16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 KASIM 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER TSK’nin silah ve teçhizat ihtiyaçlarının yerli kaynaklardan karşılama oranı yüzde 46’ya ulaştı 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR Savunma sanayiinde atılım ORHAN BURSALI ANKARA Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, yerli savunma sanayiinin bugün ulaştığı nokta ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı çalışmalarının 25 yılda geldiği yer konusunda açıklamalarda bulundu. Bakan Gönül, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının öncelikle ülke içi kaynakların geliştirilmesi politikasında önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti. Buna göre, Savunma Sanayii Müsteşarlığı bugün 240 projeyi imzalamış durumda ve bunun parasal hacmi de 23 milyar doları buluyor... Bayar, toplam harcamaların yüzde 46’sının yerli savunma sanayiinden karşılandığını, her yıl bu miktarı arttırmayı hedeflediklerini açıkladı. Günümüz dünyasında petrolün ve savunma sanayiinin en önemli iki konu olduğuna vurgu yapan Bakan Gönül, TSK’nin ihtiyaçlarının karşılanmasında yerli sanayiinin geliş Reklam mı Sanat mı? Geçen yıl Frankfurt Kitap Fuarı’nda yabancı bir yayınevinin standında bestseller yazarlarından biriyle tanıştım. 50’li yaşlarında ama sporcu görünümlü, yapılı, uzun saçlı bir adam. Üzerinde işlemeli, pırıltılı bir takım. Yazarın ilginç bir de hayat hikâyesi var. Başına neredeyse gelmeyen kalmamış, hapislerde sürünmüş, bir tür tarikat kurmuş, yerlilerle yaşamış vs... Derken benim de yazar olduğumu duyunca, oradakilerin meraklı bakışları altında yeni yazdığı romanın “parşömenlerini” çıkarttı büyükçe bir silindir kutudan. Sanki bir eski el yazması gibi, üşenmemiş romanın bir özetini bu kâğıtlara dolmakalemle yazmış. Doğrusu benim gibi el yazısını çocukluktan beri unutmuş biri için imkânsız bir çaba. İster istemez bunu kendisinin yazıp yazmadığını sordum, çünkü bir grafik çalışması izlenimi verdi bana. Bütün bu parşömenler, giysiler, hayat hikâyesi, yazarın etrafında yaratılmaya çalışılan bir reklam efsanesi gibi kokuyordu. Yazarın adını vermeyeceğim. Beni ilgilendiren şey, artık edebiyatın, sanatın, sinemanın giderek bir tasarım haline gelmesi ve pazarlamacıların, reklamcıların etkisinin giderek artması. Belki bir sanat eserinin ilginç bir hikâyeyle, sunumla tanıtılıp pazarlanması çok şaşırtıcı olmayabilir. Diyebilirsiniz ki Salvador Dali’nin de kılığı, kıyafeti, yaşam tarzı ve çevresinde üretilen efsaneler farklı değildi... Ama asıl sorun, yazarların, sanatçıların artık üretim aşamasında bunları düşünerek hareket etmeye başlaması... Bir reklamcı gibi düşünerek, bir pazarlamacı mantığıyla hareket ederek kurgulanan bir sanat eseri olur mu? Eğer olursa reklam metniyle edebi metin arasında bir fark kalır mı? Bizde de örnekleri çok. Bakıyorsunuz, şu sıralar en çok ilgi çekecek olan ya da Batı ülkelerinde tutacağı düşünülen temalar hemen edebiyatın, sanatın konusu oluyor, biraz da çalakalem, alelacele piyasaya sunuluyor. Medyada yeterince gürültü de kopartılınca herkesin bir biçimde ilgisini çekiyor. Bu ülkede yıllardan beri, insanların kimi zaaflarını kullanarak komedisinden müziğine piyasa ürünleri oluşturulmasına alıştık ama bunların yüksek sanat ürünü havasında anlatılması da artık biraz fazla... [email protected] Sözleşmesi imzalanmış projelerin dolar olarak bedeli ve yıllara göre parasal artışı. tirilmesine önem ve öncelik verdiklerini, silah alımlarında aracıları ortadan kaldırdıklarını, kendisinin hiçbir silah aracısını görüşmeye kabul etmediğini belirtti. Ordunun ihtiyacı olan silah sistemlerinin edinilmesinde ve silahların yenilenmesi konularında, ülke içinde yetkin bir savunma sanayii oluştu. Bunun ötesinde geliştirilen yerli sanayi savunma sistemleri de Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın yürüttüğü projelerin yıllara göre artışı. açıklamalar yaptı. Gönül, bu aracı mekanizmasının daha önce şöyle işlediğini öne sürdü: Büyük silah satıcılarının burada, önemli ölçüde emekli albay ve generallerden oluşan danışman ve aracı kişi ve kuruluşları vardı. Silah şirketleri aracılara büyük kâr payları ayırırdı, bu aracı paylarını da, sattığı silahların fiyatları üzerine bindirirdi. Tabii aracılar da, aldıkları paraların bir kısmını da si Ortadoğu ve Malezya, Pakistan gibi çok sayıda ülkeye de satılmaya başlandı. 2011 yılında yerli savunma sanayii ihracat hedefi bir milyar dolar olarak gerçekleştirilecek... ‘İkna aracını kaldırdık’ Gönül, büyük silah alımlarında önemli ölçülerde rüşvetin döndüğüne ve bunun da aracı mekanizması üzerinden yapıldığına işaret eden Emekli astsubaylar çözüm bekliyor İstanbul Haber Servisi Emekli Astsubaylar Güçbirliği Platformu, astsubay emeklilerinin yıllardır ihmal edilmiş büyük sorunları olduğunu belirterek bu sorunlara çözüm bulunması için çalışmalar yapılmasını istedi. Emekli astsubayların sorunlarını değerlendiren platform üyesi emekli astsubay Mehmet Ali Kılınç, “Türk ordusunda astsubay olmak, Amerika’da zenci olmaktan beterdir” iddiasında bulundu. Kılınç, TSK’deki hemen hemen tüm teknik işlerin astsubaylar tarafından gerçekleştirildiğini söyledi. Kılınç astsubayların sorunlarını şöyle sıraladı: Üniversite bitirdiğimiz halde 1’inci derecenin dördüncü kademesine düşemeyen tek kamu görevlisi astsubaylardır. Meslek yüksekokulu (MYO) emniyet görevlileri dahi görev koşulları dikkate alınarak bir üst dereceden göreve başlarken, MYO mezunu astsubaylar 9/2, lisans mezununları 8’inci dereceden göreve başlatılarak, eşitlik ve adalet sağlanmalıdır. Aynı süre görev yapan, aynı tahsil süresine tabii emekli subayla bir emekli astsubay kıyaslandığında aradaki maaş farkı yüzde 300’ü buluyor. TSK’de astsubaylar, subaylardan 4 kat daha fazla. Ancak sosyal tesislerde, astsubaylara, subaylara tanınan imkânların üçte biri sağlanıyor. Birçok hastanede ABC poliklinik hizmetleri ile subaylar lehine ayrımcılık yapılıyor. Astsubaylar lojmanlardan yeteri kadar yararlanamıyor. 3’üncü ve 2’nci derecedeki personelin maaşları orantısız bir şekilde azaldığı için astsubaylar 13 yıllık eksik hizmet için yüzde 3040 oranında eksik maaş alıyor. Yürürlükteki iç hizmet kanunu ve askeri ceza kanunu 1930’lu yıllardan kalma ve çağın çok gerisindedir. AİHM bir astsubayın başvurusu üzerine, Türkiye’yi tazminata mahkum ettiği halde, oda hapsi cezası amirlerce verilmeye devam ediyor. Askeri garnizonlarda eşlerin ve çocukların da rütbesi vardır. Bu da genç beyinlerde husumeti ve sınıfsal ayrımcılığı yerleşitiriyor. Astsubaylar OYAK ve şirketlerinde denetim ve yönetim kurullarında temsil edilmemektedir. Meslekten ayrılmak isteyenler için mecburi hizmet süresi kısaltılmalıdır. Sözleşmeli 50 bin profesyonel asker ORHAN BURSALI lah sistemlerinin alımında etkin yerlerdeki kimselere “ikna aracı” olarak dağıtıyorlardı! Gönül, bu mekanizmayı ortadan kaldırdıklarını belirtti: “Ordu da silah satıcı ve aracılarının Genelkurmay’a girmesini yasaklamış durumda”. Bayar şu bilgileri verdi: “TSK’nin ihtiyaçları merkezi olarak müsteşarlık tarafından karşılanıyor. Bütün ihtiyaçlar ve ihaleler merkezileşti. Her türlü silah ve teçhizat ihtiyacı konusunda araştırmalar yapılıyor ve projeler hazırlanıyor.” Bayar diyor ki: “İhtiyacın öncelikli durumuna göre hareket ediyoruz. Tamamen yerli üretiminden tutun, ortaklıklar halinde üretimi, kısmen yerli üretimi ve kısmen lisans anlaşmalarıyla üretimi veya doğrudan dışarıdan satın alımı da seçenekler arasında.” Dışarıdan satın almalarda ve ortaklıklarda Türkiye offset anlaşmasını şart koşuyor. Yani satıcı şirket, toplam fiyatın belirli oranlarında, Türkiye’den mal / hizmet alımında bulunuyor. Bakanlık, offset anlaşmalarında, savunma ve havacılık sanayinden alımları şart koştu. Böylece, büyük yabancı silah şirketleri, ürettikleri sistemlerin önemli parçalarını Türkiye’de üretmeye yöneldiler. Bugün onlarca yerli şirket, Amerika’nın ünlü şirketlerine çok önemli parçalar üretiyor ve bu alanda yetkinleşiyor. Milli projeler Müsteşar Bayar, yerli savunma sanayi ARGE’sinde çalışan toplam mühendislerin sayısının, Türkiye’de diğer sektörlerde çalışan toplam ARGE mühendislerinden fazla olduğunu açıkladı. Bayar, savunma ihtiyaçlarının tamamen yurtiçinde geliştirilme olanaklarının giderek arttığını ve son 5 yılda 6.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşıldığını açıkladı. Bu projeler arasında şunlar var. Milli Tank Projesi, Otokar tarafından yürütülüyor, prototipler hazırlandı, tamamen yerli lisans olacak, 2015 yılında seri üretimine geçilecek. Milgem – Milli Gemi Projesi tamamen ulusal tasarımlarla geliştirilen savaş gemilerini, milli komuta kontrol sistemini kapsıyor. Aselsan’ın füze ikaz sistemini orduda da kullanılıyor. Roketsan’ın tanksavar füzeleri, orta ve uzun menzilli denemeleri yapılıyor. Bu arada Atak helikopterlerinin üretimine geçilmesiyle yerli sanayi büyük bir yetkinlik kazanacak. Atak’ların motoru dışında görev bilgisayarları dahil hepsi yerli üretim olacak. Türkiye A400M ulaştırma uçağı üretiminde de konsorsiyum üyesi. TUSAŞ bu uçağın üretiminde önemli rol üstleniyor. Diğer bir konsorsiyum katılımı, F35 savaş uçakları üretiminde. Türkiye bu üretimden 56 milyar dolarlık bir üretim hacmini ülkeye getirecek. İnsansız hava uçakları konusunda da artık dış alıma gerek kalmayacak bir noktaya gelindi. Yerli sanayiinin ürettiği çok farklı amaçlı uçaklar orduda kullanıma girmeye başladı. Tankların ve F16’ların modernizasyonu ülkemizde yapılıyor. Öyle ki dünyada F16 ların modernizasyonunun yapılacağı az sayıdaki ülkeler arasında Türkiye. Müsteşarlığın bu yıl hedefi, savunma ihtiyaçlarının ülke içinde karşılama oranını yüzde 50’ye çıkarmak. Bu arada, savunma sanayiinin sektör cirosunun da 2009 yılında 2.3 milyar dolara ulaştığı görülüyor. ANKARA Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın kuruluşunun 25. yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantıda üzerinde çalışmalar yapılan profesyonel ordu ile ilgili soruları yanıtladı. Gönül, üç yıl sözleşmeli olarak görev yapması planlanan profesyonel askerlerin sayısını yaklaşık 50 bin, alacakları maaşın miktarını da yaklaşık 18001850 TL olarak açıkladı. Gönül’ün verdiği bilgilere göre, profesyonel asker “kariyer mensubu” olmayacak, yani yükselemeyecek, sözleşmeli olarak 3 yıl görev yapacak, bu sözleşmeleri gerektiğinde, ihtiyaca ve niteliğe göre uzatılabilecek ve aralarında en çok onbaşılığa yükselebilecek askerler olacak. Profesyonel askerler daha çok sınır bölgelerinde ve çatışma alanlarında görev yapacak. Gönül, “üç yılın sonunda bu profesyonel askerler iyi bir maddi birikimle sivil hayata geri dönebilecekler” dedi. Buna göre, 1800 TL maaş ve alacağı ikramiyelerle birlikte, bir sözleşmeli askerin eline 3 yıl sonunda 75 bin lira kadar para geçecek. Gönül, askerlerin kışlada yatıp kalkacaklarını, karavana yiyeceklerini, elbiseye para vermeyeceklerini belirtti. Askerliğin süresi kısaltılacak mı? Hükümetin ve ordunun gündeminde bu konu uzun süredir var. Ancak hükümet, öncelikle sözleşmeli askerler konusunu kesinleştirmek ve bunun sonuçlarını görmek istiyor. Askerliğin süresinin azaltılması konusu, bundan sonra kesinleştirilecek. Füze kalkanı Savunma Bakanı, füze kalkanı konusunda sorulara da şu yanıtı verdi: Biz füze savunma sisteminin bir NATO projesi olması gerektiğini öteden beri savunduk ve ısrar ettik. Çünkü, füze savunma sistemi salt bir ABD projesi olsaydı, bu konuda bir söz hakkımız olmazdı. Ancak şimdi bir NATO projesi olarak uygulamaya konacak ve projede biz de söz sahibi olacağız. Proje kapsamında füzeler Türkiye’ye yerleştirilmeyecek ancak bütün Türkiye savunma kalkanı içinde olacak... Buna rağmen, füze savunma sisteminin, ilk aşamada olmasa bile, sonraki aşamalarda Türkiye’ye de yerleştirilmesi planlanıyor. Atlasjet yolcularını perişan etti MİYASE İLKNUR İstanbul’a geçen hafta sonunda çöken sis deniz, kara ve havayolu ulaşımını felç ederken özel havayolu şirketlerinden bilet alan yolcular havalimanlarında perişan oldu. Özel havayolu şirketlerini tercih edenler içinde en mağduru ise Atlasjet yolcuları oldu. 6 Kasım Cumartesi akşamı sis nedeniyle İstanbul’da her iki havalimanının da ulaşıma kapanmasını yolcularına geç bildiren Atlasjet, şirket yöneticilerinin bilet bedelini ödeme dışında bir çözüm üretememesi nedeniyle yolcuları hem maddi kayba uğradı hem de saatlerce havalimanında bekledikten sonra konaklama arayışına girmek zorunda kaldı. Televizyon haberlerinden İstanbul’da havalimanlarının uçuşa kapatıldığını öğrenen Atlasjet yolcularının, “Diğer havayolları seferlerini iptal ederken siz nasıl uçmayı başaracaksınız” sorularına Atlasjet temsilcileri, “Gece yarısından sonraki hava raporunu bekliyoruz” diyerek yolcularını saatlerce oyaladı. Saat gece yarısını geçtikten sonra nihayet şirket yönetimi uçuşların iptal edildiğini ve yolculara bilet paralarının iade edileceği açıklandı. Ancak ucuz bilet alan ve ertesi gün üç misli fiyattan bilet alacak olmaları nedeniyle zarara uğrayacaklarını dile getiren yolcular, aynı biletlerle ertesi gün uçma taleplerine ise “Maalesef uçaklarımız dolu” yanıtını aldı. Ek sefer koyma talepleri de reddedilen yolcuların konaklama talepleriyle ilgili de “Sivil Havacılık Sözleşmesi’ne göre sorun bizden kaynaklanmıyor, o nedenle sizleri otele göndermek gibi sorumluluğumuz bulunmuyor” denildi. Sınırdaki 615 bin mayının temizlenmesine haziranda başlanacak NATO ile anlaşma imzalanıyor BARKIN ŞIK İzmir Ata’sını dinleyecek İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ölümünün 72. yıldönümünde, İzmir’de “Atatürk’e Saygı Yürüyüşü”yle anılacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği etkinlik yarın saat 13.00’te Alsancak Limanı’ndan başlayacak ve Cumhuriyet Meydanı’nda sona erecek. Katılımcılara binlerce kokart, bayrak ve üzerinde Atatürk resmi bulunan yelekler dağıtılacak. Yürüyüşte, Gazi’nin Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi’ne (APİKAM) bağışlanan son meclis konuşmasıyla, yurt gezilerini kapsayan 14 dakikalık görüntüsü de dev ekranda ilk kez İzmirlilerle paylaşılacak. Ses kayıtları, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden emekli öğretim üyesi Ünsal Altunbaş tarafından APİKAM’a bağışlandı. ANKARA TürkiyeSuriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için bu ay NATO İkmal ve Bakım Teşkilatı (NAMSA) ile anlaşma imzalanacak. NAMSA’nın Şubat 2011’de mayınların temizlenmesi için ihaye çıkması, Haziran 2011’de ise mayınların temizlenmeye başlanması planlanıyor. TürkiyeSuriye sınırı 2014 yılına kadar mayınlardan temizlenecek. Suriye sınırındaki 510 kilometre uzunluğunda, ortalama 350 metre derinliğindeki alan mayınlardan temizlenecek. 178 milyon 500 bin metrekarelik alanı NAMSA temizleyecek. Mayından temizlenen bölgenin sınır güvenliği ise Aselsan’dan tedarik edilecek radarlar ile sağlanacak. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) sahip olduğu mayın temizleme yeteneğinin, muharebe alanında askeri ihtiyaçlara cevap verecek şekilde temizleme veya geçit açmaya imkân verecek yeterlilikte olduğu için bu işi NAMSA yapacak. 615 bin mayın temizlenecek NATONAMSA, kendisine akredite olan taşeron firmalar aracılığıyla mayınları temizlettirdikten sonra yine kendisine akredite kuruluşlara temizlik işlemini denetlettiriyor. Uluslararası anlaşmalar uyarınca mayınların 2014 yılına kadar temizlenmesi gerekiyor. TürkiyeSuriye sınırında toplam 615 bin 449 adet mayın dün’de toplam 4.5 milyon mayını etkisiz hale getirdi. C MY B C MY B var. TSK’nin elindeki mayın haritaları, yağışlar, toprak kaymaları gibi doğal olaylar nedeniyle güncelliğini yitirmiş bulunuyor. Söz konusu durum mayınların temizlenmesi işini zorlaştırıyor. NAMSA, maNAMyın temizleme işini, saSA bugüdece idari masrafları ne dek Aralarak icra ediyor, ilnavutluk, Begili ülkeden herlarus, Moldohangi bir komisva, Sırbistan, yon ücreti alUkrayna, Azermıyor. baycan ve Ür
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle