19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2010 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Nevruz Nasıl Geçti? ‘PKK Ne İstiyor?’ 26 Mart tarihli “Ayıptır Söylemesi” programında Melih Aşık konuktu. Kürt açılımı ile gelinen noktayı konuşuyoruz. Melih, Başbakan’ın sinema sanatçıları ile toplantıda olduğu gün Van’da yapılan Nevruz provalarına değiniyor, “İşgalci TC Kürdistan’dan defol!”, “Öcalan’sız bir dünyayı başınıza geçiririz!” pankartlarından, hemen yanı başında bütün bunları tepkisiz seyreden polislerden söz ediyor ve şaşkınlığını dile getiriyor: - Bir de medya Nevruz olaysız geçti diyor. Daha ne olay olsun istiyorlar ki?.. Melih Aşık konuşurken düşünüyorum, Silivri’de tutuklu olanların eşleri, çocukları, anaları, babaları, yakınları, dostları “Hukuku çiğneyen TC demokrasinin yoluna gir!” ya da “Tuncay Özkan ile Mustafa Balbay’ın özgür olmadıkları bir dünyayı başınıza yıkarız!” yazılı pankartlar açsalardı, acaba neler olurdu? Bunları tek bir polisin olmadığı, kuş uçmaz kervan geçmez dağ başında açsalar, üç dakika sonra, polisler panzerler, helikopterler ortalığı doldurur, göstericiler kulaklarından tutuldukları gibi atılırlar içeri, değil dışarı çıkmak ifade vermek için de bilmem kaç ay ya da kaç yıl, demir parmaklıklar ardında beklerlerdi. Van’da gösterilerini rahatlıkla yapan, TC’ye özgürce defol diyenler Kürtlerdi. Sözünü ettiğim sanal göstericiler ise Türklerdir. Ve Türkiye’de ayrımcılık vardır. Ve Türkiye’de Kürtlere zulüm yapılmaktadır. Siz ne dersiniz? Melih Aşık, Kürt açılımı ile gelinen noktadan söz ederken şöyle bir benzetme yapıyor: - Vapurun iskeleye çok yakın olduğu sırada bir an ayırt edemezsiniz yanaşıyor mu, yoksa uzaklaşıyor mu? Şimdi de olayın o aşamasındayız yanaşıyorlar mı, yoksa ayrılıyorlar mı? Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk tarihinde alacağı yeri şimdiden saptayabilmek için şu anahtar sorunun yanıtını vermek gerek: - Kürtler ile Türklerin bir arada yaşama iradesini pekiştirmiş midir bu açılım yoksa gevşetmiş midir? Aslında Kürt sorununun ekonomik, sosyal, politik, kültürel hiçbir yönüne değinmeyen, yalnız Kuzey Irak’taki Kürt oluşumunun (neden açıkça konuşup da devleti demiyoruz ki?) dadılığını ve himayesini Türkiye’ye yüklemeyi öngören Made in USA, Kürt açılımıyla hiçbir yakınlaşma sağlamış değildir. Bugün vardığımız noktayı iyi görmek zorundayız, ama Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkilileri öyle yapmamakta, gerçeklere gözlerini kapatmakta, birçok şeyi görmezden gelmektedirler. Geçen gün bu sütunlarda, Diyarbakırspor’un küme düşmesini engellemek için gösterilen mezbuhane gayretlerden söz etmiş ve bunların sonuç doğurmayacağını belirtmiştim. Evet geçmişte, Diyarbakırspor ile Vanspor’un kümede olmalarının yararları görülmüştü. Ama artık o nokta da çoktan aşılmış, Diyarbakırspor’a yapılan şirinliklerin anlamı kalmamıştır. Kürt sorununa bakarken konunun özünün Kürtler ile Türklerin bir arada yaşama iradelerinin var olup olmadığının saptanması olduğunu bilmeliyiz. Ve de Türkiye’nin hiç değilse bazı bölgelerinde artık birlikte yaşama iradesinin kalmadığını görmeliyiz. Kimsenin suçlamasından korkarak gerçekleri görmezden gelmeyelim. Gerçek çözümler doğru tanılardan yola çıkarak sağlanır, gerçekleri görmezden gelerek değil. Her olay, Türkiye’de birlikte yaşama iradesinin ortadan kalktığını gösteriyor, bunu görüp söylemek de ayıp değil. Bu noktaya gelişimizde, iki “demokrat!” iki “liberal!”, iki “büyük reformcu!” politikacının çok büyük payları vardır. Ben daha söylemeden, siz onların Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan olduklarını anlamışsınızdır sanıyorum. Bundan böyle kamuoyu uyanık olmak zorundadır. Öcalan ne istiyor, PKK ne istiyor? Bu konularda hayale kapılıp, yanlış tanılar koymayalım. Konuların uzmanı arkadaşımız Mehmet Faraç’ın “Cumhuriyet Kitapları”ndan çıkmış olan “PKK Ne İstiyor” adlı yapıtını meraklısı olan herkese tavsiye ederim. [email protected] Paketin Meclis’teki görüşmeleri sõrasõnda iktidar ve muhalefet arasõnda emanet oy kapma mücadelesi yaşanacak Anayasa için taktik savaşõ AYŞE SAYIN EMİNE KAPLAN ANKARA - AKP’nin 29 maddelik anayasa pa- keti için Meclis marato- nu gelecek hafta başla- yacak. Paketin TBMM Anayasa Komisyonu ve Genel Kurulu’ndaki gö- rüşme sürecinde, iktidar ile muhalefet arasõnda “sıkı” bir taktik savaşõ yaşanmasõ bekleniyor. Anayasa değişikliği pa- keti konusunda iktidar ve muhalefet kulislerin- de yürütülen taktik sa- vaşlarõ şöyle: CHP: CHP komisyon aşamasõnda, AKP’nin ana- yasa değişikliği için çok önceden aldõğõ imzalarõ değişiklik önerisine ekle- diği ve 7 “ıslak imza” dõşõndaki imzalarõn ge- çersiz olduğunu savunu- yor. CHP’liler ayrõca de- ğişikliğin anayasanõn de- ğiştirilemeyen başlangõç ilkelerine aykõrõ olduğu gerekçesiyle görüşüleme- yeceği görüşü üzerinden muhalefet edecek. Bunda başarõlõ olunamazsa da CHP’li çok sayõda millet- vekili komisyonda söz ala- rak engelleme yapacak. Anayasa değişikliğinin, AKP’nin “kendi yargı- sını” oluşturma hesabõna dayandõğõnõ savunan CHP’liler, paketin Mec- lis’ten, referandum ko- şullu ya da 367’nin üze- rinde oy alarak referan- dum gerektirmeden ka- bul edilmesi durumunda da Anayasa Mahkeme- si’ne başvurma hesabõ ya- põyor. Anayasa değişikli- ğinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvur- mak için 110 milletveki- linin imzasõ gerekiyor. Parlamentoda 97 millet- vekili olan CHP, eksik kalan imzalarõ MHP veya bağõmsõzlardan bulma he- sabõ yapõyor. AKP: Partili milletve- killerine yazõ göndererek 13-30 Nisan arasõnda ge- nel kurul çalõşmalarõna ek- siksiz katõlmalarõnõ isteyen AKP, CHP’nin konuşa- rak engellemesine karşõ komisyonda “yeterlilik” önergesi verdirerek “za- mandan kazanma” ça- basõ içine girecek. AKP hesaplarõnõ paketin 330’un üzerindeki oyla Meclis’ten geçeceği ve referanduma gidileceği üzerine kuru- yor. AKP kulislerinde, MHP’nin sanõlanõn ve söy- lediğinin aksine, pakete “gizli destek” vereceği konuşuluyor. AKP, ana- yasa paketi Meclis’ten geçse de geçmese de bunu lehine çevirme hesabõ ya- põyor. Paketin referandum koşullu olarak Meclis’ten geçmesi ve CHP’nin de bunu Anayasa Mahkeme- si’ne götürmesi durumun- da bunun genel seçimler- de “367 tartışması”nda olduğu gibi kendilerine yarayacağõ hesabõ yapan AKP’liler, “Teklif kabul edilse de mahkeme ta- rafından iptal edilse de bu bize oy olarak dö- ner” görüşünü savunu- yorlar. MHP: Anayasa deği- şikliği paketine “esastan ve usulden” karşõ çõkan MHP, stratejisini “AKP ile BDP’yi baş başa bı- rakma” taktiği üzerine oturtuyor. AKP içindeki milliyetçi kanadõn “fire” vereceğini öngören MHP’liler, kamuoyuna, partilerinin yeni anayasa- ya karşõ olmadõğõ, kon- jontürün böyle bir deği- şikliğe uygun olmadõğõ ekseninde savunma yapa- cak. MHP, CHP’nin de- ğişiklik önerisini Anayasa Mahkemesi’ne götürme- sine destek verip vermeme konusunda da şimdilik “renk vermiyor.” Ancak kulislerde, hem AKP’nin seçimlerde bu durumu “koz olarak” kullanacağõ hem de CHP ile birlikte hareket ediyor izlenimi vermemek için destek ver- meyeceği konuşuluyor. BDP: AKP’nin öneri- sini peşinen reddetmeyip, “pazarlık” kapõsõnõ açõk tutan ve paket konusunda önerilerinin yanõ sõra “acil demokratikleşme” pa- keti adõ altõnda istediği değişiklikleri hükümete sunan BDP’lilerin oyu- nun rengini, hükümetin kendilerine vereceği “ödünler” belirleyecek. Abdullah Öcalan’õn “is- tediklerinizi almazsanız destek vermeyin” mesa- jõna karşõn BDP’lilerin, hükümeti istekleri konu- sunda zorlayabildikleri kadar zorlayacaklarõna dikkat çekiliyor. TSK, MİT VE EMNİYET’İN MALLARININ DENETLENMESİYLE İLGİLİ GÖRÜŞ AYRILIĞI ÇIKTI AKP’de Sayõştay çatlağõ EMİNE KAPLAN ANKARA - TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu’nda, Sa- yõştay yasa önerisi üzerinde AKP’li milletvekilleri arasõnda görüş ay- rõlõğõ çõktõ. Alt komisyonun AKP’li Başkanõ Alaattin Büyükkaya, TSK, MİT ve Emniyet istihbarat birimlerinin elindeki mallarõn de- netlenmesiyle ilgili yönetmeliğin Bakanlar Kurulu tarafõndan değil Sayõştay tarafõndan çõkarõlmasõ yönünde düzenleme getirdi. An- cak, komisyonun diğer AKP’li üyeleri bu düzenlemeye karşõ çõ- karak rapora imza koymadõ. TBMM Plan ve Bütçe Alt Ko- misyonu, Sayõştay yasa önerisi ile ilgili çalõşmalarõnõ geçen hafta ta- mamladõ. Komisyonun taslak ra- porunda, TSK, MİT ve Emniyet is- tihbarat birimlerinin elindeki mal- larõn denetiminin nasõl yapõlacağõ- na ilişkin olarak Bakanlar Kurulu tarafõndan bir yönetmelik çõkarõl- masõ hükmü yer aldõ. Ancak alt ko- misyonun AKP’li Başkanõ Alaattin Büyükkaya, önceki gün alt komis- yon üyelerini yeniden toplayarak yeni bir düzenleme getirdi. Bü- yükkaya, anayasaya aykõrõlõk ge- rekçesiyle TSK’nin de içinde bu- lunduğu savunma, güvenlik ve is- tihbarat birimlerinin elindeki mal- larõn denetimi konusunda değişik- lik yapõlmasõ gerektiğini kayde- derek, bu konudaki yönetmeliğin Bakanlar Kurulu tarafõndan değil Sayõştay tarafõndan çõkarõlmasõ ge- rektiğini belirtti. Sayõştay yasa öne- risinde bu yönde değişiklik yapõl- dõ. Ancak komisyonun diğer AKP’li üyeleri bu düzenlemeye itiraz etti. AKP’li milletvekilleri, du- rumu AKP grup başkanvekillerine iletti. Grup başkanvekillerinden yanõt bekleyen AKP’li milletve- killeri, imzaya açõlan alt komisyon raporuna imza vermedi. Konuyla il- gili olarak hafta başõnda bir değer- lendirme daha yapõlacağõ belirtildi. Öneride yapõlan bir başka deği- şiklikle Merkez Bankasõ’nõn dene- timine getirilen sõnõrlandõrmalar kaldõrõldõ. Daha önce Merkez Ban- kasõ’nõn denetimi temel görev ve yetkileri dõşõnda kalan hesap ve iş- lemlerle sõnõrlandõrõlmõştõ. Bu sõ- nõrlamanõn kaldõrõlmasõyla Merkez Bankasõ’nõn enflasyon hedefi, kur rejimi ve diğer faaliyetleri de Sa- yõştay tarafõndan denetlenecek. İktidar ve muhalefet, anayasa değişikliği konusunda karşõlõklõ taktik savaşõ veriyor. AKP, anayasa değişikliği için MHP ve hatta CHP’den “oy alabileceğini” düşünürken muhalefet AKP içindeki “fire”den umutlu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine Alparslan Altan’õ atamasõ- nõn “doğru” olduğunu be- lirterek, “Takdirle karşı- lanmasını bekledim” dedi. Muhalefetin, Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn ABD’ye git- me kararõnõ geri adõm olarak nitelemesine ise Gül, “Was- hington’la savaş halinde değiliz ki” karşõlõğõnõ verdi. Gül, Pakistan ziyareti dö- nüşünde Esenboğa Havali- manõ’nda gazetecilerin gün- deme ilişkin sorularõnõ ya- nõtladõ. Anayasa Mahkeme- si’ne yapõlan atamayla ilgili olarak Gül, önüne gelen lis- tede birbirinden değerli bir- çok bürokratõn, Adalet Ba- kanlõğõ müsteşarõ, müsteşar yardõmcõlarõ, İçişleri Bakan- lõğõ müsteşarõnõn olduğunu, listedekilerin hepsinin de bu göreve layõk olduğunu ifade etti. Gül, şunlarõ kaydetti: “Ama baktım ki içlerin- den birisi -ki hiç daha ön- ce tanımadığım bir isim- 7 sene savcılık yapmış, 9 se- ne de Anayasa Mahkeme- si’nde raportörlük yapmış. Anayasa Mahkemesi’nde raportörlük yaparken ve Anayasa Mahkemesi’ne gi- rerken de Anayasa Mah- kemesi Başkanı’nı ve mah- kemede kimlerin olduğunu biliyorsunuz. Dolayısıyla bunun takdirle karşılan- masını bekledim.” Prof. Dr. Erdoğan Teziç’e göre anayasa değişikliğinde pek çok hata yapõldõ ‘Paket, her yönüyle sorunlu’ FIRAT KOZOK ANKARA - Anayasa Profe- sörü Erdoğan Teziç, anayasa de- ğişiklik paketinin usul ve şekil yönünden ciddi sorunlar içerdi- ğini söyledi. Hem anayasada hem de içtüzükte anayasa deği- şikliği için “teklif” sözcüğünün kullanõldõğõna işaret eden Teziç, buna karşõn paketin teklif değil “AKP’nin tasarısı” haline gel- diğini söyledi. Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Cumhuriyet’e AKP’nin anayasa de- ğişiklik paketiyle ilgi- li değerlendirmelerde bulundu. Paketi hem şekil yönünden hem de esas yönünden in- celeyen Teziç, iki açõ- dan da sorunlar bu- lunduğunu söyledi. Paketin, şeklen bir teklif olarak getirildiğini ancak daha çok bir hükümet tasarõsõ niteliği taşõdõ- ğõnõ belirten Teziç, bu konuda şunlarõ dile getirdi: “Son anayasa değişikliği bir teklif biçiminde sunulmasına rağmen, esasta usul olarak hükümet kanadından gelmiş bir tasarı biçimine dönüşmüş- tür. Teklifler milletvekillerin- den gelir, tasarılar hükümet kanadından gelir. İçtüzükte de bu ayrım vardır. Ama, ana- yasa değişikliği için hem içtü- zükte hem de anayasada sa- dece ve sadece teklif sözcüğü geçer. Bunun anlamı şudur ki, işlem milletvekillerinin gi- rişimi ve TBMM Başkanı’nın bilgisi tahtında yapılır. İmza- lanırken de saf bir Meclis öne- risi biçiminde geldiğini göste- ren ‘teklif’ adı kullanılır. Ama bugün sunulmuş olan anayasa değişikliği, sözünde teklif ama özünde bir hükümet tasarısı biçiminde gelmiştir. Son güne kadar paketi kim hazırladı, kim tanıttı? Hep hükümet üye- leri, Başbakan... Son sözü kim söyledi? Başbakan söyledi. Mutabakatın arandığı yerde hükümet inisiyatifini kullana- maz, kullanmamalı. Şöyle bir zaaf daha var; Cumhurbaş- kanı ne dedi? ‘Ben de gereken uyarõlarõ söyledim, onlar da de- ğişti’ dedi. Cumhurbaşkanı’nın anayasa değişiklik teklifi yap- ma yetkisi var mı? Olmayan yetkiyi kullandı. Cumhurbaş- kanı bu süreçte konuşamaz, konuşmaması lazım.” Paketin esas yönünden de çe- şitli sorunlar barõndõrdõğõnõn al- tõnõ çizen Prof. Dr. Teziç, tüm ka- musal işlemlerin “kamu yararı” esas alõnarak yapõlacağõnõ ancak söz konusu değişiklikte bu ilke- nin uygulanõp uygulanmadõğõnõn tartõşma konusu olduğunu söy- ledi. Teziç, şunlarõ kaydetti: “İşlem kamu yararı ama- cıyla yapılmayıp, bir siyasi amaçla, bir siyasi gruba yarar sağlama amacıyla yapılmış- sa, amacın saptırılması olarak değerlendirilir. Bu sorun, ken- dini taslağın 6. maddesinde ge- çici 18. maddeyi düzenlerken ortaya koyuyor. Diyor ki, ‘Anayasanõn 69. Maddesi’nde yapõlan değişiklikler, Anayasa Mahkemesi’nde görülmekte olan davalarda da uygulanõr...’ Şimdi şöyle varsayalım, Ana- yasa Mahkemesi’nde bir par- ti için kapatılma davası açıl- mış olsun, o süreç içerisinde anayasa değişiyorsa, anayasa değişikliği kabul edilip yürürlüğe girdikten sonra, tekrar başa dö- nüp yeni 69. maddeye göre bir yol izlenmesi gerekir. Yani başsav- cının talebi TBMM’de grubu bulunan parti- lerden oluşan komis- yonun iznine bağla- nıyor. Yani bu süreç- te herhangi bir dava açılırsa bunun önü kesilecek. Burada adeta bir meydan okuma var. ‘Sen istediğin ka- dar davayõ aç, ben zaten bu maddeyi değiştiriyorum, ken- dimi koruyacağõm’ diyor. Bu hükmün kamu yararı ile değil çoğunluk partisini korumak için konduğu ortaya çıkıyor. Bu biraz çocukça bir korun- ma içgüdüsü.” Anayasa değişikliği paketinin şekil yönünden teklif olmasõ gerekirken, AKP’nin tasarõsõ haline dünüştüğünü belirten Erdoğan Teziç, esas yönünden de yapõlan düzenlemenin kamu yararõ değil parti yararõnõ gözeten hükümler içerdiğini belirtti. Anayasa Mahkemesi’nin olasõ bir davada bu ayrõntõlarõ dikkate alacağõnõ söyleyen Teziç, Cumhurbaşkanõ’nõn sürece dahil olma biçiminin de sorunlu olduğunu kaydetti. 7 YILDA 26 BİN TABANCA İTHAL EDİLDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Bartõn Milletvekili Rõza Yalçõnkaya’nõn yazõlõ soru önergesini yanõtlayan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, adli, idari veya sõhhi yönden sakõncasõ olmayan her Türk vatandaşõnõn, bulundurmak maksadõyla si- lah satõn alma hakkõ bulunduğunu ifade etti. Yalçõnkaya’ya, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Yönetim Ku- rulu Başkanõ ve Genel Müdürü Ünal Önsipahioğlu’nun bilgi notuyla da yanõt veren Atalay, 8 ayrõ ülkeden 17 çeşit tabanca markasõnda, 26 bin 686 adet tabanca ithal edildiğini, bunun karşõlõğõnda 29 milyon 883 bin 717 TL ödendiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı takdir beklemiş ALTAN’IN ATANMASINI SAVUNDU Gül, Pakistan ziyaretini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle