Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2009 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN dishab@cumhuriyet.com.tr
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Başkan Obama ve
Sarsılan İmaj!
Geçtiğimiz 9 Ağustos Pazar, Barack Oba-
ma’nın Beyaz Saray’a taşınmasının iki yüzüncü gü-
nünde, Le Monde’un New York muhabiri yazar
Sylvain Cypel’e göre yeni başkanın politikasına
olan güven eni konu sarsılmış görünmektedir. İlk
yüz gün, bir başkanın performansının sorgulanması
için yeterli bir süre. Bunun iki katı bir süre, kuş-
kusuz sağlıklı bir değerlendirme için çok daha el-
verişli. Yazar Sylvain Cypel’in konuyla ilgili ilginç
görüşleri özetle şöyle: Başkan’ın kendi ülkesinde
ve dünyadaki kişisel imajı sarsılmış değil. Ne var
ki, 7 Ağustos’ta yapılan kamuoyu yoklamaları
Başkan’ın politikasına olan güvenin ciddi bir bi-
çimde sarsıldığını doğrulamaktadır.
W. Bush’un ekonomide ve dış ilişkilerde bırak-
tığı kötü mirasın enkazını kaldırıp ülkeyi yeniden ra-
yına oturtması, kuşkusuz, kolay değildi. Finansal
krizin neden olduğu yıkımın önünün kesilmesi kı-
sa sürede alınan devasa önlemlere karşın bütü-
nüyle ortadan kaldırılamamış, yaşamın hemen
her alanını kapsayan daralma önlenememiştir. 2007
Aralık ayında 6.7 milyon iş buharlaşmıştır, 14.5 mil-
yon Amerikalı da iş bulma peşindedir. Büyük
bankaların hatırı sayılır kârlar açıklamalarına kar-
şın 1 Ocak’tan günümüze 84 küçük banka iflas et-
miş, 416’sı da borca batmış durumdadır.
Sylvain Cypel bu kez eylül başında hemen ay-
nı konuda kaleme aldığı yazıda Başkan’ın imajının
sarsılmasına neden olan başka önemli olumsuz-
lukları da sıralamaktadır. (Le Monde, 1.9.09)
7 Eylül’de Camp David’deki tatilinden dönerek
işbaşı yapacak Başkan Obama Associated Press
ajansının analisti Steven Hurst tatil dönüşü Baş-
kan’ın önüne gelecek devasa sorunların varlığına
işaret ediyor. S. Cypel, Başkan’ı bekleyen karmaşık
olduğu kadar çözümü güç sorunları özetle şöyle
sıralıyor: Sağlık Sigortası reformunun gerçekleş-
tirilmesi için Başkan’ın ısrarı muhalefetin, dahası
bazı Demokratların şimşeklerini üzerine çekiyor ve
Beyaz Saray için ciddi tehdit oluşturuyor. Başkan
Obama’nın söz konusu reformu yasalaştırma gü-
cüne sahip olup olmadığı tartışılıyor. Başkan’ın bu
konuda iki hedefi olduğu görülüyor. Hedeflerinin
ilki, nüfusun tümünü sağlık koruması altına almak
(halen 48 ila 50 milyon Amerikalı sağlık koruma-
sından yoksun). İkinci hedefi ise reformun maliyetini
aşağı çekmek. Yüzde 80’i özel olan ABD sağlık sis-
temi, gelişmiş ülkeler arasında en pahalı ve en et-
kisiz olanı. Ancak Obama’nın Sağlık Sigortası’nı
gerçekleştirmesi kolay görünmüyor. Her şeye
karşın bu konuda ısrarlı olursa ‘merkezci’ olarak ni-
telenen bazı Demokrat vekillerin muhalefetle bir-
likte karşıoy kullanmaları riski var. Öte yandan bun-
dan vazgeçmesi halinde partinin ilerici unsurları-
nın desteğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Özetle Başkan, Sağlık Sigortası’nı meclisten ge-
çirmek için eylül ayına kadar yeni bir strateji be-
lirlemek zorunda.
Başkan’ın önünde çözüm bekleyen bir başka
önemli sorun, CIA’nın işkence dahil yaptığı yasadı-
şı işlemlerden yargı önünde hesap vermesinin sağ-
lanmasıdır. Adalet Bakanı Eric Holder işkenceye ka-
rışan CIA ajanlarının yargı önüne çıkartılmasını ta-
lep etmektedir. Buna kendisinin atadığı yeni CIA Baş-
kanı Leon Panetta ve eski başkan yardımcısı Dick
Cheney şiddetle karşı çıkmaktadır. O kadar ki
Cheney “Yaptıklarımdan onur duyuyorum. Savcı ça-
ğırırsa gitmeyeceğim” demektedir.
Ortadoğu’da George Mitchell’in bölge için
özel temsilci olarak atanması Arapların memnu-
niyetine karşın İsrail’i tedirgin etmiştir. İsrail-Filis-
tin sorununda ise ABD daha eşitlikçi bir politika be-
nimsemiş görünmektedir. Ne var ki İsrail Başba-
kanı Netanyahu Batı Şeria’da ve Kudüs’ün do-
ğusundaki bölgelerde kolonizasyonun dondurul-
masına yanaşmamaktadır. Başkan Obama ise ey-
lül sonunda BM Genel Kurulu’nda yapacağı ko-
nuşmada İsrail-Filistin sorununun çözüme ulaştı-
rılmasına ilişkin yeni Amerikan planını açıklama ha-
zırlığında.
Asker çekmeye başlanmasına bir yıl kala ABD’nin
Irak’ta da umduğu istikrarı gerçekleştiremediği gö-
rülmektedir. Tıpkı Afganistan’da olduğu gibi. Ça-
tışmalar Irak’ta da artarak sürmektedir. Irak’ta 19
Ağustos’ta bombalı saldırıda 101 insan can ver-
miş, 600 kişi de yaralanmıştır. Etnik ve dinsel grup-
lar arasında iktidar ve petrol paylaşımı sorunları çö-
züme ulaştırılamadığı gibi, bir iç savaş tehlikesi de
gündemden düşmüş değildir. Amerika’nın Irak’ta
kalmaya devam edecek askeri gücü ve Irak pet-
rollerinin güvenliği için Obama’nın yeni bir strate-
ji geliştirmesi gerekmektedir.
Afganistan’da durum farklı değildir. Orada da
Amerikan stratejisi başarılı olamamıştır. ‘Demokratik
seçimler’ (!) ülkede süregelen olumsuzluklara ça-
re olmaktan uzaktır. Taliban şiddeti artarak sürme
eğilimindedir. NATO ise ‘yanlışlıkla’ sivilleri bom-
balamak huyundan vazgeçmiş görünmemektedir.
Daha birkaç gün önce bir parça yakıt almak için
bir tankerin çevresine üşüşen sivil halk bomba-
lanmış ve 100’e yakın Afganlı sivil canından olmuş,
bir o kadarı da yaralanmıştır. ABD ve NATO böl-
gedeki gücünü arttırma hazırlığındadır. Bu ne pa-
hasına olursa olsun bölgeyi terk etmeyeceğinin
göstergesidir. Savaşın Irak’ta olduğu gibi Afga-
nistan’da da şiddetlenerek süreceğini söylemek ke-
hanet sayılmamalıdır.
GAGİK BAGDASARYAN
Ermeni ve Türk Dõşişleri Bakanlõklarõ
tarafõndan yapõlan Türk-Ermeni ilişkilerinin
normalleşmesine ilişkin protokol, Ermeni siyasi
çevreleri ve siyaset bilimcileri tarafõndan hayretle
karşõlandõ. Bununla birlikte, bu bildirinin ilk
bakõşta “beklenmeyen” bir gelişme gibi
görülmesine rağmen olanlar aslõnda geçen yõl
başlatõlmõş olan ve “Ermeni-Türk ilişkilerinin
normalleşmesi” adõnõ alan sürecin normal bir
sonucuydu.
Bu protokol ile birlikte taraflar, karşõlõklõ iyi niyet
beyanlarõnõn yapõldõğõ bir aşamadan, hangi somut
adõmlarõn ne zaman atõlacağõnõn belirtildiği yeni
bir döneme geçiyorlar. Protokolde, öncelikle,
Erivan ve Ankara, altõ haftalõk bir süre içinde iç
politikadaki danõşma, inceleme sürecini
tamamlayarak diplomatik ilişkilerin kurulmasõ ve
ikili ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokolleri
imzalayacaklarõnõ beyan ediyorlar.
Belgede ayrõca, iki devlet arasõndaki sõnõrlarõn bu
protokolün taraflarca onaylanmasõndan itibaren iki
aylõk bir süre içinde açõlacağõ belirtiliyor. Bu ise
Ermeni-Türk ilişkilerinde yakõn bir geçmişe kadar
imkânsõz görülen bir şeyin gerçekleştirildiğine
işaret ediyor.
‘Bakû’ geri planda kaldı
Taraflar ayrõca, siyaset, ekonomi, enerji, ulaşõm,
kültür, bilim-teknoloji ve diğer alanlarda işbirliğini
geliştirme kararõnõ aldõlar. Bunun yanõ sõra iki
ülkeyi birbirine bağlayan ulaşõm, haberleşme ve
enerji altyapõsõnõn ve ağlarõnõn da mümkün olan en
fazla derecede kullanõlmasõ konusunda anlaşmaya
varõldõ. Bu hükümlerin gerçekleştirilmesi,
bölgedeki jeopolitik ve jeoekonomik konumu
tamamõyla değiştirerek, Rusya ve İran gibi
oyunculara kendi planlarõnõ gerçekleştirmeleri
konusunda önemli imkân verecek. Hele Karabağ
sorunu da çözülürse, o zaman, bunun ekonomik
alanda dünya çapõnda önemli sonuçlarõ olur.
Protokol, Karabağ sorununa özel bir atõfta
bulunmuyor. Buna karşõlõk, taraflar bölgesel ve
uluslararasõ ihtilaflarõn uluslararasõ hukukun
normlarõna bağlõ şekilde, barõşçõ yoldan çözülmesi
konusunda anlaşmaya varmõş durumdalar.
Bunlarõn dõşõnda taraflar, tarihle ilgili konularda
arşivlerin incelenmesi de dahil olmak üzere,
tarihsel iddialarõn “tespit edilmesine” yönelik
ortak çalõşmalar yürütme kararõ aldõklarõnõ
belirtiyorlar. Burada, hiçbir şekilde bir Ermeni-
Türk ortak komisyonunun kurularak soykõrõm
iddialarõnõn ortaklaşa incelenmesine ilişkin bir
hususun yer almamasõ dikkate değerdir. Zira
Ermeniler arasõnda yaygõn olan görüş, 1915
olaylarõnõn hiçbir kanõta gerek bõrakmayacak
derecede ortada bir gerçek olduğu ve bu nedenle,
ortak komisyon kurulmasõ önerisinin gereksiz
olduğudur. Bu nedenle, tarihsel gerçeklerin
öğrenilmesi konusunda çalõşmalar yapõlmasõ gibi
bir ifadenin metinde yer almasõ, Ermeni
toplumunda hiç şüphesiz, rahatsõzlõklara neden
olur. Fakat Ermenistan Devlet Başkanõ yaptõğõ
açõklamada, Ermeni halkõnõn asla kendi tarihini
unutmayacağõnõ söyleyerek, bu konuyu kesin bir
biçimde ortaya koydu.
Madalyonun diğer yüzüne baktõğõmõzdaysa,
Türkiye’nin, Ermenistan’la ikili ilişkilerini
normalleştirmek için eskiden öne sürdüğü bütün
ön şartlardan -en azõndan kâğõt üzerinde-
vazgeçtiğini görüyoruz. Türkiye, “küçük
kardeşi”ni teselli etmek amacõyla Bakû’ya hitaben
bazõ açõklamalar yapõyor, ancak bunlar teselli
açõklamalarõndan öteye giden sözler değil.
Görünen, Ankara’nõn artõk Ermenistan’la
ilişkilerinde Bakû’yu değil, başka başkentleri
dikkate aldõğõdõr.
Rusçadan çeviren: Deniz Berktay (Rus Resmi
Haber Ajansı RİA Novosti, 1 Eylül 2009)
Türk-Ermeniilişkilerininnormalleşmesiçerçevesindealtıhaftaiçindediplomatikilişkilerinkurulmasıöngörülüyor
İlişkilerin normalleşmesine ilişkin
hükümlerin gerçekleştirilmesi, bölgedeki
jeopolitik ve jeoekonomik konumu
tamamõyla değiştirerek, Rusya ve İran gibi
oyunculara kendi planlarõnõ
gerçekleştirmeleri konusunda önemli
imkân verecek... Türkiye’nin Bakû’ya
hitaben açõklamalarõ ise teselli
açõklamalarõndan öteye giden sözler değil.
Görünen, Ankara’nõn artõk Ermenistan’la
ilişkilerinde Bakû’yu değil, başka
başkentleri dikkate aldõğõdõr.
‘SPD kendi kendini
küçültüyor’
Almanya’daki Sol Parti’nin Başkanõ
Oskar Lafontaine, Thüringen
eyaletinde Sosyal Demokrat Partisi
(SPD)-Sol Parti koalisyonunu
mümkün kõlmak için SPD’ye burnu
büyüklükten vazgeçme çağrõsõnda
bulundu. Buna karşõlõk, SPD-Sol Parti-
Yeşiller koalisyonunu ise sert bir dille
reddetti.
FRANKFURTER RUNDSCHAU -
Almanya’da (30 Ağustos) pazar
günkü yerel seçimlerden bu yana
SPD-Yeşiller-Sol Parti ortaklığı
üzerine birçok spekülasyon
yapılıyor. Bu, federal düzeyde
hükümet kurmak için gerçekçi bir
seçenek mi sizce?
LAFONTAINE - Hayõr. Sol Parti için
karar ve sonuç üzerinde kesinlikle
etkili olan şey daima programdõr. SPD
ve Yeşiller, Afganistan’daki savaştan
yana çõktõklarõ, az ya da çok
emekli maaşlarõnda indirim,
işsizlik parasõnda kesinti yaptõklarõ
ve Hartz IV (sosyal güvenlikte
kesinti) yasalarõyla ücret
indirimine destek verdikleri
sürece, ortak bir çalõşma zemini
bulunamaz.
- Sol Parti-SPD-Yeşiller
ortaklığı Saarland eyaletinde ve
muhtemelen Thüringen
eyaletinde işliyor da neden
federal hükümet düzeyinde
işleyemiyor?
Bizi birbirimizden ayõran sorularõn
hiçbiri eyaletler düzeyinde karara
bağlanmõyor da ondan...
Afganistan savaşına onay
veremeyiz
- Ama Eyaletler Meclisi (Bundesrat)
üzerinden oluyor bu dediğiniz...
Eyaletler Meclisi kararlara katõlõyor.
Ama orada da Sol Parti’nin katõlacağõ
bir hükümet sosyal güvenlikte kesinti
hedefini güden hiçbir yasaya onay
verilmeyeceğini garantiye almõş
olacaktõr.
- Günün birinde uzlaşmayı kabul
etmek zorunda değil misiniz?
Elbette. Ama temel ilkeler de var.
Klasik bir örnek Afganistan’dõr. Biz
bu savaşa onay veremeyiz, birazcõk
bile destek veremeyiz.
- Bu, sizin için “sine qua non”
(olmazsa olmaz) mudur?
Bu, Sol Parti için sine qua non’dur.
- Başkaları da var mı?
İkincisi de emekli maaşlarõnõn şu anda
geçerli olan hesap formülüdür. Bu
temel üzerinde işbirliği mümkün değil.
Bu formül milyonlarca çalõşanõn
hizmetlerini değersizleştiriyor. Düşük
ücretli sektörlerde çalõşanlarõn
hepsinin, 45 yõllõk bir çalõşma
yaşamõndan sonra hayatõnda hiç
çalõşmamõş biri kadar emekli maaşõ
alma hakkõ var.
CDU/CSU, SPD, FDP ve Yeşiller’in,
Almanya’daki hizmet düşüncesini
hangi düzeyde paramparça ettiğini
görüyorum da, doğrusu aklõm almõyor.
Aynõ şey işsizlik sigortasõ için de
geçerlidir. Yõllarca işsizlik sigortasõna
para ödeyen biri, bir yõllõk işsizlikten
sonra hayatõnda hiç çalõşmamõş biri
kadar para alõyor. Bu, halkta hizmet
vermeye hazõr olma düşüncesinin
altõnõ oyuyor. Bunlarõn sorumluluğunu
üstlenmiş ve geri adõm atmayõ da
düşünmeyen insanlarla Sol Parti
hükümet kuramaz ve kurmayacaktõr.
- Aslında siz SPD’nin 1998 yılından
beri savunduğu her şeyi
reddetmesini istiyorsunuz...
SPD, on yõllõk bir sürede
seçmenlerinin ve üyelerinin hemen
hemen yarõsõnõ neden yitirdiğinin
acõmasõz bir analizini yapmak
zorundadõr. Yanõt basit aslõnda: Bu
parti, sosyal demokrat temel ilkelere
veda etti. SPD, uluslararasõ hukuka
uyan ve kalkõnma için işbirliği ile
diplomasiye dayanan bir dõş politikaya
da geri dönmelidir. Ve bu parti, bütün
bunlarõn dõşõnda, tekrar işleyen bir
sosyal devlet yaratmaya da hazõr
olmalõdõr.
- Yani o zaman partinin
başkanlığını tekrar almaya
hazırmışsınız gibi geliyor
kulağa bunlar...
Sağ olun ama benim halen bir
başkanlõğõm var zaten...
- SPD’yi daha ne kadar
küçültmek istiyorsunuz?
Bizim hedefimiz SPD’yi
küçültmek değil. Hedefimiz onu
durdurmak ve tekrar sosyal
demokratlaşmasõnõ sağlamak.
Yani, bu parti, güvenilir bir
biçimde sosyal güvenlik
sağlayan sosyal devletin, bu
ülkedeki insanlarõn büyük bölümü için
yaşamsal temeli oluşturduğunu
anlamalõdõr.
- Ama fiilen SPD’yi
küçültüyorsunuz...
SPD fiilen kendi kendisini küçültüyor.
Ben daha hayatõmda art arda yaşanan
seçim yenilgilerinden sonra
politikasõnõ düzeltmeye hiç hazõr
olmayan böyle bir parti görmedim.
- Son yıllarda bazı düzeltmeler
oldu...
Çok yetersizdiler. Eğer SPD üst
yönetimi seçmenlerine karşõ bir
politika yapamayacağõnõ derhal
anlamazsa, SPD seçmen yitirmeye
devam edecektir.
Almancadan çeviren: Osman Çutsay
(Frankfurter Rundschau, Almanya,
1 Eylül 2009)
Almanya’daki Sol Parti’nin Başkanõ Lafontaine, eskiden
liderliğini yaptõğõ Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) on yõllõk bir
sürede seçmenlerinin ve üyelerinin hemen hemen yarõsõnõ neden
yitirdiğinin acõmasõz bir analizini yapmak zorunda olduğunu
belirterek “Yanõt basit aslõnda: Bu parti, sosyal demokrat temel
ilkelere veda etti” diyor.
TC SAMANDAĞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDENGAYRİMENKULÜN SATIŞ İLANI
Dosya Numarasõ: 2008/373 Tal.
Satõlmasõna karar verilen gayrimenkullerin cinsi, kõymeti, adedi, evsafõ: 1. TAPU KAYITLARI: Hatay ili Samandağ ilçesi Çiğdede Mah. kâin 4278 parselde kurulu kat irtifakõna göre 6/72 arsa paylõ 7 No’lu bağõmsõz bölüm zemin kat dükkân, Çiğdede Mah. 4278 parselde ku-
rulu kat irtifakõna göre 5/72 arsa paylõ 8 No’lu bağõmsõz bölüm zemin katta dükkân, Çiğdede Mah. 4278 parselde kurulu kat irtifakõna göre 8/72 arsa paylõ 9 No’lu bağõmsõz bölüm zemin kat dükkân.
A) TAŞINMAZLARIN HALİHAZIR DURUMU: Samandağ ilçesi Çiğdede Mah. 4278 parsel Deniz Sitesi’ne giden ana yoldan 2 No’lu sağlõk ocağõna giden sokak üzerinde ana yoldan yaklaşõk 100 m. içeride bulunmaktadõr. Taşõnmaz üzerinde zemin ve birinci kattan oluşan
iki katlõ betonarme bina mevcuttur. Bina yaklaşõk olarak 15-20 yõllõk olup birinci katõnda mesken amaçlõ daire mevcuttur. Zemin altõnda işleme konu olan üç adet dükkân mevcuttur. Dükkânlarõn üçü de kapalõ, boş vaziyettedir. B) TAŞINMAZLARIN DEĞERİ: 6/72 arsa paylõ
7 No’lu dükkânõn değeri 16.000,00.-TL. 5/72 arsa paylõ 8 No’lu dükkânõn değeri 14.000,00.-TL 8/72 arsa paylõ 9 No’lu dükkânõn değeri 17.000,00.-TL (Samandağ İcra Hukuk Mahkemesi E.2009/13 K.2009/26 sayõlõ 11.06.2009 tarihli kesin kararõ ile belirlenen değerlerdir.)
SATIŞ ŞARTLARI:
1- Satõş 4278 parsel sayõlõ taşõnmazdaki borçlunun 7 No’lu dükkânõn birinci arttõrmasõnõn 16.10.2009 günü 10.00-10.10 saatleri arasõnda, 8 No’lu dükkânõn birinci arttõrmasõnõn 16.10.2009 günü 10.15-10.25 saatleri arasõnda, 9 No’lu dükkânõn birinci arttõrmasõnõn 16.10.2009
günü 10.30-10.40 saatleri arasõnda SAMANDAĞ BELEDİYE NİKÂH VE MEZAT SALONU’NDA açõk arttõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu arttõrmada tahmin edilen kõymetin % 60’õnõ ve rüçhanlõ alacaklar mecmuunu ve satõş masraflarõnõ geçmek şartõ ile ihale olunur. Böyle bir
bedelle alõcõ çõkmazsa en çok arttõranõn taahhüdü baki kalmak şartõyla taşõnmaz 26.10.2009 günü aynõ yer ve saatlerde ikinci arttõrmaya çõkarõlacaktõr. Bu arttõrmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttõranõn taahhüdü saklõ kalmak üzere arttõrma ilanõnda gös-
terilen müddet sonunda en çok arttõrana ihale edilecektir. Şu kadar ki arttõrma bedelinin malõn tahmin edilen kõymetinin % 40’õnõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna rüçhan alacaklõlarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştõrma masraflarõnõ geç-
mesi lazõmdõr. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2- Arttõrmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kõymetlerin % 20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanõn teminat mektubunu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir, alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. KDV, resmi ihale pu-
lu, tapu alõm harcõ ve masraflarõ ile tahliye ve teslim masraflarõ alõcõya aittir.
3- İpotek sahibi alacaklõlarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkuller üzerindeki haklarõnõ hususiyle faiz ve masrafa dair iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile on beş gün içinde Dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi takdirde haklarõnõ tapu sicili sabit olmadõkça paylaşmada hariç bõ-
rakõlacaklardõr.
4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve te-
merrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn dairemizce tahsil olunacak ve bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr.
5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup, masrafõ verildiği takdirde isteyen alõcõya bir örneği gönderilebilir.
6- Satõşa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderacatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, satõş ilanlarõ ilgililerin adreslerine gönderilmiş olup, adreste tebligat yapõlamamasõ veya adresleri bilinmeyenler içinde işbu satõş ilanõnõn ilanen tebliğ yerine kaim olacağõ ilan olunur.
Başkaca bilgi almak isteyenlerin 2008/373 Tal. sayõlõ dosya numarasõ ile Müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. 27.08.2009 (İc.İf.k.126) (*) İlgililerin tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir. Basõn: 49696
AnkaraErivanyakõnlaşmasõciddimi?
The Guardian 1 Eylül 2009
Reuters