25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUM HURİ YET 6 KASIM  2010 CUMARTESİ 8 Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale izmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara HABERLERIN  DEVAMI S S S S B B S B B B B B S  18 18 21 21 23 24 23 19 19 19 19 21 Eskişehir  Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri S  19 Van S S B B B B B B B S S 20  Kars 18 18 26 28 28 22 26 21 23 18 14 14 2 3 3 11 AmsterdamY 12 Brüksel Y 11 Y 12 Paris 9 Bonn Y Münih B 13 Berlin Y 10 BudapeştePB 14 Madrid PB 21 Viyana  Çok bulutlu Oslo PB PB Helsinki Stockholm PB Londra PB Belgrad Sofya Roma Atina PB PB B PB Zürih Y Moskova Y Aşkabat B Taşkent B Baku PB Bişkek B B Tiflis Kahire B B  Karlı 19 20 20 22 15 5 17 18 17 14 19 28 26 PB  16  Şam Y ağmurlu Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı çok bulutlu,  diğer  yerler  az bulutlu ve  açık  geçecek.  Marmara, Kuzey ve  iç  Ege, Göller  Y öresi,  iç Anadolu, Karadeniz'in  iç kesimleri  ile  Doğu  Anadolu'nun  kuzeyinde sabah  ve  gece  saatlerinde sis görülecek. iç Anadolu'nun  doğusu, Karadeniz'in iç kesimleri  ve  Doğu Anadolu'da buzlanma ve don olayı bekleniyor. Sulu kar *Ş»  Gök gürültülü TAR İ H TE  BU G U N   MÜMTAZARIKAN 6  Kasıın CAYKOySKİ 'MN  ÖLÜMÜ.. IBSS'TE BUGÜN,  BESTECΠ PETER  ÎLVÎÇ ÇAYKOVSKÎ (PTOTR ıLYTCH  TCH4ıKOV£KY)53  YAÇMOA ıCOLERADAN  ÖLPÜ.  BESTBCININ,  YAÇAM/ NDA  OLOU6U GISI,ÖLÜMÜNPEN  SONFSA DA  MÜ2I6I  ÜZEBJNDE ÇOt($ErSÖn£NECEICrİ . BA2I ÇEVRELER, YAPmARI} NINALMAM  Erjtf£/ NP£,8AyA6t I/ EOUYGUAÇ/ R/ LtiCLARI İ LE POLU OLDUGUNU SAI/ ÜAlACAtii/ IRtH'. SUW MRÇ/ A/ , ÇAYKOYSKİ , SONRAKİ  RUS BESTECİ l£J!İ NCE İ ZLENEC£K, ULUSAL Kİ MÜĞİ  DAHA BELİ RGİ MLEŞECEK. Tİ R. ÇOK DUYŞUSAL giZ YAPIYA SAHİ P OLAN SESTBCİ Nİ N SU YONÛ PE  OÜUN İ ÇFBNÜĞİ NEKAKIT 6ÖSTERİ LECEKTİ R.ÇAYKOYSKt'Nİ N, SENFONİ LERİ ,Pİ yAN0 YE KEMAN KOMÇERTOLAR/ , OPERALARININ  YAM SIRA n "KU6U£ÖLÛ",  "FMOtfOaiSAN*) "UYUYAN 6ÜZ£L Gİ 8İ   BŞSİ Z  BALB  YAPfTlARI PA  VAROIR., 0Açık Parçalı bulutlu S  Sisli >  Bulutlu GUNCEL I  Baştarafı 1.  Sayfada CÜNEYT  ARCAYÜREK Hızını alamayanlar  da var. İ çlerinden biri Kılıçdaroğlu'nun önceleri Gandi diye anıldığını ama Politbüro diye bilinen Önder Sav yönetimini yıktığı için şimdi Sovyetler'i dağıtan Gorbi diye  anılmaya hak kazandığını yazdı. Bu yorumlar, sıfat yakıştırmaları,  parti  içi savaşımdan  kazançlı çıkan Kılıçdaroğlu'na övgüler dönemine geçildiğinin kanıtı. Ne var ki soldan sağa sağdan sola dönenlerin el üstünde tutulduğu, her devrin yazarı olanların  hâlâ TV'lerde bilge adam tavrıyla AKP'ye muhalif olanlara ders verdiği bir ülke burası. Bugün Kılıçdaroğlu'nu övenlerin yarın eleştirmekte birinciliği kimseye kaptırmamak için üstün çaba göstereceklerini unutmamak gerek. * * * İ ki gazetemiz,  Hürriyet ile Milliyet; CHP il başkanlarına  Kılıçdaroğlu'nu  mu yoksa Önder Sav'ı mı desteklediğini sormuş. Zamanlamadoğru ama... iki gazetenin  açıkladığı sonuçlar birbirine ters! Hürriyet'in başlığı rakamsal gerçeklere aykırı. İ lk başlık;   "18  il başkanı tarafını belli etti"  ve altındaki başlık  ise,  "Örgüt  'Kılıçdaroğlu'  dedi"  diyor. 18 ilin başkanı desteğini açıklıyor  ve fakat: 63 il başkanı ya görüş açıklamam, gelişmeleri izliyorum ya da gelişmelerin sonucunu bekleyeceğim demiş. Desteklerim de desteklemem de dememiş. Lakin  18'i 63'ten büyük yapıveren  Hürriyet; açıkladığı  il başkanları  ifadelerine de ters düşerek... örgütün tamamının  Kılıçdaroğlu'nu desteklediği sonucuna varabiliyor. İ l başkanlarıyla  konuşan Milliyet ise CHP il başkanlarının  "kararsız"  olduğunu ilan ediyor. İ ki gazetede, iki ayrı sonuç. Hangisine  inanacağız? Solun  neden  iktidar olamadığı, nasıl olacağı, solun  birleşmesi, her eli kalem tutanın  solun  başına kimin geçeceğine dair adayları  yıllardır  bitmek bilmeyen  konuşma konularımızdandır. Y alnızca  sağ  partiler  değil, kimi solcular da,  özellikle CHP'yi, "e/ / f"lerin, "seç/ c/ nc/ "lerin, "statükocular"\ n  partisi olarak suçlar  yıllardır. İ lginç  bir biçimde iktidar olamadığı  halde sol partiler, sürekli  kendisini  solcu görenler tarafından d a eleştirilir. Aslında bu "elitler"   konusu tam anlaşılamıyor.  'E/ / f'ten kastedilen eğer  aileden zengin,  mutlu azınlıktan insanlarsa  M e nde re s  dışında pek  böyle  bir lider hatırlamıyorum. Kentli, iyi eğitimli, dil  bilen, Batı  kültürüne yakın,  pozitif  bilime  inanan insanlarsa  onların d a aslında  ç oğu yine  kendi kendini yetiştirmiş, HAY AL  ve  GERÇEK KÜRŞAT  BAŞAR Kim Bu Elitler? genellikle  köy kökenli,  pek öyle  büyük  imkânları  olmayan insanlar. Zaten  öyle  olmasalar okullarda  hoca, devlette memur  olmazlardı. Askerler  desek, bu ülkede hangi zengin, çocuğunu yatılı askeri  okula gönderir? Kaldı  ki Türkiye'de  nasıl  bir seçkin sınıfı var?  Örneğin Türkiye'nin  en zengin sanayicileri, en büyük şirketlerin  sahipleri çoğunlukla Anadolu  kökenli değil mi? Bilmem  kaç kuşak İ stanbullu,  Anadolu'yu bilmeyen,  tanımayan, ülkesinin örf ve âdetlerine tamamen  uzak,  halktan tümüyle  kopukyaşayan aydın,  politikacı, bürokrat, sanayici  kaç kişi  sayabiliriz? * * * Eğer  bazılarının,  belli bir mutlu azınlığa  yaslanarak politika yaptığı  söylenecekse bu  herhalde sol değil  daha çok  sağ  partiler için geçerli olabilir. Türkiye'de  iktidar olabilmek için  bu para sahibi  azınlıktan değil,  belli  kesimleri  kontrol altındatutabilen topluluklardan oy almak gerektiği  açık. Türkiye'de  büyük  para sahipleri  kendi  istediklerini iktidara getirmek için uğraşmak ve para  harcamak yerine  daha ç ok iktidara gelenlerle iyi geçinmeyi tercih eder. Bunların  hepsi  b iryana seçkinci, elit, entelektüel bir parti de keşke  olsaydı Türkiye'de. Sürekli  birbirine benzer  vasat  söylemler dinlemek yerine  belki farklı sesler  de duymuş olurduk. Bütün  bunlara rağmen, sizin  kendinizi tanımlamanızdan  çok, nasıl algılandığınız önemli. CHP'nin  Baykal'ın ardından  bir kriz  yaşaması, yeni  b iryönet im arayışına girmesi, yenilenmesi,  bunun yaratacağı  tartışmalar herhalde  beklenmeyen bir şey  değil. Ama  partinin  üstüne yapışmış bir algı var. Bu algıyı bu  yenileşme  çabası değiştirebilecek  mi, parti gerçekten de toplumun farklı kesimlerine  açılabilecek mi, sürekli  çağdaşlıktan, modernlikten söz etmekle birlikte değişen  dünyanın getirdikleriyle  kendisini dönüştürebilecek  mi ve özellikle  de gençlere yakınlaşabilecek  mi, asıl sorular  bunlar. kursatbasar6 3 @gmail. com GUNDEM I  Baştarafı 1.  Sayfada MUSTAFA  BALBAY yapılsa,  ilk üç sıra ne olur? Son  aylarda  hatta son yıllarda  Türkiye'nin içinde  bulunduğu siyasal, sosyal  iklim üniversitelere de aynen yansıyor.  Bu bağlamda ilk  üç büyük olasılıkla şöyle olur: 1   Türban  tartışması. 2  Rektör  atamaları. 3   Kampuslarda  meydana gelen  olaylar. Hani bir bilimsel çalışmanın  yankısı? Nerede Türkiye'de  yapılan  uluslararası  bir bilimsel sempozyumun  tartışmaları? Bu tür başarılar  varsa  bile, yukarıda sıraladığımız ilk üçün gölgesinde  kalıyor. Anadolu  insanı  1940'larda  Ankara'dan öncelikle karakol ve lise  isterdi.  Öncelik güvenlik ve temel eğitimin bir üstüydü. 1970'lerde fabrika istiyordu. 2000'lerde üniversite ya da ilçelere fakülte istiyor. Özünde  olumlu. Ancak  bu istem, üniversitelerin  bir eğitim kurumu  olmasından çok  kenti ayağa  kaldıran  bir sektör ve siyasi iktidarın  hedefinde olan  bir kadrolaşma yeri olma özelliğini öne çıkardı. • •• Vatani görevini tamamlayıp askerde kalmak isteyenler  görevlendirilecek • •• Partideki gelişmeleri illerinde olanağı ölçüsünde izleyerek yorumlayan il başkanları, gerçek eğilimlerini başkentte birebir yaptıkları görüşmelerden sonra açıklayabilirler. Üstelik il başkanları; Önder Sav'ın "Benim için artık genel sekreterlik sayfası kendi gönlümde kapanmıştır,  direnmeyeceğim" dedikten... AKP yandaşları dışındaki  medya Kılıçdaroğlu'nun partiye tek  başınaegemen  olduğunu yazdıktan... dünlere kadar Kılıçdaroğlu Sav  çatışmasında suskun olan 80 CHP  milletvekilinin huzura gelen  açıklamalarını dinleyip genel başkana destek verdiğini gördükten sonra... ...yeni CHP'yi yeni bir kadro  ileyaratmayaazimli, medyanın artık lider olduğunu ilan ettiği Kılıçdaroğlu'na desteği neden esirgesinler? Dün dündür bugün bugün. Dün Sav'dı bugün Kılıçdaroğlu! Liderimiz  Kılıçdaroğlu... önderimiz örgütten sorumlu Gürsel Tekin!... Amaç, tek amaç: CHP'yi iktidar yapmak! 'Sözleşmeli er'  geliyor ANKARA  (Cumhuriyet  Bürosu)   Milli  Savunma  Bakanı Vecdi Gönül,  vatani  görevini  tamamladıktan  sonra askerde  kalmak isteyen  yurttaşlarm  sözleşmeli  er statüsünde  istihdam edileceğini  açıkladı. Yasal düzenlemenin en kısa sürede  TBM M 'ye sevk edileceğini  belirten G önül, "M odel başarılı olursa, profesyonel askerlik için önemli  bir adım olacak" dedi. TBM M Plan ve  Bütçe Komisyonu'nda, Milli  Savunma  Bakanlığı'nm  bütçesi  görüşüldü. G önül, Suriye  smınndaki  maymlarm temizliği  konusunda N ATO  Bakım ve  İ kmal M erkezi (N AM SA) ile yürütülen  görüşmelerde  sözleşmenin  imzalanması  aşamasma  geldiklerini açıkladı.  G önül'ün verdiği  bilgilere göre; temizleme  faaliyetine M ayıs H aziran 2011 'de  başlanacak. H ududun ilk  etapta CizreÇobanbey hattmdaki 527  kilometrelik bölümü, ikinci etapta 384  kilometrelik  Çobanbey D enizgören bölümü temizlenecek. • •• Kılıçdaroğlu partiye artık tek başına egemen. Seçimlerdeki başarının veya başarısızlığın sorumluluğu Kılıçdaroğlu  ile yeni yönetimin omuzlarında. Laikliğe takılıp kalmakyerine sosyal devletin gereklerini gerçekleştireceğini açıklayan Kılıçdaroğlu'nun özellikle laiklik, Kürt sorunu, ekonomi ve eğitim konularında partisinin söylemlerini açıklayacağı ve... ...   "partisinin alışılmış genel siyasetini değiştireceği işaretleri verdiğinden"  söz ediliyor. Sözü edilen ve önceki günkü Hürriyet'te yer alan habere göre... "Laiklik tehlikede diyemem"  dediği için karşılaştığı tepkileri sindiremeyen CHP Genel Başkanı'nın;   "ilerleyen günlerde yeni bir adım atması bekleniyor." Bu adım nedir haberde yok ama laiklik üzerine olması olası. Laiklik  konusuna değineceğini bildiren cümleyi şu cümle izliyor:  "Dini cemaatlerin siyaset dışında kalmaları koşuluyla sivil toplum kuruluşu olarak nitelenmesini öngören bir rapor masasında duruyor." Bu ve benzeri haberler gerçeklik kazanırsa: Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı gibi yeni CHP sözünden yeni yönetimi değil...  kafasındaki yeni CHP'yi özetlediğini  anlayacağız! Durum  böyle olunca üniversitelere  ilişkin haber sıralaması  ne yazık ki görüşteki gibi oldu. Bunda temel sorumluluk siyasi  iktidarların. AKP  önceki dönemlerde de gündemde olan yanlış bakışı aldı,   "demokratikleşiyoruz" rumuzuyla  çok daha  kötü hale  getirdi. Belleklerinizi  biraz zorlayın 2003 2005 arasındaki  üniversitelere  ilişkin  tartışmaları düşünün; hükümetin ana gündemi YÖK'tü. Neymiş? Y ÖK  çok antidemokratik bir kurulmuş... Üniversite  sayısının 20 kadar olduğu dönemde kurulmuş olan Y ÖK,  üç haneli sayılara çıkan üniversitelerin tepesinde olamazmış... Her şeyin Ankara'dan  yönetildiği dönem bitmeliymiş... Özünde  bütün bunlar doğru saptamalar. Ne var  ki AKP'nin  buna çözüm olarak getirdikleri, gelen gideni aratırtüründen... YÖK'te  Prof.   Erdoğan Teziç  ve onunla hareket edenlerin görev süresi  doldu.  Prof. Yusuf Ziya Özcan ve AKP döneminde ÖK atananlar  göreve  başladı; hükümetin  Y yakınması  bitti. Üniversiteler  daha demokratik olduğu için mi? Hayır, Y ÖK  tümüyle ele geçirildiği için... Son  aylarda sınav sistemine  ilişkin kurumlarda yeni görev alanlardan  sektör atamalarına  kadar  hemen her makamdaki  yeni bir  kişi  için yapılan  haberin  başlığı  genellikle şu oluyor: "Türban yasağı kalksın bildirisine  evet demişti!" • •• Türban, yine yeniden  gündemde. Ekim ayı boyunca AKP'nin CHP ile girdiği polemikten şu iki gerçeğin bir kez daha açığa  çıktığını görüyoruz: 1   AKP türban sorununu çözmek  değil, kullanmak  istiyor. 2  En çok tartışılan  yer olarak  üniversitelerde çözüm olasılığı doğunca da, daha  çözümün "ç"si  konuşulurken sonrasındayaratılacak  ve kullanılacak  sorun filizlendiriliyor. Günlük  tartışmalar  bir yana... Üniversiteler  hiçbir dogmatik ortamın olmaması  gereken yerlerdir. Avrupa  İ nsan Hakları  Mahkemesi  (Aİ HM) bu  gerçekten hareket ederek türbanın  dogmatik bir ortam yaratacağı  kararına  varmıştır. Ben de eli kalem tutan bir kişi olarak üniversitelerde her şeyin  açıkça, özgürce konuşulması, tartışılması,  herkesin  istediği gibi giyinmesinden  yanayım... Ancak... Aydınlanmafelsefesinin  özü şu sözle oluşmuştur: Timeo  hominis  Unis  libri. Türkçesi  şöyle: Tek  kitaplı  insandan sakınınız! Üniversite  kavramının gelişim ruhunda d a bu söz  yatmaktadır. Üniversitelerin  temel sorunu özgürleşme... O olabilse türban ayrıntı  kalır. AKP  iktidarında oluşan  iklim ne yazık ki, özgürlükleri değil yukarıdaki  sözü  akla getiriyor. ankcum@cumhuriyet.com.tr Diyarbakır 'da 'diV  protestosu AralarındaBDP'limilletvekilleri  ile  belediye başkanlarının da  olduğu  bir  grup,  KCK/ TM" ile ilgili duruşmada, Kürtçe için "Bilinmeyen bir  dil"  tanımlamasını protesto etti.  BDP Milletvekili Özdal Üçer  "Dilimizi tanımayan mahkemeler talimatlarını Başbakan Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah  Gül  ve  cemaatlerden almaktadır" dedi. Daha sonra dağılan grubun bir  kısmı yeniden toplanarak yollara barikat  kurup  lastik yaktı. Polislere de molotofkokteyli ile  saldıran gruptan bazıları gözaltına alındı. Mecburi askerlik uygulaması kalkmayacak Milli  Savunma Bakanlığı'nın  16 milyar  975 milyon TL'lik  2011  yıh bütçe teklifi  Plan ve  Bütçe Komisyonu'nda kabul edildi. G önül, bütçe görüşmeleri  sırasında "sözleşmeli er"  çahşmaları yapıldığını  açıkladı. U zman çavuşluk  uygulamasının  dışında yeni bir askerlik  sistemi üzerinde çalıştıklarını belirten G önül, mecburi askerlik  uygulamasının  ise  kalkmayacağını  söyledi.  G önül'ün anlattığı  sisteme göre, mecburi askerlik hizmetini yerine getiren yurttaşlar, bu sürenin sonunda istemeleri halinde TSK'de  sözleşmeli er olarak  kalabilecek. 'Hesabını soracağım' KCK TM davasmm  12. duruşması olaylı geçti. BD P'li Ü çer verilen arada bariyer nedeniyle polislerle tartıştı Dİ YARBAKIR (Cumhuriyet  Bürosu)    Terör  örgütü PKK'nin kent yapılanması  KCK TM  davasında, avukatlar mahkemenin Kürtçe savunmaya ilişkin gerekçeli kararına itiraz için süre istedi. Duruşma, pazartesi gününe ertelendi. Adliye önünde polislerle  tartışan BDP Van Milletvekili  Özdal Ü çer, polise  "Senin  kafanı  patlatırım. Adını ver  bana, hesabını  soracağım" diye  bağırdı. 104'ü  tutuklu,  toplam  152 sanıklı  davanın  12. oturumuna dün  Diyarbakır  6.  Ağır  Ceza Mahkemesi'ne tahsis edilen özel salonda devam edildi. Duruşmayı, dört BDP milletvekilli de izledi.  Sanıklar mahkeme heyetinin sorularına yine Kürtçe yanıt verdi. D aha sonra söz  alan  sanık  avukatlarından D iyarbakır  Barosu  Başkanı Mehmet Emin Aktar,  Kürtçe savunmaya  ilişkin  ayrıntılı  gerekçeli karann dün sabah ellerine BAŞBUĞ'A MADALYA  VERİ LMEMESİ Bukun  Çiçek'ten kaçamuk yunıt ERDEM  GUL ANKARA   Yüksek Askeri Şura (YAŞ)  toplantısının hükümetle askerler  arasında gerilime dönüşmesinin ardından hükümetin emekli olan G enelkurmay Başkanı  Orgeneral İ lker Başbuğ'a Devlet Şeref Madalyası vermemesi  konusunda, Başbakan Yardımcısı  Cemil Çiçek kaçamak yanıtlar verdi. Başbakan  Tayyip Erdoğan bu konudaki  sorular üzerine kesin bir yanıt vermeyip,  "daha sonra  da verilebileceğini, ancak henüz bu  konuda bir  karar  olmadığını" belirtmişti. Daha sonraki günlerde de Başbuğ'a  madalya yerilmemişti.  CHP Mersin Milletvekili  Ali  Rıza Öztürk,  soru önergesiyle  konuyu Meclis gündemine taşımıştı.  Öztürk'ün önergesini  Erdoğan yerine  Çiçek yanıtladı. Çiçek'in soruları cevaplamak  yerine yerine Devlet  Şeref Madalyası mevzuatını anlattığı yanıtı şöyle:  "Bu madalya Bakanlar Kurulu'nun teklifi ve  Cumhurbaşkanı'nın tevcihi ile verilir. Bahsedilen husus da  bu  kapsamda değerlendirilmelidir." 'Bağırırım, kafanı da patlatırım' Duruşmaya verilen ara sırasında duruşma salonuna izleyicilerin alındığı kapıdan dışarı çıkan BDP Milletvekili Üçer, polis  bariyerlerini görünce,  "Nereden çıkacağım dışarı? " dedi. Polislerin sessizce birbirlerine bakmaları sonucu sinirlenen Üçer,   "Bariyerleri açın dışarı çıkacağıın"  diye bağırdı. Polisin bariyerleri açmaması  üzerine Üçer,   "Ben milletvekiliyim böyle davranamazsınız" diyerek yeniden polise bağırdı. Bir polisin "Böyle bağıramazsınız" demesi üzerine daha da sinirlenen Üçer,   "Saygı göstereceksiniz, göstermezseniz bağırırım, kafanı da patlatırım " diye bağırmaya devam etti. Yaş  sınırı olacak Sözleşme  süresinin  sonunda TSK'deki  görevlerine  son  verilecek  erbaşlara  ikramiyelerinin  verilmesmin  ardından  ilişiklerinin kesileceğini  belirten  G önül,  yaş smırı uygulaması  bulunacağmı da  kaydetti. Başbakan   Tayyip Erdoğan'm talimatı doğrultusunda G enelkurmay Başkanhğı  ve  Milli  Savunma  Bakanlığı'nın  konu üzerinde çalıştığım  ifade  eden G önül,   "Kısa zamanda Bakanlar Kurulu'na sevk etmeye çalışacağız" diye konuştu. G önül, sınır  birliklerinin profesyonelleşmesi  ile ilgili çalışmayı  ise  İ çişleri  Bakanlığı'nın yürüttüğünü belirtti. Uzanlar'a beraat ANKARA  ( Cumhuriyet Bürosu)   İ mar Ban kası'n m  bankacılık  izninin  kaldın lm ası  öncesinde  "U zan lar'a bilgi vererek  görevi  kötüye  kullanm akla"  suçlanan  eski BD D K ve  TM SF Ü yesi  Prof. D r. Kemal Çevik  ile  "bu  suça  iştirak  etm ekle"  suçlanan  Kemal U zan, H akan U zan ve  eski  Rumeli  H olding G enel Koordinatörü Enis Z aimoğlu  beraat  etti. Ankara  7. Asliye Ceza M ahkem esi'n deki  karar  duruşmasmda  savcı  M ehm et Ali  Ethemoğlu 4  sanığm, haklarmda  açılan kam u  davasında  daha  önce beraat  ettiklerine  dikkati  çekerek yeterli  delil  bulunmadığmı  belirtti.  M ahkem e  sanıkların  beraatine karar  verdi. L geçtiğini  belirterek,  karara itirazda bulunmak için süre istedi. Avukat   Sezgin Tanırıkulu  ise "Mahkeme  Hatip   Dicle'nin, Fırat Anlı'nın,  Selmalrmak'ın ve  diğer sanıkların hangi gerekçe ile kaçacağını kararına yazmak zorundadır" dedi. Mahkeme tahliye taleplerini reddedip,  Kürtçe  savunmaya ilişkin  itirazlar için süre  verilmesini  kararlaştırdı. m u C  M  B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle