve Bakanlõk Müs- teşarõ Ahmet Kahraman HSYK’nin dünkü çalõşmala- rõna da katõlmadõ. Bakan Er- gin’in “Tamamlanmadığı için taslak geri çekilebilir” sözlerine tepki gösteren HSYK Başkanvekili Kadir Özbek, kararname taslağõ- nõn kurulun malõ olduğunu ve kurulun vereceği kararla ka- rarname olacağõnõ belirterek, “Gündemden çıkarılması ancak kurulun vereceği ka- rarla olur. Yoksa basit bir tabirle topu getirip kendi- sine pas verilmediği için ve- ya gol atamadığı için küsüp giden topu koltuğunun al- tına alıp ben eve gidiyo- rum, ben oynamıyorum di- yen çocuğun işine benzer” dedi. Özbek, ayrõca geçmişte yargõ ile sorun yaşamõş bir- takõm eski hukukçularõn ku- rula karşõ, yargõya karşõ tetikçi gibi kullanõldõğõnõ belirtti. ‘Hukuki sonuçları olabilir’ HYSK’ye gelişinde gaze- tecilerin sorularõnõ yanõtla- yan Özbek, Adalet Bakanlõ- ğõ’nõn yaz kararnamesinin kalan kõsmõnõ geri çekmesinin ardõndan “Bakanlık işlem- lerine yargı yolu açık” diyen Bakan Ergin’e yanõt verdi. Özbek, “Sayın Bakan maa- lesef bunu daha önce de bi- ze söyledi. Kendisi hukuk- çudur, biz de hukukçuyuz. Yargı yolunun nerede açılıp açılmayacağını ne şekilde kullanıp kullanılmayacağı- nı biz de biliyoruz. Daha ön- ce ‘Toplantõlarõ erteledim, toplantõ yapõlmayacak’ de- diği zaman biz de ‘Buna hakkõnõz yok, yanlõş olur’ dedik, bize verdiği cevap benzer bir cevaptı ‘O halde dava açõn’ demişti kendisini uyardık ve güz kararna- mesi sırasında da kararna- menin bir kısmını görüşe- rek kalan kısmını da gün- deme getirmesi yöntemiyle karar almıştık” dedi. Özbek, “Kararnameyi gö- rüşmeye devam edecek mi- siniz? Yoksa bakanı ve müs- teşarı bekleyecek misiniz” sorusuna ise “Onun için gel- dim, biraz da evde hazırlık yaptım, burada çalışmayı bekleyeceğiz” yanõtõnõ verdi. Özbek, “Adalet Bakanlı- ğı’nın işlemleriyle ilgili suç duyurusunda bulunacak mısınız” sorusunu ise “Hu- kuki sonuçları olabilir, bu- nun hukuki sonuçları bizim tercihimiz midir, değil, çün- kü buraya gelmiş gündem- de yer almış bir kararna- menin sonucunun bağlan- ması lazım. Sonucunun na- sıl bağlanacağı, elbette hu- kuki birtakım kuralların işletilmesiyle söz konusu olabilir, değerlendireceğiz” diye yanõtladõ. ‘Deniz kenarındaki dalga gibi’ Özbek, bir başka soru üze- rine de şunlarõ söyledi: “Son yılları hep beraber yaşadık, olayları hep bera- ber yaşadık, bir Habur ola- yı yaşadık. Habur olayla- rında yargının kullanıldı- ğından bahsedildi. Ne oldu, ne bitti, neler yapıldı, bu- nun tartışılacağı yer ku- ruldur, biraz önce de söy- lediğim gibi sonuca bağla- nacağı yer kuruldur. İs- tanbul olayını, son zaman- da sanki deniz kenarında- ki bir dalga gibi değişik uygulamaları gördük. Ka- muoyunda hoş karşılan- mayan birtakım sonuçları gördük, bunların değer- lendirilmesi gerekirdi, bun- lar niye oldu diye kurulun yapacağı bir şey var mı di- ye bir değerlendirmesi söz konusuydu, Erzurum’u yi- ne birlikte yaşadık, bunla- rı tekrar tekrar söyleme- mize gerek yok. Bu kurul- da konuşulmayacak, de- ğerlendirilmeyecekse nere- de konuşulacak. O zaman görüyorsunuz televizyon- larda, basının bir bölü- münde geçmişte, kurulla, yargıyla hep sorun yaşamış bunu açıkça ifade edebili- rim hepsinin dosyaları da buradadır, bakanlıktadır. Birtakım eski hukukçu ar- kadaşlarımız geçmişteki sı- fatlarını da kullanarak san- ki kurula karşı, yargıya karşı tetikçi gibi kullanıl- maktadır. Bunları değer- lendirmeyeceksek onlara da fırsat vermiş olacağız.” HSYK üyelerinin gün bo- yu süren bekleyişlerine kar- şõn Adalet Bakanõ Ergin ve müsteşar Kahraman dünkü çalõşmalara katõlmadõ. HSYK ile hükümet arasõnda atamalar konusunda yaşanan kriz derinleşirken Adalet Bakanõ Sadullah Ergin ve müsteşar Ahmet Kahraman dünkü çalõşma- lara katõlmadõ. HSYK Başkanvekili Özbek, kararna- me taslağõnõ geri çeken Ergin’i, kendisine pas veril- mediği için topunu alõp eve giden çocuğa benzetti. DİYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su) - Diyarbakõr’daki ekonomi çevreleri; ha- zõrladõklarõ ortak bir deklarasyonla, anaya- sa değişikliği referan- dumunda “evet” diye- ceklerini açõkladõ. Diyarbakõr’da Diyar- bakõr Ticaret ve Sanayi Odasõ, Ticaret Borsasõ, Esnaf ve Sanatkârlarõ Odalarõ Birliği, Ziraat Odasõ, Eczacõlar Odasõ, Mali Müşavirler Odasõ gibi ekonomi çevrele- rinden oluşan örgütler, dün ortak bir deklaras- yon yayõmladõ. DTSO Başkanõ Galip Ensari- oğlu, “Biz ileriye doğ- ru atılacak adımları desteklemek için hal- koylamasında ‘evet’ oyu kullanacağız. So- nucun bu yönde çık- ması için sorumluluk- larımızı yerine getire- cek ve çaba sarf ede- ceğiz” dedi. Ensarioğ- lu, anayasa değişikliği- nin sembolik olarak büyük bir değer taşõdõ- ğõnõ belirterek “Darbe- cileri de ‘dokunulabi- lir’ yapan bu değişik- liği, geçmişle gerçek bir yüzleşme yapıla- bilmesi için gerekli zemini sağlamasından dolayı takdir ediyo- ruz” diye konuştu. ‘Erdoğan özür dilesin’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şõrnak’ta düzenlenen anayasa referan- dumunu boykot mitinginde konuşan BDP lideri Selahattin Demirtaş, boykot kara- rõndan parti olarak vazgeçmenin gün- demlerinde olmadõğõnõ söyledi. 1992 yõ- lõnda yaşanan Şõrnak olaylarõnõ anõmsatan Demirtaş, “Erdoğan Şırnak halkından oy istiyorsa gelip özür dileyecek” dedi. Şõrnak Cumhuriyet Meydanõ’nda top- lanan binlerce kişi sõk sõk terör örgütü li- deri Abdullah Öcalan lehine sloganlar at- tõ. BDP Şõrnak Milletvekili Hasip Kaplan, KCK’nin eylemsizlik kararõna işaret ede- rek yetkililerin çatõşmasõzlõğa yanõt ver- melerini istedi. Kaplan, “Operasyonlar durmadan, tutuklu Kürt siyasetçiler serbest bırakılmadan, demokratik bir anayasa oluşturulmadan, yüzde 10 ba- rajı kaldırılmadan ve Kürt halkının onu- ru kabul edilmedikçe, yapacakları hiç- bir şeye katılmayacağız” diye konuştu. Demirtaş da 1992’deki olaylarda yaşa- mõnõ yitirenleri anarak başladõğõ konuş- masõna şöyle devam etti: “18 yıl önce bu- gün Şırnak sokakları katil ve canilerle doluydu. O dönemin yetkilileri dünya duymasın diye ‘Şõrnak’õ PKK’liler bastõ’ ve ‘Şõrnaklõlarõ katlediyorlar’ diyerek ya- lan attılar. Şimdi bu yalanların hesabı- nı sorma günü geldi. Şimdi Şırnak hal- kı Erdoğan’a meydan okuyor. Bu hal- kın katillerini yargılamayanlar, bu halktan hiçbir şey isteyemez. Çünkü bu halk sana oy değil selam bile vermez.” Bu arada BDP heyetini taşõyan konvoy, Şõrnak’a giderken korucu olduklarõ be- lirtilen kişilerin taşlõ saldõrõsõna uğradõ. Sal- dõrõda 10 kişi yaralandõ. ‘Heron iddialarını açıkla’ KAYSERİ (AA) - AKP Grup Başkanvekili ve Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş, Genelkur- may Başkanlõğõ’nõn “Heron” olarak adlandõrõlan insansõz hava uçaklarõna yönelik iddialara derhal açõklama yapmasõnõ istedi. Elitaş, “İhmal var ise hata var ise derhal soruşturma başlatmalı. Suçlular varsa derhal cezalandırılmalı, suç varsa Türk milletinden, şehit ailelerinden der- hal özür dilenmelidir” dedi. Elitaş, Heronlarla ilgili iddia ve görüntülerin yaklaşõk 20 gündür kamuoyunu meşgul ettiğini, bazõ gazete ve televizyonlarõn Heron görüntüleri- nin gerçek olduğuyla ilgili iddialarõ olduğunu anõmsattõ. İddialarõn muhatabõ olan kişilerin bu- güne kadar hiçbir açõklama yapmadõğõna işaret eden Elitaş, “Her konuda beyanat vermeyi alışkanlık haline getiren Genelkurmay Baş- kanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı temsilcile- rinin, bu kadar önemli bir iddia karşısında sessiz sakin durmaları, açıkçası bir Türk va- tandaşı olarak, 4 erkek evlat babası olarak beni endişelendiriyor, beni şüpheye düşürü- yor” diye konuştu. Genelkurmay Başkanlõğõ’nõn bir an önce Heronlarla ilgili açõklama yapmasõnõ isteyen Elitaş, “İhmal var ise hata var ise der- hal soruşturma başlatmalı. Soruşturmayla il- gili sonuçlar alınmalı, suçlular varsa derhal cezalandırılmalı, suç varsa şehit ailelerinden derhal özür dilenmelidir” dedi. ‘Devir-teslimden önce açıklansın’ Soruşturma sonunda iddialarõn asõlsõz olmasõ halinde bu iddialarõ ortaya atanlarõn cezalandõrõl- masõnõ da talep eden Elitaş, 27 Ağustos’ta devir teslim töreni yapõlacağõnõ anõmsatarak Heronlarla ilgili açõklamanõn bu tarihten önce yapõlmasõn is- tedi. Elitaş, “27 Ağustos’a kadar görevi devam eden Genelkurmay Başkanı, bir belge ile ilgili ıslak imza olmadığından dolayı ‘kâğõt parçasõ’ demişti. Havan topuyla ilgili bir malzemeyi de ‘bir boru parçasõ’ diye ifade etmişti. Hepsinin nasıl farklı olduğunu, nasıl bir yanılgı içeri- sinde olduğunu gösteren şimdiki Genelkur- may Başkanı, maalesef her konuda beyanat vermeyi alışkanlık haline getirmişti. Ama bu konuyla ilgili Genelkurmay Başkanı’nın çıt çı- karmaması, bundan sonraki komutana bu görevi devrediyor olması, bana göre önemli bir yanlıştır. Görevini devretmeden Heronlar- la ilgili iddialara cevap vermelidir” dedi. AKP’Lİ ELİTAŞ’TAN GENELKURMAY’A DİYARBAKIR Ekonomi çevreleri ‘Evet’ diyecek Demirtaş, boykot kararõndan vazgeçmenin gündemlerinde olmadõğõnõ söyledi PKK mahkemeleri kuruldu DSP lideri Masum Türker, Hakkâri’de PKK’nin kendi hâkim ve savcılarını oluşturduğunu ve tüm evlere tebligat yapıldığını öne sürerek, “Hakkâ- ri’de halk mahkemeleri kurulmuştur. Valiler uyuyor” dedi. Karabağlar’da partiye 99 kişinin katılması nedeniyle düzenlenen törende konuşan Türker, PKK’nin AKP ile anlaşarak “eylemsiz- lik” kararı aldığını vurguladı. Türker, PKK’nin bu yöndeki açıklamalarına hükümetin sessiz kal- dığını belirtti. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) ?PKK ile anlaşmayı niye gizliyorsunuz AYŞE SAYIN BARTIN - MHP lideri Devlet Bahçeli, Kandil’den gelen “devletin isteğiyle silah bıraktık” açõklama- sõna dikkat çekerek, Baş- bakan Tayyip Erdoğan’a “PKK ile anlaşmanı niye gizliyorsun? 4 kez ne gö- rüşüldü, kim ne dedi? Hangi konularda uzlaş- maya varıldı” dedi. Bahçeli, 12 Eylül’de ya- põlacak anayasa değişikliği ile ilgili başlattõğõ “hayır” kampanyasõ çerçevesinde, dün akşam Bartõn’da iftar programõna katõldõ. Anaya- saya “Evet” demenin ülke- yi karanlõğa sürüklemekten öteye götürmeyeceğini ifade eden Bahçeli, Erdoğan’õn anayasa değişikliğindeki 1. gizli gündeminin “PKK açı- lımı ve yıkım projesinin anayasal zeminini atmak” olduğunu ifade etti. Pakette sadece, HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõn de- ğiştirildiğine dikkat çeken Bahçeli, “Başbakan ken- dine Yüce Divan’dan kur- tarma gayretindedir” dedi. PKK liderlerinden Murat Karayılan’õn “Devletten gelen talep doğrultusunda ateşkes kararı aldıkları” sözlerine dikkat çeken Bah- çeli şunlarõ söyledi: “PKK ile anlaşmanı niye saklı- yorsun? PKK’den İmra- lı’dan, 4 kere görüşüldü deniyor. Bu görüşmelerde hangi konularda uzlaşıl- dı? Gemiler arızalı dediler? Bir taka tutup avukatları İmralı’ya gönderdiler. Oradan bir şey söylendi. 13 Ağustos - 20 Eylül arasın- da silahların susacağı ifade edildi. Arkasından demo- kratik özerklik talepleri yapılıyor.” PKK’nin ateşkesiyle ABD’nin Irak’tan asker çek- me takviminin aynõ döneme denk geldiğine dikkat çeken Bahçeli, ayrõca ABD silah- larõnõn ne kadarõnõn Irak’ta ne kadarõnõn Kandil’de bõrakõ- lacağõnõn da tartõşma konu- su olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Er- doğan’ın TÜSİAD’ı eleşti- rirken, “Geçmiş hükümet- ler zaman zaman kedi kö- pek gibi oldu” açıklamasına sert tepki gösteren Bahçeli, “TÜSİAD mı kedi ya da kö- pek, önceki iktidarlar mı kedi ya da köpek? Bu ne terbiyesizlik” diye çıkıştı. ‘Bu ne terbiyesizlik’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle