19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 NİSAN 2010 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ İnsani Gelişmişlik Karayoluyla yolculuk etmenin bir yararı da, geçtiğiniz ülkenin bir uçtan ötekine, köşe bucağını görme olanağı vermesi. Sözü yine Yunanistan’a getireceğim. Komşumuzda sözgelimi bir bölgesel gelişmişlik farklılığından söz edebilmek mümkün görünmüyor. Sınırımızı hemen geçip ilk karşınıza çıkan yerleşim yeri Dedeağaç’ta da, ülkenin batı köşesi Yanya’da da aynı refah ve gelişmişlik düzeyini görebilirsiniz. Ne dağların ardında kalmak, ne de bir sınır kasabası olmak, buraların gelişmesini, ülkenin genel refah düzeyinden payını almasını engellememiş. Şu ekonomik göstergeler denen sayıları ya da olguları nasıl yorumlamak gerektiğini de anlayabilmek güç. Hemen her gün basın yayın organlarında Yunanistan’ın battığı, Türkiye’nin ise çok iyi durumda olduğuna ilişkin haberler yayımlanıyor. Birleşmiş Milletler’in İnsani Gelişmişlik Endeksi’ne bakıyorsunuz, dünyadaki 177 ülke arasında Yunanistan 25., Türkiye 79. sırada. Türkiye cinsiyet eşitsizliğinde daha da diplerde, 111. sırada. Gazetemizin 7 Nisan günlü sayısında yayımlanan, “Komşuda Devlet Fakir, Halk Zengin” başlıklı haber de, aynı gerçeği yansıtıyordu. Habere göre geçen hafta, dört günlük paskalya tatili nedeniyle, 4.5 milyon nüfuslu Atina’da 2.7 milyon kişi tatile gitmiş. Kentten bir milyon özel araç çıkış yapmış, on binlerce ton et tüketilmiş. Çıplak göz de aynı şeyi söylüyor: Meriç’i geçer geçmez, motosikletler üzerinde dolaşan, kahvelerde, lokantalarda erkeklerle eşit oranda yer alan kadınlarla karşılaşıyorsunuz. Yaşamak eylemi, ortak bir şenliğe dönüşmüş. Meriç’in beri yanında ise kadın toplumsal hayattan elini çekmiş; kahvede, sokakta erkek egemen, yoksul, mutsuz bir toplum. 1971 askeri darbesi olduğunda, sıkça yinelenen bir ekonomik hedef vardı: 2000 yılında Türkiye, İtalya ile eşit gelişmişlik düzeyine erişecek, deniyordu. Yıl 2010. İtalya ekonomik büyüklük bakımından bizim iki katımız, kişi başına düşen gelir bakımından üç katımız, dışsatımı bizimkinin dört katı, İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde, yeryüzünün en yaşanılası 18. ülkesi. Çıplak göz de aynı şeyi söylüyor: Ülkenin kuzeyinden güneyine, bir uçtan bir uca ekilmemiş, işlenmemiş bir karış toprak yok. Meyve bahçeleri çiçekler içinde, tarlalarda tahılların yeşil filizleri uç vermiş. 12 Nisan sabahı, Vatan gazetesinin manşetine bakıyorsunuz, ülkemizin en verimli tarım alanlarından Gediz Ovası boydan boya satılık tarla ve traktör tabelalarıyla donanmış. Çiftçilerimiz hacizlerle, hapislerle boğuşuyor. Bir de şunu anlamalı: Gelişme, kalkınma yalnızca sayılarla olmuyor. Gelişmenin insani olabilmesi gerek. Biz yirmi beş yıl önce kent içi ulaşımda elektrikli troleybüsleri kaldırdık. İtalya hâlâ kullanıyor. Otobüsler de doğalgazlı. Onların kentlerinde hava pırıl pırıl, tertemiz; bizde Taksim’de, Kadıköy’de, Üsküdar’da, kim bilir daha nerelerde, kentlerin en işlek alanlarında belediye otobüslerinin saldığı egzoz gazlarından zehirlenmeden yürüyebilmek mümkün değil. Belediye hizmeti sokaklara lale dikmek midir, insanlara soluyacakları temiz bir hava sunabilmek mi? Hangisi gelişmişlik, hangisi insani? Hemen herkesin kullandığı Eskihisar- Topçular feribot hattında 40 dakikalık yolculuk için devlet işletmesinin araç başına aldığı ücret 45 lira. On saatlik Yunanistan-İtalya feribotu 23 Avro. Yaklaşık aynı ücret. Onların on saatlik yolculuğa ödediği parayı biz burda 40 dakikalık yolculuğa ödüyoruz. Burada internet bağı için dünyanın en yüksek ücretini ödüyoruz. Orada internet cafe denilen bir şey yok. Çoğu yerde kablosuz internet belediye hizmeti olarak ücretsiz sunuluyor. Ne Yunanistan’da ne de İtalya’da bizdeki kadar milyarder yok ama toplumsal kalkınmışlık, refah var. Hangisi gelişmişlik, hangisi insani? [email protected] [email protected] CMYB C M Y B E nglish Chamber Orchestra geçen hafta İşSanat’õn konuğuydu. Ku- ruluşu 1948’lere dayanan topluluk nice bilge yöneticiyle birlikte Benjamin Britten gibi bir müzik adamõnõn gözeti- minde olgunlaşmõş. Üyeleri giderek gençleşse de belli bir geleneğin tõlsõmõ ko- runuyor. İstanbul konserlerinde başkemancõlarõ Stephanie Gonley’nin liderliğinde çaldõ. Gonley çok başarõlõ bir müzisyen. Kimi za- man başkemancõ olarak bu orkestranõn lideri oluyor, kimi zaman solist ve şef olabiliyor. Doğal ki yõllarõn deneyimine sahip olan or- kestra üyeleri, birlikte çalmada tek soluk gi- bi tümleşebiliyorlar. Tõnõ birliği konusunda müthiş ustalar. Wagner’in Siegfried Idyll’ini dinlerken orkestradan yükselen renklerden güzelim bir suluboya tablo oluş- tu. Hele şafak sökerken, yorumcular incelikli fõrça darbeleriyle resmi õşõklandõrõr gibiydi. Topluluğun İstanbul’daki ikinci konserinde solist, son yõllarõn harika çocuklarõndan, Ko- re asõllõ Amerikalõ kemancõ Sarah Chang’dõ. Max Bruch’un ünlü keman konçertosundaki tutkulu, güçlü, enerjik söyleminin yanõ sõ- ra çocuksu, nazlõ ve derin düşünce içeren an- latõmõ heyecan vericiydi. HOFFMANN’IN GÜNÜMÜZE ULAŞAN MASALLARI AKM’nin boşaltõlmasõ iki yõla ulaştõ. Plansõz, programsõz, kavgalar gürültüler içinde bir süreç ve sonuç, elde var sõfõr. Her hafta başka bir mekânda konser veren İD- SO kadar Süreyya’nõn küçücük sahnesine ve AKM’ye göre üçte bir izleyici alan salonu- na mahkûm olan İDOB da zorluklar içinde. AKM yalnõz sanatçõlarõn değil, sanatse- verlerin de bir buluşma mekânõydõ. Süreyya Operasõ’nõn o küçük sahnesinde artõk uzun soluklu, geniş kadro ve görkem- li dekor gerektiren operalar oynanamõyor. Öte yandan yokluklar yeni buluşlara da yol açõyor. İşte bu daracõk alanda geniş bir ro- mantik opera sergileyebilen rejisör Recep Ayyılmaz’õ kutlamak istiyorum. Jacques Offenbach’õn “Hoffmann’ın Masalları” adlõ “fantastik opera”sõnõ gör- kemli sahneler ve son derece yaratõcõ bir ba- kõşla sergilemiş. Yapõt zaten düşsel imgelerle örülü. Ancak Ayyõlmaz bir de zamanõmõzõn dekorlarõna ve kostümlerine uyarlayarak fan- teziyi biraz daha geliştirmiş. O küçük sahneyi geniş ve yüksek göste- ren merdivenler, sanki çok derinlerdeymi- şiz duygusu yaratan bir asansör, yeraltõ dünyasõ benzeri bir atmosfer, kuklalarõn ya- nõ sõra dinozorlar, robotlar, masallarõn bu- ğulu dünyasõndan bilim-kurgunun metalik õşõltõsõna uzanan sahneler, video ekranõ, bilgisayarlar... Bir yanda romantik masallar anlatõlõyor öte yanda bütün bu malzemeyle o masallar bizi derin tarihten yarõna taşõyor. Olympia rolünde Nazlı Deniz Boran tarihin en ünlü koloratur aryalarõndan bi- risini büyük başarõyla seslendiriyor. Burçin Savigne (Guilietta) ve Evren Ekşi (Antonia) güzel seslerinin yanõ sõ- ra rolleriyle örtüşmüşler. Deniz Erdo- ğan Likos da güzel sesiyle ve Nickla- usse rolüne getirdiği dinamik kimlikle dikkat çekiyor. İzlediğim son temsilin dikkat çeken bir başka yönü de deneyimli operacõ- larõmõzla parlayan solistlerimizin bir arada oynamasõydõ. Örneğin deneyimli sanatçõ- lardan Bülent Külekçi (Hoffmann), Sedat Öztoprak (Lindorff/Coppelius), Kevork Tavityan (Miracle) ve yeni tanõdõğõmõz Murat Güney (Departutto), oyunuyla da şarkõcõlõğõ kadar dikkat çeken Ahmet Bay- kara (Pitichiinaccio/Frantz) gibi. Gökçen Koray’õn çalõştõrdõğõ koro üye- lerinin aynõ zamanda oyuncu görevi üst- lenmesi ve özenli şarkõlarõ; Sibel Kasa- poğlu’nun yaratõcõ koreografisi, Behçet Malikler’in her ayrõntõsõ ince işlenmiş de- koru, Ayşegül Alev’in cesaretli kostümle- ri, Metin Koçtürk’ün özenli õşõk tasarõm- cõlõğõ teker teker alkõşa değer. Sahnedeki du- man, sanatçõlar kadar izleyicileri de rahat- sõz etse de masallarõn düş boyutunu süslü- yor. Ve son alkõşlarõm Murat Kodallı yöne- timindeki orkestraya: Tertemiz sololar, özenli nüanslarla, sahneyle birliktelik ve gü- zelim Barcarolle’deki şiirsel anlatõmla alkõşõ hak ediyorlar. Gelecek mevsime keşke AKM sahnesinde uzun süren temsillerle bu oyunu izleyebilsek. [email protected] Chang’õnenerjisi,Hoffmann’õnbüyüsü Kültür Servisi - 29. Uluslararasõ İstanbul Film Fes- tivali’nde bugün ülkemizin batõsõnda ve doğu- sunda yaşanan farklõ iki hikâye izlenebilir. Ulu- sal Yarõşma bölümünde de yer alan bu iki film- den biri, Miraz Bezar’õn yazõp yönettiği ilk uzun metrajlõ filmi “Ben Gördüm”(Min Dit), faili meçhul cinayetlerle kararan geçmişimize bir õşõk tutmaya çalõşõyor. Senaryosunu Bezar’la birlik- te geçen gün kaybettiğimiz gazeteci-yazar Ev- rim Alataş’õn yazdõğõ film, küçük bir kõzõn, ya- şadõğõ bütün olumsuzluklara rağmen şiddete na- sõl karşõ durduğunu gösteriyor. Anne-babalarõ öl- dürülünce Gülistan’la kardeşlerine teyzeleri sa- hip çõkar. Teyze de ortadan kaybolunca çocuk- lar sokakta yaşamaya başlar, ta ki anne-babala- rõnõn katiliyle karşõlaşõncaya dek... İnan Temelkuran’õn Antalya Film Festivali’nde “En İyi Film” başta olmak üzere birçok festi- valden ödülle dönen ikinci uzun metrajlõ filmi “Bornova Bornova” ise işsizlik ve onun yarattõğõ ruh hali üzerine bir İzmir filmi. Faili meçhuller ve İzmir Kültür Servisi - Her yõl farklõ bir üniversitede dü- zenlenen “5. IDEA Kon- feransı” bu yõl 14 -16 Nisan tarihleri arasõnda Ankara’da yapõlacak. Atõ- lõm Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatõ ve Mü- tercim Tercümanlõk Bö- lümleri tarafõndan Fen- Edebiyat Fakültesi Deka- nõ Prof. Dr. Oya Batum Menteşe başkanlõğõnda düzenlenecek konferans İngiliz ve Amerikan Ede- biyatõ ve Batõ Kültürü’nün yanõ sõra çeviribilim üze- rine de yoğunlaşõyor. 21 ülkeden 175’ten faz- la akademisyenin katõla- cağõ konferansõn açõlõş konuşmalarõnõ New York Üniversitesi’nden kolo- nileşme sonrasõ edebiyat üzerine pek çok dile çev- rilmiş kitaplarõn yazarõ Robert JC Young, Çek Cumhuriyeti Charles Üni- versitesi’nden Martin Prochazka, İspanya Al- cala Üniversitesi’nden Al- berto Lazaro, İngiltere Warwick Üniversite- si’nden John T. Gilmore ve romancõ Erendiz Ata- sü yapacak. Prof. Dr. Emel Doğramacı’ya “Yaşam Boyu Onur Ödülü” verilecek olan konferansta ayrõca, Yıldız Kenter ve Talat Hal- man “Anadolu’nun Aşk Şiirleri” başlõklõ bir su- num yapacaklar. (www.ideaconferen- ce.atilim.edu.tr ) ‘5. IDEA KONFERANSI’ İngilizveAmerikan edebiyatõ üzerine English Chamber Orchestra’nõn konserinde solist, son yõllarõn harika çocuklarõndan kemancõ Sarah Chang’dõ. Süreyya Operasõ’nda sahnelenen “Hoffmann’õn Masallarõ” ise yaratõcõ bir bakõşla ele alõnmõş  ATLAS SİNEMASI’nda 11.00’de “Matmazel Chambon”, 13.30’da “Üstüne Alõma”, 16.00’da “Kõskanmak”, 19.00’da “Ben Gördüm”, 21.30’da “Annemi Öldürdüm”. (0 212 252 85 76)  YENİ RÜYA SİNEMASI’nda 11.00’de “Yolda”, 13.30’da “Hadewijch”, 16.00’da “Koca Dünyada Kurtuluş Pusuda”, 19.00’da “Sevdiğim Her Şey”, 21.30’da “Hücre 211”. (0 212 244 54 57)  SİNEPOP SİNEMASI’nda 11.00’de “Balõğa Çõkmak İçin Kötü Bir Gün”, 13.30’da “Lezbiyen Vampirler”, 16.00’da “Surat”, 19.00’da “Kuzeysiz”, 21.30’da “İki Balayõ”. (0 212 251 11 76)  BEYOĞLU SİNEMASI’nda 11.00’de “Bornova Bornova”, 13.30’da “Acõ”, 16.00’da “Tropikal Tanrõ”, 19.00’da “Çağrõ”, 21.30’da “Çõğlõk Çõğlõğa Bir Sevda”. (0 212 251 32 40)  KADIKÖY SİNEMASI’nda 11.00’de “Amrika”, 13.30’da “Ufaklõk”, 16.00’da “İç Bölge”, 19.00’da “Sürpriz Film”, 21.30’da “Gainsbourg”. (0 216 337 74 00)  NİŞANTAŞI CITYLİFE(CITY’S) SİNEMASI’nda 16.00’da “Modesty Blaise”, 19.00’da “Nowhere Boy”, 21.30’da “Aşkõn Son Mevsimi”. (0 212 373 35 35)  PERA MÜZESİ SALONU’nda 11.00’de “Kalbim Sadece Onun İçin Atõyor”, 13.30’da “Hazine Mağarasõ +Tahran’õn Heykelleri”, 16.00’da “Parça Parça”, 19.00’da “Metin Erksan’õn Tutkusu”, 21.30’da “Camera Obscura”. (0 212 334 99 00) 29. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ’NDE BUGÜN Kültür Servisi- “16. Uluslararası 7-77 An- kara Karikatür Festi- vali” 16-19 Nisan tarihleri arasõnda çocuklara yöne- lik olarak yapõlõyor. Fes- tivalde hem çocuklarõn çizdiği hem de çocuklar için çizilmiş karikatürler- den oluşan sergiler, ço- cuklar için karikatür çizim atölyeleri düzenlenecek ve çizgi film gösterileri yapõlacak. Festival sõrasõnda açõla- cak “6.Uluslararası 7- 77 Karikatür Yarışma- sı” sergisi, “8. Ulusal 7-17 Kari- katür Yarışması” sergisi, Valeri Kurtu (Almanya), Javad Aliza- deh (İran), Michel Kichka (İsrail) çocuk karikatürleri sergileri, Ege Yarım’õn “Çocuk Gözüyle”, Nezih Danyal’õn “Ben de Çocuktum” karikatür sergileri de çeşitli galeri- lerde 15 gün açõk kalacak ve sergi- ler yõl boyu yinelenecek. Etkinlikler, Kültür ve Turizm Ba- kanlõğõ Resim Heykel Müzesi, Baş- bakanlõk Basõn Yayõn ve Enfor- masyon Genel Müdürlüğü Sergi Sa- lonu, Türk İngiliz Kültür Derneği Sergi ve Toplantõ Salonu, Umag Sanat Galerisi’nde yapõlacak. ULUSLARARASI7-77ANKARAKARİKATÜRFESTİVALİ Çocuklar için karikatür Bornova Bornova Lezbiyen Vampirler Silivri’de “Duruşmaları İzleme Eylemi” ? Hukuk çiğnenerek ? Özgürlükleri ellerinden alõnan ve yargõlanan tüm insanlarõmõzõn ? Silivri’deki duruşmalarõna TANIK olmamõzõ isteyen M. Balbay ve T.Özkan’õn çağrõsõna uyalõm, “Duruşmaları İzleme Eylemi”ni sürdürelim. • Her Cuma günü • Saat: 08.30’da c’in bahçesinde olalõm. • Başvuru : 0535.636 59 11-0506.787 40 67-0532.713 22 43
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle