19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Ölümünün 60. yılında Orhan Veli anması Cirque Du Soleil ilk kez Türkiye’de Kültür Servisi Dünyaca ünlü Kanadalı topluluk Cirque Du Soleil’un en köklü gösterilerinden Saltimbanco, Akbank’ın ana sponsorluğunda ilk kez Türkiye’ye geliyor. 19 Şubat 4 Mart tarihleri arasında Abdi İpekçi Arena’da sahneye çıkacak. Cirque Du Soleil topluluğu, kaçırılmaması gereken görselliğiyle akrobasi ve teatral performansı birleştirdiği, bir şehir masalını konu eden muhteşem Saltimbanco gösterisiyle İstanbullularla buluşacak. Kültür Servisi Türk şiirinde “Garip” akımının kurucularından Orhan Veli ölümünün 60. yılında anılıyor. Yarın Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Salonu’nda saat 17.30’da gerçekleştirilecek “Ölümünün 60. Yılında Orhan Veli ve Şiiri” başlıklı etkinlik İsa Çelik’in hazırladığı saydam gösterisiyle başlayacak. Doğan Hızlan’ın açılış konuşmasının ardından Egemen Berköz “Orhan Veli şiirinin geçtiği evreler”; Müslim Çelik ise “Orhan Veli’nin çağdaş şiirimizdeki yeri ve önemi” üzerine konuşacak. “Orhan Veli şiiri ve müzik” konulu söyleşide ise Evin İlyasoğlu Orhan Veli’nin şiirlerinden İlhan Mimaroğlu, Nevit Kodallı ve Sıdıka Özdil’in bestelediği şarkılardan örnekler sunacak. Ahmet Kaya “An Gelir, Onsuz 10 Yıl” adlı gecede ölümünün 10. yılında şarkılarla şiirlerle anıldı CEREN ÇIPLAK / AYŞEGÜL ÖZBEK “Geri sar, geri sar, geri sar, geri sar şu filmi makinist, geri sar. Selam olsun erenlere, sevgisini serenlere, lokmasını bölenlere geri sar.” Fransa’da sürgünde yaşamını yitiren Ahmet Kaya’nın ölümünün 10. yılında önceki akşam düzenlenen anma gecesinde bu şarkıyla seslendi Moğollar… Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’nın organize ettiği “An Gelir, Onsuz 10 Yıl” adlı gecede herkes 10 yıl öncesine geri dönmek istedi aslında. Bundan 11 yıl önce, 1999, 10 Şubat gecesinin ödül törenindeki konuşmasında “Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum” demişti Ahmet Kaya ve ardından yaşananları hepimiz biliyoruz. Önceki akşam neredeyse bütün TV kanalları oradaydı, 10 yılın sonunda… Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’ndeki etkinliğe başta Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, BDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş, Gülten Kışanak, BDP Milletvekilleri Sırrı Sakık ve Akın Birdal, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ile çok sayıda sanatçı, siyasetçi ve gazeteci katıldı. Etkinliğe katılması beklenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ise Mardin’de olması nedeniyle gelemediği öğrenildi. Moğollar’ın “Geri sar, geri sar şu filmi makinist” şarkısıyla başlayan geceye Yavuz Bingöl’den Hayko Cepkin’e, Kenan Işık’tan Banu Güven’e bir çok isim katıldı. Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya ise “Büyük yalnızlığım bu gece hafifledi” dedi. Fotoğraflar: VEDAT ARIK ‘Geri sar şu filmi makinist’ Mehmet Aslantuğ’un şiir okuduğu geceye Banu Güven de gitarıyla katıldı. ‘Onu nefret söylemi öldürdü, sesini yükselt’ Geceyi yaklaşık 2 bin kişi izledi. Gülten Kaya ve Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in birbirlerini selamlayarak kucaklaşması zılgıt ve alkışlarla karşılandı. Bazı sanatçılar, üzerinde Ahmet Kaya’nın fotoğrafının yer aldığı tişörtle konser verdiler. Salonun fuayesinde Çıplak Ayaklar Dans Kumpanyası’ndan Mihran Tomasyan’ın, “Çatallar” adlı enstalasyonu ile o dönemde Ahmet Kaya aleyhinde çıkan haberlerin yer aldığı gazete kupürleri sergilendi. “Medyada nefret söylemi” adıyla kurulan stantda ise Ahmet Kaya için “Onu nefret söylemi öldürdü, sesini yükselt” yazıyordu. “Uçurtmam Tellere Takıldı” belgeselinin gösterimi sırasında 1999’daki Magazin Gazetecileri Gecesi’nde Ahmet Kaya’ya yapılan çatallı protesto gösterildiğinde salondan “yuh” sesleri yükseldi. Hürriyet gazetesinin “Vay şerefsiz” manşeti ile Serdar Ortaç görüntüleri ise daha bir öfkeyle yuhalandı. Ertuğrul Günay, yanına oturduğu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e, bakanlık tarafından Türkçe yayımlanan Kürt ozan Ehmedê Xanî’nin “Mem u Zîn” adlı eserini hediye etti. Yaklaşık 50 kişiden oluşan bir grup, yanlarında getirdikleri çeşitli pankart ve dövizlerle Maçka Parkı girişinde geceyi protesto etti. “İhanetin bedeli idamdır idam”, “Hainlere merhamet, mazlumlara ihanet” ve “Meclis’te PKK istemiyoruz” yazılı pankartlar açan grup, polis tarafından olaysız bir şeklide dağıtıldı. Gecede Mihran Tomasyan’ın “Ça tallar” adlı enstalasyonu da sergilendi. Uçurtması tellere takılanlar “Bunun için 10 yıl ve yüzlerce can vermek gerekti” diyordu geceyi Türkçe, Kürtçe ve Ermenice selamlayarak başlatan Sırrı Süreya Önder, “Güvercin kasaplarının katline sebep olduğu Ahmet Kaya için böyle bir anmayı ilk ve son kez yapmak” dileğinde bulunarak Ardından Rojin, “Ahmedo” şarkısını gözyaşları içinde söyledi: “Sesimde, şarkılarımda senin şarkılarını taşımaya çalışıyorum. Kimsenin bu ülkede bir daha linç edilmemesi dileğiyle.” Gecede, Fuat Saka, Hayko Cepkin, Mor ve Ötesi, Levent Yüksel, Moğollar, Ezginin Günlüğü, Yavuz Bingöl, Banu Güven ve Ermeni Sayat Nova Korosu Ahmet Kaya şarkıları söyledi. Mehmet Aslantuğ ve Kenan Işık’ın da şiirler okuduğu gecede ayrıca Ümit Kıvanç’ın Ahmet Kaya için hazırladığı “Uçurtmam Tellere Takıldı” belgeselinin ilkgösterimi yapıldı. Ahmet Kaya’nın “Dokunma Yanarsın” şarkısı eşliğinde bir dans gösterisi yapan Çıplak Ayaklar Dans Kumpanyası’ndan Mihran Tomasyan da gösterisinin sonunda ellerini bağladığı plastik kelepçenin bir benzerini Bakan Günay’a attı. Gecede son söz ise Gülten Kaya’nındı: “Uçurtması tellere takılanlardan biri olan sevgili yol arkadaşım Ahmet, eğer yeni bestelerini orada Yılmaz Güney’e, Hrant Dink’e, diğer güzel insanlara dinletiyorsan çok kıskanırım. Aslında biz üç kişiydik. Yan yanaydı ikisi yıllardır. Onlar gitti, ben kaldım. Canım Ahmet ve canım Yusuf ağa ‘Yalnızlığım bu gece hafifledi’ beyim, gidişinizle yaşadığım büyük yalnızlığım bu gece hafifledi. Artık üzülmeyin olur mu?” Etkinlik sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Günay ise “Bu akşam, çok masum bir cümlenin, bir insanı nasıl büyük bir yurt hasreti içinde, ‘yorgansız olduğum için üşümüyorum, vatanımdan uzak kaldığım için üşüyorum’ diyerek bu ülkeden gencecik yaşında aramızdan ayrıldığını çarpıcı biçimde gördük. Lütfen bu hepimize ders olsun, kimse kimseyi susturmaya kalkmasın” şeklinde konuştu. Rojin, Ahmet Kaya için “Ahmed o” şarkısını seslendirdi. Gülten Kaya, Bakan Günay, BDP’li Osman Baydemir ve Sırrı Sakık bir arad a. Shakespeare’in Otello’su İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Uğur Seyrek koreografisiyle sahneleniyor Sahneye dramatik açıdan yoğun bir eser taşıyan Uğur Seyrek, dekorda “Otello’nun dalgası”nın saklı olduğunu söylüyor. Gösteride Otello’nun kendi dalgasıyla birlikte en büyük aşkını ve kendisini nasıl boğduğu çarpıcı bir şekilde sahneye aktarılıyor. Fotoğraf: YAŞAR SARAÇOĞLU Aşk, kıskançlık, ihtiras ve trajedi SİBEL ÇORBACIOĞLU Müzik ve hikâyesi klasik, dansı modern bale ve dekoru yenilikçi... İstanbul Devlet Opera ve Balesi, sezonun ilk yeni bale eseri olarak Willam Shakespeare’in “Otello”sunu çağdaş bir anlayışla sahneye taşıyor. Uğur Seyrek’in koreografisi ve Işık Noyan’ın librettosuyla ilk kez 2008’de İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen eser, şimdi de İstanbul’da. Eserin dekorları Adnan Öngün, kostümleri Sevtaç Demirer Ulaş, ışıkları ise H. Oktay Kanca imzası taşıyor. 20 yılı aşkın süredir koreografi çalışmaları yapan ve bu koreografilerde ağırlıklı olarak kadınerkek ilişkilerini kullanan Uğur Seyrek, uzun yıllar yoğun ve güçlü bir hikâyeyi sahneye taşımak istediği için bunu Otello’yla hayata geçir miş. Dünyanın pek çok yerinde dansa aktarılan Otello’larda farklı müziklerin kullanıldığını söyleyen Seyrek’in tercihi ise Herbert von Karajan yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası’nın Otello Operası kaydı ve Michael Galasso’nun “Aşk Zamanı” film müziği olmuş. Sahneye dramatik açıdan yoğun bir eser taşıyan Seyrek, sürprizler barındıran dekorda ise “Otello’nun dalgası”nın saklı olduğunu söylüyor: “Otello’nun dalgası’ yükselmiş bir dalga ve çökmek üzere. Bizim yaşamımızda da dalgalar var, bizler bu dalgaları ya atlatırız ya da altında kalırız”. Seyrek, Otello’nun kendi dalgasıyla birlikte en büyük aşkını ve kendisini nasıl boğduğunu, finalde ufak bir değişiklik yaparak, küvette bir ölüm sahnesiyle çarpıcı bir şekilde sahneye aktarıyor. Eserde “Otello”yu Egemen Kement, Selim Borak, Melih Mertel, Mehmet Nuri Arkan; Otello’nun büyük aşkı “Desdemo na”yı ise Deniz Zirek, İlke Kodal, Tülay Yalçınkaya ve Ebru C. Atay dönüşümlü olarak canlandırıyor. Oyuncuların ‘kutsal’ı sayılan Shakespeare’in bir eserini sahnelemenin zorlu bir hazırlık dönemi gerektirdiğini söyleyen dansçılar, bu eserde “dans ediyormuş gibi değil, yaşıyormuş gibi”. Bir balerin ya da baletin, dansçı kimliğinden sıyrılıp duygularını gündelik hayattaki gibi sahneye aktarmasının zor olduğunu söyleyen Deniz Zirek, bu eserde “film gibi” dans etmeye çalıştıklarını söylüyor. Otello’yu canlandıran Selim Borak içinse bu rolün ayrı bir önemi daha var. 4 yıl önce İDOB tarafından sahnelenen Otello Operası’nda, babası Selçuk Borak’ın Otello rolünden sonra aynı rolde sahneye çıkan sanatçı, büyük bir kıskançlığı sözsüz olarak sahneye aktarabilmek için büyük bir özveriyle çalıştıklarını belirtiyor. (Otello 161829 Aralık ile 5 ve 7 Ocak tarihlerinde Süreyya Opera Sahnesi’nde, 26 Ocak ve 2 Şubat’ta da Fulya Konser Salonu’nda izlenebilir.) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle