Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2010 CUMARTESİ
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Nevruz Nasıl Geçti?
‘PKK Ne İstiyor?’
26 Mart tarihli “Ayıptır Söylemesi” programında
Melih Aşık konuktu. Kürt açılımı ile gelinen noktayı
konuşuyoruz.
Melih, Başbakan’ın sinema sanatçıları ile toplantıda
olduğu gün Van’da yapılan Nevruz provalarına
değiniyor, “İşgalci TC Kürdistan’dan defol!”,
“Öcalan’sız bir dünyayı başınıza geçiririz!”
pankartlarından, hemen yanı başında bütün bunları
tepkisiz seyreden polislerden söz ediyor ve şaşkınlığını
dile getiriyor:
- Bir de medya Nevruz olaysız geçti diyor. Daha ne
olay olsun istiyorlar ki?..
Melih Aşık konuşurken düşünüyorum, Silivri’de
tutuklu olanların eşleri, çocukları, anaları, babaları,
yakınları, dostları “Hukuku çiğneyen TC demokrasinin
yoluna gir!” ya da “Tuncay Özkan ile Mustafa
Balbay’ın özgür olmadıkları bir dünyayı başınıza
yıkarız!” yazılı pankartlar açsalardı, acaba neler olurdu?
Bunları tek bir polisin olmadığı, kuş uçmaz kervan
geçmez dağ başında açsalar, üç dakika sonra, polisler
panzerler, helikopterler ortalığı doldurur, göstericiler
kulaklarından tutuldukları gibi atılırlar içeri, değil dışarı
çıkmak ifade vermek için de bilmem kaç ay ya da kaç
yıl, demir parmaklıklar ardında beklerlerdi.
Van’da gösterilerini rahatlıkla yapan, TC’ye özgürce
defol diyenler Kürtlerdi. Sözünü ettiğim sanal
göstericiler ise Türklerdir.
Ve Türkiye’de ayrımcılık vardır.
Ve Türkiye’de Kürtlere zulüm yapılmaktadır.
Siz ne dersiniz?
Melih Aşık, Kürt açılımı ile gelinen noktadan söz
ederken şöyle bir benzetme yapıyor:
- Vapurun iskeleye çok yakın olduğu sırada bir an
ayırt edemezsiniz yanaşıyor mu, yoksa uzaklaşıyor
mu? Şimdi de olayın o aşamasındayız yanaşıyorlar mı,
yoksa ayrılıyorlar mı?
Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk tarihinde alacağı
yeri şimdiden saptayabilmek için şu anahtar sorunun
yanıtını vermek gerek:
- Kürtler ile Türklerin bir arada yaşama iradesini
pekiştirmiş midir bu açılım yoksa gevşetmiş midir?
Aslında Kürt sorununun ekonomik, sosyal, politik,
kültürel hiçbir yönüne değinmeyen, yalnız Kuzey
Irak’taki Kürt oluşumunun (neden açıkça konuşup da
devleti demiyoruz ki?) dadılığını ve himayesini
Türkiye’ye yüklemeyi öngören Made in USA, Kürt
açılımıyla hiçbir yakınlaşma sağlamış değildir.
Bugün vardığımız noktayı iyi görmek zorundayız,
ama Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilileri öyle
yapmamakta, gerçeklere gözlerini kapatmakta, birçok
şeyi görmezden gelmektedirler.
Geçen gün bu sütunlarda, Diyarbakırspor’un küme
düşmesini engellemek için gösterilen mezbuhane
gayretlerden söz etmiş ve bunların sonuç
doğurmayacağını belirtmiştim.
Evet geçmişte, Diyarbakırspor ile Vanspor’un
kümede olmalarının yararları görülmüştü.
Ama artık o nokta da çoktan aşılmış,
Diyarbakırspor’a yapılan şirinliklerin anlamı
kalmamıştır.
Kürt sorununa bakarken konunun özünün Kürtler ile
Türklerin bir arada yaşama iradelerinin var olup
olmadığının saptanması olduğunu bilmeliyiz.
Ve de Türkiye’nin hiç değilse bazı bölgelerinde artık
birlikte yaşama iradesinin kalmadığını görmeliyiz.
Kimsenin suçlamasından korkarak gerçekleri
görmezden gelmeyelim.
Gerçek çözümler doğru tanılardan yola çıkarak
sağlanır, gerçekleri görmezden gelerek değil.
Her olay, Türkiye’de birlikte yaşama iradesinin
ortadan kalktığını gösteriyor, bunu görüp söylemek de
ayıp değil.
Bu noktaya gelişimizde, iki “demokrat!” iki “liberal!”,
iki “büyük reformcu!” politikacının çok büyük payları
vardır. Ben daha söylemeden, siz onların Turgut Özal
ve Tayyip Erdoğan olduklarını anlamışsınızdır
sanıyorum.
Bundan böyle kamuoyu uyanık olmak zorundadır.
Öcalan ne istiyor, PKK ne istiyor?
Bu konularda hayale kapılıp, yanlış tanılar
koymayalım.
Konuların uzmanı arkadaşımız Mehmet Faraç’ın
“Cumhuriyet Kitapları”ndan çıkmış olan “PKK Ne
İstiyor” adlı yapıtını meraklısı olan herkese tavsiye
ederim.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Paketin Meclis’teki görüşmeleri sõrasõnda iktidar ve muhalefet arasõnda emanet oy kapma mücadelesi yaşanacak
Anayasa için taktik savaşõ
AYŞE SAYIN
EMİNE KAPLAN
ANKARA - AKP’nin
29 maddelik anayasa pa-
keti için Meclis marato-
nu gelecek hafta başla-
yacak. Paketin TBMM
Anayasa Komisyonu ve
Genel Kurulu’ndaki gö-
rüşme sürecinde, iktidar
ile muhalefet arasõnda
“sıkı” bir taktik savaşõ
yaşanmasõ bekleniyor.
Anayasa değişikliği pa-
keti konusunda iktidar
ve muhalefet kulislerin-
de yürütülen taktik sa-
vaşlarõ şöyle:
CHP: CHP komisyon
aşamasõnda, AKP’nin ana-
yasa değişikliği için çok
önceden aldõğõ imzalarõ
değişiklik önerisine ekle-
diği ve 7 “ıslak imza”
dõşõndaki imzalarõn ge-
çersiz olduğunu savunu-
yor. CHP’liler ayrõca de-
ğişikliğin anayasanõn de-
ğiştirilemeyen başlangõç
ilkelerine aykõrõ olduğu
gerekçesiyle görüşüleme-
yeceği görüşü üzerinden
muhalefet edecek. Bunda
başarõlõ olunamazsa da
CHP’li çok sayõda millet-
vekili komisyonda söz ala-
rak engelleme yapacak.
Anayasa değişikliğinin,
AKP’nin “kendi yargı-
sını” oluşturma hesabõna
dayandõğõnõ savunan
CHP’liler, paketin Mec-
lis’ten, referandum ko-
şullu ya da 367’nin üze-
rinde oy alarak referan-
dum gerektirmeden ka-
bul edilmesi durumunda
da Anayasa Mahkeme-
si’ne başvurma hesabõ ya-
põyor. Anayasa değişikli-
ğinin iptali için Anayasa
Mahkemesi’ne başvur-
mak için 110 milletveki-
linin imzasõ gerekiyor.
Parlamentoda 97 millet-
vekili olan CHP, eksik
kalan imzalarõ MHP veya
bağõmsõzlardan bulma he-
sabõ yapõyor.
AKP: Partili milletve-
killerine yazõ göndererek
13-30 Nisan arasõnda ge-
nel kurul çalõşmalarõna ek-
siksiz katõlmalarõnõ isteyen
AKP, CHP’nin konuşa-
rak engellemesine karşõ
komisyonda “yeterlilik”
önergesi verdirerek “za-
mandan kazanma” ça-
basõ içine girecek. AKP
hesaplarõnõ paketin 330’un
üzerindeki oyla Meclis’ten
geçeceği ve referanduma
gidileceği üzerine kuru-
yor. AKP kulislerinde,
MHP’nin sanõlanõn ve söy-
lediğinin aksine, pakete
“gizli destek” vereceği
konuşuluyor. AKP, ana-
yasa paketi Meclis’ten
geçse de geçmese de bunu
lehine çevirme hesabõ ya-
põyor. Paketin referandum
koşullu olarak Meclis’ten
geçmesi ve CHP’nin de
bunu Anayasa Mahkeme-
si’ne götürmesi durumun-
da bunun genel seçimler-
de “367 tartışması”nda
olduğu gibi kendilerine
yarayacağõ hesabõ yapan
AKP’liler, “Teklif kabul
edilse de mahkeme ta-
rafından iptal edilse de
bu bize oy olarak dö-
ner” görüşünü savunu-
yorlar.
MHP: Anayasa deği-
şikliği paketine “esastan
ve usulden” karşõ çõkan
MHP, stratejisini “AKP
ile BDP’yi baş başa bı-
rakma” taktiği üzerine
oturtuyor. AKP içindeki
milliyetçi kanadõn “fire”
vereceğini öngören
MHP’liler, kamuoyuna,
partilerinin yeni anayasa-
ya karşõ olmadõğõ, kon-
jontürün böyle bir deği-
şikliğe uygun olmadõğõ
ekseninde savunma yapa-
cak. MHP, CHP’nin de-
ğişiklik önerisini Anayasa
Mahkemesi’ne götürme-
sine destek verip vermeme
konusunda da şimdilik
“renk vermiyor.” Ancak
kulislerde, hem AKP’nin
seçimlerde bu durumu
“koz olarak” kullanacağõ
hem de CHP ile birlikte
hareket ediyor izlenimi
vermemek için destek ver-
meyeceği konuşuluyor.
BDP: AKP’nin öneri-
sini peşinen reddetmeyip,
“pazarlık” kapõsõnõ açõk
tutan ve paket konusunda
önerilerinin yanõ sõra “acil
demokratikleşme” pa-
keti adõ altõnda istediği
değişiklikleri hükümete
sunan BDP’lilerin oyu-
nun rengini, hükümetin
kendilerine vereceği
“ödünler” belirleyecek.
Abdullah Öcalan’õn “is-
tediklerinizi almazsanız
destek vermeyin” mesa-
jõna karşõn BDP’lilerin,
hükümeti istekleri konu-
sunda zorlayabildikleri
kadar zorlayacaklarõna
dikkat çekiliyor.
TSK, MİT VE EMNİYET’İN MALLARININ DENETLENMESİYLE İLGİLİ GÖRÜŞ AYRILIĞI ÇIKTI
AKP’de Sayõştay çatlağõ
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM Plan ve
Bütçe Alt Komisyonu’nda, Sa-
yõştay yasa önerisi üzerinde AKP’li
milletvekilleri arasõnda görüş ay-
rõlõğõ çõktõ. Alt komisyonun AKP’li
Başkanõ Alaattin Büyükkaya,
TSK, MİT ve Emniyet istihbarat
birimlerinin elindeki mallarõn de-
netlenmesiyle ilgili yönetmeliğin
Bakanlar Kurulu tarafõndan değil
Sayõştay tarafõndan çõkarõlmasõ
yönünde düzenleme getirdi. An-
cak, komisyonun diğer AKP’li
üyeleri bu düzenlemeye karşõ çõ-
karak rapora imza koymadõ.
TBMM Plan ve Bütçe Alt Ko-
misyonu, Sayõştay yasa önerisi ile
ilgili çalõşmalarõnõ geçen hafta ta-
mamladõ. Komisyonun taslak ra-
porunda, TSK, MİT ve Emniyet is-
tihbarat birimlerinin elindeki mal-
larõn denetiminin nasõl yapõlacağõ-
na ilişkin olarak Bakanlar Kurulu
tarafõndan bir yönetmelik çõkarõl-
masõ hükmü yer aldõ. Ancak alt ko-
misyonun AKP’li Başkanõ Alaattin
Büyükkaya, önceki gün alt komis-
yon üyelerini yeniden toplayarak
yeni bir düzenleme getirdi. Bü-
yükkaya, anayasaya aykõrõlõk ge-
rekçesiyle TSK’nin de içinde bu-
lunduğu savunma, güvenlik ve is-
tihbarat birimlerinin elindeki mal-
larõn denetimi konusunda değişik-
lik yapõlmasõ gerektiğini kayde-
derek, bu konudaki yönetmeliğin
Bakanlar Kurulu tarafõndan değil
Sayõştay tarafõndan çõkarõlmasõ ge-
rektiğini belirtti. Sayõştay yasa öne-
risinde bu yönde değişiklik yapõl-
dõ. Ancak komisyonun diğer
AKP’li üyeleri bu düzenlemeye
itiraz etti. AKP’li milletvekilleri, du-
rumu AKP grup başkanvekillerine
iletti. Grup başkanvekillerinden
yanõt bekleyen AKP’li milletve-
killeri, imzaya açõlan alt komisyon
raporuna imza vermedi. Konuyla il-
gili olarak hafta başõnda bir değer-
lendirme daha yapõlacağõ belirtildi.
Öneride yapõlan bir başka deği-
şiklikle Merkez Bankasõ’nõn dene-
timine getirilen sõnõrlandõrmalar
kaldõrõldõ. Daha önce Merkez Ban-
kasõ’nõn denetimi temel görev ve
yetkileri dõşõnda kalan hesap ve iş-
lemlerle sõnõrlandõrõlmõştõ. Bu sõ-
nõrlamanõn kaldõrõlmasõyla Merkez
Bankasõ’nõn enflasyon hedefi, kur
rejimi ve diğer faaliyetleri de Sa-
yõştay tarafõndan denetlenecek.
İktidar ve muhalefet, anayasa değişikliği
konusunda karşõlõklõ taktik savaşõ veriyor.
AKP, anayasa değişikliği için MHP ve hatta
CHP’den “oy alabileceğini” düşünürken
muhalefet AKP içindeki “fire”den umutlu.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanõ
Abdullah Gül, Anayasa
Mahkemesi yedek üyeliğine
Alparslan Altan’õ atamasõ-
nõn “doğru” olduğunu be-
lirterek, “Takdirle karşı-
lanmasını bekledim” dedi.
Muhalefetin, Başbakan Tay-
yip Erdoğan’õn ABD’ye git-
me kararõnõ geri adõm olarak
nitelemesine ise Gül, “Was-
hington’la savaş halinde
değiliz ki” karşõlõğõnõ verdi.
Gül, Pakistan ziyareti dö-
nüşünde Esenboğa Havali-
manõ’nda gazetecilerin gün-
deme ilişkin sorularõnõ ya-
nõtladõ. Anayasa Mahkeme-
si’ne yapõlan atamayla ilgili
olarak Gül, önüne gelen lis-
tede birbirinden değerli bir-
çok bürokratõn, Adalet Ba-
kanlõğõ müsteşarõ, müsteşar
yardõmcõlarõ, İçişleri Bakan-
lõğõ müsteşarõnõn olduğunu,
listedekilerin hepsinin de bu
göreve layõk olduğunu ifade
etti. Gül, şunlarõ kaydetti:
“Ama baktım ki içlerin-
den birisi -ki hiç daha ön-
ce tanımadığım bir isim- 7
sene savcılık yapmış, 9 se-
ne de Anayasa Mahkeme-
si’nde raportörlük yapmış.
Anayasa Mahkemesi’nde
raportörlük yaparken ve
Anayasa Mahkemesi’ne gi-
rerken de Anayasa Mah-
kemesi Başkanı’nı ve mah-
kemede kimlerin olduğunu
biliyorsunuz. Dolayısıyla
bunun takdirle karşılan-
masını bekledim.”
Prof. Dr. Erdoğan Teziç’e göre anayasa değişikliğinde pek çok hata yapõldõ
‘Paket, her yönüyle sorunlu’
FIRAT KOZOK
ANKARA - Anayasa Profe-
sörü Erdoğan Teziç, anayasa de-
ğişiklik paketinin usul ve şekil
yönünden ciddi sorunlar içerdi-
ğini söyledi. Hem anayasada
hem de içtüzükte anayasa deği-
şikliği için “teklif” sözcüğünün
kullanõldõğõna işaret eden Teziç,
buna karşõn paketin teklif değil
“AKP’nin tasarısı” haline gel-
diğini söyledi.
Prof. Dr. Erdoğan
Teziç, Cumhuriyet’e
AKP’nin anayasa de-
ğişiklik paketiyle ilgi-
li değerlendirmelerde
bulundu. Paketi hem
şekil yönünden hem
de esas yönünden in-
celeyen Teziç, iki açõ-
dan da sorunlar bu-
lunduğunu söyledi.
Paketin, şeklen bir teklif olarak
getirildiğini ancak daha çok bir
hükümet tasarõsõ niteliği taşõdõ-
ğõnõ belirten Teziç, bu konuda
şunlarõ dile getirdi:
“Son anayasa değişikliği bir
teklif biçiminde sunulmasına
rağmen, esasta usul olarak
hükümet kanadından gelmiş
bir tasarı biçimine dönüşmüş-
tür. Teklifler milletvekillerin-
den gelir, tasarılar hükümet
kanadından gelir. İçtüzükte
de bu ayrım vardır. Ama, ana-
yasa değişikliği için hem içtü-
zükte hem de anayasada sa-
dece ve sadece teklif sözcüğü
geçer. Bunun anlamı şudur
ki, işlem milletvekillerinin gi-
rişimi ve TBMM Başkanı’nın
bilgisi tahtında yapılır. İmza-
lanırken de saf bir Meclis öne-
risi biçiminde geldiğini göste-
ren ‘teklif’ adı kullanılır. Ama
bugün sunulmuş olan anayasa
değişikliği, sözünde teklif ama
özünde bir hükümet tasarısı
biçiminde gelmiştir. Son güne
kadar paketi kim hazırladı,
kim tanıttı? Hep hükümet üye-
leri, Başbakan... Son sözü kim
söyledi? Başbakan söyledi.
Mutabakatın arandığı yerde
hükümet inisiyatifini kullana-
maz, kullanmamalı. Şöyle bir
zaaf daha var; Cumhurbaş-
kanı ne dedi? ‘Ben de gereken
uyarõlarõ söyledim, onlar da de-
ğişti’ dedi. Cumhurbaşkanı’nın
anayasa değişiklik teklifi yap-
ma yetkisi var mı? Olmayan
yetkiyi kullandı. Cumhurbaş-
kanı bu süreçte konuşamaz,
konuşmaması lazım.”
Paketin esas yönünden de çe-
şitli sorunlar barõndõrdõğõnõn al-
tõnõ çizen Prof. Dr. Teziç, tüm ka-
musal işlemlerin “kamu yararı”
esas alõnarak yapõlacağõnõ ancak
söz konusu değişiklikte bu ilke-
nin uygulanõp uygulanmadõğõnõn
tartõşma konusu olduğunu söy-
ledi. Teziç, şunlarõ kaydetti:
“İşlem kamu yararı ama-
cıyla yapılmayıp, bir siyasi
amaçla, bir siyasi gruba yarar
sağlama amacıyla yapılmış-
sa, amacın saptırılması olarak
değerlendirilir. Bu sorun, ken-
dini taslağın 6. maddesinde ge-
çici 18. maddeyi düzenlerken
ortaya koyuyor. Diyor ki,
‘Anayasanõn 69. Maddesi’nde
yapõlan değişiklikler, Anayasa
Mahkemesi’nde görülmekte
olan davalarda da uygulanõr...’
Şimdi şöyle varsayalım, Ana-
yasa Mahkemesi’nde bir par-
ti için kapatılma davası açıl-
mış olsun, o süreç içerisinde
anayasa değişiyorsa, anayasa
değişikliği kabul edilip
yürürlüğe girdikten
sonra, tekrar başa dö-
nüp yeni 69. maddeye
göre bir yol izlenmesi
gerekir. Yani başsav-
cının talebi TBMM’de
grubu bulunan parti-
lerden oluşan komis-
yonun iznine bağla-
nıyor. Yani bu süreç-
te herhangi bir dava
açılırsa bunun önü kesilecek.
Burada adeta bir meydan
okuma var. ‘Sen istediğin ka-
dar davayõ aç, ben zaten bu
maddeyi değiştiriyorum, ken-
dimi koruyacağõm’ diyor. Bu
hükmün kamu yararı ile değil
çoğunluk partisini korumak
için konduğu ortaya çıkıyor.
Bu biraz çocukça bir korun-
ma içgüdüsü.”
Anayasa değişikliği paketinin şekil yönünden teklif olmasõ
gerekirken, AKP’nin tasarõsõ haline dünüştüğünü belirten
Erdoğan Teziç, esas yönünden de yapõlan düzenlemenin kamu
yararõ değil parti yararõnõ gözeten hükümler içerdiğini belirtti.
Anayasa Mahkemesi’nin olasõ bir davada bu ayrõntõlarõ
dikkate alacağõnõ söyleyen Teziç, Cumhurbaşkanõ’nõn sürece
dahil olma biçiminin de sorunlu olduğunu kaydetti.
7 YILDA 26 BİN TABANCA İTHAL EDİLDİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Bartõn Milletvekili
Rõza Yalçõnkaya’nõn yazõlõ soru önergesini yanõtlayan İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, adli, idari veya sõhhi yönden sakõncasõ
olmayan her Türk vatandaşõnõn, bulundurmak maksadõyla si-
lah satõn alma hakkõ bulunduğunu ifade etti. Yalçõnkaya’ya,
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Yönetim Ku-
rulu Başkanõ ve Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu’nun bilgi
notuyla da yanõt veren Atalay, 8 ayrõ ülkeden 17 çeşit tabanca
markasõnda, 26 bin 686 adet tabanca ithal edildiğini, bunun
karşõlõğõnda 29 milyon 883 bin 717 TL ödendiğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı
takdir beklemiş
ALTAN’IN ATANMASINI SAVUNDU
Gül, Pakistan ziyaretini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. (AA)