23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 NİSAN 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR 19kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B Emre Alpago öldü ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolarõ sanatçõlarõndan Emre Alpago 57 yaşõnda yaşamõnõ yitirdi. Tiyatroda 50’ye yakõn yapõtta görev alan Alpago’nun rol aldõğõ oyunlar arasõnda “Yunus Emre”, “Koca Sinan”, “Güneşin Çocuklarõ”, “Galilei’nin Yaşamõ”, “Gazap Üzümleri”, “Vişne Bahçesi”, “Dava”, “Şaylok”, “Suç ve Ceza” ile “Simavnalõ Şeyh Bedrettin” de yer alõyor. Alpago, bugün Ankara Küçük Tiyatro’da düzenlenecek törenin ardõndan Karşõyaka Camisi’nde kõlõnacak öğle namazõndan sonra Karşõyaka Mezarlõğõ’nda toprağa verilecek. Fatih Akın’dan boks filmi HAMBURG (AA) - Sinema yönetmeni Fatih Akõn, Arena Boks Kulübü’nün sahibi, boks menajeri Ahmet Öner’in yaşamõnõ anlatacağõ bir boks filmi çevirmek istediğini söyledi. Akõn, “Hamburger Morgenpost” gazetesine yaptõğõ açõklamada, dövüş sporlarõnõn küçüklüğünden bu yana hayatõnõ etkilediğini belirterek çekimlere 2011’de Hamburg’da başlanacağõnõ, Kolombiya, Türkiye ve Miami’de de çekimler yapõlacağõnõ söyledi. Akõn, bu sõralar WBA Kõtalar Arasõ Orta Sõklet Boks Şampiyonu olan ‘Aslan’ lakaplõ boksör Mahir Oral ile birlikte boks yaptõğõnõ söyledi. Chopin konserinde değişiklik Kültür Servisi - “2010 Dünya Chopin Yõlõ” kutlamalarõ çerçevesinde düzenlenen “İstanbul 2010 Chopin Piyano Haftalarõ” kapsamõnda yarõn Kadõköy Süreyya Operasõ Sahnesi’nde gerçekleşecek açõlõş resitalinde sahne alacak piyanist Muhiddin Dürrüoğlu’nun yaşadõğõ bir rahatsõzlõktan ötürü programda son dakika değişikliği yapõldõ. Açõlõş resitalinde, Gülsin Onay müzikseverlerle buluşurken kendisine Spiegel Yaylõ Çalgõlar Dörtlüsü ve Aykut Durşen (kontrbas) eşlik edecek. Almanya’nõn Dresden kentindeki ‘Türk Odasõ’ sergisinin küratörü Dr. Holger Schuckelt: ‘Savaşõn değil, barõşõn sergisi’FİLİZ ÇAKIR-PHILLIP DRESDEN – Almanya’nõn doğu eyaletlerinden Saksonya’nõn Dresden kentinde açõlan “Türk Odası” sergisi, başküratör Dr. Holger Schuckelt’e göre, savaşçõ değil, barõşçõ ilişkileri yansõtõyor. So- rularõmõzõ yanõtlayan Dr. Schuckelt, Dresden’de- ki bu benzersiz etkinliğin, izleyenlere bir savaş ko- leksiyonu değil, bir barõş sergisi sunduğunu vur- guluyor. – Dresden’deki bu “Türk Odası” koleksiyo- nu, sizce nasıl tanımlanmalı? – Türk Odasõ’nõn özelliğini, bir taraftan çok yön- lü içeriğinde ve eserlerin zamansal dağõlõmõnda bul- mak mümkündür. Koleksiyonun büyük bir bölü- mü 16. yüzyõlda oluşmuştur. Diğer yandan, çok sõk rastlanmayan bir şey var: Koleksiyon kayõtlarõn- da ve arşiv kayõtlarõnda hemen hemen bütün eserler hakkõnda köken bilgileri ve tarihsel açõk- lamalarõ bulunuyor. Örneğin eserin nereden gel- diği ya da kimlerle bağlantõsõ olduğu türünden bil- gilere ulaşmak mümkün. Bu tür bilgiler sayesin- de Türckische Cam- mer ve bünyesindeki eserlerin dünya tarih doku- sundaki yerlerini belirleyebilirsiniz. - En erken envanter kaydı hangi tarihlere da- yanıyor? – Türk Odasõ’nõn büyük bir bölümü Kanuni Sul- tan Süleyman dönemine aittir. En erken envan- ter kaydõ, Saksonyalõ soylulardan Heinrich von Bünau’nun kraliyet elçisi ile birlikte gittiği İs- tanbul’da Saksonya Prensi August için aldõğõ al- tõn süslemeli bir kõlõcõn Dresden’e gönderilme- sinden sonra, 1574’te yapõlmõştõr. En erken eser, 11. ya da 12. yüzyõla ait bir çağrõ borusudur. En geç eser ise Sultan II. Mahmud döne- mine ait (1808-1839) bir bõçaktõr. Aslõnda Saksonya prensleri bu eserleri, yüzyõllar içerisinde bir araya getir- d i l e r . Topla- m a işlemlerine 16. yüzyõlõn ikinci yarõsõnda başlanmõş ve 20. yüzyõlõn başõna kadar bu böyle devam et- miştir. – “Türckische Cammer”i, bir silah koleksi- yonu olarak mı yoksa karşılıklı kültür alışve- rişini vurgulayan bir sergi olarak mı tanımlı- yorsunuz? Serginin ana çizgisi savaş mı, barış mı? – Saksonya prenslerinin kurduklarõ Türk Oda- sõ’nõ, sadece bir silah koleksiyonu olarak görmek ve tanõmlamak yanlõş olur. Zaten içeriğinde tekstil malzemesi de bulunmaktadõr. Çadõr, kaftan ve sancaklarõ, buna örnek verebili- riz. Koleksiyon, at koşumlarõ ve değişik kullanõm araçlarõnõ da içermektedir. Si- lah koleksiyonu çerçevesinde gör- kemli ve altõn süslemeli silahlarõn bulunmasõ, bunlarõn savaşta de- ğil tören ve şenliklerde kulla- nõldõğõnõ da gösteriyor. Bu ne- denle, savaş kolek- siyonu tanõmlanmasõnda, içinde askeriye ege- men olmasõna rağmen, daha çok egemenlerin tem- sil biçimlerini, gereçlerini bir araya getiren bir ko- leksiyon olduğunun altõnõ çizmek daha doğru olur. - Savaş ganimetinden ne anlıyorsunuz? Ör- neğin Karlsruhe’deki koleksiyon ile Dres- den’deki bu “Türckische Cammer”i karşılaş- tırırsak, sizce Dresden’deki koleksiyonun na- sıl bir farkı var? – İki koleksiyon birbirinden çok farklõdõr. Karlsruhe’deki “Türk ganimetleri”, sadece 17. yüzyõlõn sonlarõnda Türklere karşõ süren savaşlarda elde edilen ganimetlerden oluşturulan bir kolek- siyondur. Dresden koleksiyonu ise yüzyõllar bo- yunca sürdürülen diplo- matik armağan alõş- verişlerinden ve bi- linçli olarak satõn alõnmõş sanat eser- lerinden oluştu- rulmuş bir ko- leksiyondur. Dresden’de ganimet diyebi- leceğimiz tek tük parçalar azõnlõkta- dõr. ‘Türk Odasõ’ sergisinin Dresden kentine Türk turistleri çekmesi bekleniyor Döner kebaplı sergi tanıtımı Genç salon, genç orkestra, genç şef EGEMEN BERKÖZ İstanbul’un en genç konser salonlarõndan birinde, çok genç bir şefin yönettiği genç bir orkestrayõ ve üç değerli genç solisti dinledim geçtiğimiz gün. Salon, Notre Dame de Sion Lisesi’nin (NDS), okulun eski kilisesinden dönüştürülmüş çok amaçlõ gösteri salonuydu. Orkestra ise, genç şef Orçun Orçunsel’in girişimi ve lise yönetiminin desteğiyle 2008’de kurulan NDS Orkestrasõ. Bu yõl Orchestra’Sion (“Orkestrasyon” okuyun) adõnõ alan orkestra 6 birinci keman, 4 ikinci keman, 4 viyola, 3 çello ve 2 kontrbastan oluşuyor. Konser, genç şef Orçunsel’in orkestraya uyarladõğõ, Bach’õn Do Minör BWV 582 Passacaglia ve Fugue’üyle başladõ. Orkestra, başarõyla seslendirdiği bu yapõtõn ardõndan Haydn’õn Op.101 Re Majör 2. Viyolonsel Konçertosu’nda genç çellist Çağlayan Çetin’e eşlik etti. Bitmeyen haklõ alkõşlar üzerine Orçunsel şeflik eğitimini sürdürdüğü hocasõ Gürel Aykal’õ anõmsatõr biçimde Çetin’i bir daha çalmaya yönlendirdi ve hep birlikte bir başka Haydn’la teşekkür ettiler izleyiciye: Bestecinin 13. Senfonisi’nin olağanüstü “adagio”suyla. Konserin ikinci bölümündeyse tek yapõt vardõ ama gerçek bir başyapõttõ bu: Mozart’õn K.364 Mi Bemol Majör Sinfonia Concertante’si. Yapõtõn solistleri, Borusan Filarmoni Orkestrasõ’nõn değerli üyeleri, kemancõ Esen Kıvrak ile viyolacõ Efdal Altun’du. Kõvrak’õn konserde 1750 yapõmõ bir Stradivarius kemanla çalacağõ davetiyenin kapağõnda yer verilen “Stradivarius Müzik Gecesi” sözcükleriyle vurgulanmõştõ. Efdal Altun’un çalgõsõnõn 1725 yapõmõ bir Testore viyola olduğunu ise konserin bitiminde kendisinden öğrendik. Orchestra’Sion’u, Orçun Orçunsel’i ve diğer genç müzikçilerimizi izleyelim. Gelecekte çok daha iyi işler yapacaklar. AHSEN ERDOĞAN DRESDEN - Dresden çok tu- rist çeken bir kent, ancak belli ki yerel yönetim de halk da daha faz- lasõnõ istiyor. Doğu Almanya dö- neminin en büyük sanayi kent- lerinden biri olmanõn getirileri, bugün Dresden’e yetmiyor. Son yõllarda hõzlanan restorasyon ça- lõşmalarõnõn altõnda yatan neden- lerden biri de bu. Yalnõzca Fra- uenkirche’nin restorasyonunun tamamlanmasõ bile kente gelen yerli ve yabancõ turist sayõsõnõ belirgin oranda arttõrmõş. Türkiyeli turistler için ise Dresden hâlâ pek cazip bir uğrak değil. Türkler Dresden’i çoğunlukla, tur şirket- lerinin düzenlediği paket tur prog- ramlarõ kapsamõnda birkaç saatli- ğine görme fõrsatõnõ buluyorlar. “Türckische Cammer” (Türk Odasõ) sergisinin açõlmõş olmasõ ise bazõlarõnõ çok umutlandõrmõş gibi gözüküyor. Örneğin, müzenin resmi açõlõşõ için davet edilen ba- sõn mensuplarõnõn konakladõğõ Pullman Dresden Newa Oteli’nin yöneticilerinden Ulrich Prasser, Türckische Cammer dolayõsõyla Türkiyeli turistlerin Dresden’e büyük ilgi göstermelerini bekle- diklerini söylüyor. Bu nedenle Türkler için indirimli paket prog- ramlar bile hazõrlamõşlar: İki ge- ce konaklama, birinci sõnõf kah- valtõ ve “Türckische Cammer’i de içeren Dresden turunu içeren paketi mevsimine göre değişen ca- zip fiyatlarla sunuyorlar. Biz kül- tür-sanat gazetecileri ve yayõncõ- larõ olarak, Türkiye vatandaşlarõ- nõn kendi ülkelerin- deki müzelere gösterdik- leri ilginin derecesini az buçuk bil- diğimizden, Bay Prasser’in heye- canõnõ ve umudunu törpülememek için gülümseyerek susmayõ yeğ- ledik elbette. ‘Türckische Cammer’in ta- nõtõlmasõ ve özellikle Almanya’da yaşayan Türklere duyurulabilme- si için bugüne dek duymaya alõşõk olmadõğõmõz tarzda yöntemlere başvurul- muş. Bunlarõn içinde en ilginci, Almanya’daki Türklerin en çok tü- kettiği “fast-food” olan dönerden yararlanmak olmuş. Avrupa Türk döner imalatçõlarõyla gerçekleşti- rilen işbirliği çerçevesinde, üze- rinde Almanca “Türckische Cammer: Almanya’daki En Büyük Osmanlı Koleksiyonu” yazõlõ servis kâğõtlarõndan 4.5 mil- yon adet basõlmõş ve Türklerin en yoğun yaşadõğõ kentlerdeki dö- nercilere dağõtõlmõş. Almanya’da bugün 3 milyonun üzerinde Türk’ün yaşadõğõ ve döner keba- bõn “gücü” düşünülürse, gerçek- ten akõllõca ve etkili olabilecek bir yöntem bu. Ama 4.5 milyon ser- vis kâğõdõ herhalde birkaç gün içinde tamamen tükenmiştir. Bir başka tanõtõm aracõ da bizim Milli Eğitim Bakamlõğõ tarafõndan bir yõllõğõna Almanya’ya gönde- rilen öğretmenler olmuş. Almanya’nõn çeşitli kentlerinde Türk çocuklara ya da Türkçe öğ- renmek isteyen Almanlara Türk- çe dersleri veren bu öğretmenle- re yönelik düzenlenen bir semi- nerde “Türckische Cammer” tüm kültürel, tarihi ve siyasi ay- rõntõlarõyla anlatõlmõş. Öğretmen- lerin edindikleri bu bilgileri öğ- rencilerine aktarmalarõ ve onlarõ sergiyi gezmeye teşvik etmeleri öngörülüyor. Bir küçük not da “Türckische Cammer”in destekçilerine ilişkin. Serginin Türkiye’deki destekçileri arasõnda başõ çekenler Dõşişleri ile Kültür ve Turizm bakanlõklarõ, Milli Saraylar Daire Başkanlõğõ, Sakõp Sabancõ Müzesi, Koç aile- si ve Semiha Şakir Vakfõ. ORÇUN ORÇUNSEL’İN YÖNETTİĞİ ORCHESTRA’SİON UMUT VERDİ “Türk Odasõ’ndaki eserlerin çoğu Kanuni dönemine ait. Koleksiyonun büyük bölümü 16. yüzyõlda oluşmuş. Sergiyi yalnõzca bir silah koleksiyonu olarak görmek doğru olmaz. Daha çok, egemenlerin temsil biçimlerini yansõtan bir sergi.” Üzerinde “Türk Odasõ: Almanya’daki En Büyük Osmanlõ Koleksiyonu” yazõlõ servis kâğõtlarõndan 4.5 milyon adet basõlmõş ve Almanya’da Türklerin en yoğun yaşadõğõ kentlerdeki dönercilere dağõtõlmõş. Fotoğraf:ROBERTMICHAEL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle