Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
31 MART 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
Dış Borçlanma Yeniden
İvmelenirken
Türkiye 2000’li yıllarda yoğunlukla dış açık
veren ve dış borçlanmaya dayalı bir
görünüm sergiledi. Toplam dış borç stoku
2003 başında 130 milyar dolar düzeyindeydi.
Küresel krizin Türk ekonomisini etkisi altına
almaya başladığı 2008 Ekimi’nde dış borçlar
291 milyar dolar düzeyine fırlamıştı. Yani
Türkiye, 2003’ten 2008’e dış borçlarını dolar
bazında iki mislinden fazla arttırmıştı.
Söz konusu borçlanma temposunun
nerelerde tüketilmiş olduğunu yakın
çevremizden biliyoruz. Kentlerin
varoşlarından başlayarak giderek yayılan
toplu konut projeleri, residance’ler, alışveriş
merkezleri ve kredi kartı ve özel tüketici
borçlanmasına dayalı bir tüketim çılgınlığı
Türkiye’de yeni bir Lale Devri’nin
yaşanmasına olanak sağlamıştı.
Küresel kriz bu borç çılgınlığını bıçakla
kesti.
Aşağıdaki ilk tabloda Türkiye’nin dış
borçlarının 2007 sonundan, en güncel veri
tarihi olan 2009’un üçüncü çeyreğine değin,
çeyrek dönemler itibarıyla seyri sergileniyor.
Dış borçlarımız 2009’un ilk çeyreği sonunda
Ekim 2008 tepe noktasından başlayarak
yaklaşık 25 milyar dolar gerilemiş, daha
sonra da yeniden yükselişe geçmiş
gözüküyor. İlginç olan gözlem ise şu: 2008
öncesinde dış borçları sürükleyen kesimin
“özel sektör” olduğu biliniyor. Söz konusu
dönemde özel dış borç stoku, kamunun
borcunun iki misline ulaşmış. Halbuki kriz
sürecinde özel sektör dış borçlarını geri
ödemek zorunda kalırken kamu sektörü “net
dış borçlanıcı” konumuna gelmiş. Kamunun
dış borç stoku son altı ayda yaklaşık 8 milyar
dolar net artış göstermiş durumda. Özel
sektör ise net dış borç ödeyici konumunu
henüz sürdürüyor.
“Peki özel sektör döviz gereksinimini nasıl
karşılamış durumda?”
Ödemeler Dengesi verileri bu konuda
ilginç dönüşümlerin söz konusu olduğunu
belgeliyor. İkinci tabloda sunulan veriler,
2009 boyunca Türk ekonomisinin verdiği dış
açığın (cari işlemler açığının) hızla gerilediğini
ve 42 milyar dolardan 14 milyara düştüğünü
gösteriyor. Cari işlemler açığı 2008 ve 2009
boyunca iki kaynaktan kapanmış: Doğrudan
yatırımlar ve net hata ve noksan (kayıt dışı
sermaye girişleri). Bu arada döviz
rezervlerindeki 2.7 milyar dolarlık azalma da
önemlice bir finansman kalemi olmuş.
Doğrudan yatırımlar 2008’de 15.7. 2009’da
6.1 milyar dolar döviz girişi “kazandırmış.”
Burada doğrudan yatırım sözcüğünün,
içinde geçen yatırım sözüne rağmen, aslında
gerçek yatırım davranışıyla son derece az
ilintili olduğu; bu kalemin çoğunlukla şirket
birleşmeleri, özelleştirmeler ve arazi
satışlarından oluştuğu biliniyor. Dolayısıyla,
sermayenin uluslararasılaştırıldığı bir süreci
yansıtan bu gelişim, aslında yukarıda sözünü
ettiğimiz tüketim çılgınlığı ve Lale Devri’nin
ayrılmaz bir öğesi.
“Net hata ve noksan” kalemi içerisinde söz
konusu olan sermaye girişlerinin neleri
içerdiği bilinmiyor. Bu rakamın 2008’in son
üç ayından başlayarak 2009 boyunca
birikimli olarak yaklaşık 14 milyar dolarlık bir
döviz girişi sağlamasının nedenleri “resmi”
verilere göre meçhul. Korkut Boratav Hoca
ve birçok analist bu tür meçhul sermaye
girişlerinin aslında yerli sıcak para olarak
değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
2010’un ilk ayı itibarıyla cari işlemler açığı
bir sıçrama göstermiş ve Türkiye yeniden dış
açık veren bir ekonomi konumuna
sürüklenmeye başlamış. Türkiye 2010’un
daha ilk ayında 3 milyar dolarlık bir dış açık
vermiş durumda. Cari işlemler açığının yeni
finansman biçimi ise aslında “eski” bir
olanak: Portföy girişlerine dayalı yabancı
sıcak para. Bunun yanında yerli sıcak para,
yani net hata ve noksan dahilinde gelen
döviz de önemini korumaya devam ediyor.
Cari işlemler dengesinde yeniden başlayan
bozulma süreci ve “yeni” finansman biçimi,
Türkiye’nin yeniden dış borçlanma ağırlıklı
2003-2008 tüketim temposuna
hazırlanmakta olduğunun işaretlerini veriyor.
Tıpkı 1990-1993 ve 2000’de gözlenen ve bir
saman alevini andırır spekülatif büyüme
kıvılcımlarında olduğu gibi...
31 Mart Çarşamba günü (bugün) TÜİK
2009’un son çeyrek dönemine ilişkin ulusal
gelir tahminlerini açıklayacak. Büyük bir
olasılıkla bu yeni saman alevinin ilk
kıvılcımlarını gözlüyor olacağız.
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
Türkiye’nin bir süreden beri bütün ülkeyi
temelden sarsan, her kesimi ilgilendiren 2 can
alıcı sorunu var. Biri AKP tasarımı ‘Anayasa
Değişikliği Paketi’, diğeri ise zaten uzun
yıllardan beri var olan ancak hükümetin bugüne
kadar en küçük çözüm bile getiremediği
“işsizlik”. Birincisi ülkeyi uzlaştırmak bir yana
daha da bölerken, ikincisi yoksulluğu
derinleştiriyor, umutsuzluğu körüklüyor...
İş dünyası iki farklı koldan Türkiye’nin en
önemli iki sorununu masaya yatırdı.
- “Patronlar Kulübü” diye tanımlanan
TÜSİAD, yayın hayatına bir süreliğine ara veren
kendi yayın organı Görüş dergisini, anayasa
tartışmasını “Anayasa değişse de siyaset
değişmeyecek” başlığını kapağa taşıyarak,
yeniden başlattı.
- İş dünyasının 17 örgütü TOBB
başkanlığında işsizliğe çözüm getirecek ortak
eylem planı hazırlamak amacıyla dün bir araya
geldi...
Öncelikle TÜSİAD’ın anayasa ile ilgili çıkışına
göz atalım isterseniz. Ve de şunu vurgulayalım:
İş dünyasının anayasa konusunu ele alması
yeni değil. 1997 yılında TÜSİAD’ın merhum
Prof. Dr. Bülent Tanör imzasıyla yayımladığı
“Demokratik Perspektiflerin Geliştirilmesi”
raporu o dönem hayli tartışma yaratmıştı. 13 yıl
sonra ısrarla, “Partiler ve Seçim Yasası’nın
demokratikleştirilmesi” talebini yineliyor.
Bugün yine aynı tartışmanın içine dahil
olması iş dünyasının “sürdürülebilir demokrasi
endişesi”ni açıkça ortaya koyuyor.
Görüş dergisinin kapağındaki resimde TBMM
salonunun koltukları dolu görünüyor. Ancak
hepsinde de 3 lider var: Recep Tayyip
Erdoğan, Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli. Ve
bir alt yazı: “Hiçbir konuda uzlaşma
sağlayamayan siyasi partilerimiz, Seçim Yasası
ve Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirmeme ve
‘siyasette reform’u eksik paketle tartışma
konusunda uzlaşıyor.”
Gelelim işsizlik konusuna... Artık yapısal bir
sorun haline dönüştüğü konusunda herkes
hemfikir. 1980-2002 döneminde, Türkiye’nin
büyüme hızı yılda ortalama yüzde 4 olurken,
istihdamda ortalama yıllık artış binde 8’lerde
kalmıştı. Ekonomik büyüme hızının yüzde 7’yi
aştığı 2002-2006 döneminde de istihdam aynı
kaldı (yüzde 10). Bu oran 2008’den itibaren
hızla artarak yüzde 16’ya kadar çıktı. Şimdi ise
yüzde 14’te. Tabii bunlar sadece kayıtlı
rakamlar. Görünen tablo vahim: Mevcut işler
daralıyor. Yeni iş alanları açamıyoruz. Gençler
dalga dalga işgücü piyasasına geliyor. Acil
olarak aktif istihdam tedbirleri devreye
sokulurken, sosyal programlar uygulanmalı.
Yatırım olmadan işsizliğin çözülmesi mümkün
değil, yatırım için de uygun koşulların
yaratılması lazım. TOBB Kadın Girişimci Kurulu
Başkanı Aynur Bektaş can alıcı bir noktaya
değiniyor: İstihdam sağlayan ve işçi
çıkarmayan şirketlerin sigorta primleri
düşürülmeli. Ancak bu arada işverenin de
fırsatçılık yapması önlenmeli...
Bunlar işin bir boyutu. Bir diğer can alıcı
nokta ise ucuz ithalat.
Ucuz döviz nedeniyle ithalat harcamaları
devamlı artıyor. Ekonomi yavaşlasa da ithalat
artışı sürüyor. Ucuz ithalat yerli üretimin
gerilemesine neden oluyor. Ekonomi katma
değer yaratamıyor. Ucuz ithalat işsiz sayısını
arttırıyor.
Tüm bunları piyasanın kendi dinamikleri ile
çözmek mümkün değil. Zaten piyasa koşulları
ile çözülmeyeceğini de iyi gördük.
Bu yüzden iş dünyası da toplantının sonuç
bildirgesinde “Etkin bir ulusal istihdam stratejisi
hayata geçirilmediği takdirde, işsizlik sorunumuz
devam edecektir” uyarısını yaptı...
Gelinen noktada gördüğümüz ise şu:
Bugünkü iktidar Türkiye’nin iki önemli
sorununu da yüzüne gözüne bulaştırıyor.
İlkinde yani anayasa değişikliği paketinde kendi
bildiğini uygulamakta ısrarlı. Toplumsal uzlaşı
umurunda bile değil.
İkincisinde yani işsizlik konusunda ise “laf
çok, iş yok”. Küçük birkaç önlemin dışında artık
yapısal ve kronik hale gelen işsizliği azaltacak
ne hedef belirlendi, ne de strateji oluşturuldu.
Belli ki AKP’nin asıl gündemi bunların çok
dışında..
TÜSİAD’dan TOBB’a... Anayasadan İşsizliğe...
TÜSİAD, TİM, TESK, TİSK gibi önemli işveren örgütleri işsizliğe karşõ ortak eylem planõ için bir araya geldi
İşsizliğe ulusal strateji
B‹ L G ‹ T O P L U M U N A D O / R U / Ö Z L E M Y Ü Z A K
Yunanistan’da
protestolar
dinmiyor
Ekonomi Servisi - Avrupa Birli-
ği’nin yardõm kararõndan sonra da
Yunanistan’da protesto gösterileri
hõz kesmedi. Kararõn ardõndan Baş-
bakan Yorgo Papandreu Yunan
halkõnõn fedakârlõklarõnõn boşa git-
mediğini söylemişti. Başkent Ati-
na’da bütçe açõğõnõn kapatõlmasõna
yönelik ekonomik önlemler ve iş-
sizlik protesto edildi.
Yunanistan Çalõşma Bakanlõğõ binasõ
önünde Mücadeleci Sendikalar Bir-
liği’nin (PAME) çağrõsõyla toplanan
grup, “işsizlerin korunmasına yö-
nelik önlemler alınması, 1000 Av-
ro tutarında acil ekonomik des-
tekte bulunulması ve sağlık hiz-
meti verilmesini” talep etti. Avu-
katlar, ülke genelinde 48 saatlik
greve başlarken, yerel yönetim çalõ-
şanlarõ da saat 11.00’den mesai biti-
mine kadar iş durdurma kararõ aldõ.
Öte yandan, Yunanistan 20 yõl va-
deli tahvil ihracõ için olağanüstü
ihaleye çõkacağõnõ ve 1 milyar
Avro’ya kadar satõş hedeflediğini
açõkladõ. Uluslararasõ kredi dere-
celendirme kuruluşu Fitch ise Av-
rupa Birliği’nin yardõm planõnõn
olumlu olduğunu belirtti.
Ekonomi Servisi - İş dünyasõ iş-
sizliğe çözüm arõyor. Pazartesi günü
siyasi parti liderleriyle bir araya ge-
len iş dünyasõnõn temsilcileri dün de
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği
(TOBB) öncülüğünde toplanarak
bir zirve yaptõ. Türkiye’nin birinci so-
runu olan işsizlik konusunda neler
yapabileceklerini tartõşmak için Türk
iş âlemi olarak bir araya geldikleri-
ni belirten TOBB Başkanõ Rifat
Hisarcıklıoğlu, işsizlik sorununa
sadece iktisadi olarak değil, sosyal bir
sorun olarak baktõklarõnõ açõkladõ. Pa-
zartesi günü Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan, CHP Genel Başkanõ
Deniz Baykal ve MHP Genel Baş-
kanõ Devlet Bahçeli’yi ziyaret et-
tiklerini ifade eden Hisarcõklõoğlu, ar-
tõk ana konunun, gündemin ekono-
mi olmasõ ve krizden çõkõş anõndaki
yapõsal tedbirlerin alõnmasõyla ilgi-
li kendileriyle görüştüklerini dile
getirdi. Toplantõda şu konularda gö-
rüş birliğine varõldõ:
Bugünkü toplantõ önemli bir
başlangõç. Tüm kesimlerle konuş-
manõn faydalarõna da inanõyoruz.
İşsizliği sadece iktisadi değil,
hükümet muhalefet partileri, işçi ör-
gütleri, üniversiteler ve yerel yöne-
timlerin dahil olduğu yönetişim bü-
tünlüğü içerisinde yaklaşõlõyor.
İşsizlik Türkiye’nin en önemli
yapõsal sorunu. Çözümü için kõsa va-
deli adõmlarõn yanõ sõra uzun vadeli
stratejilerin de tasarlanõp uygulanmasõ
gerekir.
İstikrar ve huzur ortamõ kuv-
vetlendirilmeli. Zira büyüme ve
kalkõnma sağlayan yapõsal reformlar,
ancak huzur ortamõnda gelişiyor.
Krizin etkilerinin görüldüğü
bir ortamda, istihdamõ teşvik eden uy-
gulamalarõn devamõ önemli.
Önümüzdeki dönemde, pasif iş-
gücü politikalarõndaki reformlar ka-
dar, aktif işgücü politikalarõnõn kap-
samõnõ genişletecek bir hamleye ih-
tiyaç olduğu açõk.
Küresel ekonomik sistemde, be-
cerileri yeterince rekabet edemeyen
gençler için programlarõ uygulamak
genç işsizliğini önlemek açõsõndan
son derece önemli. Ancak öte yan-
dan, orta yaşlõ işsizlerin de beceri-
lerini geliştirecek programlarõ da
hayata geçirmek gerekiyor.
Küresel krizin getirdiği sõkõntõ,
ancak birlikte durulursa aşõlabilir.
Özellikle KOBİ’lerin istihdam
yaratma kapasitesini güçlendirecek
önlemlerin alõnmasõ ve bunlardan
KOBİ’lerin yararlanmasõ, bu yolla iş-
sizliğin azaltõlmasõ önem taşõyor.
Hâlâ bazõ kamu kurumlarõnõn it-
halat merakõnõ anlamak güç. Önü-
müzdeki dönemde kamu alõmlarõn-
da Türkiye’de üretilen ürünlere ön-
celik verecek düzenlemelerin bir an
önce hayata geçirilmeli.
Toplantõya gelirken “İşveren-
ler bir araya gelmiş, işsizlik me-
selesini tartışıyorlar, bunlar istese
istese devletten para isterler” yo-
rumlarõnõ duydum. Biz para istemi-
yoruz sadece rakiplerimizle eşit ko-
şullarda rekabet etmek istiyoruz.
Bugün en fazla tartõşõlan nokta,
işsizlerin niteliği meselesiydi. Bu ko-
nuda önümüzdeki dönemde somut
adõmlar atõlmasõ için, bizler devlet-
le birlikte çalõşmaya, desteğe ver-
meye hazõrõz.
K I S A . . . K I S A . . .
TOKİ, Ali Sami Yen arazisini
407 milyon TL muhammen
bedel ile açõk arttõrmaya
sunacağõnõ açõkladõ. Arsa için
16 Nisan’da açõk arttõrma
yapõlacak.
TCMB’nin faizleri uzun süre
sabit tutacağõ beklentisiyle
gösterge faiz yüzde 8.71’e
gerileyerek 2 ayõn en düşüğünü
gördü.
Dünyanõn önde gelen sekiz
sanayileşmiş ülkesi (G-8),
Afganistan-Pakistan sõnõrõnda
ticari ilişkileri geliştirmek ve
kalkõnmayõ teşvik etmek için
ekonomik paket açõkladõ.
G-20 yönlendirme grubu, grup
üyelerine makro ekonomik
politikalar konusunda işbirliği
ve reform taahhütlerine sadõk
kalmalarõ çağrõsõnda bulundu.
IMF, finansal kriz sonrasõnda
yeni düzenlemeler getirilmesine
yönelik girişimlerin hõz
kestiğini ve küresel işbirliğinin
de azalmakta olduğunu açõkladõ.
Coca Cola İçecek’in 2009 net
kârõ yüzde 108 artõşla 169.6
milyon lira olurken, konsolide
satõş hacmi yüzde 10 arttõ.
İrlanda, bankacõlõk krizini
çözüm yolunda beş İrlanda
bankasõnõ daha devletleştirmeyi
planlõyor.
Dış Borç Stoku (Milyon $ )
Toplam Kamu Özel TCMB
2007Q4 249.426 73.524 160.101 15.801
2008Q3 291.679 78.937 198.403 14.339
2008Q4 278.302 78.279 185.957 14.066
2009Q1 266.794 76.218 177.570 13.007
2009Q2 270.093 78.240 178.266 13.587
2009Q3 273.454 83.524 176.296 13.634
Kaynak: TCMB: EVDS
Ödemeler Dengesi (Milyon $ )
2007 2008 2009 2010 (Ocak)
Cari İşlemler Dengesi -38.311 -41.946 -13.853 -2.959
Finans Hesabı 48.707 33.547 6.115 1.706
Doğrudan Yatırım, net 19.941 15.720 6.107 279
Portföy Hesabı, net 717 -5.046 198 1.958
Net hata Noksan 1.619 5.641 8.529 1.997
Rezervler (*) -12.015 2.758 -791 -744
Kaynak: TCMB: EVDS
not (*) “-” işareti rezerv artışını gösterir.
Ülkedeki istihdam
sorununun çözümü
konusunda nelerin yapõlabileceğini istişare etmek üzere TOBB’un
ev sahipliğinde ilk kez 17 sivil toplum kuruluşu bir araya geldi.
Hisarcõklõoğlu, herkesin elini taşõn altõna koymak konusunda
görüş birliği sağlandõğõnõ söyledi. Toplantõdan ‘ulusal istihdam
stratejisi’nin mutlaka hayata geçirilmesi gerektiği sonucu çõktõ.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Tuğrul
Kutadgobilik ve Genel Sekretir Bülent Pirler, TÜSİAD Yönetim Kurulu
Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve TOBB
Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Aynur Bektaş’ın da hazır bulun-
duğu toplantıya; MÜSİAD Başkanı Ömer Cihad Vardan, TESK Baş-
kanı Bendevi Palandöken, İSO Başkanı Tanıl Küçük, İTO Başkanı Mu-
rat Yalçıntaş, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, TÜGİAD’dan
Lütfü Küçük, TÜSİAD Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanı Gül-
den Türktan, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan,
TİM Başkanvekili Adnan Ersoy Ulubaş, TÜGİK Başkanı Erkan Güral,
TUSKON Başkan Yardımcısı Fuat Özbekli, TÜMSİAD Başkan Yar-
dımcısı Eyüp Küçük Çakmak, ASKON Başkan Yardımcısı Sıtkı Ab-
dullahoğlu, AMPD Başkan Yardımcısı Ali Murat Kızıltaş, TBB Genel
Sekreteri Ekrem Keskin, TEPAV Direktörü Güven Sak katıldı.
Varolan istihdam korunsun
İstihdamõ koruma paketinin
hayata geçirilmesini öneren
Bektaş, kõsa vadede işsizlik
fonundan karşõlanmak üzere
işten çõkarõlmalarõn önlenmesi
gerektiğini savundu.
Toplantõya katõlan TOBB Kadõn
Girişimciler Kurulu Başkanõ Aynur
Bektaş, işsizliğin azaltõlmasõ konu-
sunda yapõlmasõ gerekenlerin başõnda
mesleki eğitimin geldiğini dile getir-
di. Bunun hem işgücüne yeni katõlan-
lara, hem işsizlere hem de geçici işçi-
lere verilmesi gerektiğini işaret eden
Bektaş, özel istihdam bürolarõ des-
teklenmesi gerektiğini de vurguladõ.
Bektaş, “İşkur kesinlikle yeterli
değil. Merkeze bağlı iş bulma ku-
rumları oluşturulmalı. Ayrıca kadın
istihdamını arttırmak için onlara
özel çalışma modeli uygulanmalı.
Çünkü kadınlar çocuklarının ve ai-
lelerindeki bakıma muhtaç kişilerin
yanında olmak için işten fedakârlık
yapıyor” değerlendirmesini yaptõ.
Y A T I R I M O L S U N K İ
İ Ş S İ Z L İ K Ö N L E N S İ N
UYGUN FAİZLE KREDİ SAĞLANSIN
ENERJİDE İNDİRİM YAPILSIN
ÖNCE MESLEKİ
EĞİTİM GEREKİYOR
İSO Başkanı Tanıl Küçük:
İşsizlik her zaman hassas olduğumuz
konulardan biriydi. İSO bu sorunun çözümü
için her zaman üretimin desteklenmesi
gerektiğinin altõnõ çiziyor. Yatõrõm
yapabilmek ve rekabet gücünü
koruyabilmek için kârlõlõğõn ne kadar
önemli olduğunu vurguluyoruz. Yatõrõm
yapabilelim ki işsizliğe de
çözüm üretebilelim.
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş:
İşsizliğin azaltõlmasõ için bana göre üç
şey yapõlmalõ. Bunlar KOBİ’lerin
güçlendirilmesi, mesleki eğitime önem
verilmesi ve işgücü piyasasõnõn daha esnek
hale getirilmesidir.
TESK Başkanı Bendevi Palandöken:
Kalfa ve çõraklarõn sigortalarõnõn devlet
tarafõndan desteklenmesini, enerji
konusunda indirim yapõlmasõnõ istiyoruz.
Türkiye’de 2 milyon esnaf ve sanatkâr var.
Eğer bu düzenlemeler yapõlõrsa herkes
yanõnda bir kişi daha istihdam eder.
Bu da 2 milyon kişinin iş sahibi olmasõ
anlamõna gelir. Ayrõca YÖK’le de
anlaştõk, üniversitelerde dört yõllõk
bölümler açõyoruz.
TÜGİK Başkanı Erkan Güral:
En başta istihdamõ engelleyen unsurlar
ortadan kaldõrõlmalõ. İşverene uygun faizli
kredi sağlanmalõ. Nitelikli eğitime önem
verilmeli ve istihdam özendirilmeli.
90 bin işyerinde 900 bin kişiye iş
sağlamak mümkün.
17 İşveren örgütü katıldı Altõ yõlda özel
sektörde 2.8
milyonu çalõşan, 200 bini girişimci ve işveren olarak 3 milyon
kişiye istihdam sağlandõ. Demek ki elbilirliğiyle bu sorunun da
üstesinden gelinebilir. Bu dönemde sigortalõ istihdamõ 3.6 milyon
kişi arttõ. Ülkedeki istikrarõnõ koruyup, yapõsal reformlara
odaklanõldõğõnda, istihdamõ yaratacak büyüme sağlanabilir.
Daha önce yapıldı yine yapılabilir
UZLAŞI SAĞLANDI
‘ ‘