25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MART 2010 ÇARŞAMBA 16 KÜLTÜR DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Yunanistan Yollarında Komşumuz Yunanistan son günlerde içine düştüğü ekonomik güçlüklerle anılıyor. Ülkeyi yönetenlerin harcamaları, ülkenin gelirleriyle giderleri arasında açık oluşturmuş. Bu açığın nasıl kapatılacağı tartışılıyor. Ekonomik kriz denilince, akla ilk gelen insanların işsiz, gelirsiz, aç açık kaldığı oluyor. Oysa Yunanistan böyle değil. Halkının rahatlık ve mutluluk içinde yaşadığı bir refah ülkesi. Kişi başına gelir bizimkinin üç katı. Bunun da ötesinde komşumuzda bizde olmayan adaletli bir gelir dağılımı var. Belki dolar milyarderleri yok ama ülkenin en kıyı köşesindeki insanlarına dek herkese yayılmış bir sosyal adalet düzeni var. Ülke yönetimleri insanlarına, çağdaş bir topluma yakışacak refah düzeyini sağlamış. Yönetimin harcamaları denilince de aklınıza yolsuzluklar, eşi dostu kayırıp servet edindirmeler gelmesin. Yunanistan’ın aşırı harcamalarının biri yolsuzluk değil, yol yapmak üzerine. 1990’larda Yugoslavya parçalanma sürecine girip silahlı çatışmalar başladığında Türkiye’den Avrupa’ya geçişin ana eksenini oluşturan Bulgaristan-Yugoslavya yolu güvenli olma özelliğini yitirdi. Karayoluyla yapılan bütün ticari etkinliklerin can damarı kesintiye uğrayınca, ister istemez yeni geçiş yolları aranmaya başlandı. Bulunan yollardan biri Yunanistan üzerinden Adriyatik kıyılarına ulaşmak, buradan TIR’ları feribotlarla İtalya’ya taşıyarak Avrupa’nın merkezlerine ulaştırmaktı. Gerçekten de TIR sürücülerinden yıllık izinlerine gelen gurbetçilere dek bu çözüm yaygın bir kabul gördü. Ancak Yunanistan’ı doğu-batı ekseninde aşmak coğrafi zorluklar nedeniyle çok güçtü. Yollarının bakımlı olmasına karşın peş peşe uzanan sıradağları bitmek bilmeyen tırmanış ve inişlerle aşmak, sonu gelmez virajlarda çok düşük hızlarla yol almak, usandırıcıydı ama güvenlik söz konusu olduğunda da bu güçlüklere katlanmaktan başka bir yol görünmüyordu. Aynı dönemde, bu geçişin ülke için önemli bir ticaret yolu olma gizilgücü taşıdığını gören Yunanistan yönetimleri de, bu hattın bir otoyolla aşılmasını sağlayacak çalışmalar başlattılar. Geçen yıl, Türkiye sınırından Adriyatik Denizi kıyısına dek uzanan yedi yüz kilometrelik A-2 otoyolu tamamlanarak hizmete açıldı. Geçen hafta bu yoldan geçerken ülke yönetiminin bu yola harcadıklarını düşündüm. Peş peşe dağların içinden geçen düz ve sürekli bir otoyolun yapımı için altı milyar Avro harcanmış. Yol boyu 76 tünel ve 1650 köprü yapılmış. Yalnızca tünellerin uzunluğu yüz kilometreyi buluyor. Toplumsal ve ticari öneminin yanında mühendislik başarısı olarak da incelenmeye değer bir durum. Düşünün ki, İstanbul-Ankara otoyolunun yapımı için harcanan bedel, Türkiye’de enflasyonun yıllar boyu yüksek kalma nedenlerinden biri olmuştu. Bu yolun tamamlanıp açılmış olması yalnızca Yunanistan için bir başarı değildir. Olayın güncel ve tarihsel önemi de vardır. Bu yolla ülkemizin yalnızca ticaret yolu ferahlamış, sürücülerimizin yollarda çektikleri çileler sonlanmış değildir. Bölgeyle kopmuş tarihsel bağlarımızın anıları da tazelenecektir. Romalılardan beri kullanılan “Egnatia Odos” adlı İstanbul’dan Adriyatik’e uzanan tarihsel yol yeniden hayat bulmuştur. Yüz yıl önce Balkanlar’daki önemli bir Osmanlı kenti olan, sekiz yüz kilometre ötemizde, dağların ardında kalmış Yanya, ulaşılmaz olmaktan çıkıp kolayca ulaşılabilir duruma gelmiştir. Bu kentte bugün de Osmanlı tarihsel yapıları, anıları ayaktadır. Çoğumuzun çevresinde Yanya kökenli insanlar vardır. Onlar için de atalarının yaşadığı yerler artık daha yakındır. turgay@fisekci.com kultur@cumhuriyet.com.tr CMYB C M Y B KAYA ÖZSEZGİN G elişen teknolojinin gölgesinde yeni biçim ve içeriklere doğru yelken açan fotoğrafõn serüveni, çağdaş sanatõn serüvenine omuz verdikçe salt mekanik bir üretim olmaktan çõkõyor, sõnõrlarõnõ ge- nişleten dallõ-budaklõ bir etkinliğe dönüşüyor. Yorum ve kişisel anlam, onun alanõnõ kulla- nõcõlarõn elinde, yeni buluş ve kurgu olanak- larõyla donatõyor. Bu gelişmenin duyurusunu yapanlardan biri de Edward Weston’du; ona göre fotoğ- rafçõ, fotoğraf makinesinin konumunu, açõsõ- nõ ya da lensinin odaksal uzunluğunu değiş- tirerek sabit, bir tek özneyle sonsuz sayõda farklõ kompozisyon elde edebilecekti bundan böyle. Çerkes Karadağ açõsõndan da ‘gerçek görme’ bundan başka bir şey değil. Fotoğraf çekmekle yetinmeyerek işin düşünsel ayrõn- tõlarõ üzerinde de kafa yoran Karadağ, bana gö- re, kamerasõnõ birbirinden uzak nesne odak- larõna yönelterek bu çabasõnõ, kendi işleri üze- rinde kanõtlama uğraşõna girmekle, işinin eh- li bir fotoğraf sanatçõsõ olduğunu da kanõtlõ- yor. O, bunu ‘gerçeküstü görüntüler’ gibi hiç de alõşõk olmadõğõmõz bir yafta altõnda sunu- yor ki, bu sözü ressamlarõ bile kõskandõrabi- lir. Bu olasõlõğõ yakõndan gözlemlemek iste- yenler, şu sõra “Nesnesiz Fotoğraflar” adõ altõnda sunduğu işlerini görmeliler. Bir süre- dir Bursa’da gözlemlediği sõvalarõ kağşa- mõş, yer yer dökülmüş, döküntülerin altõndan es- ki boya dokularõ taşmõş duvarlara takõyor dik- katini. Bir gözetleme (“surveillance”) dene- yimi bu. Her fotoğraf dizisi, böyle bir eylemin ürünü olsa da, Çerkes Karadağ için du- var yüzeylerinde eskimenin belgesi, akan zaman kavramõnda anlamõnõ bulan ve doğal değişimlerin sonucu olan ‘bo- zulma’dõr; zaman etkisini göstermiş ve duva- rõn üzerinde eskidikçe yenilenen, giderek de so- yut bir düzenek dizisine dönüşen bir görüntü- ler zinciri yaratmõştõr. Bu zincirin duvarlar üzerinde sessizce oluşturduğu doğal yõpranma, yaşlanmakta olan bir canlõnõn teni üzerindeki olu- şumlarõn ve yõpranmanõn doğadaki ‘doğal’ kar- şõlõğõdõr. Sanatta (resimde) böyle biçimsel bir ifa- de, soyutçuluk bağlamõnda söz konusu- dur. Bu açõdan bakõldõğõnda soyut bi- çimlerin kendi aralarõnda oluşturduğu görsel uyum, sõvasõ arka arkaya yenilen- miş bir duvar üzerinde beliren iç içe geç- miş lekelerle eşdeğerlidir. Konunun gi- zemsel etkisi, bu lekelerin nasõl olup da soyut bir resimde gözlemlediğimiz leke ve renk değerleriyle bu derece doğrudan örtüşüyor olmasõndan kaynaklanõr. Çer- kes Karadağ’õn deyimiyle “analitik bir görme” yöntemi midir bu? Olabilir. Ama ressam gibi fotoğraf sanatçõsõ için de rastlantõlar önemlidir kuşkusuz. Res- sam, öncelikli bir tasarõm üzerinde yo- ğunlaşõyor olsa bile, tablonun oluşum sü- reci içinde bu tasarõm, kendinden ödün ve- rerek aynõ zamanda rastlantõlarõn izinden yürümekte de yeri geldikçe tereddüt et- mez. Fotoğraf sanatçõsõ yönünden bu rast- lantõsallõk, şimdi Karadağ’õn kent du- varlarõnda gözlemlediği gibi öncelikli bir rastlantõlar yumağõnõn ona açtõğõ so- yut-renksel görüntülerin kendileridir. Bursa sokaklarõnda gezinirken, Tanpı- nar’õn “Bursa’da Zaman” şiirinde ol- duğu gibi bizi karşõlayan olgular, zama- na endeksli olgulardõr. Cami şadõrva- nõndan akan suyun yarattõğõ şiirsel at- mosfer gibi, duvarõn eskimekte olan gö- rüntüsü de, üzerinden akan zamanla bir- likte soyut-görsel bir şölen oluşturur. Bu şöle- ni doğal oluşumu içinde saptama şansõ, belki de salt fotoğrafa özgüdür. Karadağ’õn “nesnesiz” dediği ve “chromogenic” baskõ tekniğiyle üre- terek “dibond” üzerine monte ettiği fotoğraf- larõ, aslõnda zaman olarak isimlendirdiğimiz o ele avuca sõğmaz “nesne”yi düşündürmekte- dir bize. (kayaozsezgin@yahoo.com.tr) Çerkes Karadağ’õn Tevfik İhtiyar Sanat Galerisi’ndeki ‘Nesnesiz Fotoğraflar’ sergisi bugün sona eriyor ‘Zaman’õnsoyutgörüntüsü ‘Akıntıya Karşı... Aziz Nesin’ Kültür Servisi - Beşiktaş Belediyesi’nin Belgesel Sinemacõlar Birliği ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile düzenlediği “Bir Belgesel Bir Gazeteci Çay ve Simit” günlerinin sekizincisinde, yönetmenliğini SineGöz Film Atölyesi’nin üstlendiği, 2003’te İstanbul Kõsa Filmciler Derneği, Ulusal Kõsa Film Festivali Jüri Özel Ödülü’ne layõk görülen “Akõntõya Karşõ... Aziz Nesin” adlõ belgesel gösterilecek. Bugün saat 19.00’da Levent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek geceye Beşiktaş Belediye Başkanõ İsmail Ünal’õn yanõ sõra SineGöz Film Atölyesi kurucularõ ve fotoğraf sanatçõsõ İsa Çelik de katõlacak. ‘Palyaçolar güldürür, soytarılar doğruyu söyler’... ÖZNUR OĞRAŞ Ö zdemir Nutku’nun yazõp yö- nettiği “Bana William Deyin” adlõ oyun Zafer Diper’in tek kişilik yorumuyla İzmir Tiyatro Günle- ri kapsamõnda bugün, yarõn ve 2 Ni- san’da İzmir Sanat Büyük Salon’da sa- at 20.30’da sahnelenecek. Bir oyun sonrasõ, tiyatronun kulisin- de geçen “Bana William Deyin”in dramaturgluğunu Hülya Nutku üstle- niyor. 1981 yõlõndan bu yana sahnelediği tek kişilik oyunlarõyla tanõnan Zafer Diper, oyunu Özdemir Nutku’nun yönetme- sinden ayrõ bir mutluluk duyduğunu söylüyor. “Dava”, “Yargı” ve “Özkı- yım” oyunlarõyla akõllarda kalan Diper, bu sefer Oscar karakteriyle çõkõyor kar- şõmõza. Hayatõ boyunca Shakespeare oyna- mak isteyen bir oyuncuyu canlandõran Diper, kendisine verilen vodvil oyunla- rõndan sõkõlan ve büyük oyunlar peşin- de olan bir karakter. Tiyatronun kuli- sinde, gerçekle düş arasõnda gidip gelen Oscar, Shakespeare’in oyunlarõndan bö- lümler sahneliyor ve rüya sahnelerinde maskeyle Shakespeare’i canlandõrõyor. Duygu geçişlerinde oldukça başarõlõ olan Diper, ilerlemiş yaşõna rağmen yaklaşõk iki saat süren oyunda iyi bir per- formans sunuyor ve iki kez alkõşlatõyor kendini... “Palyaçolar güldürür, soytarılar doğruyu söyler” savõndan hareketle devam eden oyunda, Oscar karakterinin gençlik aşkõ Lisa’ya olan özlemini de gö- rüyoruz. Özdemir Nutku’nun oyunda kullandõğõ Shakespeare dönemi müziklerse olduk- ça etkileyici. Dekor da kullanõlan kulis aynasõ ve oyuncunun seyirciyi ayna olarak kullanmasõ hoş bir görüntü veri- yor. Canlõ renklerin ve hareketli dekor- larõn kullanõldõğõ oyunda, dekor ve kos- tüm tasarõmõnõ Selda Kulluk Yerdelen’e ait. Önümüzdeki mevsim tiyatro yaşa- mõnda otuzuncu yõlõnõ dolduracak olan Diper’in “Oscar” gibi oynamak istedi- ği bir karakter kalmamõş. Diper, “Yeni mevsime Hamlet’le başlayacağız. De- ğişik bir proje düşünüyorum, salon- daki koltukların üstüne bir platform kuracağız ve oyunu seyircinin ara- sında sahneleyeceğiz” diyor. “Bana William Deyin” nisan ve ma- yõs ayõ boyunca İstanbul’da Bizim Ti- yatro’da sahnelenecek. (www.bizimti- yatro.net) Özdemir Nutku’nun yazõp yönettiği, Zafer Diper’in oynadõğõ ‘Bana William Deyin’ İzmir Tiyatro Günleri’nde sahneleniyor Sahne hazõr, seyirci hazõr, ama... Kültür Servisi - Bu yõl do- kuzuncu kez düzenlenmek üzere tüm hazõrlõklarõ ta- mamlanan Afyonkarahi- sar Klasik Müzik Festiva- li, desteklerin azlõğõndan dolayõ yapõlamama tehli- kesiyle karşõ karşõya. Afyonlu müzik öğretmeni Hüseyin B a ş k a - dem’in ça- balarõyla hayata ge- çirilen, Anadolu’da ör- nek bir sanatsal etkinlik olarak benzeri çabalara da rol modelliği yapan festival bir türlü fi- nansal güçlüklerin üs- tesinden gelemiyor. Bunda sanatsal çõtasõ- nõn yüksekliğine ve Afyonlularõn yoğun ilgisine rağmen ye- rel ve ulusal firma- lardan ve çeşitli ku- rumlardan yeterin- ce maddi destek gelmemesi büyük rol oynuyor. Bu yõl da çok az sa- yõda kurumsal s p o n s o r u n destek verdiği festival, önü- müzdeki gün- lerde bir düzelme ol- mazsa gerçekleştirileme- yecek. 5 -12 Nisan tarihleri arasõnda yapõlmasõ planlanan festi- val için gerekli tüm un- surlar bir araya getirilmiş durumda. Prag-Afyon şe- hirleri arasõndaki beş yõllõk müzik ve sanat kardeşliği sonucu bu yõl da festivale Çek Cumhuriyeti kökenli tanõnmõş klasik müzik gruplarõ bekleniyor. Aynõ şekilde, Türkiye’den de değerli müzisyenler ve okul söyleşilerine katõlacak çok sayõda sanatçõyla fes- tivale katõlmalarõ için söz- leşilmiş durumda. Bu yõl onuncusu haziran ayõn- da yapõlacak Afyonkara- hisar Festivalleri’nin caz ayağõ da benzeri finansal güçlükler nedeniyle ger- çekleştirilememe tehdidi altõnda. Caz ve klasik müzik festi- valleriyle geçen on yõlda Afyon, yaklaşõk beş bin müzisyen ve kültür-sanat insanõnõ konuk etti, yakla- şõk 200 konseri (okul kon- serleri hariç), 100 bin ci- varõnda seyirci izledi. Okul etkinliklerinde ise 15 kişi- lik sõnõflarda yaklaşõk 90 bin çocuğa, sanatçõlar ve kültür insanlarõ ile birebir ulaşõldõ. AFYONKARAHİSAR KLASİK MÜZİK FESTİVALİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle