23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ABİDİN YAĞMUR MERSİN - Mersin’de 25 yaşõndaki kemik kan- seri hastasõ Şafak Bay, Türkiye’de tedavi umu- dunu tamamen yitirdi. Yurtdõşõndaki tedavi mer- kezlerinde deneysel tedavi süreçlerine katõlmak isteyen Bay’õn 300 bin dolara gereksinimi var. Bay, “Deneysel tedavilerde kanseri yenme olasılığı yüzde 1. Bu oran çoğu kişiye çok dü- şük gelebilir ama benim için yüzde 1 olasılık bile güneşi görmek gibi” dedi. Fõrat Üniversitesi Türkçe öğretmenliği bö- lümünden mezun olan Şafak Bay, 2005 yõlõnda diz ağrõsõ şikâyetiyle gittiği hastanede kemik kanseri olduğunu öğrendi. Bay, o tarihten son- ra, bir yandan kanserle mücadele et- ti, bir yandan da on binlerce yaşõtõ gi- bi KPSS’ye karşõ olan Atanamayan Öğretmenler Platformu’nun ku- rucularõ arasõnda yer aldõ. Ey- lemler, görüşmeler, açlõk grevleri ile geçti son birkaç yõlõ ama atamasõ yapõlmadõ. O süreçte hastalõğõ da hõzlanan Bay’õn sağ dizinin yerine protez takõldõ, ilaç tedavisi sürdü ama 2007 yõlõna gelindiğinde hasta- lõk sol omzunda tekrarladõ. Omzunun yerine protez takõ- larak kemoterapiye başlayan Bay’õn hastalõğõ 2008’de akci- ğerine sõçradõ. Tümörlü hücre- ler ameliyatla alõndõ ama has- talõk 2009’da akciğerinde ve kalçasõnda tekrarladõ. Bu durum Bay için, Türkiye’deki tedavi umutlarõnõn da so- nu oldu. Yurtdõşõndaki tedavi merkezlerini araş- tõrmaya başlayan Bay, Amerika’nõn Teksas eya- leti Houston kentinde bir merkezle iletişime geçti. Ancak merkez tedavi için 300 bin dolar ge- rektiğini bildirdi. Bay, “Sağlık Bakanlığı’ndan ‘Türkiye’de tedavi olanağõnõn kalmadõğõna’ da- ir rapor aldım bu merkeze gitmek için. Ama Sağlık Bakanlığı, deneysel tedavi olacağı için masrafları üstlenmiyor. Bakanla, müsteşarla, Meclis’te grubu olan partilerin grup başkan- vekilleriyle görüştüm. Üzüldüklerini gördüm ama yardım yolu açan olmadı” dedi. Özok umutlandırdı Bay, yurtdõşõnda tedavi umutlarõnõn azaldõğõ günlerde Türkiye Barolar Birliği Başkanõ Özde- mir Özok’un, ABD’de deneysel tedavilere katõlõp kanserle mücadele ettiği haberlerini görünce ye- niden umutlandõ. Bay, “Deneysel tedavilerde kanseri yenme olasılığı yüzde 1. Bu oran ço- ğu kişiye çok düşük gelebilir ama benim için yüzde 1 olasılık bile güneşi görmek gibi. Ben, yüzde 100 garantili tedavi arayacak durumda değilim. 25 yaşındayım ve yüzde 1 yaşama ola- sılığı bile benim için büyük bir olasılık. Bunu değerlendirmek istiyorum. Bunu sağlayacak ekonomik gücüm yok. Devletten ve toplumdan yardım bekliyorum” diye konuştu. “Vicdan- larına güvendiğim birkaç sanatçı var, onların adını yazar mısınız” diyen Bay, Cem Yılmaz, Okan Bayülgen, Beyaz, İbrahim Tatlıses ve Se- zen Aksu’nun yardõm elini beklediğini söyledi. Bay’a yardõm için (0324) 341 38 98- 0506 502 00 60 numaralarla irtibata geçilebilir. CMYB C M Y B 10 NİSAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 GEÇMİŞTEN GELECEĞE ORHAN ERİNÇ Uzlaşmazlıkta Uzlaşma... Yüzyılların imbiğinden geçmiş deneyimleri kâğıda aktaran şair ve devlet adamı Ziya Paşa’nın ünlü beyti şöyle başlıyor: “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” Yani demek istiyor ki bir kişiyi yansıtan lafı değil yaptığı iştir. Anayasa değişikliğini gündeme getiren AKP’liler daha ortaya (belki de belirleneceklerini kendileri biliyordu) süreceklerini belirlemeden koşullarını açıklamışlardı: “Önerimiz uzlaşmaya açık bir öneri olacaktır.” Bu söze inanan kimi bilim insanları ve siyasetçiler, “Belki bu kez sözlerinde dururlar” diye düşünmüş olmalılar ki önerilerini sıraladılar: Ancak değişiklik önerisi Anayasa Komisyonu’na geldiğinde görüldü ki iktidarın yaklaşımı “Eski hamam, eski tas” yöntemini sürdürmeye dayalı. Türkiye’de ilk kez anayasa yapılmıyor ve değiştirilmiyor. Çok partili dönemin başladığı 1946 yılından bu yana ikisi de darbe sonrası olmak üzere iki anayasa, 1987’den bu yana da 14 değişiklik yapıldı. 1961 Anayasası, Demokrat Parti dışındaki güçlü siyasi partilerin ve önde gelen meslek örgütleri ile üniversitelerin kendi aralarından seçtikleri temsilcilerin oluşturduğu Temsilciler Meclisi’nde taslak haline getirildi. İstanbul Üniversitesi’nde kurulan komisyonun kendi taslağını hazırlarken çıkan tartışmaları anımsayanlar henüz yaşıyor. Anayasa hazırlığına neredeyse, diyecek sözü olan her Türk vatandaşı katılmıştı. 1982 Anayasası taslağı ise Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin kendi başlarına seçtikleri Danışma Meclisi’nde hazırlanmıştı. Danışma Meclisi Anayasa Komisyonu’nun hazırladığı taslak ise üniversitelere, meslek örgütlerine gönderilerek 3 aylık bir tartışma ve görüş bildirme süresi tanınmıştı. Sonunda anayasaya Milli Güvenlik Kurulu’nun son şekli vermiş olması, hazırlık aşamasının bugüne kadar yaşanan en demokratik yöntem olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ecevit koalisyonu döneminde 3 Ekim 2001’de kabul edilen 4709 sayılı yasa ise en kapsamlı değişikliği yapmıştı. Anayasanın Başlangıç Bölümü ve 32 maddesi değiştirildi. “Nasıl yapılabildi” sorusunun yanıtı kesin ve açık; “Uzlaşma ve oydaşmayla”. Bir başka deyişle, her partinin ortak sonuca ulaşma konusunda dayatmacılıktan uzaklaşarak “Ancak benim dediklerimi kabul edersen uzlaşma olur” saplantısından kurtulup bir araya gelmesiyle. Uzlaşma çağrıları AKP üyelerinin imzalarıyla sunulan değişiklik önerisi için de gündeme geldi. Ancak görülüyor ki AKP, uzlaşma kavramını, öteki partilerin kendi partisinin önerilerini zorunlu olarak benimsemesi şekline dönüştürerek uygulamak istiyor. Sayısal çoğunluğuna dayanarak istediğini yapabileceğine inanıyor. Yürütme erki kapsamındaki yapılanmasını yargı erki için de uygulanabilir kılmanın kılıfını hazırlıyor. “Böyle anayasaya aykırı anayasa yapılır mı” sorusuna verilecek yanıtın “Aptessiz namaz kılınır mı” sorusuna “Ben kıldım oldu” diyen adamın yanıtına benzeyeceğini hiç ama hiç düşünmüyor. oerinc@cumhuriyet.com.tr Araştõrma komisyonu kurulmasõnõ engelleyen hükümet, faili meçhul ailelerine verdiği sözü unuttuğunu gösterdi AKP umuda vize vermediANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Faili meçhul siyasi cinayetlere kur- ban gidenlerin yakõnlarõnõn oluştur- duğu platformun, Meclis’te araştõrma komisyonu kurulmasõ umudu AKP’ye takõldõ. Platform üyelerinin başta TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin olmak üzere siyasi parti gruplarõ ile yaptõklarõ görüşmelerin ardõndan olu- şan olumlu havanõn ardõndan, CHP’nin “Sabahattin Ali’den bu yana, faili meçhul siyasi cinayetler”le ilgili Meclis’te araştõrma komisyonu ku- rulmasõ önerisinin gündeme alõnma- sõnõn, AKP oylarõyla reddedilmesi tartõşma yarattõ. CHP Mersin Millet- vekili Ali Rıza Öztürk’ün, faili meç- hul siyasi cinayetlerle ilgili Meclis araştõrma önergesinin öncelikle gün- deme alõnmasõ için CHP, geçen salõ günü grup önerisi verdi. Ancak AKP geçmişte bu konuda ve benzer içerikte 6 komisyon ku- rulduğunu ve sonuç alõnamadõğõnõ sa- vunarak Meclis araştõrma komis- yonlarõnõn yetkisinin arttõrõlmasõ için içtüzük değişikliği yapõlmasõ gerek- tiği bahanesine sõğõndõ. Araştõrma önergesinin sahibi Ali Rõ- za Öztürk ise AKP’nin gerekçelerinin hiçbir şekilde inandõrõcõ ve tatmin edici olmadõğõnõ söyledi. Konuya ilişkin Cumhuriyet’in so- rularõnõ yanõtlayan Öztürk, bir yandan demokrasinin standardõnõ yükselttiği- ni söyleyen AKP’nin diğer yandan “devlet sırrı” gerekçesiyle araştõrma komisyonlarõndan sonuç alõnmadõğõ- nõ söylemesinin kabul edilemez ol- duğunu söyledi. ‘İçtüzük için çoğunlukları var’ Öztürk, “O zaman içtüzükteki araştırma komisyonu müessese- sini kaldırsınlar, bu komisyonlar etkisizse neden kuruluyor? Bu ge- rekçe, TBMM’nin devlet sırrı kav- ramı önünde diz çöktürülmesi an- lamına gelmez mi? Ayrıca geç- mişte bu komisyonlardan sonuç alınmaması, bundan sonra da alın- mayacağı anlamına gelmez. Çün- kü geçmişteki koşullarla, bugünkü koşullar farklı. Sen hâlâ sonuç alamayacağı iddiasındaysan, de- mokrasinin standardını yükselttik iddiandan da vazgeçmelisin” diye konuştu. Öztürk, AKP’nin elinde içtüzük yapacak çoğunluk bulundu- ğunu ve böyle bir değişikliğe de parlamentodaki hiçbir siyasi partinin karşõ çõkmayacağõnõ kaydetti. Faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenlerin yakõnlarõnõnõn oluşturduğu platformun geçen şubat ayõndaki Meclis ziyaretlerinde, baş- ta TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin ve AKP grup yöneticileri ol- mak üzere bütün partilerin ailelere bu konuda “umut verdiğini” be- lirten Öztürk, “Abdi İpekçi’nin kızı, babasının kanlı gömleğini göstererek, ‘Adalet arõyorum’ di- yebiliyorsa, bu demok-ratik hu- kuk devletine yakışan bir tablo mudur? Hani demokrasinin stan- dardı yükselmişti?” diye konuştu. ‘AKP’nin gerçek yüzü’ Bir ülkede işlenen cinayetin faili bu- lunamamõşsa, arkasõndaki karanlõk güçler aydõnlatõlamamõşsa, bunun so- rumlusunun devlet olduğunu ve göre- vinin de aydõnlatmak olduğunu kay- deden Öztürk, “faili meçhul cinayet yoktur, faili meçhul bırakılmış ci- nayet vardır. TBMM’nin aciz kal- dığını gösterecek bir söylem demo- kratik hukuk devletine yakışmı- yor. Aileler oraya pikniğe gelme- di, onlara umut verildi. AKP ik- tidarı devletin geçmişindeki ka- ranlığın aydınlatılmasını istemi- yor, karanlığın devamından yarar elde etmeye çalışıyor” görüşünü di- le getirdi. Önergenin reddedilmesinin AKP’nin gerçek yüzünü ortaya koy- duğunu ifade eden Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradaki tablo göstermiştir ki AKP, faili meçhulleri bitiren, ka- ranlık olayların aydınlatılmasın- dan, özgürlüklerin genişletilme- sinden, demokratik hukuk devle- tinin geliştirilmesinden yana de- ğildir. Darbelere karşı oldukları- nı söylüyorlar ama darbelerin araştırılması için verilen önerge- lere karşı çıkıyorlar, JİTEM di- yorlar, araştırılmasına karşı çıkı- yorlar, faili meçhullerin aydınla- tılmasına karşı çıkıyorlar. AKP’nin artık demokrasi, insan hakları maskesi indirilmeli.” CHP’nin ‘faili meçhul cinayetlerin aydõnlatõlmasõ’ için Meclis’te araştõrma komisyonu kurulmasõ önerisinin gündeme alõnmasõ AKP oylarõyla reddedildi. Önerge sahibi CHP’li Öztürk, faili meçhul cinayete kurban gidenlerin yakõnlarõnõn geçen şubat ayõnda Meclis’i ziyaret ettiğini ve TBMM Başkanõ dahil, bütün gruplarõn ailelere araştõrma komisyonu için ‘umut verdiğini’ belirterek, ‘AKP iktidarõ devletin geçmişindeki karanlõğõn aydõnlatõlmasõnõ istemiyor’ diye konuştu. ‘Hepimizin çocuğu risk altında’ EMİNE KAPLAN ANKARA - TBMM Kayõp Çocuklarõ Araştõrma Komisyonu’na bilgi veren Prof. Dr. Bengi Semerci, sadece varoş- lar ve ekonomik düzeyi düşük olan aile- lerin değil, her aile grubunun çocuğunun risk altõnda olduğunu, çocuklarõn ailele- riyle bağõnõn koptuğunu söyledi. Semer- ci, “Çocukların cebinde limitsiz kredi kartı dolaşan aileler var. Çocukların her birinin odasında televizyon, bilgi- sayar var. Anne ve babalar ayrı oda- da televizyon başındalar. Çocukları, odasında kiminle irtibat kuruyor bil- miyorlar. Orası açık bir sokak, evimi- ze, odamıza, kendi elimizle soktuğu- muz ve hiç kontrolünü yapamayacağı- mız bir yer” dedi. Prof. Dr. Bengi Semerci, TBMM Ka- yõp Çocuklarõ Araştõrma Komisyonu üyelerine şu çarpõcõ bilgileri verdi: ? Kayıp çocuklarda en büyük gru- bu aile içi baskı, şiddet, iş bulma ve evlenme gibi nedenlerden dolayı ka- çan çocuklar oluşturuyor. Genellikle bu çocuklar kendi başlarına evden kaçan çocuklar ve evden kaçmayı ai- le çok kabullenmek istemiyor. Çünkü genellikle evden kaçmanın temelinde aile içi şiddet, cinsel istismar, çocuğu küçük yaşta evlendirmeye çalışmak, kız çocuklarında çok fazla kaçma ne- deni. Kız çocuklarının büyük kısmı, zorla evlendirilme ya da cinsel istis- mar nedeniyle, erkek çocukları da genellikle aile içi şiddet nedeniyle kaçmaktadırlar. Kızlar erkeklere oranla daha fazla. ? Suça sürüklenen çocuklardan edin- diğimiz en önemli bulgulardan bir ta- nesi, bu iş yabancõlar tarafõndan çok az yapõlõyor. Bu işi yapanlar aileler. Aile bizim sandõğõmõz kadar kutsal bir yer değil artõk. Suça sürüklenen çocuklar merkezinde gördüğümüz de aynõ şekil- de. Çocuklarõ suça yöneltenler kendi aileleri, çok yakõn akrabalarõ. İstan- bul’da şu anda toplu altõ tane aile var. Aslõnda elimizdeki çocuklarõn hemen hepsi o 6 aileden. Hepsi birbiriyle ak- raba. 6 aileyi çõkardõğõnõz zaman suça karõşan çocuk sayõsõnda bayağõ bir düşme oluyor. Çocuk daha merkeze alõnõr alõnmaz aile çocuğu geri almak için müt- hiş bir çaba göstermeye baş- lõyor. Çünkü ciddi bir ek- mek parasõndan olmuş olu- yor. Çalõştõrabileceği, kul- lanabileceği bir şeyden mahrum kalmõş oluyor. ? Sorunun temelinde çocuğu sağlıklı aile siste- mi içinde tutamamak geli- yor. Kimse sanmasın ki, sa- dece göçe uğramış, varoş çocukları risk altındalar. Hayır, her grup her ailenin çocuğu risk altında. Çünkü her ailedeki ihmal ya da is- tismar çok farklı olabiliyor. Prof. Dr. Semerci, Türkiye genelinde ailelerle çocuk ilişkisinin kopma noktasõnda olduğunu belirterek ‘Kimse sanmasõn ki, sadece göçe uğramõş, varoş çocuklarõ risk altõnda. Her grup ailenin çocuğu risk altõnda’ dedi. ‘Beni görürsen anneme haber ver’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Kayõp çocuklarõn bulunmasõ amacõyla başlatõlan ve Yakõnlarõnõ Kaybetmiş Aileler Derneği’nin kat- kõlarõyla yürütülen “Beni Görürsen Anneme Haber Ver” kampanyasõna, İzmir Büyükşehir Belediyesi 3 otobüsünü kayõplarõn fotoğrafla- rõyla donatõp sefere çõkararak destek verdi . İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde düzenle- nen törene, kampanyanõn öncülerinden CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, İzmir Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu, CHP İzmir İl Başkanõ Ekrem Bulgun, Yakõnlarõnõ Kaybetmiş Aileler Derneği Başkanõ Zafer Özbilici ve kay- bolan yakõnlarõnõ arayan aileler katõldõ. Tören- de konuşan Kocaoğlu, “Kayıp çocuklarımızın fotoğraflarını taşıyan bu 3 otobüs, umuyorum onların bulunmalarına katkı koyar. Belediye- ler, merkezi hükümet, sivil toplum kuruluşları ve tüm halkımız çocuklarımıza sahip çıkmak zorunda” dedi. Özbilici, Kocaoğlu’na duyarlõ- lõğõ nedeniyle teşekkür ederek, “Bu otobüsler İzmir’de attığı her adımda bize umut dağıta- cak” diye konuştu. Sevigen de, “Bu partiler üs- tü bir konu. Türkiye’de resmi rakamlara göre 1500, gayri resmi rakamlara göre ise 4 bin ço- cuk kayıp. Dünyanın her tarafında kayıplar nasıl aranıyorsa biz de öyle arayacağız” dedi. ‘İyileşmek ve yaşamak istiyorum’ Kayıp çocukların fotoğraflarını taşıyan 3 otobüs İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP’li milletvekillerinin de katıldığı törenle yola çıktı. (OĞUZ YILDIZ) TBMM Kayõp Çocuklarõ Araştõrma Komisyonu’na bilgi veren Prof. Dr. Semerci çarpõcõ açõklamalar yaptõ Türkiye’de tedavi umutlarõ tükenen 25 yaşõndaki kemik kanseri hastasõ Bay yardõm bekliyor Şafak Bay. ‘Beni görürsen anneme haber ver’ ATA’LI REKLAMA CEZA GİRİŞİMİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anadolu Sigorta’nõn Atatürklü reklam filmini yayõmlayan 13 televizyon kana- lõ, ceza almaktan son anda kurtuldu. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre, RTÜK’ün geçtiğimiz salõ günü yapõlan toplantõsõnda ilginç bir gelişme yaşan- dõ. Uzman raporlarõnõ değerlendiren Kurul Başkanõ Davut Dursun, Anado- lu Sigorta adlõ firmanõn yayõmladõğõ reklamõn, “halkõ aldatacak” nitelikte unsurlar taşõdõğõ ve “haksõz rekabete” yol açtõğõnõ ileri sürdü. Dursun, bu ne- denle reklamõ yayõmlayan 13 televiz- yon kanalõna ceza verilmesi gerektiği- ni ifade etti. Oylamada, bir oy farkla ceza önerisi reddedildi. Kurulun 4 AKP’li üyesi kanallarõn cezalandõrõl- masõ yönünde oy kullandõ. KISA KISA... KISA KISA... Kovuşturmaya gerek görülmedi: Ba- kõrköy Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, “İrtica ile Mücadele Eylem Planõ” belgesindeki õslak imzanõn Albay Dursun Çiçek’e ait olduğuna ilişkin rapor veren 7 adli tõp uzmanõ hakkõnda kovuşturmaya yer olmadõğõna karar verdi. Tümamiral Çetin tutuklandı: Balyoz Gü- venlik Harekât Planõ soruşturmasõ kapsamõnda hakkõnda yakalama kararõ olan Gölcük Donan- ma Komutanlõğõ Kurmay Başkanõ Tümamiral Semih Çetin dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliye- si’ne gelerek teslim oldu. GATA’da tedavi gö- ren Çetin, hakkõndaki yakalama kararõ yüzüne okunduktan sonra cezaevine gönderildi. Özkök hakkında suç duyurusu: Hal- kõn Kurtuluş Partisi üyeleri dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelerek eski Genekur- may Başkanõ Hilmi Özkök ve kozmik odada- ki belgeleri dõşarõya çõkaran kişiler hakkõnda suç duyurusunda bulundular. Arslan Adli Tıp’a sevk edildi: Birinci “Ergenekon” davasõnõn tutuklu sanõklarõndan Alparslan Arslan, uyuşturucu kullanõp kullan- madõğõnõn tespiti için tutuklu bulunduğu Siliv- ri Kapalõ Cezaevi’nden Adli Tõp Kurumu’na getirildi. Arslan, burada yapõlan bazõ işlemle- rin ardõndan cezaevine geri gönderildi. Yol yapımında top mermisi bulundu: Ankara Polatlõ’da yol yapõm çalõşmalarõ sõra- sõnda hafriyat yapan ekipler, patlamamõş bir top mermisi buldu. Top mermisini boş arazide fünye ile patlatõldõ. Merminin Kurtuluş Sava- şõ’ndan kalmõş olabileceğini bildirildi. Karasu sahilinde mayın: Sakarya’nõn Ka- rasu ilçesinde kõyõya vuran bir cisim gören yurttaşlar durumu polise bildirdi. Deniz Kuv- vetleri, Karadeniz Bölge Komutanlõğõ’ndan gelen ekibin yaptõğõ incelemede, cismin çok eski bir tarihten kalan mayõn olduğu belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle