19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Karanlığa Açık Şubat ayında bu sütunda “Sanal Halktan Hakikisine” başlığıyla yayımlanan yazımda, emekçi sınıfların örgütlü olmadığı toplumlarda halk sözcüğünün soyut ve kaypak bir kavramı dile getirdiğini, çünkü örgütsüz halkın hakiki değil sanal bir halk olduğunu yazmıştım. Orada söylediklerimi şimdi biraz daha açmak istiyorum. İnsan toplumları her zaman sınıflara ayrılmıştı. Fakat bu ayrışma giderek karmaşıklaşmış, günümüzde daha da karmaşık bir görünüm almıştır. Buna karşın, kapitalizmin küresel bunalımı, geçerliliğini yitirdiği ileri sürülen klasik şemayı (emek-sermaye karşıtlığını) yeniden netleştiriyor. Bir yanda çıkar hesapları ve dünyayı yaşanılmaz kılan kâr hırsıyla kapitalist sistem; karşısında ise günlük ekmeğini kazanmaya, kazandıklarını yitirmemeye çalışan emekçi sınıflar. Kriz olgusu, gelişmiş kapitalist toplumlardaki emekçi sınıflarla daha az gelişmiş ya da gelişememiş toplumların emekçileri arasındaki ayrımı da ortadan kaldırıyor. Kapitalist sistem, elinden geldiğince her yerde, bütün ülkelerde sosyal devleti yok etme çabasındadır… Böylece, bütün ülkelerde emekçilerin sorunları bir kez daha aynı eksende buluşmuş olmaktadır. Fakat yine aynı noktada, bir başka ayrım ortaya çıkıyor. Bu, sözünü ettiğim yazıdaki sanal halk-hakiki halk olgusudur. Gelişmiş kapitalist ülke emekçisi, sınıfsal savaşımların ateşinde pişerek hakiki halk niteliğine sahip olmuştur. Örgütlü, bilinçli, eğitimlidir… Gelişmemiş ülke emekçisi ise hâlâ çok büyük ölçüde örgütsüz, eğitimsiz, bilinçsizdir… Bu nedenle de, hakları için savaşım vermekten çok, kandırılmaya yatkındır. Ürkek, korkak, sanal bir halktır. Aydınlıktan çok karanlığa açıktır… Sokaktaki insana, sıradan yurttaşa, sanal halk dediğim kitleye kulak verin. (Yanılma, saptırma payları da göz ardı edilmesin) anketlere bakın. Tepetaklak olması gereken AKP, gücünü hâlâ büyük ölçüde koruyor. Yalanlar, kandırmacalar, demagojiler, sanal halk yığınları arasında etkili olmaya devam ediyor. İktidar partisi sözcüsünün ya da iktidar partisi yandaşı 2. Cumhuriyetçinin fikirlerini, sıradan halk insanının ağzından bire bir işitmek şaşırtıcı oluyor. Günümüzde bu fikirler, ordu ve yüksek yargı karşıtlığında odaklanıyor. Kendi sınıfsal konumundan, sorunlarından habersiz, bilinçsiz, örgütsüz bir halk insanı; geleceksiz, güvencesiz, eğitimsiz bir emekçi, birdenbire bilinçli bir demokrat ve sosyal bilimci kesilerek, tıpkı bir papağan gibi, ordunun siyasete karışmaması, yüksek yargının parti kapatma yetkisine sahip olmaması gerektiğinden dem vurmaya başlıyor… Başka bir zamanda, başka bir dönemde, bilinçli ve örgütlü bir emekçiden duyulabilecek böyle sözleri öpüp başınıza koyarsınız… Bugün olup bitenler ise ne yazık ki bunun tam tersidir… Örgütsüz, bilinçsiz halk, aydınlığa değil karanlığa, hakikate değil yalana açıktır… İlkel insan toplumlarında olduğu gibi efsanelerle, masallarla, kandırmacalarla avutulmaya, kandırılmaya, uyutulmaya, kışkırtılmaya yatkındır… Sömürücüler bu türden halkın bu özelliğini pek iyi bilir ve bundan başarıyla yararlanır. Bu, dünyanın her yerinde, bütün ülkelerde, tarihin bütün dönemlerinde böyle olmuştur ve olmaktadır. Bizim yakın tarihimiz bu türden kandırmacaların halk yığınları arasında yaygınlaşıp etkili olmasının örnekleriyle dolup taşar. İlk dünya savaşında I. Wilhelm’in Türk dostluğu, Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan ordusunun Anadolu halkını Kemalistlerden kurtarmaya geldiği, 2. Dünya Savaşı yıllarında Hitler’in Müslümanlığı, bu türden alçakça ve haince yalanlardandır. Fakat ne yazık ki bilinçsiz, örgütsüz, aydınlıktan çok karanlığa açık bu yığınlar arasında yayılmış, etkili olmuştur. Tıpkı bunun gibi, günümüzde de Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyetin en temel ilkelerini, değerlerini, kişiliklerini hedef alan düşmanca yalan ve kandırmacaların, gizli ya da açık, halk yığınları arasında yayılmasına çalışılmaktadır… Örgütsüz, bilinçsiz, eğitimsiz, aydınlıktan çok karanlığa açık bu yığınlar, karanlık propagandaların etkisinden nasıl kurtarılacak? Siyaset biliminin, toplumsal bilimlerin alanına giren çok önemli bir konu. Tek başına gerçeğin dile getirilmesi belli ki yeterli olmuyor. Dile getirişin biçimi, üslubu, yöntemleri de önemli… Doğru siyaset doğruyu dile getirirken, halkın yüreğine işlemeye, onu etkilemeye, onu yalana karşı korumaya yetenekli doğru bir dilin sözcükleri ve anlatım biçimleri üzerinde de ciddi olarak düşünmek zorundadır… Ve asıl çözüm, yine de hiç kuşkusuz, eğitimde ve örgütlenmededir… Eğitilmiş, örgütlenmiş halk kitleleri sanallıktan kurtularak hakikileşecek, karanlığa değil aydınlığa açık olacaktır… [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Nüfus cüzdanõmõ kaybettim. Hükümsüzdür. BATUHAN GÜVENÇ Washington’a yönelik Ermeni tasarõsõ kõzgõnlõğõ geçen Başbakan yanõnda Büyükelçi Tan’õ da götürecek Erdoğan ABD’ye gidiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Küresel Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katõl- mak üzere ABD’ye gideceğini açõkladõ. Erdoğan cuma namazõ çõkõşõnda ga- zetecilerin sorularõnõ yanõtladõ. Bir gazetecinin “ABD’ye gidecek misi- niz?” sorusu üzerine Erdoğan, “Yak- laşık 5-6 ay önce, aldığım daveti ger- çekleştirmiş olacağız. Büyükelçimi- zi de önümüzdeki hafta içinde gön- dereceğiz. Dışişleri Bakanımın, ABD Dışişleri Bakanı ile görüşmesi oldu. Olumlu gelişmeler var. Temenni ederim ki nisan ayında da aynı şe- kilde devam eder” dedi. Erdoğan “Obama ile görüşecek misiniz?” so- rusuna “Görüşeceğimiz çok şey var, tabii görüşeceğiz” yanõtõnõ verdi. CHP lideri Deniz Baykal’õn, “Baş- bakan, Amerika karşısındaki geri çe- kilişinin hıncını TEKEL işçilerinden alıyor” değerlendirmesinin anõmsa- tõlmasõ üzerine Erdoğan, şunlarõ söy- ledi: “Birbiriyle hiç alakası var mı? Ben ismini ağzıma almayacağım için konuşmayacağım bugün. TE- KEL işçilerinin buraya gelme olayını tamamıyla provokatif, ideolojik bir yaklaşım olarak biliyorum. Gelen- ler TEKEL işçisi değildir, cüzi mik- tarda, sembolik bir TEKEL işçisi vardır.” Erdoğan, “Anayasa oyla- masında partinizden fire bekliyor muzunuz?” sorusuna, “Böyle bir şey düşünmek istemem” yanõtõnõ verdi. Washington memnun ABD Dõşişleri sözcüsü Philip Crow- ley de Büyükelçi Namık Tan’õn geri gönderilmesi kararõndan memnuniyet duyduklarõnõ belirterek, “Washing- ton’da bir muhatap olmasının, Tür- kiye ile ABD’nin çalışmalarını daha etkili hale getirebileceğini” söyledi. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Temsilciler Mec- lisi’nde Ermeni iddialarõna ilişkin alõnan karar sonrasõnda ABD zi- yaretini gözden geçiren Başbakan Tayyip Erdoğan’õn kararõnõ de- ğiştirmesinde üç neden etkili ol- du. Başbakan zirveye katõlarak Er- menistan’la imzalanan protokol- ler ve Ermeni iddialarõnõn parla- mentolarda tanõnmasõndan duyu- lan rahatsõzlõğõ bire bir muhatap- larõna iletecek. Başbakan’õn ka- rarõnõ değiştirmesinde etkili olan nedenler şöyle:  Zirvenin ikili bir ziyaret de- ğil çok taraflõ bir davet olmasõ.  Mesajlarõn en üst düzey ve- rilmesinin daha etkili olacağõ.  İran ve bölgedeki gelişme- lerin de konuşulacak olmasõ. BAŞBAKAN’IN KARARINI DEĞİŞTİREN 3 NEDEN CMYB C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle