Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB C M Y B SAYFA CUMHUR YET 13 EK M 2010 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Yarın Utanırsınız Diyorlar ki, demokrasi halkın oyuna mazhar olanların, ondan yetkiyi alanların ülkeyi, devleti bildikleri gibi yönetmeleridir . Öyle midir? Öyle değildir. Demokrasi sınıflar dünyası es geçilerek, hakikisi ile dayatılanı, gerçeği ile yutturulanı arasındaki ilişki kolay anlaşılabilecek bir kavram değildir. Serbest piyasanın vahşi, gaddar dünyasının demokrasisi, işçiye, köylüye, memura, yoksula, sıradan yurttaşa verdiği sembolik hakların ötesine geçmeye, kurulu düzeni koşulsuz eleştirme hakkını kabul etmeye yanaşmaz. Bu demokrasi, insanların kafasındaki gerçek demokrasi ile, ütopik ama hep peşine düşülmesi gereken gerçeklikle uyuşmaz. Bu nedenle de tartışmalarınıza serbest piyasanın demokrasi kavramını kabul ederek başladığınızda bir sıfır yeniksinizdir. Ama şimdilerde siyasetin egemenleri herhalde kendilerine olan güvenleri şu son, pek demokratik referandumla çok arttığı için olsa gerek, demokratik yöntemleri bir yana bırakıp ileri demokrasiye geçtiler! Bunun işaretleri birden fazladır. Birincisi, hükümet edenler, referandum sürecinde yöneltilen eleştirilerin haklı çıktığını söyleyenlere yarım ağız gülerek, açık bir istihza ile yanıt veriyorlar. Gizleme, yerini önce kaba demagojiye, sonra da ee ne olmuş yani ye bırakmış durumdadır. İkincisi, iktidarın öteki ortağı cemaat artık yeryüzüne çıkmıştır. Cemaatin sırlarını ifşa edenleri, bir zamanlar cemaate çok yakın durmuş, ama sonra terk etmiş kişileri, yaşayanlar için kullanılan sözlerle değil, genellikle bu dünyadan ayrılmış olanlar için kullanılan Allah taksiratını affetsin duası ile korkutmaktadırlar. Haksızlığa isyan eden, yaratılmaya çalışılan sis perdesini ahlaksız bulan gazetecilere ise tetikçiler aracılığı ile sopa ve zindan gösterilmektedir. Şimdi sopa demokrasinin yerini almaya, demokrasi ilerlemeye başlamıştır. Aydınları, karanlık işler çevirenlerle, mafya elemanlarıyla bir yere kapatma operasyonuna açık zorbalık eklenmek üzeredir. İleri demokrasiye geçiş herhalde böyle olacaktır. Bunu TV kanallarında konuşan ve konuşan ve hiç susmayan zevatın söyleminden de anlayabiliyorsunuz artık. O söylem şöyledir: Artık Türkiye bir rejim değişikliği yaşamaktadır. Bu değişiklik gerçekleşirken yasaların yerini zaman zaman kendiliğinden gerçekleşen süreçler alabilmektedir. Sözgelimi türban sorunu yasalar bir yana bırakılarak, bir şekilde çözülmüş durumdadır. Yarın bunun yeni aşamaları da gündeme gelecek ve aynı şekilde çözülecektir. O nedenle şimdi uzlaşmak zamanıdır . Nerede uzlaşacağız efendim? İkinci adımı kaçınılmaz olan birinci adımda. Peki biz bu rejim değişikliğini tehlikesini ılımlı İslam dümenini yıllardan beri söyleyip durmuyor muyuz? Bize o zamanlar nereden uyduruyorsunuz, ne laiklik tehlikede, ne de bölünme tehlikesi var diyenler şimdi bizi nerede uzlaşmaya çağırıyorlar. Demokrasi kavramına hep sınıflar dünyasının gerçekliği içinden bakmış olanlar dünyanın da, Türkiye nin de durumunu anlamış ve anlatmışlardı. Kürt sorununda da, laiklik ve demokrasi konusunda da olanı, olması gerekeni, yaklaşan tehlikeleri ve çözüm yollarını göstermişlerdi. Onların darbecilerden aldıkları yanıt kapatılmak oldu. Hem siyasi partilerini kapatıp yasakladılar hem de kendilerini zindana ve sürgüne kapattılar. En güzel ve hep anımsanacak örneği Behice Boran ve partisidir. Şimdi de bu ileri demokrasi masalına kendini kaptırmamak aydınların boynunun borcudur. Ama uzlaşmanın, yani teslimiyetin tatlı gevşekliğine kendilerini bırakanların sayısı her gün biraz daha artıyor. Ne diyebiliriz? Yarın utanırsınız deriz. Siz bu dünyadan ayrılmış olsanız da çocuklarınız utanırlar. Yazık değil mi onlara? eposta: guray@cumhuriyet.com.tr Hafta sonunda yapılan IMF World Bank toplantısında, küresel dengesizliklerin giderilmesi için uluslararası işbirliğinin önemi vurgulandı. IMF Başkanı Strauss Kahn, işbirliği gerçekleştirilemezse, ulusal ve uluslararası alanlarda siyasi istikrarsızlıkların kaçınılmaz olacağını savundu. Dengesizlikler ... Ama kimin için? ABD de yönetimi, IMF ve Dünya Bankası, ekonomik toparlanmanın geleceği açısından uluslararası dengesizliklerin ABD ticaret açığıÇin in döviz rezervleri giderilmesini, Çin in yuan ı yüzde 4050 oranında revalüe etmesini istiyorlar. Çin in tavrıysa ilk anda izleyicileri şaşırtıyor: Nasıl olur da dünyanın ikinci büyük ekonomisi, dengesizliklerin giderilmesi için kendisine düşeni yapmaz? Pazartesi yazımı Ya Çin bu dengesizlikleri azaltmak istemiyorsa sorusuyla bitirmiştim. Pazartesi günü Financial Times da Güney Afrika Maliye Bakanı Prasad Cornell, Çin i dinlediğinizde yaşanmakta olanların bir yorumuyla, ABD yi dinlediğinizde bir başka yorumla karşılaşıyorsunuz diyordu. ABD ye göre Çin, yatırıma, ihracata öncelik veren dengesiz bir büyüme modelinde ısrar ediyor. Halbuki parasının değerlenmesine izin verse, iç tüketimini güçlendirmeye odaklansa çok daha dengeli bir yapı oluşturabilir. Böylece hem Çin halkının refahı artar hem de ABD, Çin deki talepten yararlanma, dış ticaret açığını azaltma olanağı bulur, dünya ekonomisindeki dengesizlikler ortadan kalkar. Ancak bu senaryo, Çin açısından hem ihracat sektörünün, hem de dünya ekonomisinde doğal kaynaklara, kıymetli minerallere, enerji mallarına ulaşmasına, arzu ettiği yabancı şirketleri satın almasına, hükümetleri ucuzkredi yoluyla kendine bağlamasına olanak sağlayan rezervlerinin imha edilmesi anlamına geliyor. Bu sırada Çin halkının refahı belki bir süre için yükselecek ama aynı dönemde ülkeye dolan mali sermaye bu refahın zeminini çürüterek, Çin i gelişmekte olan ülkelerin düzenli olarak yaşadığı mali krizlerin döngüsüne itecek. Dengesizlik Çin e yarıyor Carnegie Endowment for Peace in üst düzey görevlisi, eski Dünya Bankası, Çin Masası nın direktörü Yukon Huang a göre, Dengesiz büyüme Çin için çok yararlı olmuş. Huang, hızlı ekonomik büyümenin sermaye birikimininEY motoru, tüketim, yatırım ve ihracattır. Hiçbir ülke ekonomik büyümeyi salt tüketime dayalı bir yaklaşımla uzun süre sürdüremez diyor, genel kanının aksine geçen 10 yıl boyunca ekonomik büyümenin yalnızca yüzde 10 15 inin ihracattan kaynaklandığına işaret ediyor. Huang a göre, Çin gibi bir ülke 20 yıllık yüksek ekonomik büyümeyi, yüksek bir yatırım hızı olmadan sürdüremezdi . Çin de yatırımların banka sistemi ve otofinansman yoluyla gerçekleştirildiğini, mali bir kriz durumunda, zararları devletin emmesi halinde bunun kısmen bütçe açığı anlamına geleceğini savunan Huang, Çin in borç GSMH oranı çok düşük, döviz rezervleri çok güçlü olduğu için bir finansman sorunuyla karşılaşmayacağını düşünüyor. Huang, aslında tüketimin de yılda ortalama yüzde 810 oranında büyümekte olduğuna dikkat çekiyor. Özetle Çin in ekonomik modelini değiştirmek için şimdilik bir nedeni yok. Peki, ABD nin döviz savaşları tehdidiyle Çin i zorlama şansı var mı? Bence, dört nedenle yok. 1 Döviz savaşları, doların zayıflaması anlamına gelecek. Pekinli ekonomist Dee Woo nun işaret ettiği gibi, ABD ile Yunanistan ın mali krizi arasındaki tek fark, doların uluslararası statüsü. Doların zayıflamaya devam etmesi bu statüyü sarsıyor. 2 Doların zayıflaması, ABD işçi sınıfının refah düzeyinin korunmasına olanak sağlayan, Çin kaynaklı ucuz malların fiyatını yükseltecek, işçi sınıfının gerçek gelirlerini düşürecek. Bu toplumsal çelişkilerin derinleşerek siyasi istikrarı tehdit etmesi anlamına geliyor Wall Street Journal, 08 10 . Ayrıca bu malları Çin den ithal eden, Wall Mart, Home Depot, Best Buy gibi dev şirketlerin, sermayelerinin yarattıkları istihdamın çapından dolayı ABD siyasetinde büyük ağırlıkları var ve bunlar bir döviz savaşına karşılar. 3 David Pilling in Financial Times da gösterdiği gibi, Çin in ucuz işgücü nüfusu ve iç pazarının potansiyelleri çok büyük. Bu hem ona çok güçlü bir üretim, rekabet kapasitesi, hem de dünyanın geri kalanına, Çin in koşullarını kabul ettikleri oranda, pazar, finansman olanakları sunuyor. 4 Bu yüzden ABD, Çin le iş yapan ülkeleri, Avrupa Birliği ve Brezilya dahil, Çin e karşı kendi etrafında toplayamıyor... Özetle, dengesizlikler , ABD hegemonyası altında şekillenmiş dünya ekonomisine ait ve Çin in yükselişiyle de ilişkili. Dengesizliklerin giderilmesi, bu hegemonyanın restorasyonuna açılıyor, Çin ise bu dengesizliklerde kendi yükselişine hizmet eden dinamikler görüyor. GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Çin ve Küresel Dengesizlikler erginy@tr.net http: erginyildizoglu.blogspot.com CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AYM üyesi seçimi ve HSYK den istifaları değerlendirdi Yargıda eksen kayması ANKARA Cumhuriyet Bürosu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıç daroğlu, HSYK deki istifalar ve Anayasa Mahkemesi ne parlamen toda üye seçimiyle ilgili tartışmalar konusunda, Eğer Türkiye de eksen kayması tartışması başlayacaksa yargıda başlayacaktır. AKP nin gençlik, kadın kollarından sonra yargı kolları da olacak dedi. Kı lıçdaroğlu, emekli zammını da ye tersiz buldu. CHP lideri Kılıçdaroğlu nun grup konuşmasında verdiği mesajlar özet le şöyle: Öğrenciler 60 kişilik ko ğuşta: Eskişehir Osman Gazi Üni versitesi nde soru soran bir genç kız 60 kişilik bir koğuşta kalıyorum dedi. Bizim öğrenci olarak okudu ğumuz yıllarda bile 60 kişilik bir ko ğuş yoktu. nsanlık dramı mektubu: Acaba bu iktidar 8 yıldır işsizlik için ne adım attı? İşsizlik fonundaki pa raları aldılar ve başka yerlerde har cadılar. Parlamentoyu da kandırdılar. Doğu ve Güneydoğu ya yatırım ya pacağız, diyen hükümet aldıkları pa rayı nereye harcadı? Bir insanlık dramı mektubu var elimde. Metin Kuşçu dan geliyor. Sözleşmeli sınıf öğretmeniymiş, kan kanseri olmuş, te davisi sürerken 30 günden fazla rapor aldı diye sözleşmesi feshedilmiş. Bir öğretmeni ölüme mahkum ediyorsu nuz. Biz bu öğretmen arkadaşımıza sahip çıkacağız, ama asıl sosyal dev let sahip çıkmalı. HSYK deki istifalar: Başbakan Niçin zamanında istifa etmedi niz? diyor. Demokrasiden nasibini almamış bir Başbakan ın söylemidir bu. Elinizi kolunuzu bağlayan mı vardı diyor. Bu da hukuk bilme mezliğin söylemidir. Hem hukuku, hem yasayı bilmeyeceksin, hem de di lin uzun olacak, halkı aldatacaksın. Hukuk bilmiyorsan, yasa bilmiyorsan, konuşma. Sayın Başbakan a şunu söylemek isterim, HSYK ile Adalet Bakanı arasındaki yazışmaları eğer yüreği varsa açıklar. H kimlerin ar kasında Adalet Mülkün Temeli dir diyor. Oradaki mülk devlettir oy sa öyle anlaşılıyorki Sayın Başbakan o mülkü kendi mülkü sanıyor. Eksen kayması: Tutukluluklar infaza dönüşüyor. Nasıl bir demok rasidir ki, savcıların, yargıçların te lefonları dinlenir? Nasıl bir hukuk sistemidir ki yasadışı dinlenen tele fonları Sayın Başbakan kürsüye çı kıp kendine siyaset malzemesi ya par? Nasıl bir demokrasidir ki ko nuşmaları yapanlar ertesi gün ken disini Silivri de bulur? Eğer Türki ye de eksen kayması tartışması baş layacaksa bu tartışma yargı süreciyle başlayacaktır. Anayasa değişikli ğinden sonra, herhalde AKP nin gençlik ve kadın kolları dışında bir de yargı kolları olacak. Cumhurbaşkanı na çağrı: Hülle ile AYM ye üye temin etmek kimseye yakışmaz. Bunun ne hu kukta, ne demokraside, ne de ahlak ta yeri vardır. Cumhurbaşkanı na burada çok önemli bir görev düşüyor. Eğer bu ülkenin cumhurbaşkanı ol mak istiyorsa, 70 milyonun duyarlı lıklarını dikkate alır. O Anayasa Mahkemesi, eğer anayasayla ilgili ka Erdoğan ın HSYK deki istifalar konusunda yaptığı Niçin zamanında istifa etmediniz? açıklamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, Demokrasiden nasibini almamış bir Başbakan ın söylemidir bu. H kimlerin arkasında Adalet Mülkün Temelidir diyor. Oradaki mülk devlettir oysa öyle anlaşılıyor ki Sayın Başbakan o mülkü kendi mülkü sanıyor dedi. Yasadışı telefon dinlemeleri ve infaza dönüşen uzun tutukluluk sürelerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Eğer Türkiye de eksen kayması tartışması başlayacaksa bu tartışma yargı süreciyle başlayacaktır. Anayasa değişikliğinden sonra, herhalde AKP nin gençlik ve kadın kolları dışında bir de yargı kolları olacak diye konuştu. MHP LİDERİ BAHÇELİ: Başörtüsü seçim için yığınak Türban konusunda AKP yi, CHP nin vagonu olmakla suçlayan Devlet Bahçeli HSYK deki istifaların da AKP nin yarattığı büyük bir kriz olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı devreye girsin dedi. ANKARA Cumhuri yet Bürosu MHP Lideri Devlet Bahçeli, AKP ve CHP nin türban konusunu genel seçimlere yönelik siyasi yığınak yapma amaçlı kullandığını savu nurken sorunun çözümü için TBMM de bir uz laşma komisyonu ku rulmasını önerdi. Bahçeli, partisinin grup toplantısında türban tar tışmalarına değinirken AKP nin yıllardır siyase tini kamplaştırma ve cepheleştirme üzerine kurduğuna dikkat çekti. Son dönemde CHP nin de bu sürece katılarak renksiz, temelsiz ve is tismarcı bir anlayışla AKP nin yanında yer al maya başladığını ileri sü ren Bahçeli, Başörtüsü konusuyla ilgili dile ge len her sözün, önümüz deki yıl yapılacak genel seçimlere yönelik bir si yasi bir yığınaktan iba ret olduğuna ilişkin kuş kularımız gün geçtikçe çoğalmaktadır dedi. Bahçeli, referandum sü recinde, AKP nin anaya sa değişikliğine karşı çık tığı için kendisi ve parti sini CHP nin vagonu olmakla suçladığını anım satarak Bu meselede va gon olmaya hazır olan Erdoğan ise Meclis teki sayısal üstünlüğünü unutup, sürekli sorunu kaşımayı tercih etmek tedir dedi. Bahçeli, Mec lis te biz uzlaşma komis yonu kurulmasını istedi. K o n u ş m a s ı n d a HSYK nin 6 üyesinin is tifasını da değerlendiren Bahçeli, üyelerin bu ka rarını, hükümetin yan daş yargısını oluşturma girişimlerinin meyvesi olarak nitelendirdi. İsti faların AKP nin yol açtı ğı büyük bir kriz olduğu na işaret eden Bahçeli, özetle şu görüşlere yer verdi: Sayın Cumhur başkanı bir an önce dev reye girmeli ve konu nun muhteviyatı devlet krizine dönüşmeden ku rumların ahenkli çalış masını sağlayıcı giri şimlerde bulunmalıdır. Aksi taktirde, yargıdaki başka istifalar, çekilme ler ve öfkeyle atılacak bazı yanlış adımlar çok ciddi sonuçlara yol aça bilecektir. Doğal olarak bunun bedeli de herkes için ağır olacaktır. rar verecekse, anayasaya aykı rılıkları saptayacaksa, temel görevlerden birisi Cumhurbaş kanı na düşmekte. Sayın Cum hurbaşkanı, Anayasa Mahke mesi ne üye atarken toplumun, ama her kesimin duyarlılıklarını dikkate almak zorundadır. Ada letin kantarı bozulursa, o kan tar bir gün gelir o adaleti bo zanları da tartar Emekli zammı: Söylem le verilen rakam farklı. Sanki bi rinci, ikinci yarıyılda 60 ar li ra verecekmiş gibi, yok öyle bir şey. Zam yetersiz. Emekliyi kandırmalarına izin vermeye ceğiz. Aylıkları aldıklarında görecekler. Gıdaya yüzde 28 zam geldi bir yılda. Sen yüzde 28 in altında zam veriyorsan emekliyi kandırmış olursun. Başbakan ın cilalaması çok iyi. Allıyor pulluyor satmaya çalı şıyor. Sattırmayacağız. Halka gidip onun tezg hını bozacağız. Erdoğan a Çankaya sorusu BDP Eşbaşkanı Kışanak, Evren ve Demirel in Çankaya ya kanlı yol dan tırmandığını öne sürerek Erdoğan ın hangi yolla cumhurbaşkanı olacağını açıklamasını istedi ANKARA Cumhuriyet Bürosu BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak, Kenan Ev ren ve Süleyman Demirel in Çankaya ya kanlı yol dan tırmandığını öne sürerek bugün yine Çankaya ya çıkmak iste yen bir Başbakan bulunduğu na dikkat çekti. Kışanak, partisinin grup top lantısında, 12 Eylül döneminde, Diyarbakır Cezaevi nde siste matik işkence ye maruz ka lan 305 kişinin önceki gün Di yarbakır Cumhuriyet Başsav cılığı na suç duyurusunda bu lunduğunu anımsatarak Türki ye nin bu kara leke den kur tulması için yargılama sürecinin etkin ve acil bir şekilde başla tılması gerektiğini söyledi. Gültan Kışanak, devletin 1992 de topyekun savaş kon septi uygulama kararı aldığı nı ve 1993 ten itibaren Orge neral Eşref Bitlis, 8. Cumhur başkanı Turgut Özal, eski Dev let Bakanı Adnan Kahveci nin kuşkulu ölümleri ile gazetemiz yazarı Uğur Mumcu nun sui kasta kurban gittiğine dikkat çekti. Bu ölümlerin arkasında ki gerçeklerin aydınlatılması için Gerçeklerle Yüzleşme Komisyonu kurulması ge rektiğini belirten Kışanak, emekli Albay Arif Doğan ın JİTEM i ben kurdum, Hiz bullah da benim kontrolüm deydi dediğini anımsattı. Kı şanak, suçların ortaya çıkarıl ması için hükümetin arşivle rini açması gerektiğini belir terek Bütün bunların aydın latılması için o dönemin MGK kararlarına ilişkin tu tanakların açıklanmasıyla bi le bu olayların nedenlerine ce vap bulunabilir dedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel in, İste seydiler 11 Eylül günü kanı durdurabilirlerdi, kanı dur durmadılar, çünkü Evren Çankaya ya çıkmak istiyor du sözlerini anımsatan Kışa nak, şunları söyledi: Biz bü tün bu yaşananlara baktığı mızda 92 konseptine onay vererek, yani kanı durdur mayarak, şiddet politikasına sonuna kadar geçit veren, devleti rutin dışına çıkaran ve devlet zaman zaman rutin dı şına çıkar diyerek, bunu iti raf eden Demirel de Çanka ya ya kanlı bir yoldan tır mandı. Bugün de yine Çan kaya ya çıkmak isteyen bir Başbakan var. Türkiye de artık Çankaya ya gitmek is tiyorsanız, bunun yolu ba rıştan, demokratik çözümden ve özgürlüklerden geçer. Roj TV nin yayınlarına son verilmesi için Türkiye nin uluslararası düzeyde uygula dığı baskı yı son dönemde arttırdığını savunan Kışanak, Türkiye de demokratik bir or tam olsaydı, Roj TV nin An kara, İstanbul, Diyarba kır dan da yayın yapabile ceğini ileri sürdü. Erdoğan ın Cumhurbaşkanı olmak istediğini söyleyen Kışanak, Acaba Çankaya nın yolu kanlı bir yol mu olacak, bu ülkenin kanı, ölümü pahasına mı olacak, yoksa demokrasi, barış çözüm pahasına mı olacak? dedi. TBMM CHP Grubu Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Gündeme ilişkin değerlen dirmeler yaptığı konuşmasının ardından CHP Genel Başkanı na, Kocaeli nin Balören Köyü nden gelen Zeh ra Sezer sağda ve Bayraktar Canan Acar solda isimli iki genç kız çiçek verdi. Fotoğraf:NECATİ SAVAŞ Evren Bulvarı nın adı değişti: Gazian tep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey başkanlığında yapılan ekim ayı toplantısında, AKP li ve CHP li meclis üyeleri, Ünaldı Mahal lesi ndeki Kenan Evren Bulvarı nın Demokra si Bulvarı olarak değiştirilmesi için ayrı ayrı önerge verdi. Yapılan oylamada, 23 meclis üyesi nin oy birliğiyle isim değişikliği kabul edildi. El Kaide li iki sanığa tahliye: Terör örgütü El Kaide nin Türkiye yapılanmasına üye oldukları ve 15 ve 20 Kasım 2003 te İs tanbul da iki sinagog, HSBC Bankası ve İngi liz Konsolosluğu na bombalı saldırı düzenlen mesi eyleminde yer aldıkları iddiasıyla yargı lanan sanıklardan ikisi tahliye edildi. AKP il yönetimi istifa etti: AKP Ba lıkesir İl Başkanı Adil Çelik ve 50 yönetim kurulu üyesi, görevlerinden istifa etti. Çelik, yaptığı açıklamada, istifasının referandum so nuçlarıyla ilgisinin olmadığını söyledi. B.Ç nin tedavisine son verildi: Va kit gazetesinin eski yazarlarından Hüseyin Üzmez in cinsel istismarına uğradığı iddia edilen 16 yaşındaki B.Ç nin, bozulan psiko lojisinin düzeldiği öğrenildi. Kendisine uygu lanan ilaç tedavisine son verilen B.Ç nin ar tık doktora gitmemesine karar verildi. KISA KISA... KISA KISA...