28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2010 PAZARTESİ 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y K 9 4 7 7 8 8 8 6 8 8 9 6 0 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K Y Y Y Y Y Y Y K K K 0 1 1 12 14 15 7 9 7 8 2 2 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo K 112 Helsinki K 10 Stockholm B 5 Londra B 3 AmsterdamY 6 Brüksel K 2 Paris B 0 Bonn K 2 Münih K 0 Berlin K 2 Budapeşte B 0 Madrid B 14 Viyana K 0 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam K Y B B K K PB PB B PB Y B PB 3 2 11 18 2 3 20 17 15 13 7 18 12 Ülkemizin geneli yağışlı geçecek. Yağışlar Marmara’nın batısı, Ege, Batı Akdeniz bölgesinde kuvvetli olmak üzere genel olarak karla karışık yağmur ve kar, kıyı kesimler ile Güneydoğu Anadolu’da yağmur ve sağanak şeklinde olacak. Ülkemizin iç ve batı kesimlerinde buzlanma ve don olayı görülecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 13 Aralık TSK’de engeller Samur’la aşılacak Tamamen Türk mühendislerce geliştirilen ve tasarlanan “Samur” adı verilen seyyar yüzücü hücum köprüsünün ilk prototipi tamamlandı. Özel sektör kuruluşu FNSS Savunma Sistemleri AŞ tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri için 52 adet üretilecek olan Samur akarsu geçişlerinde yapbozun parçaları gibi yan yana gelerek birleşecek ve kısa sürede onlarca metre uzunluğunda köprülere dönüşerek, her biri 70 tonluk tankları karşıya geçirebilecek. Genel Müdürü Nail Kurt, projede 150 Türk mühendisin görev aldığını belirtti. Kurt, dünyada bu sistemi biri Alman diğeri Fransız iki şirketin üretebildiğini ifade ederek, Samur adını verdikleri sistemin Fransız ve Alman sistemlerine göre daha üstün olduğunu vurguladı. (AA) Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun, gazeteci ve yazarların eserlerinin telif haklarının korunması konulu seminerinin yapıldığı Selanik’te, hafta sonu tatlı bir heyecan da yaşanıyordu. Selanikliler, ülke tarihinin en büyük ekonomik krizine rağmen uluslararası film festivallerinin 51’incisine ev sahipliği yapabiliyor olmaktan duydukları memnuniyeti sinema salonlarını doldurarak gösterdiler. “Türkiye’nin şu yoğun gündeminde komşudaki film festivalinin sırası mı?” diye akıllardan geçebilir. Ülkemizde öğrenciler, polis tarafından dövülüp biber gazı ile etkisiz hale getirilirken, Ege’nin karşı yakasında şahit olduğum bambaşka bir yaklaşımı paylaşmak istiyorum: Selanik festivalinin düzenleyicileri, gündüz seanslarındaki filmleri öğrencilere ‘ücretsiz’ izletmişler on gün boyunca. Sadece öğrencilerle kalmamışlar... Onlardan çok daha zor durumdaki bir başka gruba, ‘işsizlere’ de aynı ayrıcalığı tanımışlar. Kaç öğrenci ya da işsiz gencin uygulamadan yararlandığını bilemiyorum ama festival genelinde ulaşılan yüzde 91 doluluk oranında önemli pay sahibi olduklarına eminim. İşsizlikten bunalmış bir genç ya da harcamalarını kuruşu kuruşuna hesaplamak zorundaki bir öğ ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Ücretsiz Bir Sinema Biletinin Düşündürdükleri renci için istediği bir filmi indirimli dahi izlemenin ne büyük anlamı olduğunu kendi hayatlarından iyi bilenler için, ücretsiz bir biletin manevi değerini anlatacak kelime bulmak kolay değil. İçinden geçtikleri ekonomik krize rağmen milli gelirleri hâlâ bizden yüksek olan Yunanistan’da, böylesine insani bir yaklaşım sergilenirken, ülkemizdeki son duruma bakmakta fayda var. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında yıllardır film, konser, tiyat CEZAEVLERİNDEKİ MESLEKTAŞLARA AVRUPA’DAN MESAJ Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve diğer gazetecilik örgütleriyle birlikte Türkiye’de cezaevinde bulunan gazetecilerin özgürlüğüne kavuşması için başlatılan uluslararası kampanyaya önderlik etmişti. EFJ Başkanı İsveçli meslektaşımız Arne König, 3 Mayıs 2011’de dünyanın dört bir yanından gazetecilik örgütlerinin Türkiye’de bir araya gelerek cezaevlerindeki gazetecileri ziyaret etmeyi planladıklarını açıkladı. TGS Başkanı Ercan İpekçi de Dünya Özgür Basın Günü’nde büyük bir buluşmanın hazırlığı içinde olduklarını belirterek, detayların ve katılımcılarının önümüzdeki günlerde netleşeceğini belirtti. Uluslararası düzeydeki bu anlamlı dayanışmanın, sayıları 50’ye ulaşan cezaevlerindeki meslektaşlarımıza özgürlük getirmesi umuduyla... ro, sinema ve diğer kültürel faaliyetlerde öğrencilere indirim yapılır. Hatta öğrencilik statümüz bitmiş olsa da parasız dönemlerimizde “Bari öğrenci bileti alalım” diyerek izlediğimiz çok film, dinlediğimiz çok konser olmuştur. Ancak bugüne kadar, öğrenciye ya da işsizlere sahip çıkarak ücretsiz giriş hakkı tanıyan faaliyete hiç rastlamadık. Eskiden öğrenci indirimleri normal bilet ücretinin yüzde 50’si tutarında olurdu. İstanbul’u bilemiyorum ancak son yıllarda Ankara’da öğrenciler için son derece değer taşıyan bu indirimleri giderek kısıtlama yönündeki eğilim giderek yaygınlaşıyor. Konserlerde, sinemalarda indirimler yüzde 1020 gibi göstermelik seviyelere çekilmiş durumda. Yani, küresel göstergelerde ekonomisinin iyileştiği söylenmesine rağmen işsizliğin yüzde 20’lere vurduğu ülkemizde, desteğe en fazla muhtaç kesimlere kamu ve özel sektör tarafından yarım da olsa tanınan kolaylıklar, ayrıcalıklar dahi aşama aşama kaldırılmaktadır. Ege’nin iki yakasından bu ilginç kıyaslama, Türkiye’nin “sosyal devlet”ten nasıl uzaklaştığının acı bir göstergesinden başka bir şey değil. [email protected] GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY bir bakıma dünyanın üzerine çöktü. Rusya, çöküntünün içinden silkinip çıktı, yeni düzenin ya da düzenlerin parçası olmak için rol alabilecek, rol dağıtabilecek bir konuma ulaştı. Sovyetler Birliği’nin karşısındaki blok da çöküntüden genişleyerek çıktı. Doğu Avrupa ülkelerinin tamamı AB ve NATO üyesi olarak Batı’daki yerini aldı. Balkanlar’da, Orta Asya ülkelerinde sancılı gitgeller devam ediyor. Küresel kurumlar ise hâlâ rayına oturmadı. Doğu bloku çöktü; onun karşısına konan kurumlar değişen koşullara ayak uydurarak yaşamaya çalışıyor. Görünüm şöyle bir benzetme ile tarif edilebilir: İki taraf ip çekme oyunu oynasa... Her iki taraf bütün gücünü kullanarak ipi çekse. Biri aniden ipi bıraksa! Ne olur? Öteki taraf NATO’sunun üstüne oturur! Kazanmıştır ama, hali de budur. NATO, 1992 zirvesinden beri kendi varlığına ilişkin operasyonlar düzenliyor. Bir türlü tüm üyelerin içine sinen bir sonuca ulaşılamıyor. AB, kendi çapında ayrı bir güvenlik stratejisi denedi, Avrupa Güvenlik ve Savunma Konsepti çerçevesinde Avrupa ordusunun kurulması için girişimlerde bulundu... Sonuçta Rusya dahil, herkes NATO üzerinden yeni bir oyun planı kurmanın daha akılcı olduğu görüşüne geldi. Nasıl bir oyun planı? Dost kim, düşman kim? Çoğalan üyelerle birlikte kararlar nasıl alınacak? Füze kalkanı projesinin zemini, hedefi, maliyeti, tamamlayıcı unsurları ne olacak? Lizbon zirvesinden, “önümüzdeki mart ayında kesin bir karar alalım” kararı çıktı. Türkiye’nin Lizbon zirvesinden istediğini aldığı haberleri pompalandı ama, bir türlü ne istediği ve ne aldığı açık olarak kamuoyuyla paylaşılmadı. Pek çok uluslararası konuda olduğu gibi burada da daha fazla bilgiyi dış basından edinebildik. Görünen sonuç şu: Prensipte her şeyi kabul ettik, ayrıntılar martta. NATO üyesi olup bu tür projelerin içinde yer almam demek, ben denize girerim ama, ıslanmak istemiyorum demek gibi bir şey. Burada önemli olan şu: Denizde gerekli malzemelerin çoğunu biz mi taşıyacağız? Biz boğulma tehlikesi olan akıntılı bölgelerde yüzerken sorunsuz taraftakiler ne yapacak? Denizin güvenliğini sağlarken bereketinden payımız ne olacak? Bu sorular yanıtsız. Bütün bunlardan öte, yakın gelecekte Türkiye’nin yeniden “cephe ülke” olması gündemde. Füze kalkanının “savunma amaçlı” olduğu savunmasına karşılık soralım: Bütün ülkelerin askeri konularla ilgili bakanlıklarının adı ne? Savunma Bakanlığı. Füze kalkanının hedefi hükümetin savunma yaptığı gibi İran olmadığına göre, diyelim ki Maldivler yıllardır üzerinde çalıştığı “Şaap” füzesini biraz daha geliştirdi, deneme yapıyor. Orası “füze, NATO’nun en büyük ülkesini” hedef alacaktı iddiasıyla füze kalkanı programı çerçevesinde vuruldu. Ne olacak? İster istemez biz “kötü ülke” haline geleceğiz. Suriye ile aramızdaki 510 kilometrelik mayınlı sınır, soğuk savaş sürecindeki iki kutbun yarattığı gerilimin ürünü. Soğuk savaş biteli 20 yıl oldu hâlâ o mayınlardan kurtulamadık. Yeni bir soğuk savaşın cephesi biz olmamalıyız... [email protected] AĞABEY İTİRAF ETTİ Fatih’te yeni evli çifte kanlı infaz İstanbul Haber Servisi Fatih’te 10 günlük evli çift, dün saat 23.00’te otomobillerinde başlarından silahla vurulmuş halde bulundu. Polis gelinin ağabeyi Günay Öğmen’i zanlı olarak gözaltına alındı. Seyitömer Mahallesi Cevdetpaşa Caddesi’ndeki 34 GU 7789 plakalı araçta biri kadın iki kişinin hareketsiz durumda olduğunu gören yurttaşlar polise haber verdi. Polis ekiplerinin incelemesinde, otomobildeki Zekeriya (29) ve eşi Soney Vural’ın (26) tabancayla başlarından vurularak öldürüldüğü anlaşıldı. Katil zanlısı Günay Öğmen’in 120 güvercini olduğu bilgisine ulaşan polis Kocamustafapaşa Güvercin Sevenler Derneği’ne baskın düzenledi. Damat Zekeriya Vural’ın amcası Cemil Vural, “Evliliğe karşıydılar. Çocuk Müslüman, kız Hıristiyan kabul etmediler” dedi. Gelinin ağabeyi Günay Öğmen’in ilk ifadesinde, “Bize rağmen evlendiler. Dün kendileri ile bir kafede buluştuk. Zekeriya ‘Bu iş bitti, sen araya girme’ derken kız kardeşim de ‘Sen karışamazsın’ diyerek beni tahrik etti. Bunun üzerine kafeden çıktıktan sonra arabanın içerisinde her birine birer kursun sıkarak öldürdüm” dediği iddia edildi. AYİM’de yetki tartışması Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde çoğunluk üye, üç generalin açtığı davaya AYİM Daireler Kurulu’nun, azınlık üyeler ise üçüncü dairenin bakması gerektiğini belirtmiş İLHAN TAŞCI SDP: İllegal örgüt değiliz! İstanbul Haber Servisi Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) üyeleri Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları basın açıklamasında, partilerine yönelik yeni bir karalama kampanyasının başladığını öne sürdü. SDP üyeleri, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı partilerini illegal örgüt olarak gösterdiğini savunarak “kınıyoruz” dedi. ‘32 yıl geçti kara zihniyet aynı’ İstanbul Haber Servisi Devrimci Alevi Komitesi, Maraş katliamının 32. yılında Kahramanmaraş’taki anmaya valiliğin izin vermemesini protesto etti. Taksim Tramvay Durağı’nda bir araya gelen grup adına açıklamayı yapan Sadegül Çavuş, katliamın ardından 32 yıl geçmesine karşı aynı zihniyetin devam ettiği belirtti. Çavuş, 19 Aralık’ta Maraş’ta olacaklarını söyledi. Asistan hekimlerden izin eylemi İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen asistan hekimler 1012 Aralık tarihleri arasında 16. Tıpta Uzmanlık Eğitimi Kurutayı’nda sorunlarını masaya yatırdı. Kurultay sonrası İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi bahçesinde bir araya gelen asistan hekimler, 33 saate kadar çıkan kesintisiz çalışma saatleri ve nöbet ertesi izin hakları için eylem yaptı. Hekimler, fazla çalışma süresi maksimum 16 saat ile sınırlandırılması gerektiğini söyledi. İstanbul Haber Servisi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bozuk olan kaloriferler, akan tavan ve kapanmayan pencereler yüzünden yatan hastaların evlerinden elektrikli soba getirdiği iddia edildi. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ise inceleme başlatıldığını belirtti. C MY B C MY B ‘Hastaneye soba getiriyoruz’ ANKARA Milli Savunma ve İçişleri bakanlıkları tarafından açığa alınmalarına karşı 3 generalin açtığı davaya bakan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde (AYİM) yetki tartışması yaşandığı ortaya çıktı. Çoğunluk üyeler, generallerin davasına AYİM Daireler Kurulu’nun bakması gerektiği yönünde görüş oluştururken, azınlık üyeler ise açığa alma işleminin üçüncü dairede bakılacak davalardan olduğu gerekçesiyle çoğunluğa katılmadılar. Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu’nun İçişleri ile Savunma bakanlarınca açığa alınmalarıyla ilgili işlemin yürütmesinin durdurulması istemini 4’e karşı 6 oyla reddetmişti. Cumhuriyet’in ulaştığı kararda, ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Davayı karara bağlayan Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulu’nun kararına göre, generallerin davasına kimin bakacağı konusunda yetki tartışması yaşandığı anlaşıldı. Karara, yetki tartışması şöyle yansıdı: “Üye Dr. Hâkim Albay Celal Işıklar ve üye Hâkim Albay Sedat Çelenlioğlu açığa çıkarılmaya ilişkin davalara üçüncü daire tarafından bakılageldiği, üçüncü dairenin bugüne kadar baktığı aynı konudaki davalar ile işbu davaya uygulanacak kanun maddesinin ayniyet taşıdığı, diğer bir anlatımla üçüncü daire tarafından anılan konuda içtihat oluşturulduğu, dolayısıyla işbu davanın ilk olma özelliğinin de bulunmadığı gerekçeleriyle davanın prensibe taalluk ettiği görüşüne katılmamıştır.” Generallerin yürütmenin durdurulması istemi, “Somut olayda, tedbir mahiyetindeki açığa çıkartılma işleminin uygulanmasının davacıya verebileceği zararın telafisinin güç veya imkânsız olmadığı... davacı hakkında 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren bir suçtan kamu davası açılmış olduğu göz önüne alındığında davacının açığa çıkartılabilmesi için (yasada) belirtilen objektif nedenin hukuken mevcut olduğu, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması olgusunun da somut davada gerçekleşmediği” gerekçesiyle 6 üyenin oyuyla reddedildi. Karşıoy kullanan dört üye ise, davanın Milli Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’nın savunmasının alınmasından sonra karara bağlanması gerektiği görüşüyle çoğunluğa karşı çıktı. Saylan doğum gününde anıldı Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Kadıköy Şubesi, derneğin eski Genel Başkanı Türkan Saylan’ın doğum günü dolayısıyla anma etkinliği düzenledi. Caddebostan’daki Irmak Okulları’nda düzenlenen Türkan Saylan’ın 75. doğum günü etkinliğinin açılış konuşmasını ÇYDD Kadıköy Şubesi Başkanı Seyhan İsfendiyar yaptı. İsfendiyar, Saylan’ın anmasında ÇYDD bursiyerleri ve onu sevenlerle buluştuklarını belirterek “Saylan’ı sevgiyle anıyoruz. Ve onu çok özlüyoruz” dedi. Açılış konuşmasının ardından Tayfun Talipoğlu’nun hazırladığı “Türkay Saylan ve ÇYDD” belgeseli katılımcılara duygulu anlar yaşattı. Gösterimin ardından Tını topluluğu, piyano, şan, keman, dans ve şiir dinletisi ile Saylan’ı doğum gününde andı. 1935 yılında İstanbul’da doğan Saylan’ın Ergenekon soruşturmasının son dalgasında evi aranmış, 18 Mayıs 2009 yılında aramızdan ayrılmıştı. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) KURS RAFA KALKIYOR BDP’li vekiller Kürtçeye ilgisiz AYŞE SAYIN 68’lilerden CHP’li Tekin’e sitem İstanbul Haber Servisi 68’liler Birliği Vakfı Başkanı Sönmez Targan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in “Son 5 yıldır, 8 yıldır Başbakan’ı destekleyen 68 kuşaklarına soruyorum. Vicdanlarınız sızlamıyor mu? Utanmıyor musunuz?” açıklamalarıyla ilgili “Tekin’in bütün 68’liler için böyle bir şey söylediğini sanmıyorum. Tekin’in bahsettikleri, 68 dönemini yaşamış ama bugün dönek saflarında olan kişilerdir, sapla samanı ayırmanın vakti geldi, döneklerle bizi karıştırmasınlar” değerlendirmesini yaptı. Tekin’in açıklamalarından bütün 68 kuşağının hükümet yanlısı gibi algılandığını belirten Targan “Biz, 68’liler Birliği Vakfı olarak AKP’ye, gericiliğe, emperyalizme ve faşizme karşı koyan, mücadele eden bir kesimi temsil ediyoruz. Tekin’in de bütün 68’liler için böyle bir şey söylediğini sanmıyorum. Yanlış bir değerlendirme olabilir. Düzeltilmesini istiyorum” dedi. Targan ayrıca bugün öğrenci olaylarıyla ilgili bir açıklama yapacaklarını kaydetti. ANKARA BDP’li vekillerin “Kürtçe kurs” heyecanı kısa sürdü. Siirt Milletvekili Osman Özçelik’in Kürtçe bilmeyen veya az bilen milletvekilleriyle parti personeline yönelik vermeyi planladığı kursa, vekillerin programlarının ve Meclis’in temposunun yoğunluğu nedeniyle ilgi az olunca, kursun “rafa kalkması” gündeme geldi. Diyarbakır’daki KCK davasında “Kürtçe savunma” yapılmasına izin verilmemesini protesto etmek için Kürtçenin her yerde “etkin kullanılması” için kampanya başlatan BDP yönetimi, işe kendi vekillerine “Kürtçe öğreterek” başlama kararı aldı. Bu kapsamda, akademik düzeyde Kürtçe bilen Özçelik’in Meclis’te kurs vermesi kararlaştırıldı. Hatta, CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur da kursa katılmak için BDP grubuna başvuruda bulundu. Bu çerçevede geçen günlerde Özçelik, parti genel merkezinde, kursu başlattı. Ancak kursa sadece Kürt kökenli olmayan Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal katıldı. BDP’de Kürtçe bilmeyen veya az bilenler arasında Selahattin Demirtaş, Ayla Akat Ata, Emine Ayna, Sebahat Tuncel, Şerafettin Halis de bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle