15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 KASIM 2010 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan operasyona ilişkin 39 er dün yargıç karşısına çıktı 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Hayata Dönüş davası başladı HİLAL KÖSE Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan “Hayata Dönüş” operasyonuna ilişkin o dönem askerlik yapan 39 er dün yargıç karşısına çıktı. Operasyon sırasında 6 kadının yakılarak öldürüldüğü C1 No’lu koğuşta tutuklu bulunan Hacer Arıkan, “Operasyona katılan tüm görevlilerden şikâyetçiyim. Elbiselerimizi yakmadan, derilerimizi eriten gazın ne olduğunun açıklanmasını istiyorum” dedi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki oturuma tutuksuz sanıklardan 27’si ile müştekiler katıldı. Atina, Düsseldorf ve Roma Barosu’ndan avukatlar da duruşmayı izledi. C1 koğuşunda yüzü ve vücudunun büyük bir bölümü yanan, aylarca tedavi gören Hacer Arıkan, “19 Aralık’ta sabaha karşı operasyon sesi ile uyandım. Silah sesleri geliyordu. Askerlerin koğuşun önünde olduğunu gördük. Yatakhanemizin tavanı delinmeye başladı” diye konuştu. Yatakhaneye defalarca bomba atıldığını, boğulmak üzere olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu Sıkıştırıyor Ana muhalefet partisinin Genel Başkanı, son yerel seçimlerdeki yanlışlıklarını bıraktı ve usta bir polemikçi oldu. O son kullanma tarihi çoktan geçmiş yöntem, “senin evin, benim evim” kıyaslaması ile kısır bir döngü içine sokmuştu ana muhalefet liderini. Dolayısıyla Erdoğan’ı fazlası ile mutlu etmiş olmalıydı. Edinilen deneyim, hataları en aza indirmekle başlar; sonra kazanmaya döner. Bugün için, kazanma dönemine daha hayli uzun bir yol olsa da, o yolda edinilen başarılar, yolcuya da kendisine kucak açan hancılara da umut verir. Dünkü CHP Meclis Grubu toplantısında söyledikleri, bu gözlemin en taze örnekleridir.Yurttaşların ne ölçüde dikkatini çektiğini bilmek olanaksız. Ama Meclis Genel Kurul toplantısında “hac farizasına katıldıkları için” bulunmadıkları halde 65 AKP’li milletvekilinin, görüşülen konular için oylarını kullanmış olmaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı’nın da bu sahteciliğe gözlerini kapatma yöntemini seçmiş olması basbayağı skandaldır. CHP Genel Başkanı, bu saygıdeğer milletvekillerinin vicdanlarını tırmalamak için “..Hem orada olmayacaksın ama oy kullanacaksın. Sonra bize Müslümanlık dersi vereceksin. Yemezler bunu” diyor. Kemal Bey kusura bakmasın. İster dinsel bir neden, isterse bir kumarhane masasının başından ayrılamamak için olsun, öncelikle kendisinden beklenilen görevleri yapması gerekirken, o görevlerden tüymenin hangi dinden olurlarsa olsunlar, her yerde tek tanımı vardır. Onun adı da sahteciliktir. Bu tür eylemlere bilerek sessiz kalan; göz yumanlara da, o eylemlere katılmış olmanın karşılığında neler akla geliyorsa onlar söylenmelidir. CHP Genel Başkanı’nın ilk acemilik dönemini hızla geride bırakmakta oluşu, partisinden bu iktidarı köşeye sıkıştırarak, “ya doğru yola gel ya da çekil git” denilmesini bekleyen milyonların sözcüsü olması için en kestirme yoldur. Madem AKP’nin hac sever görünmek için ülkeden ayrılan 65 milletvekili, oylarını yandaşlarına bırakmak gibi sevimsiz bir yöntemi tercih etmişlerdir, CHP bu yöntemi kullananları da, göz yumanları da hesap vermeye zorlamalıdır. ADLİYE ÖNÜNDE PROTESTO Duruşma öncesi adliye önünde toplanan Halk Cephesi üyeleri, olayların gerçek faillerinin yargılanmamasını protesto etti. Grup adına açıklama yapan Mehmet Düvel, 2000’de Türkiye’nin en büyük katliamlarından birinin gerçekleştiğini belirterek “Yalnızca Bayrampaşa Hapishanesi’nde 12 kişi öldürüldü. 20 bini aşkın gaz bombası ve Sikorsky helikopterleri kullanıldı. Mahkemeler katliamı gerçekleştiren gerçek faillerin yerine operasyona katılan askerleri yargılamak istiyor” diye konuştu. (SERKAN YILDIZ) rından alınan deri ile kapatıldığını söyleyerek “ Gözlerim yanma nedeniyle 2 ay açılmadı. İki ay sonra görebildim. Buna rağmen bu iddianamede mağdur olarak bile yer almadım” diye konuştu. Hatırlayamadılar Davanın öğleden sonraki bölümünde sanıkların savunmaları alındı. Müdahil vekillerinin sorularının çoğuna “hatırlamıyorum”, “bilmiyorum” karşılığı veren sanıklar, savcılıkta verdikleri ifadeleri de kabul etmediler. Çelişkili ifadeleri sorulunca da susma haklarını kullanan sanıkların çoğu komutanlarının isimlerini de hatırlamadı. Astsubay Vedat Ceylan, operasyon sırasında Elazığ Komando Taburu’nda Tim Komutanı olduğunu, operasyondan 3 ay önce bütün taburun İstanbul’a geldiğini ve Hasdal Kışlası’nda eğitim yaptıklarını anlattı. Ceylan, “Silahsızdık ve toplumsal olaylara müdahale etmek için olan cop, kalkan ve robokop kıyafetleri giymiştik. Sağlam tutukluları bize teslim ettiler. Biz de onları 50 metre ilerideki cezaevinin sevk ekiplere teslim ettik. Olaya müdahale etmedik” diye konuştu. Ceylan, “Komutanlarınızın bu davada yer almamasını garipsemiyor musunuz?” sorusuna da “Hayır, garipsemiyorum” yanıtını verdi. Sanık Önder Seymenoğlu ise şöyle konuştu: “Göreve gittiğimizde operasyon bitmişti. Biz arama tarama için koğuşlara girdik. PKK bayrakları vardı. Ufak silahlar ve kaleşnikoflar bulundu. Yanmış cesetler gördüm ancak cinsiyetlerini ayırt edemedim.” Arıkan, şöyle devam etti: “Nefes alamaz duruma geldik. Bilincimizi kaybetme noktasındaydık… Delinen yerden içeri hortum bırakıldı. Oradan atılan alev topu gibi bir madde ile yataklar tutuştu. Sonra bir gaz bırakıldı ve içerisi simsiyah dumanla doldu. Arkadaşlarımın derilerinin eridiğini gördüm. Biz ilk önce baş kısmımızdan yanmaya başladık. O halde havalandırmada tazyikli suya, gaz bombalarına maruz kaldık.” ‘Benim hayatımı bitirdi’ Operasyona “Hayata Dönüş” adı verildiğini gazetelerden çok sonra öğrendiğini ifade eden Arıkan, “Be nim hayatım 19 Aralık günü bitti. O gün biz isyanda değildik. Rehine olayı ya da herhangi bir olağanüstü durum yoktu. Bedenlerimizden başka silahımız da yoktu” dedi. Bedenlerini eriten gazın ne olduğunun açıklanmasını isteyen Arıkan, peruğunu çıkarıp kafasındaki yanığı heyete gösterdi. Kafatasının bacakla Pınar Selek’in babası ve avukatı Alp Selek, 9 şubatta yeni delliller sunacaklarını söyledi ‘Mısır Çarşısı kararı yeni değil’ İstanbul Haber Servisi “Mısır çarşısı” davasından yargılanan ve beraat eden sosyolog Pınar Selek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, beraat kararını bozarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması kararına tepki gösterdi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1998’de 7 kişinin hayatını kaybettiği Mısır Çarşısı patlaması davasından yargılanan Pınar Selek’e ilişkin verilen beraat kararını Pınar Selek Almanya’da yaşıyor. bozarak, Selek’in ağırlaştırılmış aldığını ve bu raporlara göre Pınar müebbet hapis cezasıyla yargılan Selek’in tahliye edildiğini dile gemasına karar verdi. Haberin med tiren Alp Selek, “Emniyet ‘Kararı yada yer alışının zamanlamasına beğenmiyoruz, yeniden bilirkişiye tepki gösteren Selek’in babası ve git’ diye yasadışı bir rapor sundu. avukatı Alp Selek, bilirkişi rapor Mahkeme de bunu kabul etti, larının patlamaya bombanın neden Ankara’ya yolladı. Jandarmalaolmadığını belgelediğini, emniyetin rın bulunduğu bir bilirkişi heyeuzmanlarının da duruşmada “Bom ti seçildi. O heyet muhalefet şerhbayla ilgili tek bir şey bulunma le ‘bu bombadır’ diye bir rapor dığını”, bilirkişi heyetinin de “bom verdi. Bu duruşmada çürütüldü, ba değil, gaz kaçağı” değerlendir mahkeme beraat kararı verdi. mesi yaptığını anımsattı. Adli Tıp’ın Yargıtay o rapora dayanıyor. tüm raporlarında “bombaya dair Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu kobir şey bulunmadı” ifadelerinin yer nuda uzman bir daire değil. ‘Ben karar değil. Biz 3 ay önce öğrendik. İlk çıktığında 6 ay kadar kararı yazamadılar. 6 ay sonra İstanbul’daki mahkemeye yolladılar. Biz de 3 ay önce İstanbul’da genel kurulun kararını tam olarak aldık. Bu karar muhalefet şerhli” dedi. Duruşmanın 9 Şubat’ta olacağını ifade eden Selek, “Bunun yeni ortaya çıkmış bir durummuş gibi, hem de tek taraflı verilmesi, mahkemeyi etkilemekten başka bir şey değildir” diye konuştu. Selek’in avukat kardeşi Seyda Selek, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararının “son söz” olmadığını belirterek,“Zaten artık bu dava AİHM’de kayıt altına alındı. Önümüzdeki günlerde AİHM’de görülecek” dedi. Kararı değerlendiren Pınar Selek de “Süreç bitmiş değil. Bizim yeni delillerimiz var, işkence raporu gibi. Biz umutluyuz” dedi. 9 Şubatta görülecek duruşmada ya mahkemenin verdiği kararda ısrar edilecek, ya da Yargıtay’ın kararına uyulacak. Sanığı teşhis etti Sanık Mustafa Usta’nın Bayrampaşa değil de Ümraniye Cezaevinde bulunduğunu belirtmesi üzerine davaya müdahil olarak katılan Münevver Köz Aşçı Usta’yı Bayrampaşa Cezaevinde gördüğünü söyledi. Aşçı, “Koğuş kapısı kırılarak 40 yaşlarında operasyon komutanı olan bir kişi ile yanındaki askerler içeri girdi. Aralarında bu kişi de vardı. Ellerinde silah vardı. Resimleri de var. Yüzünü, özellikle de gözlerini çok iyi hatırlıyorum.” Usta ise Aşçı’nın yanıldığını, Ümraniye Cezaevi’nde görev yaptığını belirterek, bunu ispatlayabileceğini anlattı. Müdahil avukatları ise dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun ile operasyona katılan özel timlerin, emri veren komutanların yargılanmadığına dikkat çekerek, soruşturmanın genişletilmesini isteyeceklerini söyledi. Ülkeyi dolaşmak Kılıçdaroğlu, iktidar partisinin yenilgiyi zafere dönüştürdüğü, yalanı gerçek gibi gösterdiğini söyleyerek bir yere varmasını beklemesi yerine, AKP’nin İkinci Dünya Savaşı sırasında müttefikler olarak adlandırılan demokrasi yanlısı ulusları zaman zaman moralsiz bırakan Göbbels’vari propagandayı püskürtecek yöntemler seçmelidir. Bu seçimin en somut yolu, ülkeyi kasaba kasaba dolaşarak, gerçekleri halk yığınları ile paylaşmaktan geçer. CHP’nin Üçüncü Genel Başkanı Bülent Ecevit’in severek kullandığı doğrudan kitlelerle ilişki kurmasının getirilerini bir an önce canlandırmak, Kemal Bey’e de partisine de büyük başarılar getirir. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] bu raporu beğendim’ diye bir karar vermesi hukukta kabul edilmez” dedi. Pınar Selek’in gördüğü işkencenin izlerini taşıdığını belirten Selek, “AİHM’ye gittik, dosya işleme alındı. Mahkemenin ‘bomba değil’ dedikten sonra nasıl bir karar vereceği belli değil. Şimdiden bunu bombaymış gibi lanse etmeyi, 12 yıl süren bir davada işkencenin etkisi altında olan Pınar’a, bize ve avukatlara karşı yapılan büyük bir işkence olarak kabul ediyoruz” dedi. Alp Selek, “Bu karar, yeni bir Hikmet Sami Türk’e suikast davasında müebbet istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ‘Hayata Dönüş’ operasyonuyla ilgili 39 sanığın yargılanmaya başlandığı gün, operasyon döneminde Adalet Bakanı olan Hikmet Sami Türk’e yönelik bombalı saldırı girişiminin iki sanığı Didem Akman ve Serkan Onur Yılmaz da hâkim karşısına çıktı. Cumhuriyet Savcısı, sanıkların, “anayasal düzene karşı” suç işledikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, Türk’ü “tasarlayarak, bombalamak suretiyle ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs ettikleri” gerekçesiyle de 20’şer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmalarını istedi. KARAYILAN İLE GÖRÜŞME KAĞIZMAN Gazeteciler beraat etti İstanbul Haber Servisi Günlük Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Filiz Koçali ile gazeteciler Ziya Çiçekçi ve Ramazan Pekgöz, “Terör örgütü propagandası yapmak”, “terör örgütü açıklamalarını yayınlamak” suçlarıyla yargılandıkları davada beraat etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada son sözü sorulan Koçali, “26 yıllık gazeteciyim. Murat Karayılan’ın yanına bir propaganda amacıyla değil sadece gazetecilik amacıyla gittik” dedi. Koçali, yazıların bütününe bakıldığında suç işleme kasıtlarının olmadığının anlaşılacağını ifade etti. Sanıkların avukatı Özcan Kılıç, röportajın, Kürt sorunuyla ilgili görüşmelerin yapıldığı bugün yayımlanması durumunda, kesinlikle dava açılmayacağı düşüncesinde olduğunu belirterek müvekkillerinin beraatına karar verilmesini istedi. Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, Koçali, Pekgöz ve Çiçekçi’nin üzerlerine atılı suça ilişkin kast unsuru sabit olmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verdi. Duruşmayı, yargılanan gazetecilere destek veren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Turgay Olcayto, Basın Konseyi Genel Sekreteri Oktay Huduti, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Türkiye Spor Yazarları Derneği Başkan Yardımcısı İlyas Namoğlu ve Tutuklu Gazeteciler Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay da izledi. Yıldırım’ın yeğeni kayıp KARS (Cumhuriyet) Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Osman Yıldırım’ın Kars’ın Kağızman ilçesinde korucu olan yeğeni Emirhan Yıldırım’ın 4 gündür kayıp olduğu bildirildi. Kağızman’a bağlı Çayarası köyünde koruculuk yapan ve aynı zamanda televizyon tamirciliği işiyle uğraşan Emirhan Yıldırım, 20 Kasım Cumartesi günü komşunun televizyonunu onardıktan sonra bir daha eve dönmedi. Köylülerin durumu yetkililere bildirmesi üzerine olay yerine giden jandarma ekipleri tutanak tutup, soruşturma başlattı. Yıldırım’ın amcasının oğlu Naci Yıldırım, köylüler olarak arama çalışmaları yaptıklarını söyledi. Yıldırım’ın, Osman Yıldırım’ın yeğeni olduğunu ifade eden Naci Yıldırım, “Bütün ihtimalleri göz önünde bulunduruyoruz. Hem Osman Yıldırım’ın yeğeni, hem de korucu olması bizi endişelendiriyor” dedi. Diyarbakır Cezaevi davası DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde 24 Eylül 1996’da 10 tutuklunun ölümü, 24’ünün de yaralanmasıyla sonuçlanan olaylarla ilgili 72 kişi hakkında açılan dava ertelendi. Oturumda mağdur ailelerinin açtığı dava üzerine AİHM’nin “yaşam hakkını ihlal etmek, işkence yapmak ve etkin soruşturma yürütmediği” gerekçesiyle Türkiye’yi 798 bin Avro tazminata mahkum ettiği karar dosyaya eklendi. TBMM önünde KCK protestosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Aralarında BDP milletvekilleri Akın Birdal, Sebahat Tuncel ve Nuri Yaman’ın da bulunduğu grup, KCK ve “Devrimci Karargâh Örgütü” operasyonları kapsamındaki tutuklamaları protesto etti. TBMM’nin Dikmen kapısının önünde toplanan grup adına yapılan açıklamada, “KCK ve Devrimci Karargâh Örgütü operasyonlarının hukuksuz olduğu” savunuldu. Açıklamada, tutuklananların serbest bırakılması istendi. Satılık cami ve kilise Haber Merkezi Bursa’nın Mudanya ilçesinde bulunan dünyanın en eski üçüncü Ortodoks kilisesini 10 yıl önce satın alan İstanbullu işadamı Mete Yalçın, anıtlar kurulu izin vermeyince bu projeden vazgeçerek kiliseyi 400 bin liraya satılığa çıkardı. Kiliseye köylü adına talip olan Kumyaka köyü muhtarı Ramiz Batmaz, “Tarihi kiliseyi restore ederek turizme açmak istiyoruz” dedi. Öte yandan Kahramanmaraş’ta hayırsever bir işadamı tarafından yaptırılan Uncular Camii, işadamı iflas edince icra yoluyla satılığa çıkarıldı. Durukan ve Çakalkurt da beraat etti PKK yöneticilerinden Duran Kalkan’ın Fırat Haber Ajansı’na yaptığı açıklamayı “Genel Af Çıksa da Silah Bırakmayız” başlığıyla haberleştiren Milliyet muhabiri Namık Durukan ve gazetenin sorumlu yazıişleri müdürü Hakan Çakkalkurt, “Terör örgütü propagandası yaptıkları” iddiasıyla 7.5 yıla kadar hapis istemiyle yargılandıkları davada beraat etti. Bıçaklı kavga: 1ölü İstanbul Haber Servisi Küçükçekmece Atatürk Mahallesi 10. Sokak’taki parkta, önceki gece alkol alan gençler arasında kavga çıktı. Olayda bıçakla yaralanan iki kişiden Savaş Karakız öldü, Taylan Biter ise yaralandı. Olaya ilişkin soruşturma başlatan polisin kavgaya karışan 4 kişiyi aradığı bildirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle