28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İstanbul Haber Servisi - Hukukçular, Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) ağõr ceza mahkemelerinin görev alanõna giren suçlarda tu- tukluluk sürelerini düzenleyen 102. maddesi- nin 31 Aralõk’ta yürürlüğe girmesiyle Ergene- kon ve Balyoz davalarõndan yargõlanan ve tu- tukluluk süreleri 3 yõlõ dolduran sanõklarõn tahliye edilmeleri gerektiğini belirtti. 31 Aralõk’ta yürürlüğe girecek olan 102. maddenin tutukluluk süresini azami 3 yõl ile sõnõrladõğõnõ belirten Yeditepe Üniversitesi Öğ- retim Üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar, “Tu- tuklama, ‘ceza’ uygulaması değildir. Bu madde kapsamında 3 yılı aşkın süredir tu- tuklu bulunanlar hemen tahliye edilmeli- dir. Mahkeme, üçüncü yılını doldurduğu halde halen hakkında hüküm veremediği diğer sanıkları da tahliye etmeli” dedi. Prof. Dr. Bayraktar, 102. maddede düzenle- nen tutukluluk süresinin azami 3 yõl olduğunu belirterek kanun maddesinin yürürlüğe girme- siyle, 3 yõl tutukluluk süresini dolduran sanõk- larõn tahliye edilmesi gerektiğini vurguladõ. CMK’nin 2005’te yürürlüğe girdiği günlerde tu- tukluluk süresine ilişkin 102. maddenin yo- rumlanmasõna ilişkin çõkan tartõşmalarõ da anõmsatan Bayraktar, “Kanunun ilgili maddesindeki ‘Ağõr ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok 2 yõldõr. Bu süre, zo- runlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatõlabilir, uzatma süresi toplam 3 yõlõ geçemez’ diyor. CMK’nin dayandığı ileri sürülen ‘kişisel hak ve özgürlüklerin önde gelmesi’ esası, bir ön- ceki fıkrada düzenlenen ‘tutuklamanõn istis- nai bir tedbir’ olması gerekçeleri göz önünde bulundurulduğunda bu süre en fazla 3 yıl ola- rak uygulanabilir. Ayrıca, aynı maddenin bir üst fıkrasında, ‘6 aylõk tutukluluk süresi en faz- la 4 ay uzatõlabilir’ diyor. Alt fıkradaki 3 yıl- lık durum da azami uzatma süresini dü- zenliyor. Hukuken, ‘uzatma süresi esasõ ge- çemez.’ Yani 2 yıllık bir öngörüyü artı 3 yıl olarak uygulayıp tutukluluk süresini 5 yıla çıkaramazsınız. 2+3 yanlış bir yo- rumdur. Tutuklama, ‘ceza’ uygulaması de- ğildir. Bu madde kapsamında tutuklu bulunanlar tahliye edilmelidir” dedi. Serbest kalırlar Avukat Uğur Poyraz ise kanunun yü- rürlüğe girmesinin ardõndan Ergenekon davasõndan tutuklu bulunan sanõklarõn, yargõlama 3 yõlõ doldurunca ve hakla- rõnda hüküm verilmemişse serbest bõ- rakõlmalarõ gerektiğini söyledi. Tutuk- luluk süresinin gereksiz yere uzamasõ halinde telafisinin mümkün olmadõğõ- nõ belirten Poyraz, “İşte bu gibi hal- leri önlemek amacıyla 5271 sayılı Ce- za Muhakemesi Kanunu yapılırken Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İn- san Hakları Sözleşmesi’nin ‘Özgür- lük ve Güvenlik Hakkõ’ başlıklı 5. maddesindeki makul süre içinde yargılama kuralına uygun bir dü- zenleme yapılmıştır” diye konuştu. Özel yetki tuzağı İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi ve Ceza Hu- kukçusu Prof. Dr. Ersan Şen de 2005 yõ- lõnda yürürlüğe giren bir kanunun 2010’da uygulamaya girmesinin hukuk devletine uygun bir uygulama olmadõğõnõ söyledi. Prof. Şen, “uyum süreci” ola- rak adlandõrõlan bu sürecin yargõlamada mağduriyetlere yol açtõğõnõ belirtti. Ben- zer uygulamalarõn ağõr ceza davalarõnõn sonlandõrõlmasõnõ zorlaştõrdõğõnõ belirten Prof. Şen, “Bu davalar, AİHM’ye gi- diyor ve yargılama makul sürelerde bitirilemediği için tazminat davala- rıyla sonuçlanıyor” dedi. Prof. Şen, ağõr ceza mahkemelerinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresinin en çok 2 yõl olduğunu, zorunlu hallerde bu sürenin asõl sürenin üzerinde uzatõlamayacağõnõ, yani 1 yõl uzatma süresinin olabileceği- ni belirterek “Esas süre 2 yıl ise istis- nası asıl süreden uzun olamaz. Bu da 2+1 şeklinde yani toplamda 3 yıl ola- bilir” dedi. Prof. Şen, özel yetkili mah- kemelerde bu sürenin bazen 2 katõna çõ- kabileceğini, yargõlamanõn 6 yõlda biti- rilmesi gerektiğini söyledi. 5320 sayõlõ “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şek- li Hakkõnda Kanun” 23 Mart 2005’te kabul edildi. 1 Haziran 2005 ta- rihinde yürürlüğe giren kanunun 12. maddesinde “5271 sayõlõ CMK’nin 102’nci maddesi, aynõ kanunun 250’nci maddesinin bi- rinci fõkrasõnõn (c) bendinde yazõlõ suçlar ile ağõr ceza mahkemesinin görev alanõna giren suçlar bakõmõndan, 31 Aralõk 2010 tarihin- de yürürlüğe girer” ifadesine yer verilerek kanunun en önemli mad- desinin yürürlülük tarihi 31 Aralõk 2010’a ertelendi. “Tutuklulukta geçen süre” ise 5271 sayõlõ CMK’nin 102. maddesinde ise “Ağõr ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok 2 yõldõr. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatõlabilir; uzatma süresi toplam 3 yõlõ geçemez” olarak düzenlendi. CMK’de tutukluluk sürelerinin kõsatõlmasõnõ düzenleyen değişikliğin 5 yõl gecikmeli olarak yü- rürlüğe girmesiyle, uzun süren tutukluluk süreleri nedeniyle mağdur olan Erge- nekon davasõ sanõklarõnõn da mağduriyeti giderilmiş olacak. CMYB C M Y B 2 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Şu kadar boyuyla bir şeyler söylüyor” diyen Bülent Arınç’ı karikatüristlere havale etti. ÖMER ŞAN RİZE - CHP Genel Başkanõ Ke- mal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn memleketi Rize’de de ik- tidara yoğun eleştirilerde bulundu. Kõlõçdaroğlu, mitingde aslen Rizeli olan ve Ergenekon davasõnda tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal’õ unutmayarak, “Binlerce hayat kur- tardı, binlerce kişiyi ameliyat etti, üniversite kurdu ve içeride. Kendi- sine bir tek soru bile terörle ilgili so- rulmadı. Yazık günah değil mi bu insana? Yurt dışına mı kaçacak, başka yere mi kaçacak? Hayır. Bu- radan Rize Meydanı’ndan Habe- ral’a selam gönderiyoruz” dedi. Kõlõçdaroğlu parti otobüsünde be- raberindeki gazetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. CHP lideri, 27 Nisan e- muhtõrasõ ile ilgili sorular üzerine şöy- le konuştu: “Muhtırayı veren belli. ‘Muhtõrayõ ben yazdõm, koydum’ diyor ve bugün öğreniyoruz. Ener- ji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın zaten önceden haberi varmış bun- dan. ‘Haberimiz vardõ’ diyor. Şim- di bu nedir? Muhtırayla darbe çağrışımı yaptılar ve milletin temiz duygularını sömürdüler. Muhtırayı verdi, kendilerini iktidara taşıdı, AKP’nin minnet borcu vardı ve ona üstün hizmet madalyası verdi, Bakanlar Kurulu kararıyla.” Daha sonra Rize’ye geçen Kõlõç- daroğlu, Tek Gõda-İş Sendikasõ Böl- ge Başkanlõğõ’nõ ziyaret etti. Kõlõç- daroğlu burada Başbakan Erdoğan’õn TEKEL işçilerine “Kul hakkı yi- yorsunuz” dediğini anõmsattõ. ‘Asıl kabahat bizde’ Kõlõçdaroğlu daha sonra Cumhu- riyet Meydanõ’ndaki mitingde 10 bin kişiye seslendi. CHP’nin 10 yõl aradan sonra ilk kez miting düzen- lediği Rize’de, yurttaşlar 20 yõl ara- dan sonra da ilk kez CHP Genel Baş- kanõ’nõ gördü. Kõlõçdaroğlu “Ka- bahat sizde değil, Rizelilerde değil. Asıl kabahat bizde” dedi. Kõlõçdaroğlu, burada da Erdo- ğan’õn siyasette zenginleştiğini vur- gulayarak “Eğer siyasete siz Tay- yip Bey olarak girseydiniz ve öy- le kalsaydınız bizim başımızın üstünde yeri vardı. Ama siyaseti zenginleşme aracı olarak görüp köşeyi dönerseniz, Recep Bey olursanız ben de sizi Rizelilere şi- kâyet ederim” diye konuştu. Yemek kitabı eleştirisi Çay üreticisinin sorunlarõnõ bil- diklerini belirten Kõlõçdaroğlu, Ulu- sal Çay Konseyi’nõn başõnda AKP’li Milletvekili Ali Bayramoğlu oldu- ğuna dikkat çekerek “Bu milletvekili dışardan çay getiriyor dışarıya çöp gönderiyor ve ondan sonra da ben ihracat yaptım diyor. So- ruşturma dosyaları var. Kaçakçı- lıkla, sahtecilikle suçlanıyor. Recep Bey’e sesleniyorum, çaya sahip çık yoksa çay üreticisi CHP’ye sa- hip çıkacak!” diye konuştu. Kõlõçdaroğu, “Söylemlerimizde- ki ‘üretici’ kavramını çıkararak, anayasayı yemek kitabı olarak gördüğümüzü söylüyorlar. ‘Ana- nõ da al git’ dediğinizi de unutma- dık. Alınteri kutsaldır, biz alınte- rinin hakkını vereceğiz” dedi. Bülent Ecevit’e övgü CHP lideri daha sonra Artvin Va- liliği önünde düzenlenen mitingde, yurttaşlara hitap etti. Anayasa deği- şikliği paketinde YÖK’e ilişkin dü- zenlemenin olmamasõnõ eleştiren Kõ- lõçdaroğlu, “Çünkü YÖK’ü ele ge- çirdiler” diye konuştu. Kõlõçdaroğ- lu, sözlerini “Efsane bir liderimiz vardı Ecevit, onun güzel bir sloganı vardı ‘ne ezen ne ezilen, insanca hak- ça bir düzen’ diye. Biz de aynısını söylüyoruz” diyerek tamamladõ. Mitingin ardõndan “Cemil Çi- çek’in, CHP’nin ‘terörü biz bitiri- riz’ söylemine karşı Madımak olayını anımsatarak yaptığı açık- lamanın” sorulmasõ üzerine, “Baş- bakan bir şey söylediyse ona cevap veririm. Cemil Çiçek’e cevabı Muharrem Bey verir” dedi. ‘Hukuk devleti ilkesini zedeler’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliğinin kõsmi iptaline ilişkin verdiği kararõn gerekçesini açõkladõ. HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapõsõnõ düzenleyen diğer değişikliklerin iptal edilmemesine “iktidarın takdir yetkisi” gösterildi. Resmi Gazete’de dün yayõmlanan gerekçeli karara göre, anayasa paketi- nin anayasanõn 4. maddesinde yer alan teklif edile- mezlik yasağõ kapsamõndaki 8., 14., 16., 19., 20., 22., 25 ve 26. maddelerinin incelenmesine oyçok- luğuyla geçildi. Haşim Kılıç, Engin Yıldırım, Nuri Necipoğlu ve Serruh Kaleli buna katõlmadõ. Anayasa Mahkemesi’nin, kendi yapõsõnõ düzen- leyen anayasanõn 146. maddesinin ilk 3 fõkrasõ yö- nünden iptali isteminin reddi kararõnõn gerekçesin- de, “Anayasa Mahkemesi üyelerinin hangi or- ganlar tarafından ve hangi esaslara göre seçile- ceğinin belirlenmesi önemli ölçüde ülkenin ta- rihsel ve siyasal koşullarına göre kurucu iktida- rın takdirinde olan bir durumdur. Bu düzenle- mede öngörülen Anayasa Mahkemesi’nin üye yapısı, üyelerin geldiği kaynaklar ve üyelerin atanması usulüne ilişkin düzenlemeler tali ku- rucu iktidarın takdir yetkisi içinde kaldığından ve hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerini anlamsızlaştıran ya da ortadan kaldıran deği- şiklikler olmadığı” ifadelerini kullandõ. ‘Seçmen iradesini yansıtmıyor’ Mahkeme, anayasanõn değiştirilen 146. maddesi- nin 4. fõkrasõnõn birinci tümcesinde yer alan “… bir üye ancak bir aday için oy kullanabilir; …” ve 2. tümcesinde yer alan “… de her bir baro başkanı ancak bir aday için oy kullanabilir ve …” ibarelerini oybirliğiyle iptal etmişti. Kararõn gerekçesinde, Yargõtay, Danõştay, Askeri Yargõtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Sayõştay, Yük- sek Öğretim Kurulu ve baro başkanlarõ tarafõndan Anayasa Mahkemesi üyeliğine aday seçiminde her üyenin ya da her baro başkanõnõn yalnõzca bir aday adayõna oy vermesinin öngörülmesinin, üç adayõn belirleneceği seçimlerde her üyeye yalnõzca bir aday adayõna oy verme hakkõ tanõnmasõ suretiyle diğer iki adayõn seçiminde oy kullanõlamamasõ so- nucunu doğurduğu belirtildi.“Buna göre, bazı adaylar açısından seçmenlere oy kullanma hak- kı tanınmayarak sonuçları seçmen iradesini yansıtmaktan uzak olan bir seçim usulünün de- mokratik olmadığında kuşku yoktur” ifadesi kullanõlan kararda, oy kullananlarõn iradesini olumsuz yönde etkileyen bu düzenlemenin hukuk devletinin temel öğesi olan bağõmsõz ve tarafsõz bir yargõnõn oluşmasõnõ da engelleyeceği vurgulandõ. ‘Yargı bağımsızlığını zedeler’ Mahkeme, paketin 22. maddesiyle anayasanõn değiştirilen 159. maddesinin üçüncü fõkrasõnõn üçüncü tümcesinde yer alan “…iktisat ve siyasal bilimler …” ve “… üst kademe yöneticileri …” ibarelerinin iptaline karar vermişti. İptal edilen tümce, HSYK’nin dört üyesinin yükseköğretim kurumlarõnõn hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dal- larõnda görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasõndan cumhurbaşka- nõnca seçilmesini öngörüyordu. Mahkeme, gerekçesini şöyle açõkladõ: “Yargı bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı gibi ilkeler hakkında yeterli ilgi, bilgi ve tecrübeye sahip ol- mayan iktisat ve siyasal bilimler dallarında gö- rev yapan öğretim üyeleri ile üst kademe yöne- ticilerinin hâkim ve savcıların atama, tayin, ter- fi disiplin gibi özlük işlerinden sorumlu bir ku- rulda görev almaları yargı bağımsızlığı ve hâ- kimlik teminatı ilkelerini ihlal edip hukuk dev- leti ilkesini zedeler niteliktedir.” HSYK’nin yapõsõnõ düzenleyen 159. maddesinin 2., 4., 6., 7., 8., 9., 10., 11., 12., 13. fõkralarõnõn ip- tal isteminin reddi kararõnõn gerekçesinde ise “Ya- sama organının tercihinin yerindeliğinin yargı- sal denetim konusu olması mümkün değildir (..) Kurul’un kararlarının kısmen de olsa yargı de- netimine açılmasının hukuk devletinin güçlen- dirilmesine yönelik bir adım olduğu görülmek- tedir. Söz konusu hükümlerin yargı bağımsızlı- ğını dolayısıyla hukuk devleti ilkesini ortadan kaldırdığı ya da içini boşaltarak anlamsız hale getirdiği söylenemez” görüşü savunuldu. ‘Yetki Anayasa Mahkemesi’nin’ İlgili maddenin 5. fõkrasõnõn 1. tümcesindeki “… ancak bir aday için …” ibaresi iptal edilen 159. maddede, Yargõtay, Danõştay ve Türkiye Adalet Akademisi ile birinci sõnõf adli ve idari yargõ hâkim ve savcõlarõ tarafõndan HSYK üyelerinin doğrudan seçilmesini ve her seçmenin ancak bir aday için oy kullanmasõ hükmü getirilmişti. İptal gerekçesinde “Seçmen iradesinin gerçek anlamda oya yansı- masını sınırlayan böylece oy kullananların ira- desini olumsuz yönde etkileyen bu düzenleme- nin hukuk devletinin temel öğesi olan bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşmasını da engelleye- ceği açıktır” denildi. Anayasa paketindeki madde- lere referdumda tek tek değil de, tümüne yönelik oy verilmesi tartõşma yaratmõştõ. Yüksek Mahke- me, CHP’nin iptal isteminin reddi kararõnda, “ana- yasanın açıkça parlamentoya verdiği bir yetki- nin somut kullanılış biçiminin yerinde olup ol- madığının denetlenmesi, anayasanın 148. mad- desinde Anayasa Mahkemesi’ne tanınan yetki- ler arasındadır” değerlendirmesini yaptõ. KISMİ İPTALİN GEREKÇESİ AÇIKLANDI CHP lideri, Rize’de de iktidara yoğun eleştirilerde bulundu: Büyükanıt’a minnet borçları vardı Kõlõçdaroğlu’ndan Haberal’a selam Değişiklik tahliye getirir Hukukçular, CMK’deki yeni düzenlemeyle Ergenekon ve Balyoz’da yargõlanan ve tutukluluk süreleri 3 yõlõ dolduran sanõklarõn tahliye edilmeleri gerektiğini belirtti ‘Tutukluluk süresi 5 yıl’ Ergün Poyraz 27 Temmuz 2007, Veli Küçük 22 Ocak 2008, Muzaffer Tekin 15 Ha- ziran 2007, Doğu Perinçek 21 Mart 2008, Tuncay Özkan 23 Eylül 2008, Mustafa Öz- bek 22 Ocak 2009, Levent Göktaş 7 Ocak 2009, Mustafa Balbay 6 Mart 2009, Mehmet Haberal 17 Nisan 2009, Serdar Öztürk 7 Haziran 2009. Kim, ne zaman tutuklandõ? Rize mitinginin ardından bir çay bahçesine girerek ürün toplayan Kılıçda- roğlu, iki çeşit çay filizinden düşük kaliteli olanını göstererek “Bu Ali Bay- ramoğlu’nun çayı” dedi. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri gülüşmelerle karşılandı. 5 YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRİYOR MustafaBalbay ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - TBMM Adalet Ko- misyonu Başkanvekili Hakkı Köylü, DHKP-C, DEV-SOL ve DEV-YOL davalarõnõn “siyasi da- va” olmadõğõnõ iddia ederek, “Tür- kiye’de daha önce de, şimdi de si- yasi dava olmadı” dedi. Hakkõ Köylü, 31 Aralõk’ta yürürlüğe gire- cek olan CMK’nin 102. maddesinde- ki tutukluluk süresinin de toplam 5 yõl olduğunu savundu. Köylü, CMK’nin 102. maddesine ilişkin, “Uzatma süresi toplam 5 yıl olarak hesap edilmeli. Yani 2+3 olarak düşünülmeli” dedi. “Bir tu- tukluluk süresinde 5 yıl fazla değil mi” sorusuna Köylü, “Daha önce 15, 10, 8 vardı. Hiç süre yoktu. Biz ona yine bir süre getirdik” yanõtõnõ verdi. Köylü, sürenin uzun olduğuna ilişkin olarak da “Devam eden da- valar var. Onlarda süresi dolanlar da vardı. Kanun 31 Aralık’tan önce yürürlüğe girse bunların ço- ğu tahliye olacaktı. O zaman çok büyük sorunlar ortaya çıkacaktı. O yüzden ileriye dönük bir tarih koyduk. O zamana kadar herhal- de biter dedik davalar. Bitmezse de mahkemeler kendisi düşünsün dedik” değerlendirmesinde bulundu. Köylü, “Siyasi davaların uzun sürdüğü oluyor” sözleri üzerine de “Türkiye’de şimdi de daha önce de siyasi dava hiç olmadı” dedi. AKP’Lİ HAKKI KÖYLÜ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle