14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 MAYIS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Bir zamanların en önemli tartışma konusuydu kısaca DGM denilen Devlet Güvenlik Mahkemeleri. 12 Eylül döneminin simgesi haline gelmişlerdi. Kamuoyunda, hem kuruluşları ve varlıkları hem de verdikleri kararlar açısından çok tartışıldılar. 12 Eylül askeri darbesinden bir süre sonra Sıkıyönetim Mahkemelerinin görevi sona erdirilmiş ve 1983 yılında DGM’ler kurulmuştu. Sivil Toplum Kuruluşları tarafından esas amacın toplumsal muhalefeti sindirmek olduğu öne sürülüyordu. “Olağan yargıç”, “Doğal yargıç” ilkesine aykırı olarak oluşturulan bu mahkemelerde üç üyeden biri askerdi. Sonunda kapatıldılar. Daha doğrusu kapatıldıkları söylendi. Ama işlev olarak acaba gerçekten kapatıldılar mı? Çünkü yerlerine “Özel Yetkili” mahkemeler kuruldu. Bugün gerek Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in yargılandığı mahkeme, gerekse Silivri’deki mahkeme böyle “Özel Yetkili” mahkemeler. 5 Mayıs tarihinde Wall Street Journal gazetesinde Marc Champion’un “Türkiye’nin Kansız İç Savaşında Entrika” (Intrigue in Turkey’s Bloodless Civil War) başlığıyla yer alan makalesi, İlhan Cihaner’in Özel Yetkili savcı Osman Şanal tarafından tutuklanması olayı üzerine kurgulanmıştı. Champion, bu olay ile anayasa değişikliklerini ilişkilendiriyor ve konuyu AKP iktidarı bağlamında, Türkiye’deki İslamcı siyaset ile laik yapı arasındaki çekişmeye bağlıyordu. Değerli okurlarımız anımsayacaklardır: Şimdi Meclis’te kabul edilen anayasa değişiklikleri ile yapısı değiştirilen ve siyasal iktidarın etki alanına sokulan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, HSYK, Cihaner’in tutuklanması üzerine onu tutuklatan Şanal’ın yetkilerini almış, yerine yeni görevlendirmeler yapmıştı. Ama iddialara göre Cihaner’in yargılanması Yargıtay’ca yapılması gerekirken, dava Erzurum Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor. Cihaner de tutuklu. Avukatı Turgut Kazan bu duruma isyan ediyor ve dilekçe üzerine dilekçe veriyor ama durum değişmiyor. Ben hukukçu değilim. Konunun inceliklerini de bilmiyorum. Ama bu konu, eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan’ın Akşam gazetesinde 9 Mayıs’ta yayımlanan sözleri üzerine dikkatimi çekti: Çölaşan şöyle diyor: “AKP, laik, demokratik Cumhuriyet’le kavgalı bir misyon partisi. Önce demokratikleşme, AB dediler. 2007’de büyük bir oy patlamasıyla gelince takıyyeyi bıraktılar. Önümüzdeki iki-üç sene içinde yargıyı tümüyle ele geçirecekler. Mahkemeler bitmişti, yüksek yargı da bitecek. 2005’te DGM’ler kaldırılıp yerine özel yetkili mahkemeler kurulurken Adalet Bakanlığı bu iş için özel olarak çalıştı. O zaman HSYK daha sorumlu davransaydı burada ne tür bir kadrolaşma yapıldığını görürdü. Bugün ne yaşanıyorsa bu nedenle yaşanıyor.” Tekrar edeyim, hukukçu değilim, konunun inceliklerini bilmiyorum. Acaba bu “Özel Yetkili Mahkemeler” konusunda, özellikle Çölaşan’ın sözleri üzerine, konunun uzmanları, anayasa profesörleri, DGM’lere karşı bir kampanya yürütmüş olan başta İHD olmak üzere sivil toplum kuruluşları ne diyor? Doğrusu merak ediyorum! [email protected] www.kongar.org AYDINLANMA EMRE KONGAR Çölaşan’ın Sözleri Üzerine: DGM’ler ve Özel Yetkili Mahkemeler SULUKULE ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - Şanlõurfa’nõn Suruç ilçesinde bir otomobille kamyonun çarpõşmasõ sonucu 5 kişi öldü, 1 kişi yaralandõ. Sürücü Nurettin Çiçek (52), di- reksiyon başõnda uyuyunca kullan- dõğõ otomobil, Şanlõurfa-Gaziantep yolunun 40. kilometresinde karşõ yönden gelen Ahmet Köse (33) yö- netimindeki kamyonla çarpõştõ. Çar- põşmanõn etkisiyle otomobil ile kamyonetin ön kõsõmlarõ demir yõğõ- nõna dönerken, sürücü Nurettin Çi- çek, eşi Arife Aysun Çiçek, Yeni- şehir İlköğretim Okulu Müdürü Ömer Toprak (52), arka koltukta oturan Hatice Toprak (42) ve İbra- him Halil Hayırlı (18) olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Hayõrlõ’nõn Arife Aysun Çiçek’in kardeşi olduğu öğ- renildi. Ölenlerin yakõnlarõn cenaze- lerin morga indirilişi sõrasõnda sinir krizleri geçirdi. Kazada hafif yarala- nan kamyon sürücüsü Köse jandar- ma tarafõndan gözaltõna alõndõ. ‘Dönüşüm’e suçduyurusu Dedelerinden kalma evleri nedeniyle yargõlanarak ceza alan yaylacõlar haklarõnõ arayacak YaylacõlarAİHM’yegidecekALİ ÖZTÜRK ANKARA - Rize’nin Çamlõ- hemşin ilçesine bağlõ Sal ve Pokut yaylarõnda yaşayan 138 yaylacõ, dedelerinden kalma evlerine kaçak yapõ yapmak ve kullanmak su- çundan ceza gelmesi üzerine hak- larõnõ Avrupa İnsan Haklarõ Mah- kemesi’nde (AİHM) aramaya ka- rar verdi. Yüzlerce yõldõr kullan- dõklarõ ve atalarõndan miras kalan yaylalarõnda “işgalci” konumuna düşürülen Çamlõhemşin köylüleri üst mahkemeden de karar çõk- mazsa mücadelelerini AİHM’de sürdürecek. Rize’nin Çamlõhemşin ilçesin- deki 1’inci derece doğal sit alanõ olan Sal ve Pokut yaylalarõnda, ço- ğu dedelerinden kalma taş evleri için “hakkı olmayan yere teca- vüz” suçlamasõyla dava açõlan ve aldõklarõ 6’şar ay hapis ile 80’er li- ra para cezasõ ertelenen 138 kişi- nin 5 yõl süreyle denetime tabi tu- tulmasõ kararlaştõrõldõ. Çamlõhemşin Kültür ve Daya- nõşma Derneği Başkanõ Metin Gültan, hapis cezasõ verilerek mağdur edilen yaylacõlarõn, yüz- lerce yõldõr kullandõklarõ ve atala- rõndan miras kalan yaylalardaki haklarõnõ savunabilmek adõna Av- rupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM) müracaat edeceklerini bildirdi. Gültan, asõrlardõr belirle- nen köyler tarafõndan ortak kulla- nõlan yaylalardaki evlerin tama- mõna yakõnõnõn 100 yõllõğõn üze- rinde olduğunu belirterek bazõ so- rumsuz kişilerin oluşturduğu yeni yapõlar nedeniyle şikâyette bulun- masõ üzerine yaylalarda dava süreci başladõğõnõ ifade etti. ‘Sit yasasına muhalefet’ Başlatõlan soruşturma sonucun- da yayladaki tüm yapõlarõn tespit edilebilen birer mirasçõlarõ hak- kõnda “Sit yasasına muhalefet” ve “hakkı olmayan yere tecavüz” suçlamasõyla dava açõldõğõnõ ifade eden Gültan, dava sonucunda ise 138 kişinin “Sit yasasına muha- lefetten” beraat ettiğini, ancak “hakkı olmayan yere tecavüz” suçlamasõyla bu kişilerin ceza al- dõğõnõ, cezalarõnõn ise ertelenip 5 yõl süreyle denetime tabi tutulmasõnõn kararlaştõrõldõğõnõ belirtti. Gültan, 5 yõl süreyle denetim cezasõ veril- mesinin bu kişilerin 5 yõl boyun- ca atalarõndan miras kalan bu ya- põlara giremeyeceği anlamõna gel- diğini belirterek, “Bu karar, ta- mamı ahşap evlerden oluşan, fakat içinde yaşam olmayan Po- kut Yaylası’ndaki bu yapıların kısa bir zaman diliminde çürü- yüp yıkılabileceği anlamına gel- mektedir. Karadeniz’deki tüm yaylaların aynı statüde olduğu düşünülürse, bu karar emsal teşkil edebileceği için tüm yay- laları da ilgilendirir. Yasalar gereği temyiz imkânı olmayan bu karara muhatap kalan birçok kişi, yasal süreci içerisinde Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nde ka- rara itiraz etmiş ve etmektedir- ler. Buradan da sonuç alına- mazsa mağdurlar, adil yargıla- ma hakları, hak arama hürri- yetleri, çalışma hürriyetlerini düzenleyen, anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ay- kırı olan bu yargılama süreci ve hüküm için, atalarından miras kalan yaylalardaki haklarını sa- vunabilmek adına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müra- caat edeceklerdir” dedi. Yüzlerce yõldõr kullandõklarõ ve atalarõndan miras kalan yaylalarõnda “işgalci” konumuna düşürülen Çamlõhemşin köylüleri üst mahkemeden de karar çõkmazsa mücadelelerini AİHM’de sürdürecek. Engelliler Haftasõ nedeniyle Taksim’de basõn açõklamasõ CHP engellileri unutmadı İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul İl Ör- gütü Engelliler Komisyonu üyesi Sinan Kara- han, iktidarõn 8 buçuk milyon engellinin so- runlarõnõ görmezden geldiğini belirterek, “En- gelliler evlerinde hapis hayatı yaşamaktadır. Bir ülkede bir engelli annesi, eğer çocuğunun geleceğinden kaygı duyup onun kendisinden önce ölmesi için Allah’a yalvarıyorsa, o ülkede insan haklarından bahsedilemez” dedi. CHP İstanbul İl Örgütü, Engelliler Haftasõ ne- deniyle dün Taksim’deki Atatürk Anõtõ önünde basõn açõklamasõ yaptõ. İktidarõn, engellilere yö- nelik çõkardõğõ yasalarõ uygulamadõğõ eleştirisinde bulunan engelliler, “Engelliye Engel Olma” pankartõ açtõ. CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin de engellilerin sadece bu haftalarda anõmsanmamasõ gerektiğini söyledi. Engelliler adõna açõklama yapan CHP İstanbul İl Örgütü Engelliler Komisyonu üyesi Sinan Karahan, en- gellilerin gündelik yaşamdan eğitime, istihdama dek yaşamõn her alanõna katõlõmõnõn kõsõtlõ ol- duğunu belirtti. 2005 yõlõnda yürürlüğe giren 5378 sayõlõ yasanõn 2. maddesinde “devlet 7 yıl içinde gerekli fiziki şartları engellilere göre ayarlar” ifadelerine yer verildiğini anõmsatan Karahan, “Aradan tam 5 yıl geçti. Bırakın yol- ları ve sokakları, devlet daireleri ve okullar bile engellilere engel oluşturmaktadır” dedi. Basõn açõklamasõ için Taksim Meydanõ’na “en- gelsiz” ulaşacağõ yol olmadõğõ için aracõnõ kõsa süre için yol kenarõna bõraktõğõnõ, ancak bu ne- denle trafik cezasõ kesildiğini belirten Karahan, ceza makbuzunu gazetecilere göstererek, “Gö- rüyorsunuz, aracınızı uzağa bıraksanız, bu- raya ulaşmanız mümkün değil. Buraya bı- raksanız trafik cezası alıyorsunuz. Engellinin aracıyla Taksim’e gelerek günlük yaşama ka- tılmasının mümkün olmadığının kanıtı bu ce- za makbuzudur” dedi. Araştırma önergesi Bu arada CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür, TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu araş- tõrma önergesinde, engellilerin sorunlarõnõn saptanarak etkin ve kalõcõ önlemlerin alõnmasõ için çözüm önerilerinin belirlenmesini istedi. Ül- kede yaklaşõk 8.5 milyon engelli vatandaşõn ol- duğunu belirten Ertemür, sorunlarõnõn çözümüne yönelik bugüne kadar etkin ve kalõcõ önlemler alõnamadõğõna dikkat çekti. CHP il örgütünün engelli yurttaşlarla yaptığı açıklamaya İl Başkanı Tekin de katıldı Fatih Belediye Başkanõ Demir ve TOKİ Başkanõ Bayraktar hakkõnda kamu davasõ açõlmasõ istendi. İstanbul Haber Servisi - Mi- marlar Odasõ İstanbul Büyükkent Şubesi, Fatih Belediyesi’nin ar- keolojik buluntulara rastlanmasõna karşõn Sulukule kentsel dönüşüm projesinin temelini atmasõ hakkõn- da cumhuriyet savcõlõğõna suç du- yurusunda bulundu. Koruma kuru- lu kararõna aykõrõ hareket eden Fa- tih Belediye Başkanõ Mustafa De- mir ve TOKİ Başkanõ Erdoğan Bayraktar hakkõnda kamu davasõ açõlmasõ istendi. Fatih Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na yapõlan suç duyurusunda, Sulukule’deki uygulamalarõn “ar- keolojik dokunun göz ardı edile- rek yapılacak çalışmaların tela- fisi mümkün olmayan kayıplara yol açacağı...” ile ilgili 13 Şubat 2010’da oda tarafõndan Kültür ve Turizm Bakanlõğõ İstanbul Yenile- me Alanlarõ Kültür ve Tabiat Var- lõklarõnõ Koruma Bölge Kurulu’na başvruda bulunulduğu anõmsatõldõ. 18 Şubat’ta kurulun odaya gön- derdiği yanõtta, “Alanda bulunan moloz yığınlarının İstanbul Ar- keoloji Müzeleri Müdürlüğü de- netiminde kaldırılmasına; geo- radar manyetik taramalarının sonuçları kurulumuzca değer- lendirilinceye kadar alanda ya- pılaşmaya yönelik herhangi bir fiziki müdahalede bulunulma- masına karar verilmiştir” denil- diğine dikkat çekildi. Fatih Bele- diye Başkanõ Demir ve TOKİ Başkanõ Bayraktar’õn koruma ku- rulu kararõna aykõrõ davranarak ta- rihi ve kültürel mirasõn önemli ör- neklerine zarar verdiği belirtildi. ŞOFÖR UYUDU: 5 ÖLÜ 1 YARALI ? Şanlıurfa facia IFC DİREKTÖRÜ YAŞAMINI YİTİRDİ ? İzmir’de kaza İZMİR (Cumhuriyet Ege Büro- su) - İzmir-Aydõn otobanõnda İsmail Yalçın yönetimindeki otomobil, Torbalõ ilçesi Yeniköy mevkisinde aynõ yöne giden Mehmet Yalı- bey’in kullandõğõ kamyona arkadan çarptõ. 40 metre sürüklenen otomo- bilde bulunan Dünya Bankasõ’na bağlõ Uluslararasõ Finans Kuru- mu’nun (IFC) Güney Avrupa ve Or- ta Asya Direktörü Şahbaz Mavad- dat olay yerinde yaşamõnõ yitirdi. Aynõ kurumun Güney Avrupa ve Orta Asya Departmanõ üst düzey yö- neticisi Fransõz uyruklu Sybil Lazar da yaralandõ. Soruşturma başlatõldõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle