23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2010 CUMARTESİ 14 HABERLER MURAT GÜLDEREN Dünyanõn ilk çorba konseptli restoranõ olma özelliğine sahip olan ve mutfağõnda 3 binden fazla çorba reçetesi bulanun Shorba, franchise ile büyüme kararõ aldõ. Bu yõlõn sonuna kadar yaklaşõk 10 mekân açmayõ planlayan Shorba, beş yõla kadar Viyana, Prag, Lon- dra, Moskova, St. Petersburg ve Türk cumhuriyetlerine de restoran açmayõ hedefliyor. Shorba’nõn ku- rucusu Ebru Omurcalı, “Gele- neksel yiyeceğimiz olan çorbayı dünyanın farklı bölgelerindeki örnekleriyle harmanlayıp tüke- ticilere sunuyoruz. Amacımız günün her saatinde tüketilebilen çorbayı ulaşılabilir kılarak sağ- lıklı beslenmek ve bir Türk mar- kası olarak Türk mutfağını dün- yaya tanıtmak” dedi. Astoria alõşveriş merkezinde de açõlõşa hazõrlanan Shorba’nõn franc- hise için İstanbul’da Kalamõş-Fe- neryolu, Bağdat Caddesi, Tünel, Etiler, Bakõrköy-Yeşilköy, Anka- ra, Bursa, ve İzmir’de arayõşlarõ- nõnõn sürdüğünü söyleyen Omurcalõ şöyle devam etti: “Restoranlar için franchise ücretini 20 bin Av- ro olarak belirledik. Açılacak tüm mağazalarımıza standart ürün garantisi, ulusal ve yerel ta- nıtım desteği mimari tasarım ve dekorasyon temini, personel eği- timi ve lojistik destek hizmetleri veriyoruz.” Arapça kökenli bir kelime olan ve 18 dilde kullanõlan “shorba” bizim dilimize de çorba olarak geçmiş. Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafõndan gerçekleş- tirilen “Gelecek İçin Bilişim KOBİ Araştırması” sonuçlarõna göre, her 4 KOBİ’den sadece 1’inin web sitesi bulunurken, KO- Bİ’lerin yüzde 59’u e-posta kul- lanmõyor. 25 ilde 1 ila 49 çalõşa- na sahip KOBİ’lerde toplam 1645 yönetici ile yapõlan görüşmelerde gerçekleştirilen araştõrma, şirket- lerini başarõya taşõyacak en önem- li unsuru yüzde 52.8 ile finans gü- cü olarak gören KOBİ yöneticile- rinin teknolojiyi yüzde 8.1 ile bu sõralamada en sona yerleştirdiğini ortaya koyuyor. Araştõrmada ortaya çõkan di- ğer sonuçlar ise şöyle: - KOBİ yöneticilerinin yüzde 63’ü teknolojiye düzenli ihtiyaç duymadõğõnõ ifade ederken, tek- nolojiye ihtiyaç duyduğunu söy- leyen yüzde 27’lik kesimdeki her 3 yöneticiden biri, ihtiyaç duymasõna rağmen teknolojiyi nasõl kullanacağõnõ bilmediğini kaydediyor. - Türkiye’de hemen hemen her 3 KOBİ’den 2’sinde bilgisa- yar kullanõlõyor ancak bilgisayar kullanõmõ daha çok muhasebe işlemlerine yönelik olarak ger- çekleştiriliyor. İşyerinde bilgisa- yar kullanõlan KOBİ’lerin yüzde 92’sinde internet erişimi bulu- nuyor. İnternet erişimi olan 1.5 milyon işyerinde yaklaşõk 4 mil- yon kişi internet kullanõrken, web sitesine sahip olan KO- Bİ’lerin oranõ ise yüzde 25’te kalõyor. Araştõrmaya katõlanlar, bu web sitelerinin de yüzde 54’ünün tanõdõk, arkadaşlar ve aile üyeleri tarafõndan yapõldõğõ- nõ ifade ediyor. - KOBİ’lerin yüzde 92’si web sitesini tanõtõm, yüzde 26’sõ satõş amaçlõ kullanõrken, araştõrmaya katõlan KOBİ yöneticilerinden web sitesi olmayanlarõn sadece yüzde 26’sõnõn bir web sitesi yaptõrmak gibi bir planõ bulunu- yor. Gelecekte e-ticaret yapmayõ planlayanlarõn oranõ ise yüzde 24 seviyesinde kalõyor. - KOBİ’lerin yüzde 59’unun kullandõğõ bir e-posta adresi bu- lunmuyor. E-posta kullanan şir- ketlerde de, kurumsal e-posta kullanõmõnõn büyük işletmelerde daha yaygõn olduğu görülüyor. - Bilgisayar ve program satõn alõmõnda yüzde 61 ile teknoloji ürünleri satan zincir mağazalar öne çõkarken, bilgisayar kullanõ- lan işyerlerinin hemen hemen yarõsõ hizmet ve teknik desteği ürünün bayisinden, yüzde 22’si arkadaş ya da tanõdõktan, yüzde 30’u da ürünü satõn aldõğõ yer- den sağlõyor. Araştõrma kapsa- mõnda görüşülen KOBİ yöneti- cilerinin yüzde 54’ü ise hizmet aldõğõ kişi ya da kurumlarõ yet- kin bulmadõklarõnõ belirtiyor. - KOBİ’lerde teknolojinin mevcut yatõrõmlar içindeki oranõ ise yüzde 12.5 seviyesinde bulu- nurken, 20-49 çalõşana sahip iş- letmelerde bu oran yüzde 19.5’e çõkõyor. Hükümetin, iş dünyasını toplayıp işsizlik zirvesi düzenlemesi, piyasanın istihdam sorununu çözemediğini, daha etkili müdahaleler gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Diğer yandan, iktidarın 10’un üzerindeki teşvik paketinin, ciro ve kârlar üzerinde olumlu sonuçlar doğurmakla beraber, istihdamı koruyamadığını ve ek istihdam artışı sağlayamadığını da resmen teyit etmiş oldu. Krizin istihdam ve işsizlik üzerindeki yıkıcı etkileri, henüz tam olarak görülmüş değil. Her kriz, istihdam ilişkilerini eskisinden farklı bir noktaya götürür. İşsiz sayısını belli bir seviyede tutar. Daha önceki krizlerde böyle oldu, 2008-2009 krizinden sonra da böyle olacak. Fakat bu son krizde işsizliğin ulaştığı yüksek düzey, ekonominin baş edebileceği düzeyin çok üzerinde. Ekonominin büyümesi ve işletme cirolarının artışı ile işsizliğin azalışı arasındaki ilişki çok zayıflamış durumda. Kamunun etkin, kapsamlı ve uzun vadeli bir müdahalesi olmadan, istihdam ve işsizlik sorununun çözümü mümkün görünmüyor. Kamu, istihdamın geliştirilmesinde etkin bir rol alacak mıdır, almayacak mıdır? İşsizliğe karşı mücadelede kritik nokta bu. Kamunun etkin rol almadığı bütün plan ve programların etkisiz kalması kaçınılmaz. Birbirini tamamlayan dört zincirden söz edebiliriz. Birincisi; kamu idaresinin, kadro açığını bütçe, kaynak yokluğu vb. gibi gerekçeler üretilmeden kapatması ve hizmetlerini genişletmek için ek kamu istihdamı yaratmasıyla ilgili. İkincisi; işletmelerin mevcut istihdamlarını korumalarını sağlayacak tedbirlerin alınmasına ve ek istihdam artışı sağlamalarına yönelik düzenlemelerle ilgili. Bu konuda, AKP iktidarının 10’un üzerindeki teşvik önlemlerinin, bırakalım ek istihdamı, mevcut istihdamın korunmasına katkı sunmadığı dikkate alınmalı. Üçüncüsü; etkin bir sosyal korumanın çalışanlar ve işsizler için hayata geçirilmesine olan hayati ihtiyaçla ilgili. Bu tedbir, yetişmiş, vasıflı ama işsiz işgücünün korunması bakımından ve yoksulluğun önüne geçilmesi için de zorunlu. Dördüncü nokta; istihdam statüleri arasındaki eşitsizliklerin telafi edilmesi ve kuralsız, sigortasız ve kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesiyle ilgili. Zirve adı verilen toplantıların ayrıca demeçlerin ve temennilerin piyasalardaki beklentilerin iyimser olmasına yapacağı katkı dışında somut, gerçekçi işe yarar tedbirlere acilen ihtiyaç var. Gecikmenin toplumsal baskıyla aşılması için her türlü neden mevcut bulunuyor. İşsizlik Zirvesinden Kamu Müdahalesine G Ö R Ü Ş KOBİ teknolojiyi kullanmõyor YAHYA ARIKAN malicozum@ismmmo.org.tr YAŞAMDA MALİ ÇÖZÜM ‘İcra Vergi’ Kõlavuzu “D ava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir.” Avukatlık Yasası’nda “kulağa hoş gelen” bu tanıma göre “sokaktaki vatandaş” bile herhangi bir mahkemede dava açıp, hak mücadelesi verebilir. “Peki davanızı kazandınız ve icra dairesinden alacağınızı tahsil ettikten sonra işin vergilendirme aşamasına geldiğinizde ne yapacağınızı bilebilir misiniz?” İşte avukatlar için bile “zor soru” bu sayın okurlarım.Türkiye’de Barolar Birliği’nin verilerine göre 2009 yılı sonu itibarıyla barolara bağlı 66 bin 260 avukat faaliyet gösteriyor. Ve eminim her gün mahkemelerde sayısız insanın hakkını savunan, hukuka aykırı uygulamalara karşı mücadele veren avukat dostlarımız “İcra dairelerinden tahsil edilen kazancın vergilendirilmesi” konusunda “kendilerine ve taraflara düşen sorumluluk” anlamında önemli bilgi sıkıntısı yaşıyor. İşte bu yazımızda konuyu basit bir biçimde herkesin anlayabileceği bir zemine taşıyıp, bir örnekle de durumu anlatmaya çalışacağız. Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 ve 166’ncı maddelerine göre; avukatlık ücreti ise “sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekâlet ücreti” ile “dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekâlet ücreti” olmak üzere iki ayrı şekilde tanımlanır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 65’inci maddesi de serbest meslek kazancını açıklayarak, “serbest meslek faaliyetinin sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlere işverene bağlı olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması” olduğunu ifade eder. Kanunun 94’üncü maddesinde ise tevkifat; yani “parasal kesinti” yapmaya zorunlu olanlar sayılmak suretiyle; bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden yüzde 20 tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre; tevkifatı yapmaya mecbur olanlar; tevkif ettikleri vergileri, ertesi ayın 23’üncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmelidirler. Beyannameler ise ayın 26’ncı günü akşamına kadar verilip ödeme yapılmalıdır. Öte yandan bu kanuna göre kesilen vergiler, beyanname ile hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir. İşte bu yasal hüküm ve açıklamalara göre, kazanılan dava sonunda kaybeden tarafa yüklenilen ve icra müdürlüğü vasıtasıyla tahsil edilen tutar, gelir vergisi olup tevkifatın ödemeyi yapan şirket tarafından üstlenilmesi gerekir. Buna göre, avukata ödenen vekâlet ücretine istinaden düzenlenecek serbest meslek makbuzunda, icra müdürlüğünce ödenen ücret, brüt ücret olarak kabul edilir. Bu bağlamda, icra dairesi tarafından ödenen brüt tutar içerisinde içyüzde oranı ile katma değer vergisi hesaplanacak olup brüt ücretten katma değer vergisi çıkarıldıktan sonra kalan tutar ise, hem katma değer vergisinin hem de stopaj gelir vergisinin matrahı olacaktır. Ücretin vergilendirilmesi Serbest olarak çalışan bir avukat, kazandığı bir davaya ilişkin olarak müvekkilinden aldığı vekâlet ücreti dışında davalı olan X Anonim Şirketinden icra dairesi vasıtasıyla karşı taraf ücreti olarak KDV dahil 80.000-TL tahsil etmiştir. Buna göre serbest meslek makbuzunun aşağıdaki şekilde düzenlenmesi gerekir: Yukarıdaki şekilde hesaplanan ve serbest meslek makbuzunda gösterilen gelir vergisi tevkifatının ise, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesi uyarınca tevkifat yapmaya mecbur olanlar arasında yer alan ve ödemeyi yapan (X) Anonim Şirketi tarafından vergi sorumlusu sıfatıyla Muhtasar Beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Kıdem tazminatı, işçinin iş sözleşmesi sona erdirildiğinde ödenmelidir. İşçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ve parayla ölçülmesi mümkün menfaatların, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde, tam olarak ödenmesi zorunludur. İş sözleşmelerinin sona erdirildiği tarihte kıdem tazminatı ödenmezse mahkeme faize hükmedilmektedir. İhbar ve diğer işçilik hakları için temerrüt tarihinden veya (temerrüdün ispat edilememesi halinde) davanın açıldığı tarihten itibaren kanuni faize hükmedilmektedir. Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde ise akdin feshinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak belirlenmektedir. Kıdem tazminatının süresinde ödenmemesi halinde, işçinin iş mahkemesinde dava açması gerekmektedir. İş mahkemesinde, hâkimin fesih tarihinden veya işçinin ölüm tarihinden itibaren kıdem tazminatının gecikme süresi için mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte ödenmesine karar vermesi gerekir. Mevduata uygulanan en yüksek faizin tespiti de Merkez Bankası ve diğer bankalardan yazılı bilgi talebiyle yapılmaktadır. Kõdem Tazminatõ Derhal Ödenmeli TÜBİSAD’ın araştırmasına göre her 3 KOBİ’den biri teknolojiyi nasıl kullanacağı konusunda bilgi sahibi değil Türk çorbasını dünyaya içirecek “01.06.2002 tarihinde 20 yılımı doldurmama 9 yıl vardı. Bağ-Kur’dan ne zaman maaş alabilirim?” Müjgan Sönmez Bağ-Kur’dan emekli olunabilmesi için, kadın sigortalıların 20 tam yıl (7200 gün) prim ödemesi ve 1.6.2002 tarihinde 20 yılı doldurmasına ne kadar süre kaldığına göre değişen yaş şartını doldurması gereklidir. İlgili tarihte 20 yılı doldurmanıza kalan süreye göre emeklilik yaşı; “8 yıldan fazla-9 yıl ve daha az” olanlarda 47, “9 yıldan fazla-10 yıl ve daha az” olanlarda ise 48’dir. Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr ad- resine mail ata- bilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek ce- vaplanacaktır. Bağ-Kur emekliliğinde yaş sınırı hesabı TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanõ Turgut Gürsoy, araş- tõrma sonuçlarõna ilişkin de- ğerlendirmesinde, KOBİ’lerin kendilerine sunulan destekler- den son derece az yararlandõk- larõnõ belirterek “Görüşülen işletmelerin yüzde 90’ı KOS- GEB ve AB gibi kurumların sağladığı KOBİ desteklerin- den yararlanmadıklarını be- lirtiyor. Desteklerden yarar- lanmama nedenlerine bakıl- dığında, araştırmaya katı- lanların yarısı desteğe ihtiya- cı olmadığını ifade ederken, yüzde 28’i bu desteklerden haberdar bulunmuyor ve yüzde 18’i formalitelerin faz- la olduğunu düşünüyor” de- di. Gürsoy, “KOBİ, bilişim uz- manlarının gelip elindeki ürünü satmasını istemiyor. İlk önce beni anlasın, yalın konuşsun, benim sektörümü en az benim kadar bilsin ve ihtiyaçlarımı anlasın istiyor” dedi. Gürsoy, proje kapsamõnda bu yõlõn nisan ayõnda KOBİ se- minerlerine başlayacaklarõnõ ifade ederek, TÜBİSAD KOBİ seminerlerinin ilkinin, 20 Ni- san 2010’da Adana’da gerçek- leştirileceğini dile getirdi. FORTIS BANK Her Köye Bir KOBİ projesi Fortis Bank Türkiye, Kredi Garanti Fonu ve Avrupa Yatõ- rõm Fonu işbirliğinde yürütü- len “Her Köye Bir KOBİ” projesine destek olduğunu du- yurdu. Fortis Bank’tan yapõlan açõk- lamada, Avrupa Birliği’nin Rekabet Edebilirlik ve Yeni- likçilik Programõ çerçevesinde yürütülen proje kapsamõnda, KOBİ’ler, esnaf ve çiftçiler için kolay erişimli finansman kaynağõ sağlandõğõ belirtildi. Nüfusu 1000’i aşan yerleşim birimlerinin kalkõnmasõnõ, böl- gedeki yerel mimarinin korun- masõnõ ve yine bölgedeki turiz- min geliştirilmesini hedefleyen projenin 27 Ocak 2013 tarihine kadar sürdürüleceği dile getiri- len açõklamada, projede kredi- lerin, TL olarak ve 1 yõl ile 8 yõl arasõnda değişen vadelerde kullandõrõlacağõ kaydedildi. Erhan BİLGİN İktisatçõ-Sosyal Politika Uzmanõ erankara@hotmail.com Gürsoy: Desteklerden de yararlanmõyorlar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle