14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Pek çok kişi veya çevre ise, AKP’nin (tabii RTE’nin de) sevinenler arasında olup olmadığı sorusuna yanıt arıyor. Bay RTE’nin ne zaman muhalefetten söz açılsa CHP’nin başında Baykal’ın olmasının AKP’nin işini kolaylaştırdığını içeren söylemleri bir bakıma sorunun yanıtı... Bu açıdan bakıldığında RTE’nin; Baykal’ın istifasına sevinenler arasında olmaması mantıksal geliyor. Fakat: Görüntüler ortaya çıktığından beri başta RTE ve çevresinin olayı şiddetle kınayan açıklamalarına tanık olduk. Devlet adamlığı sergileyen bu açıklamalar acaba ne ölçüde içtendi, gerçekti? Baykal’ın başına gelenleri asla onaylamaz görünen bu açıklamaların arkasında acaba bir başka amaç gizli miydi? Türkiye AKP iktidarları sayesinde 2002’lerden sonra içinden çıkamadığı geniş bir bataklığa yuvarlandı. Kişilerin yaşamlarını karartan CD’ler, özel telefon konuşmaları... iktidarın bu olaylara müsamaha ile bakan, yer yer himaye ettiği izlenimi veren davranışları yıllardır insanlara engizisyon işkenceleri yaşattı. Yaşatmaya devam ediyor... Baykal dün ne dedi? “Bu öyle bir komplodur ki iktidarın bilgisi olmadan asla gerçekleştirilemez!” Yaşanan deneyler, bilinen örneklerin ışığında Baykal’a haksızlık yapılıyor demek zor. Peki iktidarın örneğin Başbakan’ın derhal bu tertibi kimlerin yaptığını bulmaları için MİT’e emir vermesi... yardımcısı Çiçek’in telefonla Baykal’ı araması ve hatta böyle bir iftiraya hemen karşı çıkmaması beklenen Bülent Arınç’ın üzüntü ifade eden sözleri... Nedir bunlar? Hükümeti suçlayan komployu lanetleyen Baykal’ı bu söylemler yadsımıyor mu, yalanlamıyor mu? İlk bakışta veya yalakalar gibi düşünürsek son tahlilde, böyle düşünülebilir, hatta hak verenler de olabilir. Ama Türkiye’deki çirkin siyaset sahnede. Şöyle de düşünülebilir, şöyle bir senaryo da akla gelebilir: Şayet iktidarın parmakları bu skandalın üzerinde gezindi ise olay patlak verir vermez üzüntü beyan eden demeçlerle, komplonun kimin eseri olduğunu araştırma emirleriyle kamuoyu nezdinde iktidar adını temize çıkaracak resmi hareketlerde bulunmak... ...fakat CHP’yi Kurultay, referandum ve genel seçim öncesi karıştırmak, başsız bırakmak... ...AKP’nin işine ve siyasetine uygun düşebilir. Lakin yabana atılır bir olasılık değil gibi görünen nedenle: İktidarın bugünkü gözyaşları, timsahın gözyaşlarına benziyor! İktidarın, başta RTE’nin; komployu kimlerin yaptığını... bütün devlet olanaklarını kullanarak aslını faslını öyle veya böyle ortaya çıkarması gerekiyor. Zorunda! Burası bir hukuk devleti ise, burası faşist ülkeler örneği bir parti, bir RTE devleti değilse... görüntülerin montaj olup olmadığı... parti hesabı, siyaset yapılmadan vicdanlarda tereddüt bırakmayacak biçimde saptanmalı. Görüntülerin gerçek olduğu yarım yamalak raporlarla topluma sindirilmeye kalkışılırsa... bu tarihsel olayın içinde iktidar parmağının olduğu kuşkusu, iddiası, söylemleri her zaman canlılığını koruyacaktır. İstifadan sonra neler olabilir? Baykal’sız CHP’nin tek başına iktidar olacağını savunacaklar şu karşı hesabı da hem kendileri, hem de dolaylı biçimde savunacakları iktidar hesabına yapmak zorundadır: Komplonun içindeyse ve himayesinde hazırlandı ise; AKP, toplum değerlerinde giderek yükselen Baykal’ı tasfiye etmeye neden girişmiş olmasın? Şimdi Baykal aleyhine iktidarın da veya parti içi muhalefetin de katılacağı bir başka varsayım gündeme girecek: Canım istifa etti ama delegeler dayattı diye bir iki hafta sonraki Kurultay’da yine aday olacak, diyecekler de çıkabilir. Böyle bir olgunun gerçekleşmesi Baykal’ı bugünkü durumundan çok daha ağır biçimde yaralayacaktır. Olayın bir yüzünde Baykal ve CHP’nin geleceği. Diğer yüzünde de RTE’nin ne ölçüde, ne denli bir devlet adam olduğunu kanıtlaması olasılığı yer alıyor. Her ikisi de yaşamlarının kırılma noktasında... SAYFA 11 MAYIS 2010 SALICUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 11 Mayıs Oslo B 11 Helsinki Y 8 Stockholm B 14 Londra B 13 AmsterdamB 13 Brüksel B 10 Paris Y 12 Bonn Y 18 Münih Y 16 Berlin Y 19 Budapeşte Y 25 Madrid Y 20 Viyana B 24 Belgrad Y 26 Sofya B 24 Roma Y 20 Atina B 24 Zürih Y 20 Moskova Y 23 Aşkabat PB 29 Taşkent Y 27 Bakû Y 22 Bişkek B 25 Tiflis Y 24 Kahire B 30 Şam B 33 İstanbul B 24 Edirne B 29 Kocaeli B 26 Çanakkale B 25 İzmir B 30 Manisa B 31 Denizli B 30 Zonguldak B 19 Sinop B 20 Samsun PB 19 Trabzon Y 16 Giresun Y 17 Ankara B 23 Eskişehir B 23 Konya B 24 Sıvas PB 19 Antalya B 29 Adana B 30 Mersin B 28 Diyarbakır Y 29 Şanlıurfa PB 30 Mardin Y 26 Siirt Y 27 Hakkâri Y 19 Van Y 18 Kars Y 16 Ülkemizin kuzey ve Doğu kesimleri parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Güneydoğu Anado- lu’nun doğusu sa- ğanak diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı kuzey ve ba- tı kesimlerde 2-3 derece artacak di- ğer yerlerde önem- li bir değişiklik ol- mayacak. O ipi anımsıyor musunuz? İp mi, halat mı, urgan mı? Seçimler öncesi bir konuşmada sallanmıştı havada! MHP lideri Devlet Bahçeli’nin elinde!.. Binlerce insan seyretmişti. Neydi o, niçin, kimin için, ne zaman için gibi sorularla... “Biz iktidara gelirsek” mi demişti? Ne oldu o ipe? Boşuna sallandı durdu, sonra bir yana atıldı. İyi de oldu. Çünkü iple bir şey yapılamaz. Olsa olsa bir adam asılır, ama şimdilerde o da yok, yüzlerce yıllık hapis cezaları var, ama ipte asılmak yok... Ben Bahçeli’nin elinde o ipi gördüğümde yıllar önceye gitmiştim. Menderes’lerin, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asıldıkları ipler gözümün önüne gelmişti. Sıra kimdeydi? Bahçeli kime sallamıştı? Kimi korkutmak istemişti? Seçim bitti, MHP Meclis’e girdi. İlk işi CHP’yi tek başına bırakıp Gül Bey’i cumhurbaşkanı seçmek oldu! Demek o ip bir masaldı. Bir aldatmaca... Şu günlerde Deniz’ler anılıyor. Suçsuz yere asılmaları dile getiriliyor. Heykelleri dikildi dikilecek... Genç Türkiye’nin önde gelen devrimcileri olarak tarihe geçtikleri yazılıyor, anlatılıyor.. Kimler tarafından mı? O günlerde yarım yamalak da olsa Deniz’lerle arkadaşlık yapmış, onların yanında yer almış görünenler tarafından! Hiç sıkılmadan!.. Nerde onlar şimdi, Genelkurmay Başkanı’nın deyimiyle “Mütareke yazarlarını aratan o liberal tosuncuklar”... Hepsi tek adam iktidarının, AKP lideri Tayyip Bey’in övgücüleri!.. Kimi para için, kimi özel çıkar için, kimi de dalkavukluk için... Deniz Gezmiş ve arkadaşları yaşasalardı bugün altmışlı yaşlarda olacaklardı. Ama bir zamanlar solcu, sosyalist, Maocu geçinenler gibi AKP’nin, Tayyip’in övgücüleri olarak değil, devrimlere sımsıkı bağlı, o güçle savaşlarını hâlâ sürdüren insanlar olarak... Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün ve devrimci arkadaşlarının binbir çabayla kurdukları Cumhuriyet, son günlerini yaşıyor gibi! Yepyeni bir anayasa çıkardılar. Meclis’lerine benimsettiler. Bir tek AKP’li milletvekili bile çıkmadı, Atatürk Cumhuriyetini içine itildiği uçurumdan kurtaracak!.. Öte yandan CHP, MHP, BDP ve daha bir sürü parti, ayrı ayrı yarış halindeler. Tek çıkar yolun AKP’yi seçimde alt etmek olduğunu unutarak!.. Bunu ancak birleşerek, tek bir cephede, bir demokrasi cephesinde toplaşarak gerçekleştirebileceklerini düşünmek bile istemiyorlar. Atatürk Cumhuriyeti yok ediliyor! Kırk, elli yıl sonra değil, daha şimdiden. EVET / HAYIR OKTAY AKBAL İpler, Halatlar, Urganlar! 1. KOŞU: F: Gölgeninoğlu (3), P: Kenanaco (2), PP: Besleney (1), S: Umurum (5). 2. KOŞU: F: Sarõçal (17), P: Nice Girl (14), PP: Sadomi (16), S: Coşkunnaz (11). 3. KOŞU: F: Kolçak (4), P: Ödemiş Efesi (10), PP: Çe- tinyiğit (6), S: Medar (8). 4. KOŞU: F: Hayri Baba (6), P: Gazi Begovic (1), PP: Cross Relative (4), S: Kreşendo (8). 5. KOŞU: F: Cecehan (10), P: Köseoğlu (3), PP: Şahkartal (2), S: Akoğuz (1). 6. KOŞU: F: Şimşek Za- feri (4), P: Zaralõ Sultan (5), PP: Durmazbey (1), S: Al- pergin (2). 7. KOŞU: F: Yelpõnarlõ (10), P: Men- tor (5), PP: Sear Factor (3), S: Dorukyele (2). 8. KOŞU: F: Siyah Gül (8), P: Next Star (13), PP: Sky Is The Limit (17), S: Ağanõnkõzõ (9). ALTILI GANYAN 4 6 10 4 10 8 10 1 5 5 6 4 1 8 8 2 3/1 10/7 Baştarafı Arka Sayfada Çünkü Savunma Bakanı Profumo’nun yatıp kalktığı kadın bir tele-kızdı ve Ruslara bilgi sız- dırdığı söylendi; ayrıca herkes biliyor ki Müslüman bir adamdan çocuğu olacak Leydi Diana’nın ölü- mü pek bir karanlıktır. Yani Batı’da da seks olay- larına öyle pek anlayışla yaklaşılmaz, birçok ola- ya da... Daha bir hafta önce İngiltere Başbaka- nı Gordon Brown açık unutulan mikrofona “Bu dar kafalı seçmeni kim buldu?” dediği için istifa etmek zorunda kaldı. Şimdi ülkemize gelelim, unutmayın bu ülkede bir başka parti başkanı Yassıada’da, icraatlarıyla ilgi- li değil, “metresinin donu” hem de bu tabirle, çekmecesinde bulundu diye günlerce yargılandı. Türkiye Fransa değil, Türkiye muhafazakâr bir ül- ke, insanlar içlerinden “Helal olsun Deniz ağabeye” de seler de seçim sandığında bunun etkisi bal gi- bi hissedilecektir. Biraz da Amerika’da dolaşalım. Bill Clinton hal- kı tarafından oval ofiste oral seks yaptırdığı için yar- gılanmadı, hadise patlak verdiğinde “Hayır yap- madım” dediği için yargılandı. DNA testi meninin ki- me ait olduğunu ortaya çıkarınca “yaptım” dedi. Hal- kı şöyle dedi: “Hah şöyle kabul et ve devam et!” Her insan çapkınlık yapabilir, âşık olabilir ama özellikle karar mevkilerinde bulunanlar biraz da- ha dikkatli olmalıdırlar. Ayrıca Başkan’ın sevgi- lisi olduğu iddia edilen kişiyi milletvekili yapması, asıl sorun burada, belki de bu genç kadın bunu fazlasıyla hak ediyordu ama dikkat, siz bu ülke- de parti başkanısınız ve Ankara o kadar da bü- yük bir yer değil. Bu arada Önder Sav açıklıyor, sert ve haşin bir ifadeyle; bir ihbar mektubu gelmiş, galiba Sarıgül, Baykal’ın ölüm emrini vermiş. Arkadaşlar biz hep birlikte deliriyor muyuz? Dünyada sağa bu kadar yar- dım eden sol partiler var mı? Bilen bana söylesin!.. /IŞIL ÖZGENTÜRK Haydi Skandal Satıyorum, Var mı Alan! İmam Hatip Vakfõ’nõn çalõştayõnda din eğitimine ilişkin garip öneriler sunuldu: İsteğe bağlõ din eğitimi MAHMUT LICALI ANKARA - Ankara Merkez İmam Hatip Li- sesi Öğrencileri ve Mezunlarõ Vakfõ tarafõndan 14-15 Şubat 2009 tarihinde gerçekleştirilen “Okulda Din Eğitimi ve Öğretimi Çalışta- yı”nda anayasa değişikliklerinin gündeme ge- leceği öngörüsünde bulunularak okullarda haf- ta sonlarõnda isteğe bağlõ din eğitimi verilme- si; öğretmenlerin camilere, imamlarõn da okul- lara gelmesi önerisi yapõldõ. Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi Öğrenc- leri ve Mezunlarõ Vakfõ tarafõndan 14-15 Şubat 2009 tarihinde düzenlenen “Okulda Din Eği- timi ve Öğretimi Çalıştayı”nõn Nisan 2010 ta- rihinde hazõrlanan kitabõnda din eğitimi konu- sunda pek çok radikal öneri sunulurken anaya- sa değişikliğinin gündeme geleceğinin 1 yõl ön- cesinden öngörülmesi dikkat çekti. Üç oturum halinde düzenlenen çalõştayõn açõlõşõnda konu- şan Ankara Merkez İmam Hatip Lisesi Öğren- cileri ve Mezunlarõ Vakfõ Mütevelli Heyet Başkanõ Süreyya Balkış’õn anayasa değişikli- ği konusundaki ifadeleri kitapta şu şekilde yer aldõ: “Önümüzdeki süreçte, ülke gündemin- de anayasa değişikliği gelip oturacak gibi gö- rünüyor. İlgililer bunu tartışacak her zaman olduğu gibi, bir gazeteci ağabeyimiz tüm za- manların tartışması der bu din eğitimi ko- nusuna Türkiye özelinde. Anayasada şu ka- dar madde yeniden yazılacak ama din eğiti- mi ne olacak, imam hatipler ne olacak?” ‘İsteğe bağlı din eğitimi de verilsin’ Kitapta, Avrupa ülkelerinden din eğitimi ko- nusunda bilgiler verilirken tüm ülkelerde kili- seye bağlõ özel okul açma yetkisinin olduğu be- lirtilerek bu uygulamanõn Türkiye’de de hayat bulmasõ istenirken, anayasanõn 24. maddesinde yer alan isteğe bağlõ din eğitiminin verilmesi öne- rildi. Çalõştayõn ikinci oturumunda “Din Kül- tür ve Ahlak Bilgisi Dersi ile İlgili Sorun, Şi- kayet, İhtiyaç ve Beklentiler” konusunda Nurullah Altaş adlõ konuşmacõ din eğitimi ko- nusunda şu görüşleri kaydediyor: “Okulda belli sınırlılıklar içinde bunu (din eğitimini) yapacağız ve dolayısıyla din eğitimi çerçevesinde baktığımız zaman belirli amaçları okula bırakırken belirli amaçları da camilere bırakmak durumundayız. Dolayı- sıyla eğer öğretim programına bir yükleme yapacaksak bu konuda cami ile ilişki sağla- yacak unsurlara sahip olunmalıdır. Net bir ifade ile ortaya koymak gerekirse biz din öğ- retimi sürecinde imamı okula, öğretmeni de camiye gider hale getirmeliyiz.” Din dersinin ilköğretim 1. sõnõftan başla- masõ için yasal bir engel bulunmadõğõ belir- tilen kitapta haftasonlarõ okullarda isteyen öğ- renciler için din eğitimi verilmesi önerildi. Mayõnlõ tuzağa 1 şehit HAKKÂRİ (Cumhuriyet) - Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde mayõn patlamasõ sonucu, İstihkam Uzman Çavuş Birol Mutlu (39) şe- hit oldu, 1 asker de yaralandõ. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesine bağlõ Dağ- lõca bölgesi Keritepe mevkisinde operasyonlarõnõ sürdüren güvenlik güçlerinin geçişi sõrasõnda mayõn patladõ. Patlamada, istikam uzman çavuş Mutlu şehit oldu, 1 asker de yaralandõ. Bölgede operasyonlarõn sürdüğü bildirildi. Mutlu’nun şehit düştüğü haberi Kayseri’de- ki yakõnlarõnõ yasa boğdu. Kayseri’de 2 çocu- ğu ile oturan şehit İstihkam Uzman Çavuş Bi- rol Mutlu’nun eşi Ayten Mutlu, acõ haberi ak- şamüstü eşinin babasõnõn evinde öğrendiğinde sinir krizi geçirdi. Şehit Birol Mutlu’nun lise- de okuyan kõzõ Duygu Mutlu (16) ile ilköğre- tim okulunda eğitim gören oğlu Berkan Mut- lu (8) da babalarõnõn şehit olduğu haberini alõn- ca gözyaşlarõnõ tutamadõ. Birol Mutlu’nun 2 yõl sonra emekli olmayõ planladõğõ öğrenildi. Lice saldırısına soruşturma DİYARBAKIR (Cumhuri- yet Bürosu) - Diyarbakõr Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, 1 Mayõs’ta Diyarbakõr’õn Lice il- çesi kõrsalõndaki Abalõ karako- lunda piyade teğmen Ahmet Al- tunoğlu’nun şehit olduğu saldõ- rõyla ilgili soruşturma başlattõ. Başsavcõlõk’õn talebi üzerine, olay gecesi teğmenle aynõ timde yer alan Tapantepe 5. Komando Tabur Komutanlõğõ’ndan 1’i ast- subay 10 asker geçen perşembe günü sorgulandõ. 8 saatlik sor- guda askerler, arazi tarama faa- liyetinden tek sõra halinde yürü- yerek dönerken Abalõ karakolu- na 1.5 kilometre, Bingöl-Diyar- bakõr karayoluna ise 50 metre uzaklõkta ağaçlõk bir alanda ken- dilerine 4 namludan ateş açõldõ- ğõnõ anlattõ. Sabah gazetesinde yer alan habere göre, askerler ifade- lerinde şunlarõ söyledi: “Saat 20.30 sıralarıydı. Hava karan- lıktı. 4 namlu ağzından bize ateş açıldığını gördük. Teğ- men ile yaralanan arkadaşımız önde yan yana yürüyordu. Teğ- men ilk ateşte şehit oldu, ya- nındaki arkadaşımız ise kafa- sındaki miğferden dolayı yaralı kurtuldu. Biz de makineli tü- fek, roketatar ve piyade tüfek- lerimizle bize ateş açılan yere doğru ateş açtık. (...) Çatışma 15 dakika kadar sürdü.” Olay yerinde yapõlan incele- mede ise askerlerin silahõna ait 213 boş kovan bulundu. Yaban- cõ menşeli başka boş kovan ele geçirilemedi. Şehit teğmenin kal- bine isabet eden mermi çekirde- ğinin de hangi silaha ait olduğu belirlenemedi. Savcõlõk, teğmenin vücudundan çõkan mermi çekir- değinden alõnan numuneyi kri- minal laboratuvara gönderdi. Terör örgütü, saldõrõnõn ken- dileri tarafõndan gerçekleştiril- mediğini ileri sürmüştü. WALL STREET JOURNAL ÖRGÜT PROPAGANDASI GÜL AFFETMİŞTİ ‘Birzamanlar laikolan Türkiye’ DTP’li Sormaz’a10 yõlhapiscezasõ GülerZere toprağaverildi ELAZIĞ (Cumhuriyet) - Ce- zaevinde kanser hastalõğõna ya- kalanan ve kalan cezasõ Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül tara- fõndan affedilen DHKP-C üyesi Güler Zere, dün Elazõğ’da top- rağa verildi. Zere için evinin önünde tören düzenlendi. Ailesi ise tören sõra- sõnda fenalõk geçirdi. Zere’nin çiçeklerle bezenen cenazesi töre- nin ardõndan yaklaşõk bir kilo- metre boyunca omuzlarda taşõn- dõ. Zere, Gülmez Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. NEW YORK (ANKA) - Batma eşiğine gelen Yunanistan’õn “dış çalkantılara” da açõk olduğu öne sürülürken, Ege’de bir “bölgesel kriz”in yaşanabileceği savunuldu. Wall Street Journal tarafõndan ya- yõmlanan bir makalede, “Bir za- manlar laik olan Türkiye’de de- vam eden İslamlaşma, yine Ege’deki ihtilafları bölgesel bir krize dönüştürmekle tehdit edi- yor” iddiasõna yer verildi. ABD’nin büyük gazetelerinden Wall Street Journal ABD’deki Stanford Üniversitesi’ne bağlõ Hoo- ver Enstitüsü’nün kõdemli uzman- larõndan Victor Davis Hanson im- zasõyla “Yunan Trajedileri” baş- lõklõ bir makale yayõmladõ. Hanson makalesinde, Yunanistan’õn “dış çalkantılara” da açõk olduğunu sa- vunurken Türkiye’ye de değindi. Hanson şu görüşlerini öne sürdü: “Bir zamanlar laik olan Tür- kiye’de devam eden İslamlaşma, yine Ege’de uyuklayan eski ihti- lafları, bölgesel bir krize dönüş- türmekle tehdit ediyor. Özellik- le Yunan nüfusu yaşlanırken do- ğu ve güneydeki komşularının de- mografisi büyürken ve gençle- şirken... Bölünmüş bir Kıbrıs da sadece geçici olarak uykuda.” DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatõlan DTP’nin Bat- man İl Başkanõ Ahmet Sormaz, te- rör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’õn Suriye’den çõkarõlõşõ- nõn yõldönümünde yaptõğõ basõn açõklamasõ nedeniyle “örgüt üye- si olmak”, “örgüt propagandası yapmak” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasa- sı’na muhalefet etmek” gerekçe- siyle 10 yõl hapse mahkûm oldu. Diyarbakõr 4. Ağõr Ceza Mah- kemesi’ndeki davada mahkeme heyeti, duruşma sonunda Sormaz’õ, “örgüt üyesi olmak” suçundan 7 yõl 6 ay, “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet etmek” suçundan 1 yõl 6 ay, “örgüt propagandası yap- mak” suçundan da 1 yõl olmak üze- re toplam 10 yõl hapse mahkûm et- ti. Mahkeme heyeti, denetimli ser- bestlik kararõ da verirken, cezalar- da indirime gitmedi. Mahkemenin verdiği karara itiraz eden Sor- maz’õn avukatõ Mustafa Yıldız, ka- rarõ temyize gönderdi. Şehit Mut- lu’nun eşi Ayten ve kızı Duygu (sol- da) Mutlu acı haberle yıkıldı. (Fo- toğraf: AA) Son üç günde bölgede şehit asker sayõsõ 3’e yükseldi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle