25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİ YET 6  KASIM  2010 CUMARTESİ 16 Bilgilerin üîi içyüzîi Gazeteci Derya Kırıcı'nın  kaleme aldığı "Deniz Feneri (e.v) Dosyası   Fenerekon" adlı  kitaptan... Alman polisinin fezlekesinden bir bölüm: "Bağış paraları için reklam yaparken Türk kökenli bağış sahiplerinin, ihtiyaç sahipleri ve felaket mağdurları ile kültürel ve dinsel olgularla kendi amaçları için merhametlerini kullanmışlardır. Burada derneğin daha başında dolandıncılık amaçlı kurulmuş olması büyük bir olasılıktır. Türkiye'ye nakit olarak nakledilen yuvarlak  16 milyon Avro,  iddia edildiği gibi Türk partilerini yahut iktidardaki AKP'yi finanse etmek için kullanıldığı, gerçi şimdiye kadar eksik soruşturma imkânları nedeni ile kanıtlanamamış, ancak açıklanan bilgilerin içyüzünden, politik ilişkilerden ve etkilerden böyle olduğu düşünülebilir." Biliyorsunuz,  Deniz Feneri  dosyası savcılıkta,  sumenin altında. ilgili savcı  da AKP'nin  anayasa değişikliği sonrası Hâkimler ve Savcılar Y üksek  Kurulu'na seçildi. Deneyim ansu@cumhuriyet.com.tr GÖRÜŞ P rof.  D r . MU STAFA  AYSAN Vatan satışı Vatan satılmıyor  mu? Toprak  satışı yasasını  çıkaran kim?  Ormanları  parsellemeye kalkan  kim?  KütahyaŞeker Fabrikası'nı  partidaşına  veren kim?  İ ETT garajı  arazisini  Dubai şeyhine  pazarlayan  kim?  Ulusal telefon  şirketini  yandaşına hülleyle  devreden  kim? İ ktidardakilerle aynı  kamptan şair  Abdurrahim  Karakoç'un dediği  gibi: "Seni  çok  sevenler(!)  çok örseledi I Oy güzel  vatanım,  oy Anadolu..  I Açların  çalıştı, tokların  yedi I Oy  güzel  vatanım, oy  Anadolu.. Üzerinden  hak,  adalet  silindi I Hayâ  zırhı delik  delik  delindi I Bu  zelil duruma  nasıl gelindi?..  I Oy  güzel vatanım,  oy  Anadolu.." KOLTUK HARIÇ HERŞEY SATIUK Bilelim İ ktidarsözcülerineve de  generallere  bakarsan,  terörle  mücadele aralıksız ve de ödünsüz sürüyor. İ mralı'dan çıkan avukata  bakarsan  durum başka:  Diyalog  süreci bitmiş, müzakereye geçilmiş. Tesettür,  CHP'deki kargaşa  filan  derken neyi müzakere ediyorlar? Özerkliği  mi,  federasyonu mu, yoksa yeni devletin sınırlarını mı? Kimseyi aldatmasınlar artık, açıklasınlar  da bilelim. Özde sözde Vatanın anası  Anadolu  satılmıyor mu? "Satılmıyor"   diyen  çıksın... Gericiliğin devlet belgelerinden çıkarılmasına  imza  atanlar  Çankaya  Köşkü'ndeki  tesettüre  katlanamadıklarını göstermişler. Y akın  geçmişte büyük  büyük  söylenmiş bir  laf vardı: "Atatürkçülüğe, laikliğe  ve  Cumhuriyetin temel  ilkelerine  sözde değil özde bağlılık." Sözdeyi  de,  özdeyi de  yaşayarak  öğreniyoruz. CHP  kulislerinde  konuşulanlardan: Kemal  Kılıçdaroğlu, CHP  Parti Meclisi üyesi Enver Aysever'in görüşlerine özel önem veriyormuş. Aysever,  Kemal  Kılıçdaroğlu'na "halkindinde önemlibir desteğe sahipsiniz, partide de tam yetkili olun"  diyesiymiş. Kimileri, partideki son itiş kakışı biraz da buna benzer yönlendirmelere  bağlıyorlar... Aysever'in  özgeçmişine baktık. 1971  doğumlu. Toplumbilim  okumuş.  Tiyatroculukyapmış, çocukoyunları yazmış.  Televizyonculuğa  edebiyat programları ile başlamış, siyaset programları iledevam ediyor. Çok belli. Bol konuşmayı seviyor. Siyasi  deneyimine gelince...  Kemal  Kılıçdaroğlu, kendisini geçen mayıs ayında  CHP  Parti  Meclisi listesine alıncaya  dek hiçbir siyasi geçmişi yok. Cumhuriyetimiz Cumhuriyetimizin  temel ilkelerine aykırı bugünkü uygulamalardan  etkilenen gazetemiz  yazarlarının çoğu, 87'nci yıldönümünde  bile, içinde yaşadığımız laiklik karşıtı ortamı haklı nedenlerle kınadılar;  gelecek için bazı kötümser değerlendirmeler yaptılar.  Devletimizin  temel ilkelerini sarsan  bu uygulamalar, birçok insanımızda  bu konuda gelişmekte olan  kaygıları arttırmıştır. Oysa,  laiklik karşıtı  uygulamaları, üzüntü ve biraz da şaşkınlıkla  izlesek  de, gelecek için daha iyimser olma nedenlerimiz de vardır. Birçok yurttaşımız  gibi ben de, Cumhuriyetimizin, bu  halkoylamasından  da güçlenerek çıkmış olduğuna inanıyorum. Halkımızı  tanıdığını zanneden  bazı Batılı  uzmanların  (!), halkoylamasından  "Atatürk'ün yenik çıktığı" konusundaki değerlendirmelerini, geçmiş yenilgilerin ezikliğinden  kaynaklanan  önyargılar olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde yaygınlaşmakta  olan Cumhuriyetimizin  geleceği konusundaki kaygıların, hükümetin tüm  olanaklarıyla desteklediği ve geçerli oyların yüzde 58'i oranında destek sağladığı  "evet"  sonucundan önemli oranda etkilendiğini sanıyorum.  Halkoylamasının laiklik karşıtı eylemler  için halktan  izin  almak hedefiyle yapıldığı  konusundaki  kaygıları, oylamadan  hemen sonra Anayasa  Mahkemesi Başkanı'nın,  anayasanın  dokunulmaz  maddelerine de  dokunulabileceği konusundaki açıklaması  da arttırmış  olmalıdır. Bununla birlikte, devlet görevlilerinin tüm olanaklarıyla  destekledikleri "evef'lere  karşı  verilen yüzde 42 oranındaki  "hayır"  oyları, küçümsenmemelidir. Halkoylaması  sonrasında yapılan  anketlerden birinde,  "hayır"  oyu verenlerin, önemli oranlarda, bugünkü laiklik  karşıtı uygulamaları  oylarının  gerekçesi olarak göstermiş olmaları, Cumhuriyetimizin  oldukçagüçlü ve dayanıklı  olduğunun en önemli  kanıtlarıdır. Halkoylamasındaki  "evet"  oranının  yüksek çıkmasında,  1946'dan sonraki 60 yıl  boyunca, tüm siyasal  partilerin enflasyonu  bir olağan  yaşam biçimi haline getirmelerinin de büyük payı olduğu kabul edilmelidir. Bu uzun enflasyon dönemleri boyunca, dinin siyasal  bir araç olarak  kullanılması konusunda, siyasal  partilerimiz arasında  büyük farklar bulunmamaktadır.  Köy  Enstitülerinin işlevsizleştirilmeleri  ve din esaslı demekleşmelerin kurulmasına  1930'larda konulan  yasağın kaldırılması  olayları, 1950'den önceye rastlamaktadır.  Enflasyonun  temel kaynağı  olan devletin karşılıksız "para basması"  olayı, 1938 Eylül'ünde Atatürk'ün  ilk komaya girmesi ile başlamıştır. Bu 60 yılın büyük  kısmındaki  uygulamalardan iktidarlarda bulunan siyasal  partiler kadar, muhalefette bulunmuş olanlar da sorumludurlar; yapılan  büyük demokrasi, siyaset ve sosyal  yaşam yanlışlarına  rağmen son kamu oylamasında  elde edilen "hayır"  oylarının  büyük değeri vardır.  Bu altmış yılın 35'ini, yıllık yüzde  15'in ve  zaman zaman  yüzde  100'ü aşan enflasyonlar  içinde yaşadıktan  sonra, küçük çıkarlar ve göreli fiyat istikrarı içinde iktidardan yana oy  kullanılmasında garipsenecek ve Cumhuriyetimizin  geleceği için kaygılanacak  sonuçlar  çıkarılmamalıdır. Düşünülmelidir  ki, ekonomi  alanındayokluklar içinde mucizeli sonuçlar elde etmiş ve  dünyaya örnek olmuş bir ekonomik sistemi (özel şirketlerle işbirliği  içinde çalışan, kamu iktisadi teşebbüsleri kullanılarak  uygulanan, planlı  karma ekonomi düzeni), bugün savunanların  sayısı çok  azalmıştır. Bu 60 yılda sürekli olarak  laiklik karşıtı yoğun propaganda dışında, şu büyük yanlışlar  da yapılmıştır:  Bunların  en önemlisi, halkın  yüzde yüzünün  hiç olmazsa  lise mezunu  yapılamamış olması, ikincisi de, kurumsal ve  saydam işletmeciliği zorunlu  hale getirmeden, bilimsel olmayan yollardan çok değerli ve büyük emeklerle kurulan işletmelerimizin özelleştirilmesi. Ben bu kadar dayanıklı  bir Cumhuriyet  rejimine sahip bir ülkenin yurttaşı olmaktan büyük gurur ve  kıvanç duyuyor, gelecek 60 yılda ülkemizin, her açıdan daha iyi yerlerde olacağına  inanıyorum; geçmiş bayramınız  kutlu olsun. maaysan@superonline. com CHP,  yeni  bir yüzle yenilenmişti. Aradan  birkaç ay geçti geçmedi,  CHP bırakın  kendini tüm topluma anlatmayı, kendi tabanına  bile kabul ettiremeyeceği konulara daldı. Tesettürü çözebileceğini ileri sürdü. Oysa,  kadının  erkekten  sakınması CHP'nin  sorunu değildi. CHP,  eşit yurttaşlığı topluma kabul ettirmiş bir partiydi ve yoluna onun  üzerinden yürümeliydi. Ana  muhalefet partisi olarak asli görevi, yarattığı devrimi savunmaktı.  İ ktidara gelme, cahilleştirilmiş bir kesimin  inançlarına şirin görünme uğruna devrimden ödün veremezdi. Ama, ödünü verdi ve gördük, Yeni CHP çatlağı tesettür ilkokula kadar  indi! Tıpkı,   İ smet  Paşa'nın,  DP'nin  önünü kesme amacıyla  1940'ların  ikinci yarısında  imam hatiplerin önünü açması  gibi... CHP'de  yaşananlar  dışarıdan  Kemal Kılıçdaroğlu Önder Sav  kavgası gibi görünüyor. Bu, sadece  birgörüntü. Çatlak, daha derinde. Görüş ayrılığı boyutunda... Aslında  Kılıçdaroğlu'nun  "yeni CHP" söylemiyle  partideki son dönüşümü, Bülent Ecevit'in,  1973'te kendisini liderliğe taşıyan  dönemin genel sekreteri  Kamil  Kırıkoğlu'nu dışlayarak  "Artık ben varım"  demesine çok  benziyor. Hiç  kuşkusuz,  CHP,  Ecevit  ile önemli bir  sıçrama yaşadı.  Hatta iktidara geldi. Ama  hiç unutmamak gerekir ki, 1974'te Necmettin Erbakan'ın MSP'si  ile koalisyon  kuran  Ecevit,  imam hatip mezunlarının  üniversitelere giriş  hakkını pekiştirirken yeni  imam hatip okulları açılmasına  da olanak sağlamıştı. Aynı Ecevit,  1980 sonrasında  bu kez  DSP  ile iktidara gelirken "inançlara saygılı laiklik"  söylemiyle de "hoca efendi" olarak anılan  bir cemaatçi emekli vaize dedestek vermişti. Dolayısıyla,  CHP'yi yenileştirme ve  iktidara taşıma iddiasıyla  liderliğe gelen Ecevit,  1923 devriminden gıdım  gıdım ödünler vererekTürkiye'nin  bugünlere varmasında  pay sahibi olanlardan biridir. Bir ayrımı  da unutmamak gerekiyor: Geleneksel  CHPtavrını simgeleyen Kamil  Kırıkoğlu'nu  dışlayıp   "tartışmasız liderbenim"   derken Ecevit, geri planında partinin uzunca süre genel sekreterliğini yapmış  bir siyasetçinin birikimini taşıyordu! Alkole Zamlar Içmeden  Çarpıyor!.. SADIK ÇELİ K Maliye  Bakanlığı, 29  Ekim 2010  tarihinden itibaren geçerli olmak üzere  alkollü içeceklerden alınan  maktu özel tüketim vergisi  (ÖTV) tutarını yüzde  25.1  ileyüzde 30  oranında arttırdı.  Maliye Bakanı  M ehmet Şimşek, alkollü  içeceklerdeki  OTV artışının fiyatlara yansımasının yüzde4  ileyüzde  12.5 arasında gerçekleşeceğini açıkladı.  Bu veriler,  rakıdaki zam  oranının  geçen yılla kıyaslandığında  3  katına çıktığını  gösteriyor. Halbuki 2009 yılının Aralık  ayında yapılan  zam  oranı yüzde  10 dolaylarındaydı.  Bunun üzerinden  henüz  bir sene bile geçmemişken gelen son zamlar,  alkollü  içecek ve turizm sektörünün büyük tepkisine neden olmaktadır. Türkiye Şarap  Üreticileri Derneği  Başkanı  Coşkun Güner,  şarabın  da payını  aldığı ÖTV  zammına  ilişkin olarak zaten  borç içinde çalışan şarap üreticilerinin morallerinin iyice bozulduğunu söyledi. Güner  şöyle konuştu: "Söyleyecek kelime bulamıyorum.  Türkiye'de vergi alınacak başka sektör yokmuş gibi akaryakıt ve alkoldeki vergilerde sürekli artış oluyor. Bu yıl 4 şarap üreticisi vefat etti. Bu arkadaşlarımız; vergi, satışlar,  borçlar derken sıkıntıdan öldü. Bu sektördeki herkes stres altında. Her vergi artışı ağır bir yük getiriyor, tüketiciye  yansıtamıyoruz, tahsilat da yapamıyoruz.  Zaten şarap üreticisi borç içinde çalışıyor." Konuyla  ilgili bir başka açıklama  da Akdeniz  Turistik Otelciler ve  İ şletmeciler Birliği (AKTOB) Y önetim  Kurulu  üyesi Osman Ayık'tan  geldi. Ayık şunları söyleyerek  konunun ticari boyutuna dikkat çekti: "Bizim açımızdan iki türlü risk var. Maliyetlerin bu kadar artıyor olması rekabet şansımızı öldürüyor. Rakamlar TL bazında artıyor. Ama  bizim gelirlerimiz döviz bazında. Bir yandan  dünyayla rekabet ettiğimiz  için döviz  bazında gelirlerimizi arttıramıyoruz. işletmecilerin  her geçen gün kârlılığı azalacak.  Sürekli ve düzenli bir büyüme sağlanamayacak. Ayrıca daha da önemlisi kaçakçılığı daha fazla körükleyecek." 29Ekim2010'dan  itibaren alkollü  içkilerden alınan ÖTV'ye gelen zammın, 2011 bütçesine  1  milyarTL dolayında  katkı  sağlaması beklenirken 2010  yılında toplam 54.6 milyar TL  ÖTV geliri tahsilatı  yapılacağı tahmin ediliyor. ÖTV'nin toplam vergi gelirleri içindeki payı  ise yüzde  23 dolaylarında. ÖTV  gelirinin en büyük bölümü petrol ve petrol ürünlerinden elde edilmektedir ki bu rakamın  2010 yılı için 30.6 milyar civarında  olması öngörülüyor. Önem  sırasına göre petrolden sonra gelen tütün ve tütün mamullerinin ÖTV'si ise  16.4 milyar  TL. Buna  karşın  alkollü içeceklerden elde edilen vergi geliri 2.1  milyarTL.  DiğerÖTV gelirleri  ise motorlu taşıtlardan gelen 3.7 milyar TL,  dayanıklı tüketim mallarından  gelen  1.3 milyar TL,  alkolsüz  ve  kolalı içeceklerden gelen 212  milyon TL'den  ibarettir. Anlaşılacağı  üzere toplam vergi gelirleri içinde alkollü içeceklerden gelen ÖTV'nin payı sadece yüzde  0.9  iken tütün ve tütün mamullerinden gelen verginin  payı yüzde  6.9 oranındadır.  Bu veriler, alkollü içeceklerin ÖTV'sine  yapılan zammın  salt bütçeye gelir aramadan  kaynaklanmadığını ortaya  koymaktadır. O  halde hükümet, alkollü içeceklerde uygulanan ÖTV'ye neden bu kadar yüksek bir oranda zam yapma gereği üzde 30'luk duymaktadır?.. Y bu  rekor artışla  ilgili  Maliye Bakanı  M ehmet Şimşek'ten ilginç bir açıklama  geldi. Şimşek,   "Bizim için gelir değil, vatandaşın sağlığı önemli" şeklinde konuştu.  "Vergiler sadece bütçeye gelir sağlamak amacıyla arttınlmaz."   Kimi zaman  "Hayatın Tanzimi"  için de  vergi  oranlarıyla oynanabilir!..  Burada önemli olan nokta siyasi  iradenin niyeti ve  izlediği  politikalardır. Teoriler, söz  konusu niyet ve politikalar üzerinden  hayata geçirilir. Bu datoplum mühendisliğidir. Bu anlayış  vetutum doğrultusunda hükümetin alkol fiyatlarını  sağlığa  zararlı gerekçesiyle yükselttiğini kabul edelim. Bakan  Şimşek'in açıklamasından  yola çıkarak söz  konusu anlayışın sadece ve bilhassa  insanların sağlığıyla  ilgili duyulan endişeden  kaynaklandığını düşünelim. Ancak  bu noktada gözden kaçırılmaması  gereken acı gerçekler olduğunu da unutmamalıyız.  Alkollü içeceklerin vergisinin aşırı yükseltilmesinin, dün olduğu gibi bugün de merdiven altı olarak tabir edilen  kayıt dışı üretimle sahteciliğe yol  açtığı bilinmektedir. Bu affedilmez sahteciliğin sonucunun  ise bozulan  sağlıklar  ve ölümler şeklinde ortaya  çıktığını geçmişte acı bir biçimde tecrübe ettik. Korkumuz, olumsuzlukların tekrarlanmasıdır! Hoş geldin Bekir  Ağabey. "Pencere "den "Onuncu  Köy"ü görme fırsatı verdiğin için teşekkürler... H AYVAN LAR   ISMAIL  GÜLGEÇ Kİ M  Kİ M E  DUM  DUMA  BEHIÇAK behicak@yahoo. com. tr Çİ ZGİ Lİ K  KÂMİ L MASARACI kamilmasaraci&gmail. com B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAGA: 1 2  3  4  5  6 7 1/   Ç ekirdekli olarak  güneşte 1 kurutulmuş  ka  2 yısı.  2/   Parlak „ ve  yarı  saydam bir  sü s taşı...  4 "S akağı"dade 5 n ilen  ölüm cül  R bir  hayvan  has   " talığı.  3/   Kara  7 göz  oyun un da  g kullanılan  kamış düdük...  B i r " gösterm e  sıfatı. Oyunda cezalı  çocuk... Şenliklerde  caddelere kurulan  süslü  kemer. 5/  Sahip... Keman  yayı.  6/  Afrika'da  bir ülke... İ laç, deva. II  D oğu  Afrika'da  yaşayan göçebe  bir  halk. 8/ Renk renk parlak  tüyleri olan, iri gövdeli bir papağan...  Otsu  bitkilerle kaplı  olan ve  zamanla önce makiliğe sonra da ormana  dönüşen  ekolojik  alanlara  verilen  ad.  9/   Karadeniz Ereğlisi'nde  ketenle dokunan bir bez... Japon lirik  dramı. YUKARIDAN  AŞ AĞIYA: 1/  İ pe dizilmiş  ceviz ya  da bademi, nişastayla  kaynatılmış  üzüm  suyuna  batırarak  yapılan  tatlı  sucuk.  2/ Yapma,  etme... G ece yapılan  sinemaya  datiyatro  gösterisi.  3/  İ zm ir'in bir ilçesi... Başlıca, temel  niteliğinde olan. 4/  Japonlara özgü çiçek düzenleme  sanatı. 5/ Arpa  ile  buğday  karışımı.  6/  Kumtaşı...  Büyümemiş karpuz.  II  Evropiyum  elementinin simgesi... Bir  cetvel  türü...  Rütbesiz  asker.  8/   Kütahya'nm  Simav  ilçesinde  bir kaplıca...  D öl verme  yetkinliğine  eren. 9/ Bir  yerde  oturan, ikamet  eden... Çin ve  Japonya'dan tüm  dünyaya  yayılmış bir  strateji  oyunu. JTT H ARB İ  SEMİ HPOROY U YD U D AN   N AK LE N   HAKANÇELIK NEBU ABÎ/ ?  SÖN DEPREMIN  FAY MATT/ BURPAN  fAllf GEÇÎY öMUŞ?. Y 0K  DtlU.   BU CHP'DEKİ   PEPRE/VL SÖN GEÜŞMELERLE IL6IU  ALTY AZ/ 6EÇ/Y 0LAR  SOKAKTAKİ VATANPAŞ ÎÇ/N.. fhakancelik@mynet. com VAYY/ . V^ Dııt!.: Dııt'.D m ..CHP'DE KILIÇLHR ÇEKİ LDİ ....VEHİ  IHVK LiSTESi nÇIKlffllDI....ESKi EKİ P KURULTflV  İ Çİ H İ ITIZFITOPLHIHRY H BHŞLHDI....YOnETilH  KRİ Zİ  ÇIKT sadik.celik.gorus@gmail.com u C  M   B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle