Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ABİDİN YAĞMUR
MERSİN - Mersin’de 25 yaşõndaki kemik kan-
seri hastasõ Şafak Bay, Türkiye’de tedavi umu-
dunu tamamen yitirdi. Yurtdõşõndaki tedavi mer-
kezlerinde deneysel tedavi süreçlerine katõlmak
isteyen Bay’õn 300 bin dolara gereksinimi var.
Bay, “Deneysel tedavilerde kanseri yenme
olasılığı yüzde 1. Bu oran çoğu kişiye çok dü-
şük gelebilir ama benim için yüzde 1 olasılık
bile güneşi görmek gibi” dedi.
Fõrat Üniversitesi Türkçe öğretmenliği bö-
lümünden mezun olan Şafak Bay, 2005 yõlõnda
diz ağrõsõ şikâyetiyle gittiği hastanede kemik
kanseri olduğunu öğrendi. Bay, o tarihten son-
ra, bir yandan kanserle mücadele et-
ti, bir yandan da on binlerce yaşõtõ gi-
bi KPSS’ye karşõ olan Atanamayan
Öğretmenler Platformu’nun ku-
rucularõ arasõnda yer aldõ. Ey-
lemler, görüşmeler, açlõk grevleri
ile geçti son birkaç yõlõ ama
atamasõ yapõlmadõ.
O süreçte hastalõğõ da hõzlanan
Bay’õn sağ dizinin yerine protez
takõldõ, ilaç tedavisi sürdü ama
2007 yõlõna gelindiğinde hasta-
lõk sol omzunda tekrarladõ.
Omzunun yerine protez takõ-
larak kemoterapiye başlayan
Bay’õn hastalõğõ 2008’de akci-
ğerine sõçradõ. Tümörlü hücre-
ler ameliyatla alõndõ ama has-
talõk 2009’da akciğerinde ve
kalçasõnda tekrarladõ. Bu durum
Bay için, Türkiye’deki tedavi umutlarõnõn da so-
nu oldu. Yurtdõşõndaki tedavi merkezlerini araş-
tõrmaya başlayan Bay, Amerika’nõn Teksas eya-
leti Houston kentinde bir merkezle iletişime
geçti. Ancak merkez tedavi için 300 bin dolar ge-
rektiğini bildirdi. Bay, “Sağlık Bakanlığı’ndan
‘Türkiye’de tedavi olanağõnõn kalmadõğõna’ da-
ir rapor aldım bu merkeze gitmek için. Ama
Sağlık Bakanlığı, deneysel tedavi olacağı için
masrafları üstlenmiyor. Bakanla, müsteşarla,
Meclis’te grubu olan partilerin grup başkan-
vekilleriyle görüştüm. Üzüldüklerini gördüm
ama yardım yolu açan olmadı” dedi.
Özok umutlandırdı
Bay, yurtdõşõnda tedavi umutlarõnõn azaldõğõ
günlerde Türkiye Barolar Birliği Başkanõ Özde-
mir Özok’un, ABD’de deneysel tedavilere katõlõp
kanserle mücadele ettiği haberlerini görünce ye-
niden umutlandõ. Bay, “Deneysel tedavilerde
kanseri yenme olasılığı yüzde 1. Bu oran ço-
ğu kişiye çok düşük gelebilir ama benim için
yüzde 1 olasılık bile güneşi görmek gibi. Ben,
yüzde 100 garantili tedavi arayacak durumda
değilim. 25 yaşındayım ve yüzde 1 yaşama ola-
sılığı bile benim için büyük bir olasılık. Bunu
değerlendirmek istiyorum. Bunu sağlayacak
ekonomik gücüm yok. Devletten ve toplumdan
yardım bekliyorum” diye konuştu. “Vicdan-
larına güvendiğim birkaç sanatçı var, onların
adını yazar mısınız” diyen Bay, Cem Yılmaz,
Okan Bayülgen, Beyaz, İbrahim Tatlıses ve Se-
zen Aksu’nun yardõm elini beklediğini söyledi.
Bay’a yardõm için (0324) 341 38 98- 0506 502
00 60 numaralarla irtibata geçilebilir.
CMYB
C M Y B
10 NİSAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
GEÇMİŞTEN
GELECEĞE
ORHAN ERİNÇ
Uzlaşmazlıkta
Uzlaşma...
Yüzyılların imbiğinden geçmiş deneyimleri
kâğıda aktaran şair ve devlet adamı Ziya
Paşa’nın ünlü beyti şöyle başlıyor:
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Yani
demek istiyor ki bir kişiyi yansıtan lafı değil
yaptığı iştir.
Anayasa değişikliğini gündeme getiren
AKP’liler daha ortaya (belki de
belirleneceklerini kendileri biliyordu)
süreceklerini belirlemeden koşullarını
açıklamışlardı: “Önerimiz uzlaşmaya açık bir
öneri olacaktır.”
Bu söze inanan kimi bilim insanları ve
siyasetçiler, “Belki bu kez sözlerinde dururlar”
diye düşünmüş olmalılar ki önerilerini
sıraladılar:
Ancak değişiklik önerisi Anayasa
Komisyonu’na geldiğinde görüldü ki iktidarın
yaklaşımı “Eski hamam, eski tas” yöntemini
sürdürmeye dayalı.
Türkiye’de ilk kez anayasa yapılmıyor ve
değiştirilmiyor.
Çok partili dönemin başladığı 1946 yılından
bu yana ikisi de darbe sonrası olmak üzere iki
anayasa, 1987’den bu yana da 14 değişiklik
yapıldı. 1961 Anayasası, Demokrat Parti
dışındaki güçlü siyasi partilerin ve önde gelen
meslek örgütleri ile üniversitelerin kendi
aralarından seçtikleri temsilcilerin oluşturduğu
Temsilciler Meclisi’nde taslak haline getirildi.
İstanbul Üniversitesi’nde kurulan
komisyonun kendi taslağını hazırlarken çıkan
tartışmaları anımsayanlar henüz yaşıyor.
Anayasa hazırlığına neredeyse, diyecek sözü
olan her Türk vatandaşı katılmıştı.
1982 Anayasası taslağı ise Milli Güvenlik
Konseyi üyelerinin kendi başlarına seçtikleri
Danışma Meclisi’nde hazırlanmıştı.
Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu’nun
hazırladığı taslak ise üniversitelere, meslek
örgütlerine gönderilerek 3 aylık bir tartışma ve
görüş bildirme süresi tanınmıştı.
Sonunda anayasaya Milli Güvenlik
Kurulu’nun son şekli vermiş olması, hazırlık
aşamasının bugüne kadar yaşanan en
demokratik yöntem olduğu gerçeğini
değiştirmiyor.
Ecevit koalisyonu döneminde 3 Ekim
2001’de kabul edilen 4709 sayılı yasa ise en
kapsamlı değişikliği yapmıştı.
Anayasanın Başlangıç Bölümü ve 32
maddesi değiştirildi. “Nasıl yapılabildi”
sorusunun yanıtı kesin ve açık; “Uzlaşma ve
oydaşmayla”.
Bir başka deyişle, her partinin ortak sonuca
ulaşma konusunda dayatmacılıktan
uzaklaşarak “Ancak benim dediklerimi kabul
edersen uzlaşma olur” saplantısından kurtulup
bir araya gelmesiyle.
Uzlaşma çağrıları AKP üyelerinin imzalarıyla
sunulan değişiklik önerisi için de gündeme
geldi.
Ancak görülüyor ki AKP, uzlaşma kavramını,
öteki partilerin kendi partisinin önerilerini
zorunlu olarak benimsemesi şekline
dönüştürerek uygulamak istiyor. Sayısal
çoğunluğuna dayanarak istediğini
yapabileceğine inanıyor.
Yürütme erki kapsamındaki yapılanmasını
yargı erki için de uygulanabilir kılmanın kılıfını
hazırlıyor.
“Böyle anayasaya aykırı anayasa yapılır mı”
sorusuna verilecek yanıtın “Aptessiz namaz
kılınır mı” sorusuna “Ben kıldım oldu” diyen
adamın yanıtına benzeyeceğini hiç ama hiç
düşünmüyor.
oerinc@cumhuriyet.com.tr
Araştõrma komisyonu kurulmasõnõ engelleyen hükümet, faili meçhul ailelerine verdiği sözü unuttuğunu gösterdi
AKP umuda vize vermediANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Faili meçhul siyasi cinayetlere kur-
ban gidenlerin yakõnlarõnõn oluştur-
duğu platformun, Meclis’te araştõrma
komisyonu kurulmasõ umudu AKP’ye
takõldõ. Platform üyelerinin başta
TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin
olmak üzere siyasi parti gruplarõ ile
yaptõklarõ görüşmelerin ardõndan olu-
şan olumlu havanõn ardõndan, CHP’nin
“Sabahattin Ali’den bu yana, faili
meçhul siyasi cinayetler”le ilgili
Meclis’te araştõrma komisyonu ku-
rulmasõ önerisinin gündeme alõnma-
sõnõn, AKP oylarõyla reddedilmesi
tartõşma yarattõ. CHP Mersin Millet-
vekili Ali Rıza Öztürk’ün, faili meç-
hul siyasi cinayetlerle ilgili Meclis
araştõrma önergesinin öncelikle gün-
deme alõnmasõ için CHP, geçen salõ
günü grup önerisi verdi.
Ancak AKP geçmişte bu konuda
ve benzer içerikte 6 komisyon ku-
rulduğunu ve sonuç alõnamadõğõnõ sa-
vunarak Meclis araştõrma komis-
yonlarõnõn yetkisinin arttõrõlmasõ için
içtüzük değişikliği yapõlmasõ gerek-
tiği bahanesine sõğõndõ.
Araştõrma önergesinin sahibi Ali Rõ-
za Öztürk ise AKP’nin gerekçelerinin
hiçbir şekilde inandõrõcõ ve tatmin
edici olmadõğõnõ söyledi.
Konuya ilişkin Cumhuriyet’in so-
rularõnõ yanõtlayan Öztürk, bir yandan
demokrasinin standardõnõ yükselttiği-
ni söyleyen AKP’nin diğer yandan
“devlet sırrı” gerekçesiyle araştõrma
komisyonlarõndan sonuç alõnmadõğõ-
nõ söylemesinin kabul edilemez ol-
duğunu söyledi.
‘İçtüzük için çoğunlukları var’
Öztürk, “O zaman içtüzükteki
araştırma komisyonu müessese-
sini kaldırsınlar, bu komisyonlar
etkisizse neden kuruluyor? Bu ge-
rekçe, TBMM’nin devlet sırrı kav-
ramı önünde diz çöktürülmesi an-
lamına gelmez mi? Ayrıca geç-
mişte bu komisyonlardan sonuç
alınmaması, bundan sonra da alın-
mayacağı anlamına gelmez. Çün-
kü geçmişteki koşullarla, bugünkü
koşullar farklı. Sen hâlâ sonuç
alamayacağı iddiasındaysan, de-
mokrasinin standardını yükselttik
iddiandan da vazgeçmelisin” diye
konuştu. Öztürk, AKP’nin elinde
içtüzük yapacak çoğunluk bulundu-
ğunu ve böyle bir değişikliğe de
parlamentodaki hiçbir siyasi partinin
karşõ çõkmayacağõnõ kaydetti.
Faili meçhul siyasi cinayetlere
kurban gidenlerin yakõnlarõnõnõn
oluşturduğu platformun geçen şubat
ayõndaki Meclis ziyaretlerinde, baş-
ta TBMM Başkanõ Mehmet Ali
Şahin ve AKP grup yöneticileri ol-
mak üzere bütün partilerin ailelere
bu konuda “umut verdiğini” be-
lirten Öztürk, “Abdi İpekçi’nin
kızı, babasının kanlı gömleğini
göstererek, ‘Adalet arõyorum’ di-
yebiliyorsa, bu demok-ratik hu-
kuk devletine yakışan bir tablo
mudur? Hani demokrasinin stan-
dardı yükselmişti?” diye konuştu.
‘AKP’nin gerçek yüzü’
Bir ülkede işlenen cinayetin faili bu-
lunamamõşsa, arkasõndaki karanlõk
güçler aydõnlatõlamamõşsa, bunun so-
rumlusunun devlet olduğunu ve göre-
vinin de aydõnlatmak olduğunu kay-
deden Öztürk, “faili meçhul cinayet
yoktur, faili meçhul bırakılmış ci-
nayet vardır. TBMM’nin aciz kal-
dığını gösterecek bir söylem demo-
kratik hukuk devletine yakışmı-
yor. Aileler oraya pikniğe gelme-
di, onlara umut verildi. AKP ik-
tidarı devletin geçmişindeki ka-
ranlığın aydınlatılmasını istemi-
yor, karanlığın devamından yarar
elde etmeye çalışıyor” görüşünü di-
le getirdi. Önergenin reddedilmesinin
AKP’nin gerçek yüzünü ortaya koy-
duğunu ifade eden Öztürk, sözlerini
şöyle sürdürdü:
“Buradaki tablo göstermiştir ki
AKP, faili meçhulleri bitiren, ka-
ranlık olayların aydınlatılmasın-
dan, özgürlüklerin genişletilme-
sinden, demokratik hukuk devle-
tinin geliştirilmesinden yana de-
ğildir. Darbelere karşı oldukları-
nı söylüyorlar ama darbelerin
araştırılması için verilen önerge-
lere karşı çıkıyorlar, JİTEM di-
yorlar, araştırılmasına karşı çıkı-
yorlar, faili meçhullerin aydınla-
tılmasına karşı çıkıyorlar.
AKP’nin artık demokrasi, insan
hakları maskesi indirilmeli.”
CHP’nin ‘faili meçhul cinayetlerin aydõnlatõlmasõ’ için Meclis’te araştõrma komisyonu kurulmasõ
önerisinin gündeme alõnmasõ AKP oylarõyla reddedildi. Önerge sahibi CHP’li Öztürk, faili meçhul
cinayete kurban gidenlerin yakõnlarõnõn geçen şubat ayõnda Meclis’i ziyaret ettiğini ve TBMM Başkanõ
dahil, bütün gruplarõn ailelere araştõrma komisyonu için ‘umut verdiğini’ belirterek, ‘AKP iktidarõ
devletin geçmişindeki karanlõğõn aydõnlatõlmasõnõ istemiyor’ diye konuştu.
‘Hepimizin çocuğu risk altında’
EMİNE KAPLAN
ANKARA - TBMM Kayõp Çocuklarõ
Araştõrma Komisyonu’na bilgi veren
Prof. Dr. Bengi Semerci, sadece varoş-
lar ve ekonomik düzeyi düşük olan aile-
lerin değil, her aile grubunun çocuğunun
risk altõnda olduğunu, çocuklarõn ailele-
riyle bağõnõn koptuğunu söyledi. Semer-
ci, “Çocukların cebinde limitsiz kredi
kartı dolaşan aileler var. Çocukların
her birinin odasında televizyon, bilgi-
sayar var. Anne ve babalar ayrı oda-
da televizyon başındalar. Çocukları,
odasında kiminle irtibat kuruyor bil-
miyorlar. Orası açık bir sokak, evimi-
ze, odamıza, kendi elimizle soktuğu-
muz ve hiç kontrolünü yapamayacağı-
mız bir yer” dedi.
Prof. Dr. Bengi Semerci, TBMM Ka-
yõp Çocuklarõ Araştõrma Komisyonu
üyelerine şu çarpõcõ bilgileri verdi:
? Kayıp çocuklarda en büyük gru-
bu aile içi baskı, şiddet, iş bulma ve
evlenme gibi nedenlerden dolayı ka-
çan çocuklar oluşturuyor. Genellikle
bu çocuklar kendi başlarına evden
kaçan çocuklar ve evden kaçmayı ai-
le çok kabullenmek istemiyor. Çünkü
genellikle evden kaçmanın temelinde
aile içi şiddet, cinsel istismar, çocuğu
küçük yaşta evlendirmeye çalışmak,
kız çocuklarında çok fazla kaçma ne-
deni. Kız çocuklarının büyük kısmı,
zorla evlendirilme ya da cinsel istis-
mar nedeniyle, erkek çocukları da
genellikle aile içi şiddet nedeniyle
kaçmaktadırlar. Kızlar erkeklere
oranla daha fazla.
? Suça sürüklenen çocuklardan edin-
diğimiz en önemli bulgulardan bir ta-
nesi, bu iş yabancõlar tarafõndan çok az
yapõlõyor. Bu işi yapanlar aileler. Aile
bizim sandõğõmõz kadar kutsal bir yer
değil artõk. Suça sürüklenen çocuklar
merkezinde gördüğümüz de aynõ şekil-
de. Çocuklarõ suça yöneltenler kendi
aileleri, çok yakõn akrabalarõ. İstan-
bul’da şu anda toplu altõ tane aile var.
Aslõnda elimizdeki çocuklarõn hemen
hepsi o 6 aileden. Hepsi birbiriyle ak-
raba. 6 aileyi çõkardõğõnõz zaman suça
karõşan çocuk sayõsõnda bayağõ bir
düşme oluyor. Çocuk daha
merkeze alõnõr alõnmaz aile
çocuğu geri almak için müt-
hiş bir çaba göstermeye baş-
lõyor. Çünkü ciddi bir ek-
mek parasõndan olmuş olu-
yor. Çalõştõrabileceği, kul-
lanabileceği bir şeyden
mahrum kalmõş oluyor.
? Sorunun temelinde
çocuğu sağlıklı aile siste-
mi içinde tutamamak geli-
yor. Kimse sanmasın ki, sa-
dece göçe uğramış, varoş
çocukları risk altındalar.
Hayır, her grup her ailenin
çocuğu risk altında. Çünkü
her ailedeki ihmal ya da is-
tismar çok farklı olabiliyor.
Prof. Dr. Semerci, Türkiye
genelinde ailelerle çocuk ilişkisinin
kopma noktasõnda olduğunu
belirterek ‘Kimse sanmasõn ki,
sadece göçe uğramõş, varoş
çocuklarõ risk altõnda. Her grup
ailenin çocuğu risk altõnda’ dedi.
‘Beni görürsen anneme haber ver’
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Kayõp
çocuklarõn bulunmasõ amacõyla başlatõlan ve
Yakõnlarõnõ Kaybetmiş Aileler Derneği’nin kat-
kõlarõyla yürütülen “Beni Görürsen Anneme
Haber Ver” kampanyasõna, İzmir Büyükşehir
Belediyesi 3 otobüsünü kayõplarõn fotoğrafla-
rõyla donatõp sefere çõkararak destek verdi .
İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde düzenle-
nen törene, kampanyanõn öncülerinden CHP
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin, İzmir Büyükşehir Be-
lediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir İl
Başkanõ Ekrem Bulgun, Yakõnlarõnõ Kaybetmiş
Aileler Derneği Başkanõ Zafer Özbilici ve kay-
bolan yakõnlarõnõ arayan aileler katõldõ. Tören-
de konuşan Kocaoğlu, “Kayıp çocuklarımızın
fotoğraflarını taşıyan bu 3 otobüs, umuyorum
onların bulunmalarına katkı koyar. Belediye-
ler, merkezi hükümet, sivil toplum kuruluşları
ve tüm halkımız çocuklarımıza sahip çıkmak
zorunda” dedi. Özbilici, Kocaoğlu’na duyarlõ-
lõğõ nedeniyle teşekkür ederek, “Bu otobüsler
İzmir’de attığı her adımda bize umut dağıta-
cak” diye konuştu. Sevigen de, “Bu partiler üs-
tü bir konu. Türkiye’de resmi rakamlara göre
1500, gayri resmi rakamlara göre ise 4 bin ço-
cuk kayıp. Dünyanın her tarafında kayıplar
nasıl aranıyorsa biz de öyle arayacağız” dedi.
‘İyileşmek ve yaşamak istiyorum’
Kayıp çocukların fotoğraflarını taşıyan 3 otobüs İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu ve CHP’li milletvekillerinin de katıldığı törenle yola çıktı. (OĞUZ YILDIZ)
TBMM Kayõp Çocuklarõ Araştõrma Komisyonu’na bilgi veren Prof. Dr. Semerci çarpõcõ açõklamalar yaptõ
Türkiye’de tedavi umutlarõ tükenen 25 yaşõndaki kemik kanseri hastasõ Bay yardõm bekliyor
Şafak
Bay.
‘Beni görürsen anneme haber ver’
ATA’LI REKLAMA
CEZA GİRİŞİMİ
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Anadolu Sigorta’nõn Atatürklü reklam
filmini yayõmlayan 13 televizyon kana-
lõ, ceza almaktan son anda kurtuldu.
Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre,
RTÜK’ün geçtiğimiz salõ günü yapõlan
toplantõsõnda ilginç bir gelişme yaşan-
dõ. Uzman raporlarõnõ değerlendiren
Kurul Başkanõ Davut Dursun, Anado-
lu Sigorta adlõ firmanõn yayõmladõğõ
reklamõn, “halkõ aldatacak” nitelikte
unsurlar taşõdõğõ ve “haksõz rekabete”
yol açtõğõnõ ileri sürdü. Dursun, bu ne-
denle reklamõ yayõmlayan 13 televiz-
yon kanalõna ceza verilmesi gerektiği-
ni ifade etti. Oylamada, bir oy farkla
ceza önerisi reddedildi. Kurulun 4
AKP’li üyesi kanallarõn cezalandõrõl-
masõ yönünde oy kullandõ.
KISA KISA... KISA KISA...
Kovuşturmaya gerek görülmedi: Ba-
kõrköy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, “İrtica ile
Mücadele Eylem Planõ” belgesindeki õslak
imzanõn Albay Dursun Çiçek’e ait olduğuna
ilişkin rapor veren 7 adli tõp uzmanõ hakkõnda
kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verdi.
Tümamiral Çetin tutuklandı: Balyoz Gü-
venlik Harekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda
hakkõnda yakalama kararõ olan Gölcük Donan-
ma Komutanlõğõ Kurmay Başkanõ Tümamiral
Semih Çetin dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliye-
si’ne gelerek teslim oldu. GATA’da tedavi gö-
ren Çetin, hakkõndaki yakalama kararõ yüzüne
okunduktan sonra cezaevine gönderildi.
Özkök hakkında suç duyurusu: Hal-
kõn Kurtuluş Partisi üyeleri dün Beşiktaş’taki
İstanbul Adliyesi’ne gelerek eski Genekur-
may Başkanõ Hilmi Özkök ve kozmik odada-
ki belgeleri dõşarõya çõkaran kişiler hakkõnda
suç duyurusunda bulundular.
Arslan Adli Tıp’a sevk edildi: Birinci
“Ergenekon” davasõnõn tutuklu sanõklarõndan
Alparslan Arslan, uyuşturucu kullanõp kullan-
madõğõnõn tespiti için tutuklu bulunduğu Siliv-
ri Kapalõ Cezaevi’nden Adli Tõp Kurumu’na
getirildi. Arslan, burada yapõlan bazõ işlemle-
rin ardõndan cezaevine geri gönderildi.
Yol yapımında top mermisi bulundu:
Ankara Polatlõ’da yol yapõm çalõşmalarõ sõra-
sõnda hafriyat yapan ekipler, patlamamõş bir
top mermisi buldu. Top mermisini boş arazide
fünye ile patlatõldõ. Merminin Kurtuluş Sava-
şõ’ndan kalmõş olabileceğini bildirildi.
Karasu sahilinde mayın: Sakarya’nõn Ka-
rasu ilçesinde kõyõya vuran bir cisim gören
yurttaşlar durumu polise bildirdi. Deniz Kuv-
vetleri, Karadeniz Bölge Komutanlõğõ’ndan
gelen ekibin yaptõğõ incelemede, cismin çok
eski bir tarihten kalan mayõn olduğu belirlendi.