18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 16 OCAK 2010 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN ‘Jak Bey’i Başaramadık Malinçic Bey’i tanıdığım zaman Galatasaray’da öğrenciydim. Kurtuluş Savaşı’na katılmış olan, Sırp asıllı Malinçic Bey’in öyküsünü pazartesi okula gittiğimde tabii ki, arkadaşlarıma anlatırken, bir noktayı özellikle vurgulamayı da unutmamıştım: - Adamın en kızdığı şey de, kendisine Bey yerine Mösyö denmesiymiş. Profilo Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Jak Kamhi’nin, önceki günkü Hürriyet’te çıkan haberde “Mösyö Jak” deyişinden rahatsız olduğunu okuyunca yıllar yıllar öncesine gittim. Bay Kamhi rahatsızlık duyduğu başlık ile ilgili olarak şunları söylemiş: - Böyle bir hitabın ülke dışında kullanılması normal sayılabilir; ancak ülkemde övünegeldiğim yurttaşlığımın önüne Mösyö yazılmasına mana veremediğimi özellikle vurguluyorum. Jak Bey, olaya alınmakta, daha ötesinde kızmakta çok haklı. Yıllarca, sübjektivist iradeye dayalı, ırk, din gibi öğeleri öne çıkarmayan Atatürk’ün çağdaş Renancı ulus kavramının ülkemizdeki öncüsü olduğunu savunan bir kişi olarak bu tür davranışlara ben de çok kızmakta, kimi zaman ırkçı ulusçuluk belirtileri gördüğümde, kınamakta, Atatürk’ün ulus görüşünün böyle olmadığını haykırmaktaydım. Böyle konuştuğum zamanlarda dostum Prof. Dr. Ata Sakmar da her defasında itiraz ederdi. - Olması gerekeni söylüyorsun, teorik olarak öyle olabilir, ama pratikte bizde hiç de öyle olmuyor, derdi. Çokuluslu bir imparatorluktan gecikmiş ulus devlete geçerken, dinci, ırkçı, şoven unsurlardan arınarak, ortak bir geçmiş yaratıp birlikte yaşamak ve daha güzel yarınları birlikte inşa etmek tutkusuyla kenetlenmiş çağdaş bir birlik oluşturmak fikri bana çok güzel gelirdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Alman parmağıyla fişteklenmiş ırkçı akımların, bizim ulusçuluğumuzla ilgisi olmadığını söylerdim. Yahudiler konusuna gelince, Osmanlı içindeki seçkin konumlarını, tarihimiz içindeki işlevlerini, İttihatçılar döneminde işyerlerinin üstüne konan “Burası bir Yahudi dükkânıdır” yaftasının nasıl, “Burası bizdendir” anlamını taşıdığını bilirdim. Ama o konudaki güvenim, ilk kez Türk vatandaşı olduğu halde, yaptığı haber beğenilmediği için sürülen Erol Güney’in öyküsünü öğrendiğimde sarsıldı. Daha sonra çok dinledim antisemitik öyküler; üstelik çokuluslu bir imparatorluğun kozmopolit başkentinin çocukları olarak, hepsinin taklitlerini yaparak anlatıyorduk, bu öyküleri. Varlık Vergisi kırımı sırasında çocuktum, olayı hatırlamıyorum. Ama 6 - 7 Eylül olaylarını içinden yaşadım, utancını ise ömür boyu içimden atamadım. Ama ırkçı olmayan, bir ulusun her gün yenilenen bir plebisit olduğunu söyleyen, bayrağı bayrak yapanın al kan değil, mutabakat olduğu düşüncesini yaratan sübjektivist ulus devleti savunmayı uzun yıllar sürdürdürdüm. Ne var ki, olaylar o yönde gelişmiyordu. Gerçi ulus birimi gittikçe savunulan görüş olmaktan çıkıyordu, ama yerini cemaat, tarikat alıyordu. Türkiye’de yapılan kamuoyu yoklamaları, halkın çoğunluğunun, Yahudi, Hıristiyan ya da kendi dininden olmayanı ya da içki içeni, kızı şort giyeni, yani kendi gibi olmayanı komşu olarak istemediğini ortaya koyuyordu. Azınlık vakıfları üzerinde baskılar dayanılmaz boyutlara varıyordu. Ve nihayet Jak Bey, Mösyö Jak olmayıp Can Bey ile arasında dini inanış dışında hiçbir fark olmayan biri olduğunu kimseye anlatamamaya başlıyordu. Ege bölgesinde bir kentimizde, Manisa’da, insanlar Roman vatandaşlarla bir arada yaşamak istemediklerini belirtiyor ve onları göçe zorluyorlardı. Mösyö Jak hitabı da bir rastlantı değildi, Manisa’daki Roman - “Türk!” (ne demekse) kavgası da... Her şey, ama her şey gösteriyordu ki, biz ırk, din, dil temeline dayanmayan ulus kavramını yaşama geçirmeyi, yani “Malinçic Bey’i” , “Jak Bey”i başaramamıştık. [email protected] EMİNE KAPLAN ANKARA - Başbakan Tayyip Erdoğan, “Tür- kiye referandumlara alışsın” sözleriyle hal- koylamasõnõn süresinin 45 güne indirilmesine iliş- kin yasa önerisiyle neyi amaçladõklarõnõ ortaya koydu. AKP hükümeti- nin, söz konusu yasa öne- risinin TBMM Genel Ku- rulu’ndan geçirilmesinin ardõndan mini anayasa paketini gündeme getir- mesi bekleniyor. AKP içinde anayasa paketinin oylanmasõnda 6-7 dolayõnda milletve- kilinin fire vermesi duru- munda pakette bazõ mad- delerin ya da paketin ta- mamõnõn TBMM’de red- dedilmesi gündeme gele- bilecek. AKP’nin bu ola- sõlõk nedeniyle DTP’nin de desteğini alabilecek bazõ düzenlemeleri pa- kete koyabileceği ifade ediliyor. Pakette yer al- masõ beklenen bazõ dü- zenlemeler şöyle: Partilerin kapa- tılması: AKP, parti ka- patmayõ zorlaştõrmak ka- dar kapatma davasõ aç- mayõ olanaksõz hale ge- tirmek istiyor. Siyasi par- tilerin kapatõlmasõ ne- deniyle getirilen 5 yõllõk siyaset yasağõn da kal- dõrõlmasõ planlanõyor. Anayasa Mahke- mesi ile HSYK’nin yapısı: Anayasa Mah- kemesi’nin üyelerinin bir bölümünün TBMM Ge- nel Kurulu tarafõndan se- çilmesi, anayasa deği- şikliklerini yalnõzca şekil yönünden incelemesine dönük net hükümler ge- tirilmesi planlanõyor. AKP, HSYK’’nin yapõ- sõnõ da değiştirmek isti- yor. HSYK’nin kararla- rõnõn yargõ denetimine açõlmasõ öngörülüyor. Türkiye milletve- killiği: Bu sisteme göre, 550 milletvekilinden 100’ü Türkiye milletvekili olacak. Siyasi partiler, ba- rajõ geçip geçmediklerine bakmaksõzõn Türkiye mil- letvekilliği ile TBMM’de temsil edilebilecek. Memurlara grev hakkı: Paketin halkoyu- na sunulmasõ durumunda toplumun desteğinin yük- sek olmasõ için memura grev hakkõ ve kadõna yö- nelik pozitif ayrõmcõlõk içeren hükümlerin paket- te olmasõ bekleniyor. ‘Çalışma var’ AKP Grup Başkanve- kili Bekir Bozdağ, “Bu konularda net değer- lendirmeler yapma im- kânım yok. Ama bir çalışmanın olduğunu bilmenizi isterim” dedi. Atalay, demokratik açılıma ilişkin çalışmalarla ilgili basın toplantısı düzenledi. Atalay, tek parti diktatörlüğü tartışmaları na sert tepki gösterdi. (Fotoğraf: AA) Atalay, demokratikleşme mekanizmalarõnõ anlattõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, demokratik açõlõm için dört mekanizma oluşturduklarõnõ belirterek bunlar sayesinde “kimsenin diktatörlük” kuramayaca- ğõnõ, “karanlık odaların” da kalmayacağõnõ söyledi. Atalay, düzenlediği basõn toplantõsõnda “Son Milli Gü- venlik Kurulu (MGK) bil- dirisinde bu ifade edilmiş- tir, Türkiye bu terörü artık taşımayacaktır, bunun için çalışıyoruz” diyerek yaptõk- larõ çalõşmalarõ anlattõ. Atalay, süreçte kurulacak bağõmsõz dört mekanizmanõn ayrõntõlarõ hakkõnda bilgi verdi. İlk mekanizma olan Tür- kiye İnsan Hakları Kuru- mu’nun, insan haklarõ ala- nõndaki çalõşmalarõyla bili- nen kişilerden oluşacağõnõ, her türlü hak ihlali iddiala- rõnõ inceleyeceğini ve so- nuçlandõracağõnõ kaydeden Atalay, kurulacak ikinci me- kanizmanõn Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Ku- rulu olduğunu belirtti. Üçüncü mekanizma Kol- luk Gözetim Komisyonu Yasası hakkõnda da çalõşma yaptõklarõnõ belirten Atalay, komisyonun, kolluğun gör- evi sõrasõnda yaptõğõ ileri sü- rülen ihlal iddialarõnõn etki- li bir şekilde soruşturulmasõ ve sonuçlandõrõlmasõndan sorumlu olacağõnõ söyledi. Bakan Atalay, dördüncü mekanizmanõn, İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi’nin İhtiyari Protokolünün Onaylanmasına Dair Ka- nun Tasarısı olduğunu ve bunun da vatandaşlara ve ka- mu görevlilerine önemli gü- venceler getirdiğini anlattõ. ‘Kimse diktatörlük kuramaz’ Toplumsal gerçekliği ve si- yasal gelişmeleri tersinden okuyanlarõn, Türkiye’nin tek parti diktatörlüğüne ya da po- lis devletine gittiği tartõşma- larõnõ gündeme getirdikleri- ni söleyen Atalay, oluşturu- lacak mekanizmalarõn ba- ğõmsõz olduğunu ve haklarõn korunmasõnõ amaçladõğõnõ belirtti. Atalay, “Bu geliş- melerden sonra Türkiye’de kimse diktatörlük kura- maz. Polis devleti peşinde olanlar bu mekanizmaları kurmaz. Karanlık odalar kalmasın, her şey şeffaf, açık” görüşünü savundu. YANDAŞ MEDYANIN HİLESİ Star, AKP için anketle oynadı DİYARBAKIR ADLİYESİ Cinayet sanığı polisler duruşmaya silahlı geldi DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Di- yarbakõr’da 2006 yõlõnõn mart ayõnda çõkan olay- larda polisin müdahalesi sõrasõnda yaşamõnõ yiti- ren 14 yaşõndaki Mahsun Mızrak’õn ölümüyle ilgili 3 polisin yargõlanmasõna başlandõ. Tutuk- suz yargõlanan polislerin duruşma salonuna si- lahlarõyla girmesine avukatlar tepki gösterdi. Diyarbakõr 1. Ağõr Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz yargõlanan Özel Harekât- çõ polisler Hayrettin Akar, Nuri Özgenç ve Bilal Özkara katõldõ. Mõzrak’õn anne-babasõ- nõn hazõr bulunduğu duruşmaya, 6 müdahil avukatõ ile bir müdafi avukat da katõldõ. Oturumda polislerin silahla mahkeme salo- nuna girmesi tartõşma yarattõ. Müdahil avu- katõ Emin Aktar polislerin duruşma salonu- na üniforma ve silahlarõyla birlikte bulunma- larõnõn yargõlamayõ baskõ altõnda tuttuğunu belirtti. Ancak Aktar’õn uyarõlarõna karşõ mahkeme heyeti ve sanõklar hiçbir tepki ver- medi. Mahkeme heyeti, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayõ erteledi. Metropoll’ün son anketinde AKP oyla- rõnõn 6 puan gerileyerek 32.3’e düştüğü sap- tandõ. Ankette kararsõzlarõn, sandõğa git- meyeceklerin ve yanõt vermeyenlerin ora- nõ yüzde 15.3 oldu. Ancak Star gazetesi AKP’yi yüksek göstermek için ‘hile’ ya- parak oylarõ ‘masa başõndan’ arttõrdõ. FIRAT KOZOK ANKARA - Metropoll Araştõrma Şirketi’nin ocak ayõ Türkiye’de Siyasal Durum araştõrmasõnõn medyada sunuluş biçimi, Türkiye’de yandaş med- yanõn gazetecilik ilkeleri- ni nasõl hiçe saydõğõnõ tüm netliğiyle ortaya koydu. Şirketin yaptõğõ araştõr- ma, aynõ gün gazetemizin yanõ sõra AKP yandaşõ Star gazetesinde de man- şetten yayõmlandõ. Gaze- temizde “Tüm partiler düşüşe geçti” başlõğõyla verilen haberde, AKP oy- larõnõn 29 Mart İl Genel Meclisi seçim sonuçlarõna göre 6 puan gerilediği an- cak CHP ve MHP oylarõ- nõn da düştüğü ifade edil- di. Ancak aynõ araştõrma- yõ Star gazetesinde oku- yanlar 29 Mart seçimle- rinde yüzde 38.3 olan AKP oylarõnõn 0.4 puan daha yükselerek yüzde 38.7’ye ulaştõğõ ifadesiyle karşõlaştõ. Bu tablo, “Hangi gaze- te doğru haberi veriyor” sorusunu akõllara getirdi. Ancak kõsa süre sonra Star gazetesinin kendine özgü “sihirli bir formülle” ankete cevap vermeyen, sandõğa gitmeyeceğini ifade eden ve kararsõz- lardan oluşan yüzde 15.3’lük oranõ partilere dağõttõğõ ve AKP oylarõ- nõ yüzde 38.7’ye çõkar- dõğõ ortaya çõktõ. Bu soruya en somut ya- nõt doğrudan Metropoll’ün sahibi Prof. Dr. Özer Sen- car’dan geldi. “Biz an- ketimizde kararsızları hiçbir şekilde dağıtma- dık” diyen Sencar, Cum- huriyet’te yayõmlanan ra- kamlarõn gerçek rakamlar olduğunu vurguladõ. ‘Kararsızlara saygı duyulmalı’ Sencar, “Kararsızlar, mevcut siyasal durumu değerlendirip, herhangi bir partiye yakın dur- maktan çekinen insan- lardır. Bence kararsızlık saygı duyulması gere- ken ciddi bir karar. Araştırmacıların veya gazetecilerin kararsızla- rı kendi kendilerine ma- tematiksel yöntemlerle dağıtmalarını, seçmenin davranışına yönelik say- gısızlık olarak görüyo- rum. Kararsızların ora- nı kasım ayında yaptığı- mız çalışmada yüzde 5 civarında belirlenmişti, ancak şimdi 11’lere yük- seldi. Biz kararsızları bugüne kadar hiçbir ça- lışmamızda dağıtmadık. Bunun da doğru olma- dığını düşünüyoruz. Ka- rarsızların partilere da- ğıtılması konusunda ga- zetelerden bize bir talep de gelmedi.” AKP yöneticileri, anayasa değişikliğinde halkoylamasõnõ göze aldõklarõ yönünde net mesajlar vermeye başladõ Referandum hesaplarõ CHP’NİN YORUMU ‘Sos dökülmüş acõ reçete’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İktidarõn anayasa değişikliği paketi- ne “hayır” demeye hazõrlanan CHP, “memurlara grevli sendika hakkı”nõn da pakete konulmasõ du- rumunda ne tür bir politika izleyece- ğini netleştiriyor. CHP lideri Deniz Baykal, “367 ile geçmiş maddelerin paketten ayıklanması gerekir ” söz- leriyle memurlarla ilgili olasõ düzenle- menin referenduma sunulacak paket- ten çõkarõlmasõ gerektiği mesajõ verdi. CHP sözcüsü Mustafa Özyürek, “Yargı bağımsızlığını kaldırmak için memura grev hakkı gibi bazı cazip gelebilecek tekliflerle, üstüne sos dökülmüş acı reçeteyi referan- duma sunmayın, diyoruz. Tek ba- şına memurlarla ilgili düzenlemeyi getirelim, dokunulmazlığı sınırlan- dıralım derlerse oturur konuşu- ruz” dedi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay da, iktidarõ “sa- mimi olmaya” çağõrdõ. Okay, “İkti- dar yargıyı ele geçirmek için ha- zırlık yapıyor. HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştir- mek istiyor” görüşünü dile getirdi. CHP lideri Baykal’õn Haber Türk yazarõ Muharrem Sarıkaya’ya “Garnitür ile aldatmaca var. Mec- lis’te 367 ile geçmiş maddelerin paketin içinden ayıklanması gere- kir. Yoksa paketle 367 ile kabul edilen de referanduma sunulursa bu maddelerin reddedilmesi için şans arıyorlar anlamına gelir” açõklamasõnõ yapmasõ dikkati çekti. Başbakan Erdoğan’õn mini bir anayasa paketi getirileceğinin mesajõnõn ardõndan AKP’nin, siyasi partilerin kapatõlmasõnõn zorlaştõrõlmasõ, yüksek yargõnõn yapõsõ, memurlara grev hakkõ gibi düzenlemelerin yer alacağõ anayasa pake- tini halkoylamasõnõn süresinin değişmesinin ardõndan gündeme getirebileceği dile getiriliyor. ‘Karanlık oda kalmasın’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle