Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
12 OCAK 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 7
DÜZ YAZI
ORHAN BİRGİT
Alo 110
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı,
sendikasızlaştırmak istediği 890 itfaiye işçisi
adına Saraçhane’de kurulmuş olan “Direniş
Çadırı”nı kendi zabıtasına yıktırmak, üstelik bu
işçileri biber gazı ile dağıtmak yetkisini, hangi
yasadan alıyor? Bu işçilerin bir ayı aşan
direnişlerinin Sayın Kadir Topbaş’ın keyfini
kaçırdığını anlamak mümkündür. 2010 yılı
Konsolide Bütçesi 17 milyar lirayı aşan bir
belediyenin başkanı, 100 bin personele istihdam
yaratması ile övünürken, onların arasında bulunan
yangın söndürme işçilerini, geleceklerinin
güvencesini sağlayan sendikalarından zorla
kopartarak taşeron düzeninin acımasızlığına terk
edebilen Topbaş, hiç değilse o işçilerin seslerini
hemşerilerine duyurma amacı ile sürdürdükleri
direnişi anlayışla karşılamalıydı.
Ama o da hem selefi, hem mahalle arkadaşı ve
genel başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın
TEKEL işçilerine yönelik tutumunu birebir
itfaiyecilere uygulamaktan çekinmiyor. İki yıl
önce, 14 Aralık 2008’de yetki belgelerini iptal
ederek sözleşmeli hale getirdiği 400 itfaiye işçisi
ile başlattığı tasfiye eylemine, şayet önü kesilmez
ise 19 gün sonra yani 31 Ocak akşamı geri kalan
890 kişiyi de eklemeyi planlıyor. Bu 890 işçinin
kendilerine dayatılan çağdışı sözleşmeleri
imzalamamak için sürdürdükleri kararlı direnişin
öyküsünü dünkü Cumhuriyet’te Deniz Tatarer
Temur’un kaleminden okuyanlar, anlı şanlı
belediyede döndürülen oyunun içeriğini de
görmüş olmalılar.
Bimtaş’tan Lapis-Makro’ya
İtfaiye işçilerinin işvereni durumunda bulunan
Bimtaş AŞ, o 890 işçi ile olan sözleşme hakkını,
Lapis-Makro adını taşıyan bir başka şirkete
devretmiş. Çalıştırdığı işçilere de yeni
işverenlerinin uzattığı koşulları kabul etmesi
bildirilmiş.
Ülkenin en büyük belediyesinin, İstanbul’da
çıkabilecek yangınları söndürmesi için anlaştığı
şirket, ihaleyi alırken Lapis-Makro adını kullanıyor.
Ama işçilerin karşısına sadece Makro kimliği ile
çıkmaya özen gösteriyor.
Büyükşehir Belediyesi de, kendisine bağlı
Bimtaş da bu iki kimlikli değişim için acaba ne
düşünüyorlar?
Makro, yangın söndürmek gibi özel bilgi, eğitim
ve donanım isteyen bir sorumluluğu üstlenirken,
çalıştıracağı kimseleri gerekli gördüğü hallerde
itfaiyecilikten alıp çaycı yapabilmekte özgür
olduğunu, sözleşme ile dayatmaya kalkışacak
kadar gözünü karartabilen bir kuruluşmuş.
Koskoca İstanbul’un yangın söndürme
sorumluluğunu üstlenmeye hazır Lapis-
Makro’nun iki ayrı adres gösterdiğini söyleyen
işçiler, bu adreslerden birisinin TEKEL bayii,
ikincisinin de kundura tamirciliği olduğunu
anlatıyorlarmış!
Anlatılanlar, Büyükşehir’de sadece sıradan bir
taşeronlaştırmakla yetinilmediğini, kentte çıkacak
bir yangının bir anda büyüyerek, modern İstanbul
itfaiyesi kurulmadan önce oluşan ve bugün tarih
kitaplarında yer alan o ‘Büyük İstanbul
Yangınları’na adeta çağrı yaptığını gösteriyor.
Gönül, Büyükşehir Belediye Meclisi’ndeki
muhalefet partileri üyelerinin, bu tezgâhı çok
öncelerden aydınlığa çıkartmalarını ve duruma el
koymalarını isterdi.
İmar izinleri, ruhsatlar gibi olgular, ne yazık ki o
üyelerin de ellerinin kollarının ve ağızlarının
kolayca bağlanabildiğini söylüyor.
Ama bugün 890 emekçi yurttaşın üstünde
oynanan oyun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin
sadece emekçi haklarındaki çirkin politikasını
değil, o politikanın yanı sıra kimi ihalelerde
döndürülmek istenilen yöntemleri de öne
çıkarmaktadır.
Görev ve yetki tanımları belirli olan belediye
zabıtasının eline, nereden sağlandığı bilinmeyen
biber gazı spreylerini, kazmaları vererek gariban
işçilerin çadırlarına yöneltmekten çekinmeyen
zihniyet, sırtını iktidara dayamıştır.
Oynanmak istenilen oyunu durduracak İstanbul
milletvekilleri aranıyor. Bulanların Alo 110’a, yani
yangın ihbar numarasına telefon etmeleri...
Faks: 0 216 302 82 08 obirgit@e-kolay.net
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genelkur-
may Başkanlõğõ’nõn Deniz Kurmay Albay Dur-
sun Çiçek hakkõnda Beşiktaş’taki İstanbul Adli-
yesi yakõnlarõnda gazetecilere açõklama yaptõğõ
gerekçesiyle soruşturma başlattõğõ belirtildi.
Kanal D’nin haberine göre, soruşturmanõn iki
nedene dayandõrõldõğõ kaydedildi. Bunlarõn Çi-
çek’in, kendisi hakkõnda yürütülen soruşturmayõ
etkileyecek açõklamalarda bulunmasõ ile Genel-
kurmay Başkanlõğõ’ndan izin almadan açõklama
yapmasõ olduğu öne sürülürken ayrõca Genelkur-
may’õn 8 Ocak’ta Albay Çiçek’in izinli olup ol-
madõğõnõ da araştõrdõğõ dile getirildi.
Çiçek, Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsav-
cõsõ Sabih Kanadoğlu’nun İstanbul Adliye-
si’nde ifade verdiği gün orada bulunan gazeteci-
lerle karşõlaşmõştõ. Gazetecilerin “İrtica ile Mü-
cadele Eylem Planı’ndaki imza size mi ait”
şeklindeki sorusu için Çiçek “Hayır, imza ke-
sinlikle bana ait değil” demişti. Çiçek, õslak im-
zayla ilgili sorulara karşõlõk şöyle konuşmuştu:
“Niye incelemeye göndermiyorlar? Genelkur-
may kaç sefer istedi, niye göndermiyorlar.
Suç işliyorlar. Benim için bu soruşturma bit-
miştir. Hakkımda iddianame hazırlanırsa,
savcılık kamuoyunda tekrar mahkûm olur.”
Albay Çiçek, “Hükümeti yıkmaya teşebbüs
ettiniz mi” sorusuna ise “Bir albay hükümeti
yıkabilir mi? Hepsi palavra hepsi yalan” ya-
nõtõnõ vermişti. Çiçek, daha sonra bir taksiye
binerek bölgeden uzaklaşmõştõ.
TÜBİTAK’a göre Ümraniye’de bulunan el bombalarõyla ilgili tutanak olay yerinde hazõrlanmadõ
Tutanak düzmece mi?İstanbul Haber Servisi - Ümrani-
ye’de bulunan el bombalarõna ilişkin,
polislerin, ‘olay yeri inceleme tuta-
nağı’ hazõrlarken yapõlan kamera kay-
dõna giren konuşmalarõnõn çözümü, Er-
genekon davasõ sanõklarõnõn bazõ id-
dialarõnõ doğruladõ. TÜBİTAK’õn Er-
genekon davasõnõn görüldüğü mahke-
meye gönderdiği raporla, el bombala-
rõna ilişkin tutanağõn olay yerinde ha-
zõrlanmadõğõ kesinleşti.
Birinci Ergenekon davasõnda tutuk-
lu yargõlanan emekli Astsubay Oktay
Yıldırım, Ümraniye Asayiş Büro
Amirliği’nde çekilen Ümraniye Çak-
mak Mahallesi’nde bir gecekonduda
bulunan patlayõcõlara ilişkin 7 dakika
32 saniyelik görüntü kayõtlarõnõ mah-
kemede izletmiş, kayda yanlõşlõkla gi-
ren polislerin konuşmalarõna dikkat
çekmişti. Yõldõrõm, polislerin, olay ye-
rinde tutanak tutmadõklarõnõ, soruş-
turmadan ‘Ergenekon’ diye söz et-
tiklerini, Genelkurmay’a küfür ettik-
lerini iddia etmişti. İstanbul 13. Ağõr
Ceza Mahkemesi de TÜBİTAK’tan ses
kayõtlarõnõn çözümünün yapõlmasõnõ is-
tedi. TÜBİTAK’õn hazõrladõğõ raporda,
“Ergenekon” ifadesi ve Genelkur-
may ile ilgili iddialar yer almadõ. Çö-
zümün üç ayrõ uzman kişi tarafõndan
deşifre edildiği belirtilerek kaydõn ilk
3.5 dakikalõk kõsmõnda, ortamda aynõ
anda konuşan konuşmacõlarõn fazlalõ-
ğõ nedeniyle farklõ sinyal seviyelerin-
de konuşmalarõn daha fazla bulundu-
ğu belirtildi. Bu bölümde, ele geçirilen
mühimmatõn bulunduğu ortamla ilgi-
li konuşmalarõn ağõrlõkta olduğu ifade
edilerek “Kayıtların son 4 dakikalık
kısmında ise daha az üst üste konu-
şan konuşmacı bulunmaktadır. Bu
bölümdeki konuşmaların ağırlığının
olay yeri tutanağının bilgisayarla mı
yoksa elle mi yazılacağı konusunda
olduğu gözlemlenmiştir” denildi.
‘Polisler soruşturulmalı’
İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yar-
dõmcõsõ Erkan Önsel, Ergenekon’un
bir tertip olduğunun TÜBİTAK’õn ra-
poruyla doğrulandõğõnõ ifade etti. Bom-
balara ilişkin tutanağõn olay yerinde tu-
tulmamasõnõn hukuka aykõrõ olduğunu
dile getiren Önsel, TÜBİTAK’õn çö-
züm tutanağõnda bazõ eksikliklerin ol-
duğunu kaydetti.
TÜBİTAK’õn raporundaki “Hiçbir
mazereti olan oluyorsa s..k...m öy-
le hâkimi savcısını (gülerek)” bölü-
müne dikkat çeken Önsel, “Bu bölü-
mün, ayrıca dinlendiğinde, aslında,
‘Soruşturma Ergenekon olduktan son-
ra s.k...m hâkimi savcõsõnõ’ olduğu
açıkça duyulmaktadır” dedi. Polis-
ler hakkõnda soruşturma açõlmasõ ge-
rektiğini söyleyen Önsel, “Tertibin
belgeleri savunmanın belgelerine
dönüşmüştür. Bu tertiple tutuklanan
yurtseverler, devrimciler bir saniye
dahi cezaevinde tutulamazlar. TÜ-
BİTAK’ın raporunda Genelkur-
may hakkındaki konuşmalar da
yer almıyor” diye konuştu.
Polislerin, ‘olay yeri inceleme tutanağõ’ hazõrlarken yapõlan
kamera kaydõna giren konuşmalarõnõn çözümü, Ergenekon davasõ
sanõklarõnõn bazõ iddialarõnõ doğruladõ. İP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Önsel, tutanağõn olay yerinde hazõrlanmamasõnõn
hukuka aykõrõ olduğunu söyledi.
ERGENEKON’DA İDDİA
3yerdeaynõ
siskutusu
bulundu
İstanbul Haber Servisi - İkinci
Ergenekon davasõnõn tutuklu sanõkla-
rõndan Yarbay Mustafa Dönmez, es-
ki Ankara Emniyet Müdürü Ercü-
ment Yılmaz, çeşitli silah ve mühim-
matõn bulunduğu Ankara’da yapõlan
operasyonlara katõlan İstanbul Emni-
yeti Terörle ve Organize Suçlarla
Mücadele şubeleri ile Ankara Terörle
Mücadele Şubesi’nde görevli polisler
hakkõnda suç duyurusunda bulundu.
Dönmez’in avukatõ Gülten Güven,
Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na
yaptõğõ başvuruda, polislerin, Zir Va-
disi’nde bulunan mühimmatlara iliş-
kin yaptõklarõ kamera kaydõna giren
konuşmalarõna dikkat çekti. Dön-
mez’in ‘askeri malzemeyi gizlemek’
suçundan yargõlandõğõ dava dosyasõn-
da, yine polislerin gönderdiği CD’yi
incelerken bu konuşmalarõ fark ettiği-
ni ifade eden Güven, kendi aralarõnda
konuşan polislerin “işimizi sağlama
alalım, eşeğimizi sağlam kazığa
bağlayalım... nasıl olsa kazık... sesi
kapat, sesleri hallediyorsunuz değil
mi sonra?” dediklerini iddia etti.
‘Her şey kurgulanmış’
Gölbaşõ’nda yapõlan kazõlara ait,
polislerin kamera ve fotoğraflarõnda
görülen 12 tane sis kutusunun bir ta-
nesinin arama tutanağõna ve ekspertiz
raporlarõna geçirilmediğini belirten
Güven, “Sis kutuları kayıtlara 11
adet olarak geçirilmiş. Bu nasıl te-
sadüf ki kayda geçmeyen açık yeşil
sis kutusu üç gün sonra Zir Vadi-
si’nden çıkıyor. Zir Vadisi’nde tek
bir sis kutusu çıkıyor zaten. Yak-
laşık üç ay sonra o açık renkli, stok
ve kafile numarası ile imal tarihi
aynı olan sis kutusu Poyrazköy’de
bulunuyor. Böyle bir tesadüf ola-
maz” dedi. Ankara’daki aramalarda
polislerin kepçelerle kazõ yaptõklarõnõ,
malzemeleri elleriyle koymuş gibi
bulduklarõnõ savunan Güven, malze-
meler bulunmadan önce her şeyin gü-
zelce kurgulandõğõnõ, aynõ malzeme-
lerin başka aramalarda kullanõlmasõ
durumunu birçok yerde tespit ettikle-
rini iddia etti. Güven, mühimmatõn
hiçbirinde müvekkilinin parmak izi-
nin olmadõğõnõ da ifade etti.
Ankara Barosu’nun düzenlediği “Uluslararası Hukuk Kurultayı”na Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Ada-
let Bakanı Sadullah Ergin, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya da katıldı. (Fotoğraf: AA)
‘Yargõda yangõn büyüyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Yargõtay Başkanõ Hasan Gerçeker,
Adalet Bakanlõğõ, yüksek mahkeme-
ler ve HSYK’den oluşan üç başlõ bir
yargõ sisteminin yetki ve görev kar-
maşasõ yarattõğõnõ kaydederek, “Yü-
rütmenin hâkimler ve savcılar üze-
rindeki idari vesayetinin mutlaka
kaldırılması gerekmektedir” dedi.
Gerçeker, yargõnõn iş yükü, altyapõ so-
runlarõ bulunduğunu, hâkim, savcõ
ve personel sayõsõnõn yetersiz oldu-
ğunu kaydederek, “Yargıda yangın
büyüyor, ateş bacayı sardı” dedi.
Ankara Barosu’nca Bilkent Otel’de
düzenlenen “Uluslararası Hukuk
Kurultayı’nda konuşan Gerçeker,
yargõ reformu konusunda konuşmak
istediğini belirterek, Yüce Önder
Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği
yolda, gösterdiği ilkeler doğrultusun-
da kurulan Türkiye Cumhuriyeti Dev-
leti’nin demokratik, laik ve sosyal bir
hukuk devleti olma ilkesini benimse-
diğini ifade etti. Bu ilkenin gereği ola-
rak da çağdaş hukuk sisteminin kabul
edildiğini söyleyen Gerçeker, çağ-
daş hukuk sisteminin en önemli özel-
liğinin ve temel taşõnõn kuvvetler ay-
rõlõğõ ve yargõ bağõmsõzlõğõ ilkesi ol-
duğunu vurguladõ. HSYK’ye yargõ dõ-
şõ kurumlardan hâkim, savcõ sõfatõnõ ta-
şõmayan kişilerin üye olarak alõnma-
sõnõn yargõ bağõmsõzlõğõna uygun düş-
mediğini düşündüklerini aktaran Ger-
çeker, “Böyle bir oluşumun kuv-
vetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığı
ilkelerine, dolayısıyla anayasaya
aykırı olduğunu düşünüyoruz” de-
di. Gerçeker şunlarõ söyledi: “Ne ya-
zık ki bugün yargı sistemi tıkanmış
durumdadır. Buradaki sorumlu
olarak öncelikle anayasanın yargı
bağımsızlığını zedeleyen maddele-
rini söyleyebiliriz...Üç başlı bir yar-
gı sistemi; Adalet Bakanlığı, yüksek
mahkemeler ve HSYK, yetki ve
görev karmaşası yaratmaktadır.
Yürütmenin hâkimler ve savcılar
üzerindeki idari vesayetinin mut-
laka kaldırılması gerekmektedir.”
Yürütme ve yargõnõn HSYK’nin
yapõsõnõn nasõl olacağõ konusunda
birleşmiş görünüm sergilediğini söy-
leyen Gerçeker, “Hukuka uygun ol-
mayan dinlemeler, iletişimin tespi-
ti, takibi gibi işlemler konusundaki
yanlışlıklar toplum vicdanında de-
rin yaralar açmaktadır” dedi.
‘1.7 MİLYON DOSYA YARGITAY’DA BEKLİYOR’
Yargõtay’õn dosya sayõsõnõn şu an itibarõyla 1 milyon 700 bin civarõn-
da olduğunu dile getiren Gerçeker, Yargõtay’daki 34 üye eksiğinin ha-
len devam ettiğini belirtti. Gerçeker, “250 üyeden 34’ü eksik durum-
da. Yasal zorunluluk olmasına rağmen üye seçimi hâlâ yapılmış
değildir. Birçok daire asgari üye sayısı olan beş üyeden aşağıya
düşmüş, çalışamaz hale gelmiştir. Bu durumda, HSYK’nin, Ana-
yasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirsek ne olacak, değiştirmesek
ne olacak? Üzülerek söylüyorum, yargıda yangın büyüyor, ateş ba-
cayı sardı. Bunları söylerken üzülüyorum ama bunlar acı gerçek-
ler” dedi. Açõlõş konuşmalarõnõn ardõndan Adalet Bakanõ Ergin’e, Ger-
çeker’in, “Yargıda yangın büyüyor, ateş bacayı sardı” sözleri sorul-
du. Ergin, “Yarın (bugün) bunu değerlendiririz. Biz 2002’den bu
yana o ateşi söndürmek için çok çalışma yaptık” demekle yetindi.
Yarbay Ali Tatar’õn kardeşi, TBMM İnsan Haklarõ Komisyonu’na başvurarak ‘inceleme’ istedi
‘Kardeşim intihara itildi’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İn-
tihar eden Yarbay Ali Tatar’õn kardeşi
Ahmet Tatar, dün TBMM İnsan Haklarõ
Komisyonu’na başvurarak olayõn “insan
hakları ihlalleri” bağlamõnda incelenmesini
istedi. Tatar, “Hukuksuzluk ve insan hak-
ları ihlalleri ile kardeşim istenmeyen so-
na iteklendi. Bu olayın AİHM’ye gidece-
ği söyleniyor. Olabilir. Ama umuyoruz ki,
oralara gitmek mecburiyetinde kalmayız.
Öncelik buradadır” dedi.
Ahmet Tatar, dün CHP Sõvas Milletvekili
Malik Ecder Özdemir ile birlikte komis-
yona şikâyet dilekçesi verdi. Kardeşine
yapõlanlarõ “gaddarlık, zalimlik” olarak ni-
teleyen Tatar, dilekçede kardeşinin sorgu-
lanmasõ sürecini anlattõ. Ahmet Tatar,
“Kardeşim tanımadığı kişilerle uydurma
bir toplantıya katılmakla suçlanmakta-
dır. Kardeşim büyük bir hukuksuzluğun
kurbanı olmuş, hukuk ve temel insan
hakları hiçe sayılarak adım adım bu ta-
lihsiz sona doğru itilmiştir. Her insanın
olduğu gibi kardeşimin de kişisel onuruna
saygı beklemesi en doğal hakkıdır. Mes-
leki onur kavramı, bir tek askerlikte ge-
reğinde ölümle sınanmak gibi bir ayrı-
calığa sahiptir” dedi.
‘Tek soru sormadılar’
Tatar, dilekçesinde “soruşturmanın temeli
mevcut Deniz Kuvvetleri Komutanı ile
selefine suikast planlamak olduğu halde
kardeşinin bu yönde tek bir soruya mu-
hatap olmadığına” dikkat çekerken “Ha-
yatında sigara içmemiş olan kardeşim bu
sorgulamalar sırasındaki uyuşturucu so-
rularına muhatap olmuş ve daha sonra bu-
nun servis edilmesi ile vefatından sonra bir
gazete tarafından ‘uyuşturucu lideri’ ilan
edilmiş, kemikleri bir kez daha sızlatılmış,
acımız katmerlendirilmiştir. Peki 11 gün-
lük bir tutukluluk süresinde savcılık neden
kardeşime bir test yapılmasını talep et-
memiştir? Ya da yapılan otopsi sonucunu
inceleme gereği hissetmiş midir? Bu, bir in-
sanın adil yargılanma hakkının, temize çık-
ma hakkının çiğnenmesi anlamına gel-
mez mi?” dedi. CHP’li Özdemir de alt ko-
misyon oluşturularak intihar olaylarõnõn in-
celenmesini istediklerini bildirdi.
Genelkurmay’dan
Çiçek’esoruşturma
BASINA İZİNSİZ AÇIKLAMA
‘4 bin kadını
işten çıkarırım’
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Mali-
ye Bakanõ Mehmet Şim-
şek’in nikâhõ için Anka-
ra’ya gelen Sanko’nun
patronu Abdulkadir Ko-
nukoğlu, tekstil ve kon-
feksiyon sektörünün
‘tehlikeli işler’ kapsamõ-
na alõnmasõna isyan etti.
Konukoğlu, düzenleme
kapsamõnda kadõn işçile-
re ayda 5 gün regl izni
verilmesine tepki göste-
rek, “Ben işçilerimin ay-
başõnõ mõ takip edece-
ğim.Uygulama değiş-
mezse 4 bin işçinin işine
son vereceğim” dedi.
Kuddusi Okkır
davası başladı
TEKİRDAĞ
(Cumhuriyet) - Ergene-
kon soruşturmasõ kapsa-
mõnda tutuklanan ve
kanser hastalõğõ nedeniy-
le tahliye edildikten 5
gün sonra yaşamõnõ yiti-
ren Kuddusi Okkõr’õn
ölümüyle ilgili dava dün
başladõ. Tekirdağ 3. As-
liye Ceza Mahkeme-
si’ndeki duruşmaya,
Okkõr’õn ölümünde ih-
mali olduğu iddia edilen
15 doktordan 14’ü katõ-
lõrken, Sabriye Okkõr,
cezaevi idarecileri ile
savcõlarõn da sorumlu ol-
duğunu söyledi. Ok-
kõr’õn muayenesinde ih-
malleri olmadõğõnõ iddia
eden doktorlar hakkõnda,
1 yõldan 3 yõla kadar ha-
pis cezasõ isteniyor.
Sendikacıları
suçladı
İstanbul Haber
Servisi - İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Baş-
kanõ Kadir Topbaş, itfai-
yecilerin eylemiyle ilgili
sorularõ yanõtladõ. Top-
baş, “Biz, itfaiyecilerle
yaptõğõmõz düzenlemede
bir şartname koyduk.
Aynõ şartlarla, aynõ öz-
lük haklarõyla hangi şir-
ket kazanõrsa kazansõn
itfaiyeciler devam ede-
cek. Buna göre mukave-
le yapõldõ. Bütün mesele
sendikacõlarõn entrikasõ.
Bu kadar net söylüyo-
rum. Sendika yetkilileri,
itfaiyeci arkadaşlarõmõzõ
istismar ediyor” dedi.
Krom ocağında
göçük: 1 ölü
ALACAKAYA
(AA) - Elazõğ’da Alaca-
kaya ilçesindeki bir
krom ocağõnda göçük
meydana geldi. Göçük
altõnda kalan işçilerden
Abdullah Yaşaroğlu (47)
öldü, Efendi Kaçar (40)
ise yaralandõ. Yaşaroğ-
lu’nun cesedi ile yaralõ
işçi Kaçar, arkadaşlarõ
tarafõndan ocaktan çõka-
rõldõ. Kaçar’õn durumu-
nun iyi olduğu öğrenildi.
Sabancı suikastı
açıklaması
İstanbul Haber
Servisi - İstanbul Cum-
huriyet Savcõsõ Bilal
Bayraktar, dün Sabah
gazetesinde yer alan
“Sabancõ Suikastõ Sil
Baştan” başlõklõ haberle
ilgili sorularõ yanõtladõ.
Bayraktar, “Soruştur-
mayla ilgili geçen yõl
Belçika’dan gelen yetki-
liler inceleme yaptõ ve
bizden yardõm istedi. So-
ruşturma Belçika’da yü-
rütülüyor. Şu an bizde
böyle bir soruşturma
yok” dedi. Bayraktar,
Fehriye Erdal’a ait oldu-
ğu ileri sürülen mektupla
ilgili “Bu konuda konuş-
mayacağõm” dedi.
Yarbay Ali Tatar’ın
ailesi olayın “insan
hakları” bağlamında
incelenmesini istedi.