20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2009 ÇARŞAMBA 4 HABERLER GLOBALPOLİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Ilımlı Bir İslam Ülkesinden Görüntüler... Geçtiğimiz haftalarda Malezya’da yaşananlara ilişkin kimi haberleri, şeriat düzeniyle insan hak- ları, demokrasi arasındaki ilişkileri tartışan yazı- ları okurken aklıma yine Richard Holbrooke’un New Perspective Quarterly dergisinde, Türki- ye’deki seçim sonuçlarını değerlendirirken söy- ledikleri geldi: “Batı, dünyada ılımlı İslam istedi- ğini söylüyor. İşte size Müslüman dünyasındaki en demokratik iki ülkeden biri, öbürü de Malezya” (Ağustos 2007). Önce kısa bir anımsatma Malezya’nın nüfusunun yüzde 60’ı Malay ve Müslüman, yüzde 40’ı Hıristiyan ve Budist Çinli- lerden oluşuyor. Ülkenin hukuk rejimi bu ırk ve din ayrımını yansıtıyor: Müslümanlara şeriat kuralla- rı uygulanıyor, diğerlerine sivil hukuk kuralları. Ülkeyi 50 yıldır yöneten Bağımsız Malaya Ulu- sal Birliği (BMUB) muhafazakâr, ırkçı (Müslüman ve Malay) bir parti. Oy tabanı zayıfladıkça, BMUB, köktendinci PAS’a (Pan-Malezya İslami Partisi) ya- naşıyor onun politikalarını benimsiyor, şeriat ku- rallarını daha yaygın, giderek toplumun tümünü etkileyecek biçimde uygulamaya yöneliyor. Bu ne- denle de etnik gruplar, dini cemaatler arası ça- tışmalar giderek çoğalıyor, keskinleşiyor. Göz- lemciler, Malezya’da 20 yıl önce başını tesettü- re uygun bir biçimde örtenlere pek rastlanmaz- ken, bugün hemen bütün Malezyalı kadınların baş- larını örttüklerine işaret ediyorlar. Diğer taraftan şeriat kurallarıyla yönetilmek istemeyenlerin din değiştirmesine de izin verilmiyor, bu yönde giri- şimlerde bulunanlar cezalandırılıyor (Global Po- litikültür, 22.08.07). İnek kellesi, rock konseri ve kamçılara dair… Şeriat uygulamaları yaygınlaştıkça ve Müslü- manların yaşam koşulları giderek daha yakından denetim altına alındıkça, köktendinci akımların cü- reti ve etkisi de giderek artıyor. Örneğin, başkent Kuala Lumpur’a yaklaşık 25 km uzaklıktaki Shah Alam kentinde geçen hafta cuma günü yaklaşık 50-60 kişilik bir grup, böl- gelerinde restore edilmesi planlanan 150 yıllık Hin- du tapınağını protesto etmek için, cami çıkışında bir yürüyüş düzenlediler. Tapınağın kapısına gel- diklerinde “Allahu Ekber” ve “tekbir” sloganları- nın ve posterlerinin yanı sıra ellerinde başka bir şeylerin olduğu da dikkat çekiyordu. Göstericiler beraberlerinde kesilmiş inek kafaları getirmiş- lerdi. Hindular için kutsal sayılan bu hayvanların kesik kafalarını tapınağın kapısına koydular, tü- kürdüler, tekmelediler, kameralara poz verdiler. The Strait Times’ın aktardığına göre, muhalefet partilerinin fener alayı, basın açıklaması gibi olaylarını dağıtmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan polis gelişmeleri sessizce seyretti. Bu ikinci en demokratik ülkede, Müslüman ve Malay olmayan azınlıkların yaşamlarının gittikçe zorlaştığı bir gerçek. Ama Müslüman Malay nü- fusun da tozpembe bir dünyada yaşadığı söyle- nemez. Geçen haftalarda iki örnek bu kesimin de bireysel özgürlüklerinin nasıl hızla aşınmakta ol- duğunu gösteriyor. Bunlardan biri dünya ka- muoyunda da yankılanan bir kamçılama cezası olayıydı. Malezyalı Müslüman bir model Kartika Sari Dewi, bir sayfiye kentinde bira içerken gö- rülmüş, tutuklanmış, şeriat yasalarına göre yar- gılanarak para ve kamçı cezasına çarptırılmıştı. Hem ülkede hem de uluslararası kamuoyunda ka- dın örgütlerinin insan hakları örgütlerinin protes- toları karşısında Malezya hükümeti geri adım at- tı ve kamçılama cezası süresiz olarak ertelendi. Sari Dawi’nin davası uluslararası alanda yankı yaptı ama rock konserlerine ilişkin haberler dışarıda pek duyulmuyor. Örneğin, geçmişte Beyonce, Av- ril Lavigne ve Gwen Stefani konserlerini Müs- lüman duyarlılıklara ters buldukları için yasakla- tan PAS gençlik kolları şu sırada Michaels Learns Rock başlıklı bir konsere kafayı takmış durumda. Bu konser özellikle ramazan ayında gerçekleşti- rilmeye çalışıldığı için Müslümanlara bir hakaret sayılırmış. (Malezya kaynaklı bloglarda ve Twit- ter’da tartışmaları izleyebilirsiniz.) “Kesilmiş inek kafalarını tekmelemek mi dediniz?” Yok canım ne alakası var. Hem onlar Hindu n’olacak… Malezyalı Müslüman gençliğin Black Eyed Pe- as adlı grubun konserine, sponsorları arasında al- kollü içki satan bir şirket olduğundan katılması da yasaklanmış. Konserin web sitesi, ilgilenenlere, “Müslüman değilseniz ve 18 yaşından büyük iseniz gelebilirsiniz, yoksa içeri alınmayacak- sınız” uyarısında bulunuyor. Tüm bu gariplikler kar- şısında, kimi Müslümanlar da “n’olur dinimizi de- ğil PAS’ın fanatikliğini suçlayın” diyorlar… Belki onlara da hak vermek gerekiyor ama Malezya top- lumu da bu arada Holbrook modeline uygun ola- rak “demokratikleşmeye” devam ediyor… [email protected] http://erginyildizoglu.blogspot.com 6 haftalõk sürecin ardõndan imzalanmasõ kararlaştõrõlan protokolden sonra takvim işleyecek İki ay sonra sõnõr açõlacakBAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Türkiye ile Ermenis- tan arasõnda paraflanarak 6 haftalõk iç danõşma sürecinin ardõndan imza- lanmasõ ve parlamento onayõna su- nulmasõ kararlaştõrõlan iki protokol, Ankara ile Erivan arasõnda diploma- tik ilişki kurulmasõ ile sõnõrlarõn açõl- masõ ve ortak tarih komisyonu ku- rulmasõnõ takvime bağladõ. Buna göre protokolün yürürlüğe girmesinden 2 ay sonra sõnõrlarõn açõlmasõ ve soykõrõm iddialarõnõ araş- tõracak tarih komisyonunun çalõş- masõna ilişkin ayrõntõlarõn belirlenmesi öngörüldü. Ermenistan, SSCB’nin dağõlmasõndan sonra iki ülke arasõn- daki sõnõrõ belirleyen 1921 tarihli Kars Antlaşmasõ’nõ bugüne kadar tanõmamõş olmasõna karşõn proto- kolde yer alan “İki ülke, eşitlik, egemenlik, üçüncü ülkelerin içiş- lerine karışmama, toprak bütün- lüğü ve sınırların dokunulmazlığı prensiplerine hem ikili ilişkilerin- de, hem de uluslar arası ilişkile- rinde uymayı yeniden taahhüt ederler” maddesini kabul etti. Pro- tokolün son paragrafõnda ise “(İki ta- raf) bu protokolün imzalandığı gün diplomatik ilişkileri düzenleyen 1961 tarihli Viyana protokolü çer- çevesinde diplomatik ilişki kur- maya ve karşılıklı diplomatik mis- yonlar oluşturmaya anlaşmışlar- dır…” denildi. Protokollerin ekinde bir de takvim yer aldõ. Bu takvim, Türkiye ile Ermenistan arasõnda atõ- lacak adõmlarõn zamanlamasõnõ kesin bir sürece bağladõ. Paraflanan belge- lerden birincisi, “Türkiye Cumhu- riyeti ve Ermenistan Cumhuriye- ti Arasında Diplomatik İlişki Ku- rulmasına İlişkin Protokol” başlõ- ğõnõ, ikinci belge ise “Türkiye Cum- huriyeti ve Ermenistan Cumhuri- yeti Arasında İlişkilerin Gelişti- rilmesi Hakkındaki Protokol” baş- lõğõnõ taşõyor. Vetolar kalkıyor Bu protokollerle, Ermenistan’õn istediği gibi sõnõrlarõn açõlmasõ, dip- lomatik ilişki kurulmasõ, kara, hava ve demiryolu ulaşõm bağlantõlarõnõn sağ- lanmasõ Türkiye’nin Ermenistan’a uluslararasõ kuruluşlarda uyguladõğõ tüm vetolarõ kaldõrmasõ öngörüldü. Türkiye enerji işbirliği konusunda da Ermenistan’õn önünü açtõ. Sõnõrlarõn açõlmasõ ile birlikte, Ermenistan’õn üzerindeki izolasyon baskõsõ kalkmõş olacak. Protokolle Türkiye diplomatik ilişki kurmayõ taahhüt etti. Bu çer- çevede protokolde karşõlõklõ diplo- matik misyon kurulacağõ belirtildi an- cak diplomatik misyonun düzeyi di- le getirilmedi. Protokole, Ermenis- tan’a yönelik karayolu ve demiryolu ulaşõmõnõn sağlanmasõ öngörülürken Doğu-Batõ koridoruna ilişkin ulaşõm projelerinde Ermenistan’õn önü açõl- dõ. Ulaşõmõn yanõ sõra Ermenistan’õn Orta Asya’dan Batõ’ya uzanan ener- ji koridorunda transit ülke olarak yer almasõna zemin hazõrlandõ. Böy- lece Ermenistan üzerindeki siyasal, ekonomik ve stratejik izolasyondan kurtulmuş olacak. Öte yandan Er- menistan ise Türkiye’nin beklentile- ri doğrultusunda mevcut sõnõrõ resmen tanõmayõ taahhüt ederken soykõrõm id- dialarõnõ araştõrmak üzere ortak tarih komisyonu kurulmasõnõ ve soykõrõm iddialarõnõ uluslararasõ alanda Türki- ye aleyhine kullanmamayõ kabul et- ti. Karabağ konusunda da sorunlarõn silah yoluyla değil, diplomatik yol- lardan çözme taahhüdünde bulundu. Erivan’õn resmen, soykõrõm iddiala- rõnõ araştõrmak üzere “tarafsız bir ko- mite” kurulmasõnõ kabul etmesi üçün- cü ülkelerin parlamentolarõndaki söz- de soykõrõm yasalarõnõn kõskacõnda bulunan Ankara’nõn elini rahatlattõ. Bunun yanõ sõra söz konusu proto- kolle Ermenistan, soykõrõm iddialarõna ilişkin üçüncü ülkelerin parlamento kararlarõnõ desteklememe taahhü- dünde bulundu. Ancak bu taahhüt Er- Protokollerle, Ermenistan’õn istediği gibi sõnõrlarõn açõlmasõ, diplomatik ilişki kurulmasõ, kara, hava ve demiryolu ulaşõm bağlantõlarõnõn sağlanmasõ öngörüldü. Protokolün yürürlüğe girmesinden 2 ay sonra sõnõrlarõn açõlmasõ ve soykõrõm iddialarõnõ araştõracak tarih komisyonunun çalõşmasõna ilişkin ayrõntõlarõn belirlenmesi öngörüldü. BAKÛ KAYGILI Karabağ başka bahara Dış Haberler Servisi - Er- menistan Devlet Başkanõ Serj Sarkisyan, Azerbaycan ile ara- larõndaki Yukarõ Karabağ so- rununun “Günler, haftalar veya aylar içinde çözümle- nemeyeceğini” söyledi. “Tür- kiye ile diyalog, Karabağ so- runundan bağımsız” görüşü- nü kaydeden ve görüşmeler için Karabağ konusu dahil hiç- bir önkoşul kabul etmeyecek- lerini vurgulayan Sarkisyan, Türkiye ile olan sorunun Ka- rabağ’a bağlanmasõ durumun- da, “Hiç görüşmeyiz” ifadesi- ni kullandõ. Sarkisyan, hükü- metler arasõ bir komisyon ku- rulacağõnõ, bu komisyon kap- samõnda bir alt komisyonun çalõşacağõnõ anlattõ. Sarkisyan, Dõşişleri Bakan- lõğõ’nõn üst düzey yetkilileri ve büyükelçilerle dün Erivan’da yaptõğõ toplantõda, “Bu nok- tada öncelikli hedefimiz gö- rüşmeler süresince Yukarı Karabağ’ın güvenliğini ga- ranti altına almak ve sorunun uluslararası toplum tarafın- dan doğru anlaşılmasını sağ- lamaktır” diyerek Ermeniler tarafõndan 1992’de ilhak edilen topraklar sorunun çözümü ko- nusunda umutsuz bir mesaj verdi. Avrupa Güvenlik ve İş- birliği Tekşilatõ - Minsk Grubu tarafõndan ortaya konulan çö- züm önerilerinin kendilerinin pozisyonlarõyla çelişmediğini savunan Sarkisyan, diplomat- lardan görev yaptõklarõ yerler- de “sorunun günler, haftalar veya aylar içinde çözüleme- yeceğini anlatmalarını” iste- di. Ermenistan lideri, “Herkes anlamalı ki şu anda çözü- mün temel ilkelerinin bazı noktalarını görüşüyoruz. Bunlar üzerinde bir anlaşma sağlandığında bile başka bir- çok ilke konusu açıkta kala- cak. Bu büyük çaba isteyen bir süreç” diye konuştu. Azerbaycan’dan tepki Azerbaycan Dõşişleri Ba- kanlõğõ’ndan yapõlan açõkla- mada ise Türkiye - Ermenistan sõnõrõnõn Yukarõ Karabağ so- runu çözülmeden önce açõl- masõnõn Azerbaycan’õn milli çõ- karlarõna aykõrõ olduğu belir- tildi. Bakanlõğõn internet site- sinde yer alan açõklamada Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õn 14 Mayõs’õnda Azerbaycan parla- mentosunda “işgal kalktıktan sonra sınır açılır” şeklindeki sözlerine yer verilerek “Her ül- kenin bir başka ülke ile iliş- kilerini belirlemesi onun ba- ğımsızlık hakkıdır. Ancak bu durumda meselenin doğ- rudan Azerbaycan’ın milli çıkarları ile ilgili olduğunu dikkate alarak beyan ediyo- ruz ki Dağlık Karabağ soru- nu çözülmeden Türkiye-Er- menistan sınırlarının açıl- ması Azerbaycan’ın milli çı- karlarına aykırıdır” denildi. ‘Teslimiyetçi politika’ Ermenistan’la ilişkilerin ‘normalleştirilmesi’ne yönelik protokol muhalefetin sert tepkisine yol açtõ. Onur Öymen olayõ tek taraflõ taviz olarak değerlendirdi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hükümetin, Ermenis- tan’la diplomatik ilişki kurul- masõ ve ilişkilerin “normalleş- tirilmesi”ne yönelik protokol hazõrlamasõ muhalefetin sert tep- kisine yol açtõ. CHP Genel Başkan Yardõmcõsõ Onur Öymen, Türkiye’nin Er- menistan’la ilişkiler konusunda “tek taraflı taviz verdiğine” dikkat çekti. AKP hükümetinin bu konuda da diğer konularda ol- duğu gibi “büyük devletlerin dümen suyuna giden teslimi- yetçi” bir politika izlediğini kay- deden Öymen, Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn Bakû’de Azer- baycan’a verdiği “Ermenistan Karabağ’dan çıkmadan Tür- kiye sınırları açmayacak” ga- rantisini anõmsattõ. Türkiye’nin bu yeni “açılımı” nasõl izah ede- ceğini soran Öymen, “Türkiye sözünde duramayan bir ülke durumuna getirilmiştir” dedi. MHP Ankara Milletvekili ve emekli diplomat Deniz Bölük- başı da, Ermenistan’õn bağõm- sõzlõğõnõ kazandõğõ 1991’den iti- baren diplomatik ilişki kurul- masõ için zaman zaman kendisi- nin de içinde yer aldõğõ “gizli müzakereler” yürütüldüğüne işaret etti. Ancak Ermenistan’õn Doğu Anadolu’dan “Doğu Er- menistan” diye söz edip sõnõrlarõ tanõmamasõ, Ağrõ Dağõ’nõn “mil- li sembol” olarak kabul edilme- si, “sahte soykırım” etrafõnda “hayasız bir kampanya yü- rütmesi” ve Karabağ sorunu nedeniyle diplomatik ilişki ku- rulamadõğõnõ söyledi. Ancak Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün geçen nisanda Ermenis- tan’la Türkiye milli maçõ için Eri- van’a gidip “Ağrı Dağı sembo- lü” altõnda fotoğraf çektirip ye- ni bir süreci başlattõğõnõ anõmsattõ. Kamuoyunun baskõsõ üzerine Başbakan Tayyip Erdoğan’õn Bakû’ya giderek Azerbaycan Cumhurbaşkanõ İlham Aliyev’le yaptõğõ açõklamada, “Dağlık Ka- rabağ işgali sona ermeden sı- nırlar açılamaz” dediğini kay- deden Bölükbaşõ, “Eğer Türki- ye Cumhuriyeti Başbakanı ya- lan söylemiyorsa, 6 hafta son- ra Dağlık Karabağ’daki işgal sona erecektir. Bu olmaz ise Türkiye Cumhuriyeti Başba- kanı’nın ciddi bir güvenilirlik sorunu olacaktır” görüşünü di- le getirdi. Ek Belge’ye göre şu adımların atılması karara bağlandı: 1. Ortak sınırın açılması: Türkiye Cumhuriyeti ile Er- menistan Cumhuriyeti arasında İkili İlişkilerin Geliştirilmesi Protokolü’nün yürürlüğe girmesinden sonra iki aylık bir sü- re içinde. 2. İki dışişleri bakanının başkanlığında, hükümetler ara- sı komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarını hazırlamak üzere bir çalışma grubunun oluşturulması. 3. Hükümetler arası komisyonun ve alt komisyonlarının çalışma kurallarının bakanlar düzeyinde onaylanması. 4. Hükümetler arası komisyonun ilk toplantısının dü- zenlenmesi: Hükümetler arası komisyonun ve alt komis- yonlarının çalışma kurallarının bakanlar düzeyinde onay- lanmasından hemen sonra. 5. Aşağıdaki alt komisyonların çalışmaya başlamaları:  Siyasi istişare alt komisyonu. Ulaştırma, iletişim ve enerji altyapı ve şebekeleri alt ko- misyonu.  Hukuki konulara ilişkin alt komisyon.  Bilim ve eğitim alt komisyonu.  Ticaret, turizm ve ekonomik işbirliği alt komisyonu.  Çevre sorunlarına ilişkin alt komisyon ve  Tarihsel boyuta ilişkin alt komisyon iki halk ara- sında güven tesis edilmesi amacıyla sorunların tanım- lanmasına ve tavsiyelerde bulunulmasına yönelik ola- rak, tarihsel kaynak ve arşivlerin tarafsız bilimsel in- celenmesini de içerecek şekilde bir diyaloğun uygulamaya konulması. Hükümetlar arası komisyonun ilk toplantı- sından en geç 1 ay sonra. AB VE FRANSA’DAN TEBRİK ‘Memnuniyet verici’ Dış Haberler Servisi - AB Komisyonu, Türkiye ve Erme- nistan’õn ikili ilişkilerinin geliştirilmesine ve normalleştiril- mesine yönelik adõmlara büyük önem verdiğini ve bunlarõ memnuniyetle karşõladõğõnõ bildirdi. AB Komisyonu’nun dõş ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner açõklamasõnda, iki ülke arasõnda diploma- tik ilişkilerin kurulmasõ için protokoller üzerinde anlaşõlmasõ- nõn bölge istikrarõ için önemine değindi. AB kaynaklarõ, Tür- kiye-Ermenistan ilişkilerinin düzeltilmesine yönelik “uzun bir sürecin başlangıcı” işaretlerinin memnuniyet ve umut verici olduğunu, gelişmelerin yakõndan izlendiğini, taraflarca atõlacak adõmlarõn cesaretlendirilmesi için katkõda bulunula- cağõnõ belirtti. Aynõ kaynaklar, gelişmelerin Türkiye ve Erme- nistan’õn AB ile ilişkilerini de olumlu etkileyeceğini vurgula- dõ. Fransa Cumhurbaşkanõ Nicolas Sarkozy’nin, Ermeni- Türk ilişkilerinin normalleşmesinin bölge istikrarõna katkõda bulunacak tarihsel bir olay olacağõnõ kaydettiği bildirildi. ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI ‘Çalışmaya hazırız’ WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD Dõşişleri Bakanlõğõ, Türkiye ve Ermenistan’õn ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik yeni adõmlar atõlacağõ yönündeki açõklamalarõnõ memnuniyetle karşõladõ. ABD Dõşişleri Bakanlõğõ tarafõndan yapõlan yazõlõ açõklamada, “Normalleşmenin önko- şulsuz ve akla uygun bir süre içinde gerçek- leşmesi ABD’nin uzun süreli ve mevcut tu- tumudur” denildi. Açõklamada, “Ermenistan ve Türkiye’yi bugün yapılan açıklamada be- lirtildiği gibi anlaşma sağlanan çerçeve üze- rinde süratle ilerlemeye teşvik ediyoruz. Bölgenin barış, güvenlik ve istikrarına katkı sağlayacak tarihi bir süreç olan normalleş- me konusunda her iki ülkeyle de yakından çalışmaya hazırız” denildi. Onur Öymen. Alican Sınır Kapısı Akyaka Demiryolu Sınır Kapısı Uygulama nasıl olacak? meni diyasporasõnõ bağ- lamõyor. Protokolle Ermenistan komşularõ ile sorunlarõ ne olursa olsun diplo- matik yollarla çözmeyi taahhüt etti. Üçüncü ül- kelerin içişlerine karõş- mama taahhüdü ile de resmen Azerbaycan top- rağõ olan Dağlõk Karabağ konusunda çözüm için adõm atacağõ sinyali ver- miş oldu. İlk belge... “Türkiye Cumhuri- yeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişki kurul- masına ilişkin protokol” başlõğõnõ taşõyan ilk bel- gede özetle şöyle denildi: “....İki ülke arasında- ki mevcut sınırın ulus- lararası hukukun ilgili antlaşmalarında tarif edildiği şekliyle karşı- lıklı olarak tanındığını teyit ederek, ortak sını- rın açılması hususunda aldıkları kararı vurgu- layarak iyi komşuluk ilişkileri anlayışıyla bağ- daşmayacak herhangi bir siyaset izlemeyecek- lerine dair taahhütleri- ni yineleyerek hangi ne- denle olursa olsun tero- rizmin tüm biçimlerini kınayarak, bu tür ey- lemlerin teşvikinden ve- ya müsamaha görme- sinden kaçınılacağı hu- susunda anlaşmışlar- dır.” Metinde, protokolün ve imzalanan diğer proto- kolün aynõ gün ve esasen onay belgelerinin değişi- mini takip eden ilk ayõn ilk günü yürürlüğe gire- ceği belirtildi. İkinci belge... “Türkiye Cumhuri- yeti ve Ermenistan Cumhuriyeti arasında ilişkilerin geliştirilmesi hakkındaki protokol” başlõğõnõ taşõyan belgey- le iki ülke arasõndaki dip- lomatik ilişkilerin yanõ sõra, ekonomik, kültürel, bilimsel alanlarõn yanõ sõ- ra, enerji, ulaşõm, teknik alanlarda da karşõlõklõ çõ- karlar çerçevisinde iliş- kilerin geliştirilmesi ön- görüldü. Bu belgede de özetle şöyle denildi: “...Bu protokolün yü- rürlüğe girmesinden iti- baren 2 ay içerisinde ortak sınırın açılması hususunda anlaşmış- lardır Her iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişare gerçekleştiril- mesi, iki halk arasında karşılıklı güven tesis edilmesi amacıyla, mev- cut sorunların tanım- lanmasına ve tavsiye- lerde bulunulmasına yö- nelik olarak, tarihsel kaynak ve arşivlerin ta- rafsız bilimsel incele- mesini de içerecek şe- kilde bir diyaloğun uy- gulamaya konulması hususlarında anlaşmış- lardır...”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle