23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 MART 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT İmam Hep Bildiğini Okur... Yazının başlığını “Cemaat ne derse desin. İmam bildiğini okur” olarak tamamlamak gerekiyor. Zira, her zaman olduğu gibi, dün saat 11.00’de AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ve arkadaşları tarafından TBMM Başkanlığı’na verilen “Anayasadaki değişiklik teklifi” de sözüm ona birkaç danışma provası ile vakit geçirildikten sonra, bu kez de “eski tas, eski hamam” özdeyişine uygun olmaktan vazgeçilmediğini belgeliyor! O vazgeçilmeyişi gizlemek amacıyla ve hem parlamento görüşmeleri için önerilerine daha çok yandaş bulmak; özellikle referandum olasılığını da gözden kaçırmamak için hazırlanmış olan hapın milletçe yutulmasını kolaylaştırmak için, anayasaların toplumsal mutabakat ile hazırlanma ilkesine yüzde yüz dikkat edildiği yolunda bir dizi açıklama yapılmasına alışkın olduğumuzu unutmayalım.Teklifin sahipleri ellerini vicdanlarına koyarak kutsal saydıkları değerler üstüne yemin ettikten sonra şu soruyu yanıtlamalılar: “Meclis Başkanlığı’na verilen 26 maddelik değişiklik teklifi, bir iki küçük düzeltme dışında gerçekten toplumsal mutabakat testinden geçerek mi son şeklini almıştır?”Yoksa, bir iki küçük düzeltme yapmakla yetinilerek eski plakların çalınmasında ısrar mı edilmiştir? Deli saçması önerilerden geri adım O, bir iki küçük düzeltmenin, ilk sırasında “Cumhurbaşkanınca, yükseköğrenim görmüş iki Türk vatandaşının da Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilmesi” gibi tamamen deli saçması bir eklemeden vazgeçildiği anlaşılıyor. Bozdağ ve arkadaşlarının, son şeklini verirken teklif paketlerinden -her halde içleri kan ağlayarak- çıkarmak zorunda kaldıkları bir başka madde de, kısaca söyleyelim, Osman Can’a Anayasa Mahkemesi’ndeki yargıçlar arasında koltuk armağan edecek ekleme olmuştur. Öylelikle yeni anayasamızda, yüksek mahkemenin iki raportörünün de cumhurbaşkanı tarafından seçilerek o mahkemenin yargıçları arasında yer alması gibi bir özel imtiyaz sağlamaktan vazgeçmek olmuştur! Şimdi bu iki değişikliğin dün Meclis Başkanlığı’na verilen yasa teklifinden dışlanmış olmasını, gerçekten konsensüs duyarlığına bağlayanlar, kendilerini aldatmış olurlar. Zira, sadece BDP ve DSP değil, parlamentoda temsil edilemeyen birden çok parti gibi, başta özellikle TÜSİAD ve DİSK olmak üzere bir düzine sivil toplum kuruluşumuz, yeni bir anayasa kadar; seçim barajını yüzde ondan aşağılara indirecek bir seçim kanunu ile siyasi partilerde lider hegemonyasını dışlayan yeni bir siyasal partiler yasasına duyulan gereksinmeyi, kendilerini ziyaret eden AKP heyetine anlatmaya çalıştılar.Ancak, sadece dün parlamento başkanlığına verilen yasa teklifinde yer almayışından değil, özellikle Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in açıklamalarından da anlıyoruz ki, darbecilerin eseri de olmuş olsa iktidar partisi de, tıpkı CHP ve MHP gibi, baraj ve lider sultası konularında kutsal ittifak yapmayı sürdürmektedirler! Cemil Bey, yüzde on baraj olmaz ise ülkenin koalisyonlarla yönetilme olasılığını bir tehlike gibi gördüğünü, “gerçek tehlike Saadet Partisi korkusu mu?” endişesini gizlemeyen açıklamalar yaparken, TÜSİAD 2004’te ara verilen resmi yayın organı “Görüş”ü çok çarpıcı bir kapakla yeniden yayımlamış. TÜSİAD’ın görüşü “Anayasa değişse de siyaset değişmeyecek” denilen o kapak tasarımında Meclis Genel Kurulu’nda parti gruplarına ayrılmış olan koltuklarda sadece Erdoğan’lar, Baykal’lar ve Bahçeli’ler oturuyor. Öylelikle TÜSİAD, “Asılları varken lider vekillerine ne gerek var” demek mi istiyor?TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner’in “Anayasa reformunu da kapsayan demokrasi paketinin beraberinde, belki de öncesinde yapılması gereken seçim sistemi ve siyasi partiler mevzuatında, çoğulcu demokrasi anlayışına uygun bir reformun gerçekleştirilmesi olmalı.. Türkiye, bir genel seçimi daha yüzde 10 barajı ve sadece genel merkezlerin iradesine bağlı bir aday belirleme yöntemi ile geçirmemeli, seçim ve siyasi partiler reformları ivedilikle gündeme getirilmelidir. Bu düzenlemelerin 2011 seçimlerinin öncesinde yapılması, temsil gücü yükselmiş yeni bir parlamentonun bütüncül yeni bir anayasanın daha sağlıklı bir zeminde yapılmasına da imkân tanıyacaktır..” sözleri o Erdoğan’ların, Baykal’ların ve Bahçeli’lerin fotomontajlarının kapattığı milletvekillerine bir şeyler anlatmıyor mu? Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net Almanya Başbakanõ Merkel, işadamõ, sanatçõ ve öğrencilere uzun süreli vize sağlanabileceğini söyledi Vizeye güvenlik koşuluEkonomi Servisi - Türk-Alman İş Fo- rumu çerçevesinde düzenlenen yuvar- lak masa toplantõlarõna katõlan Alman- ya Başbakanõ Angela Merkel, “Özel- likle işadamları, öğrenciler ve sanat- çılar için uzun süreli vizelerin veril- mesi tabii ki düşünülebilir. Hepimi- zin menfaati bu yönde. Ayrıca mali- ye bakanlarımızdan rica edip en geç bir yıl içerisinde çifte vergilendirme sorununu da çözeceğiz” dedi. Merkel, Türkiye’deki son gününde dü- zenlenen Türk-Alman Ekonomi Foru- mu’na Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte katõldõ. Burada konuşan Merkel ekonomik gelişmeler açõsõndan var olan engelleri ortadan kaldõrmak gerektiğini belirterek şunlarõ şöyledi: “Vize AB ile Türkiye’nin müzakere süreci çerçe- vesinde önemli bir konu. Türkiye’nin dış sınırları itibarıyla güvenliği çok daha iyi bir şekilde temin edebilme- si gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin bir- çok ülkeyle dış sınırı var. Burada göç- menler, mülteciler yer alıyor. Türki- ye tarafından da bu konuya ilişkin ciddi çabalar sarf edildi. Öbür ta- raftan tabii geri iade anlaşması çer- çevesinde de bir düzenlemeye git- memiz gerekiyor. Yani ekonomi o ka- dar hızlı bir şekilde gelişiyor ki bun- ları da çözmemiz gerek.” Merkel, aynõ zamanda çifte vergi- lendirme anlaşmasõnõn yenilenmesi ge- rektiğine de dikkat çekerek bu uygula- manõn bir yõla kadar kaldõrõlmasõnõ is- tediklerini söyledi. Merkel şöyle devam etti: “Başbakan Erdoğan ile birlikte biz bu konuyu görüştük. Çok teknik bir konu. Bir taraftan baktığımızda, ama bu tabii ki olmadığı takdirde çok sayıda dezavantajı da var. Maliye ba- kanlarımızdan bu konudaki madde- leri ele almalarını, müzakere etme- lerini rica edeceğiz.” İki ülkenin enerjide önemli işbirlik- lerine imza atabileceğini anlatan Angela Merkel, Türkiye ile enerji konusunda çe- şitli işbirlikleri yapabileceklerini de şöyle anlattõ: “Nabucco, Türkiye’nin yararına bir proje. Batı Avrupa’ya bağlayan bir proje. Burada yaptığı- mız temaslar dahilinde savunma sek- törü temsilcileri ile de görüştük. Bir- çok alanda iç içe açılıyoruz. KO- Bİ’lerin de Almanya ile etkin bir bi- çimde çalışmak istediğini duydum. Bu şirketlerle işbirlikleri artabilir.” Başbakan Tayyip Erdoğan da top- lantõda Nabucco projesini gündeme ge- tirerek Avrupa ülkelerinin hâlâ gerekli parayõ hazõrlayamadõğõnõ söyledi. Er- doğan “Para gelecekse Nabucco ile il- gili her şeyi yapmaya hazırız” diyerek şunlarõ kaydetti: “Tedarikçi ülkeler acaba hangi yıl itibarıyla söz veriyor? Burası çok önemli. Yatırımlar nok- tasında da diyorum ki biz onların te- darik etmeye başladığı zamanı mı bekleyeceğiz, yoksa hemen transitle il- gili olarak isale hatlarını döşemeye mi başlayacağız? Şu anda hâlâ karar or- taya konmuyor. AB’den aldığımız bu noktadaki haberler bana göre pek sağlıklı değil. Eğer para gelecekse biz Türkiye olarak her şeye hazırız.” Bu konuda daha fazla beklenmeden adõmlarõn atõlmasõ gerektiğini söyle- yen Erdoğan, iş forumunun katõlõm- cõlarõ arasõnda yer alan Nabucco’nun Alman ortağõ RWE’nin Üst Yöneticisi (CEO) Jürgen Grossmann’a da hi- tap ederek şu anda enerji komiserinin de bir Alman olduğunu, kendisini de enerji komiseriyle birlikte görüşme- ye beklediğini ifade etti. Asıl hedef Alman gemileri BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Almanya Başbakanõ Angela Merkel’in Ankara ziyareti sõ- rasõnda, “Türkiye, havaalanlarını ve limanlarını Kıbrıs Rum kesimine açmalı” õsrarõnõn arkasõnda, Rum bandõralõ Alman gemileri çõktõ. Hükü- metin; dünyanõn yedinci, Akdeniz’in ise en büyük deniz ticaret filosuna sa- hip olan Rum yönetimine limanlarõnõ açmasõ ile birlikte Türkiye’nin deniz taşõmacõlõğõnda Yunanistan ve Al- manya öne çõkacak. Çünkü, Rum de- niz ticaret filosu içinde armatörü Al- man olan tam 216 gemi bulunuyor. Merkel’in Türkiye’nin AB’ye katõ- lõm sürecine ilişkin “Benim açımdan en önemli husus, Ankara Protoko- lü’nün uygulanması, çünkü burada Kıbrıs sorunu halledilmedi” yönün- deki sözleri, Berlin yönetiminin siya- sal tavrõnõn yanõ sõra Almanya’nõn Akdeniz’deki ekonomik çõkarlarõnõ da gündeme getirdi. Türkiye’nin “deniz taşımacılığı pastası” yaklaşõk 2.5 milyar dolar olarak hesaplanõyor. Ba- kû - Tiflis - Ceyhan’dan gelen petro- lün buna eklenmesi durumunda söz konusu rakamõn 3.5-4 milyar dolara çõkacağõ tahmin ediliyor. GKRY ban- dõrasõ altõnda 94 adet, toplam 5 mil- yon 493 bin DWT tanker bulunuyor. Türkiye’nin limanlarõnõ açmasõ ile birlikte Rum bayraklõ Yunan ve Al- man tankerleri, BTC’den yõlda 50 milyon tonun üzerinde akacak petro- lün taşõmacõlõğõndan gelecek rantõ ala- cak. “Danish Shipowners Associati- on” tarafõndan hazõrlanan rapora gö- re, 1 Güney Kõbrõs Rum Yönetimi bayrağõ taşõyan 19 bin 328 grostonluk bin GT üzerindeki 898 gemisi bulu- nuyor. Rum bandõrasõ altõndaki gemi- lerin asõl sahiplerine bakõldõğõ zaman ise Yunanistan’õn 340 gemiyle ilk sõ- rada olduğu, ikinci sõrada ise 216 ge- miyle Almanya’nõn geldiği görülüyor. Baydemir’e suikast iddiası DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - BDP’li Diyarbakõr Bü- yükşehir Belediye Başka- nõ Osman Baydemir’e suikast hazõrlõğõ yaptõğõnõ belirten 19 yaşõndaki E.K.Ş. polise teslim ol- du. Psikolojik rahatsõzlõğõ olduğunu söyleyen zanlõ, ifadesi alõndõktan sonra serbest bõrakõldõ. E.K.Ş’nin internette ta- nõştõğõnõ iddia ettiği bazõ kişilerle Baydemir’e sui- kast planladõğõ, 19 Mart’ta Ankara’dan Di- yarbakõr’a giderek bu ki- şileri beklemeye başladõ- ğõ ancak bu kişiler gel- meyince teslim olduğunu söylediği öne sürüldü. Taş atan çocuklara hapis DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Şõrnak’ta gerçekleştiri- len izinsiz gösterilere katõldõklarõ ve polise taş attõklarõ gerekçesiyle yargõlanan ve yaşlarõ 15- 18 arasõ değişen 6 ço- cuk, 13 yõl 6’şar ay hap- se mahkûm edildi. Mah- keme heyeti, sanõklarõn yaş ve yargõlama esna- sõndaki durumlarõnõ göz önünde bulundurarak, cezayõ 7 yõl 5’er ay hap- se çevirdi. 3 asker mahkemede İstanbul Haber Ser- visi - “Sahte çürük rapo- ru” soruşturmasõ kapsa- mõnda Albay N.U, Bin- başõ O.Ç. ve Binbaşõ O.Y. dün ifade verdi. Yaklaşõk 11 saat süren ifade işleminin ardõndan N.U, O.Ç. ve O.Y. “ör- güte yardõm” ve “delilleri karartma” suçlarõndan tu- tuklanmalarõ istemiyle Mahkemeye sevk edildi. Genelkurmay Başkanlõğõ Adli Müşaviri Hõfzõ Çu- buklu’nun sorgulandõğõ iddiasõ yalanlandõ. Levent Ersöz depresyonda İstanbul Haber Ser- visi - İstanbul Üniversite- si İstanbul Tõp Fakültesi Hastanesi’nde bir süredir tedavi gören “İkinci Er- genekon” davasõ sanõğõ Levent Ersöz, Bakõrköy Ruh ve Sinir Hastalõklarõ Hastanesi’ne gönderildi. Ersöz’e “Majör depres- yon” teşhisi konuldu Kanal 7’den açıklama Haber Merkezi - Ka- nal 7, 27 Mart 2010’da gazetemizde “O Gemi Bulundu” başlõğõyla ya- yõmlanan haberle ilgili açõklama gönderdi. Açõk- lamada, “Baltic Kristina isimli gemi Euro 7 şirketi tarafõndan Letonya Dev- leti’nden Şubat 2007’de ihaleyle satõn alõnmõştõr. Gemi tamamen Vakõf- bank Frankfurt Şube- si’nden alõnan kredilerle finanse edilmiştir. Türki- ye’de bakõm ve onarõmõ yapõlõp, üç ay işletildik- ten sonra 19.11.2007 tari- hinde Yunanlõ bir firma- ya satõlmõştõr. O günden beri gemiyle ilgimiz yoktur” denildi. İstanbul Haber Servisi - “Sahte çürük rapo- ru” soruşturmasõ kapsamõnda daha önce tu- tuklanan hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, “Ergenekon” soruşturmasõ kapsamõnda da tutuklanmasõ istemiyle mahkemeye sevk edil- di. Tutuklu bulunduğu cezaevinden dün sabah saatlerinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilen Üçok, Cumhuriyet Savcõsõ Zekeriya Öz’ün odasõna alõndõ. Yaklaşõk 11 saat boyun- ca Savcõ Öz’e ifade veren hâkim Albay Üçok, tutuklanmasõ istemiyle İstanbul Nöbetçi 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Üçok, “Sahte çürük raporu” soruşturmasõ kapsa- mõnda 26 Eylül 2009’da tutuklanmõştõ. Hâkim Albay Üçok için tutuklama istemiAlmanya Başbakanõ Merkel’in ‘limanlarõ Rum gemilerine açõn’ õsrarõnõn altõnda, dünyanõn en güçlü deniz ticaret filolarõndan olan Rum filosu içinde büyük bir paya sahip bulunan Alman gemileri yatõyor Almanya Başbakanı Merkel, İstanbul temasları çerçevesinde Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camisi’ni gezdi. Ayasofya Müzesi ve Sultanahmet Camisi’ne hayran kalan Merkel, yetkililerden iki yapı hakkında da ayrıntılı bilgiler aldı. Merkel, daha sonra Beyoğlu’ndaki Özel Alman Lisesi’ne geldi. Alman Protestan Kilisesi’ni de ziyaret eden Merkel, basına kapalı olarak Goethe Enstitüsü dil öğretmenleriyle bir süre görüştü. Merkel, Türkiye’deki Türk-Alman Eko- nomi Forumu’na Başbakan Tayyip Erdoğan ile birlikte katıldı. (Fotoğraflar: UĞUR DEMİR / VEDAT ARIK) Sultanahmet’e hayran kaldõ ERGENEKON SORUŞTURMASI BAŞBAKAN ERDOĞAN’DAN LARA’YA MEKTUP ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’le kendisine “Beyaz Barış Güvercini” biblosu ve barış mesajı gönderen Lara’ya yolladığı mektupta, “Biz, dünyanın ne- resinde olursa olsun, çocuklar asla ve asla ağlamasın, gözyaşı dökmesin, üzülmesin istiyoruz” dedi. Erdoğan, mektubunda “9 yaşındaki Lara’nın beyaz güvercini, değerli dostum Şansölye Merkel’in aracılığıyla ülkeleri, dağları, nehirleri ve denizleri aşarak bana ulaştı. Güvercinin getirdiği mesajda da belirtildiği gibi, ona birkaç gün bakacak, ardından da barış güvercinini İstanbul’daki öğrencilere teslim edeceğim” ifadesini kullandı. FRANZ KOLLER Yatırım sinyali MURAT GÜLDEREN Alman Türk Ticaret ve Sanayi Odasõ Başkanõ Franz Koller, forum öncesi Almanya Başbakanõ Angela Merkel ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn basõna kapalõ olarak gerçekleştirdi- ği toplantõya pek çok Türk işadamõyla birlikte Alman- ya’dan Deutsche Telekom, Almanya’nõn en büyük tren yolu şirketi Deutsche Bun- desbahn ve enerji şirketi RWE’nin temsilcilerinin de katõldõğõnõ kaydetti. Kõsa vadede bu şirketle- rin Türkiye’de inşaat, enerji ve ulaşõm altyapõ hizmetleri için ciddi yatõrõmlara imza atabileceğini söyleyen Kol- ler, bu şirketlerin gerek Türkiye’de gerekse Türkiye ile birlikte üçüncü dünya ülkelerinde fõrsat kolladõk- larõnõ belirtti. Koller, vize konusu için de tarihi bir sü- rece girildiğini ifade ederek şunlarõ söyledi: “Her iki ülkenin temsilcileri ve konsolosluklar 6 aydır vi- ze süreçlerini hızlandır- manın yolları üzerinde çalışıyordu. Şimdi liderle- rin de hızlandırma kara- rının ardından vize konu- sunda olumlu gelişmelerin çok yakında olacağını dü- şünüyorum.” Türk iş dünyasõnõn da bü- yük ilgi gösterdiği toplantõ- nõn basõna kapalõ olan bölü- müne Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanõ Rifat Hisarcıkloğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği Başkanõ Ümit Boyner, Dõş Ekonomik İlişkiler Kurulu İcra Kurulu Başkanõ Rona Yırcalı, Do- ğuş Holding Yönetim Ku- rulu Başkanõ Ferit Şahenk, Çalõk Holding Yönetim Kurulu Başkanõ Ahmet Çalık da katõldõ. OSMAN ÇUTSAY FRANKFURT - Almanya Başba- kanõ Angela Merkel’in Türkiye zi- yaretinden Alman kamuoyuna iki mesaj çõktõ. Haberlerde Alman- ya’daki Türk okullarõ işinin “bir bi- çimde tatlıya bağlandığına” dikkat çekildi. Merkel’in, AB’nin Türkiye ile “ucu açık müzakarelerin” süre- ceği yolundaki mesajõ muhafazakâr ve “Türk alerjisi yaygın” Alman kamuoyunda olumlu karşõlandõ. Merkel’in Almanya’da Alman sis- temiyle uyumlu Türk okullarõ için zorluk çõkarõlmayacağõnõ belirtmesi, ülkedeki cemaat okullarõnõn önünün açõk olduğu yorumlarõna da yol açtõ. Halen öğrenim yapõlan, bazõlarõ yatõ- lõ olan çok sayõdaki Türk okulunda, Fethullah Gülen cemaatiyle orga- nik bağlarõ olmadõğõnõ ileri süren yö- netimler, bundan böyle daha rahat hareket edebilecekler. Gelişmeler, özellikle Türkiye kökenli laik eği- timciler tarafõndan endişeyle karşõ- landõ. Bu okullarõn 5 yõl eğitim ver- dikten sonra giderlerinin yüzde 90’õna yakõn bir bölümünü Alman devletinden alabildiğine dikkat çeki- liyor. Merkel’in, AB’nin Türkiye ile “ucu açık müzakarelerin” süreceği yolundaki mesajõ ise “Türk alerjisi yaygın” Alman kamuoyunda olum- lu karşõlandõ. Merkel’in Kõbrõs başta olmak üzere ilişkilerde bir dizi soru- nun bulunduğuna dikkat çekmesi de eyaletler düzeyinde kendi partisi CDU’ya bağlõ başbakanlarõn bazõ soru işaretlerine rağmen destek gör- dü. CDU’nun önde gelen isimlerin- den Ruprecht Polenz, “AB üyesi bir Türkiye’den yana” görüşlerini savunarak parti yönetiminin Türkiye konusunda tek bir görüş taşõmadõğõ- nõ örneklemiş oldu. Baden-Württem- berg Başbakanõ Stefan Mappus, Saksonya Başbakanõ Stanislaw Til- lich ve Saksonya Anhalt Başbakanõ Wolfgang Böhmer ise “AB ile Türkiye arasındaki sıkı işbirliği ve çok yakın ilişkiye evet, ama bunun için tam üyelik şart değil” derken hükümet ortağõ CSU, Merkel’in im- tiyazlõ ortaklõ çağrõsõna sahip çõkma- yõ sürdürdü. Sürecin, “Merkel, par- tisinin ve halkın Türkiye’ye kuş- kuyla yaklaşan anlayışına prim vermek zorunda” görüşünü savu- nan çevrelere hak verdiği gözlendi. ‘Türk okulları işi çözüldü’ Almanya Başbakanı Angela Merkel, İstan- bul’daki temasları kapsamında Özel Alman Lisesi’nde öğrenci, öğretmen ve mezunlarla bir araya geldi. Merkel 12. sınıf öğrencisi Ekin İlseven ve Svetoslava Vasileva’ya da ne- den bu okulu tercih ettikleri ve ileride ne okumak istedikleri gibi çeşitli sorular yönelt- ti. Merkel’in Türkiye’de üniversiteye girme- nin zor olup olmadığını sorması üzerine de salonda bulunan bir öğrenci, üniversiteye gi- riş sınavının Türkiye’deki en büyük sorun- lardan biri olduğunu söyledi. ÖĞRENCİLERLE SOHBET
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle