16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B Emekliliğe Başvuru İpuçları 2 Nisan 1960 doğumluyum. 1 Nisan 1995 tarihin den bu yana tarım BağKur u ödemekteyim. 1984 ve 1988 doğumlu iki çocuğum var, doğum borçlanması yapabi lir miyim, yaparsam ne zaman emekli olurum? Son genelgeye göre doğum borçlanması sizin şartlarınıza uymamaktadır. Tarım BağKur emekliliği için 20 tam yılı dol durmanız gereklidir. Gün sayınız yeterli ise BağKur dan da ha erken emekli olabilirsiniz. Eğer gün sayınız yeterli değilse BağKur u kapatıp 3.5 yıl SSK li çalışırsanız 51 yaşını ve 5750 prim gününü doldurarak SSK den emekli olabilirsiniz. Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr ad resine mail ata bilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek ce vaplanacaktır. M ilyonlarca emeklinin bulunduğu Türkiye de, yine milyonlarla ifade edilecek sayılarda emekliliğini bekleyen çalışan var. Sözgelimi prim günü dolmuş sadece yaşını bekleyen kişi sayısı bile 5 milyon düzeyinde. Bu anlamda bürokratik olarak zaman kaybetmemek için, yöntemine uygun başvuru büyük önem taşıyor. Emekliliğe hak kazanmak için yaş, prim günü, sigortalılık süresi gibi bazı koşullar aranıyor. Özellikle bu koşulların tümünün gerçekleştirildiği tarihin hafta sonuna veya resmi tatil gününe denk gelmesi durumunda emeklilik başvurusunun ne şekilde yapılacağı sorunu ortaya çıkmaktaydı. Sosyal Güvenlik Kurumu SGK , bu hususu yeni Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği nde açıklığa kavuşturdu. Emekli aylığı bağlanması için, sigortalı veya hak sahibince adi posta veya kargo ile veya SGK ye doğrudan yapılan yazılı başvurularda, tahsis talep tarihi olarak dilekçenin kurum kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınmaktadır. Taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta servisi olarak gönderilen tahsis taleplerinde ise dilekçenin postaya verildiği tarih, SGK ye intikal tarihi olarak kabul edilmektedir. Malullük veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazandığı tarihin ayın son günü resmi tatil gününe veya hafta sonu tatiline rastlaması nedeniyle taleplerini kuruma veremeyen sigortalıların, bu resmi tatil gününü takip eden ilk iş günü mesai bitimine kadar kuruma verilen, taahhütlü, iadeli taahhütlü veya acele posta servisi olarak gönderilen talepleri, önceki ayın son günü verilmiş gibi kabul edilmektedir. Aylığa hak kazanılmış ve aynı ay içinde olmak kaydıyla, tahsis talep tarihinden sonra işinden ayrılan veya işyerini kapatan sigortalıların tahsis talepleri de geçerli sayılacaktır. Memur, yani 4 c bendi kapsamındaki aktif sigortalıların emeklilik ve malullük hallerinde, haklarında yetkili makamlarca alınacak emekliye sevk onayından sonra, görevleriyle ilişiklerinin kesildiği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmaktadır. 4 b bendi kapsamında kabul edilen Bağ Kur un geçen hizmetlerle birlikte 4 a SSK ve 4 c bentleri kapsamında yaşlılık, malullük veya ölüm aylığı bağlanacağı durumlarda, 4 b bendi kapsamında geçen hizmetlerle ilgili prim ve prime ilişkin her türlü borçlar ödenmeden tahsis talebinde bulunulması halinde, tahsis talebi borçların ödendiği tarih itibarıyla geçerli sayılmaktadır. Bu nedenle BağKur kapsamında çalışması olanların emeklilik başvurusu yaparken Bağ Kur borçlarının olup olmadığını dikkate almaları gerekmektedir. Tahsis talep tarihinde kanunda yaşlılık aylığı için belirlenen yaş ve sigortalılık süresi şartlarından birini yerine getirememiş olan, ancak yerine getirilemeyen şartı tahsis talep tarihinden itibaren bir ay içinde yerine getiren sigortalının tahsis talebi, bu şartın yerine getirildiği tarih itibarıyla geçerli sayılır. Şimdi yeşil ekonomi zamanı Eşantiyon ve hediyede giderleştirme nasıl yapılır? H ep görürüz; ellerinde şişkin bir çanta, temiz kıyafetler içinde doktorlara ilaç tanıtımı yapan şirket temsilcilerini. Satışları arttırmak için bir pazarlama yöntemidir bu. Genellikle tanıtımda firmayı temsilen, hastane ya da doktorlara eşantiyon ve hediye mahiyetinde tanıtım ve numune verilir. Peki, bu ve benzeri durumlarda bir muhasebeleştirme söz konusu mudur? Bir başka ifadeyle; eşantiyon, hediye mahiyetinde verilen ürünleri pazarlama satış dağıtım gideri olarak giderleştirilebilir mi? Kurumlar Vergisi Kanunu nda safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu nun GVK ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. GVK nin ilgili maddesinde safi kurum kazancına ulaşmak için kabul edilecek giderler 9 bent halinde belirtilmiştir. 1 inci bende göre ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler safi kurum kazancından indirilebilecek giderler arasında sayılmıştır. Öncelikle bir giderin genel gider olarak dikkate alınabilmesi için; gider ile kazancın elde edilmesi veya idame ettirilmesi arasında açık bir illiyet bağının olması, giderin herhangi bir iktisadi kıymetin maliyet unsuru olmaması, yapılan giderin keyfilik unsuru taşımaması ve yapılan gider ile işletmenin hacmi arasında bariz bir orantısızlık olmaması gerekmektedir. KDV Genel Tebliği nde eşantiyonlar ve tanıtım numuneleri hakkında açıklamalar yapılmıştır. Okuyalım: Firmaların belirli zamanlarda, özellikle dini bayramlarda ve yılbaşlarında kendi tanıtımlarını yapmak amacıyla herhangi bir bedel almaksızın kalem, anahtarlık, ajanda, takvim ve benzeri eşya dağıtmaları geleneksel hale gelmiştir. Ticari hayatta eşantiyon olarak adlandırılan bu ürünler, her ne kadar işletmede tüketilmemekte ise de ayni pazarlama gideri niteliğinde olduğundan, bu ürünlerin müşterilere ayrıca bir bedel alınmaksızın teslimi katma değer vergisi hesaplanmasını gerektirmemektedir. Evet, anlaşılabileceği gibi, söz konusu tebliğe göre gerek numune, gerekse eşantiyon adı altında teslim edilen malların; ticari teamüllere uygun nitelikte ve miktarda olması ve ayrıca bir satışa konu olmayacak şekilde verilmesi halinde katma değer vergisinin hesaplanmayacağı belirtilmiştir. Numune mallar için firmanın unvanı ve para ile satılmayacağını belirten bir şerhi taşıması gerektiği ve işletmenin iktisadi faaliyetini yaygınlaştırmaya ve tanıtmaya yönelik olarak verilen bu mallar için yüklenilen vergilerin, genel hükümler çerçevesinde indirim konusu yapılacağı belirtilmiştir. Ancak bu tip ürünlerin bedellerini şirket kazancının tespitinde sonuç hesaplarına gider olarak intikal ettirmeleri için verilen eşyaların ticari örf ve teamül gereği kabul edilebilecek tutarları aşmaması gerekmektir. Verilen eşya ile işletmenin hacmi arasında bariz bir orantısızlık mevcut ise verilen hediyelerin Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler olarak dikkate alınması gerekmektedir. YAHYA ARIKAN eposta: [email protected] 13 EK M 2010 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA EKONOMİ 9 V ar olan küresel eko nomi her geçen gün yeni çatlaklarla boğu şurken yeşil ekonomi kav ramı etrafında oluşturulmaya çalışılan yeni model, yeni üre tim alanlarından yeni istihda ma kadar bir dizi fırsatlarla karşımızda. Geçen hafta Bel çika nın başkenti Brüksel de yapılan Yeşil Nokta 2010: Yeşil Ekonomi Eylemde te malı Pro Europe Konferan sı nda geri dönüşümün gele ceği masaya yatırıldı. Bu yıl 5 incisi düzenlenen ve 2 gün süren konferansta 37 ülkeden 700 ü aşkın katılım cı geri dönüşümde üreticinin sorumluluğunu, hükümetler nezdinde oluşturulan politi kaları, çevre bilincinin geliş tirilmesinde eğitimin rolünü ve yeni teknolojileri tartıştılar. Sistemde 170 bin şirket yer alıyor Pro Europe aralarında Tür kiye den de ÇEVKO nun Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vak fı bulunduğu 33 ülkenin üye olduğu ve Yeşil Nokta sisteminin sorumluluğu üst lenen bir şemsiye yapı. Bu gün Pro Europe un üye sis temi içinde 170 bin şirket bulunuyor. 2009 yılında üye ülkelerde toplam 32 bin ton ambalaj atığı geri dönüştü rüldü, 25 milyon ton eşdeğer karbondioksit oluşumu ön lendi. Yeşil Nokta sistemi ilk olarak 1991 de Alman ya da özel toplama sistemine giren ambalajların belirlen mesi için kullanıldı. 1993 te Fransız sistemi EcoEmbal lages, Avusturya sistemi ARA ve Belçika sistemi Fost Plus, aynı üretici sorumlulu ğu sembolü olan Yeşil Nok ta yı kullanmaya karar ver diler. Böylece, Yeşil Nokta Avrupa da bir sembol haline geldi ve 1995 yılında kurulan Pro Europe ile önemli bir noktaya taşındı. ÇEVKO ise uluslararası Yeşil Nokta markasının Türkiye deki kul lanım hakkını 2002 yılında al dı. Yeşil Nokta işareti ta şıyan ambalajlar, bu am balajın sorumluluğu bu ül kedeki Yeşil Nokta örgütü ne yani ÇEVKO ya devre dilmiştir anlamını taşıyor. Pro Europe Konferansı nı birlikte izlediğimiz ÇEVKO Başkanı Mete İmer İstan bul da günlük 15 bin kontey ner çöp üretildiğini kendile rinin de ÇEVKO olarak 2005 yılında yürürlüğe giren Am balaj ve Ambalaj Atıkları nın Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde ambalaj üreti cilerinin yetkilendirilmiş ku ruluşu olarak görev yaptıkla rını anlattı. Bugüne dek, 76 belediye ile Kaynağında Geri Kazanım konusunda pilot projeler gerçekleştir diklerini belirten İmer, ÇEV KO olarak bini aşkın okulda, ambalaj atıklarının kayna ğında toplanması konusunda bilinçlendirme eğitimleri dü zenlediklerini de belirtti. Aslında işin özü ambalaj ve diğer atıkları kaynağında ay rıştırma da yatıyor ve ne ya zık ki Türkiye bu açıdan ba kıldığında istenilen noktada değil. İstanbul Serbest Mu hasebeci Mali Müşavirler Odası nın İSMMMO , ÇEV KO Vakfı, atık yönetimi bi rimleri, belediyeler ve geri dö nüşüm tesislerinden edinilen bilgiler ve ilgili taraflarla ya pılan birebir görüşmeler doğ rultusunda hazırladığı araş tırmaya göre, günlük 5 milyon TL değerinde k ğıt karton, metal, cam, plastik, tekstil ve ahşap gibi atık üreten Tür kiye, bunun sadece 2 milyon TL lik kısmını çöpten geçi mini sağlayanlar sayesinde ekonomiye kazandırıyor. Her yıl 1 milyar 100 milyon liralık kaynaktan ise vazge çiyor. Konferansa 37 ülkeden 700 ü aşkın konuşmacı katıldı 20 yılı doldur, borçlan, emekli ol Belçika nın başkenti Brüksel de 78 Ekim de gerçekleştirilen Yeşil Nokta 2010: Yeşil Ekonomi Eylemde ana temalı Pro Europe Konferansı nda geri dönüşümün geleceği masaya yatırıldı. RÖVEŞATA MİNE G. KIRIKKANAT Tek Seçenek Cesaret! Georges Liebert, yarattığı düşünce sistematiğiyle ölümünden kırk yıl sonra Alman faşizmine esin kaynağı olduğu iddia edilen Nietzsche yi şöyle savunur: Nietzsche faşist olabilmek için yeterince demokrat değildi. Çünkü halk çoğunluğuna inanmazdı. Demokrat ya da faşist olmak için çoğunluğa inanmak gerekir. Ne var ki Türkiye de kurnazlıkla bağnazlığın bütünleşmesinden doğan kurnabazlar, ne Liebert, ne Nietzsche den haberdar, zaten demokrasinin d sini, faşizmin f sini bile bilmeden, hem faşist olmayı başardılar, hem de faşizmi demokrasi diye yutturacak kadar cahil çoğunluk ve çoğunlukçular! Ülkemizde, Meclis teki dokunulmazların muhalefetini Madem çoğunluğuz, bizim borumuz öter! barbarlığıyla devre dışı bırakanlar, sokaktaki dokunulur muhalifleri polisiye hoyratlıkla susturuyor, susmayanı da içeri tıkıyorlar. Faşizmin başka tanımı yok. Faşizm, çoğunluk sultası, çoğunluk diktasıdır. Oysa demokrasi, azınlığı çoğunluğa ezdirmeyen özgürlükçü rejimin adıdır. Sağlıklı işleyişi, iki temel öğe, denge ve denetime dayanır. Dengeyi muhalefet sağlar, denetimi de iktidar ve muhalefetten bağımsız yargı... Ama en önemlisi, demokrasinin gerçek güvencesi, özellikle iktidarı elinde tutan siyasal sorumluların, demokrasiyi kendi saflarına karşı bile savunacak kadar demokrat, özgürlük ve eşitlik ahlakını içine sindirmiş olmasıdır. Söz konusu özgürlükten, baskıdan bağımsız varoluş ve ifade, eşitlikten de yasalar önünde eşitlik anlaşılır. Bugün AKP iktidarının Türkiye yi içine çektiği kör karanlık, bilenle bilmeyenin kurum ve kavramları aynı anlamda algılamadıkları noktada başlıyor. İnancı bilinç sanana, kutsalla bilimi karıştırana, hurafeyi gerçek diye okuyana, zaten yasağa da özgürlük isteyene laf anlatmak kolay değil, demokrasi mantığı aşılamak ise olanaksız... Okullardan özgür düşünmeyi öğreten felsefe dersini kaldırdılar, Sünni olmayanı bile Sünniliğe odaklı din dersine zorunlu tutuyorlar. 700 den fazla davanın görülmekte olduğu, 47 gazetecinin tutuklu bulunduğu ve başta Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan, bazılarının 3 yıldır içerde tutulduğu basını, salt iktidar yalakalığında özgür bırakıyorlar. Allianoi yi batırana Çevre, cık cık yapıp seyredene Kültür Bakanı, diyorlar. Indiana Üniversitesi nde sosyoloji falan, Harvard da siyaset bilimi filan okuyorlar ya, bakıyorsunuz ızgara et, şiş köfte, fındık fıstık şirketi kurmuşlar... Zaten adlarında da adalet var, hukuk bilmiyorlar. Eh böylelerine kolay olmuyor tabii, üniversitelerden dersini bile kaldırmaya kalktıkları Roma Hukuku nun, demokrasinin temeli olduğunu anlatmak. Çünkü kafalarındaki hukuk, şeriat. Zaten demokrasi de Başbakan ın 23 Nisan da koltuğunu bıraktığı Elgin çocuğa verdiği derste gizli. Artık yetki sende, ister asar, ister kesersin... dememiş miydi? Tabii ki HSYK den istifalara dört dörtlük şov diye bakacak, elbette istifa eden hukukçuları, geç kaldınız... diye uğurlayacak. Çünkü yargının iktidara, adaletin kadılara yamandığı Türkiye de, gerçek hukukçulara bundan böyle istifa yetmeyecek, bunca cehalete karşı durmaya kalkanların intiharı gerekecek! Kadılığa boyun eğenlerin dağıttığı adaleti yersiz, iki tesettürlüsü bir açık başlı erkeğe eşit tanıklığı haksız bulan kadınlar da, ulemaya temyize giderler, artık... Yine de korkmayın. Bir gün durulur sular. Ya da akmaz olurlar. Kurak bir toprak gibi yarılsa da yürek... Bazen, biraz cesaret yeter. Başka seçenek kalmayınca, kalkıp yürümek. Düşene ya da düşürene kadar yürümek gerek. Çünkü ancak direnenler talihi değiştirip, tarih yazabilirler! [email protected] www.mgkmedya.com Yeni bir model: Beşikten Beşiğe Pro Europe Konferansı nın özel konuğu kimyager Prof. Michael Braungart idi. Braungart Beşikten Beşi ğe Cradle to Cradle başlıklı bir sunumunda tüm dünya nın artık farklı bir tasarım ve üretim zihniyetine geçmesi ge rektiğini vurguladı. Beşikten Beşiğe mimar William McDonough ve kim yager Michael Braungart tarafından yazılan ve 2002 yılında yayımlanan bir kitabın adı olduğu gibi bir tasarım ve üre tim yaklaşımının da adı aynı zamanda. Beşikten Beşiğe her ürünün tasarım aşamasında tüm ya şamını ve kullanım ömrü sonunda ürünün nasıl değerlen dirileceğini dikkate alan bir yaklaşım. Ürünün tüm malze melerinin ve tüm üretim aşamalarının insan ve çevre sağ lığını korumasını şart koşan, doğaya ve insana az zarar ver meyi değil, tamamen yararlı olmalarını şart koşan bir sis tem. Beşikten Beşiğe ürünlerinin kullanım ömürleri sonunda atık olmamaları gerekiyor. Bu kavrama göre atık esasında bir besin, aynen doğada olduğu gibi. Nasıl doğada bir ağa cın ürettiği her şey geri dönüşebiliyor ve doğa için besin olu yorsa, bir ürünün tüm üretim aşamaları da doğa için besin üretmeli ve ürün de atılacağı zaman ya doğada ayrışmalı ve doğal sistemler için besin olmalı ya da üretim hatları için hammadde olmalı. Üretim sisteminde geri dönüşüme ta bi tutulacak olan malzeme ya hammadde özelliği yüzde 100 korumalı ya da doğada tamamen çözülmeli. DOSYA NO: 2010 80 TAL. Bir borçtan dolayı ipotekli olup, satılmasına karar verilen taşınmaz satılarak paraya çevrilecektir. Satılmasına karar verilen gayrimenkulun cinsi, kıymeti, evsafı; TAŞINMAZLARIN TAPU KAYDI: Aydın İli, İncirliova İlçesi, Acarlar Köyü, Karasu Mevkii, 132 ada, 4 parselde kayıtlı bahçeli kargir ev vasfındaki taşınmaz. TAŞINMAZIN İMAR DURUMU: Taşınmaz tapu kayıtlarında bahçeli kargir ev vasfında gözükmektedir. TAŞINMAZLARIN HALİHAZIR DURUMLARI : Taşınmaz içerisinde 1 adet yapı bulunmaktadır. Yapı tek katlı olup üzeri çatılıdır. Elektiriği ve suyu mevcut olan yapı yığma olarak inşası yapılmış olup, pencereleri plastik ve kapısı demir doğramadan yapıl mıştır. İkamet edilen yapının 2 odası ve 1 mutfağı bulunmaktadır. Ve 1 mutfağının arka tarafında 3 m2 lik wc olarak kullanılan bir yapıda mevcuttur. Ev yeni bir yapıdır. Evin tabanının tesviye betondur. Yapının ön tarafında kapalı sundurma çatılı alanı bulunmaktadır. Yapı avluya bakmaktadır. Giriş kapısı demir kapıdır. 55 m2 alanında olan bir yapıdır. 20 m2 si sundurma çatılı alandır. Taşınmazın toplam değeri arsa de ğeri göz önünde bulundurularak 35.000,00TL dir. TAŞINMAZLARIN KIYMETİ: Satışa konu taşınmazın kesinleşen kıymet takdirine göre; 35.000,00TL. kıymet takdir edilmiş olup, bu bedel üzerinden, satışa çıkarılmıştır. SATIŞ ŞARTLARI: Taşınmazın; 1. satışı 26.11.2010 tarihinde, Saat: 09.30 dan 09.40 a kadar İncirliova Adliyesi İncirliova İcra Müdürlüğü İncirliova AYDIN adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edi len kıymetin %60 ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu satış ve paylaştırma masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şar tıyla, taşınmazların 2. satışı 06.12.2010 tarihinde, Saat: 09.30 dan 03.40 a kadar İncirliova Adliyesi İncirliova İcra Müdürlüğü İncirliova AYDIN adresinde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilme mişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere; artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin, malın tahmin edilen kıymetinin %40 ını bulması ve satış istiyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bunda başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetlerin %20 si nispetinde nakdi TL veya bu miktar kadar Milli bir Banka nın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga vergisi, tapu alım harç ve masrafları ile KDV. alıcıya aittir. Taşınmazın aynından doğan birikmiş vergiler, tapu satım harcı ve dellaliye resmi sa tış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin bu gayrimenkuller üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde Dairemize bildirmeleri lazımdır; Ak si takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmada hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca %50 faizden mütesselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için Dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010 80 Tal. sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 7Satış ilanı ilgililerin adreslerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması veya adresleri bilinmeyenlerin de yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. İc. If. K. 126 İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 68117 T.C. İNCİRLİOVA İCRA MÜDÜRLÜĞÜ NDEN GAYRİMENKUL SATIŞ İLANI BAŞSAĞLIĞI Baromuzun 12264 sicil sayısında kayıtlı AVUKAT NAD R UĞUR 11.10.2010 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi 12.10.2010 Salı günü kaldırı lan meslektaşımıza Tanrı dan rahmet, kederli ailesine, yakınlarına ve Baromuz mensuplarına başsağlığı dileriz. STANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle