22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada olsunmuş! Ahmet Sever’in açıklamalarında resepsiyonları ikiden bire indirmeyi gerektiren bir “başka neden” daha var. “Hayrünnisa Hanım’a dönük bu tavırlar, ona yapılan her şey, bütün başı örtülü kadınlar tarafından kendilerine yapılmış gibi hissediliyordu ve onlar da ‘rencide’ oluyordu” diyor. Acaba başı açık kadınlarımız Çankaya’daki resepsiyonda türbanlı bir başın laik Cumhuriyet adına kutlamaları kabul etmesinden “rencide” olmuyor mu? Bir başka soru: Bütün Türkiye’de başını türbanlayan, İslamla Batı arasında bir türlü denge tutturamayan örneğin Hayrünnisa Hanım gibi renk ve biçim kargaşası yansıtan model giysilerle arzı endam eyleyenlerin sayısı kaçtır acaba? On bin, yüz bin, bir milyon! Nüfus ise 70 milyon! Başı örtülü milyonlarca Türk kadını ile siyasal simge türbanlı başlı kent kadınlarını birbirine karıştırmamak gerekiyor. Lakin RTE’nin türbanı başörtüsü diye yutturma illeti Çankaya’yı sarmış görünüyor. Çankaya’daki AKP’linin yaptığı ise düpedüz türbanı devlet katında oldubittiye getirmektir. İslamı hiç değilse şimdilik giysileriyle topluma sindirmeye çalışmaktır. Çankaya’daki AKP’linin basın özgürlüğüyle ilgili Kayseri’deki açıklamaları gerçekleri işine geldiği gibi yorumlamayan devlet adamlığına değerli bir örnek. Artık ilköğrenim çağındaki çocuklar bile “basın özgürlüğünün demokrasinin vazgeçilmez prensibi” olduğunu biliyor. Çankaya’daki de basın üzerinde konuşurken bu temel ilkeyi söylüyor. Kimi köşeler dün Çankaya’dakine demokrasinin vazgeçilmez ilkesi basın özgürlüğünün dünyadaki yerini anımsatıyorlardı: Sınır Tanımayan Gazetecilerin açıkladığı listede 178 ülke içinde Türkiye 138’inci sırada! Bu rakamın ne ifade ettiğini sor şimdi Çankaya’ya; “Ha o mu? Türkiye’yi tanımayanların uydurması” diyen bir açıklama yapabilir. Fakat hükümetin muhalefet yapan medya gruplarını bin katır mı bin satır mı hesabı olmadık yollardan batırmaya çalıştığı anımsatılınca... bu; hükümetin değil devlet bürokrasisinin görevi deyip sıyrılabilir. Muhalefet yapan yazarların gazetelerinden kovulmaları mı? Bu olaylar elbette can sıkıcı diye iyi niyet gösterisi yapabilir ve sonra, yazarları kovan hükümet değil… gazete patronları diye yanıtlayabilir. Çankaya yalnız işine geldiği konularda konuşma kolaylığından vazgeçip acaba ne zaman bu ülkenin temel sorunlarına değinecek? Üniversitelerde türbana özgürlük derken sorun giderek yaygınlaşıyor. Laikliğe aykırı türban sorununun bir yasa ile çözümlenemeyeceğini açıklayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’ya eleştiri sözcüğü hafif kalır küfrediliyor bu ülkede. Yasa ile çözümlemeye girişmedi mi AKP? Anayasayı değiştirdi, Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bu gerçeği anımsatmanın neresi hatalı? Türkiye’yi ilkokula kadar inen türban belası sarmış: Kimi konularda yüksek ve değerli görüşlerini öğrenemediğimiz TBMM Başkanı taa Japonya’dan “TBMM’ye talimat kimsenin haddi değil. Milletten özür dilesin” diye demeç veriyor. Başsavcının neredeyse idamını isteyecekler! Dün Hürriyet bu yılların gazeteciliğini yaptı. Mersin’de ve Adana’da ilkokula türbanla girmeye çalışan kız çocukların babalarının dinci örgütlerle ilişkisi olduğunu kanıtlayan bir haber yayımladı. Adana’daki baba MustazafDer adında aşırı dinci bir kuruluşun Adana’da şube başkanlığını yapmış. Öteki Hizbullah örgütüne bağımlı. Bu haber; Türkiye’de aşırı dinci derneklerin cirit attığını… her birinin üniversitelerde türbanla başlayan eylemlerini şimdi ilkokullara kadar indirdiğini kanıtlıyor. Çankaya’daki AKP’li başının tacı türbanın kimi aşırı dinci kuruluşlar tarafından ilkokullara yayılmasını sağlamak amacıyla gizli kapaklı yürüttükleri girişimler üzerinde ne zaman kamuoyunu aydınlatacak, ne zaman hükümeti uyaracak? Yoksa… AKP gibi ilkokula türbanla girme girişimi provokasyondur içerikli bir iki cümlelik demeçle görevini yapmış mı olacak? SAYFA 23 EK M 2010 CUMARTESCUMHUR YET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Ekim Oslo K 4 Helsinki Y 6 Stockholm Y 5 Londra Y 11 AmsterdamY 11 Brüksel Y 10 Paris Y 11 Bonn Y 10 Münih Y 11 Berlin B 11 BudapeştePB 14 Madrid PB 18 Viyana PB 12 Belgrad PB 17 Sofya PB 13 Roma Y 20 Atina PB 19 Zürih Y 12 Moskova Y 5 Aşkabat B 18 Taşkent B 17 Baku Y 17 Bişkek B 8 Tiflis Y 18 Kahire B 27 Şam B 28 İstanbul Y 19 Edirne PB 18 Kocaeli Y 19 Çanakkale PB 19 İzmir PB 24 Manisa PB 23 Denizli PB 24 Zonguldak Y 18 Sinop PB 16 Samsun Y 16 Trabzon Y 18 Giresun Y 18 Ankara PB 18 Eskişehir PB 17 Konya PB 18 Sıvas PB 16 Antalya PB 27 Adana PB 31 Mersin PB 30 Diyarbakır B 27 Şanlıurfa B 28 Mardin B 25 Siirt B 27 Hakkâri PB 21 Van PB 19 Kars Y 17 Ülkemizin kuzey kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Mar mara’nın doğusu Orta ve Doğu Ka radeniz kıyıları ile Bolu, Düzce, Zon guldak, Tokat, Ar dahan, Kars ve Iğ dır çevrelerinde sa ğanak ve gök gü rültülü sağanak şeklinde yağmur görülecek. Hava sı caklığı ülkemizin kuzey kesimlerin de 24 derece ar tacak. Unutulmuş ve yapayalnız bir yaşam... Kimi zaman bir umut kimi zaman bir çığlık... Başımızın üzerinden geçen bulutlar. Yarı aydınlık bir günün ilk saatlerinde gelen bir haber: “Yargıda rüşvet operasyonu...” İki Yargıtay üyesi, bazı avukatlar, işadamları gözaltında... İTO Başkanı Murat Yalçıntaş aranıyor. Oysa bugün faili meçhul cinayetleri, toplumcu şiirimizin ustası Arif Damar’ı yazacaktım. Sonra kumsalları sarıya boyayacak olan, bizim AKP yandaşlarından, Adana ve Mersin’de sıkmabaşla okula gitmeye çalışan, babaları Hizbullah örgütüne üye olmaktan hapis yatan o küçük kız çocuklarından, din bezirgânlarından, kışkırtıcılardan söz edecektim... Tüm bunları bir araya getirip, hükümetin teröre karşı, tarikatlı, hutbeli yöntemini anlatacaktım. Bunu Kenan Evren denememiş miydi 12 Eylül döneminde Güneydoğu’da... Atatürkçülük adına yaptığı faşist darbeden sonra Türk Dil Kurumu’nu ve Türk Tarih Kurumu’nu kapatırken tarikatlara dokunmamış, uçaklarla havadan Kuran’dan ayetler attırmıştı... PKK’ye karşı Hizbullah’ın Jitem tarafından eğitilip silahlandırılması Batman’da başlamıştı. Önce Musa Anter’in, üç ay sonra Uğur Mumcu’nun alçakça katledilmesi... CHP İçel Milletvekili Ali Rıza Öztürk, faili meçhul cinayetlerin araştırılması için TBMM’ye üçüncü kez önerge verdi. AKP milletvekilleri bu önergeyi de öteki iki önerge gibi geri çeviriyor. AKP, üç önergeye “hayır” demiyor, dolambaçlı yollara başvurup Türkiye’nin önemli işleri olduğunu söylüyor: “Gündemde önemli konular var... Bu konuyu seçimlerden sonra ele alırız.” Önceki akşam CNN’de AKP’nin “sevimli yüzü” Hüseyin Çelik’i dinlerken bunları düşündüm. Çelik soruları yanıtlarken herkese “demokrasi ve özgürlük dersi” veriyor, YÖK’e nasıl karşı olduğunu anlatıyordu. Geçelim... Türkiye’de hiçbir faili meçhul cinayet aydınlatılmadı, salt tetikçiler bulundu... Ahmet Taner Kışlalı cinayetinden Hrant Dink’e dek uzanan zincirin halkaları nedense çözülmedi, “büyük patron” ortaya çıkarılmadı, “derin devlet” diye geçiştirildi. Hayatın sayfalarını karıştırırken beş gün önce yitirdiğimiz toplumcu şiirimizin önde gelen adlarından Arif Damar’ın ölümü geliyor aklıma. 60 kuşağının yaşayan en yürekli şairini 85 yaşında yitirdik. Düşüncelerini çiçekler gibi renk renk çoğaltan bir şairdi Arif Damar. O çok sevdiği halkının, emekçilerin şairiydi. Eşber Yağmurdereli hapisteydi ve Arif Damar, “Aynanın Önünde” şiirini ona adamıştı... Uzunca bir şiirdir bu, bir bölümünü aktarıyorum: “Ayaklanan bir şarkı duyulur bazen Bir devrim şarkısı Marseyez gibi Yıldız kayar ay seslenir bir gemi geçer Çiçekler de seslenir derinden Kaderi çevrensiz sessizliğimizden .......... Güneşte bir yağmur Bir sağnak gibi birden Yeniden sonra yeniden Bir yerlerde isyan bayrakları yükselir Bir devrim şarkısı ayaklanırken Kıpkızıl gelincikler derliyorum Evimizin güzelim vazosunu Bir gün bile çiçeksiz bırakmıyorum Aynanın önünde” 2000 yılının mayısında başlamış ve temmuzunda bitirmiş bu şiiri Arif Damar... Unutulmuş, yapayalnız bir yaşam... Başımızın üzerinden geçen bulutlar... Günün erken saatinde sabaha bakarken, dağların eteklerinden denize doğru inen zeytin ağaçları. Çiçek dala vurur, bitki toprağa... Yaşam acıya, sevince, hüzne... Aydınlatılmak istenmeyen faili meçhul cinayetler, çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları, Hizbullah militanlarının kışkırtmacılığı, hutbeyle, tarikatlarla terörü önleme anlayışı. Bu düşünce topluma egemen olursa Türkiye’nin hangi yöne kaydığını görürsünüz... Hizbullah militanlarının çocuklarının Adana ve Mersin’de yaptıkları o girişim yarın tüm kentlere yayılır. Bakın Türkiye’de zaman zaman El Kaide operasyonları yapılıyor... Nereden girdiler Türkiye’ye? Nasıl örgütlendiler hem Güneydoğu’da, hem İstanbul, Adana, Bursa ve İzmir’de? Oturup düşünmekte yarar var... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Oturup Düşünmekte Yarar Var... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Özel kaleme yakalama kararı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cum huriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, eski Ankara Em niyet Müdürü Orhan Özdemir ve eski özel amiri Emniyet Amiri Ömer Zeren’in tahliye kararlarına itiraz etti. İtiraz, dün akşam saatlerinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince karara bağ landı. Heyet, Zeren hakkında yakalama kararı çı karırken, Özdemir hakkındaki itirazı reddetti. Sabri Deliç toprağa verildi İstanbul Haber Servisi Geçirdiği beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren eski Harp Akademileri komutanlarından emekli Orgeneral Sabri Deliç (87), İstanbul’da toprağa verildi. Seli miye Camisi’nde düzenlenen törene 1. Ordu Ko mutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Harp Akade mileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı ve emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu katıldı. Konu çok anlaşma yok Atina’da yapılan iklim zirvesi Papandreu ve Erdoğan’ı beş ay içinde ikinci kez bir araya getirdi MURAT İLEM ATİNA Atina’da dün yapılan “Akdeniz’de iklim değişikliği” zirvesi, TürkYunan zirvesi nin gölgesinde kaldı. Toplantılara katılmak için önceki gün Atina’ya gelen ve ilk gece Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile yemekte bu luşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün resmi olarak Yunanlı başbakanla ikinci bir gö rüşme daha yaptı. Türk,Yunan ve Avrupa Birliği ülkeleri gaze tecilerinin ilgi gösterdiği ikinci buluşma resmi programda 1 saat gözükmesine rağmen yakla şık 2 buçuk saat sürdü. Zirvenin yapıldığı Ati na yakınlarındaki Astir Voulagmeni Oteli’nde yapılan görüşme sonrası ilk açıklama Başbakan Erdoğan’dan geldi. Yorgo Papandreu ile Akdeniz ve iki ülkeyi ilgilendiren zengin bir gündemle bir çok konuya değindiklerini belirten Erdoğan, Ak deniz ikliminin güzel bir iklim olduğunu belirtti. Edinilen bilgilere göre, ikili görüşmede AB, vi ze konusu, Ege, mülteciler, ruhban okulu, terörle mücadele, Kıbrıs konularının ele alındığı öğre nildi. Ortak basın toplantısında çeşitli soruları ce vaplandıran Başbakan Erdoğan, Heybeliada yetimhanesinin patrikhaneye devriyle sürecin olumlu ilerlediğini söyledi. Erdoğan, Patrikha ne’ye metropolit seçilmesi konusunda 12 yabancı kişinin Türk vatandaşlığına geçmesi işlemleri nin tamamlandığı belirtti. Ruhban okulu ile il gili başka bir soru üzerine ise “Konu hukuk çer çevesinde ele alınıyor, umarım kısa zaman da sonuçlanır” dedi. Yunanistan Başbakanı Yor go Papandreu ise “Umarım bu olumlu hava so runların çözümüne yardımcı olur” dedi. ‘ARAMIZDAKİ İŞBİRLİĞİ OLUMLU’ Kıta sahanlığı konusunda yıl sonu na kadar bir sonuca ulaşılıp ulaşıl mayacağı yönündeki soruya da Pa pandreu, “Aramızdaki işbirliğini son derece olumlu bir ortama getirmek teyiz. İki başbakan olarak aldığımız karar neticesinde, iki ülke arasında ki istikşafi görüşmelerde bir yoğun luk gözlenmekte. Hedefimiz en kısa sürede somut sonuçlar elde etmek. Belirlenmiş bir tarih yok ama hedef, bu sorunların çözümü” dedi. Erdoğan da Papandreu’nun soruya verdiği yanıta aynen katıldığını belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bü rosu) Yargıtay 11. Ceza Daire si’nce, Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile EDOK Komutanı Or general Saldıray Berk’in de ara larında bulunduğu sanıkların yar gılandığı dava, Yargıtay Ceza Ge nel Kurulu’ndan dosya gönderil mediği için 24 Aralık’a ertelendi. Eski 3. Ordu Komutanı Orgeneral Berk dünkü duruşmaya da katıl madı. Cihaner davanın ertelen mesine tepki gösterdi. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in de aralarında bu lunduğu 10 kişinin Yargıtay’da yargılanmasına dün devam edildi. Duruşmaya Cihaner’in yanı sıra avukatı Turgut Kazan, davanın diğer sanıkları Erzincan İl Jan darma Komutanı Albay Ali Ta pan, MİT Erzincan Şube Müdürü Şinasi Demir, MİT mensubu Kı vılcım Üstel ile müşteki Ahmet Demir’in avukatı Adnan Şeker ve sanık yakınlarıyla, YARSAV Baş kanı Emine Ülker Tarhan ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Yargıtay Genel Kurul Salo nu’ndaki duruşma, gizlilik kararı olmamasına rağmen basına ka palı olarak yapıldı. Duruşma ön cesinde başkan Ersan Ülker’in ya zılı ve görsel basının alınmaması talimatı verdiği belirtildi. Ancak Ülker, duruşmadan sonra yaptığı açıklamada, bir yanlış anlaşılma ol duğunu, yalnızca görüntü alınma sına izin vermeyeceklerini söyle diklerini aktardı. Başkan Ülker’in, dava dosyası nın Yargıtay Ceza Genel Kuru lu’ndan daireye gönderilmediğini belirterek duruşmanın 24 Aralık ta rihine ertelendiğini söylediği öğ renildi. Bunun üzerine sanık Ci haner’in “Herkesin görevleri, işi ve terfileri var. Dava bir an ön ce görülsün” dediği belirtildi. Cihaner’in sözleri üzerine Dai re Başkanı Ülker, dava dosyasının Ceza Genel Kurulu’ndan daireye gelmediğini ve kurulun gerekçeli kararını henüz yazmadığını söy ledi. Ülker, bu sürecin zaman ala cağını, gerekçeli kararın İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde inceleneceğini belirtti. ORGENERAL BERK’E TAKİPSİZLİK ERZİNCAN (Cumhuriyet) Orgeneral Saldıray Berk’in geçen mayıs ayında “Başbakan’ın memleketi de sattığını biliyor musu nuz?” dediği iddialarının internet sitelerinde yer alması üzerine Başbakan Erdoğan, Berk hakkında “kamu görevlisine hakaret et tiği” iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusun da bulundu. Dosyanın gönderildiği Kemaliye Cumhuriyet Savcı sı Ramazan Temel’in isteği üzerine geçen ağustos ayında yazılı ifa de veren Orgeneral Berk, iddiaları reddetti. Berk’in o gün bera berinde bulunan, iki üst düzey komutan da benzer ifadeyi verince Savcı temel takipsizlik kararı aldı. Karara 15 gün içerisinde iti raz olursa dosyaya Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi bakacak. Ev vaadi de yetmedi Yurt Haberleri Servisi Yurtta birçok üniversitede rektörlük seçimi tamamlandı. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’ndake seçimlerde 11 aday yarıştı. Seçim sonucun da Fen ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder, 465 oyun 169’unu alarak 1. oldu. Mevcut rektör Prof. Dr. Şerefettin Canda ilk 6’ya giremedi. Sakarya Üniversitesi’nde 246 oy alan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muzaffer El mas 1. oldu. Öğretim üyelerine TOKİ ara cılığıyla ev vaat eden Prof. Dr. Arifoğ lu’nun 57 oyda kalması dikkat çekti. Manisa Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ), Mersin Üniversitesi (MEÜ), Kars Kafkas Üniversitesi (KAÜ), Aydın Adnan Mende res Üniversitesi (ADÜ), Kocaeli Üniversi tesi’nde (KOÜ) mevcut rektörler en çok oyu aldı. CBÜ’de Semra Öncü 137, MEÜ’de Suha Aydın 146, KAÜ’de Aba müslüm Güven 71, ADÜ’de Şükrü Boylu 130, KOÜ’de Sezer Şener Komsuoğlu 475 oy olarak birinci oldu. Zonguldak Ka raelmas Üniversitesi’nde Prof. Dr. Mah mut Özer 131, Balıkesir Üniversitesi’nde Prof. Dr. Mahir Alkan 130, Muğla Üniver sitesi’nde Prof. Dr. Mansur Harmandar 200, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversite si’nde Prof. Dr. Mustafa Şahin 109 oy aldı ve adları YÖK’e ilk sırada iletildi. Eski MİT’çi ölü bulundu REKTÖRLÜK SEÇ MLER NT HAR KUŞKUSU Başsavcı, Orgeneral Berk’le yargılandığı davanın bir an önce sonuçlandırılmasını istedi Cihaner’den ertelemeye tepki İstanbul Haber Servisi MİT’ten emek li olan Semra Maliş (55) Kadıköy Bostan cı’daki evinin önünde ölü bulundu. Ma liş’in bir süredir psikolojik tedavi gördüğü ve intihar etmiş olabileceği belirtildi. Polis, olayın ardından Semra Maliş’in eşi Ali İnsan Maliş’in ifadesine başvurdu. Ali İhsan Maliş’in ifadesinde,“Perşembe günü rahatsızlandı, GATA’ya götür düm. Ancak bayanlar için oda olmadığı gerekçesiyle bizi gönderdiler. Biz de Ba kırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hasta nesi’ne gittik, burada iğne yaptılar. Eve dönünce kendisini odaya kapattı. Nor malde iğneden sonra rahatlardı, ama bu sefer rahatlamadı. Kendisini odasına kapatınca ben de salonda uyudum” de diği öğrenildi. Soruşturma sürüyor. Şube müdürü de ölü bulunmuştu MİT Kocaeli Müdürlüğü’nde şube mü dürü olan Ahmet Süreyya da önceki gün evinde ölü bulunmuştu. İncelemede bir suç unsuruna rastlanmazken, Süreyya’nın kalp krizi geçirmiş olabileceği tahmin ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle