25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 21 HAZİRAN 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ‘Engels de Marx’a ‘Sevgili Arap’ derdi’ Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen hafta Türkiye’de Araplara karşı büyük bir nefret ve ırkçılık olduğunu anlatmak için söylediği, “Affedersiniz bu ülkede köpeklerine Arap ismi takanlar oldu. Onları Arap Arap Arap diye çağıranlar oldu” sözleriyle manşet oldu. Arap nitelemesinin çok farklı bir kulvarda, Ankaralı gazeteciler arasında bir “sevgi” sözcüğü olarak kullanıldığını bilmesine imkân yoktu tabii Erdoğan’ın. Erdoğan, Başbakan olmadan hemen önceki günlere kadar ağırlıkla, “solcu”, “sosyalist” “Ankaralı” gazetecilerin hemen tamamının birbirinin ismini unutmuşlar gibi birbirlerine “Arap” diye seslendiklerini bilseydi, yine aynı tavrı gösterir miydi bilemeyiz. Ama yine de her “Arap” hitabının ırkçılık olmadığını, hatta tam tersi anlamlar taşıdığını gazeteciler arasındaki bu sıfatın isim babası gazeteci Varlık Özmenek anımsattı. Gazeteci Özmenek, Erdoğan’ın ardından, ses verdi: “Bu gelenek 60’lı yılların sonundan itibarendir. TRT kurulurken 1968’de ben oradaydım. Benim bir hitap şeklimdi bu. Daha ziyade biz solcular arasında yaygındı. Melih Aşık, Adem Yavuz gibi sevdiğimiz insanlar, sol tandanslı insanlar arasında, gazeteciler, yayıncılar arasında bu giderek yayıldı, 70’li, 80’li yıllarda daha ziyade solcu, sosyalist gazeteciler arasında bu yayıldı. Aşağılama anlamında değil, bilakis sevdiklerimize ‘Arap’ derdik. Friedrich Engels de mektuplarında Karl Marx’a, ‘Sevgili Arap’ diye hitap eder. Biz bunu sonradan öğrendik. Bunun ideolojik bir yönü de vardır, slogan anlamında değil ama hoş bir yönü vardır. Recep Tayyip Erdoğan neyi, ne zannediyor bilmiyorum ama aramızda onu aşağılamak değil, onu yüceltmek anlamında Arap derdik biz. Herkese Arap demezdik, mesela Mustafa Ekmekçi esmerdi. Köyünde annesi onu teknede yıkarken komşular seslenirlermiş ‘Uğraşma ağarmaz’ diye. Şimdi biz, birbirimize ‘Arap, Arap’ diyoruz. O da zannedermiş ki kendisine laf çarptırıyoruz. Bir gün dedi ki, ‘Yahu meğerse hepimiz Arapmışız.’ Araplık öyle renk anlamında değil, ‘çok sarışın bir adam, çok esaslı bir Arap olabilir’ diye şaka da yapardık. Türkiye’de egemen çevrelerde Araplara karşı ‘düşük’ bir bakış vardır, ancak biz sevdiklerimiz için ‘Arap’ nitelemesini kullanırdık. Biz ayrımcılığa karşı olduğumuz için bütün sevdiğimiz insanlara Arap derdik. Onun için şimdi Recep Tayyip Erdoğan, kalkıp da Gazze üzerinden, ‘Biz Araplara sahip çıkıyoruz’ demesin. Esas evrenselci sosyalistler duyarlılık gösterirler ve bütün dünya halklarını olduğu gibi Arapları da biz hem severiz, hem de kardeşçe onların davalarına sahip çıkarız.” Gazetecilere Özgürlük! Gazeteciler hapislerde, mah- keme kapılarında... Arkadaşı- mız Mustafa Balbay, 473 gündür tutuklu. Mustafa Bal- bay ile Tuncay Özkan’ın da yargılandığı ikinci Ergenekon davasının duruşması 10 Ağus- tos gününe ertelendi. Meslek- taşlarımız mahkemeye çıkmak için iki ay daha bekleyecek. Meslektaşlarımız için -ve el- bette herkes için- adil yargılan- ma hakkı istiyoruz. Adil ve hız- lı... Geciken yargılama, geç gelen tahliye yargısız infazdır, katmerlenen-ağırlaştırılmış ce- zadır. Günler, aylar “içeride” dışarıdaki gibi hızlı “akmaz”, bu yavaşlığa iki ay daha eklen- mesi, meslektaşlarımızın mah- keme önüne çıkmak için iki ay daha beklemek zorunda kal- ması kamu vicdanını yaralı- yor... Balbay’ın “Özgürlük, bir an önce özgürlük” çığlığı yü- reklerimizi yakıyor... Balbay “içeride”, diğer bazı meslektaşlarımız da mahkeme kapılarında. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Express dergisinde yayımlanan “Bölge- de ve Kandil’de Hava Duru- mu/Mücadele Olmazsa Çözüm Olmaz” başlıklı yazısı nedeniy- le gazeteci İrfan Aktan’a ha- pis cezası verdi. Radikal gaze- tesinden Rıfat Başaran BDP Mardin Milletvekili Emine Ay- na ile yaptığı röportaj nedeniy- le yargılanıyor. Milliyet gazete- sinden Namık Durukan yargı- lanıyor... TGS “Gazetecilere özgürlük” kampanyasını sürdürüyor, sivil toplum örgütleri “Gazetecime dokunma” kampanyaları baş- latıyor. Gazetecilerin bu kadar çok mahkeme kapılarında, ce- zaevinde olduğu günler de- mokrasi açısından “hayra ala- met” sayılabilir mi? Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül. parlamentokulisi@gmail.com ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com ‘Aileler sorumlu tutulamaz’ Haber Merkezi - Yargõtay 3. Hu- kuk Dairesi, Lice kõrsalõnda şehit düşen erin kardeşlerine ödenen 3 bin 502 TL’lik tazminatõ, çatõşmada öldürülen PKK’lilerin ailesinden isteyen Milli Savunma Bakanlõ- ğõ’nõn (MSB) davasõnõ reddeden Li- ce Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ka- rarõnõ oybirliğiyle onadõ. MSB, 1 Ağustos 2002’de PKK’li- lerle girdiği silahlõ çatõşmada şehit düşen Piyade Er Osman Altın- soy’un Samsun’da oturan iki kar- deşine ödediği 3 bin 502 TL’lik taz- minatõ, 2’si çatõşmada, 4’ü de daha sonraki çatõşmalarda öldürülen 6 PKK’linin ailelerinden tahsil et- mek için dava açtõ. Lice Askerlik Şubesi Başkanlõğõ’nõn Lice Sulh Hukuk Mahkemesi’ne verdiği da- va dilekçesinde, çatõşmada şehit düşen Altõnsoy’un kardeşleri Şaban Altınsoy ve Hülya Altınsoy’a (Açar) ödenen 3 bin 502 TL’lik taz- minatõn, çatõşmada öldürülenlerin ve örgüt üyelerinin ailelerinden tahsil edilmesi istendi. Lice Sulh Hukuk Mahkemesi, Bakanlõğõn açtõğõ da- vayõ reddetti. Mahkeme hâkimi Orhan Şahin, “PKK’lilerin ey- lemlerinden aileleri olan davalı- ların bir kusurunun olamayaca- ğı, davalıların bu eylemlerinden ötürü sorumlu tutulamayacağı ve davalılar ile eylemler arasında bir bağ olmadığı gerekçesiyle” da- vanõn reddine karar verdi. MSB, kararõ temyiz etti. 24 Ara- lõk 2009’da Yargõtay 3. Dairesi’nde görülen duruşmada Lice Sulh Hu- kuk Mahkemesi’nin verdiği karar 5 üyenin oybirliğiyle onandõ. Yargõtay, PKK’li yakõnlarõndan şehit ailesine tazminatõ reddetti ELAZIĞ / İZMİT (Cumhuriyet) - Elazõğ’õn Palu ilçesindeki Arõndõk Jandarma Karakolu’nu korumakla görevli time teröristlerce düzenlenen saldõrõda 1 asker şehit ol- du, 1 asker de yaralandõ. Bölgede geniş çaplõ ope- rasyon başlatõldõ. Arõndõk Jandarma Ka- rakolu’na önceki gece ya- rõsõ bir grup PKK’li terö- rist, silahlõ saldõrõda bu- lundu. Karakol etrafõnda bulunan ve askerlerin nö- bet tuttuğu mevzilere yö- nelik taciz ateşiyle başla- yan saldõrõda teröristler, mevzilere el bombasõ da attõ. Yaklaşõk yarõm saat süren çatõşmada er Selçuk Gökdağ şehit düştü, er Abdurrahman Kayalar yaralandõ. Şehit Gökdağ için Elazõğ Asker Hasta- nesi’nde tören yapõldõ. İzmitli, Gökdağ’õn aile- si ve yakõnlarõ acõ haberle yõkõldõ. Baba Kemal Gökdağ, “Askerleri, ko- mutanları kendi evlatla- rı gibi görsün. Yalnız benim oğlum değil, baş- ka evlatlar da askere gi- decek. Onlara sahip çı- kılsın” dedi. Şehidin ce- nazesi dün Fevziye Ca- misi’ndeki törenin ardõn- dan Bağçeşme Şehitli- ği’nde toprağa verildi. Karakola saldırıda er Selçuk Gökdağ şehit oldu. Bir acı haber de Elazığ’dan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle