23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2010 CUMARTESİ 6 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Daha Karanlık Günlere Doğru Bir binayı yıkmak için çeşitli yöntemler uygulanabilir. Olanaklarınız varsa ve koşullar uygunsa bir bombayla işini bitirebilirsiniz. Elinize kazmayı alıp rasgele girişmek, ilkel fakat yine de uygulanabilir bir yöntemdir. Daha akıllıca ve bilimsel yöntem, üzerinde yükseldiği temelleri belli noktalarda zayıflatmak, sonra da en uygun zamanda çökmesini sağlayacak darbeleri indirmektir. AKP ordu konusunda bu yöntemi benimsemiş görünüyor. AKP orduyu neden çökertmek istesin? Ülkenin ordusunun yıkılmasından bu ülkeyi yönetmekte olan siyasal iktidarın ne çıkarı olabilir? Sorunun yanıtı çok basit: AKP ordunun kendisine değil, laik, cumhuriyetçi geleneklerine düşmandır. Demokrasi için mücadele görüntüsü arkasında ortadan kaldırmak istediği ordu değil, bu gelenekler, bu duruştur. Ergenekon’la başlayıp kozmik oda aramasıyla süren ve çok belli ki amaca ulaşılıncaya kadar sürdürülecek olan senaryonun ilmek ilmek hazırlanıp uygulamaya konulmasını bu siyasal iktidarın demokrasi aşkıyla açıklamaya çalışmak, bilmem ki nasıl bir aklın ve ahlakın ürünü olmalı... Ordu üzerinde sonraki yaptırımlar fiske vuruşlarıyla elde edilebilecek kadar kolay olacak. AKP orduyla bundan böyle istediği gibi oynayabilir. Türkiye Cumhuriyeti’ni temellerinden değiştirmek amacıyla yola çıkan bir siyasal hareketin önünde, dış konjonktürün de uygunluğu ve desteği ile, ordu artık engel oluşturmaktan hızla uzaklaştırılmaktadır. Yakın gelecekteki adımlar, komutanlık atamalarının en alttan en üste siyasal iktidarın buyruğuna verilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması, yanı sıra da askeri eğitim sisteminin bu iktidarın isteğince yeniden elden geçirilip amaca uygun duruma getirilmesidir... AKP iktidarı ordu konusunda (yandaşlarının deyimiyle) bu “dönüşüm”leri gerçekleştirirken bir yandan da kendi “devrim muhafızları” ordusunu yapılandırıyor... Bu konuda kuşkusu olanlar, pek çok yayının yanı sıra, 13 Ocak tarihli gazetemizde Mustafa Sönmez’in “Asker Devletten AKP’nin Polis Devletine...” başlıklı yazısını okuyabilirler... Ekonomi uzmanı arkadaşımız, askerin bütçedeki payı azaltılırken emniyete ve özel güvenlik güçlerine ayrılan bütçede ve eleman alışlarındaki baş döndürücü artışlara ilişkin ürkütücü gerçeği rakam rakam gözler önüne seriyor... Ordu sorununu böylece çözüme ulaştırdıktan sonra AKP’nin önündeki başlıca ve en önemli engel yüksek yargı kurumları ve hukuka saygılı, namuslu, şerefli, gözü pek yargıçlar, savcılar, hukuk insanlarıdır... AKP şimdi, sınır tanımayan demokrasi aşkıyla(!) ve akıl almaz aymazlıktaki (entelektüel, öğretim üyesi, gazeteci vb. sıfatlı) yalaka ve yağcılarının desteği ile bu engeli de aşmak için yanıp tutuşuyor... Bunu başarabilecek mi? Sürmekte olan çekişmenin sonucunu kestirebilmek kolay değil... Fakat şimdiden söylenebilecek olan, istediği sonuca ulaşmaksızın AKP’nin bu çekişmeden de sonuç almaksızın çekilmeye yanaşmayacağıdır... Bu parti bu gücü, bu inadı nereden alıyor? Sorunun düğümlendiği nokta da burasıdır. AKP sistem içinde bir siyasal hareket değil, sistemi kendi amaçları doğrultusunda zorlayan sistem dışı bir militan güçtür. Daha doğrusu, böyle bir gücün etkisi altındadır... Bugün AKP kadrolarında yer alan birçok kişi, bu militan gücün etkisi kırılabilse, rahatlıkla merkez sağ içinde siyaset yapabilecek kişilerdir... Fakat partinin bugünkü oluşumu içinde bunun olasılığı kolay görünmüyor... Önceki gün CNN’in “Tarafsız Bölge” programında da söylediğim gibi AKP iktidarı (ve özellikle günümüzdeki yönetim kadrosu) sahip olduğu siyasal erki ve ekonomik gücü asla yitirmemek niyetinde ve kararlılığındadır... Bu uğurda yapamayacağı, göze alamayacağı hiçbir şey yoktur... Her gün bir yeni ilmek daha atılarak gittikçe içinden çıkılmaz duruma getirilen karanlık senaryoların yöneldiği asıl amaç budur. Ülkeyi çok daha karanlık günler bekliyor. Seçimler yaklaştıkça çok daha akıl dışı yalan ve kışkırtmaların devreye sokularak yurttaşın zihninin daha da karıştırılması, AKP iktidarı dışında çözüm olamayacağı yönünde yalan, iftira ve şantajlara giderek daha büyük ölçülerde başvurulması şaşırtıcı olmayacaktır... Sistem içindeki bütün siyasal oluşumları, çok büyük, yaşamsal bir demokrasi sınavı bekliyor... Kişisel, örgütsel çıkarlar bir yana bırakılarak, AKP’ye karşı ortak bir platformda mücadele etmek kaçınılmaz bir yurtseverlik görevidir. Böyle bir birlikteliğin dili, yöntemi mutlaka bulunmalıdır... Ülkemizi çok daha karanlık günlerden, dönüşü olamayacak yıkımlardan kurtarmanın tek çözüm yolu, olsa olsa budur... [email protected] Faks: (0212) 343 72 64 Tuğluk ifade verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kapatõlan DTP’nin eski milletvekili Aysel Tuğ- luk, Diyarbakõr’da “örgüt propagandasõ yapmak” su- çundan hakkõnda yürütülen soruşturma kapsamõnda tali- matla ifade verdi. Ankara Adalet Sarayõ’nda 40 dakika kalan Tuğluk, “2005’te Bat- man’da Nevruz’da yaptõğõ konuşma nedeniyle soruştur- ma açõldõğõnõ” söyledi. KCK’ye 11 tutuklama VAN (Cumhuriyet) - Van’da düzenlenen operas- yonda, Yüzüncü Yõl Üniver- sitesi (YYÜ) yerleşkesinde, bazõ öğrencileri tehdit ederek terör örgütü PKK adõna çeşit- li eylem ve faaliyetlere katõl- maya zorladõğõ iddiasõyla gözaltõna alõnan 21 kişi adli- yeye sevk edildi. 12 saat sü- ren sorgulamanõn ardõndan 11 öğrenci tutuklandõ. ‘Tam Gün’ eylemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipler Bir- liği (TTB) Merkez Konseyi, TBMM’de görüşülmekte olan Tam Gün Yasasõ’na karşõ tüm yurtta iş bõrakma eylemi ya- pacak. TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri Eriş Bilaloğ- lu, “19 Ocak’ta tüm ülkede ‘tam güne karşõ tüm gün ey- lem ve etkinlikte olacağõz’ şiarõ ile iş bõrakacağõz” dedi. Kurusıkı öldürdü TOKAT (Cumhuriyet) - Tokat’õn Almus ilçesindeki evlerinde, yanõnda kimsenin olmadõğõ sõrada babasõ Mus- tafa İşel’e ait kurusõkõ taban- cayla oynayan 6 yaşõndaki Hümeyra İşel, silahõn ateş al- masõ sonucu başõndan yara- landõ. Hastaneye kaldõrõlan İşel, kurtarõlamadõ. İlk 3 saat bedava İstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi Ulaşõm Koordinasyon Merkezi’nin alõşveriş merkez- lerinin otoparklarõnõn ilk üç saat ücretsiz olmasõ yönünde- ki kararõ Danõştay tarafõndan haklõ bulundu. Kararda, kõsa süre işler için ücret alõnmasõ- nõn sürücüleri parsel dõşõna yönlendirdiği ve trafiği olum- suz etkilediği vurgulandõ. Darbukaya sıkıştı İstanbul Haber Servisi - İstinye’de evlerinde oyun oy- nayan 5 yaşõndaki Oğuz- han’õn ayağõ darbukaya sõkõş- tõ. Annesi tarafõndan hastane- ye kaldõrõlan çocuğa doktorlar müdahale edemedi. İtfaiyeye götürülen Oğuzhan’õn ayağõ demir makasla darbukanõn kesilmesi ile kurtarõldõ. ‘ER Parti’ kuruldu Haber Merkezi - Tarcan Ülük, kõsa adõ “ER Parti” olan Ergenekon Partisi’nin resmen kurulduğunu bildirdi. “Kurucu genel başkan” oldu- ğunu belirten Ülük, “Teşkilat- larõmõzõ 90 günde tamamlayõp seçime katõlacağõz” dedi. ‘Hükümetin Kürt açõlõmõ, umut pompalamaktan öteye gitmedi’ - Size yönelik en temel eleştiriler- den biri PKK ve İmralı ile aranıza mesafe koymamanız. AB’den de sık sık bu yönde eleştiriler geliyor. Hatta DTP kapatılma sürecinde İmralı’nın talimatıyla kararlar ver- diğiniz yönünde eleştirileri var. Ye- ni partinin bu konuya bakışı nedir? - Bizim Türkiye’nin gerçekle- riyle açõk ve net olarak yüzleşme- miz lazõm. PKK’nin 30 yõllõk bir geçmişi var. 30 yõldõr da siyasi mücadelesini bizim dõşõmõzda bir yön ve yöntemle yürütmektedir. Hak ve özgürlük arayõşõnõ, silah- lõ mücadeleyle yürütmeyi amaçla- dõğõnõ herkese açõklamõştõr. O ilk yõl- dan bu yana geldiğimizde, PKK’nin de hak aramanõn, zorla, silahla ol- mayacağõ konusunda, şu anda tu- tuklu bulunan lideri dahil bunu sü- rekli her zaman açõklõyorlar. ‘Önceliğimiz Kürt sorunu’ Biz Türkiye’nin legal, meşru ve il- gili yasalarõna göre kurulmuş olan bir partiyiz ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin çõkardõğõ yasalar doğrul- tusunda da siyasi parti oluşumunu ta- mamlamõş, 2007 seçimlerine parti olarak girmemesine rağmen ba- ğõmsõz olarak girmiş bir grubuz. Bizim bütün çalõşmalarõmõzõn kutsal olduğuna inandõğõmõz Meclis çatõsõ altõnda olacağõnõ ve Ankara’da çö- zümü arayacağõmõzõ ilk günden bu yana söylüyoruz. Biz başka yerden ne bir talimat alõrõz, ne bir talimat- la hareket ederiz ne de birilerinin ne söylediği bizi bağlar. Bizim Kürt so- runu birinci önceliğimiz olacak. - Somutlarsak, bundan sonra da çözüm için Öcalan muhatap alın- malı ısrarını sürdürecek misiniz? - Hükümet eğer açõlõm konusunda Kürt kimliğinin tanõnmasõnõ düşünü- yorsa, anayasal düzenleme ile bunu ha- yata geçirmesi lazõm. Anayasanõn va- tandaşlõk tanõmõnõ herkesi kapsayacak şekilde değişikliğe uğratmak lazõm. Bunu kim söylüyorsa, bunu PKK’nin lideri de söylüyorsa, dağ kadrolarõ da söylüyorsa, AB de söylüyorsa, BDP, diğer partiler de söylüyorsa, ortak paydayõ birlikte bulmamõz lazõm. - Kürt açılımı sonrasında ka- zanım olarak gördüğünüz dü- zenlemeler var mı? Bu konuda AKP’nin hataları neler? - Açõlõm süreciyle ilgili olarak Mec- lis’te 10-13 Kasõm’da yapõlan görüş- melerde İçişleri Bakanõ’nõn açõkla- malarõnda somut, net başlõklar gör- medim. Sanki bu konu normal se- çimlere kadar süreci zamana yayan ve o zamana kadar palyatif söylemlerle yetinilen bir yaklaşõm sergilendi. Açõ- lõmõn, bölge insanõna umut pompala- manõn ötesinde bir amacõ olmadõğõnõ gördüm. Somut yapmasõ gereken, başta anayasa değişiklikleri olmalõ. ‘Açılımda tutarsız’ Yasal düzenlemelerle ilgili Kürt halkõnõn temsili ve o iradenin Meclis’e yansõmasõ konusunda engellemeler ortadan kaldõrõlmalõ. Yüzde 10 bara- jõ AB’deki hiçbir demokratik ülkede yok, ama bizde hâlâ korunuyor. Açõ- lõm yapõlacaksa evvela bu konularda yapõlmalõ. Şimdi AKP açõlõm kapsa- mõnda anayasada mini değişiklik yap- mak istiyor. Projenin 3 defa isminin de- ğiştirilmesi dahi, açõlõmda tutarsõz ol- duklarõnõ gösteriyor. AKP hakkõndaki kapatma davasõy- la ilgili Anayasa Mahkemesi kararõ- nõ açõklarken, “Biz parti kapat- maktaktan hoşnut değiliz” diyerek bu konuda kapatmayla ilgili yeni ya- sal düzenleme yapõlmasõ isteğini so- mut ve net olarak ifade etti. Ama AKP buna ilgisiz kaldõ. Şimdi duyuyoruz ki anayasada birtakõm değişiklik yapõl- mak isteniyor. Ben sizin kanalõnõzla açõk ve net bir çağrõ yapmak istiyo- rum: Sayõn Başbakan yaşanan bu olumsuzluklarõn giderilmesini düşü- nüyorsa, Kürt halkõnõn onurunun ona- rõlmasõnõ kafasõndan geçiriyorsa, bi- zim bu antidemokratik hukuk uygu- lamasõyla kapatõlan partimizin 2 eş- başkanõna, Sayõn Ahmet Türk ve Sa- yõn Aysel Tuğluk’a yeniden siyaset yolunun açõlmasõ sağlanabilir. Açõk ve net olarak yasal düzenleme buna im- kân veriyor. Ama yeter ki hükümet, anayasanõn 78. maddesine işlerlik kazandõrsõn. Muhalefet de habire hü- kümeti sõkõştõrõyor, seçim istiyor. İk- tidarõn eline fõrsat geçmiştir. Ara se- çim Türkiye’nin homojen yapõsõ için- de bölgelerin ihtiyacõnõ da karşõlar. - BDP, siyasete “sert” bir başlan- gıç yaptı. Osman Baydemir’in “sin- kaflı” sözleri, Sırrı Sakık’ın Meclis kulisinde yine bir CHP milletveki- li ile küfürleşmeye varan tartışma- ları dikkat çekti. Siz bu üslubu na- sıl değerlendiriyorsunuz? - Ben kişsel olarak şöyleyeyim, ka- mudan gelen bir insanõm. Her şeyden önce konuşma üslubunun ve zamanõ- nõn önemli olduğuna inanan da bir in- sanõm. Tek sözcüğün dahi ağõzdan çõ- karken en azõndan 9 boğumdan çõka- rak ölçülüp biçilerek söylenmesi ge- rektiğine inanan ve bunu ilke edinen bir insanõm. Tabii zaman ve üslup in- sanlarõn kimyalarõ ve psikolojik yapõ- larõyla da ilgilidir. Her insan her zaman her saatte her ortamda dediğim yak- laşõm içinde olmayabilir. Orada en yakõn arkadaşlarõnõn en azõndan çocuklarõyla yakõnlarõyla ve- dalaşmasõna fõrsat tanõnmazken, ka- põlarõ kõrõlarak içeri girilmesi, sanki 1994’te milletvekillerinin parlamen- todan apar topar götürülmelerinde ol- duğu gibi bir görüntü psikolojisi için- de bu konuşmayõ yapmõş olabilir. Ama daha sonra yaptõğõ açõklamalara bakõldõğõnda kendisinin aslõnda bu yapõda olmadõğõnõ söylediği için artõk üzerine gitmemek lazõm. Bundan son- rasõna bakmak lazõm... Erdoğan’a ara seçim çağrõsõ Fotoğraflar:NECATİSAVAŞ 3 asker yaralandı TOKAT (Cumhuriyet) - Tokat’õn Gökdere köyünden Niksar ilçesine giden askeri araç sürücünün direksiyon hâkimiyetini yitirmesi sonucu devrildi. Araçta bulunan er- lerden Bekir Aslanfer, İbra- him Göl, Ayhan Çoban yara- landõ. Aynõ noktada 10 gün önce askeri aracõn devrilmesi sonucu 12 asker yaralanmõştõ. NDS mezunlar günü İstanbul Haber Servisi - Notre Dame de Sion Fran- sõz Lisesi’nin (NDS) “20 Ocak Mezunlar Günü”, bu yõl Erkut Taçkõn konseriyle kutlanõyor. 4 Ocak’ta 14.00’de Harbiye’deki okul binasõnda düzenlenen tören- de, 25, 40 ve 50 yõllõk me- zunlar plaketlerini alacak. Fotoğraf:SAVAŞKALKAN BDP Grup Başkanõ Nuri Yaman, yeni partinin rotasõnõ C’e anlattõ AYŞE SAYIN ANKARA - Kapatõlan DTP’nin ye- rini alan Barõş ve Demokrasi Partisi (BDP), 1 Şubat’ta yapõlacak olağanüs- tü kongreye kadar, partiyi “abi” for- mülüyle, Muş Milletvekili Nuri Ya- man’a emanet etti. Partinin “devletten” gelen tek ismi olan Yaman, uzun yõllar kaymakamlõk, vali yardõmcõlõğõ yap- tõktan sonra, merkez valiliğinden emek- li olup DTP’de siyasete atõldõ. Partinin “ılımlı” yüzü olan Yaman, kendi de- yişiyle, “kazaya uğrayan gemiyi, sağ- lıklı bir şekilde limana yaklaştırıp” 1 Şubat’taki kongrede yeni kaptana “ema- neti” teslim etme görevini üstlendi. Ya- man, DTP’nin “artıları eksileri”, Kürt açõlõmõna bakõşõ ve yeni partinin “ro- tası” konusunda Cumhuriyet’in soru- larõnõ yanõtladõ: - Geçenlerde İstanbul’da yaptığı- nız bir toplantıda BDP’nin çizgisi DTP’den farklı dediniz. İki parti arasındaki temel çizgi farkları neler? Örneğin PKK, İmralı ile ilişkiler ye- niden mi dizayn edilecek? - Biz BDP’nin isminde simgelediği barõş ve demokrasinin Türkiye’de tüm kurum ve kurumlarõyla gerçek- leştirilmesine yönelik çalõşmalarõ- mõzdan ve çabalarõmõzdan hiç ödün vermeyeceğiz. Kürt coğrafyasõndaki insanlarõmõzõn özlemi olan 30 yõldõr sü- regelen çatõşma ortamõnõ bir barõşa dönüştürmek konusundaki çabalarõmõz birinci öncelikli çabalarõmõz olacaktõr. Biz yeni yõlda yeni partiyle, yeni bir imajla bütün Türkiye’yi kucaklayacak, bütün sorunlarõyla, Türkiye halklarõ- nõn karşõlaştõklarõ bütün sorunlarõ ken- di gündemimize taşõyarak, parlamen- ter sistem içinde, sorunlarõn bir an ön- ce çözüme kavuşturulmasõ çabalarõ- mõza, yeni şevkle heyecanla başlaya- cağõz. Biz Türkiye parlamentosun- daki Türkiye milletvekilleriyiz. O ne- denle belli bir bölgeye sõkõştõrõlmõş bir parti olarak değil, tüm Türkiye’nin so- runlarõnõ önemli sorun olarak kabul edip ona çözüm arayacağõz. - Daha önce bu gelenekten gelen partiler de “kitle partisi olma” iddiasıyla yola çıktı ama bölge partisi imajından kurtulamadı. Bunu kırmak için somut ne tür adımlarınız olacak? - Daha somutlayarak şunu söylüyo- ruz: Biz yeni parti olarak uzlaşõ kül- türünden hareket edeceğiz. Yani ça- tõşma kültürünün bu ülkenin sorunla- rõnõn çözümünde, bu ülkenin sorun- larõyla hesaplaşmada ve bunu günde- me taşõmada bir çözüm yöntemi ol- ‘Başka yerden talimat almayız’ madõğõna inanõyoruz. Birinci önceli- ğimiz olan Kürt sorunu dar kalõplara sokmadan nasõl çözülebilir? Böyle ola- ya bakacağõz. Birinci önceliğimiz, parlamento zemini içinde başta ikti- dar partisi ve muhalefet partileriyle gö- rüşerek, çözüme katkõlarõnõ isteyece- ğiz. Açõkça söyleyeyim, 2.5 yõldõr par- lamento içinde temas içinde olduğum o partiler içinde çok değerli şahsiyetler var. Halen bunlarla da sõk sõk karşõ- laştõkça Türkiye’nin sorunlarõnõn ya- nõ sõra Kürt sorunun çözümü konu- sunda kõsa sohbetlerimiz oluyor. ‘Çok kişi kamplara ayrıldı’ - Yani hükümetten yeni bir gö- rüşme talebiniz mi olacak? - Neden olmasõn! Bu konuda çözüm önerilecekse tabii ki... Hükümetin şu andaki yaklaşõmõ bu görüşmelerimizin bir noktada yolunu tõkõyor. Siz, bele- diye başkanõ olan insanlarõ demokra- tik haklarõnõ kullanmaktan dolayõ göz- altõna alõr, büyük kõsmõnõ tutuklarsa- nõz, bu halkõn iradesini rehin almaktõr. Siz sadece o insanlarõ gözaltõna almõ- yorsunuz, orada o insanlara oy veren insanlarõ da cezalandõrõyorsunuz. Biz bunlarõ devletin yetkililerine devletin bakanlõklarõna dilimizin döndüğü ka- dar anlatõyoruz. Her ne kadar hükümet ‘yargı işini yürütüyor’ diyorsa da, bunlarõn kesinlikle hükümetin bilgisi dõşõnda olduğunu kabul etmiyoruz. - Diyalog diyorsunuz ama bu açı- lım sonrasında toplum çok gerildi. Türkiye’de inanılmaz bir kırılma yaşandı... Gelinen noktayı nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? - Türkiye’de son 2 yõlda şoven ve milliyetçi söylemlerle, çok kişi kamp- lara ayrõldõ. Öyle noktaya taşõndõ ki, sanki çok kimliklilik, çokkültürlü toplum yapõsõnda çatlak yaratõlmaya başlatõldõ. Toplum bu şoven şöylem- lerle bir noktada kamplara ayrõlmõş du- ruma getirildi. Bunun sonucu olarak da en ufak bir demokratik talep, bir şe- kilde dile getirilmek istendiğindeyse, şoven tavõrlardan kaynaklanan çev- reler, bu insanlarõ linçle karşõ karşõya getiriyor. Bu toplumu ayrõştõrmaya yö- nelik kötü bir durum. - Peki bu kamplaşmada partinizin de payı yok mu? Milliyetçi diyerek MHP’yi kastediyorsanız, bu partinin oy oranı belli. Toplum birdenbire şo- ven ya da milliyetçi mi oldu? Bu ko- nuda siz bir özeleştiri ya da Kürt ol- mayan insanların tavrı konusunda empati yapıyor musunuz? - Tabii bizim de yaptõğõmõz mi- tinglerde, gösterilerdeki bazõ açõkla- malar, davranõşlar, başka kimliklerin hoşuna gitmemiş olabilir. Örneğin gerillalarõn Habur’dan giri- şiyle ilgili, biz Kürt halkõnõn kendi ço- cuklarõna, ölü değil canlõ olarak yurda gelmelerine karşõ duyduklarõ sevinci, coşkuyu, belki diğer kesimleri de dü- şünerek, daha tepki duyulmayacak nok- taya getirebilirdik. Ama ben de ora- daydõm. Milletvekillerimiz hepimiz, kim ne yaparsa yapsõn o coşkunun, o sevgi selinin önüne geçme imkânõ yok- tu. Yani belki bölgede yaşanan sevgi se- li biraz abartõlmõş olabilir. Ama bu be- nim görebildiğim kadarõyla, Kürt hal- kõnõn doğasõnda olan bir şey. Biz hiç- kimseyi parti olarak ne karşõlama, ne on- larla buluşma çalõşmasõ yapmadõğõmõz halde, spontane kendiliğinden gelişti. Ama bundan sonra böyle halklarõn karşõlõklõ olarak birbirlerine düşmanca davranmamasõnõ sağlamaya dönük, kar- şõlõklõ hoşgörü içinde olmalarõ için ye- ni dönemde biz de bu yönde eksikleri- mizi gidermeye yönelik çalõşmalar ya- pacağõz. Biz de empati yapacağõz. ‘Referanduma gerek yok’ Referandum konusunda yapacağõ tek şey var, hemen ara seçim kara- rõnõ çõkarabilir. Bu iyi niyetinin gös- tergesi olur. Bu muhalefetin de seçim çağrõlarõna vereceği güzel bir ya- nõttõr. Anayasa değişikliğini bun- dan sonra daha kolay yapabilir. AKP şu anda, 337 üyeye sahip, öy- le inanõyorum ki ara seçimde 6 mil- letvekilliğini alõr. Diyarbakõr ve Mardin’de de biz, Türk ve Tuğ- luk’un geleceğine inanõyoruz. Şu anda milletvekili sayõmõzõn 20.6’sõ- nõ AKP alõrsa 343 ediyor. 20 de biz 363. 2 de bağõmsõz gelenler 365. Şu anda parlamentoda 10’un üzerinde bağõmsõz milletvekili var. Bu ba- ğõmsõzlardan da 2-3 destek olduğu zaman, referanduma gitmeden de çok rahatlõkla birçok konuda anayasa de- ğişikliği yapõlabilir. Ben hükümete açõkça teklif ediyorum. Hemen bir ara seçim kararõ alõnsõn. Seçimden sonra da anayasa değişikliğinin yapõlmasõ hüküme- tin elini de kuvvetlendirecek şe- kilde sağlanabilir. Ve Kürt açõlõ- mõna ilişkin projenin, anayasaya değişiklikleri dahil yapõlmasõ ko- nusunda sõkõntõ kalmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle