16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 31 MART 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN Dış Borçlanma Yeniden İvmelenirken Türkiye 2000’li yıllarda yoğunlukla dış açık veren ve dış borçlanmaya dayalı bir görünüm sergiledi. Toplam dış borç stoku 2003 başında 130 milyar dolar düzeyindeydi. Küresel krizin Türk ekonomisini etkisi altına almaya başladığı 2008 Ekimi’nde dış borçlar 291 milyar dolar düzeyine fırlamıştı. Yani Türkiye, 2003’ten 2008’e dış borçlarını dolar bazında iki mislinden fazla arttırmıştı. Söz konusu borçlanma temposunun nerelerde tüketilmiş olduğunu yakın çevremizden biliyoruz. Kentlerin varoşlarından başlayarak giderek yayılan toplu konut projeleri, residance’ler, alışveriş merkezleri ve kredi kartı ve özel tüketici borçlanmasına dayalı bir tüketim çılgınlığı Türkiye’de yeni bir Lale Devri’nin yaşanmasına olanak sağlamıştı. Küresel kriz bu borç çılgınlığını bıçakla kesti. Aşağıdaki ilk tabloda Türkiye’nin dış borçlarının 2007 sonundan, en güncel veri tarihi olan 2009’un üçüncü çeyreğine değin, çeyrek dönemler itibarıyla seyri sergileniyor. Dış borçlarımız 2009’un ilk çeyreği sonunda Ekim 2008 tepe noktasından başlayarak yaklaşık 25 milyar dolar gerilemiş, daha sonra da yeniden yükselişe geçmiş gözüküyor. İlginç olan gözlem ise şu: 2008 öncesinde dış borçları sürükleyen kesimin “özel sektör” olduğu biliniyor. Söz konusu dönemde özel dış borç stoku, kamunun borcunun iki misline ulaşmış. Halbuki kriz sürecinde özel sektör dış borçlarını geri ödemek zorunda kalırken kamu sektörü “net dış borçlanıcı” konumuna gelmiş. Kamunun dış borç stoku son altı ayda yaklaşık 8 milyar dolar net artış göstermiş durumda. Özel sektör ise net dış borç ödeyici konumunu henüz sürdürüyor. “Peki özel sektör döviz gereksinimini nasıl karşılamış durumda?” Ödemeler Dengesi verileri bu konuda ilginç dönüşümlerin söz konusu olduğunu belgeliyor. İkinci tabloda sunulan veriler, 2009 boyunca Türk ekonomisinin verdiği dış açığın (cari işlemler açığının) hızla gerilediğini ve 42 milyar dolardan 14 milyara düştüğünü gösteriyor. Cari işlemler açığı 2008 ve 2009 boyunca iki kaynaktan kapanmış: Doğrudan yatırımlar ve net hata ve noksan (kayıt dışı sermaye girişleri). Bu arada döviz rezervlerindeki 2.7 milyar dolarlık azalma da önemlice bir finansman kalemi olmuş. Doğrudan yatırımlar 2008’de 15.7. 2009’da 6.1 milyar dolar döviz girişi “kazandırmış.” Burada doğrudan yatırım sözcüğünün, içinde geçen yatırım sözüne rağmen, aslında gerçek yatırım davranışıyla son derece az ilintili olduğu; bu kalemin çoğunlukla şirket birleşmeleri, özelleştirmeler ve arazi satışlarından oluştuğu biliniyor. Dolayısıyla, sermayenin uluslararasılaştırıldığı bir süreci yansıtan bu gelişim, aslında yukarıda sözünü ettiğimiz tüketim çılgınlığı ve Lale Devri’nin ayrılmaz bir öğesi. “Net hata ve noksan” kalemi içerisinde söz konusu olan sermaye girişlerinin neleri içerdiği bilinmiyor. Bu rakamın 2008’in son üç ayından başlayarak 2009 boyunca birikimli olarak yaklaşık 14 milyar dolarlık bir döviz girişi sağlamasının nedenleri “resmi” verilere göre meçhul. Korkut Boratav Hoca ve birçok analist bu tür meçhul sermaye girişlerinin aslında yerli sıcak para olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. 2010’un ilk ayı itibarıyla cari işlemler açığı bir sıçrama göstermiş ve Türkiye yeniden dış açık veren bir ekonomi konumuna sürüklenmeye başlamış. Türkiye 2010’un daha ilk ayında 3 milyar dolarlık bir dış açık vermiş durumda. Cari işlemler açığının yeni finansman biçimi ise aslında “eski” bir olanak: Portföy girişlerine dayalı yabancı sıcak para. Bunun yanında yerli sıcak para, yani net hata ve noksan dahilinde gelen döviz de önemini korumaya devam ediyor. Cari işlemler dengesinde yeniden başlayan bozulma süreci ve “yeni” finansman biçimi, Türkiye’nin yeniden dış borçlanma ağırlıklı 2003-2008 tüketim temposuna hazırlanmakta olduğunun işaretlerini veriyor. Tıpkı 1990-1993 ve 2000’de gözlenen ve bir saman alevini andırır spekülatif büyüme kıvılcımlarında olduğu gibi... 31 Mart Çarşamba günü (bugün) TÜİK 2009’un son çeyrek dönemine ilişkin ulusal gelir tahminlerini açıklayacak. Büyük bir olasılıkla bu yeni saman alevinin ilk kıvılcımlarını gözlüyor olacağız. [email protected] Türkiye’nin bir süreden beri bütün ülkeyi temelden sarsan, her kesimi ilgilendiren 2 can alıcı sorunu var. Biri AKP tasarımı ‘Anayasa Değişikliği Paketi’, diğeri ise zaten uzun yıllardan beri var olan ancak hükümetin bugüne kadar en küçük çözüm bile getiremediği “işsizlik”. Birincisi ülkeyi uzlaştırmak bir yana daha da bölerken, ikincisi yoksulluğu derinleştiriyor, umutsuzluğu körüklüyor... İş dünyası iki farklı koldan Türkiye’nin en önemli iki sorununu masaya yatırdı. - “Patronlar Kulübü” diye tanımlanan TÜSİAD, yayın hayatına bir süreliğine ara veren kendi yayın organı Görüş dergisini, anayasa tartışmasını “Anayasa değişse de siyaset değişmeyecek” başlığını kapağa taşıyarak, yeniden başlattı. - İş dünyasının 17 örgütü TOBB başkanlığında işsizliğe çözüm getirecek ortak eylem planı hazırlamak amacıyla dün bir araya geldi... Öncelikle TÜSİAD’ın anayasa ile ilgili çıkışına göz atalım isterseniz. Ve de şunu vurgulayalım: İş dünyasının anayasa konusunu ele alması yeni değil. 1997 yılında TÜSİAD’ın merhum Prof. Dr. Bülent Tanör imzasıyla yayımladığı “Demokratik Perspektiflerin Geliştirilmesi” raporu o dönem hayli tartışma yaratmıştı. 13 yıl sonra ısrarla, “Partiler ve Seçim Yasası’nın demokratikleştirilmesi” talebini yineliyor. Bugün yine aynı tartışmanın içine dahil olması iş dünyasının “sürdürülebilir demokrasi endişesi”ni açıkça ortaya koyuyor. Görüş dergisinin kapağındaki resimde TBMM salonunun koltukları dolu görünüyor. Ancak hepsinde de 3 lider var: Recep Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli. Ve bir alt yazı: “Hiçbir konuda uzlaşma sağlayamayan siyasi partilerimiz, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirmeme ve ‘siyasette reform’u eksik paketle tartışma konusunda uzlaşıyor.” Gelelim işsizlik konusuna... Artık yapısal bir sorun haline dönüştüğü konusunda herkes hemfikir. 1980-2002 döneminde, Türkiye’nin büyüme hızı yılda ortalama yüzde 4 olurken, istihdamda ortalama yıllık artış binde 8’lerde kalmıştı. Ekonomik büyüme hızının yüzde 7’yi aştığı 2002-2006 döneminde de istihdam aynı kaldı (yüzde 10). Bu oran 2008’den itibaren hızla artarak yüzde 16’ya kadar çıktı. Şimdi ise yüzde 14’te. Tabii bunlar sadece kayıtlı rakamlar. Görünen tablo vahim: Mevcut işler daralıyor. Yeni iş alanları açamıyoruz. Gençler dalga dalga işgücü piyasasına geliyor. Acil olarak aktif istihdam tedbirleri devreye sokulurken, sosyal programlar uygulanmalı. Yatırım olmadan işsizliğin çözülmesi mümkün değil, yatırım için de uygun koşulların yaratılması lazım. TOBB Kadın Girişimci Kurulu Başkanı Aynur Bektaş can alıcı bir noktaya değiniyor: İstihdam sağlayan ve işçi çıkarmayan şirketlerin sigorta primleri düşürülmeli. Ancak bu arada işverenin de fırsatçılık yapması önlenmeli... Bunlar işin bir boyutu. Bir diğer can alıcı nokta ise ucuz ithalat. Ucuz döviz nedeniyle ithalat harcamaları devamlı artıyor. Ekonomi yavaşlasa da ithalat artışı sürüyor. Ucuz ithalat yerli üretimin gerilemesine neden oluyor. Ekonomi katma değer yaratamıyor. Ucuz ithalat işsiz sayısını arttırıyor. Tüm bunları piyasanın kendi dinamikleri ile çözmek mümkün değil. Zaten piyasa koşulları ile çözülmeyeceğini de iyi gördük. Bu yüzden iş dünyası da toplantının sonuç bildirgesinde “Etkin bir ulusal istihdam stratejisi hayata geçirilmediği takdirde, işsizlik sorunumuz devam edecektir” uyarısını yaptı... Gelinen noktada gördüğümüz ise şu: Bugünkü iktidar Türkiye’nin iki önemli sorununu da yüzüne gözüne bulaştırıyor. İlkinde yani anayasa değişikliği paketinde kendi bildiğini uygulamakta ısrarlı. Toplumsal uzlaşı umurunda bile değil. İkincisinde yani işsizlik konusunda ise “laf çok, iş yok”. Küçük birkaç önlemin dışında artık yapısal ve kronik hale gelen işsizliği azaltacak ne hedef belirlendi, ne de strateji oluşturuldu. Belli ki AKP’nin asıl gündemi bunların çok dışında.. TÜSİAD’dan TOBB’a... Anayasadan İşsizliğe... TÜSİAD, TİM, TESK, TİSK gibi önemli işveren örgütleri işsizliğe karşõ ortak eylem planõ için bir araya geldi İşsizliğe ulusal strateji B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K Yunanistan’da protestolar dinmiyor Ekonomi Servisi - Avrupa Birli- ği’nin yardõm kararõndan sonra da Yunanistan’da protesto gösterileri hõz kesmedi. Kararõn ardõndan Baş- bakan Yorgo Papandreu Yunan halkõnõn fedakârlõklarõnõn boşa git- mediğini söylemişti. Başkent Ati- na’da bütçe açõğõnõn kapatõlmasõna yönelik ekonomik önlemler ve iş- sizlik protesto edildi. Yunanistan Çalõşma Bakanlõğõ binasõ önünde Mücadeleci Sendikalar Bir- liği’nin (PAME) çağrõsõyla toplanan grup, “işsizlerin korunmasına yö- nelik önlemler alınması, 1000 Av- ro tutarında acil ekonomik des- tekte bulunulması ve sağlık hiz- meti verilmesini” talep etti. Avu- katlar, ülke genelinde 48 saatlik greve başlarken, yerel yönetim çalõ- şanlarõ da saat 11.00’den mesai biti- mine kadar iş durdurma kararõ aldõ. Öte yandan, Yunanistan 20 yõl va- deli tahvil ihracõ için olağanüstü ihaleye çõkacağõnõ ve 1 milyar Avro’ya kadar satõş hedeflediğini açõkladõ. Uluslararasõ kredi dere- celendirme kuruluşu Fitch ise Av- rupa Birliği’nin yardõm planõnõn olumlu olduğunu belirtti. Ekonomi Servisi - İş dünyasõ iş- sizliğe çözüm arõyor. Pazartesi günü siyasi parti liderleriyle bir araya ge- len iş dünyasõnõn temsilcileri dün de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde toplanarak bir zirve yaptõ. Türkiye’nin birinci so- runu olan işsizlik konusunda neler yapabileceklerini tartõşmak için Türk iş âlemi olarak bir araya geldikleri- ni belirten TOBB Başkanõ Rifat Hisarcıklıoğlu, işsizlik sorununa sadece iktisadi olarak değil, sosyal bir sorun olarak baktõklarõnõ açõkladõ. Pa- zartesi günü Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan, CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal ve MHP Genel Baş- kanõ Devlet Bahçeli’yi ziyaret et- tiklerini ifade eden Hisarcõklõoğlu, ar- tõk ana konunun, gündemin ekono- mi olmasõ ve krizden çõkõş anõndaki yapõsal tedbirlerin alõnmasõyla ilgi- li kendileriyle görüştüklerini dile getirdi. Toplantõda şu konularda gö- rüş birliğine varõldõ:  Bugünkü toplantõ önemli bir başlangõç. Tüm kesimlerle konuş- manõn faydalarõna da inanõyoruz.  İşsizliği sadece iktisadi değil, hükümet muhalefet partileri, işçi ör- gütleri, üniversiteler ve yerel yöne- timlerin dahil olduğu yönetişim bü- tünlüğü içerisinde yaklaşõlõyor.  İşsizlik Türkiye’nin en önemli yapõsal sorunu. Çözümü için kõsa va- deli adõmlarõn yanõ sõra uzun vadeli stratejilerin de tasarlanõp uygulanmasõ gerekir.  İstikrar ve huzur ortamõ kuv- vetlendirilmeli. Zira büyüme ve kalkõnma sağlayan yapõsal reformlar, ancak huzur ortamõnda gelişiyor.  Krizin etkilerinin görüldüğü bir ortamda, istihdamõ teşvik eden uy- gulamalarõn devamõ önemli.  Önümüzdeki dönemde, pasif iş- gücü politikalarõndaki reformlar ka- dar, aktif işgücü politikalarõnõn kap- samõnõ genişletecek bir hamleye ih- tiyaç olduğu açõk. Küresel ekonomik sistemde, be- cerileri yeterince rekabet edemeyen gençler için programlarõ uygulamak genç işsizliğini önlemek açõsõndan son derece önemli. Ancak öte yan- dan, orta yaşlõ işsizlerin de beceri- lerini geliştirecek programlarõ da hayata geçirmek gerekiyor.  Küresel krizin getirdiği sõkõntõ, ancak birlikte durulursa aşõlabilir.  Özellikle KOBİ’lerin istihdam yaratma kapasitesini güçlendirecek önlemlerin alõnmasõ ve bunlardan KOBİ’lerin yararlanmasõ, bu yolla iş- sizliğin azaltõlmasõ önem taşõyor.  Hâlâ bazõ kamu kurumlarõnõn it- halat merakõnõ anlamak güç. Önü- müzdeki dönemde kamu alõmlarõn- da Türkiye’de üretilen ürünlere ön- celik verecek düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmeli.  Toplantõya gelirken “İşveren- ler bir araya gelmiş, işsizlik me- selesini tartışıyorlar, bunlar istese istese devletten para isterler” yo- rumlarõnõ duydum. Biz para istemi- yoruz sadece rakiplerimizle eşit ko- şullarda rekabet etmek istiyoruz.  Bugün en fazla tartõşõlan nokta, işsizlerin niteliği meselesiydi. Bu ko- nuda önümüzdeki dönemde somut adõmlar atõlmasõ için, bizler devlet- le birlikte çalõşmaya, desteğe ver- meye hazõrõz. K I S A . . . K I S A . . . TOKİ, Ali Sami Yen arazisini 407 milyon TL muhammen bedel ile açõk arttõrmaya sunacağõnõ açõkladõ. Arsa için 16 Nisan’da açõk arttõrma yapõlacak. TCMB’nin faizleri uzun süre sabit tutacağõ beklentisiyle gösterge faiz yüzde 8.71’e gerileyerek 2 ayõn en düşüğünü gördü. Dünyanõn önde gelen sekiz sanayileşmiş ülkesi (G-8), Afganistan-Pakistan sõnõrõnda ticari ilişkileri geliştirmek ve kalkõnmayõ teşvik etmek için ekonomik paket açõkladõ. G-20 yönlendirme grubu, grup üyelerine makro ekonomik politikalar konusunda işbirliği ve reform taahhütlerine sadõk kalmalarõ çağrõsõnda bulundu. IMF, finansal kriz sonrasõnda yeni düzenlemeler getirilmesine yönelik girişimlerin hõz kestiğini ve küresel işbirliğinin de azalmakta olduğunu açõkladõ. Coca Cola İçecek’in 2009 net kârõ yüzde 108 artõşla 169.6 milyon lira olurken, konsolide satõş hacmi yüzde 10 arttõ. İrlanda, bankacõlõk krizini çözüm yolunda beş İrlanda bankasõnõ daha devletleştirmeyi planlõyor. Dış Borç Stoku (Milyon $ ) Toplam Kamu Özel TCMB 2007Q4 249.426 73.524 160.101 15.801 2008Q3 291.679 78.937 198.403 14.339 2008Q4 278.302 78.279 185.957 14.066 2009Q1 266.794 76.218 177.570 13.007 2009Q2 270.093 78.240 178.266 13.587 2009Q3 273.454 83.524 176.296 13.634 Kaynak: TCMB: EVDS Ödemeler Dengesi (Milyon $ ) 2007 2008 2009 2010 (Ocak) Cari İşlemler Dengesi -38.311 -41.946 -13.853 -2.959 Finans Hesabı 48.707 33.547 6.115 1.706 Doğrudan Yatırım, net 19.941 15.720 6.107 279 Portföy Hesabı, net 717 -5.046 198 1.958 Net hata Noksan 1.619 5.641 8.529 1.997 Rezervler (*) -12.015 2.758 -791 -744 Kaynak: TCMB: EVDS not (*) “-” işareti rezerv artışını gösterir. Ülkedeki istihdam sorununun çözümü konusunda nelerin yapõlabileceğini istişare etmek üzere TOBB’un ev sahipliğinde ilk kez 17 sivil toplum kuruluşu bir araya geldi. Hisarcõklõoğlu, herkesin elini taşõn altõna koymak konusunda görüş birliği sağlandõğõnõ söyledi. Toplantõdan ‘ulusal istihdam stratejisi’nin mutlaka hayata geçirilmesi gerektiği sonucu çõktõ. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul Kutadgobilik ve Genel Sekretir Bülent Pirler, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş’ın da hazır bulun- duğu toplantıya; MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, TESK Baş- kanı Bendevi Palandöken, İSO Başkanı Tanıl Küçük, İTO Başkanı Mu- rat Yalçıntaş, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, TÜGİAD’dan Lütfü Küçük, TÜSİAD Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanı Gül- den Türktan, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, TİM Başkanvekili Adnan Ersoy Ulubaş, TÜGİK Başkanı Erkan Güral, TUSKON Başkan Yardımcısı Fuat Özbekli, TÜMSİAD Başkan Yar- dımcısı Eyüp Küçük Çakmak, ASKON Başkan Yardımcısı Sıtkı Ab- dullahoğlu, AMPD Başkan Yardımcısı Ali Murat Kızıltaş, TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, TEPAV Direktörü Güven Sak katıldı. Varolan istihdam korunsun İstihdamõ koruma paketinin hayata geçirilmesini öneren Bektaş, kõsa vadede işsizlik fonundan karşõlanmak üzere işten çõkarõlmalarõn önlenmesi gerektiğini savundu. Toplantõya katõlan TOBB Kadõn Girişimciler Kurulu Başkanõ Aynur Bektaş, işsizliğin azaltõlmasõ konu- sunda yapõlmasõ gerekenlerin başõnda mesleki eğitimin geldiğini dile getir- di. Bunun hem işgücüne yeni katõlan- lara, hem işsizlere hem de geçici işçi- lere verilmesi gerektiğini işaret eden Bektaş, özel istihdam bürolarõ des- teklenmesi gerektiğini de vurguladõ. Bektaş, “İşkur kesinlikle yeterli değil. Merkeze bağlı iş bulma ku- rumları oluşturulmalı. Ayrıca kadın istihdamını arttırmak için onlara özel çalışma modeli uygulanmalı. Çünkü kadınlar çocuklarının ve ai- lelerindeki bakıma muhtaç kişilerin yanında olmak için işten fedakârlık yapıyor” değerlendirmesini yaptõ. Y A T I R I M O L S U N K İ İ Ş S İ Z L İ K Ö N L E N S İ N UYGUN FAİZLE KREDİ SAĞLANSIN ENERJİDE İNDİRİM YAPILSIN ÖNCE MESLEKİ EĞİTİM GEREKİYOR İSO Başkanı Tanıl Küçük: İşsizlik her zaman hassas olduğumuz konulardan biriydi. İSO bu sorunun çözümü için her zaman üretimin desteklenmesi gerektiğinin altõnõ çiziyor. Yatõrõm yapabilmek ve rekabet gücünü koruyabilmek için kârlõlõğõn ne kadar önemli olduğunu vurguluyoruz. Yatõrõm yapabilelim ki işsizliğe de çözüm üretebilelim. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş: İşsizliğin azaltõlmasõ için bana göre üç şey yapõlmalõ. Bunlar KOBİ’lerin güçlendirilmesi, mesleki eğitime önem verilmesi ve işgücü piyasasõnõn daha esnek hale getirilmesidir. TESK Başkanı Bendevi Palandöken: Kalfa ve çõraklarõn sigortalarõnõn devlet tarafõndan desteklenmesini, enerji konusunda indirim yapõlmasõnõ istiyoruz. Türkiye’de 2 milyon esnaf ve sanatkâr var. Eğer bu düzenlemeler yapõlõrsa herkes yanõnda bir kişi daha istihdam eder. Bu da 2 milyon kişinin iş sahibi olmasõ anlamõna gelir. Ayrõca YÖK’le de anlaştõk, üniversitelerde dört yõllõk bölümler açõyoruz. TÜGİK Başkanı Erkan Güral: En başta istihdamõ engelleyen unsurlar ortadan kaldõrõlmalõ. İşverene uygun faizli kredi sağlanmalõ. Nitelikli eğitime önem verilmeli ve istihdam özendirilmeli. 90 bin işyerinde 900 bin kişiye iş sağlamak mümkün. 17 İşveren örgütü katıldı Altõ yõlda özel sektörde 2.8 milyonu çalõşan, 200 bini girişimci ve işveren olarak 3 milyon kişiye istihdam sağlandõ. Demek ki elbilirliğiyle bu sorunun da üstesinden gelinebilir. Bu dönemde sigortalõ istihdamõ 3.6 milyon kişi arttõ. Ülkedeki istikrarõnõ koruyup, yapõsal reformlara odaklanõldõğõnda, istihdamõ yaratacak büyüme sağlanabilir. Daha önce yapıldı yine yapılabilir UZLAŞI SAĞLANDI ‘ ‘
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle