19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 28 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Saldırının Anatomisi... Haberi okuyunca hiç şaşırmadım ve şöyle dedim: “Olur böyle vakalar, Türk polisi yakalar!” Toygun Atilla’nın Hürriyet’te çıkan haberi çok önemliydi. Cumhuriyet gazetesine 11 Mayıs 2006’da üçüncü bombayı atan Alparslan Arslan, ilk telefon görüşmesini Salih Kurter ve Süleyman Esen’le yapıyor. Kanlı Danıştay saldırısını gerçekleştirdiği 17 Mayıs 2006 sabahı Süleyman Esen ve Hasan Öztürk’le görüşüyor. Saldırının ardından konuştuğu kişi Kemalettin Gülen. Haberin bir bölümü şöyle: “Süleyman Esen’in bir yıl içinde Salih Yaşar’la yaptığı telefon görüşmesi sayısı 1460.” Peki Kemalettin Gülen kim? Habere devam edelim: “Fethullah Gülen’in yeğeni. Avukat Alparslan Arslan, 29 Ekim 2009’da yapılan çapraz sorgusunda Vakit gazetesinin Danıştay üyelerini hedef gösteren ‘işte üyeler’ başlıklı nüshasını kendisine Kemalettin Gülen’in verdiğini söyledi. Kemalettin Gülen’in ne Danıştay ne de Ergenekon davasında ifadesine başvuruldu. Kemalettin Gülen, telefon kayıtlarına göre Hamza Öztürk’le en yoğun telefon irtibatı olan kişi.” Ergenekon gibi önemli bir davada niçin ifadesine başvurulmuyor Kemalettin Gülen’in? Olayın bir başka ilginç ayrıntısı daha var... Okuyalım: “Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları verdiği iddia edilen Süleyman Esen’le Alparslan Arslan arasındaki telefon trafiği Cumhuriyet gazetesi bombalanmadan iki gün önce yani 3 Mayıs 2006’da yoğunlaşıyor. Esen’in, Alparslan Arslan’la yaptığı görüşmelerden önce ve daha sonrasında konuştuğu kişi yine Salih Yaşar. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet’in bombalanması soruşturmasında bu kişinin adı hiç geçmedi. Üstelik Ayhan Akbal adına kayıtlı numarayı kullanıyor telefonunda. Emekli imam Salih Kurter’in evinin en sık ziyaretçisi. Bugüne kadar gözaltına alınmadı. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet gazetesi bombalamasını yapan sanıklara, Salih Yaşar adı sorulmadı.” Cumhuriyet’e yapılan bombalı saldırıların İlhan Selçuk tarafından düzenlendiğini yazan, dinci-tarikatçı ve yandaş medyanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor. Ergenekon davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan (TİB) telefon görüşmelerinin ayrıntılı kayıtları ve dökümleri geldi. Yukarıda adlarını verdiğim kişiler 1 Nisan 2006-28 Mayıs 2006 tarihleri arasında 145 kez telefonla birbirleriyle görüşüyor. Cumhuriyet ve Danıştay saldırısıyla ilişkili soruşturmada Hamza Öztürk ve Salih Yaşar isimleri soruşturmayı yürüten polisin nedense hiç dikkatini çekmiyor. Hamza Öztürk ve Salih Yaşar’ın bugüne değin ifadesine bile başvurulmuyor. Bu yaşananlar Türkiye’nin nasıl bir durumda olduğunu gösteriyor. Peki bu kişileri kimler koruyup kolluyor? Süleyman Esen tutuksuz yargılanıyor, Hamza Öztürk, Salih Yaşar ifade bile vermiyorlar. Hamza Öztürk’le en yoğun telefon görüşmesini yapan Fethullah Gülen’in yeğeni Kemalettin Gülen nerede? Dışarıda! Bu olup bitenler karşısında gerçekten şaşırıyorum! Mustafa Balbay 14 aydır tutuklu, Tuncay Özkan 1.5 yıldır... Neler oluyor bilen var mı? Balbay ve Özkan Silivri Cezaevi’nde ama Cumhuriyet ve kanlı Danıştay saldırısını yapanlarla sıkı ilişkileri olanlar dışarıda. Alparslan Arslan Silivri’de “deli numarası” yapıyor! İşte buna benim aklım ermiyor! Balbay günlük tuttuğu için tutuklanacak ama darbe günlüklerini yazdığı söylenen dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı ile darbe yapacakları ileri sürülen diğer komutanlar dışarıda olacak... Vicdan sahibi olanlar bu gerçekleri görüyor! Görüldüğü halde hukukun üstünlüğü, adalette eşitlik ilkesi çiğneniyor. Evet ben bu soruma yanıt arıyorum... Yanıt verilemeyeceğini de biliyorum! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 Savaş: Şeriatı bile getirebilir İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Üniversitesi Fen Fakültesi tarafõndan düzenlenen Birinci Kültür ve Sanat Festivali kapsamõnda, “Atatürk, Gençlik ve Sanat” paneli gerçekleştirildi. Konferansa Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Vural Savaş, yaptõğõ konuşmada anayasa değişikliklerinin Türkiye’nin laik düzenine zarar verebileceğini vurgulayarak “Anayasa değişikliği Türkiye’ye şeriatõ bile getirebilir” dedi. Agos’un davası yeniden başladı İstanbul Haber Servisi - Öldürülen Yazar Hrant Dink’in bir demecinin Agos gazetesinde yayõmlanmasõyla ilgili, 1 yõllõk hapis cezalarõ Yargõtay tarafõndan bozulan Agos gazetesi yöneticileri Serkis Seropyan ve Arat Dink’in yargõlanmasõna yeniden başlandõ. Sanõk Arat Dink “Ülkenin kanunlarõna göre suçluysak ceza verilsin. Suçlu değilsek beraat edelim. Adalet Bakanlõğõ’na sorulmasõ gerektiğini düşünmüyorum” dedi. Hâkim, yargõlama izni alõnmasõ amacõyla Adalet Bakanlõğõ’na gönderdi. 116 yıl hapis cezası verildi İstanbul Haber Servisi - Bursa Emniyet Müdürlüğü’nce 3 yõl önce fuhuş çetesi kurduklarõ iddiasõyla düzenlenen operasyonda aralarõnda Öykü Evren’in de bulunduğu 16 kişinin yargõlandõğõ davaya İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Mahkemede, Gökkuşağõ Gayleri ve Travestileri Koruma Derneği Başkanõ Öykü Evren Ören ile eşinin de bulunduğu 16 kişi için “suç işlemek amacõyla örgüt kurmak, bu örgüte üye olmak, bir kimseyi fuhşa teşvik etmek veya yaptõrmak veya aracõlõk etmek ve fuhuş için yer temin etmek” suçundan toplam 116 yõl hapis cezasõ verildi. Öğrenci servisi kaza yaptı MUŞ (AA) - Muş’un Korkut ilçesindeki Tanköyü Muradiye Vakfõ Kuran Kursu öğrencilerini taşõyan Güven Geyik yönetimindeki minibüs, Kümbet mevkisinde şarampole devrildi. Kazada kursun müdürü Feyat Yõldõran ağõr, sürücü ile minibüste bulunan 8 öğrenci hafif yaralandõ. Ergüder toprağa verildi İstanbul Haber Servisi - İsviçre Hastanesi’nde önceki gün yaşamõnõ yitiren 17, 18 ve 19. Dönem İstanbul Milletvekili, Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Genel Kurulu üyesi ve yönetim kurulu eski üyelerinden Halil Orhan Ergüder (88) Çengelköy Mezarlõğõ’nda toprağa verildi. Ergüder için Karacaahmet Şakirin Camisi’nde düzenlenen törende oğullarõ Selim ve Murat Ergüder taziyeleri kabul etti. Baykal, AKP’lilerin yemin ettikleri anayasanõn kökünü kazõmaya çalõştõklarõnõ söyledi ‘Anayasa projesi çürüdü’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başka- nõ Deniz Baykal, “anayasa projesinin siyaseten çürüdü- ğünü” vurgularken milletve- killerine “Meclis’in 1 Mart tezkeresine karşı olduğu gibi, tekrar bir şahsiyet şahlan- ması gerçekleştirmesine ihti- yaç var” diye seslendi. CHP lideri Baykal’õn grup toplantõsõnda yaptõğõ değer- lendirmeler ana başlõklarõyla şöyle: Anayasa değişikliği: TBMM’nin vakarõna, onuruna, şerefine uygun düşmeyen bir müzakere biçimi dayatõlmõş- tõr. Bu şekilde hazõrlanmõş bir hapõ milletimiz nasõl içecek? Anayasa Mahkemesi’nin yapõ- sõ değiştirilmek isteniyor. Rıza Türmen, 17 üyeden 10’unun iktidarõn tercih ettiği kişiler olacağõnõ söylüyor... Sayõn Tür- men, ne 10’u, 17’si... Anayasa uzmanõ Prof. Dr. Andrew Ara- to, ben hayõr oyu verirdim, Anayasa Mahkemesi kesin ip- tal eder, diyor. Bunu söyleyen Ergenekon hukukçusu değil, laikçi bilmem kim değil. Macar kökenli ABD vatandaşõ saygõn anayasa hukukçularõndan biri... Yemin ettikten sonra anaya- sanõn özünü böyle tahrip etmek, kurnazlõğõn daniskasõ. Yemin edeceksin bu anayasaya, sonra o anayasanõn kökünü kazõya- caksõn. Birinci tur bitmeden bu anayasa projesi siyaseten çü- rümüştür. TBMM’nin en şerefli sayfalarõndan birisi 1 Mart tez- keresine karşõ Türkiye’ye sahip çõkma kararõdõr. Şimdi gene bu kriz karşõsõnda tekrar böyle bir haysiyet şahlanmasõ ger- çekleştirilmesine ihtiyaç vardõr. Tekrar CHP’lisi, AKP’lisi, ba- ğõmsõzõ, başka partilere mensup milletvekili el ele vereceğiz ve “bu şartlarda bu dayatma olmaz” diyeceğiz. Tarihimize yakõşan o haysiyetli, şerefli duruş bir kez daha ortaya çõ- kacaktõr. “Asma, kesme, yak- ma...”: Şu üç maddeyi ayõrõ- verin, Meclis’te bitirelim bu işi, kimse kimseyi yormasõn, dedik. Ayõralõm da, sen Anayasa Mah- kemesi’ne gitmeyeceğine söz ver... Bu; o üç madde anaya- saya aykõrõ, biz biliyoruz, de- mek. 23 Nisan’da Başbakan- lõk’a gelen çocuğa, “yetki se- nin, ister as, ister kes” diyor. Valla geçmişe bakarak diyorum ki; iyi ki “as, kes”te kaldõ, Sõ- vas’taki olaylar gibi “yak” da diyebilirdi. 2. Dünya Sava- şõ’nda Churchill, Hitler’e kar- şõ “Dağda, denizde, ovada sonuna kadar mücadele ede- ceğiz” demişti. Biz de bu üç maddeye karşõ, parlamentoda, referandumda, Anayasa Mah- kemesi’nde sonuna kadar mü- cadele edeceğiz. Et fiyatları: Et fiyatlarõ ro- ket gibi fõrlamõştõr. Bu, bir po- litikanõn iflasõnõn ifadesidir. Et ithalatõnõ sorunun çözümü için bir yöntem gibi kabul etmek da- ha uzun vadede çok daha büyük sorunlarla karşõ karşõya bõrak- maktõr. Bedelli askerlik: Özel- likle bu sene, referandum ve se- çime yaklaşõrken birdenbire bu konunun hükümet tarafõndan bir çözüme bağlamak imkânõ var gibi değerlendirildiğini gör- dük. Halledebiliriz, yaklaşõmõ sergilendi. Sen 8 yõldõr başba- kansõn, olayõ biliyorsun. Bu kadar hassas konuda, beklenti yaratarak, umut vererek, sizin gibi düşünüyorum, mesajõ ver- menin devlet adamlõğõyla bağ- daşõr tarafõ var mõ? Umut ve- rildi, sonra “olmayacağını an- ladım” dedi. Şimdi mi öğren- din olmayacağõnõ? Van itirafı: Hükümet du- dak büktü, geçiştirmeye çalõş- tõ, üstünde durmadõ. Sonra, Samsun’da Ahmet Türk’e sal- dõrõ oldu, aynõ yerde iki polis öldürüldü. Kayseri’de de bir ba- kana saldõrõ yapõldõ. Hükümet ancak Kayseri’deki yumruk- tan sonra bu sürecin farkõna var- maya başladõ. Hatalõ değerlen- dirme yaptõk, şimdi görüyo- ruz, dediler. Kayseri’den son- ra görevlendirilen müfettişler “Bu iş organizedir, AKP’liler bu işin içindedir” dediler. Ermeni açılımı: Ermeni açõlõmõ fiyaskoya dönmüştür. 24 Nisan’da Başkan Obama bir açõklama yaptõ. Söyledik- leri geçen yõl söylediklerinden geride değil. Geçen sene İn- gilizce “soykırım” deme- mişti, Ermenice söylemişti. Bu sene yine aynõsõnõ kullan- dõ. 1.5 milyon Ermeni öldü- rüldü ya da ölüme yürütüldü, dedi. Başbakan, bizim duyar- lõlõklarõmõz dikkate alõndõ, de- di. Dõşişleri Bakanlõğõ da esef- le karşõladõ, dengesiz buldu... Başbakan iç politika yapõ- yor, Dõşişleri Bakanlõğõ Tür- kiye’nin tezlerini dile getiri- yor. Başbakan, Türk kamuo- yuna karşõ Obama’nõn avu- katlõğõnõ yapõyor. CHP lideri Deniz Baykal, grup toplantısında yaptığı konuşmada, AKP’nin anayasa de- ğişikliği girişimine karşı sonuna kadar mücadele edeceklerini söyledi. (Fotoğraf:AA) DİYANET YASA TASLAĞI Camilere denetim kalkıyor Diyanet’in yeni teşkilat yasa taslağõnda denetçi kadrolarõna yer verilmiyor. Taslak yasalaşõrsa cami ve Kuran kurslarõnda denetim boşluğu oluşacak, tarikat ve cemaatler arasõnda camileri ele geçirme savaşõ yaşanacak. FIRAT KOZOK ANKARA - Diyanet İşleri Baş- kanlõğõ’nõn tüm kurum çalõşanlarõ tarafõndan merakla beklenen yeni teşkilat yasasõ, bazõ tartõşmalarõ da beraberinde getirdi. Taslağa ekle- nen geçici madde ile denetim kadrolarõnõn boşaltõlmasõ yönünde ciddi bir adõm atõlmõş oldu. Bu çerçevede, yasanõn yürürlüğe gir- diği tarihte en az lisans düzeyinde dini yükseköğrenim mezunu olup murakõp (denetmen) kadrosunda bulunanlar 3 yõl içerisinde en faz- la iki kez yapõlacak, usul ve esas- larõ başkanlõkça belirlenecek vaiz- lik sõnavõna katõlma hakkõna sahip olacak. Sõnavda başarõlõ olanlar vaiz kadrosuna atanacak. Boşalan murakõp kadrolarõ herhangi bir iş- leme gerek kalmaksõzõn iptal edil- miş sayõlacak. Camiler tarikatların kucağına itilecek Yapõlan bu değişiklikle il ve il- çelerdeki camiler adeta tarikatlarõn kucağõna itilmiş olacak. Diyanet Denetim Elemanlarõ ve Uzmanlarõ Derneği Genel Başkanõ Abdülka- dir Sezgin, söz konusu kadrolara 5 yõldõr yeni atama yapõlmadõğõnõ anõmsattõ. Yapõlan değişiklikle kadrolarõn tamamen tasviye edil- mesinin önünün açõldõğõnõ vurgu- layan Sezgin, “İl ve ilçelerde ca- miler, Kuran kursları denetim- siz kalacak” dedi. Yaşanan geliş- melerden il ve ilçe müftülerinin yanõ sõra din görevlileri ile mura- kõplarõn da rahatsõzlõk duyduklarõ- nõ belirten Sezgin, şöyle devam et- ti: “Bu durumda camileri kimin ele geçireceği belli değil. Ciddi bir kaos olur ve mutlaka birileri camileri ele geçirir. En azından illegal Hizbullahçı ve Hiz-but Tahrirciler ilk sırada yer alır. Sonra da öbür cemaatler. Yaz Kuran kursları var, kış Kuran kursları var. Buralarda kimle- rin neler yapacağını kimse tah- min edemez.” Düzenlemeyle her caminin, kendi çevresindeki tari- katõn merkezi haline geleceği uya- rõsõnda bulunan Sezgin, “Yapıl- mak istenen düzenleme yasala- şırsa, buralar fitne merkezi hali- ne gelir. Devletin hakkı tartışıla- bilir hale gelir. Onun için de il denetiminin sağlıklı bir şekilde kurulması lazım. Murakıp kad- roları il müfettişliğine kaydırıla- bilirdi” diye konuştu. DEMİRTAŞ, SİİRT OLAYININ BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ OLDUĞUNU SÖYLEDİ ‘Çocuklardan af dileyin’ İhlas’ın hesabı sorulamıyor 2001’de battõğõnda 1 milyar dolar alacağõ olan 200 bin mağdur bõrakan İhlas Finans’la ilgili araştõrma önergesi AKP’lilerin oylarõyla reddedildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP’nin, “2001’de battığında 1 mil- yar dolarlık alacağı olan 200 bin ih- laszede bırakan” İhlas Finans’õn oluş- turduğu mağdurlar hakkõndaki araştõr- ma önergesinin dün görüşülmesi öne- risi AKP’lilerin oylarõyla reddedildi. CHP, Danõşma Kurulu’nun toplana- mamasõ nedeniyle, söz konusu araştõr- ma önergesinin dün görüşülmesi öne- risini, Genel Kurul gündemine getirdi. Önerinin lehinde konuşan CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, 2001 yõlõnda batan İhlas Finans’õn, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn talimatõyla, TMSF kapsamõndan çõkartõldõğõnõ belirtti. Zor durumda olan İhlas Finans’õn, yeni ya- tõrõmlarla büyürken, mağdurlarõnõn çok zor durumlara düştüğünü kaydeden Kart, Başbakan Erdoğan ve AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin, “İhlas Finans’ın mudilerine ödeme yapması gerektiği” yönünde açõkla- malar yaptõklarõnõ belirtti. Kart, “Birçok mudi paralarını alamamıştır. Bu kadro, kutsal değerleri istismar eden, kamu kaynaklarını yandaş ilişkiler içerisinde çar çur eden kadrodur. Bu kadro, anayasa değişikliğiyle, yol- suzlukların hesabının sorulmaması için yargı değişikliğine gitmektedir” diye konuştu. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık da bu konuyu daha önce gündeme getirdiğini belirterek “İhlas Finans 2001’de battığında 1 milyar dolarlık alacağı olan 200 bin ihlaszede bıraktı. Ancak bu kişilerin alacakları öden- medi” diye konuştu. AKP Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, önerinin aleyhinde yap- tõğõ konuşmada, “222 bin hesap sahi- binden 155 binine ödeme yapıldı. Ödeme yapılan miktar da 299 milyon dolar, 85 milyon Avro” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - BDP lideri Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantõsõnda gün- demdeki konulara ilişkin değerlen- dirmeler yaptõ. Siirt’te yaşanan olaya değinen Demirtaş, hükümeti eleştirdi. Ola- yõn sanki ilk defa kamu görevlile- ri tarafõndan duyuluyormuş ve gereği yapõlõyormuş gibi bir hava yaratõldõğõnõ belir- ten Demirtaş, “Siirt’te kuş uçsa devletin haberi olur. Siirt’te 3 kişi kendi ara- sında konuşurken bile din- leyen devlet, 2 yıl boyunca bir eğitim kurumunda böylesi bir facia yaşanır- ken ‘Bundan haberdar de- ğiliz’ diyemez” dedi. Demirtaş, Siirt Valiliği’nden İçişleri Bakan- lõğõ’na kadar uzanan ciddi bir so- rumluluk olduğunu söyledi. Si- irt’teki olayõn kamuoyuna yansõdõ- ğõ için tartõşõldõğõnõ, bunun buzda- ğõnõn görünen yüzü olduğunu öne süren Demirtaş, Türkiye’nin her yerinde kadõna, çocuğa yönelik cinsel istismar, tecavüz olaylarõnõn yaşandõğõ görüşünü dile getirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Milli Eğitim Bakanõ Nimet Çu- bukçu’nun “medya abartmasın” sözlerini eleştiren Demirtaş, “Sayın Başbakan medyayı suçlayacağı- na, kendisini başbakan yapan ile bir an önce gitmeli, o çocuklardan özür dilemelidir. Valiyi, emniyet müdürünü ve milli eğitim müdü- rünü derhal görevden almalıdır. Sayın Başbakan, ‘bu işi abartmayõn’ demek yerine bu işi abartmalıdır. Bunu abartmayacaksınız da neyi abartacaksınız?” dedi. Türkiye yeni bir anayasaya kavu- şuncaya kadar demokratik muhale- fetlerini sürdüreceklerini anlatan De- mirtaş, paketin siyasi partilerin ka- patõlmasõ ile ilgili maddesine parti- sinin milletvekillerinin kõsmen des- tek verdiğini, ancak önerinin tümü- ne ilişkin tutumlarõnda herhangi bir değişiklik olmadõğõnõ söyledi. Ge- nelkurmay’õn e-muhtõrasõnõn yõldö- nümü olduğuna dikkat çeken De- mirtaş, AKP’nin bunu mağ- duriyet olarak kullanarak ik- tidara geldiğini söyledi. De- mirtaş, “Peki 27 Nisan e- muhtırasını yapan general nerede? AKP’nin 1 trilyo- na satın alıp hediye ettiği makam aracı ile dolaşıyor kendileri” diye konuştu. 23 Nisan için Adana’dan, Ankara’ya gelmek üzere yo- la çõkan bir grup çocuğun, Pozantõ’da gözaltõna alõndõklarõnõ ve bu neden- le Meclis’teki törenlere katõlama- dõklarõnõ ileri süren Demirtaş, “Böy- le bir sistem anlayışı varken ço- cukları affetseniz ne olur, affet- meseniz ne olur? Çocuklardan af dileyelim. Sayın Bahçeli’ye öne- rimdir, çocukları affetmek yerine çocuklardan af dilesin” dedi. AKP’nin anayasa görüşmelerinde TBMM’nin vakarõna, onuruna, şerefine uygun düşmeyen bir müzakere biçimi dayattõğõnõ söyleyen Baykal, “Birinci tur bitmeden bu anayasa projesi siyaseten çürümüştür” dedi. İtiraz ettikleri üç maddenin anayasaya aykõrõ olduğunu tekrarlayan Baykal, “2. Dünya Savaşõ’nda Churchill, Hitler’e karşõ ‘dağda, denizde, ovada sonuna kadar mücadele edeceğiz’ demişti. Biz de bu üç maddeye karşõ, parlamentoda, referandumda, Anayasa Mahkemesi’nde sonuna kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu. Selahattin Demirtaş, anayasa paketinin tümü üzerindeki tutumlarõnda bir değişiklik olmadõğõnõ belirterek, Siirt’te yaşanan olaylar konusunda hükümeti suçladõ. Ermeniailedenkardeşlikmesajõ Türkiye’de oturma izni verilen, moya moya hasta- sı Ermenistan vatandaşı Arthur Manukyan’ın annesi Hasmik Manukyan, 22 yaşındaki oğlu- nun tedavisine Türkiye’de devam edebilmesinin mutluluğunu yaşadığını belirtti. Oturma izninin çıkmasının ardından, artık rahat rahat evden çıkıp gezebileceklerini söyleyen Manukyan, “Biz bir örnek olalım. Kardeş gibi yaşayalım. Ermeni, Türk ayrım yapmayalım. Burada çok insanlık gördüm. 10 senedir buradayım, hiç kimseden kötülük görmedim” dedi. (AA)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle